ASAYİŞ - 10 Aralık 2025 Çarşamba 12:40

Antalya’da 2 cana malolan spotçu yangında tüyler ürperten iddia: "Yanmaya hazır mısınız"

A
A
A
Antalya’da 2 cana malolan spotçu yangında tüyler ürperten iddia: "Yanmaya hazır mısınız"

Antalya’da iki ayrı spotçu dükkanında çıkan yangında iki kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin "olası kastla yangın çıkartmak suretiyle öldürme" suçlamasıyla tutuklu yargılanan sanık, Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkemede sanığın "yanmaya hazır mısınız" diyerek ateş başlattığı ve ölümlere sebep olduğu iddia edildi. Ölen kişilerden Mete Durupınar’ın annesi "Giden benim oğlum oldu" diyerek mahkemede ifade verirken, sanığın kasten yangın çıkardığını savundu.


Muratpaşa ilçesi Varlık Mahallesi 173 Sokak üzerinde 2 Ocak 2025 tarihinde saat 21.30 sıralarında bir apartmanın girişinde bulunan ikinci el eşya satan iş yerinde yangın çıktı. Alevler kısa sürede apartmanı sardı. Çevredeki vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı ile olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Hızla büyüyen alevlere itfaiye ekipleri kısa sürede müdahale etti. Yangında mahsur kalan vatandaşlar itfaiye erleri tarafından dışarıya çıkartıldı. İddianameye göre yan dükkânın işletmecisi Mete Durupınar, duman nedeniyle iş yerinden çıkamayarak, yangın ortamında maruz kaldığı karbonmonoksit (CO) zehirlenmesi sonucu hayatını kaybederken, Özen Apartmanı altındaki çamaşırhanede çalışan Ahmet Özen ise yangında maruz kaldığı duman ve ısı nedeniyle ağır yaralandı, Konya Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alındı ancak gelişen komplikasyonlar sonucu yaşamını kaybetti.


Yangın itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu söndürülürken, bitişikteki 2 binada büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Apartmanların giriş katında bulunan çamaşırhane ve 2 spotçu dükkanı kullanılamaz hale geldi.


Olay sonrası oluşturulan iddianamede, sanık Ufuk B.’nin, Ahmet Özen ve Mete Durupınar’ın ölümüyle sonuçlanan eylemleri nedeniyle iki kez "olası kastla yangın çıkartmak suretiyle kasten öldürme" suçundan cezalandırılması talep edildi. Sanığın, olay sırasında yaralanan Lokman Derya Y. ve Seval G.’ye yönelik eylemleri nedeniyle de iki kez "yangın çıkartmak suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan göre cezalandırılması istendi. Ayrıca yangının Celal ve Özen apartmanlarında çok sayıda konut, iş yeri ve bir araca zarar vermesi nedeniyle sanık hakkında "zincirleme mala zarar verme" suçundan da ceza talep edildi.


Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan yangın raporunda ise, apartmanın giriş katında bulunan 10 C numaralı spotçunun önünde istiflenen eşyalara bırakılan veya atılan bir ateş kaynağı sonucu yangının başladığının tahmin edildiği belirtildi. Alevlerin kısa sürede diğer iş yerlerine ve bitişik nizam apartmanlara sirayet ettiği ifade edilen raporda, olayın adli makamlarca değerlendirilmesinin uygun olacağı kaydedildi.



Duruşma başladı


Olay sonrası ilk duruşma Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya, sanık Ufuk B. SEGBİS üzerinden katılırken, müştekiler Emrullah D., Seval G., Olga R., Kibare A. Feyzi B., Hasibe Ö., Lokman Derya Y., Mehmet Halit T.,sanık ve müşteki avukatları katıldı.


Müşteki Emrullah Demirci, şikayetinden vazgeçtiğini söylerken, "Kızım gelip baba evimiz yanıyor dedi, sigortaları indirdim, itfaiyenin gelmesini bekledim. Sanıktan şikayetçi değilim, hiçbir talebim de yok" şeklinde konuştu.



"Yangını ben çıkarmadım"


Sanık Ufuk B., yaptığı savunmada savcılıkta verdiği ifadeyi tekrar ettiğini söyledi. Savunmada, şu iddialara yer verdi: "Savcılıktaki ifademin aynısını tekrar ediyorum, yangını ben çıkarmış değilim. yaklaşık 2 yıl önce ailemle Malatya’da depremden zarar gördüğümüz için Antalya’ya geldim. Oturduğum yerin alt tarafında Lokman Derya Y.’ye ait spot dükkanı ve ölen ile yaralanana ait iş yerleri var. Ben bu iş yeri sahiplerinden sadece Lokman Derya Y’yi tanıyorum. Zarar gören diğer iş yeri sahipleri Mete Dumlupınar ve Ahmet Özen’i tanımam. Lokman Derya Y’den geçmişte koltuk takımı alıp bin 500 TL ödedim. Fakat sadece tekli bir koltuk geldi. Takımın diğerleri gelmedi. Bu nedenle aramızda bir anlaşmazlık vardı. 2 Ocak 2025 günü saat 20:00 sıralarında Lokman Derya Y.’nin iş yerine uğrayıp koltuk takımında umudumu kestiğim için ödediğim parayı istedi. Küfrederek beni dükkandan kovdu. Buna içerledim. Tekrar aşağıya indim. Lokman yanında daha önce tanımadığım Seval isimli bir bayanla oturuyordu. Paramı ne zaman vereceksin diye sorduğumda küfür edip metal bir cisimle bana saldırdı. Ben de korkup orada bulduğum ile Lokman’a vurdum. Boğuştuk. O sırada dükkanda Seval isimli şahıs beni tutmaya çalıştı. Lokman dükkandan kaçtığında dükkanın dışındaki malzemeler bilmediğim bir şekilde yanmaya başladı. Kendimi zorla kurtarıp dışarıya kaçtım. Yangından ailemin çıktığını görünce 100. Yıl bulvarına çıktım. Bir markette oturup alkol aldım. Daha sonra olay yerine döndüğümde yangın sönmüştü. Çöp toplayıp arabayı görüp ona binerek çöp toplamada yardımcı oldum. Gece eve 04:00 sıralarında geldim. Evimde uyudum. Sonrasında polisler gelip beni göz altına aldılar. Ben iddia edildiği gibi yangın çıkarmış iş yerine girip bir şeyler dökerek koltuğu yakmış ve bu şekilde büyüyen yangın nedeniyle kişilerin ölümüne, yaralanmasına ya da mallarına zarar vermiş değilim. Lokman Derya Y.’nin dükkanında ikinci el eşya satılmıyor, uyuşturucu satılıyor, maktuller de ondan uyuşturucu alıyordu."



"Çakmakla ateşe verdi"


Duruşmada dinlenen müşteki Lokman Derya Y., daha önce verdiği ifadeleri aktardı. Sanık Ufuk B.’yi üst kat komşusu olması nedeniyle tanıdığını, bir yıl önce deprem sebebiyle Malatya’dan taşındıklarını ve sanığa ikinci el eşya sattığını belirtti. Yılmaz, sanığın "A4" olarak bilinen uyuşturucuyu kullandığını bildiğini ancak bunu hiç görmediğini ileri sürerek, yılbaşı akşamı sanığın yanına gelerek ne içeceğini sorduğunu, kendisinin parasının olmadığını söylemesi üzerine Ufuk B.’nin kartından 200 TL çekeceğini ve bu parayla Zeytinköy’den A4, bulamazsa el yapımı alkol almasını istediğini iddia etti. Müşteki, sanığın verdiği parayla hiçbir şey almadığını, ertesi gün sanığın ne aldığını sorması üzerine hasta olduğu için gidemediğini söylediğini ve cebinden 100 TL çıkarıp verdiğini, kalan 100 TL’nin kendi alacağına karşılık olduğunu aktardı. Sanığın bu parayı alıp dükkândan ayrıldığını, olay günü ise hatırlamadığı bir saatte yeniden gelerek 100 TL’nin ne olduğunu sorduğunu, kendisinin de borcundan düşüldüğünü söylemesi üzerine Ufuk B.’nin hiçbir şey demeden gittiğini beyan etti.


Müşteki, aynı gün saat 20.30 sıralarında Seval Gençoğlu ile iş yerinde oturdukları sırada sanığın dükkâna girerek "Sen benim 100 liramı mı yiyeceksin, yanmaya hazır mısınız?" dediğini, sağ cebinden sarı renkli bir teneke kutu çıkararak iş yerinin girişindeki üçlü koltuğa döküp çakmakla ateşe verdiğini anlattı. Yılmaz, alevleri eliyle söndürmeye çalıştığını, ardından sanığa sarıldığını, bu sırada sanığın montunun içinden çıkardığı satırla kendisine vurduğunu ve "Seni öldüreceğim" diyerek küfür ettiğini iddia etti.


Yılmaz, dışarıda da alevlerin yükseldiğini, sanığın elinden kurtularak dışarı çıktığını, kısa süre sonra Seval Gençoğlu ve sanığın da dışarı çıktığını belirtti. Müşteki, sanığın kaçmasını engellemek için yanına gittiğinde Ufuk B.’nin "Senin kafanı keseceğim" dediğini ve olay yerinden sakin bir şekilde ayrıldığını öne sürdü.



"Dışarı çıkmama engel oldu, satırla vurdu"


Müşteki Seval Gençoğlu da olay günü akşam saatlerinde satmış olduğu hediyelik eşyaları Lokman Derya Yılmaz’ın dükkânına bırakmak için gittiğini belirtti. Saat 20.30 sıralarında fotoğrafta kendisine gösterilen sanık Ufuk B.’nin dükkâna sakin bir şekilde girerek "Yanmaya hazır mısınız" dediğini, elindeki bir cisimde bulunan sıvıyı üçlü koltuğa döküp ateşe verdiğini ifade etti. Gençoğlu, Lokman Derya Yılmaz’ın eliyle alevleri söndürmeye çalıştığını, aynı anda dükkânın dış kısmında da yangın başladığını gördüğünü söyledi. Yangın sürerken sanık ile Lokman arasında arbede çıktığını, sanığın montunun içinden çıkardığı satırla Lokman’a vurmaya başladığını aktardı.


"Yardım edin" diye bağırdığı sırada Lokman’ın sanığın elinden kurtularak dışarı çıktığını, kavganın kapı önünde yaşanması nedeniyle kendisinin dışarı çıkamadığını, içeride kalan sanığın eşyalara satırla vurduğunu belirtti. Bu sırada sanığın satırın kesici olmayan kısmıyla kendi sol omzuna da vurduğunu, dışarı çıkmak istediğinde sanığın buna engel olduğunu ifade etti. Dışarı çıkabildiğinde her iki bileğinde ve saçlarında yanıklar olduğunu belirten Gençoğlu, dışarıda da Lokman ile sanık arasındaki kavganın sürdüğünü, bir süre sonra sanığın 100. Yıl Caddesi yönüne doğru yürüyerek uzaklaştığını söyledi. Yangında malzemelerinin yanması nedeniyle yaklaşık 50 bin TL zararının oluştuğunu, ölen iki kişiyi tanımadığını ve sanıktan şikâyetçi olduğunu ifade etti.



"Dışarı çıkamadı"


Maktul Ahmet Özen’in eşi Hasibe Özen ise Özen Apartmanı’nın 6 numaralı dairesinde eşi ve oğlu ile birlikte yaşadıklarını belirtti. Olay sırasında eşinin binanın altındaki "Anadolu Çamaşırhanesi" adlı iş yerinde çalıştığını ifade eden Hasibe Özen, yan tarafta bulunan spotçu dükkânında çıkan yangının kısa sürede büyüyerek binaya sıçradığını söyledi. Kendisinin oğlu ile birlikte dışarı çıkmayı başardığını, ancak yangının hızla yayılması nedeniyle eşinin dışarı çıkamadığını aktardı.


Hasibe Özen, yangının söndürülmesinin ardından eşinin baygın halde çıkarıldığını ve ileri tetkikler için Konya Şehir Hastanesi’ne sevk edildiğini, çamaşırhane olarak kullanılan iş yerlerinin yanı sıra dairenin batı cephesinin ve ev eşyalarının zarar gördüğünü belirtti. Eşinin yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini söyleyen müşteki, sanıktan şikâyetçi olduğunu ifade etti.


"Giden, benim oğlum oldu"


Duruşmada söz verilen maktul Mete Durupınar’ın annesi Kibare Açalya ise, yaşananları "basit bir yangın" olarak görmediğini belirterek, "Giden benim oğlum oldu. Basit bir yangın olduğunu düşünmüyorum, kasti çıkarılmış bir yangın. Onun dükkânı ile benim oğlumun dükkânı arasında iki metre mesafe var" dedi. Açalya ayrıca, oğlunun 8 Ocak tarihinde defterine "Benim için saldırı ya da infazım olabilir" şeklinde bir not yazdığını da mahkemeye aktardı.


Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi.





Antalya’da 2 cana malolan spotçu yangında tüyler ürperten iddia: "Yanmaya hazır mısınız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da Karadeniz rüzgarı esti: Vatandaşlara 1 ton hamsi ikram edildi Eyüpsultan Trabzonlular Derneği tarafından ‘Hamsi Festivali’ düzenledi. Festivalde vatandaşlara 1 ton hamsi ikram edildi. Eyüpsultan Trabzonlular Derneği, Karadeniz kültürünün birlik ve dayanışma ruhunu İstanbul’da yaşatılması amacıyla bu yıl ilk kez ‘Hamsi Festivali’ düzenledi. Eyüpsultan Meydanı’nda gerçekleştirilen programda vatandaşlara 1 ton hamsi ikram edildi. Karadeniz kültürünü yansıtan kemençenin de yer aldığı programa, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İstanbul Valisi Davut Gül, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Vekili Eray Karadeniz, Bayrampaşa Belediye Başkan Vekili İbrahim Akın, Eyüpsultan Belediye Başkan Vekili Şanal Egemen Cantimur, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Saliha Demirer, AK Parti Eyüpsultan İlçe Başkanı Muhammet Vanlıoğlu, Trabzon Dernekler Federasyonu Başkanı İsmail Şatıroğlu, Eyüpsultan Trabzonlular Derneği Başkanı Kenan Demircioğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, Trabzonlular Derneği, katılımlarından dolayı Bakan Kacır başta olmak üzere tüm protokole plaket taktim etti. Öte yandan, Bakan Kacır ve festivale katılan Bakanlar ve belediye başkanları, elleriyle vatandaşa hamsili ekmek dağıttı. "Yüreğimizde memleket sevdasını hiç eksik etmiyoruz" Festivalde konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Fatih’in fethettiği Yavuz’un idare ettiği Kanuni’nin doğduğu güzel şehirden Trabzon’dan buraya bu güzel meydana Eyüp Sultan Hazretleri’nin yanı başına gelerek bir araya gelen bizlerle birlikte olan tüm Trabzonluları sizleri sevgiyle saygıyla hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Değerli AK Parti Eyüp Sultan ilçe başkanımız Muhammed Vanlıoğlu 2 gün önce bir mesaj gönderdi. Festivalimize bekliyoruz dedi. Bakayım dedim Muhammed Başkan ne festivaline davet ediyor, ‘Eyüp Sultan hamsi festivali’ hamsinin Eyüp Sultan’da ne işi var dedim. Bize her yer Trabzon dedi. Şimdi Trabzonlular bulundukları yere heyecan getiren coşku getiren renk katan insanlar. Pratik zekalı insanlar. Bazen varlıkları ve çok önde olmaları diğerleri tarafından zor anlaşılır olabilir. Ama Allah onlara herkeste olmayan pek çok hasreti nasip etmiş. Ben gerçekten bu güzel organizasyonu düzenleyen Eyüp Sultan Trabzonlular Derneğine ve tüm sivil toplum kuruluşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Her birimiz farklı dönemlerde İstanbul’a gelen yerleşen ailelerin çocuklarıyız. Çok azımız 3-5 nesil geçmişten bu yana İstanbulluyuz. Ama yüreğimizde memleket sevdasını memleket sevgisini hiç eksik etmiyoruz. Her vesileyle hemşerilerimizle bir araya gelmeye, kültürümüzü hatırlamaya, yaşamaya, evlatlarımıza yaşatmaya, hamsinin kokusunu, kemençenin sesini, horonun coşkusunu bir kez daha yaşamaya gayret ediyoruz." Şeklinde konuştu. "İstiyoruz ki, 81 ilimizin her birisi kendi içerisindeki bu kültürü yaşatması" 81 ilin kültürünün yaşatılması gerektiğine değinen İstanbul Valisi Davut Gül, "Sayın bakanım sağ tarafta hemşerilerimiz sırada ve bu şehri doyasıya yaşamak istiyorlar. Ben öncelikle bu organizasyonu yapan Eyüp Sultan Trabzonlular Derneği’ne destek veren belediyelerimizi katılımlarınızla burayı şereflendirdiği için zat-i halinizi ve her bir hemşerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu birliğimizi beraberliğimizi kardeşliğimizi inşallah ilelebet muhafaza ederiz. Hemşerilerimizin herhangi bir şeyi vesile kılarak bir araya gelmesi, şehrimize önemli değer katıyor. İstiyoruz ki, 81 ilimizin her birisi kendi içerisindeki bu kültürü yaşatması, kendi aralarındaki birliği kardeşliği muhafaza etmeleri en önemli temennimiz. Şunu aynı inanıyoruz şehirler güçlü olunca ülkeler güçlü olur. Sizler güçlü olursanız milletimiz güçlü olur. Bu vesileyle tekrardan uzaktan yakından gelen herkese teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın selamlarını iletiyorum, hepinize saygılarımı iletiyorum" dedi. "Trabzonlu demek vatanını seven milletinin bekası için her zaman 15 yaşında dahi olsa Eren Bülbül gibi kendini bu vatana feda eden vatanın evlatları demektir" AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, "Kıymetli hemşerilerimiz, Trabzon şehrimiz hem Milli Mücadelede hem de Cumhuriyet tarihinden bu tarafa ülkemizin varlığında birliğinde her daim çimento vazifesi görmüş olan bir memleketimizdir. Trabzon demek Trabzonlu demek vatanını seven milletinin bekası için her zaman 15 yaşında dahi olsa Eren Bülbül gibi kendini bu vatana feda eden vatanın evlatları demektir. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün sivil toplum kuruluşlarımız vesilesiyle hem Trabzon hem de Trabzon dostu hemşerilerimizle bir aradayız. Sivil toplum kuruluşlarımızın da çok önemli olduğunu bilen bir siyasetçiyim. Hem kültür aktarımını hem bir arada olmamıza vesile olan hem nesiller arası tanışmaya hem de nesillerin kendi içerisinde bir arada olmasına vesile olmuştur. Aynı zamanda yardımlaşmayı ve birlik ve beraberliği de her daim sivil toplum kuruluşlarımız sağlamıştır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte değişen inşallah her daim sivil toplum kuruluşlarımızın ve Trabzon neşelerimizin yanında olmaya rağmen devam edeceğiz" diye konuştu. Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu da, "Allah insana ve insanın fıtratına 2 sevgiyi önemli ve kutsal olarak işlemiştir. Bir tanesi ailesiyle ilgili sevgi, çocuklarıyla ilgili sevgidir bir tanesi de insanın doğduğu yer ile ilgili sevgidir. İnsanın doğduğu yeri sevmesi fıtratının gereğidir ve bu fıtrat hangi sebeple olursa olsun her zaman doğduğu yere karşı özel ilgi özel muhabbet beslenir" şeklinde konuştu. "Önümüzdeki hafta sonunda biz de bir hamsi festivali yapacağız" Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Vekili Eray Karadeniz ise, "Eyüpsultan’da güzel bir birliktelik beraberlik ruhu var. Az önce federasyon başkanımızın ifade ettiği üzere hamsi işin bahanesi birlikte olmak beraber olmak. Ülkenin Edirne’den Karsına Trabzon’dan Antalya’ya kadar her rengiyle her insanıyla bir ve beraber olmak bizim için çok kıymetli. İnşallah önümüzdeki hafta sonunda biz Gaziosmanpaşa meydanında bir hamsi festivali yapacağız. Bu vesileyle her birinizi davet etmiş olalım. Bugün buraya geldiğiniz için katılımınız için teşekkür ediyorum. Ben konuşmalarımı uzatmayayım sözün asıl sahipleri burada hayırlı günler diliyorum saygılarımla" dedi. Festivale katılan Ekrem Bostan isimli vatandaş, "Balık haberini babamdan duydum. Ondan sonra akşam annemlere söyledim. Annemlerde kabul etti. Balığı çok severim. Balığı çok sevdiğim için buraya geldim. Şuan sırada bekliyorum. Bu festivali eren bülbüle armağan ediyorum. Benim diyeceğim bu kadar, teşekkür ediyorum" diye konuştu. Meral Kütükoğlu isimli vatandaş ise, "Tesadüfen geldik. Biz Eyüp sultan hazretleri ziyarete geldik. Buda ilkiymiş zaten bizde anı olsun diye kuyruğa girdik" dedi.
İstanbul Eyüpsultan’da Karadeniz rüzgarı esti: Trabzonlular Derneği, vatandaşlara 1 ton hamsi ikram etti Eyüpsultan Trabzonlular Derneği tarafından Eyüpsultan Meydanı’nda ‘Hamsi Festivali’ düzenledi. Festivalde vatandaşlara 1 ton hamsi ikram edildi. Programda konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Çok azımız 3-5 nesil geçmişten bu yana İstanbulluyuz. Ama yüreğimizde memleket sevdasını memleket sevgisini hiç eksik etmiyoruz. Her vesileyle hemşerilerimizle bir araya gelmeye, kültürümüzü hatırlamaya, yaşamaya, evlatlarımıza yaşatmaya, hamsinin kokusunu, kemençenin sesini, horonun coşkusunu bir kez daha yaşamaya gayret ediyoruz" dedi. Eyüpsultan Trabzonlular Derneği, Karadeniz kültürünün birlik ve dayanışma ruhunu İstanbul’da yaşatılması amacıyla bu yıl ilk kez ‘Hamsi Festivali’ düzenledi. Eyüpsultan Meydanı’nda gerçekleştirilen programda vatandaşlara 1 ton hamsi ikram edildi. Karadeniz kültürünü yansıtan kemençenin de yer aldığı programa, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İstanbul Valisi Davut Gül, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Vekili Eray Karadeniz, Bayrampaşa Belediye Başkan Vekili İbrahim Akın, Eyüpsultan Belediye Başkan Vekili Şanal Egemen Cantimur, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Saliha Demirer, AK Parti Eyüpsultan İlçe Başkanı Muhammet Vanlıoğlu, Trabzon Dernekler Federasyonu Başkanı İsmail Şatıroğlu, Eyüpsultan Trabzonlular Derneği Başkanı Kenan Demircioğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kuran Tilaveti ile başlayan programda, Trabzonlular Derneği, katılımlarından dolayı Bakan Kacır başta olmak üzere tüm protokole plaket taktim etti. Öte yandan, Bakan Kacır ve festivale katılan Bakanlar ve belediye başkanları, elleriyle vatandaşa hamsili ekmek dağıttı. "Yüreğimizde memleket sevdasını hiç eksik etmiyoruz" Festivalde konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Fatih’in fethettiği Yavuz’un idare ettiği Kanuni’nin doğduğu güzel şehirden Trabzon’dan buraya bu güzel meydana Eyüp Sultan Hazretleri’nin yanı başına gelerek bir araya gelen bizlerle birlikte olan tüm Trabzonluları sizleri sevgiyle saygıyla hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Değerli AK Parti Eyüp Sultan ilçe başkanımız Muhammed Vanlıoğlu 2 gün önce bir mesaj gönderdi. Festivalimize bekliyoruz dedi. Bakayım dedim Muhammed Başkan ne festivaline davet ediyor, ‘Eyüp Sultan hamsi festivali’ hamsinin Eyüp Sultan’da ne işi var dedim. Bize her yer Trabzon dedi. Şimdi Trabzonlular bulundukları yere heyecan getiren coşku getiren renk katan insanlar. Pratik zekalı insanlar. Bazen varlıkları ve çok önde olmaları diğerleri tarafından zor anlaşılır olabilir. Ama Allah onlara herkeste olmayan pek çok hasreti nasip etmiş. Ben gerçekten bu güzel organizasyonu düzenleyen Eyüp Sultan Trabzonlular Derneğine ve tüm sivil toplum kuruluşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Her birimiz farklı dönemlerde İstanbul’a gelen yerleşen ailelerin çocuklarıyız. Çok azımız 3-5 nesil geçmişten bu yana İstanbulluyuz. Ama yüreğimizde memleket sevdasını memleket sevgisini hiç eksik etmiyoruz. Her vesileyle hemşerilerimizle bir araya gelmeye, kültürümüzü hatırlamaya, yaşamaya, evlatlarımıza yaşatmaya, hamsinin kokusunu, kemençenin sesini, horonun coşkusunu bir kez daha yaşamaya gayret ediyoruz" şeklinde konuştu. "İstiyoruz ki, 81 ilimizin her birisi kendi içerisindeki bu kültürü yaşatması" 81 ilin kültürünün yaşatılması gerektiğine değinen İstanbul Valisi Davut Gül, "Sayın bakanım sağ tarafta hemşerilerimiz sırada ve bu şehri doyasıya yaşamak istiyorlar. Ben öncelikle bu organizasyonu yapan Eyüp Sultan Trabzonlular Derneği’ne destek veren belediyelerimizi katılımlarınızla burayı şereflendirdiği için zat-i halinizi ve her bir hemşerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu birliğimizi beraberliğimizi kardeşliğimizi inşallah ilelebet muhafaza ederiz. Hemşerilerimizin herhangi bir şeyi vesile kılarak bir araya gelmesi, şehrimize önemli değer katıyor. İstiyoruz ki, 81 ilimizin her birisi kendi içerisindeki bu kültürü yaşatması, kendi aralarındaki birliği kardeşliği muhafaza etmeleri en önemli temennimiz. Şunu aynı inanıyoruz şehirler güçlü olunca ülkeler güçlü olur. Sizler güçlü olursanız milletimiz güçlü olur. Bu vesileyle tekrardan uzaktan yakından gelen herkese teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın selamlarını iletiyorum, hepinize saygılarımı iletiyorum" dedi. "Trabzonlu demek vatanını seven milletinin bekası için her zaman 15 yaşında dahi olsa Eren Bülbül gibi kendini bu vatana feda eden vatanın evlatları demektir" AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, "Kıymetli hemşerilerimiz, Trabzon şehrimiz hem Milli Mücadelede hem de Cumhuriyet tarihinden bu tarafa ülkemizin varlığında birliğinde her daim çimento vazifesi görmüş olan bir memleketimizdir. Trabzon demek Trabzonlu demek vatanını seven milletinin bekası için her zaman 15 yaşında dahi olsa Eren Bülbül gibi kendini bu vatana feda eden vatanın evlatları demektir. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün sivil toplum kuruluşlarımız vesilesiyle hem Trabzon hem de Trabzon dostu hemşerilerimizle bir aradayız. Sivil toplum kuruluşlarımızın da çok önemli olduğunu bilen bir siyasetçiyim. Hem kültür aktarımını hem bir arada olmamıza vesile olan hem nesiller arası tanışmaya hem de nesillerin kendi içerisinde bir arada olmasına vesile olmuştur. Aynı zamanda yardımlaşmayı ve birlik ve beraberliği de her daim sivil toplum kuruluşlarımız sağlamıştır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte değişen inşallah her daim sivil toplum kuruluşlarımızın ve Trabzon neşelerimizin yanında olmaya rağmen devam edeceğiz" diye konuştu. Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu konuşmasında, "Allah insana ve insanın fıtratına 2 sevgiyi önemli ve kutsal olarak işlemiştir. Bir tanesi ailesiyle ilgili sevgi, çocuklarıyla ilgili sevgidir bir tanesi de insanın doğduğu yer ile ilgili sevgidir. İnsanın doğduğu yeri sevmesi fıtratının gereğidir ve bu fıtrat hangi sebeple olursa olsun her zaman doğduğu yere karşı özel ilgi özel muhabbet beslenir." Şeklinde konuştu. "Önümüzdeki hafta sonunda biz de bir hamsi festivali yapacağız" Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Vekili Eray Karadeniz ise, "Eyüpsultan’da güzel bir birliktelik beraberlik ruhu var. Az önce federasyon başkanımızın ifade ettiği üzere hamsi işin bahanesi birlikte olmak beraber olmak. Ülkenin Edirne’den Karsına Trabzon’dan Antalya’ya kadar her rengiyle her insanıyla bir ve beraber olmak bizim için çok kıymetli. İnşallah önümüzdeki hafta sonunda biz Gaziosmanpaşa meydanında bir hamsi festivali yapacağız. Bu vesileyle her birinizi davet etmiş olalım. Bugün buraya geldiğiniz için katılımınız için teşekkür ediyorum. Ben konuşmalarımı uzatmayayım sözün asıl sahipleri burada hayırlı günler diliyorum saygılarımla" dedi. Festivale katılan Ekrem Bostan isimli vatandaş, "Balık haberini babamdan duydum. Ondan sonra akşam annemlere söyledim. Annemlerde kabul etti. Balığı çok severim. Balığı çok sevdiğim için buraya geldim. Şuan sırada bekliyorum. Bu festivali eren bülbüle armağan ediyorum. Benim diyeceğim bu kadar, teşekkür ediyorum" diye konuştu. Festivale tesadüfen katıldığını belirten Meral Kütükoğlu, "Tesadüfen geldik. Biz Eyüp sultan hazretleri ziyarete geldik. Buda ilkiymiş zaten bizde anı olsun diye kuyruğa girdik" dedi. Etkinliğe ailecek geldiğini belirten Eyüpsultanlı Esengül Akkaya ise, "Göktürk’te oturuyoruz, Eyüp sultana bağlıyız. Böyle etkinliklere geliyoruz güzel oluyor, mutlu oluyoruz. Ailecek hep beraber geldik. İnsanlarla bir arada çok güzel oluyor. Biraz beklemek yoruyor o kadar" dedi.
Antalya Joao Pereira: "Daha fazla puan toplamayı bekliyordum" Corendon Alanyaspor Teknik Direktörü Joao Pereira, Fatih Karagümrük maçının ardından "Dürüst olmak gerekirse, daha fazla puan toplamayı bekliyordum. Aslında maçlara baktığımız zaman 25-26’da çok rahat bir şekilde yapabilirdik" dedi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Corendon Alanyaspor sahasında karşılaştığı Fatih Karagümrük’ü 2-0 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Corendon Alanyaspor Teknik Direktörü Joao Pereira açıklamalarda bulundu. Pereira, "Bugün gerçekten bizim için çok önemliydi. 3 puana çok ihtiyacımız vardı. Uzun bir süre galibiyet alamamıştık ve bugün evimizde taraftarlarımızın önünde 3 puan gerçekten önemliydi. Bu şekilde özgüven kazanmış olduk. Gerçekten iyi bir maç çıkarttık ve hak ettiğimiz bir galibiyet aldık diye düşünüyorum. Maça çok iyi başladık. Golü bulduk, başka pozisyonlar da ürettik ve bunlar gerçekten bizim için gerekliydi. Sonrasında gol yemedik. 5 maçtır göremiyoruz. Bu da takımı savunma anlamında, performansı açısından çok önemli. Sadece maçın son bölümünde oyuncular birazcık geri çekildi. Bu normalde sevdiğim bir şey değil ama herhalde ona çok ihtiyacımız var hissiyle bunu oyuncular hissettiler. O yüzden sorun değildi" diye konuştu. "Daha iyi bir ikinci yarış çıkarmak istiyoruz" Pereira, iyi futbol oynadıklarını belirterek, "Gerektiğinde savunmaya çekilmeniz gerektiği anlar olabiliyor. Burada birkaç dakika bunu yaşadık diyebilirim. Trabzon maçının son anlarında bunu yaşadık. Dediğim gibi bazen gerekli olabiliyor. Şimdi dinlenecek biraz zamanımız var. Hem kafa olarak hem vücut olarak dinleneceğiz. Sonrasında buraya geri gelip hedeflerimize doğru yol alacağız. Daha iyi bir ikinci yarış çıkarmak istiyoruz. Sıkı çalışmaya devam edeceğiz. Son olarak takımı oyuncuları tebrik ediyorum. Oyun planını çok iyi anladılar ve sahaya sürmeye çalıştılar. Tabii ki anlayıp doğru şeyleri yaptıkları zaman da benden daha mutlu hoca olmuyor dünyada" ifadelerini kullandı. "25-26 puan yapabilirdik" Ligin ilk yarısını değerlendiren Pereira, "Dürüst olmak gerekirse, daha fazla puan toplamayı bekliyordum. En az 23 puan almayı bekliyordum. Aslında maçlara baktığımız zaman 25-26’da çok rahat bir şekilde yapabilirdik. Çünkü bazı maçlar gerçekten iyi oynadık. Bir türlü gol atamadık, galibiyet alamadık. Sürekli berabere kaldık. 1 puan, 1 puan. Biraz altta kalmış olduk ikinci yarı. Bu yüzden bir hedefimizde daha ileriye gitmek alabiliriz’’ şeklinde konuştu.