POLİTİKA - 05 Kasım 2024 Salı 11:52

MHP Lideri Bahçeli: "Kürtler kardeşimizdir, milletimizin eşit ve onurlu mensuplarıdır. Terör örgütü ise Türkiye düşmanlarının taşeronu, hunhar maşası, silah tutan kuklasıdır"

A
A
A
MHP Lideri Bahçeli: "Kürtler kardeşimizdir, milletimizin eşit ve onurlu mensuplarıdır. Terör örgütü ise Türkiye düşmanlarının taşeronu, hunhar maşası, silah tutan kuklasıdır"

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörist başı hakkındaki sözlerimin arkasındayım, teklifimde ısrarlıyım” dedi.


MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Türk ve Türkiye Yüzyılında terörün kökünün kazınacağını ifade eden Bahçeli, “Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz, bölücü teröre karşı aynı cephedeyiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan teröristbaşı, terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım. Tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça, içlerinden geçeni özgürce söyledikçe, bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemek daha kolaydır. Anlaşmazlıkların çözümü milli nitelikli kapsayıcı bir düşünce biçimi oluşturmaktan, sorunlara başka türlü bakmaktan, yapıcı, sahici, olgun ve ikna edici tavır almaktan geçmektedir.


“Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır”


Türk milletinin esaret ve bağımlılığı tarih boyunca reddettiğini dile getiren Bahçeli, “Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır; silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızadır. Kürt kardeşlerimizle aramıza hiçbir mihrak giremez. Kürt kardeşlerimizi Türk milletinden ayrıştırmaya hiçbir şerefsizin eylem ve provokasyonu kafi gelemez.23 Ekim TUSAŞ saldırısı, Türk milletini hedef almıştır. Rahmet ve minnetle andığımız beş şehidimizin ve ikisi ağır 19 yaralı kardeşimizin acısı ve hüznü Hakkari’den Edirne’ye, Şırnak’tan Balıkesir’e, Mardin’den İzmir’e ülkemizin tamamına çökmüş ve herkesi sarsmıştır. Teröre tolerans sıfırdır, terör örgütünün ürediği neresi varsa orası meşru hedeftir. Kürtler başka, terör örgütü başkadır” ifadelerini kullandı.


“Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor”


Terör örgütünün Türkiye düşmanlarının taşeronu, hunhar maşası, silah tutan kuklası olduğunu söyleyen Bahçeli, “DEM Parti de kararını derhal netleştirmeli, silahla-siyaset arasında gelgitli tutumundan uzaklaşmalı, nerede durduğunu, terörle arasına kalın duvarlar örüp örmeyeceği muammasını açıklığa kavuşturmalıdır.Kahramankazan’a kadar gelerek TUSAŞ’a sızan caniler, bu hainlerin destekçileri ve kiralık bölücü terör örgütü 85 milyon Türk vatandaşının iki cihan düşmanıdır.Hiç kimse karnından konuşmasın, hamaset çukuruna saplanmasın, sahte efelenmelere sapmasın. Bunlar kurusıkı atmasın, palavra anlatmasın, ederinin ve ciğerinin kaç okka olduğunu çok iyi bildiklerimiz fason meydan okumalara hiç mi hiç heves etmesin. Beyler, siz giderken biz geliyorduk, hangi ara bu denli mankurtlaştınız? Bize milliyetçilik dersi vermeye cüret edenlerin, ganimet avında anısızın av olacaklarını, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan mahrum kalacaklarını hafıza kayıtlarından çıkarmamaları tavsiyemdir. Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, düne kadar altılı masada kimlerle nasıl can ciğer kuzu sarması halde bulunduklarını, işbirliği yaparak nasıl DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor” dedi.


“İmralı adası Türk toprağı değil midir”


TBMM’nin milli iradenin tecelligahı olduğunu kaydeden Bahçeli, “Öcalan İmralı’da yatıyor, fakat DEM Grubu’nda 57 Öcalan gölgesinin ayakta olduğunu niye görmüyorsunuz? Neden itiraf edemiyorsunuz? Cesetlerinin çiğnenmesinden bahseden aslan parçaları, 1965 yılından bugüne kadar; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ters bakan 339 bölücü milletvekilinin Meclis çatısı altında görev aldığını size nasıl anlatalım? Bu sarih gerçeği daha nasıl açıklayalım? TBMM, gazidir, Türk milletinin kalbidir. Peki İmralı adası neresidir? Nereye bağlıdır? Hangi ülkenin toprağıdır?Bir de şöyle sorayım; İmralı adası Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı” ifadelerini kullandı.


“Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler”


TBMM ile İmralı adasını egemenlik ölçeğinde ayırmak iflah olmaz bir ahmaklık olduğunu ifade eden Bahçeli, “Teröristbaşının, Türkiye Büyük Millet Meclisi DEM Parti grubuna gelmesine itiraz ediliyor da İmralı’da kalmasına niye tepki gösterilmiyor? Bu ne yaman bir çelişkidir? Bu nasıl bir izan eksikliğidir? Teröristbaşının tecridi kalkarsa, DEM Parti grubunda bölücü terör örgütünün eylemsel, pratiksel, amaçsal ve araçsal olarak bittiğini ve sonlandığını açıklamasından şimdiden rahatsızlık duyanlar, terörden geçinen, kandan nemalanan köksüzlerden başkası olmaz, olamaz. Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, buyursunlar terörle mücadele maksadıyla Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler, o zaman göreyim alayının ense tıraşını. Diyorlar ki, yeni anayasa hazırlık süreci için tahkimat yapıyormuşuz. Diyorlar ki, Sayın Cumhurbaşkanımızı bir kez daha seçtirmek için yol arıyormuşuz” şeklinde konuştu.


Hedeflerinin yeni yüzyılda terör kamburundan kurtulmak olduğunu belirten Bahçeli, Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılının inşası için Recep Tayyip Erdoğan’ın tecrübesiyle ve birikimiyle kendilerine göre tek seçenek olduğunu söyledi.


Kürtlerin ayrı etnik topluluk olmayıp, Türk milli dokusunun asıl ve temel unsurlarından olduğunun altını çizen Bahçeli, muhalefetin ve bölücü zihniyetin, bu eksende ürettiği laçkalaşmış ve marazileşmiş yuvarlak çözüm önerilerinin mahut bariz gerçeği asla değiştirmeyeceğini ifade etti.


“Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır”


Türkiye’de Kürt sorununun olmadığını vurgulayan Bahçeli, “Tarihsel süreç içinde Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar ve bölücülük kalkışması vardır. Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır. Sözde Kürt sorunu bölücü terörün hain ve kanlı eylemlerini sakladığı ihanet kılıfıdır. Küresel emperyalizmin hiç değişmeyen stratejisi, karşısındaki güçleri dıştan kuşatmak, sanal sorun alanlarını genişleterek içten çökertmektir. Türk milleti halklar koalisyonu, etnik kökenler mecmuu değildir. Türk milleti uçurum gibi derinleşen farklılıkların geçici ittifakıyla kurulmuş yığın veya gevşek topluluk asla olmamıştır. Sorun yaygarası koparanlar, en başta Kürt kardeşlerimizin canı ve varlığı üzerinde pazarlık yapan namertlerdir” şeklinde konuştu.


“Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler”


Kayyum atanan belediyeler hakkında konuşan Bahçeli, “Esenyurt, Halfeti, Batman ve Mardin belediyelerine atanan kayyımlar demokrasinin ve milli iradenin inkarıyla ilişkili değil, söz konusu belediye başkanlarının terör örgütüyle irtibat, iltisak ve illiyet bağlarından dolayıdır.T ürkiye’de hukukun üstünlüğü havi ve hâkimdir. Yargı kararlarına riayet ve saygı şüphesiz mecburidir. Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler. Adaletten ödün vermek ve yargı kararının hükümet eliyle icrasını savsaklamak hiç kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Anayasa ve ilgili yasalar son derece açıktır. Ancak CHP’nin uzlaşmaz ve provakatif hamleleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bizim en son grup toplantılarımızdaki konuşmalarla iyice canlanan kardeşlik ortamının sabote edilmesini hedef almaktadır” dedi.


“Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür”


CHP’nin kaynağından kopan, yatağına küskün akan dere gibi olduğunu dile getiren Bahçeli, “Özellikle ciddi sağlık sorunları olan, yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup olduğu da bilinen Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür.Özgür Bey çığırından çıkmış, çılgına dönmüş, gergin yüz hatları, bozuk ve bulanık dil yapısı içine sürüklendiği krizin büyüklüğünü gözler önüne sermiştir.CHP Genel Başkanı şaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM Parti’yi ayırt etmekte çok zorlandığımızı, hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır. Özgür Bey’in, Esenyurt’ta adalet müessesine saldırması, Cumhuriyet savcılarımıza hakaret etmesi, Sayın Cumhurbaşkanımızı suçlaması normalleşme masalı anlatan CHP’nin kısa devre yapmasına, milletimizin sinir uçlarıyla oynamasına yol açan nezaketsizlik ve su katılmamış edepsizliktir” diye konuştu.


“Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır”


Cumhuriyet’in yeni yüzyılında, iç barış ve huzur ortamının ihyası mucibince sivri akım ve tutumların örseleneceğini belirten Bahçeli, “Dış desteğe bağlanmış iç tehditler kıpırdayamaz hale gelecektir. Fitne enflasyonundan arındırılmış milli duruş mukavemetiyle önümüzdeki yüz yıla mühür vuracağız. Kendi kozamıza sıkışıp kalmayacağız. Buz tutmuş gönülleri sevgiyle ve dayanışmayla eriteceğiz. Yarattığı sorunları çözemediğini kanıtlayan bir medeniyet çökmekte olan bir medeniyettir. Biz böyle bir medeniyetin mirasçıları değiliz. Terör dilinin, bölücü dayatmanın, Kandil provokasyonlarının, sokağı adres gösteren şeytanlıkların sonu ve sonucu olmayacaktır. Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır” dedi.


“Ekrem İmamoğlu Bey’in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum”


Bahçeli, grup toplantısı çıkışında bir basın mensubunun Ekrem İmamoğlu’nun randevu talebine bir yanıtınız olacak mı? şeklindeki sorusuna “Ne maksatla randevu talebinde bulundular. Bilemiyorum. Ama Ekrem İmamoğlu Bey’in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum. Çünkü bu görüşmeden istismarla yanlış yorumlarla Türkiye’de bazı gelişmelerde MHP’yi de bulaştırmak isteyebilirler. Daha dikkatli olmak mecburiyetindeyiz” cevabını verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Pendik’te yatalak hastalara ‘evde refakat hizmeti’ Pendik’te yatağa bağımlı hastalara “Evde Refakat Hizmeti” devam ediyor. Hasta ve yakınlarına büyük kolaylık sağlayan bu hizmet, haftada bir gün refakatçi desteği sunarak yaşam kalitesini artırıyor. Pendik Belediyesi, yatağa bağımlı hastalara yönelik başlattığı “Evde Refakat Hizmeti” ile hasta ve yakınlarına büyük bir kolaylık sağlıyor. 2 yıldır devam eden bu özel hizmet sayesinde, yatalak hastaların evdeki tüm ihtiyaçları belediyenin görevlendirdiği refakatçiler tarafından karşılanıyor, böylece hasta yakınlarına da günlük işlerini halletmeleri için zaman tanınıyor. Yaş sınırlaması olmaksızın, yatalak raporu (epikriz) bulunan her vatandaş bu hizmetten yararlanabiliyor. 2024 yılının başından bu yana Pendik genelinde yaklaşık 60 aileye haftada bir gün, 09.00-17.00 saatleri arasında sunulan bu hizmet, hem hastaların konforunu sağlıyor hem de yaşam kalitelerini artırıyor. Pendik Belediyesi, bu projeyle sosyal belediyecilik anlayışını güçlendirmeye devam ediyor. “Evde refakat hizmeti sayesinde rahat bir nefes aldık” Annesi için evde refakat hizmeti alan Esma Çandır, “Annem 4 buçuk yıldır hasta, ayakları tutmuyor, altı bağlanıyor, her şekilde yatalak. Evde refakat hizmetinden 1 yıldır faydalanıyoruz. Görevli personel anneme yatak banyosu yapıyor. Temizliğini yaparak, yemeğini yediriyor. O gelince ben dışarı çıkıyorum. 1 gün de olsa kendime izin veriyorum. Dışarıda işlerimi hallediyorum. Güzel bir hizmet, ben çok memnunum. Belediyenin böyle bir hizmet vermesi çok güzel bir şey. Herkes bu hizmetten faydalanabilir. Pendik Belediye Başkanımız Ahmet Cin ve ekibine çok teşekkür ederim. Sosyal hizmet olarak çok yardımları oldu” diye konuştu.
Mersin Mersin’de 3 bini aşkın kuş güzelliklerini sergiledi Mersin’de düzenlenen 14. Atatürk Kupası Kafes Kuşları yarışmasında 3 bini aşkın kuş ’Türkiye’nin en güzel kuşu’ olmak için yarıştı. Türkiye Kanarya ve Kafes Kuşları Federasyonu (TKKKF) tarafından 14. Atatürk Kupası Kafes Kuşları yarışması Mersin’de düzenlendi. Yenişehir Belediyesi ve Mersin Kanarya ve Kafes Kuşları Derneğinin de katkı sunduğu etkinlik Yenişehir Fuar Alanında gerçekleştirildi. Kuş yetiştiricileri ve sevenlerinin yoğun ilgi gösterdiği yarışma, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yaklaşık 3 bin kuşa ev sahipliği yaptı. Kuş yetiştiricilerinin birçok kategoride birinci olmak için yarıştığı yarışmada kanaryadan papağana, muhabbet kuşundan bülbüle kadar binlerce kuş güzelliklerini sergiledi. “Bu bir güzellik ve kostüm yarışması” Yarışmanın ilk defa Mersin’de gerçekleştirildiğini belirten Türkiye Kafes Kuşları Federasyon Yetkilisi ve Hakem Erden Aksoy, “14. Atatürk Kupası bu sene ilk defa Mersin’de oluyor. Burada ilk defa olmasına rağmen 3 bin kuşla yarışıyor arkadaşlarımız. Gaziantep’ten, Adana’dan, Kayseri’den, Malatya’dan, Ankara’dan, İzmir’den ve çevre illerden yarışmacı arkadaşlar katılıyor ve güzel bir yarışma olduğunu tahmin ediyorum. Çok güzel bir yarışma geçiyor. Bu bir güzellik ve kostüm yarışması. Yavru bilezikli kuşlar yarışıyor. Ödül almak isteyen bir kuşun, tırnağından kaşına gözüne kadar ve duruşu olmak üzere her şeyi tam olacak. Bu unsurlara göre değerlendirme yapılıyor. Derece alan arkadaşlarımız ünleniyor ve bundan sonra onlardan kuş almak zor oluyor” dedi. “Bize stres attıran bir hobi” Mersinli Kuş Yetiştiricisi ve Federasyon Hakemi Göksel Gülmez de yarışmaya ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Mersin’de yüksek standartlarda bir yarışmanın ilk defa gerçekleştiğini paylaşan Gülmez, “Uzun yıllardır Mersinimizde ilk defa federasyonumuzun düzenlemiş olduğu bir profesyonel yarışmamız oldu. Atatürk Kupası yarışmamıza ev sahipliği yapıyoruz. Bizler yıllardır ülkemizin birçok şehrinde minimum 500 bin kilometre uzaklıktaki şehirlerimize giderek kuşlarımızı yarıştırıyorduk. Güzel bir duygu, farklı bir ambiyans. Şehrimize katma değer katacak kültürel bir etkinlik olduğunu düşünüyoruz. Çok farklı bir hobi. Herkesin bir hobisinin olmasını gerektiğini düşünen bir yapıdayız. Metropol hayatı insanları ciddi anlamda yoruyor ve meşgul ediyor. Bu da bize stres attıran bir hobi. Aslında bu bir yaşam tarzı oldu bizim için. Biliyorsunuz spor yapan insanlarda bir disiplin olması lazım. Bizim hobimiz de ilk defa başladığımızda bir kanarya ile başladı. ‘Kanarya nedir’ diye tanımayla başlarken sonra ırk kanaryaları vesaire derken derya deniz oldu. Standart olarak her gün sabah 06.00’da uyanırız. Kuşlarımızla sabah tek tek ilgileniriz. Her birine ayrı ayrı bakar, özelliklerine göre değerlendirir ve belirli dönemlerde kuşlarımızı eşleştiririz. Çıkan yavrularımızı da ilgili yıllarda yarıştırırız. Yarışmacı kuşların tamamı bu yılın yavru kuşları” diye konuştu. Yarışmada kuşları derece elde eden yetiştirici Ahmet Şimşek de “Mersin’de ilk kez yapılıyor. Hep dışarıdaki illere gidiyorduk. Mersin’de olmasıyla bize de avantaj sağladı. Kuşlarımızı başka illere götürünce yıpranıyordu. Yarışma esnasında duruş sergileyemiyordu. Burada avantajlı olduk ve şükürler olsun derecemizi de yaptık. Her sene geleneksel hale gelmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Kuşların çok ilgisini çektiğini anlatan 9 yaşındaki Yasin Erdem Ersoy ise “Güzel ve değişik bir yer. Babam zaten damlarda kuşlara bakıyor. Onlarla da baya bir alıştım. İlk defa böyle bir yer görüyorum. Çok güzel yani değişik bir his. Güzel bir his hem de” dedi. (FVZ-HSK-
Düzce Tarım ekipleri sahada Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, tarım sahada sloganıyla başlattığı saha çalışmalarının 4.haftasında da yoğun bir programla çiftçilerle bir araya gelmeye devam etti. 24 köyde çiftçilerle buluşularak tarımsal üretim planlaması, yeni destekleme modeli ve Kahverengi Kokarca Zararlısı ile mücadele yöntemleri hakkında kapsamlı bilgilendirmeler yapıldı. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar kapsamında gerçekleştirilen toplantılarda, çiftçilerle birebir görüşmeler yapılarak onların tarımsal üretim süreçlerinde karşılaştıkları sorunlar, talepler ve öneriler değerlendirildi. Çiftçilerden gelen geri bildirimler ışığında, sahada daha etkili çözümler üretmek amacıyla gerekli planlamalar yapılırken, iletilen taleplerin ilgili birimlerle paylaşılacağı ve çözüm sürecinin takip edileceği belirtildi. Çiftçilerin özellikle gübre ve sulama maliyetlerinin azaltılması, pazar erişiminin artırılması ve tarımsal desteklerin daha geniş bir kesime ulaştırılması yönündeki talepleri ön plana çıktı. Ayrıca, Kahverengi Kokarca Zararlısı ile mücadele konusunda daha fazla eğitim ve ekipman desteği sağlanması gerektiği de çiftçilerin aktardığı önemli konular arasında yer aldı. Destekleme modelleri ve kahverengi kokarca zararlısı Toplantılar sırasında çiftçilere yeni destekleme modeli hakkında detaylı bilgiler verilerek, bu modelin tarımsal üretime sağlayacağı katkılar aktarıldı. Çiftçilerden destekleme başvuru süreçlerinde karşılaştıkları sorunlara dair geri bildirimler alındı ve süreçlerin daha erişilebilir hale getirilmesi için öneriler sunuldu. Ayrıca, Kahverengi Kokarca Zararlısı ile mücadelede etkin yöntemler paylaşıldı. Teknik ekipler, bu zararlının tarımsal üretime verdiği zararları en aza indirmek için çiftçilere biyolojik mücadele yöntemlerini detaylı bir şekilde anlattı. Çiftçilerin bu konuda daha fazla bilinçlenmesi ve zararlının etkilerinin kontrol altına alınması için gerekli rehberlik sağlandı. Dördüncü haftada 540 çiftçiye ulaşıldı Bu hafta dördüncüsü düzenlenen toplantılarda toplamda 540 çiftçiye ulaşılarak, tarımsal üretimin verimliliğini artırmaya yönelik bilgilendirmeler yapıldı. Çiftçiler, bu tür saha çalışmalarının kendilerine sağladığı faydaları dile getirerek, tarımsal üretimde karşılaştıkları sorunların yerinde tespit edilmesi ve çözüm önerileri sunulmasından duydukları memnuniyeti ifade ettiler. Saha çalışmaları devam ediyor Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, "Tarım Sahada" çalışmaları kapsamında tüm köy ve mahallelerde çiftçilere ulaşmayı ve tarımsal kalkınmayı desteklemeyi sürdürüyor. Çiftçilerin sahada karşılaştığı sorunların çözülmesi ve üretim süreçlerinin daha verimli hale getirilmesi için yapılan bu çalışmaların önümüzdeki haftalarda da devam edeceği belirtildi. Düzce tarımının geleceğine yön veren bu çalışmalar, üreticilerin bilinçlenmesine ve sürdürülebilir üretim modellerinin yaygınlaşmasına katkı sağlamaya devam edecek.