GÜNDEM - 03 Nisan 2025 Perşembe 11:55

Denetimli serbestlik yükümlülerinden 315 cami ve 157 mezarlıkta bakım ve temizlik

A
A
A
Denetimli serbestlik yükümlülerinden 315 cami ve 157 mezarlıkta bakım ve temizlik

Adalet Bakanlığının denetimli serbestlik tedbiri altında bulunan yükümlüler, Ramazan Bayramı öncesinde 315 cami ile 157 mezarlıkta temizlik ve bakım çalışması yaptı.


Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, denetimli serbestlik tedbiri altında olan yükümlülerin kamu yararına işlerde çalışmasını sağlıyor. Ülke genelindeki 149 Denetimli Serbestlik Müdürlüğü eliyle yürütülen uygulamalar kapsamında yükümlüler, kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel kurum ve kuruluşlar ile belediyeler, il-ilçe müftülükleri, üniversiteler, il-ilçe tarım ve orman müdürlükleri, kamu hastaneleri, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda kamu yararına çalışarak infazlarını tamamlıyor. İl ve ilçelerde bulunan Denetimli Serbestlik Müdürlükleri, gelen talepler doğrultusunda yükümlülerin kamu yararına çalışacağı alanları belirliyor. Ramazan ayının başlangıcında gelen talepler doğrultusunda ibadethane temizliğinde görevlendirilen yükümlüler, Ramazan Bayramı öncesinde de şehitlik ve mezarlıklarda çevre düzenlemesi, bakım ve temizlik çalışması yaptı. Yükümlüler, ülke genelinde 315 cami ve 157 mezarlıkta çalışmaları tamamladı.



825 okulda binlerce sınıf eğitim-öğretime hazır hale getirildi


Yükümlüler, yarıyıl tatilinde ve idari izinlerde de on binlerce sınıfı eğitim-öğretim dönemine hazır hale getiriyor. 2024-2025 yılı eğitim-öğretim döneminde yükümlüler 825 eğitim kurumunda taşıma, çevre düzenlemesi, boya, temizlik, tadilat, bakım ve onarım çalışması yaparak, binlerce sınıfı eğitime hazır hale getirdi.



Kurumların talepleri de karşılanıyor


Kamu yararına çalışmalarda kurumlardan alınan olumlu geri bildirim ve talepler doğrultusunda ağaç dikimi, park ve bahçe düzenlemesi, cadde ve sokak temizliği, kütüphane ve arşiv çalışmaları, boya, tamirat, tadilat, temizlik vb. hizmetlerde toplu olarak çalıştırılmayı içeren uygulamalar ülke genelinde belirli bir program çerçevesinde yapılıyor. Bu çerçevede yükümlüler, kamu yararına ücretsiz çalışarak cezalarını tamamlıyor. Uygulama ile yükümlülerin kurallara uyma becerisi ve çalışma disiplini kazanması, başkalarının haklarına saygı göstermesi, zamanı planlaması, bir meslek edinmesi hedefleniyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın’da kendiliğinden yetişen bu otlar garibanın cüzdanını zenginin sofralarını süslüyor Aydın dağlarında bahar mevsiminde doğada kendiliğinden çıkan halk arasında kedirgen ve sarmaşık denen otlar işsizlerin umudu oluyor. Bu yıl kuraklık nedeniyle kıt olduğu için bağının fiyatı 100 TL’ye kadar yükselen sarmaşık otları garibanın cüzdanını zenginin ise sofralarını süslüyor. Aynı zamanda oldukça şifalı olduğu belirtilen otlar, en fazla Aydın, İzmir, Muğla ve Manisa illerinde rağbet görüyor. Son yıllarda Kıyı Ege illerinde tüketimi oldukça artan ve tamamen doğal olduğu için çok sağlıklı bir gıda olarak tüketilen sarmaşıklar köylerde yaşayan garibanların yüzünü güldürüyor. Aydın’da her bahar sezonunda önemli bir sektör haline gelen sarmaşık otu her gün dağlardan binlerce bağ toplanıp şehirlerde tüketime sunuluyor. Aydın ve çevresinde çocukluğundan bu yana sezonunda sarmaşıkları toplayıp, şehir merkezlerindeki manavlara satan Ramazan Çapar, bölgenin bu otu sayesinde binlerce kişinin ekmek yediğini belirtti. ‘Aydın’ın nimeti’ olarak isimlendirdiği bu otlar sayesinde yediden yetmişe ihtiyacı olan herkesin para kazandığını belirten Çapar, "Bu yıl kuraklık nedeniyle Ramazan Bayramı’na kadar sarmaşık kıt idi. Bu nedenle bağının fiyatı tüketiciye 100 TL’ye kadar ulaştı. Çok şükür 5 gündür Ege Bölgesi yağışlı. Önümüzdeki günlerde sarmaşıkların bolca çıkacağını umuyoruz. Bollaşınca fiyatı düşer ama daha çok toplanabildiği için herkesin kazancı da artar" diye konuştu. "Her gün toplanıyor her gün satılıyor" Aydın’ın Germencik ilçesi ile Nazilli İlçesi dahil bu arada kalan havzada dağlarda her bahar mevsimi kendiliğinden yetişen bu otların mevsimin durumuna göre 2 -3 aylık bir ömdür olduğunu belirten Ramazan Çapar, "Germencik’in Efeler, Köşk, Sultanhisar, Koçarlı, Nazilli’nin köylerinde sağlığı ve vakti müsait olan pek çok kişi sezonunda her gün sarmaşık toplar. Bağ yapılarak satışa sunulan bu otlar her gün toptancılar tarafından köylerden toplanıp şehir merkezlerinde satışa sunuluyor. Toplarken verilen emek dışında hiçbir maliyeti olmayan sarmaşık toplayana para, yiyene şifa kazandırır" diye konuştu.
İstanbul "Diş renklenmesini azaltacak öneriler" Diş renklenmelerinin kişinin yaşı, genetik yapısı, beslenme alışkanlıkları ve ağız hijyenine bağlı değişkenlik gösterdiğini belirten Prof. Dr. Tuğba Toz Akalın, "Günlük diş fırçalama ve diş ipi kullanımı, renklendirici yiyecek ve içeceklerin tüketiminin azaltılması, sigara ve tütün ürünlerinden uzak durulması, düzenli diş hekimi kontrolleri, beyazlatıcı diş macunlarının kontrollü kullanılmasıyla bu sorunun önüne geçilebilir" dedi. Diş renklenmelerinin, günümüzde estetik algısının ve hasta beklentilerinin değişmesi sebebiyle hastaların diş hekimine en sık başvurma nedenlerinden biri haline geldiğine dikkat çeken İstinye Dental Hospital Başhekimi Prof. Dr. Tuğba Toz Akalın, teşhis ve tedavi sürecinde dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgilendirmede bulundu. "Genetik faktörler diş renklenmesine sebep olabilir" Dişlerin renklenme sürecinin kişisel alışkanlıklara, genetik faktörlere ve beslenme düzenine bağlı değişkenlik gösterdiğini belirten Prof. Dr. Tuğba Toz Akalın, ayrıca kötü ağız hijyeni, sigara kullanımı ve renklendirici içeren gıdaların tüketimi gibi faktörlerin dişlerin daha hızlı renklenmesine neden olacağının altını çizdi. Prof. Dr. Akalın, diş renklenmelerine neden olan faktörler hakkında ise şu bilgileri paylaştı: "Diş renklenmeleri genellikle dış ve iç kaynaklı olarak ikiye ayrılır. Dış kaynaklı renklenmeler, yiyecek ve içeceklerde bulunan pigmentler veya tütün kullanımı gibi dış etkenlerden kaynaklanır. İç kaynaklı renklenmeler ise genetik faktörler, hastalıklar, ilaç kullanımı ve diş travmaları sonucu oluşur. "Çay ve kahve tüketimine dikkat edilmeli" Diş renklenmeleri genellikle çay, kahve, asitli içecekler, koyu renkli meyve suları ve sigara tüketimi ile ilişkilidir. Bu maddeler diş minesine nüfuz ederek zamanla renklenmeye neden olmaktadır. Ayrıca yüksek asidik içerikli gıdalar (turunçgiller, gazlı içecekler) mine yapısını zayıflatabilir ve renklenmeyi hızlandırabilir." "Renklenme sorununun önüne geçmek mümkün" Diş renklenmesini önlemenin mümkün olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akalın, "Günlük diş fırçalama ve diş ipi kullanımı, renklendirici yiyecek ve içeceklerin tüketiminin azaltılması, sigara ve tütün ürünlerinden uzak durulması, düzenli diş hekimi kontrolleri, beyazlatıcı diş macunlarının kontrollü kullanılması sayesinde bu sorunun önüne geçilebilir" dedi. "Diş yüzeyindeki renklendirmeler giderilerek estetik bir görünüm sağlanabilir" Prof. Dr. Akalın, diş beyazlatma tedavisi hakkında şu bilgileri paylaştı: "Diş beyazlatma tedavisi profesyonel olarak diş hekimi tarafından uygulanan ofis tipi beyazlatma yöntemleri veya bireyin klinik olarak hazırlanan beyazlatma plakları ile hekim kontrolünde gerçekleştirdiği ev tipi beyazlatma yöntemleri ile sağlanabilir. Bu süreçte genellikle hidrojen peroksit veya karbamid peroksit içeren beyazlatıcı ajanlar kullanılarak diş yüzeyindeki renklenmeler giderilerek daha estetik bir görünüm elde edilir." "Kalıcı beyazlık için birkaç seans gerekebilir" Diş renklenmelerinin kişinin yaşı, genetik yapısı, beslenme alışkanlıkları ve ağız hijyenine bağlı değişkenlik gösterdiğini aktaran Prof. Dr. Akalın, "Profesyonel diş beyazlatma tedavileri ortalama 45 dakika ile 2 saat arasında değişen bir sürede gerçekleştirilmektedir. Ancak etkili ve kalıcı bir beyazlık elde etmek için birkaç seans gerekebilir. Ev tipi beyazlatma yöntemleri ise genellikle iki ila dört hafta sürebilir. Bu iki yöntemin kombine kullanımı çoğu diş hekimi tarafından sıklıkla önerilmektedir. Beyazlatmanın etkinliği, kullanılan beyazlatma ajanlarının konsantrasyonuna, uygulama sürecine ve bireysel faktörlere bağlıdır" açıklamasında bulundu. "En yaygın hata kontrolsüz beyazlatma ajanı kullanımı" Prof. Dr. Akalın, diş beyazlatma sürecinde en yaygın hatalardan birinin, ev tipi beyazlatma tedavisi sürecinde beyazlatma ajanlarının kontrolsüz ve aşırı kullanımı olduğunun altını çizdi. Aşırı ya da gerektiğinden uzun süreli kullanımın mine dokusunu zedeleyerek uzun vadede diş hassasiyetine neden olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Tuğba Toz Akalın, "Beyazlatma sonrasında dişlerin yeniden renklenmemesi için ilk 48 saat boyunca renkli gıdalardan ve asidik içeceklerden kaçınılmalı, sigara kullanımı sınırlandırılmalıdır. Ayrıca, ağız hijyenine özen gösterilerek beyazlatma tedavisinin kalıcılığı artırılabilir. Beyazlatma tedavileri sonrasında dişlerde geçici olarak hassasiyet gelişebilir. Bununla birlikte, uzman hekim kontrolünde yapılan beyazlatma tedavileri genellikle güvenli ve etkilidir" şeklinde konuştu. "Düzenli diş hekimi kontrolü yapılmalı" Son olarak beyazlatma sonrası ağız bakımı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Akalın, "Belirli aralıklarla gerçekleştirilen diş hekimi kontrolleri ile beyazlatma etkisi daha uzun süre devam edebilir. Beyazlatma işlemi sonrasında mine dokusunun korunması için florür içeren diş macunları tercih edilmeli, aşındırıcı içeriğe sahip diş macunlarından kaçınılmalıdır. Diş hekimi tarafından önerilen bakım ürünleri ve beyazlatma etkisini koruyan ağız gargaraları kullanılabilir" diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Adana DAİMFED’ten "Kendi Hasarını Onaran Beton" semineri DAİMFED Akademik Çalışma Komisyon Başkanı Prof. Dr. Ahmet Beycioğlu, "Betonun içerisine yerleştirilen mikro organizmalar ve özel katkı maddeleriyle, yüzeyde oluşan çatlakların zamanla kendiliğinden iyileşmesinin sağlanabildiği yaptığımız araştırmalar sonucunda elde ettik" dedi. Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) tarafından her hafta geleneksel olarak gerçekleştirilen bilgilendirme seminerleri devam ediyor. DAİMFED genel merkez binasında düzenlenen bu haftaki seminerde, beton teknolojisindeki son yenilikler ve sürdürülebilir inşaat yöntemleri masaya yatırıldı. Seminere konuşmacı olarak katılan Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, DAİMFED Akademik Çalışma Komisyon Başkanı Prof. Dr. Ahmet Beycioğlu, "Kendi Hasarını Onaran Beton" konusundaki bilimsel gelişmeleri ve bu teknolojinin inşaat sektörüne sunduğu avantajları katılımcılarla paylaştı. "Bu tür yenilikler inşaat sektöründe devrim niteliği taşımakta" Betonun dayanıklılığını artırma ve sürdürülebilirliğini sağlama adına yapılan yenilikçi çalışmaların önemine değinen Prof. Dr. Beycioğlu,"Beton yapılarındaki hasarların onarılması için geliştirilen ’kendi hasarını onaran beton’ teknolojisi, özellikle su ortamındaki yapılarda uzun vadede yapının ömrünü uzatabilir. Betonun içerisine yerleştirilen mikro organizmalar ve özel katkı maddeleriyle, yüzeyde oluşan çatlakların zamanla kendiliğinden iyileşmesinin sağlanabildiği yaptığımız araştırmalar sonucunda elde ettik. Bu tür yeniliklerin inşaat sektöründe devrim niteliği taşımaktadır" diye konuştu. Katılımcılar, bu yenilikçi teknolojilerin inşaat projelerinde nasıl kullanılabileceğine dair önemli bilgiler edinerek, sektördeki uygulamaları ve potansiyel faydalarını daha iyi anlama fırsatı buldu. Seminerin sonunda, inşaat sektörünün geleceği hakkında yapılan sohbetler ve tartışmalar, katılımcılara önemli bir perspektif kazandırdığı ifade edildi.