POLİTİKA - 04 Aralık 2025 Perşembe 16:43

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Engelli vatandaşlarımızın sorunlarını çözüme ulaştırmak birincil önceliğimizdir"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Engelli vatandaşlarımızın sorunlarını çözüme ulaştırmak birincil önceliğimizdir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Engelli vatandaşlarımızın sorunlarını çözüme ulaştırmak, hem kendilerinin hem de ailelerinin talep ve beklentileri doğrultusunda yeni adımlar atmak, devlet olarak bizim birincil önceliğimizdir. Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle birlikte engelsiz Türkiye yüzyılı yapacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen "Engelsiz Türkiye Yüzyılı Dünya Engelliler Günü Buluşması" programında konuştu. Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle düzenlenen bu anlamlı programda sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. 81 ilimizdeki engelli kardeşlerimizi temsilen bugün aramızda bulunan misafirlerimize ve programımıza teşrif eden tüm konuklarımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Ülkemizin, gönül coğrafyamızın ve dünyanın dört bir yanındaki tüm engelli kardeşlerimizin, dostlarımızın, büyüklerimizin Dünya Engelliler Günü’nü canı gönülden tebrik ediyorum. Bu önemli günün, engelli kardeşlerimizle birlikte onların kıymetli aileleri ve milletimizin tamamı için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Sizlerin vasıtasıyla hayat yolculuğunda ümitsizliğe asla alan açmayan, geleceğe hep güvenle bakan, azim ve sebatlarıyla hepimize örnek olan tüm engellilerimize buradan selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum" dedi.

AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığına ve programda emeği geçen herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ödüllerini takdim edeceğimiz kurumlarımızı ve yöneticilerini aynı şekilde kutluyor, her birine çalışmalarında başarılar diliyor, engellilerimizin sorunlarına gösterdikleri hassasiyet için ayrıca teşekkür ediyorum. Şunun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum: Engelli vatandaşlarımızın sorunlarını çözüme ulaştırmak hem kendilerinin hem de ailelerinin talep ve beklentileri doğrultusunda yeni adımlar atmak, devlet olarak bizim birincil önceliğimizdir. Farkındalık zeminini sürekli genişletmek, dijital teknolojiler de dahil yaşamın her alanında erişilebilirlik ilkesini etkin şekilde uygulamak yine bizim temel mesuliyetimizdir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Tüm bu çalışmaların doğasının iş birliği ve koordinasyonu zorunlu kılmakta olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Merkezi idaresiyle, yerel yönetimiyle, akademi, sivil toplum ve iş dünyasıyla toplumumuzda bu konuda giderek artan duyarlılığı büyük bir takdir ve memnuniyetle müşahede ediyorum. Engelli vatandaşlarımızın işlerini kolaylaştıran, sosyal çevreye ve iş hayatına katılımlarını sağlayan bu kardeşlerimizle yakından ilgilenen herkese buradan şükranlarımı sunuyorum. Hem hükümet hem AK Parti olarak sosyal hizmetler başlığında, bilhassa da engellilere dönük politika ve faaliyetler bağlamında hamdolsun çok iyi bir karneye sahibiz" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahadaki tespit ve çalışmaları yaptıkları hukuki ve idari reformlarla desteklemeye devam ettiklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, engelli vatandaşların haklarını yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası alanda da güçlü bir şekilde savunduklarını belirterek, "Çalışmalarımızı bu istikamette devam ettireceğiz. Şunu da açık ve net ifade etmek durumundayım. Şüphesiz biz, ’Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız’ buyuran bir peygamberin ümmetiyiz. Milletimize sunduğumuz eser ve hizmetleri de işte bu kavrayışla tatbik eden ve etmeye çalışan bir kadroyuz. Ne yapıyorsak samimiyetle yapıyoruz, aşkla yapıyoruz. Doğru bildiğimiz yoldan ayrılmadan hedefe ulaşmaya çalışıyoruz. Tüm bunlara rağmen fark etmeden de hatalarımız, eksiklerimiz, kusurlarımız elbette olabilir. Ama şunu herkesin, bilhassa da engelli kardeşlerimin bilmesini istiyorum: Kırılan kalbi onarılmamış, mahzun edilen gönlü alınmamış, gerekli imkan sağlanmamış tek bir engelli kardeşimiz kalmayıncaya dek fedakarca ve samimiyetle çalışmayı sürdüreceğiz" dedi.

Yaşlıların, ihtiyaç sahiplerinin, şehit yakınları ve gazilerin 7 gün, 24 saat esasıyla hizmetine koşmaya, kendilerine gerekli her türlü kolaylığı sağlamaya büyük bir hassasiyetle devam edeceklerini aktaran Erdoğan, "Bugüne kadar nasıl olduysa sosyal hizmet alanındaki sorumluluklarımızı tam bir adanmışlık ruhuyla yerine getireceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Tarihte ne yaparsanız yapın değiştiremeyeceğiniz hakikatler vardır. Bu gerçekleri muhalif veya muvafık hiçbir çevre, hiçbir görüş, hiçbir ekol görmezden gelemez, yok sayamaz. Bunlardan biri şudur: Bizi dünyanın diğer milletlerinden ayıran, milli seciyemizin alametifarikası olan en temel vasfımız, insan, adalet ve merhamet merkezli bir medeniyet mefkuresine sahip olmamızdır. Kalpler kazanmak, gönüllere girmek, adaleti, iyiliği, güzelliği teşmil etmek için işte bu mefkureyle seferlere çıktık. Selçuklu’dan bugüne tam bin yıldır, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin o ünlü metaforunda olduğu gibi bir ayağımızı buraya, Anadolu’ya sabitlerken, diğeriyle tüm dünyayı, 72 milleti dolaştık. Coğrafyamızın neredeyse her karışında yalnızca şehirleri inşa etmekle kalmadık, aynı zamanda kalpleri de ihya ettik. Şunun bir defa bilinmesi gerekiyor: Asırlardır düşüncemizin merkezinde daima insan vardır. ’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturu vardır. Başarılarımızın gerisindeki ana unsur, insana atfettiğimiz değer ve ehemmiyettir" değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"İşte bu yüzden Ahi teşkilatımızla, bimarhanelerimizle, şifahanelerimizle, vakıflarımız ve eğitim kurumlarımızla insanın, bilhassa da ihtiyaç sahiplerinin üzerine titizlikle eğildik" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batı’nın gündemine ancak Rönesans ve Reform döneminde gelen insan, kavram olarak bizim medeniyet değerlerimizin halen özünü teşkil ediyor. Kalp kırmaktan, gönül incitmekten daima çekindik. Bundan özellikle imtina ettik. Bugün de aynı hassasiyetle hareket ediyoruz. Asırlar önce yaşamış önemli bir divan şairimiz, milletimizin bu konudaki dikkatini bakınız hangi sözlerle ifade ediyor; ’Fukara kalbine her kim dokuna, dokuna sinesi Allah okuna.’ Bizim meseleye baktığımız yer tam olarak da burasıdır" diye konuştu.

Bugünkü sosyal devlet geleneğinin asırlardan süzülüp gelen müşfik devlet anlayışının devamı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışta hasta ve engellilerin topluma katılımının teşvik edildiğini, devletin kritik meselelerinin görüşüldüğü Has Oda da dahil kendilerine hem askeri hem idari bürokraside önemli vazifeler verildiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, engelli bireylerin sanat ve zanaat sahibi olmaları için hem vakıfların hem de bu alanda eğitim veren kurumların çok titiz bir eğitim programı uyguladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müderrislik, müsahiblik, hafızlık gibi görevler icra eden çok sayıda engelli, gerek topluma gerekse devlete çok mühim katkılar yapmıştır. Bilhassa Sultan II. Abdülhamid, birilerinin edepsizce karaladığı o büyük padişah, 1899’dan itibaren engellilerin çok daha nitelikli bir eğitim alması için yeni okullar açtırmıştır. Sadrazam Kamil Paşa ve Maarif Nazırı Münif Paşa da Sultan Abdülhamid Han döneminde bu eğitim yuvalarının hayata geçirilmesinde çok önemli inisiyatifler üstlenmiştir. Hepsine de rahmet olsun, Rabbim onlardan razı olsun diyorum" dedi.

Bu okulların müfredatında müzik ve resmin yanı sıra matematik, coğrafya, kozmografya ve mimari gibi derslerin de yer aldığı kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, buralarda öğrenim gören engelli gençlerin hem bilgi birikimiyle öne çıktığını hem de kimseye muhtaç olmadan memleketlerine hizmet etme imkanı bulduklarını dile getirdi. "Ahvadı olmakla iftihar ettiğimiz şanlı ecdat, asırlar öncesinden bu kritik adımları atmayı, bu değerleri milletimize kazandırmayı bilmiştir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz böylesine kamil bir devletin, böylesine güçlü ve zengin bir geleneğin mirasçılarıyız. Dolayısıyla diğer tüm alanlarda olduğu gibi sosyal hizmet sahasındaki çalışmalarımızı da bu birikimin hakkını verecek şekilde geliştirmek ve uygulamak zorundayız. Hamdolsun bugüne kadar sosyal hizmet ve politikalarda üzerimize ne düşüyorsa yaptık ve yapıyoruz. Verdiğimiz samimi mücadelenin en yakın şahidi sizlersiniz" açıklamasında bulundu.

2002’de milletin emanetini devraldıklarında engelli vatandaşların sosyal hayata katılımının oldukça sınırlı olduğunu, eğitimde, istihdamda, erişilebilirlikte çok ciddi sıkıntılar, büyük eksikler olduğunu belirten Erdoğan, "Engelli bireylerin haklarını güvence altına alan çağdaş bir sistem ne yazık ki kurulmamıştı. Biz bu tabloyu elimizin tersiyle ittik, bu düzene itiraz ettik ve hiçbir surette kabul etmedik. Sistemi adeta yeni baştan inşa ederek engelsiz bir Türkiye mahsulü olmaktan çıkarıp devlet politikası haline getirdik. Bunu da engelli vatandaşlarımızı himaye edilmesi gereken kişiler olarak değil, bu ülkenin eşit, onurlu, üretken ve güçlü bireyleri olarak gördüğümüz için yaptık. Son 23 senede bu alanda çok güçlü adımlar attık, çok önemli atılımlar yaptık. 2005 yılında Engelliler Hakkında Kanunu yürürlüğe koyarak bu alanda yeni bir dönem başlattık. 2009’da ilk imzacılarından biri olduğumuz Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’yi onaylayarak uluslararası alanda güçlü bir irade ortaya koyduk" değerlendirmesini yaptı.

2010’da yapılan anayasa değişikliğiyle engelli vatandaşlara yönelik ayrımcılığın açıkça yasaklandığını ve engelli haklarının anayasal güvenceye bağlandığını belirten Erdoğan, "2013’te başlattığımız ücretsiz seyahat uygulaması ile şehir içi kara, deniz ve demiryolu ulaşımını yaşlı ve engellilerimiz için ücretsiz hale getirdik. Son 10 yılda 10 milyondan fazla engelli vatandaşımız, yüksek hızlı tren ve ana hat trenlerimizden hiçbir ücret ödemeden istifade etti. Ayrıca, erişilebilirlik alanındaki belgelendirme ve denetim mekanizmalarını geçmişte hiç olmadığı kadar iyileştirdik. Kamuya mahsus binalara, toplu taşıma araçlarına ve açık alanlara tam 3 bin 992 adet erişilebilirlik belgesi verdik. Bu konudaki farkındalığı artırmak amacıyla bu sene Engelliler Haftası’nın son günü olan 16 Mayıs’ı Ulusal Erişilebilirlik Günü ilan ettik. Şunu özellikle bir kez daha burada dile getirmek istiyorum: Engelli vatandaşlarımızın eğitim ve istihdamı bizim için büyük bir önem ve öncelik teşkil ediyor. Bu amaçla özel eğitim okullarımızı yaygınlaştırdık, rehabilitasyon hizmetlerimizi sağlam bir altyapıya kavuşturduk" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"2002’de kamuda sadece 5 bin engelli memur istihdam ediliyordu, bugün bu sayı 15 kattan fazla artışla 83 bine ulaştı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerde engelli öğrenci birimleri kurarak yükseköğretimde kapsayıcılığı artırdıklarını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz: Engelli bireylerin toplumsal yaşama eşit ve bağımsız katılımının en güçlü araçlarından biri kuşkusuz istihdamdır. İş imkanlarının oluşturulması noktasında da hamdolsun çok başarılı bir sınav verdik, veriyoruz. 2002’de kamuda sadece 5 bin engelli memur istihdam ediliyordu, bugün bu sayı 15 kattan fazla artışla 83 bine ulaştı. İşverenlere sağladığımız teşviklerle özel sektörde de engelli kardeşlerimizin istihdamını destekledik.^Sosyal destekler alanında ise tam bir devrim gerçekleştirdik. Sosyal yardımları ve destek hizmetlerini insan onurunu esas alan bir bakış açısıyla geliştirdik" açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakıma ihtiyaç duyan engelli vatandaşların aileleriyle ve kendi sosyal ortamlarında hayatlarını sürdürmesinin bir başka öncelikleri olduğunu kaydetti. Erdoğan, 2002’de yalnızca 5 bin kişi evde bakım yardımından faydalanırken, aylık 11 bin 702 lira ödeme yapılan bu destekten bugün yaklaşık 520 bin vatandaşın yararlandığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin dört bir yanında sayısı 143’e ulaşan gündüzlü bakım merkezlerinde engelli bireylerin aktif olarak yer aldığı sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler icra edildiğini aktararak, "106’sı Aile Bakanlığımıza bağlı, 331’i özel sektöre ait toplam 437 bakım merkezinde 40 bine yakın engelli vatandaşımıza yatılı hizmet sunuyoruz. Bakanlığımıza bağlı merkezlerdeki hizmetleri ücretsiz verirken özel merkezlerde kalan vatandaşlarımızın yüzde 94,4’ünün ödemelerini devlet olarak bizzat biz üstleniyoruz. Üzerinde önemle durduğumuz bir başka husus, aile temelli erken müdahale sistemidir. Sizlerin de bildiği üzere, gelişimsel riski ya da engeli olan çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu hizmeti mümkün olan en erken teşhisle bir an önce alması hayati önem arz ediyor. Bu amaçla Ankara, Bursa, Kahramanmaraş ve Mersin’de devreye aldığımız Erken Çocukluk Gelişimi Merkezleri’nde bu yavrularımızın sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerini bütüncül bir şekilde sağlıyoruz. Aileleriyle birlikte süreç içerisinde hangi adımları atabileceğimize beraberce karar veriyor, ardından hep birlikte yola koyuluyoruz. Yani, anne ve babalarımız, ailelerimiz bu sistemin tam kalbinde yer alıyor. Hiçbir çocuğumuzu geride bırakmadan, her yavrumuzun hayatına dokunarak bu uygulamayı inşallah 81 ilimize yaygınlaştıracağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerle ilgili bir müjdeyi paylaşarak, "Biliyorsunuz, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi ile engelli politikalarımızı bütüncül bir stratejiye dönüştürmüş, eğitimden istihdama, teknolojiden afet yönetimine kadar pek çok alanda sürdürülebilir hedefler belirlemiştik. Birinci Engelli Hakları Ulusal Eylem Planımızla bu hedeflerin çok önemli bir kısmına başarıyla ulaştık. 2026-2028 yıllarını kapsayan ikinci eylem planımızın hazırlıklarına başlandı. Detaylarını yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Yeni eylem planımız, engelli kardeşlerimiz başta olmak üzere ülkemiz ve milletimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum. Buradan hem sizlere hem de farklı platformlar üzerinden bizleri takip eden tüm engelli kardeşlerimize şunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum: Sizler bu ülkenin eşit, güçlü ve onurlu vatandaşlarısınız. Sizlerin hayatını kolaylaştırmak, sizlere en yüksek standartlarda hizmet sunmak, sorunlarınızı çözüme ulaştırmak bizim boynumuzun borcudur. Zira devlet bunun için vardır, biz bunun için bu makamlarda bulunuyoruz. Bugüne kadar nasıl sizin yanınızda olduysak, inşallah bundan sonra da en güçlü şekilde size destek vereceğiz, zorlukların üstesinden hep birlikte geleceğiz. Sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle birlikte engelsiz Türkiye yüzyılı yapacağız. Tüm engelli kardeşlerimin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü bir kez daha tebrik ediyorum. Erişilebilirlik ödüllerine layık görülen kurumlarımı tekrar kutluyor, programa teşrif eden her bir misafirimize kalpten teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Görme engelli yazar Zeren Türkyılmaz, Erdoğan’a "Karanlıkta Parlayan Işık Hazreti Muhammed’in Hayatı" adlı kitabını takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a engelliler için yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür eden Türkyılmaz, Erdoğan’a bir de çiçek takdim etti.

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Zonguldak’ta öğrencilere yerli ve milli teknolojiler tanıtıldı Zonguldak’ta "Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası" kapsamında öğrencilere yerli ve milli teknoloji ürünlerin maketleri tanıtıldı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kapsamında yerli ve milli teknoloji ürünlerimiz belirli oranda küçültülmüş maketlerinden oluşan sergi düzenlendi. Sergide, savunma sanayinde son dönemde geliştirilen yüksek teknolojiye sahip araçların maketleri, öğrencilerin yerli ve milli teknolojilerden ilham alarak hazırladığı maket çalışmalarının yanı sıra, TEKNOFEST yarışmalarına hazırlanan ve insansız hava aracı kategorisinde Türkiye derecesi elde eden öğrencilerimizin projeleri de yer aldı. Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, eşi Güney Hacıbektaşoğlu, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, İl Milli Eğitim Müdürü Uygar Keskin ve protokol üyeleri tarafından serginin kurdelesi kesildi. Ardından protokol üyeleri sergideki maketleri inceleyerek öğrencilerle sohbet etti. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Müdürü Uygar Keskin, "Burada özellikle küçük yaştaki öğrencilerimizin, gençlerimizin bu sergiyle birlikte burada sonra savunma sanayimizde birçok ürünü var. Belli boyutta küçültülmüş minyatür modellemeleri var. Burada çocuklarımız bu sergiyi gezerekten inanıldığında, hayal edildiğinde nelerin gerçekleştirebileceğini çocuklarımıza göstermek istiyoruz. Çocuklarımızın farklı bir bakış açısı geliştirmek, hayal kurmalarını ve üretmelerini istiyoruz. Çocuklarımız burada bu hafta boyunca bu alanı gezecekler, ziyaret edecekler. Hem bu modelleri görme imkanı çok yakar. Üst katta da yine burada bir teknoloji sınıfımız var. Orada öğrencilerimizin hem teknolojik projelerinde hem üniversitelerin yaptığı yarışmalarda hem de dünya ölçeğinde geliştirdiği yerli üretim ürünlerimiz var. Bu öğrencilerimizle bir araya gelecekler. Onlarla bir fikir alışverişinde bulunacaklar. Bu sayede öğrencilerimiz de milli gücün, ürünlerin, ürün üretimin ne kadar ülkemiz açısından önemli olduğunu öğrencilerimize göstermek istiyoruz" şeklinde konuştu. Sergide; Kızılelma, Hisar, Akıncı, TB-2, TB-3, Anka, Sungur, Tayfun ve Çakır gibi Türkiye’nin savunma sanayisindeki önemli projelerinin maketleri yer aldı. (OA-
Erzurum Erzurum’da halk pazarının 10’uncu şubesi açıldı Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli sosyal sorumluluk projelerinden biri olan halk pazarının onuncu şubesi açıldı. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, "İnşallah bundan sonra da ihtiyaç duyulan her noktada aynı kararlılıkla yeni halk pazarlarını hayata geçireceğiz. Çünkü bizim için önemli olan sayı değil, memnuniyettir. Vatandaşımız memnunsa, biz doğru yoldayız demektir" dedi. Halk Pazarı Vaniefendi Şubesi’nin açılışına; Erzurum Vali Yardımcısı Mustafa Berk Çelik, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Yakutiye Kaymakamı Tuncay Kaldırım, Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar, AK Parti Erzurum İl Başkanı Av. İbrahim Küçükoğlu, MHP Erzurum İl Başkanı Adem Yurdagül, vatandaşlar ve diğer davetliler katıldı. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Halk Pazarları’nda; ekmek 7,5 TL, kıyma et 449,90 TL, yumurtanın kolisi 129,90 TL, 5 litrelik ayçiçek yağı 400 TL, mandalina 15,95 TL ve patates 16,50 TL’ye satılıyor. "Hizmetlerimizi planlarken rakamlara değil, hanelere bakarız" Kentin sosyal hayatına, ekonomik dengesine ve vatandaşın günlük yaşamına doğrudan dokunan çok önemli bir hizmeti daha hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, açılışta yaptığı konuşmada "Şehrimizin 10 farklı noktasında kurduğumuz bu sistem, Vaniefendi’de yeni bir adımla daha güçlenmiş oluyor. Biz bu şehri yönetirken şunu hiçbir zaman unutmadık. Erzurum büyük bir şehir olabilir ama bizim için asıl büyüklük, vatandaşımızın sofrasına dokunabilmekte, bütçesine nefes aldırabilmektedir. Belediyecilik anlayışımızın merkezinde insan vardır. Hizmetlerimizi planlarken rakamlara değil, hanelere bakarız. İşte halk pazarlarımız da tam olarak bu bakış açısının sahaya yansımış halidir" dedi. "Halk pazarlarımız üreticinin emeğinin karşılık bulduğu yerlerdir" Halk Pazarı Projesi’nin yalnızca Erzurum ile sınırlı kalmaması gerektiğini, ülke genelinde de hayata geçmesi gereken özel bir proje olarak gördüklerini vurgulayan Başkan Sekmen, "Biz hizmeti belli merkezlere sıkıştıran bir anlayışla hareket etmiyoruz. Halk pazarı dediğimiz şey, yalnızca alışveriş yapılan bir alan değildir. Burası, üreticinin emeğinin karşılık bulduğu, esnafın ayakta kaldığı, vatandaşın güvenle alışveriş yaptığı bir dengedir. Bu dengeyi kurmak kolay değildir ama biz Erzurum’da bunu başardık. Çünkü niyetimiz halis, yolumuz nettir. Biz, Ahi geleneğimizi yaşatmaya devam ediyoruz. 10’uncusunu açtığımız bu pazar, bize şunu açıkça gösteriyor: Doğru iş, doğru zamanda, doğru yerde yapıldığında karşılığını mutlaka bulur. Vatandaşımızdan aldığımız geri dönüşler, sahadaki memnuniyet, bizlere daha fazlasını yapmak için güç veriyor. Burada açılan bu halk pazarı, sadece bu mahalleye değil, çevresindeki tüm mahallelere hizmet edecektir" şeklinde konuştu. "Hizmet üretirken günü kurtarmıyoruz, geleceği inşa ediyoruz" Halk pazarlarının, aynı zamanda Erzurum’un ekonomik hayatına da katkı sunduğunu vurgulayan Başkan Sekmen, "Esnafımız için yeni bir alan, üreticimiz için yeni bir imkân, vatandaşımız için güvenli bir alışveriş ortamı oluşmaktadır. Bu üç ayağı birlikte ayakta tutmadan başarıdan söz edilemez. Biz de bu dengeyi titizlikle koruyoruz. Bizim anlayışımızda belediye, sadece bina yapan bir kurum değildir. Belediye, şehirle gönül bağı kuran bir yapıdır. Bu bağ kurulmadan yapılan hiçbir iş kalıcı olmaz. Halk pazarlarımız, bu gönül bağının somut karşılıklarından biridir. Vatandaşımızın hayatına dokunan her hizmet, bizim için en kıymetli yatırımdır. Aziz şehrimiz, tarih boyunca yoklukla da mücadele etmiştir, zorlukla da. Ama hiçbir zaman umudunu kaybetmemiştir. Biz de bu ruhu yaşatmakla mükellefiz. Halk pazarlarımızda gördüğümüz dayanışma, bu ruhun hâlâ diri olduğunu göstermektedir. Şehrimizi büyütürken kimseyi geride bırakmayan bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Altyapıda ne yaptıysak, üstyapıda da aynısını yaptık. Sosyal desteklerde ne yaptıysak, ekonomik hayata katkıda da aynı kararlılığı gösterdik. Halk pazarlarımız da bu bütüncül anlayışın bir parçasıdır. Biz Erzurum’da hizmet üretirken günü kurtarmıyoruz, geleceği inşa ediyoruz. Attığımız her adımın yarını da düşünülerek atılmasına özen gösteriyoruz. Halk pazarlarımız da geçici çözümler değil, kalıcı bir sistem olarak planlanmıştır. Bugün 10’uncusunu açıyorsak, bu planlı ve kararlı bir yürüyüşün sonucudur" diye konuştu.
İstanbul PFDK’dan 23 hakeme daha bahis cezası! Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), bahis oynadıkları gerekçesiyle sevki yapılan 24 hakemin 23’üne 8 ila 12 ay arasında hak mahrumiyeti cezası verildiğini açıkladı. 1 hakemin ise inceleme ve idari tedbirinin sürmesi kararlaştırıldı. TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, bahis cezalarını açıklamaya devam ediyor. PFDK’ya sevk edilen 152 hakem haricinde ilave soruşturma kapsamındaki 22 hakem ve daha önce haklarında incelemenin devamına karar verilen 2 hakem hakkındaki alınmış olunan kararlar duyuruldu. TFF’nin sitesinden PFDK cezalarına ilişkin yapılan açıklamada, sevk edilen 24 hakemden 23’üne 8 ila 12 ay arasında hak mahrumiyeti cezası verildiği açıklandı. Ayrıca 1 hakemin ise inceleme ve idari tedbirinin sürmesi kararlaştırıldı. PFDK’nın açıklamasına göre ceza alan hakemler şöyle: "Klasman Yardımcı Hakemi Ahmet Karaatay’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Yardımcı Hakemi Barış Sun’un, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Hakemi Bedirhan Yiğitbaş’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 12 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Yardımcı Hakemi Berkay Salman’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Hakemi Cihan Ölmez’in, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 12 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Üst Klasman Yardımcı Hakemi Deniz Caner Özaral ’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Yardımcı Hakemi Faik Sancaktutan hakkında, bahis eylemi nedeniyle incelemenin ve idari tedbirin devamına, Klasman Yardımcı Hakemi Fatih Gemici’nin, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Üst Klasman Hakemi Fevzi Erdem Akbaş’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Hakemi Furkan Arıoğul’un, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Üst Klasman Hakemi Furkan Aksuoğlu’nun, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına,(oyçokluğu) Klasman Hakemi Hakan Ergin’in, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Hakemi Halil İbrahim Balsatan’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Hakemi Kemal Dizdar’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 10 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Yardımcı Hakemi Mehmet Özgür İşbilen ’in, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Üst Klasman Yardımcı Hakemi Mustafa Güçer ’in, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Yardımcı Hakemi Osman Oğurlu’nun, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 10 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Yardımcı Hakemi Ömer Faruk Sağır ’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Hakemi Tolga Akbaba’nın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Hakemi Tolga Tuna’nın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Yardımcı Hakemi Yasin Mert Karahan’ ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 10 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Yardımcı Hakemi Yiğit Çam’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Üst Klasman Hakemi Melih Kurt’un, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına, Klasman Hakemi Mertcan Tubay’ın, bahis eylemi nedeniyle FDT’nin 57/2. maddesi uyarınca takdiren 8 ay hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir."