POLİTİKA - 04 Aralık 2025 Perşembe 22:01

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin İmralı ziyaretine ilişkin tutanak özeti okundu

A
A
A
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin İmralı ziyaretine ilişkin tutanak özeti okundu

TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi üç milletvekilinin İmralı ziyaretine ilişkin tutanak özeti, komisyonda okundu.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplandı. Komisyonda üç milletvekilinin İmralı ziyaretine ilişkin tutanak özeti, TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Bozkurt tarafından okudu. Tutanakta şunlar kaydedildi:

"Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun 21 Kasım 2025 tarihli 18’inci toplantısında Komisyonda temsil edilen beş siyasi parti grubundan birer üyeden oluşacak bir heyetin İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna gitmesi hususunda oylama yapılmış ve komisyonumuzun nitelikli çoğunluğuyla karar alınmıştır. CHP ve Yeni Yol partisi grupları heyete üye bildirmemiştir. Bu kapsamda isimleri bildirilen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri Hüseyin Yayman, Feti Yıldız ve Gülüstan Kılıç Koçyiğit 24 Kasım 2025 Pazartesi günü Adalet Bakanlığından alınan izin çerçevesinde İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna Abdullah Öcalan’ın beyanlarını almak amacıyla gitmiştir. Bu görüşmede Abdullah Öcalan öncelikle yüzyıllık Türk-Kürt ilişki sistematiğine Sayın Devlet Bahçeli’nin sözleri ile büyük katkı sağladığını, kendisinin Cumhuriyet tarihinde ender görülen bir cesaret sergilediğini ve kendisine şükran duyduğunu ifade etmiş, yine bu süreçte gösterdiği cesaret için Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a şükran ve teşekkürlerini beyan etmiştir. Abdullah Öcalan, sürecin başından beri verdiği tüm sözlerin arkasında olduğunu, koşullar elverirse teorik ve pratik imkanlarının bunu gerçekleştirmeye müsait olduğunu ifade etmiştir. Uzun bir şekilde tarihsel arka planı anlatmış ve Ziya Gökalp’e referans vererek Türk-Kürt kardeşliğinin önemine vurgu yapmıştır. Abdullah Öcalan silahlı yöntemden ayrıldığını, siyasi yöntemi benimsediğini, 27 Şubat 2025 tarihinde yapmış olduğu çağrı çerçevesinde bütün yapıların, PKK’nın tüm bileşenlerinin, örgütsel varlıklarının dağıtılmasının ve silahlarını bırakmasının ilanının toplum tarafından iyi karşılandığını, halkın bu gelişmeyi takip ettiğini, kendisinin Suriye ve Irak’ta da etkili olduğunu ifade etmiştir."

Tutanakta şunlar kaydedildi:

"Bu noktada Feti Yıldız, Abdullah Öcalan’ın mahkum olduğu davada şehit ailelerinin avukatı olarak kendisinin bulunduğunu hatırlatması üzerine Abdullah Öcalan, ben Devlet beyin el sıkması ile başlayan süreç içinde verdiğim tüm sözlerin arkasındayım demiştir. Hüseyin Yayman’ın, buraya şehit ailelerinin hassasiyeti ile gelindiğini belirtmesi üzerine ise Abdullah Öcalan, her asker kaybının kendisi için trajedi olduğunu, asla sevinmediğini, bu gençlerin böyle ölmemesi gerektiğini söylemiş, Türkiye’de ve bölgede kesinlikle çözüme ulaşmalıyız diye cevaplamış ve TUSAŞ eylemine üzüldüğünü belirtmiştir. Kendisine Lozan ve 1924 anayasası öncesi döneme ait dilin kullanılması süreci zehirliyor denmiştir. Yine devamla en son Zap Bölgesi boşaltılırken örgüt mensuplarının elinde silah olması kamuoyunda infial oluşturmuş, bu konuda yapılan çağrıya PKK’nın tam uymadığı görülüyor denilmiş, Suriye’de SDG’nin 10 Mart mutabakatına uymasının elzem olduğu, Suriye konusunda kendisinin yeni bir açıklama yapması gerektiği söylenmiştir. Bu devletin hepimizin devleti olduğu, silahı bırakın derken PKK’nın tüm bileşenlerini kapsadığı, PKK’nın Irak’tan çektiği güçlerini Suriye’ye gönderdiği yönünde gözlemler olduğu, bu durumun daha önceki açıklamalarla çelişki oluşturduğunun kendisine söylenmesi üzerine Abdullah Öcalan, PKK’nın sadece eldeki silahların değil, zihinsel olarak da silahların bırakılması gerektiğini ifade etmiştir. Devamında iki halk arasında tarihsel bir kardeşlik bulunduğunu söylemesi üzerine Feti Yıldız, şehit haberleri geldiği dönemde bile kimsenin gidip bir Kürt komşusunun camını kırmadığını, bu kadar acıya rağmen Türk-Kürt düşmanlığının hiçbir zaman oluşmadığını belirtmiştir. Bunun üzerine Abdullah Öcalan, kendisinin şehit ailelerine saygıyla baktığını, acılarının ne kadar büyük olduğunu bildiğini beyan etmiş, Devlet Bahçeli’nin konuşmasında hatırlattığı ben devlete hizmet etmeye hazırım sözünü hatırlatıp buyur demesine karşılık olarak sözlerinin arkasında olduğunu, koşullar el verirse ve iletişim imkânı artırılırsa teorik ve pratik imkanlarının bunu gerçekleştirmeye müsait olduğunu yenilemiştir. 27 Şubat açıklamasına yönelik olarak süreçte geçen bir yılı başarılı gördüğünü, bu dönemde hiç şehit verilmediğini, çatışma çıkmadığını ifade etmiş, böylelikle büyük bir politik açılımın sağlandığını, bu kapsamda kamuoyunda olan desteğin arttığını, ilerleyen süreçte kamuoyunun aklında olan bazı soru işaretlerinin giderileceğini de düşündüğünü söylemiştir. Tarihsel gerçekliği bilen bir heyet olarak terörsüz Türkiye gerçekleşecekse Türkiye’nin pratik ve somut adımları bekliyor olduğunun söylenmesi üzerine Abdullah Öcalan, pozitif hamleler ve adımlar peşinde olduğunu ifade etmiştir."

Tutanakta, 27 Şubat çağrısında ayrı devlet olmadığını, federasyon olmadığını, idari özerklik olmadığını, kültüralist çözümler olmadığının hatırlatılması üzerine Abdullah Öcalan’ın bunu onayladığı kaydedilerek, "Hüseyin Yayman tarafından Suriye konusunda sorulan sorulara; SDG’nin 10 Mart’ta anlaşma yaptığı, anlaşmanın 8 madde olduğu, bunları esas aldıklarını, Suriye başta olmak üzere bölgedeki İsrail’in hamlelerine karşı çok dikkatli olunması gerektiğini, Suriye için üniter yapı ve yerel demokrasi benimsediğini söylemiş, yerel savunma gücünün olup olmayacağını sorusuna cevap olarak, savunma gücü yok, asayiş kapsamında güçler yani ’polis gibi’ cevabını vermiştir. Bu coğrafyada Türksüz Kürt, Kürtsüz Türk yaşayamayacağını belirterek uzun bir tarihsel anlatımda bulunmuş ve Sultan Sencer’e referansla bu birlikteliğin tarihsel önemine vurgu yapmıştır. Reel sosyalizm düşüncesini 1995’ten beri terk ettiğini, zihinsel dönüşümün sancılı bir süreç olduğunu, normalde PKK’yı 1993’te feshetmesi gerektiğini söylemiş ancak her seferinde bir elin bu girişimini sabote ettiğini ifade etmiştir. Bu sabotaj sürecini darbe mekaniği olarak tanımlamış" denildi.

Tutanakta, "’Ferhat Abdi Şahin’i tanıyor musunuz, talimatınızı dinler mi?’ sorusuna cevap olarak Abdullah Öcalan, kendisine yakın kişilerden biri olduğunu, kendisine bağlı olduğunu söylemiştir. Kendisine, Türkiye için hiçbir zaman gerçekleşmeyecek iddialarda bulunmanın süreci sabote etmek olacağını, buna dikkat etmek gerektiğini belirten ifadelerde bulunulmuştur" ifadeleri kullanıldı.

Ahmet Umur Öztürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı müdürler bir araya geldi Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ev sahipliğinde, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kurumların katılımıyla kurum müdürleri koordinasyon toplantısı gerçekleştirildi. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun’un koordine ettiği toplantıya Orman İşletme Müdürü Murat Yıldız, DSİ 55. Düzce Şube Müdürü Deniz Yıldız, Düzce Doğa Koruma, Milli Parklar Müdürü Mevlüt Şanlı Şimşek, El Sanatları ve Eğitim Merkezi Müdürü İsmail Ergün ve Şube Müdürü Burak Durna katıldı. Toplantıda, il genelinde yürütülen tarımsal faaliyetler kapsamlı şekilde değerlendirilirken; mevcut çalışmalar, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı. Kurumlar arası iş birliği, koordinasyon ve bilgi paylaşımının güçlendirilmesine yönelik istişarelerde bulunularak, tarımsal hizmetlerin daha etkin ve verimli şekilde yürütülmesine yönelik görüş alışverişi yapıldı. Toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, "İlimizde tarım ve hayvancılık alanında yürütülen çalışmaların daha etkin şekilde sürdürülmesi için kurumlarımız arasındaki koordinasyon büyük önem taşımaktadır. Bu toplantılar, sahadaki uygulamaların değerlendirilmesi ve ortak hareket kabiliyetinin artırılması açısından önemli bir fırsat sunmaktadır" ifadelerini kullandı. Toplantı, karşılıklı değerlendirmelerin ardından sona erdi.
Antalya Konyaaltı’nda parklardaki havuzlar kaldırılıp yeri yeşil alan olacak Konyaaltı Çayırlı Hacı Mustafa Karabulut Parkı’nda bulunan süs havuzu, iklim değişikliğine uyum ve su tasarrufu kapsamında kaldırıldı. Havuzun yerine bitkilendirme yapılacağı ve bu değişimin tüm parklarda yaşanacağı aktarıldı. Başkan Kotan, "Parklarımızı hem daha yeşil hem de daha tasarruflu hale getirmek için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz" dedi Konyaaltı Belediyesi, uzmanların iklim değişikliğinin etkilerinin Akdeniz Bölgesi’nde daha yoğun hissedileceğine yönelik uyarıları doğrultusunda çevreci ve sürdürülebilir uygulamalarını hayata geçirmeye devam ediyor. Bu kapsamda Çayırlı Hacı Mustafa Karabulut Parkı’nda yer alan süs havuzu kaldırıldı. Su ve enerji tasarrufu sağlamak amacıyla süs havuzu yerine iklim şartlarına uygun bitkilendirme yapılacağı belirtildi. Ayrıca yapılan bu çalışmanın Konyaaltı’nın tüm parklarında uygulanacağı vurgulandı. Uygulamayla hem doğal kaynakların korunması hem de parkın daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması hedefleniyor Suyu doğru kullanmak zorundayız Bugünün ve gelecek nesillerin hakkını gözettiklerini belirten Başkan Kotan, "İklim değişikliği artık geleceğin değil, bugünün en önemli sorunlarından biri. Antalya gibi kuraklık riski yüksek bir kentte suyu doğru kullanmak zorundayız. Bu nedenle su ve enerji tüketimi yüksek olan uygulamalar yerine, doğayla uyumlu ve sürdürülebilir çözümleri hayata geçiriyoruz. Konyaaltı Belediyesi olarak parklarımızda, yeşil alanlarımızda ve kamusal alanlarımızda kullandığımız her damla suyu önemsiyoruz. Yüksek su ve enerji tüketimine neden olan süs havuzları yerine, iklim şartlarına uygun, su ihtiyacı düşük kurakçıl peyzaj uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda Çayırlı Hacı Mustafa Karabulut Parkı’ndan başlayan çalışmalarımızı diğer alanlarımızda da sürdüreceğiz" diye konuştu.
Zonguldak Zonguldak’ta öğrencilere yerli ve milli teknolojiler tanıtıldı Zonguldak’ta "Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası" kapsamında öğrencilere yerli ve milli teknoloji ürünlerin maketleri tanıtıldı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kapsamında yerli ve milli teknoloji ürünlerimiz belirli oranda küçültülmüş maketlerinden oluşan sergi düzenlendi. Sergide, savunma sanayinde son dönemde geliştirilen yüksek teknolojiye sahip araçların maketleri, öğrencilerin yerli ve milli teknolojilerden ilham alarak hazırladığı maket çalışmalarının yanı sıra, TEKNOFEST yarışmalarına hazırlanan ve insansız hava aracı kategorisinde Türkiye derecesi elde eden öğrencilerimizin projeleri de yer aldı. Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, eşi Güney Hacıbektaşoğlu, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, İl Milli Eğitim Müdürü Uygar Keskin ve protokol üyeleri tarafından serginin kurdelesi kesildi. Ardından protokol üyeleri sergideki maketleri inceleyerek öğrencilerle sohbet etti. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Müdürü Uygar Keskin, "Burada özellikle küçük yaştaki öğrencilerimizin, gençlerimizin bu sergiyle birlikte burada sonra savunma sanayimizde birçok ürünü var. Belli boyutta küçültülmüş minyatür modellemeleri var. Burada çocuklarımız bu sergiyi gezerekten inanıldığında, hayal edildiğinde nelerin gerçekleştirebileceğini çocuklarımıza göstermek istiyoruz. Çocuklarımızın farklı bir bakış açısı geliştirmek, hayal kurmalarını ve üretmelerini istiyoruz. Çocuklarımız burada bu hafta boyunca bu alanı gezecekler, ziyaret edecekler. Hem bu modelleri görme imkanı çok yakar. Üst katta da yine burada bir teknoloji sınıfımız var. Orada öğrencilerimizin hem teknolojik projelerinde hem üniversitelerin yaptığı yarışmalarda hem de dünya ölçeğinde geliştirdiği yerli üretim ürünlerimiz var. Bu öğrencilerimizle bir araya gelecekler. Onlarla bir fikir alışverişinde bulunacaklar. Bu sayede öğrencilerimiz de milli gücün, ürünlerin, ürün üretimin ne kadar ülkemiz açısından önemli olduğunu öğrencilerimize göstermek istiyoruz" şeklinde konuştu. Sergide; Kızılelma, Hisar, Akıncı, TB-2, TB-3, Anka, Sungur, Tayfun ve Çakır gibi Türkiye’nin savunma sanayisindeki önemli projelerinin maketleri yer aldı. (OA-