ASAYİŞ - 24 Eylül 2024 Salı 08:07

İçişleri Bakanı Yerlikaya: "58 ilde tefecilere ve dolandırıcılara yönelik mali suç örgütlerine düzenlenen ’KUYU-28’ operasyonlarında 160 şüpheli yakalandı"

A
A
A
İçişleri Bakanı Yerlikaya: "58 ilde tefecilere ve dolandırıcılara yönelik mali suç örgütlerine düzenlenen ’KUYU-28’ operasyonlarında 160 şüpheli yakalandı"

İçişleri Bakanı Yerlikaya: "58 ilde tefecilere ve dolandırıcılara yönelik mali suç örgütlerine düzenlenen ’KUYU-28’ operasyonlarında 160 şüpheli yakalandı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Ders çalışmadığı için babasının döverek öldürdüğü 6 yaşındaki Mertcan’ın annesi çocuk katilleri için idam istiyor Hatay’ın İskenderun ilçesinde, dersini yapmadığı için öz babası tarafından demir sopayla dövülerek öldürülen 6 yaşındaki Mertcan Yılmaz’ın annesi Gülistan Özger’in acısı yıllar geçse de dinmiyor. Acılı anne, evladının canını alan sözde baba ve çocuk katilleri için idam istiyor. İskenderun ilçesinde Gülistan Özger ve Mehmet Ali Yılmaz bir süre evli kalmış ve 2 çocukları olduktan sonra ayrılmıştı. Ayrılma sürecinin ardından hafta sonunda babasında kalan 6 yaşındaki Mertcan Yılmaz, ders çalışmadığını söyleyen babası tarafından elektrikli süpürgenin demiriyle dövülerek öldürülmüştü. Türkiye’ye yasa boğan ölüm sonrası Mertcan Yılmaz, sonucu İskenderun Çankaya mezarlığına defnedilmişti. Yaşanan olayın üzerinden 5 yıl geride kalırken evladını döverek öldüren Mehmet Ali Yılmaz, ağırlaştırılmış müebbet almıştı. Diyarbakır cezaevinde cezasını çeken babanın yaptığı yıllar geçse de akıllardan silinmezken anne Özger, çocuk katilleri için idam istedi. “İlk mahkemesi olunca resmen ağlıyordu, yalvarıyordu ve yanıltmaya çalışıyordu hakimi ve savcıları” Oğlunu kaybeden 34 yaşındaki acılı anne Gülistan Özger, evladını öldüren caninin ilk mahmkemede kendini acındırmak için duygu sömürüsü yaptığını belirterek, “Mertcan Yılmaz 6 buçuk yaşındaydı daha 1. sınıfın ilk dönemine gidiyordu. İlk karnesini de almamıştı. Baba demek istemiyorum, onun yanındaydı ve ders yapmadığı için herhalde biraz bağırıp çağırmış o da ağlayınca kafasına demir sopayla vurmuştu. O an zaten düşmüştü yere birkaç sefer suni teneffüs falan yapmış sonra ambulansı falan çağırmış direkt hastaneye gittiler. Biz gittiğimizde apar topar hastaneye anlamışlardı, biz hastaneye giderken zaten ölmüştü. Söylemiyorlar ama biliyordum bir şey olmuştu ona çok kötüydü her yeri mosmor içindeydi. 3 gün boyunca yoğun bakımda kaldı ondan sonra zaten 5 Ocak’ta kurtaramadık onu. İlk mahkemesi olunca resmen ağlıyordu, yalvarıyordu ve yanıltmaya çalışıyordu hakimi ve savcıları. Ağırlaştırılmış müebbet yedi iki sefer ve hücre cezası yedi 10 sene kadar. İkinci mahkeme oldu o mahkemede cezasını düşürmüşlerdi. Avukat Mehtap hanımın her zaman arkamızdaydı, onlar itiraz edince gene müebbet hapis cezasına çevirdiler. 10 yıl da hücre cezası ama şu an daha beklemede cezası da tam belli değil” dedi. “Çocuk katillerine idam getirilmeli” Narin cinayetine de dikkat çeken anne Özger, çocuk katillerine idam getirilmesi gerektiğini söyleyerek “Yarın bir gün çıksa gene yanımdaki oğluna zarar verecek ve Narin’den sonra birkaç çocuk daha böyle vefat etti. Bu ilk olmayacak son da olmayacak böyle giderse. Mahkemeye verdim yani zaten karşı taraf hiçbir şekilde göremiyor göremez de zaten yasak da var ve soy ismini de kendi kızlık soy ismimi verdim. Yani hiçbir şekilde onun soyadını taşımıyor. Yani elimde olsa o kimlikteki ismini de değiştireceğim de o da herhalde yaş gereğince yapamıyorum o yüzden soy ismim benim üstümde vekaleti her şeyi. Bir iki kişiyi assalardı veya içeri aldıklarını çıkartmasalardı bu duruma düşmezdik. Fark ettiyseniz önce kadınlardı şimdi çocuklar ölüyor ama bir yerde dur demek gerekiyor idam edilsin yani idam çıkmadığı sürece bunlar devam edecek” ifadelerini kullandı.
Ordu ‘Hazımsızlık ihmal edilmemeli’ Mide ve bağırsak şikayetlerinin, birçok kişi tarafından genellikle basit bir hazımsızlık olarak görülüp ihmal edildiğine dikkat çeken Genel Cerrahi Opr. Dr. Hakan Peker, “Hastalar karın ağrısı, şişkinlik, mide yanması gibi belirtileri geçici bir rahatsızlık olarak değerlendiriyorlar. Oysaki bu vakalar, mide ülseri, reflü, bağırsak hastalıkları ya da daha ciddi sağlık problemlerinin ilk sinyalleri olabilir” dedi. Günümüzde mide ve bağırsak hastalıkları, yoğun yaşam temposu, sağlıksız beslenme ve stres gibi faktörler nedeniyle giderek artan bir sağlık sorunu haline geldi. Uzmanlar, bu sorunların zamanında teşhis edilememesi durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Medical Park Ordu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Hakan Peker, mide ve bağırsak hastalıklarının belirtilerini ve tedavi yöntemlerini açıklayarak, önemli uyarılarda bulundu. Mide ve bağırsak şikayetlerinin, birçok kişi tarafından genellikle basit bir hazımsızlık olarak görülüp ihmal edildiğine değinen Opr. Dr. Hakan Peker, bu tür şikayetlerin ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabileceğini belirterek, "Hastalar karın ağrısı, şişkinlik, mide yanması gibi belirtileri geçici bir rahatsızlık olarak değerlendiriyorlar. Oysaki bu vakalar, mide ülseri, reflü, bağırsak hastalıkları ya da daha ciddi sağlık problemlerinin ilk sinyalleri olabilir. Mide ve bağırsak sistemi, sindirimin en önemli parçaları arasında yer alıyor ve bu sistemdeki değişiklikler, zamanında tedavi edilmediğinde daha ciddi sorunlar yol açabiliyor” ifadelerine yer verdi. “En yaygın mide ve bağırsak hastalıkları” Opr. Dr. Hakan Peker, en yaygın görülen mide ve bağırsak hastalıklarını şöyle sıraladı: “Mide ülseri: Midede asit izolasyonunun sonucu ortaya çıkan yaralardır. İlaçla tedavi edilebilir. Gastrit: Mide mukozasının enfeksiyonunun sonucu olarak ortaya çıkan bu durum, ağrı, mide yanması ve mide ağrısı olarak kendini gösterir. Reflü hastalığı: Mide asidinin yemek borusuna kaçması ile ortaya çıkan bu hastalık, göğüs ağrısı ve mide yanması gibi belirtilerle kendini gösterir. Yaşam tarzının değiştirilmesi ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir. İrritabl bağırsak sendromu (IBS) : Stres ve beslenmenin da etkili olduğu bu rahatsızlık, karın ağrısı, şişkinlik, ishal veya kabızlıkla kendini gösterir. Kolit ve Crohn hastalığı : Bağışıklık sistemi ile ilgili bu inflamatuar bağırsak hastalıkları, karın ağrısı, ishal ve kilo kaybı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bu hastalıkta yaşam tarzının değiştirilmesi ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir.” “Erken tanı hayat kurtarır” Opr. Hakan Peker, mide ve bağırsak hastalıklarının teşhisinde erken tanının hayati önem taşıdığını belirterek, bu hastalıkların erken evrede teşhisinin tedavi sürecinde başarılı sonuçlar alma ihtimalini büyük ölçüde artırdığını vurguladı. Opr. Dr. Peker, “Mide ve bağırsak hastalıkları, sindirim sistemi kanserlerinden ülserlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı için, oluşumlar ortaya çıktığında hızlı bir şekilde tanınması kritik öneme sahiptir. Özellikle endoskopi ve kolonoskopi gibi modern tanı yöntemlerinin kullanılması, erken teşhis sağlanmasını ve bu sayede hastaların daha kısa sürede tedavi edilmesini sağlar” diye konuştu. “Beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları önemli” Op. Dr. Hakan Peker, mide ve bağırsak hastalıklarından korunmak için beslenme alışkanlıklarının önemine de dikkat çekerek, şu önerilerde bulundu: “Lifli gıdalar tüketin: Tam tahıllar, sebzeler ve meyveler gibi lif açısından zengin besinler, sindirim sistemini düzenler ve kabızlığı önler. Yeterli su tüketimi: Günlük su ihtiyacını karşılamak, sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak hareketlerini destekler. Yağlı ve kızartılmış yiyeceklerden kaçının: Bu tür yiyecekler mideyi zorlar ve mide yanması veya reflü gibi problemlere yol açabilir. Yavaş ve iyi çiğneyin: Yiyecekleri iyice çiğneyerek yemek, sindirimi kolaylaştırır ve mideyi fazla yormaz. Düzenli öğünler: Düzensiz yemek yeme alışkanlığı mideyi olumsuz etkileyebilir. Düzenli aralıklarla sağlıklı öğünler tüketmek, mide sağlığını korur. Alkol ve sigara tüketimini azaltın: Alkol ve sigara, mide ve bağırsak duvarlarına zarar vererek çeşitli hastalıklara neden olabilir. Probiyotiklerden yararlanın: Yoğurt, kefir gibi probiyotik içeren besinler, bağırsak sağlığını destekler.” Opr. Dr. Hakan Peker, mide yanması, karın ağrısı, ishal ya da kabızlık gibi şikayetlerin olması durumunda zaman kaybı olmadan bir uzmana başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Aydın Akıllı saatlere rağmen klasik saatlerin zamansız çekiciliği sürüyor Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, hayatımıza giren akıllı saatler birçok işlevi bir arada sunarak gençlerin ve teknoloji meraklılarının dikkatini çekerken, bazı vatandaşlar için ise klasik saatlerin zamansız çekiciliği hala değişmiyor. Akıllı saatler; fitness takibi, iletişim, müzik dinleme gibi birçok işlevi kullanıcıya sunmanın yanı sıra birçok kişi için stil ve moda ifadesinin bir parçası haline geldi. Özellikle genç kuşak, teknolojinin sunduğu bu yenilikçi özelliklerle akıllı saatlere yöneliyor. Ancak, toplumun belirli bir kesimi ise klasik saatlerin zarafetinden ve sadeliğinden vazgeçemiyor. Saatlerin sadece zamanı gösterme işlevine odaklanması, bazı kullanıcılar için gereksiz ekstra özelliklerle dolu bir akıllı saatin aksine tercih edilir bir durum olarak görülüyor. "Miras olarak nesilden nesle kalabiliyor" Aydın’da uzun yıllardır saatçilik yapan Enver Kavruk klasik saatlerin kalıcı ve ömürlük bir niteliği olduğunu belirterek, bu saatlerin nesiller boyunca birer hatıra olarak saklanabileceğini ifade etti. Enver Kavruk, “Klasik saatler, hem işlevsel hem de estetik açıdan zamansız parçalardır. Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesiyle akıllı saatler ve dijital cihazlar yaygınlaşsa da klasik saatlerin verdiği zarafet ve duygusal bağ hiçbir teknolojiyle karşılaştırılamaz. Bir saati doğru şekilde muhafaza ettiğinizde sadece sizin değil, torunlarınızın da kullanabileceği bir hatıra haline gelir” dedi. Kavruk, mekanik saatlerin yıllarca sürebilecek bir dayanıklılığa sahip olduğunu ve doğru bakımla ömür boyu kullanılabileceğini belirtti. Bu tür saatlerin, aile büyüklerinden kalan bir yadigar olarak çocuklara ve torunlara miras bırakılabileceğini vurgulayan Kavruk, “Bir saat, sadece zamanı göstermekle kalmaz; aynı zamanda yaşanmışlıkları, hatıraları ve bir aile geleneğini de taşır” diye konuştu.