Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Ankara
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yılmaz, ABD Dışişleri Müsteşar Vekili Bass ile bir araya geldi
10 Ocak 2025 Cuma - 21:07:47
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass ile bir araya geldi. Bakan Yardımcısı Yılmaz ve Müsteşar Vekili Bass, kurumlararası heyetlerin katılımıyla gerçekleşen görüşmede, Suriye’deki gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulundu.
10 Ocak 2025 Cuma - 21:06
Memur-Sen’den "4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu-Yargı Kararları ve Hukuki Tartışmalar" sempozyumu
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) tarafından, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Seçme Kanunu’nun yeniden gözden geçirilmesine yönelik ‘4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu-Yargı Kararları ve Hukuki Tartışmalar’ sempozyumu düzenledi. Memur-Sen tarafından kamu görevlilerinin zam oranlarının ve diğer kazanımlarının belirlendiği toplu sözleşmelerin sistematik çerçevesini çizen 4688 sayılı Kanun’un ve toplu sözleşme hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması noktasında yargıya yansıyan çeşitli ihtilafları gündeme alması amacıyla ‘4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu- Yargı Kararları ve Hukuki Tartışmalar’ sempozyumu gerçekleştirildi. Burada bir açılış konuşması gerçekleştiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Faruk Özçelik, çalışma hayatının bütün kazanımları içinde söylenebilir bir mücadeleler hayatı olduğunu belirterek, “Bu bağlamda sendikalar, sendikalar kazanımlarında bir mücadeleler tarihine sahnedir. Bugün burada yapılacak olan, iki gün sürecek olan bu sempozyum da, ben inanıyorum ki 4688 sayıda, sendikalar ve toplu sözleşmeler kanunuyla alakalı olarak, bir iyi bir masaya yatırma ameliyatı, ameliyatı göreceğine inanıyorum” açıklamasında bulundu. “Memur-Sen olarak sadece sorunları dinlendirmek değil, çözüm önerme konusunda akademik çalışmalarımızı yapıyoruz” Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise, 4688 sayılı Kanun’da sorunlar olduğunu ve bunların bir kısmının palyatif tedbirlerle çözülebilecek başlıklardan oluştuğunu, bir kısmının ise yapısal sorunlar olduğunu kaydetti. Yalçın, “Bu bağlamda kamu personel sistemi, vergi sistemi, sendikal toplu çalışma sistemi gibi yapısal değişiklik gerektiren başlıklar olduğu gibi bunun yanında az önce de ifade ettiğim gibi tekil dokunuşlarla çözülebilecek birçok sorun var. Buna ilişkin Memur-Sen ailesi olarak sadece sorunları dinlendirmek değil çözüm önerme konusunda anlayışımızın gereği olarak akademik çalışmalarımızı yapıyor. Sesi yükseltmenin yanında sözü yükseltmenin hep gayret içerisinde oluyoruz çünkü Memur-Sen ailesiyiz” ifadelerine yer verdi. “Vergi sisteminde vergi ve adalet gerekir” Yalçın, kamu personel sisteminin tamir edilmesine ilişkin çok önemli tespitlerinin olduğunu söyleyerek, “Bu konuda yaptığımız sempozyumla mutlak çalışmalarıyla işi belli bir aşamaya getirdik. Şu an raporlama ve son disiplin edilmiş şekilde bilgiyi toparlama sürecimizi yürütüyoruz. İnşallah onu da tamamlayacağız ve kamuoyuyla buluşturacağız. Vergi sistemine ilişkin itirazlarımızı ifade ettik ve vergi sisteminde vergi ve adalet gerekir, vergide eşitlik adalet değildir. Az kazanandan az, çok kazanandan çok alınması gereken bir sistemin Türkiye’de kullanılması gerekir. Aile dostu vergi politikalarına ihtiyaç var diye bu konuda çalışmalarımızı yaptık. Öneri setimizi kamuoyuyla paylaştık” diye konuştu. “8. dönem toplu sözleşmeye kalmadan burada yasa değişikliğini ısrarla ifade ediyoruz” Yalçın, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Seçme Kanunu’nu yeniden gözden geçirilmesinin gerektiğini vurgulayarak, “Onun için toplu sözleşme kanunuyla bu süreci taşımak çok zor. Ağustos ayında gerçekleşecek olan 8. dönem toplu sözleşmeye kalmadan burada bir yasa değişikliği konusunu ısrarla ifade ediyoruz” şeklinde konuştu. “Kanun mevcut haliyle sorunları çözmede yetersiz kalıyor” Yalçın, 2010 yılında anayasa referandumuyla toplu sözleşme hakkını elde ettiklerini hatırlatarak, "2010’da referandumda toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de evet diyerek bir süreç yönetimi yaptık ve toplu sözleşme hakkını yasanın değişmesiyle anayasa düzenlemesiyle birlikte almış olduk. 7 toplu sözleşme idare ettik ve dördünde uzlaşabildik. İkisinde tam uzlaşmazlık birisinde kısmi uzlaşmayla beraber yedi süreç yönettik. Şimdi 8. dönem toplu sözleşmeye doğru ilerken bu sürece ilişkin farkındalığı artırma konusunda çalışmalarımızı yürütüyor ve yasa değişikliğini zorluyoruz. Kanun mevcut haliyle sorunları çözmede yetersiz kalıyor. Sendikacıların yönünü yürütüyor. Hakça pazarlığa da imkan vermiyor. Bu nedenle mevcut toplu sözleşme kanunuyla ilişkin tüm mevzuatın kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesine ihtiyaç var. Bu hakikati bundan önce ifade ettiğimiz gibi bugün de bir kez daha bu vesileyle ifade ediyorum ve tarihe kaydediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmaların ardından Memur-Sen tarafından kamu görevlileri sendikacılığına yönelik akademik çalışmaları desteklemek amacıyla bu yıl 4’üncüsünü düzenlenen ‘Memur-Sen 2024 Yılı Tez Ödülleri’ ödül töreni gerçekleştirildi. Törende Yüksek lisans ve Doktora dallarında kazananlara ödülleri takdim edildi.
10 Ocak 2025 Cuma - 16:53
AK Parti’den üç yeni teklif
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, “Kırmızı kart gösterecekse önce kendi belediyelerine bir kırmızı kart göstersin. Bakın bir örnek verelim. Yani bu kartı önce şu İzmir’e bir göstersin. 5393 sayılı Belediye Kanununun en temel görevlerinden olan atık su, kanalizasyon, içme suyu gibi faaliyet alanlarında hiçbir başarısı olmayan İzmir Körfezi’ni adeta balıklar için, canlılar için yaşanmaz hale getiren şu belediyesine bir kırmızı kart göstersin” dedi. Güler, AK Parti Grup fuaye alanında üç yeni teklifi TBMM Başkanlığı’na sunduklarını söyledi. Güler, Çarşamba günü Siber Güvenlik Başkanlığı’nın kurulmasına dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin yayımlandığını hatırlatarak, onunla ilgili kanun teklifi verdiklerini kaydetti. Güler, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’yla ilgili Bazı düzenlemeler hakkında kanun teklifimiz ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin TBMM Başkanlığı’na verdiklerini belirterek, “Birinci kanun teklifimiz toplamda 11 maddeden oluşuyor. Özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle TÜBİTAK, KOSGEP ve diğer kendi bünyesindeki görev yapan başkanlıklarla ilgili olarak da bazı maddeler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Bunların bazı alanlardaki hususların kanunla düzenlenmesi gerektiğini ifade etmişlerdi Anayasa Mahkemesi. Buna yönelik bir düzenleme yapıyoruz. Ürüne ilişkin hizmet, muayene, bakım, takip ve kontrol faaliyetlerine yönelik düzenleyici işlemlere veya ürün dışı zorunlu standartlara aykırı hareketler hakkında idari yaptırım ve cezaların uygulanması noktasında teklifimiz var. Yine ülkemize ihtiyaç duyduğu araştırmacıların yetiştirilmesine katkı sağlamak amacıyla kurulduğu günden bu yana burs veren TÜBİTAK’ın öğrencilerimize ve araştırmacılarımıza bu desteğinin devamını sağlayacak şekilde teklifimiz var. Yine kamu maliyesi yönünden ve etkinlik ve verimlilik ülkeleri temelinde TÜBİTAK’ın mali bürokratik süreçlerden uzak bir çerçevede her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olmasına dair de düzenlememiz bu kanun teklifinde yer alıyor. Yine TÜBİTAK’ta görevlendirilecek hakem, izleyici, panelist, kurul ve komite üyeleri ile benzeri kişiler uygulayacak net maaş, ücret ödeme tutanlarında yine bu kanun teklifimizde önermiş oluyoruz” ifadelerini kullandı. Güler, Siber Güvenlik Başkanlığı ile ilgili olarak, “Ülkemizin siber güvenlik alanında güçlü ve güvenilir bir yapıya kavuşması için Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Siber Güvenlik Başkanlığı kurulmuştur. Tüm bu hususlarla beraber ülkemizde halen farklı yapılar altında sürdürülmeye çalışılan siber güvenlik yaklaşımında yeniden yapılandırılması da bu şekilde sağlanmış olacaktır. Toplam 22 maddeden geçici maddesiyle beraber yürütme yürürlük 21 madde geçici maddeyle beraber 22 maddeden oluşan bu kanun teklifimizde özellikle Afyon Milletvekilimiz Ali Özkaya Bey uzun bir çalışma ortaya koydu. Teklifte değerli arkadaşlar kamu kurumları ve kritik altyapı kuruluşlarını bilişim sistemlerinde oluşabilecek siber güvenlik olaylarının merkezi bir bakış açısıyla izlenmesi, tespiti ve bunların bertaraf edilmesine yönelik madde teklifimiz var. Kamu kurumlarıyla kritik altyapı kuruluşlarının siber mukavemetinin ve siber olgunluk seviyesinin de arttırılmasını hedefliyoruz. Diğer bir maddede siber güvenlik alanında geliştirilen politikaların ulusal satıhta etkin bir şekilde uygulanması da sağlanmaya çalışılacaktır” şeklinde konuştu. Güler şöyle konuştu: “9 maddelik kanun teklifinde ise yaşlılık, malullük, ölüm aylığı almakta olan emeklilerimize ve hak sahipleri dosya bazında on iki bin beş yüz TL olarak ödenen aylık rakamı malumunuz hafta içinde bakanlığımızla yaptığımız çalışmalarla belirlenmişti. 14 bin 469 lira olaraktan teklifimizde yer alıyor. Yine işverenlerin iş gücü maliyetlerini düşürerek istihdamı korumaları şartıyla 2016 yılından 2024 yılının sonuna kadar olan dönemde her yıl asgari ücret desteğini sağlıyor idik. Bunu da devam ettiriyoruz. Kanun teklifimiz ile 2025 yılı Ocak ile Aralık aylarında istihdamı desteklemek için iş gücü maliyetini azaltmak üzere işverenlere finansman işsizlik sigortası fonundan karşılanacak şekilde aylık bin TL’ye asgari ücret desteği sağlanması da teklifimize yer almaktadır” şeklinde konuştu. Güler, emekli aylıklarına ilişkin düzenlemenin etki analizinin yapılıp yapılmadığına ilişkin soruya, “Toplumda toplamda Temmuz ayı itibariyle 3 milyon 750 bin civarında bir emeklimizi kapsıyordu. Temmuz ayındaki artışla o zamanki maliyeti yaklaşık 33 milyar TL’ydi. Bu biraz artış gösterdi tabii. Dört milyona yakın 3 milyon 900 bin civarında bir artışta göstermiş oldu. Bu oransal artışla beraber ama maliyet analizi olarak elimizde şu andaki bütçe yansıması kapsamında rakam yok. Ama tahmin ediyorum bunun biraz üzerindedir.” Güler CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in iktidar partisine kırmızı kart göstermesine ilişkin soruya, “Kırmızı kart gösterecekse önce kendi belediyelerine bir kırmızı kart göstersin. Bakın bir örnek verelim. Yani bu kartı önce şu İzmir’e bir göstersin. 5393 sayılı Belediye Kanununun en temel görevlerinden olan atık su, kanalizasyon, içme suyu gibi faaliyet alanlarında hiçbir başarısı olmayan İzmir Körfezi’ni adeta balıklar için, canlılar için yaşanmaz hale getiren şu belediyesine bir kırmızı kart göstersin. SGK borcunu ödemeyen en sonunda duyduk ki artık maaş da ödeyemiyormuş. Yani kırmızı kartını bir göstersin de bir inandırıcılığını görelim. Şu yüksek düzeyli vaatlerini, ekonomik bilgilerini de İstanbul’da, Ankara’da bir göstersinler bilelim. Artık yani insanlar herhalde sormaya çekiniyor bilemiyorum. Bakın Ankara’da ve İstanbul’da sizler de yakınen yaşıyorsunuz” diye konuştu.
10 Ocak 2025 Cuma - 16:52
Keçiören Belediyesi öğrenciler için Deneme Kulübü kurdu
Keçiören Belediyesi, LGS’ye hazırlanan 8’inci sınıf öğrencileri ve YKS’ye hazırlanan lise son sınıf ile mezun öğrenciler için hızlandırılmış Deneme Kulübü kurdu. Keçiören Belediyesi tarafından Liselere Geçiş Sistemi’ne (LGS) hazırlanan 8’inci sınıf öğrencileri ile Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) hazırlanan lise son sınıf ve mezun öğrenciler için 4 aylık hızlandırılmış Deneme Kulübü kuruldu. Tepebaşı Mahallesi’nde yer alan Keçiören Belediyesi Eğitim Merkezi bünyesindeki Deneme Kulübü, öğrencilerin sınav başarısını artırmanın yanında onları test çözmeye teşvik edecek. Deneme Kulübü’ne katılmak isteyen öğrenciler, 1 Şubat tarihine kadar Keçiören Belediyesi Eğitim Merkezi’ne müracaat edebilecek. Detaylı bilgi almak isteyenler 0312 380 43 25’i arayarak merak ettikleri sorulara yanıt bulabilecek. "Öğrencimizin yanında olmaya devam edeceğiz" Keçiören’de başarı oranını artırmayı hedeflediklerini söyleyen Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, “Öğrencilerimize YKS ve LGS maratonunda destek vermek için eğitim merkezimiz bünyesinde Deneme Kulübü kurduk. Amacımız, öğrencilerimizin emeklerinin karşılığını alabilmelerini sağlamak. Onların istedikleri okulları kazanmaları ve yıl kaybına uğramadan yollarına devam etmeleri en büyük temennimiz. Geleceğimizi inşa edecek her bir öğrencimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Hepsine bu zorlu yolda başarılar diliyorum” diye konuştu.
02 Ocak 2025 Perşembe - 21:03
Bakan Fidan: "Suriye’de kendini sıkıntıda, endişede hisseden kim varsa Türkiye bunların da hamisidir, koruyucusudur"
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçikalı mevkidaşı Bernard Quintin ile görüştü. Bakan Fidan, "Bu yeni dönemde de kendisini sıkıntıda ve endişede hisseden herhangi bir Suriye’de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun; Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler olursa olsun, Türkiye, diğerlerinin olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur" dedi.
02 Ocak 2025 Perşembe - 20:51
Bakan Fidan: “Türkiye, Suriye’de kim olursa olsun bunların da koruyucusudur”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçikalı mevkidaşı Bernard Quintin ile görüştü. İkili görüşmenin ardından yaptığı basın toplantısında Bakan Fidan, “Türkiye, Suriye’de kim olursa olsun bunların da koruyucusudur” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçika Dışişleri, Avrupa İşleri, Dış Ticaret ve Federal Kültürel Kurumlar Bakanı Bernard Quintin ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı’ndan gerçekleşen görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Bakan Fidan, “Savunma sanayii ilişkilerinde giderek Belçika’yla daha fazla adım atmayı Belçikalı firmalarla Türk firmaları arasındaki ilişki trafiğini daha da arttırmayı düşünüyoruz. Diğer taraftan Belçika’daki Türk toplumu gerçekten Belçika toplumuna iyi entegre olmuş durumda. İki ülke arasında köprü rolü oynayan bir toplum. Oradaki vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın durumu da gerçekten iyi durumda. Diğer taraftan kendileriyle terörle mücadele konusunu da konuştuk. Özellikle PKK’nın DHKP/C’nin ve FETÖ’nün Belçika’da kendilerine zemin bulması, oradaki yerel hukuktan politik sistemden istifade ederek bir suistimal alanı genişletmesi ve bu genişletilen alanı Türkiye’nin aleyhinde kullanmasının önlenmesi konusundaki görüşlerimizi kendilerine aktardık. Kendileriyle Avrupa Birliği meselesini de konuştuk. Özellikle Belçika’nın Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine verdiği destek diğer taraftan özellikle gümrük birliği meselesi konusu bu konuda atılması gereken adımlar, Avrupa Birliği’nin şu an içerisinde bulunduğu birtakım sorunlar, karar alma mekanizmaları Türkiye ile olan üyelik ilişkisinin tarihinin problemleri. Bunları da masaya yatırdık. Bölgesel konular itibariyle Ukrayna’da tabii ki bir ateşkesi, bir barışı hemen istiyoruz. 21. yüzyılda Avrupa’nın ortasında yüz binlerce insanın hayatına mal olan ve koskoca bir ülkeyi yerle bir eden bir savaşın bir an önce durmasını ve bu savaşın yol açtığı göç, ekonomik krizler ve diğer krizlerin bir an önce Avrupa ve dünya genelinde sona ermesi ile ilgili düşüncelerimizi gündeme getirdik” dedi. Suriye konusunda 50 yıllık Esad rejiminin son bulmasını olumlu karşıladıklarını belirten Bakan Fidan, “Umuyoruz, bir an önce Suriye halkı kendi geleceğini büyük bir hızla inşa edecek. Bunun için uluslararası toplumun nitelikli desteğine ihtiyacı var. Türkiye gerek kendi imkanlarını, gerek uluslararası toplumun imkanlarını seferber etmede elinden geleni yapmakta. Bu çerçevede değerli dostumla da görüş alışverişinde bulunduk. Özellikle Suriye’nin yeni hükümetinin bu aşamada iç bütünlüğünü sağlarken toprak siyasal egemenliği sağlarken aynı zamanda ülkenin yeniden inşası için gerekli olan ekonomik ve finansal araçların, ticari araçların bir an önce sağlanması konusunda da görüş birliği içerisinde olduk. Bu konuda elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır bir kez daha ifade ettik” şeklinde konuştu. “DEAŞ tutuklularını orada tutmak için PKK’yı bu işle memur etmek bir kriz” Kamplarda ve hapishanelerde bulunan DEAŞ’lı tutukluların serbest bırakılması konusunda Türkiye’nin net bir pozisyon ortaya koyduğunu aktaran Bakan Fidan, “Özellikle kamplarda ve hapishanelerde tutulan DEAŞ tutukluları, bunlar ait oldukları ülkeler tarafından geri alınmalılar. Bunların burada belirsiz bir süre içinde tutulması, herhangi bir yargılanma prosedürüne tabi tutulmaması ve geleceklerinin ne olduğuna dair bir planın olmaması bölgede bir kriz kaynağına dönmüş durumda. Özellikle DEAŞ tutuklularını orada tutmak için başka bir terör örgütü olan PKK’yı bu işle memur etmek gerçekten uluslararası sistem için bir kriz. Türkiye olarak, hem uluslararası bu sistemi en iyi şekilde çözmek hem de Türkiye’nin endişesi olan güvenlik sorununu ortadan kaldırmak hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için tekliflerimiz hazır. Bir an önce Suriye hükümetinin kamp ve hapishanelerin güvenliğini devralıp olmazsa Türkiye bu konuda destek vermeye hazırdır” ifadelerine yer verdi. “Türkiye, Suriye’de kim olursa olsun bunların da koruyucusudur” Suriye’deki değişikliklere değinen Bakan Fidan, "Bu yeni dönemde de kendisini sıkıntıda ve endişede hisseden herhangi bir Suriye’de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun; Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler olursa olsun, Türkiye, diğerlerinin olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur. Bunların Suriye’de başına bela gelmemesi için her türlü girişimde bulunuyoruz. Suriye’nin yeni yönetimi de bu konuda fevkalade hassas. İnşallah hiçbir şey olmaz ama olması durumunda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda son derece hassas, prensipleri belli. Kim zulme uğrarsa biz zulme uğrayanın yanında yer alırız. Onunla gerekli dayanışma içerisinde bulunuruz. Dolayısıyla kime olduğuna değil, ne yapıldığına bakıyoruz" dedi. “Türkiye 4. büyük ticari ortağımız” Quintin basın toplantısında, Belçika’da oldukça yüksek bir Türk nüfusuna ev sahipliği yaptıklarının altını çizerek, "Türkler, sivil toplumumuza önemli katkılarda bulunuyor. Türkiye şu an 4. büyük ticari ortağımız. Genel olarak Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerden bahsettik. Ayrıca belirtmek isterim ki gümrük anlaşması konusunda Belçika’ya güvenebilirsiniz. AB üyeliği konusunda da bize güvenebilirsiniz ancak bu konunun zor olduğunu biliyoruz. Yine de en başından beri tavrımız net oldu. Ukrayna bizim için varoluşsal bir tehdit. Ukrayna Belçika’ya çok yakın. 2025’te orada neler olacağını bilmiyoruz. Suriye’de ise en kötüsünün geride kaldığını görüyoruz. Yeni hükûmeti desteklemek istiyoruz. Siz komşuları olarak onları daha iyi tanıyorsunuz. Finansal sistemlerini daha iyi biliyorsunuz. Biz de bazı müeyyidelerin kaldırılması konusunda yardımcı olabiliriz. Ancak attıkları adımları da görerek onlara yardımcı olacağız. İyi niyetle yaklaşıyoruz" diye konuştu.
02 Ocak 2025 Perşembe - 18:35
Bakan Fidan: (Suriye’ye ilişkin) “Yeni dönemde de kendini sıkıntıda hisseden herhangi bir çoğunluk ya da azınlık varsa, kim olursa olsun, Türkiye bunların da hamisidir”
Bakan Fidan: (Suriye’ye ilişkin) “Yeni dönemde de kendini sıkıntıda hisseden herhangi bir çoğunluk ya da azınlık varsa, kim olursa olsun, Türkiye bunların da hamisidir”
02 Ocak 2025 Perşembe - 17:04
Sincan’da kadınlara özel “Regaip Kandili” programı
Sincan Belediyesince Regaip Kandili’ne özel düzenlenen “Kadın Kadına Aile Sohbetleri” programının konuğu, Vaiz Sibel Er oldu. Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan’ın destekleri ve eşi Emine Ercan’ın öncülüğünde yürütülen “Kadın Kadına Aile Sohbetleri’’ programı, Vaiz Sibel Er’i ağırladı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Sibel Er’in günün anlam ve önemini anlattığı sohbetiyle devam etti. Programın açılış konuşmasını yapan Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan, “Bugün üç ayların ilk mübarek gecesini idrak edeceğiz inşallah. Bu yıl ülkemiz, milletimiz, askerimiz, polisimiz için, hepimiz için hayırlara vesile olsun. Siz değerli annelerin duaları çok kıymetli, bu gece edeceğiniz dualarda bizi de unutmayın. Siz dua ettikçe bizim de işimiz rast gider Allah’ın izniyle. Geceniz mübarek olsun, hayırlı günler diliyorum” ifadelerini kullandı. Ercan’ın ardından konuşan eşi Emine Ercan ise, “Sevgili hanımefendiler, değerli şehitlerimizin anneleri ve ailem hepiniz hoş geldiniz. Programlarımızda aile hayatından, sosyal hayata ve manevi değerlerimize kadar birçok konu hakkında sohbet ediyoruz. Bugün üç ayların ilk günü İnşallah bu aylar hepimiz için bereketli, sağlıklı geçer. Şimdiden dualarımız, ibadetlerimiz kabul olsun inşallah” diye konuştu.
02 Ocak 2025 Perşembe - 16:48
Bakan Kacır: “Yerli patent başvuru sayısı 2024’te 10 bin 186’ya yükseldi”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “2024’te yerli patent başvuru sayısında yeni bir rekor kırdık. Yerli patent başvuru sayısı 2024’te 10 bin 186’ya yükseldi" dedi. Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Konferans Salonu’nda düzenlenen TÜRKPATENT Akademi Tanıtım Töreni ve Yapay Zeka Destekli Dijital Dönüşüm Projesi İmza Töreni, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Kacır, burada yaptığı konuşmada, son 22 yılda attıkları adımlarla TÜRKPATENT’i yalnızca fikri mülkiyeti tescil eden değil, aynı zamanda fikri mülkiyet portföyünün ve yenilik ekosisteminin gelişimine katkı sağlayan bir kuruma dönüştürdüklerini belirtti. Nitelikli insan kaynağı ile 2017’den bu yana raporlarının kurum bünyesinde hazırladıklarını söyleyen Kacır, TÜRKPATENT’in Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda, sınai mülkiyet bilincini toplumun tüm kesimlerinde oluşması adına da önemli çalışmalara imza attığını kaydetti. "Yerli patent başvuru sayısı 2024’te 10 bin 186’ya yükseldi" Geçerli tescile sahip sınai mülkiyet portföyünü 22 yılda 93 binden 2 milyonun üzerine çıkarıldığını belirten Kacır, yerli patent başvurularında dünyada 12’nci, marka başvurularında 6’ncı, tasarım başvurularında ise 2’nci sırada olunduğunu kaydetti. Kacır, 22 yıl önce Türkiye’de bir senede gerçekleştirilen patent başvuru sayısının yalnızca 414 olduğunu söyleyerek, "Yani bütün Türkiye’de günde ancak 1 tane yerli patent başvurusu gerçekleştiriliyordu. 2024’te ise yerli patent başvuru sayısında yeni bir rekor kırdık. Yerli patent başvuru sayısı 2024’te 10 bin 186’ya yükseldi” ifadelerini kullandı. “TÜRKPATENT AKADEMİ bünyesinde eğitimlerini başarıyla tamamlayan katılımcılarımızın yetkinliklerini dijital rozet ile tescil edeceğiz” Kacır, ülkenin her köşesinde üniversiteler, ticaret ve sanayi odaları ve kalkınma ajansları bünyesinde yer alan 310 Sınai Mülkiyet Birimi’nde 492 Sınai Mülkiyet Danışmanı’nın bu alanda farkındalık oluşturmak için görev yaptığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu: “Dünyanın en fazla ziyaretçi sayısına sahip Uluslararası Buluş Fuarı’nı (ISIF) 2019 yılından bu yana TEKNOFEST bünyesinde düzenliyoruz. Bugün de fikri mülkiyet alanında nitelikli insan kaynağı havuzumuzu genişletme adına yeni ve önemli bir adımı hayata geçiriyoruz. TÜRKPATENT AKADEMİ ile coğrafi engelleri ortadan kaldırarak ülkemizin her köşesinden katılımcılara ulaşacak, zaman ve mekandan bağımsız bir dijital akademiyi devreye alacağız. Patentten markaya, tasarımdan coğrafi işaretlere kadar geniş yelpazedeki bir bilgi külliyatını vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz.” Halihazırda bin 200 dakikadan fazla içeriğe sahip 56 eğitim modülünü bünyesinde barındıran akademiyi, önümüzdeki dönemde dijital kitaplar ve yayınlarla zenginleştirerek daha kapsamlı bir öğrenme deneyimi sunacaklarını vurgulayan Kacır, “Öğrenmenin yalnızca fiziksel sınıflarla sınırlı kalmadığı dijital çağda, TÜRKPATENT AKADEMİ bünyesinde eğitimlerini başarıyla tamamlayan katılımcılarımızın yetkinliklerini dijital rozet ile tescil edeceğiz” ifadesini kullandı. “AB Coğrafi İşaret tescil sayımız bir yılda 18’den 29’a ulaştı” Bakan Kacır, Türk Patent ve Marka Kurumu’nu, ülkedeki fikri sermayenin yalnızca koruyucusu olmanın ötesinde aynı zamanda gelişiminin de öncüsü haline getireceklerini söyledi. Bu doğrultuda, Türkiye’nin kültürel mirasını ve zenginliğini coğrafi işaretle tescilleyerek hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruma altına almaya devam ettiklerini ifade eden Kacır, şunları kaydetti: “Bin 680 Yerli coğrafi işaret tescili ile Çin’den sonra dünyada ikinci sıraya yükseldik. Ticarileşme ve uluslararası markalaşma hususunda önemli bir adım olan Avrupa Birliği Coğrafi İşaret tescil sayımız bir yılda 18’den 29’a ulaştı. Zengin kültürel değerlerimizi, tarihi birikimimizi, bu toprakların bereketini, ürünlerimizin hikayelerini bir araya toplayarak geniş kitlelere taşıyacağımız etkinlikleri 2025’te hep birlikte icra edeceğiz. Türkiye Yüzyılında kurumumuza biçtiğimiz bir diğer kritik rol ise ülkemizin güçlü Ar-Ge ve inovasyon sisteminin çıktısı olan patentlerin ticarileştirilmesi ve ekonomik değere dönüşmesinin önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Bu doğrultuda, yenilikçi sanayiye entegre edilmesi, girişimcilere ve yatırımcılara sunulması için etkin mekanizmalar geliştirmeye devam edeceğiz.” Programın sonunda, TÜRKPATENT Başkanı Muhammed Zeki Durak ile TÜBİTAK Başkanı Orhan Aydın’ın katılımı ile imza töreni düzenlendi.
02 Ocak 2025 Perşembe - 16:11
DEM Parti heyeti MHP lideri Bahçeli ile görüştü
DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Van Milletvekili Pervin Buldan ve eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü.
02 Ocak 2025 Perşembe - 15:46
AK Partili Yayman: "Şubat ayında artık Türkiye’de silahların bırakılacağı bir iklimin daha çok konuşulacağını düşünüyorum”
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, “Ben şubat ayının içerisinde artık Türkiye’de silahların bırakılacağı bir iklimin, silah tesliminin ve PKK terör örgütünün Türkiye’de artık eylem yapmayacağının gündeme geleceğini, daha çok konuşulacağını düşünüyorum” dedi. TBMM’de açıklamalarda bulunan Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, dijital telif yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğini söyleyerek, emek hırsızlığında sözün bittiği yere gelindiğini ifade etti. Yayman, “Bir taraftan gerçek gazetecilik anlamında 5N1K kuralıyla çalışan basın emekçileri, televizyoncular var. Diğer taraftan bu emekleri alarak bunun üzerinden etkileşim almak için sürekli emek hırsızlığı yapan ve copy paste gazeteciliğiyle kendisine gazeteci bile denmeyen insanların yaptığı bir faaliyet var. Dijital telif gündemi bizim için olmazsa olmaz bir gelişmedir. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Sosyal medyanın yıkıcı etkisinin bu kadar öne çıkmasını doğru bulmuyoruz. Muhakkak uluslararası şirketlerin toplum kurallarını, yani anayasalarını hazırlamaları ve bu anayasaları çocuğun, bireyin, kamu düzeninin ve toplumun korunmasının kırmızı çizgiler olarak değerlendirilmesini arzu etmekteyiz. Sosyal medyaya giriş yaşıyla ilgili düzenleme yapacağız. Yeni dönemde dijital platformları dinlemeye devam edeceğiz. İlk platform Netflix olacak. Diğer dijital platformları TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda dinleyeceğiz” ifadelerini kullandı. Yayman, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı süreçte çok önemli gelişmelerin olduğunu hatırlatarak, “Sayın Devlet Bahçeli sanki Suriye’de olacak gelişmeleri öngörmüşçesine PKK terör örgütüne ve DEM Parti grubuna bir çağrıda bulunmuştu. Ya eller tetikten çekilecek ya da bu eller tetiklerle birlikle gömülecek demişti. Bu meselenin ana fikri terörsüz Türkiye’dir. Bu noktada gelişmeleri olumlu görüyorum. Artık şehit analarının ağlamaması için ve Türkiye’nin bu terör belasından kurtulması için Sayın Bahçeli’nin çağrısı tarihi önemdedir. Bir turnusol ve samimiyet testidir. Artık söz sırası DEM’dedir. DEM Parti üstüne düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmelidir. PKK terör örgütünün silah bırakma ve Türkiye’de artık eylemlerine son verme noktasında daha cesaret verici bir tavır içerisinde olmalıdır. Bugün de tarihte ilk defa DEM Parti, Sayın Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmektedir. Bu gerçekten milletimizin görmek istediği hareket ve tavırdır” şeklinde konuştu. Yayman şöyle konuştu: “Ben şubat ayının içerisinde artık Türkiye’de silahların bırakılacağı bir iklimin, silah tesliminin ve PKK terör örgütünün Türkiye’de artık eylem yapmayacağının gündeme geleceğini, daha çok konuşulacağını düşünüyorum. Her şey yolunda giderse şubat ayı içerisinde çok önemli gelişmelerin olacağını, Türkiye tarihini olumlu yönde değiştirecek ve Türkiye’nin ileri adımları atabileceği birtakım gelişmelerin olacağını öngörüyorum.”
02 Ocak 2025 Perşembe - 15:16
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan Regaib Gecesi paylaşımı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Regaib Gecesi dolayısıyla sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Aziz milletimizin ve bütün İslam aleminin Regaib Gecesi’ni tebrik ediyorum” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda, “Aziz milletimizin ve bütün İslam aleminin Regaib Gecesi’ni tebrik ediyorum. Bu bereket ikliminde hep birlikte ellerimizi Rabbimize açarak ondan affımızı isteyelim, sorumluluklarımızı yeniden tefekkür edelim. Rabbimize imanımızı ziyadeleştirecek, sadakatimizi pekiştirecek, kulluğumuzu güzelleştirecek, muhabbet ve kardeşliğimizi güçlendirecek amellerle bu eşsiz vakitleri en güzel şekilde ihya edelim” ifadelerini kullandı.
02 Ocak 2025 Perşembe - 14:38
DEM Parti heyeti TBMM Başkanı Kurtulmuş ile görüştü
DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Van Milletvekili Pervin Buldan ve eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüştü.
02 Ocak 2025 Perşembe - 14:19
Eski Bakan Nahit Menteşe son yolculuğuna uğurlandı
Vefat eden eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe, Ankara’da son yolculuğuna uğurlandı. Ankara’da bir süredir tedavi gördüğü hastanede 92 yaşında hayatını kaybeden Menteşe’nin naaşı, TBBM’de düzenlenen resmi cenaze töreninin ardından Ahmet Hamdi Akseki Camii’ne getirildi. Cenaze namazına Menteşe’nin ailesi ve yakınlarının yanı sıra Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve milletvekilleri katıldı. Burada öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Menteşe’nin naaşı, Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.
02 Ocak 2025 Perşembe - 14:09
FETÖ’cüler Almanya’da aşırın sağın yükselmesinden rahatsız
Türkiye’den firar eden Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) mensupları Almanya’da yapılacak seçimler sonrasında aşırı sağın yükselmesi ile göçmenlere karşı olumsuz bir tutum takınılmasından endişe ediyor. Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un parlamentoda yapılan güven oylamasını kaybetmesinin ardından Federal Meclisi feshederek, 23 Şubat 2025’te erken seçime gidileceğini duyurmuştu. FETÖ’cüler ise Almanya’da yapılacak seçimler sonrasında aşırı sağın yükselmesi ile göçmenlere karşı olumsuz bir tutum takınılmasından endişe ediyor. Almanya, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi öncesi ve sonrasında FETÖ için en güvenli ülkelerden biri konumunda yer alıyor. FETÖ’nün 1990’ların başlarından itibaren Almanya’da önemli örgütsel yatırımları bulunuyor. Örgütün elebaşı Fetullah Gülen’den sonra en önemli yöneticilerinden olan Avrupa kıtasındaki örgüt yapısının sözde sorumlusu Abdullah Aymaz da Almanya’da yaşıyor. Aymaz, örgütle ilgili tüm faaliyetlerini yine Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’dan yürütüyor. Firar eden FETÖ’cülerin dörtte biri Almanya’da yaşıyor FETÖ’nün en önemli isimlerinden Aymaz gibi birçok FETÖ’cü de yine Almanya’da ikamet ediyor. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre Türkiye’den firar eden FETÖ mensuplarının yaklaşık dörtte biri de yaşamak için Almanya’yı seçti. Almanya’nın FETÖ’cülere kucak açmasının altında ise işgücünün yanı sıra politik nedenler de bulunuyor. 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin planlayıcılarından Adil Öksüz’ün de Türkiye’den kaçtığı ve son görüldüğü yerin Almanya olduğu biliniyor. FETÖ “mahrem” taktiğine Almanya’da da devam ediyor Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, başarısız darbe girişimi sonrasında Türkiye’den firar eden FETÖ’cü askerlerin birçoğu Almanya’ya kaçtı. Ayrıca NATO görevindeyken Türkiye’ye çağrılmalarına rağmen firar edip Almanya’da yaşamaya başlayan FETÖ’cü askerlerin sayısı da oldukça fazla. Avrupa Birliği’nin en güçlü ülkelerinin başında yer alan Almanya, FETÖ’nün mahrem yapılanmalarının en canlı olduğu ülkelerden biri. Örgüt, Türkiye’de kurduğu çarkı Almanya’da da aynı şekilde sürdürüyor. Burada kontrolü ellerinde tutmaya çalışan “mahrem abiler”, özellikle firari askerler üzerinde etkilerine devam ediyor. Firari askerler diğer FETÖ’cüler ile görüştürülmezken, iş, ev ve ailelerinin ihtiyaçları da örgüt tarafından karşılanıyor. FETÖ, Türkiye’de ihraç edilen asker ve polislerin Almanya’da vatandaşlık almalarını çok önemsiyor Örgüt, Almanya’daki FETÖ mensuplarının özellikle de Türkiye’de ihraç edilen asker ve polislerin vatandaşlık almalarını çok önemsiyor. Örgüt, FETÖ’cü ihraç asker ve polislerin Almanya’da topluma entegre olmalarını ve Almanya’da kamu kurumlarında kendi iş kollarındaki kadrolara sızmalarını istiyor. Örgütün son beş senedir bu konuda ciddi bir planlama içinde olduğu, program ve yatırım yaptığı, bu sayede kademeli olarak Almanya kurumlarına sızarak gücünü Almanya bürokrasisinde de sürdürmeyi hedeflediği biliniyor. FETÖ’nün Almanya kalesi sarsıntıda Almanya’nın Magdeburg kentinde 21 Aralık’ta Noel Pazarı’nda gerçekleşen saldırı, ülkede yaşayan tüm göçmenler için tehlike çanlarının çalmasına neden oldu. Saldırının failinin uzun süredir Almanya’da yaşayan Suudi Arabistan kökenli bir göçmen olması nedeniyle ülke genelinde göçmenlere karşı protestolar başladı. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, göçmenlere karşı başlayan bu protestolar en çok FETÖ’cüleri etkiledi. Örgütün yatırım yaptığı Almanya planı bozulmaya başladı. Şubat 2025’te yapılacak seçimlerde aşırı sağın güçlenmesi ile göçmen karşıtlığı yönündeki seçmen baskısının vatandaşlık işlemlerini engellemesinden endişe duyuluyor. Bu nedenle özellikle firari FETÖ’cü asker ve kamu görevlileri vatandaşlık işlemlerini hızlandırma telaşına girdi. FETÖ’cülerin bir diğer endişesi de Suriye’de yaşanan gelişmeler sonrasında Avrupa ülkelerinin Suriyeli göçmenleri ülkelerine geri göndermek için yollar araması oldu. Suriyelilerin ülkelerine gönderilmesi ile sıranın kendilerine gelecek olması telaşı FETÖ’cüleri derinden sarstı.
02 Ocak 2025 Perşembe - 13:36
Uçakta taşkınlık yapan ve uçuş ekibinin görev yapmasına engel olan yolculara 19 bin 668 lira ceza uygulanacak
Uçakta taşkınlık yapan, kabin ekipleri ve yolcularla tartışan, uçuş ekibinin görev yapmasına güç kullanarak engel olan yolculara 19 bin 668 lira para cezası uygulanacak. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından 2025 yılında uygulanacak idari para cezalarının Resmi Gazete’de yayımlandığını açıkladı. Bakan Uraloğlu, son dönemde havalimanlarında ve uçaklarda yaşanan olaylara dikkat çekerek, “Güvenliği tehlikeye düşüren eğitim ve bakım kuruluşları, havacılık ve balon işletmeleri, havacılık personeli, İHA pilotları ve yolculara 19 bin 668 ila 131 bin 176 lira arasında değişen oranlarda idari para cezası kesilecek" dedi. Kararın ayrıntılarını paylaşan Bakan Uraloğlu, uçak içerisinde duman çıkartan cihaz ve tütün mamulleri kullanan yolculara 19 bin 668 lira para cezası verileceğini belirterek, “Havalimanlarında güvenlik kontrol noktalarında uyarılmasına rağmen taranmaya, elle aranmaya mukavemet gösterilmesi, güvenlik personelinin işini yapmasına engel olunması durumunda da 26 bin 226 lira idari para cezası kesilecek. Uçakta taşkınlık yapan, kabin ekiplerie ve yolcularla tartışan, uçuş ekibinin görev yapmasını güç kullanarak engel olan yolculara ise 19 bin 668 lira idari ceza verilecek” ifadelerini kullandı. Hava araçlarına lazer tutulması ve benzer ihlallerde 131 bin 176 lira ceza kesilecek Hava araçlarına lazer tutulması, uçak haberleşmesine müdahale edilmesi ve benzer ihlallerde bulunulması halinde 131 bin 176 lira idari ceza uygulanacağını kaydeden Uraloğlu, “Havacılık sektörüne son 20 yılda yapılan yatırımlarla ’hava yolunu halkın yolu’ haline getirdik. Bu süreçte vatandaşlarımızı hava yoluyla seyahatlerinde tehlikeye düşürecek hiçbir uygulamaya geçit vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu. "Türkiye’yi dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerden birine dönüştürdük" Tam 4 saatlik uçuş süresiyle 1,4 milyar insanın yaşadığı 67 ülkenin merkezinde avantajlı ve muhteşem bir lokasyonda bulunan Türkiye’nin 2002’de 26 olan aktif havalimanı sayısının 57’ye yükseldiğini dile getiren Uraloğlu, "Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak hedefiyle hareket ederek ülkeyi dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerden birine dönüştürdük" dedi. Uraloğlu, hava ulaştırma anlaşması bulunan ülke sayısının da 81’den 174’e yükseldiğine dikkati çekerek, "Dış hatlarda 50 ülkede 60 noktaya uçuş gerçekleştiriliyorken, uçuş ağımıza 286 yeni nokta ekleyerek 131 ülkede 346 noktaya ulaştırdık" ifadelerini kullandı. İç ve dış hatlarda 2002’de seyahat eden yaklaşık 34,5 milyon olan yolcu sayısını 2024 yılının ilk 11 ayında 214 milyonun üzerine çıkardıklarını belirten Uraloğlu, Türk hava sahasında geçen yıl gerçekleşen transit üst geçişler dahil uçuş sayısının da aynı dönemde 2 milyon 121 bini geçtiğini kaydetti.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder