POLİTİKA - 03 Aralık 2025 Çarşamba 13:07

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Ekonomi başta olmak üzere daha aydınlık bir Türkiye’ye vasıl olacağız. Bu ülkeye yeni bedeller ödetmek isteyenlere geçit vermeyeceğiz.

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Ekonomi başta olmak üzere daha aydınlık bir Türkiye’ye vasıl olacağız. Bu ülkeye yeni bedeller ödetmek isteyenlere geçit vermeyeceğiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Barzani Karargahı Sözcülüğü" adına yayımlanan açıklamadaki MHP lideri Bahçeli’yi hedef alan sözlere sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef alan dünkü saygısız açıklamaları asla tasvip etmediğimizi, kabul edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek isterim. Bu vahim hatadan dönülmeli" dedi.


Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’nda konuştu.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında 26 ve 27 dönem Giresun Milletvekili Cemal Öztürk’ü andı. Erdoğan, "Kardeşimiz emaneti sahibine teslim etti. Cemal kardeşimizi hep nezaketi çalışkanlığı ve hayırla yad edeceğiz. Ailesine baş sağlığı diliyorum" dedi.


Ekonomide yılın üçüncü çeyrek verilerinin açıklanmaya başlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Buna göre ilk 2025 yılının ilk 9 ayında Türkiye’yi ziyaret eden kişi sayısının geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1,6 artarak 49 milyon 993 bine çıktığını, turizm gelirlerinde ilk üç çeyrekte 50 milyar doların yakalandığı hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece tüm zamanların üç çeyrek rekorunun kırıldığını dile getirdi.


"OECD ülkeleri arasında dördüncü sırada yer aldık"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonominin 21 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü büyüme çeyreğinin 2025’in üçüncü çeyreğinde de devam ettirdiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan," Bu oranla OECD ülkeleri arasında 4. olduk G20 ülkeleri arasında da 5. sırada yer aldı" dedi.


Pazartesi günü açıklanan büyüme rakamlarının oldukça müspet olduğunu , Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,7 büyüyerek istikrarlı seyrini koruduğuna dikkat çeken Erdoğan, Tarım sektöründe, zirai don ve kuraklık kaynaklı arzu edilmeyen bir küçülme yaşandığını, bu yıl yağışların bol ve bereketli olmasıyla tarımın toparlanmasını beklediklerini kaydetti.


"Milli gelirimiz 1,5 trilyon doları aştı"


Makine ve teçhizat yatırımlarındaki artışın üretime ilişkin umutları güçlendirdiğinin ifade eden Erdoğan, yıllıklandırılmış milli gelirin 1,5 trilyon doları aştığını, belirterek bu rakamların hayırlı olması temennisinde bulundu.


Bir diğer önemli gelişmenin Türkiye’nin risk primindeki düşüş olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan," CDS’imiz 233 baz puana gerileyerek son 7 yılın en düşük seviyesine indi. Bu sabah kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı. Orada da umutlarımızı artıran bir tabloyla karşılaştık. Buna göre kasım ayı enflasyonumuz 0,87 geldi. Temel mal enflasyonu yüzde 18’ler seviyesine indi" dedi.


Hizmet enflasyonundaki düşüşlerin Deprem konutları ve sosyal konut projeleriyle birlikte kira enflasyonunda hızlı bir gerileme beklendiğini vurgulayan Erdoğan," Bu güzel haberlerin de ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.


" Türkiye’nin hedefi, rotası, izleyeceği güzergah bellidir. "


Türkiye’nin hedefi, rotası, izleyeceği güzergahının belli olduğunu dile getiren Erdoğan," Bu hedef, 86 milyonun tamamının refahını kalıcı biçimde arttırmaktır. Bu hedef, 2028 yılında 1,9 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır. Bu hedef, gelecek 3 yıl içinde mal ihracatımızı 375 milyar dolara çıkarmaktır. Bu hedef, yine 3 yıl sonra turizmde 100 milyar dolar gelir elde etmektir. Bu hedef, ülkemize 2 trilyon dolar maliyeti olan terör belasına son vererek Türk ekonomisini şahlandırmaktır. Bölgemizdeki sıcak çatışmalara, küresel ekonomideki belirsizliklere, gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen ticaret savaşlarına, Türkiye’nin önünü kesmek için türlü oyunlar çeviren melun ve meyus odaklara rağmen hamdolsun hedeflerimizden kopmadık ve kopmuyoruz. Bizi cesur kılan, bizi her türlü badire karşısında güçlü ve dirençli kılan işte budur, hedeflerimize ulaşacağımıza olan sarsılmaz inancımızdır" değerlendirmesini yaptı.


"Ekonomi başta olmak üzere her alanda daha aydınlık bir Türkiye’ye inşallah hep beraber vasıl olacağız. Bu ülkeye yeni bedeller ödetmeyecek, bedel ödetmek isteyenlere de geçit vermeyeceğiz."diyen Erdoğan," Suyu önce bulandırıp sonra da bulanık suda sazan avına çıkan simsarların oyunlarına gelmeyeceğiz. Elbette ekonomide rakamlar, oranlar, karşılaştırmalar önemlidir. Ama aslolan, 86 milyonun topyekun düşüncesi, fikri ve kanaatidir. Aslolan esnafın, tüccarın, emeklinin, emekçinin ne dediği, ne hissettiğidir. Bu süreçte sadece rakamlara, sadece oranlara bakmıyor, çarşıya, pazara, esnafa, tüccara, reel sektörün kalbinin attığı sanayi bölgelerimize de kulak veriyoruz. Reel sektörden gelen talep ve şikayetleri daima dikkatle dinledik, bugün de hissiyatımız en üst seviyededir" dedi.


Kabine toplantısı sonrasında KOBİ’lerle ilgili yeni bir müjdeyi paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan," Geçen yıl emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde başlattığımız koruma programını devam ettiriyoruz. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2 bin 500 liralık desteği 2026 senesinde 3 bin 500 liraya yükseltiyoruz. Büyük ölçekli firmalarımızı da dahil edeceğimiz yeni programla 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. Yeni programımızın ekonomimize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.


Son toplantıdan bu yana uluslararası ilişkiler boyutunda oldukça yoğun bir mesaileri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle G20 Liderler Zirvesi vesilesiyle bulundukları Güney Afrika Cumhuriyeti’nde önemli temaslar gerçekleştirdiklerini ifade etti. Erdoğan,"G20 ülkeleri dünya ekonomisinin yüzde 85’ini, nüfusunun ise üçte ikisini temsil ediyor. Bu ülkeler gerek iktisadi güçleri, gerek dünya siyasetindeki ağırlıklarıyla küresel sorunlara çözüm arayışında ön plana çıkıyor" dedi.


-" Johannesburg zirvesinde de daha adil bir dünya mümkün şiarıyla küresel sistemin yapılandırılmasına olan ihtiyacı dile getirdi


Türkiye’nin Biz de G20’nin en aktif üyelerinden biri olarak çalışmalara gereken desteği verdiğine dikkat çeken Erdoğan," 2015 yılındaki Dönem Başkanlığımız sırasında düşük gelirli ülkelerin sesi olmuştuk, Johannesburg zirvesinde de daha adil bir dünya mümkün şiarıyla küresel sistemin yapılandırılmasına olan ihtiyacı dile getirdik. Dünya genelinde her 10 kişiden biri hala aşırı yoksullukla mücadele ediyor. Dünyanın birçok ülkesine gittiğimizde şu ibretlik manzarayla sık sık karşılaşıyoruz: Bir yanda dünyanın en pahalı markalarıyla arz-ı endam eden bir avuç elit varken, diğer yanda günlük bir dolar gelirle hayata tutunmaya çalışan milyonları görüyoruz. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan mevcut düzenin sürdürülebilir olmadığının altını her zeminde çiziyoruz. G-20’de verdiğimiz mesajların bilhassa Afrikalı kardeşlerimiz nezdinde memnuniyetle karşılandığını özellikle gördük. Türkiye, uluslararası platformlardaki dik ve dirayetli duruşuyla daha fazla takdir topluyor, çağrıları daha fazla makes buluyor. Bunda elbette ülkemizin son 20 yılda kıtayla ilişkilerini geliştirmesinin büyük payı var. Birazdan Türkiye-Afrika iş birliğinde nereden nereye geldiğimizi göreceğiz. Ben burada sadece birkaç çarpıcı rakamı sizlerle ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımla paylaşmak arzusundayım" değerlendirmesini yaptı.


-Afrika ve Afrika halkları bizim kardeşimizdir


Son 20 yılda Afrika’daki büyükelçiliklerin sayısının 12’den 44’e çıktığını, Afrika ülkelerinin Ankara’daki temsilciliklerinin ise 10’dan 38’e yükseldiğini bildiren Erdoğan," Kıtayla ticaretimiz 20 sene 5 milyar dolardan 37 milyar dolar seviyelerine geldi, hedefimiz ise 50 milyar dolar. Doğrudan yatırımlarımız 10 milyar dolara ulaşırken, şirketlerimiz 97 milyar dolar değerinde 2.000’den fazla proje üstlendi. Türk Hava Yollarımız 41 ülkede 64 noktaya ulaşarak kıtanın en geniş uçuş alanına sahip firmalarından biri oldu. Türkiye Maarif Vakfı’na ait okullarımız 22 bin öğrenciye eğitim hizmeti veriyor. Türkiye mezunu öğrenciler kıtada artık bakan, büyükelçi, bürokrat, iş adamı, akademisyen olarak önemli görevlere geliyor. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. Şunu burada bir kez daha belirtmek isterim: Afrika ve Afrika halkları bizim kardeşimizdir. Bu kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirmek bizim görevimizdir. Bu hukuka 20 yıl boyunca hiç gölge düşürmedik. İnşallah düşürmeyeceğiz" dedi.


-Biz her şeyden önce vicdan sahibi bir millet ve devletiz


" Biz her şeyden önce vicdan sahibi bir millet ve devletiz. En yakınımızdan en ücra köşeye kadar ulaşabildiğimiz her yere imkânlarımız ölçüsünde el uzatmak bizim için çekinilecek bir durum değildir." Diyen Erdoğan," Tam tersine, Türkiye’nin alan el konumundan son 23 yılda veren el konumuna gelmesi ülkemiz ve milletimiz adına bir kıvanç vesilesidir. Nasıl 103 bin tonu aşan insani yardımlarımızla Gazze’ye en fazla yardım gönderen ülkelerden biriysek, neredeyse tüm dünyanın derin bir sessizlikle izlediği Sudan’daki trajediye de en fazla hassasiyet gösteren biziz. AFAD’ımız, Kızılay’ımız, Türkiye Diyanet Vakfımız ve bu meseleyi dert edinen insani yardım vakıflarımız, tıpkı Gazze’de yaptıkları gibi Sudan’daki insani felaketi de hafifletmek için seferberlik ruhuyla coşturuyor. Akan kanın bir an önce durması, Sudan’ın daha fazla kaosa sürüklenmemesi için yoğun çaba içindeyiz. Büyük ülke olmak, büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa inşallah içeride ve dışarda biz işte bu tavır içerisinde olacağız" değerlendirmesini yaptı.


2026 yılının Türkiye açısından kelimenin tam anlamıyla bir uluslararası zirveler yılı olacağını kaydeden Erdoğan,"COP-31 Zirvesi vesilesiyle 200’e yakın ülkeyi Antalya’mızda ağırlayacağız. Temmuz ayında NATO Zirvesini Başkentimiz Ankara’da gerçekleştireceğiz. Türk Devletleri Teşkilatı’nın 13. zirvesine ülkemizde ev sahipliği yapacağız. 2026 senesi boyunca da Türkiye’nin itibarına itibar katmayı sürdüreceğiz" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek nesillere devraldıklarından daha ileri bir ekonomi, daha güçlü bir demokrasi, daha caydırıcı bir savunma sanayi, daha itibarlı bir dış politika, daha iyi hizmet üreten bir bürokrasi teslim etmek amacıyla dur durak bilmeden çalıştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan," İstiyoruz ki yarın veya ertesi gün değil, bizden 40-50 sene, hatta bir asır sonra bile hayırla, şükranla, minnetle yad edilen eserler bırakalım. İstiyoruz ki çocuklarımıza her alanda müreffeh ve muzaffer bir ülke emanet edelim. İstiyoruz ki gençlerimize demokrasi standartları, hukuk standartları, yaşam standartları çok yüksek bir Türkiye teslim edelim. İstiyoruz ki yıllardır halının altına süpürülmüş sorunları çözelim. Türkiye yüzyılının inşasının önündeki büyük-küçük bütün engelleri kaldıralım. Bizim yegane niyetimiz budur. Bizim siyasette varlık gayemiz budur" açıklamasını yaptı.


-Türkiye hava savunmasında çok stratejik bir imkana sahip olma yolunda ciddi bir üstünlük elde etti


Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde savunma sanayinde küresel bir başarıya daha imza atıldığını belirterek," KIZILELMA adını verdiğimiz insansız savaş uçağımız, MURAT isimli radarımızla tespit edilen bir savaş uçağını Gökdoğan isimli füzemizle havadan havaya tam isabetle vurmayı başardı. Böylece KIZILELMA havadan havaya görüş ötesi hedefi vurabilen ilk insansız savaş uçağı oldu. Türkiye hava savunmasında çok stratejik bir imkana sahip olma yolunda ciddi bir üstünlük elde etti. Milletimize bu gururu yaşatan tüm kurumlarımıza, bilim insanlarımıza, çalışanlara ve özel sektörümüze ülkem ve milletim adına buradan samimi tebriklerimi iletiyorum"diye konuştu.


- Özel cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın


CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sert tepki gösteren Erdoğan,"Bu arada testler Sinop’ta yapıldı. Bu küresel başarıya Sinop’ta ulaşıldı. Biliyorsunuz CHP Genel Başkanı bu testleri Sinop’ta balıklar rahatsız oluyor diyerek eleştirmişti. Biz ona yine Sinoplu Diyojen’in o meşhur sözüyle cevap verelim; "Gölge etme, başka ihsan istemez." Siz gidin kurultay üstüne kurultay yapın. Siz gidin kendi iç meselelerinizle uğraşın. Siz gidin gırtlağınıza kadar battığınız pisliklerden arının. Siz gidin önce içinizdeki yolsuzluk yapanları ayıklayın. Bize gölge etmeyin, o bize yeter. Şimdi çıkmış artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri Selefi Kılıçdaroğlu gibi birilerini cellat olmakla itham ediyor. Neymiş? DEM Parti’nin terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromu imiş. Yani celladına aşık olmakmış. Yahu insanda biraz utanma olur, mahcubiyet olur. Hadi Türkiye’yi bilmiyorsun, hadi dış politikadan haberin yok, hadi ekonomide elifi görsen mertek zannedersin, insan bari kendi geçmişini bilir, kendi kara sicilini bilir. Şimdi bu beyefendiye sormak lazım. Ya sen ömrün boyunca hiç mi CHP’nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat, kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin, ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir. Şurada, Ulus Meydanında, istiklal mahkemelerinde alelacele kararlar alıp, darağaçlarında iskemleyi kimin devirdiğini milletim gayet iyi bilir. Merhum Menderes’i, Polatkan’ı, Zorlu’yu adım adım darağacına kimin taşıdığını milletim bilir. Şimdi ardından timsah gözyaşları döktükleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir. Terörle mücadele adı altında Tunceli’den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel, hedef saptırmasın, kendini boşu boşuna hiç yormasın. Eğer cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın. Kendi tarihine baksın, CHP’nin geçmişine baksın, celladı orada zaten görecektir" ifadelerini kullandı.


-CHP’nin saklamaya çalıştığı gizli yüzü, niyeti, fikri ve zikri deşifre oluyor


"Yönetim değişiyor, fakat CHP her şeye çıkar odaklı bakma alışkanlığından bir türlü kurtulamıyor." değerlendirmesini yapan Erdoğan," CHP’nin gözünde kendileri ağa, geri kalan milyonlar ise maraba. Kürt kardeşlerim herkese bunlar için sadece bir oy deposu, ama artık yutmazlar. Denklem gayet basit, hiçbir karşılık beklemeden seçimlerde oy verdiğinizde sizden iyisi yok, tersi bir durumda ise sizden kötüsü yok. Bakın biz buna daha önce 14-28 Mayıs seçimlerinde deprem bölgesinde şahit olduk. Sırf kendi Cumhurbaşkanı adaylarına oy vermediler diye depremzedelerimize günlerce etmediklerini bırakmadılar. Gece vakti misafirhanelerden kovmaktan, sosyal medyadaki edepsizliklere kadar her türlü vicdansızlığı, her türlü hoyratlığı sergilediler. Bugün de aslında aynısı tekerrür ediyor. CHP zihin kodlarındaki faşizmi ve elitizmi dışa vuruyor. CHP’nin saklamaya çalıştığı gizli yüzü, niyeti, fikri ve zikri deşifre oluyor. AK Parti olarak bizim tavrımız bellidir, onlar ne yaparsa yapsın biz Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Çerkez’iyle, Laz’ıyla tüm Türkiye’yi kucaklamaya devam edeceğiz. Hiçbir ayrım gözetmeden 86 milyonun hiçbir ferdini aynı samimiyetle, aynı muhabbetle bağrımıza basacağız" dedi.


Terörsüz Türkiye sürecindeki çalışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan," Bundan 24 sene evvel 14 Ağustos 2001 tarihinde partimizi kurarken sergilediğimiz irade neyse, 2005 yılında Diyarbakır’da bu sorun benim de sorunum derken ortaya koyduğumuz cesaret neyse, 2013 yılında çözüm için baldıran zehri içmek gerekirse biz o baldıran zehrini de içeriz yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin dediğimiz gündeki kararlılığımız neyse AK Parti olarak bugün de aynı iradeyi, aynı cesareti ve samimiyeti taşıyoruz. Partimizin, ittifakımızın ve devletimizin önce terörsüz Türkiye’yi ardından ülkemize yönelik terör tehdidinin bertaraf edildiği terörsüz bölgeyi inşa etme azmi tamdır" diye konuştu.


- Cumhur İttifakı’nın bütün mücadelesi bu hedefe suhuletle varmak içindir


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın hedef, anlayış ve fikir birliği içinde olduğunu vurgulayarak," Her fırsatta söylüyorum, bugün tekrar altını çizerek ifade ediyorum, Allah’ın izniyle, aziz milletimizin de hayır duasıyla bu sefer başaracağız. Evlatlarımıza terörün karanlık gölgesinin düşmediği bir Türkiye’yi inşallah teslim edeceğiz. Cumhur İttifakı olarak bir siyasi risk alıyorsak sadece elimizi değil gövdemizi de taşın altına koyuyorsak işte bunun için alıyoruz. Türkiye yarım asırlık bir beladan, yarım asırlık bir sorundan, yarım asırlık bir musibetten tamamen kurtulsun diye bunları yapıyoruz. Cumhur İttifakı’nın bütün mücadelesi bunun içindir. Bu hedefe suhuletle varmak içindir" ifadelerini kullandı.


-Bu vahim hatadan bir an önce dönülmeli ve düzeltilmelidir


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barzani Karargahı Sözcülüğü" adına yayımlanan açıklamadaki Devlet Bahçeli hedef alan sözlere de sert bir dille cevap verdi. Erdoğan," Bu noktada ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef alan dünkü saygısız ve hadsiz açıklamaları asla tasvip etmediğimizi kabul, edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek isterim. Gerek Parti Sözcümüz, gerekse Dışişleri Bakanlığımız konuya dair rahatsızlığımızı açıkça dile getirmiş, gerekli diplomatik adımlar atılmış, izahat yapılması istenmiştir. Bu vahim hatadan bir an önce dönülmeli ve düzeltilmelidir. Öte yandan bundan sonra sürecin biraz daha ivme kazanmasını ümit ediyoruz. İyimser konuşurken 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de göz ardı etmiyoruz: Hedefe yaklaştıkça istismar mekanizmaları daha fazla devreye girecek. Terör bitince işsiz kalacak olanlar bunu engellemek için daha fazla mesai yapacak. Türkiye’nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler son ana kadar vazgeçmeyecek. Bunların tamamının farkındayız ve hepsine de hazırlıklıyız. İnancım ve samimi duam odur ki, sorunları çözmek amacıyla milletimizin Gazi Meclisi’mize gönderdiği bütün milletvekillerimiz hayati önemi haiz bu konuda bizimle aynı hissiyatı paylaşır, bizimle aynı hedefe yürür. Özellikle tarihi bir sorumluluk üstlenen komisyonumuzun şimdiye kadar başarıyla yürüttüğü çalışmalarını bundan sonra da milletin ve memleketin menfaatlerini önceleyen bir anlayışla tekemmül ettireceğine inanıyorum. AK Parti olarak biz bugüne kadar olduğu gibi sorumluluk almaya, yapıcı ve ön açıcı olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.


-Türkiye’ye başkalarının ellerine tutuşturduğu gözlüklerle bakanlar her şeyi bulanık görürler


"Ana Muhalefetin eski yönetim, yeni yönetim ve paralel yönetim arasında giderek kızışan çatışmalarını örtmek, belediyelerde ortaya çıkan yolsuzluklarını perdelemek için topluma karamsarlık pompaladığını, umutsuzluk yaymaya çalıştığını hepimiz çok net görüyoruz, biliyoruz."diyen Erdoğan," Muhalefetin bu noktada yalnız olmadığını da anlıyoruz. İçeride ya da dışarıda birtakım etki ajanları milletimizin huzurunu bozmak, milletimizi kutuplaştırmak, özellikle de gençlerimizi umutsuzluğa, karamsarlığa sevk etmek için yoğun gayret içindeler. Bakınız bir yandan tarihimizin en yıkıcı depreminin yaralarını sarıyoruz, bir yandan açılıştan açılışa koşuyoruz. Bir yandan ekonomiyi büyütüyoruz, diğer yandan savunma sanayinde küresel rekorlar kırıyoruz. Yani her alanda büyük bir atılım ve kalkınma seferberliği içindeyiz. Tabii bunları görmek için Türkiye’ye nereden baktığınız son derece önemli. Türkiye’ye başkalarının ellerine tutuşturduğu gözlüklerle bakanlar her şeyi bulanık görürler. Ama Türkiye’ye kendi gözüyle, kendi gözlüğüyle bakanlar her alanda yükselen, büyüyen, güçlenen, iddiaları olan, tezleri olan, ayakları yere sağlam basan, özgüvenli bir Türkiye görürler" açıklamasını yaptı.


Bu toprakların bin yılı aşkın süredir Müslüman Türk hakimiyeti altında olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu topraklarda isteyen istediğine inanmakta özgürdü. İsteyen kendi ibadethanesinde kendi ibadetini yapmakta özgürdür. Bu topraklar hoşgörü toprağıdır. Biz üç kıtada hüküm sürmüş, üç kıtada at koşturmuş cihan imparatorluğunun bakiyesi bir devletiz. Biz Selçuklu’nun, Osmanlı’nın devamı bir ülkeyiz. Biz yedi asır önce yaratılanı severim, Yaratandan ötürü diyen Yunus Emre’nin sevgi diliyle konuşuyoruz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın buyuran Şeyh Edebali’nin hikmet dolu tavsiyesinin izinden gidiyoruz. Evet, biz tarihimize ve ecdadımıza baktığımızda bunları ve çok daha fazlasını görüyoruz. İnsan görüyoruz. İnsanı merkeze alan bir devlet anlayışı görüyoruz. Bunu özellikle şunun için söylüyorum: Avrupa’da zaman zaman birileri çıkıyor, Türkiye’ye ve İslam ülkelerine dini azınlıklar üzerinden ders vermeye kalkıyor. Oysaki bu coğrafya en az bin yıldır, kimi komşu devletler 1400 yıldır kesintisiz İslam hakimiyeti altındadır" dedi.


- Onlar camileri yıkarken, biz burada kiliseleri tamir ediyoruz


Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu coğrafyada Hristiyan, Musevi, Ermeni, Rum, Keldani, Ezidi, Süryani ve daha nice topluluk olduğunu belirterek,"1400 yıldır bu coğrafyada varlar ve özgürce ibadetlerini yerine getiriyorlar. Avrupa’da 1950’lere kadar bunun bir örneğini bulamazsınız, göremezsiniz. Bu topraklarda sayısı az ya da çok onlarca farklı inanış asırlar boyu huzur içinde yaşamıştır. Ama Batı’da tarih boyunca bırakın azınlıkları, mezhepler üzerinden kan dökülmüş, milyonlarca insan kırıma uğramıştır. Bizimle Batı arasındaki en temel zihniyet farkı işte budur. Bizim kendimize güvenimiz tam. Onlar camileri yıkarken, biz burada kiliseleri tamir ediyoruz, çünkü bizim korkumuz yok, biz kendimize güveniyoruz, biz gücümüzün farkındayız. Biz, devletlerden bir devlet, milletlerden bir millet değiliz. Biz, inancımızla, kimliğimizle, ideallerimizle 3 kıta 7 iklimde düzen kurmuş Türk milletiyiz. Biz, tarihiyle büyük, vicdanıyla büyük, merhametiyle büyük, adaletiyle büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’yiz" değerlendirmesinde bulundu.


- Önce zihinlerdeki prangaları kırıp atacağız


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önce kendimize güvenecek, özgüven sahibi olacağız. Bu milletin Allah’ın izniyle aşamayacağı hiçbir engel yok. AK Parti olarak kurulduğumuz günden itibaren böyle bir vizyonla, böyle bir misyonla hareket ettik. Korku üzerine değil, umut üzerine bir gelecek inşa etmenin mücadelesini verdik. 23 yıl boyunca hangi sorunu çözmek için elimizi uzatsak, aman bölünürüz, aman parçalanırız diye engel çıkardılar. 23 yıl boyunca hangi alanda kısıtlamaları, yasakları kaldırsak, özgürlükleri genişletsek, aman geriye gideriz diye korku saldılar. Peki, ne oldu? 23 yılda Türkiye bölündü mü, parçalandı mı, geriye gitti mi? Elbette hayır, tam tersine Türkiye büyüdü, güçlendi, bir ve beraber oldu, her alanda daha da ileriye gitti.


Kardeşlerim, unutmayın, önce zihinlerdeki prangaları kırıp atacağız, önce elimizi, kolumuzu bağlayan, ufkumuzu karartan, vizyonumuzu daraltan zincirlerden kurtulacağız. Önce biz kendimize inanacak, kendimize güvenecek, emin adımlarla geleceğe yürüyeceğiz. Milletimden medyada, sosyal medyada, siyasette her fırsatta umutsuzluk, karamsarlık yayanlara, bütün bunlara karşı uyanık olmalarını istirham ediyorum" dedi.


-"86 milyon kardeş olursak, Allah’ın izniyle aşamayacağımız engel, erişemeyeceğiz hedef yoktur"


Gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan," Sevgili gençler; bakın özellikle sizlere sesleniyorum, ekranları başında bizi takip eden gençler, sanal alemde sizi kutuplaştıran, sizi kamplaştıran, sizi umutsuzluğa sevk eden o yayınların nereden, kimler tarafından yapıldığı işte tek tek ortaya çıkıyor. Biri Arap ülkesine yerleşmiş, oradan gençler arasında Arap düşmanlığını yaymaya çalışıyor. Biri Amerika’ya yerleşmiş, oradan İstanbul’un gençlerini sokağa dökmeye çalışıyor. Biri İsrail’den yayın yapıyor, burada kışkırtma yapıyor. Farklı maskeler altında hepsi aynı odağa hizmet ediyor, bunlara aldanmayın, bunlara lütfen prim vermeyin. Hiç kimsenin endişesi olmasın, mevcut sorunları da aşacağız, ekonomiyi daha da büyüteceğiz, soframızdaki ekmeği daha da büyüteceğiz, huzuru, kardeşliği, özgürlüğü, demokrasiyi, güvenliği daha da büyüteceğiz. Geleceğe sağlam adımlarla ilerliyoruz, asırların tortularını kaldırarak, asırların engellerini aşarak ilerliyoruz. Biz kendimize güvenirsek, biz birbirimize güvenirsek, 86 milyon kardeş olursak, Allah’ın izniyle aşamayacağımız engel, erişemeyeceğiz hedef yoktur. İnanıyorsanız üstünsünüz, inanıyorsanız zafer sizindir. İnançla, güvenle, özgüvenle inşallah Türkiye yüzyılını hep birlikte inşa edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Göktaş’tan il müdürlerine ‘saha odaklı yönetim’ uyarısı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, il müdürlerine ‘saha odaklı yönetim’ uyarısında bulundu. Bakan Göktaş, "Risk puanı, müdahale çağrısıdır. En hassas başlıklarımızdan biri, şiddet ve istismar vakaları. Bu alanda hiçbir gecikmeyi kabul edemeyiz. Bu nedenle bu vakalarda ‘saha yönetimi’ni bizzat sahiplenin" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bakanlığın 81 il müdürüyle yıllık değerlendirme toplantısında bir araya geldi. Toplantıda, 2025 "Aile Yılı" kapsamında yürütülen çalışmalar ve yeni dönem stratejileri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Göktaş, Aile Yılı kapsamında 81 ilde başlatılan seferberlikle aileyi her alanda destekleyen kapsamlı bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini belirterek, bu süreçte emeği geçen il müdürlerine teşekkür etti. Bakan Göktaş toplantıda il müdürlerine ‘saha odaklı yönetim’ konusunda da kritik uyarılarda bulundu. İl müdürlerinin bakanlığın sahadaki ‘uygulayıcı gücü’ olduğunu hatırlatan Göktaş, vatandaşın kuruma olan güveninin il müdürlüklerinin yaklaşımıyla şekillendiğini vurguladı. Göktaş, "İl müdürlüğü yönetimi sadece iş ve süreç yönetimi değildir; aynı zamanda bir güven yönetimidir. Vatandaşın bize attığı her adımda, karşılaştığı ilk tavırda kurumumuzun itibarı şekillenir. Beklentimiz, sahayı yakından tanıyan, hizmeti yerinde izleyen ve sorunları büyümeden çözen bir yönetim anlayışını kararlılıkla sürdürmenizdir" ifadelerini kullandı. Çalışma stratejisini üç eksen üzerine kurduklarını bildiren Göktaş, "Birinci eksenimiz, sahaya hâkimiyet ve hizmetin takibi. Hizmet verdiğiniz kişileri dosya üzerinden değil, yerinde izleyin. Her il müdürlüğümüz bir ’saha planı’ hazırlamalı. İkinci eksen, doğru bilgi akışı ve yönetimde açıklık. İlinizle ilgili bir problemi başkasından değil, sizden duymak isterim. Üçüncü eksen ise kurum içi ulaşılabilirlik, iletişim ve motivasyon. Kapalı kapılar, geciken kararlar ve güçsüz iletişim; sahada hizmetin ritmini bozar" açıklamasında bulundu. "Saha yönetimini bizzat sahiplenin" Göktaş, sahada erken uyarı ve sistematik izleme konusunda yeni bir döneme girildiğini de belirterek, pilot uygulaması başlayan ‘Sosyal Risk Haritası’ ile "Çocuklar Güvende" web sitesinin etkin kullanılması talimatını verdi. Göktaş, şunları kaydetti: "Sosyal Risk Haritalarımızdan elde ettiğimiz verileri 18 yaş altı için ’Çocuklar Güvende’, 18 yaş üstü bireyler için ise ’Aile Rehberi’ sistemimiz üzerinden takip edeceğiz. Risk puanı, müdahale çağrısıdır. Vaka bazında izlemeyi, yönlendirmeyi ve kurumlar arası koordinasyonu hızlandıran bir mekanizma kurun. İl müdürünün takibi zayıflarsa sistem kağıt üzerinde kalır. En hassas başlıklarımızdan biri, şiddet ve istismar vakaları. Bu alanda hiçbir gecikmeyi kabul edemeyiz. Tüm vakaları titizlikle takip etmeli ve sahada aktif olmalısınız. Bu nedenle bu vakalarda ‘saha yönetimi’ni bizzat sahiplenin." Aile Yılı’ndan ‘Aile ve Nüfus 10 Yılı’na Aile Yılı’nı geride bırakırken ’Aile ve Nüfus 10 Yılı’ vizyonunun daha uzun vadeli bir politikanın sürekliliği olduğuna dikkati çeken Göktaş, il müdürlüklerinin vatandaşın hayatına dokunan uygulamaların etkisini ölçmesi ve bu hizmetlerin sürekliliğini sağlaması gerektiğini vurguladı. Göktaş, bu çerçevede doğum yardımı ve Aile ve Gençlik Fonu’ndan yararlananların düzenli izlenmesi gerektiğini de hatırlattı. "Küçük bir ihmal büyük bir riske dönüşebiliyor" Sahada sunulan hizmetin takibinin, etkisinin ve hızının aynı anda güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Bakan Göktaş, "Küçük bir gecikme büyük bir mağduriyete; küçük bir ihmal büyük bir riske dönüşebiliyor. Bu nedenle, il müdürlüklerimiz daha aktif, hızlı ve sonuç odaklı hareket etmeli" uyarısında bulundu.
Bursa Türkiye’de HIV vakaları artış eğiliminde Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Halis Akalın, dünyada HIV vakalarının azalma eğilimine girdiği yerler olsa da Türkiye’deki tablonun farklı olduğunu vurguladı. Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği ‘Nilüfer’de Sağlık’ buluşmalarında HIV ve AIDS masaya yatırıldı. Akademisyenler, dünyada vakalar azalırken, Türkiye’de artış eğilimine dikkat çekerek, erken tanının önemini vurguladılar. Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Nilüfer’de Sağlık’ buluşmaları kapsamında "HIV/AIDS Yeterince Farkında Mıyız?" başlığıyla bir seminer gerçekleştirildi. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’ndeki programa Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin’in yanı sıra bilgi sahibi olmak isteyen çok sayıda vatandaş katıldı. Programda Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Halis Akalın ve akademisyen Doç. Dr. Uğur Önal konuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Türkiye’de vaka sayısı artış eğiliminde Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Halis Akalın, dünyada HIV vakalarının azalma eğilimine girdiği yerler olsa da Türkiye’deki tablonun farklı olduğunu vurguladı. Bu hastalığın 1980’li yıllardan bu yana devam eden çok önemli bir salgın olduğunu hatırlatan Akalın, "Dünyanın önemli bir kısmında yeni enfeksiyon sayıları azalırken, Türkiye’de rakamlar maalesef yukarı doğru bir artış eğrisi gösteriyor. Resmi kayıtlara göre yaklaşık 60 bin kişi tanı almış durumda ancak durumunun farkında olmayanlarla birlikte bu rakamı ikiyle çarpmak gerekiyor. Artık biz bu bireylere ‘HIV pozitif’ yerine ‘HIV ile yaşayan birey’ diyoruz. Çünkü günümüzdeki etkili tedavilerle bu kişilerin yaşam beklentisi, HIV ile yaşamayan bireylerle aynı seviyeye gelmiş durumda" dedi. Böyle önemli bir konuda farkındalık gösteren Nilüfer Belediyesi’ne teşekkür eden Akalın, belediye bünyesindeki Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi’nin anonim test imkanı sunarak, damgalanma ve ayrımcılığın önüne geçilmesi açısından hayati bir rol oynadığını vurguladı. Hastalığın bulaşma yolları ve korunma yöntemleri üzerine bilgiler paylaşan Doç. Dr. Uğur Önal ise toplumdaki yanlış algılara ve tedavinin gücüne değindi. Bulaş yollarıyla ilgili bilgi veren Önal, "En sık bulaş yolu korunmasız cinsel temastır. Ancak HIV; tokalaşmakla, sarılmakla, aynı havayı solumakla veya ortak çatal-bıçak kullanımıyla kesinlikle bulaşmaz. Eğer bir birey ilaçlarını düzenli kullanır ve kanda virüs tespit edelimeyecek düzeye indirilirse, artık bulaştırıcı olarak kabul edilmez. Bu durum hem toplum sağlığını koruyor, hem de bireylerin çocuk sahibi olabilmelerine ve normal hayatlarına devam etmelerine imkan sağlıyor" diye konuştu. Akademisyenler, erken tanının hem bağışıklık sisteminin çökmesini engellemek, hem de toplumdaki yayılımı durdurmak için en güçlü silah olduğunu hatırlattılar. Seminer, akademisyenlerin katılımcılardan gelen soruları yanıtlamasıyla sona erdi.
Kocaeli 2025’in finali dizi müzikleri ile yapılacak Kocaeli Büyükşehir Oda Orkestrası, yılın son konserinde Toygar Işıklı’nın hafızalara kazınan dizi müziklerini bir kez daha seslendirecek. Engin Şen yönetimindeki konser, 29 Aralık Pazartesi günü sanatseverlerle buluşacak. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Oda Orkestrası, yılın son konseri ile sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Sevilen orkestra dinleyicilerinden gelen yoğun istek üzerine bir kez daha Toygar Işıklı’nın eserlerini seslendirecek. Engin Şen yönetimindeki Oda Orkestrası’nın heyecanla beklenen konseri 29 Aralık Pazartesi günü Kocaeli Kongre Merkezi’nde saat 19.30’da gerçekleştirilecek. Konserde, yayınlandığı dönemde Türk seyircisi tarafından büyük ilgi gören "Yaprak Dökümü", "Ezel", "Aşk-ı Memnu", "Dudaktan Kalbe", "Sen Eşittir Ben", "Hayat Gibi", "Kara Sevda" ve "İçerde" dizilerinin hala hafızalarda olan müzikleri seslendirilecek. Engin Şen yönetimindeki orkestra Orkestrayı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Çello Eğitmeni ve aynı zamanda Oda Orkestrası’nın şefi olan Engin Şen yönetecek. Nilay Öncüoğlu’nun solist olarak eşlik edeceği orkestrada; Oğuz Yaşar Özzeren, Yağmur Çınar, Musab Çağrı Öztürk, Faruk Çetin 1. kemanda; Engin Yaşar, Yeşim Uzunhasanoğlu, Ekin Hanım Duvarcı ve Sıla Bostancı 2. kemanda; Özge Aysu, Ahmet Efe Küçük, Hilal Örnek viyaloda; Ekim Türkü Özdemir flütte; İsmail Hakkı Gayretli, Enes Bakır, Zeynep Deveci, Yeşim Madanoğlu, Gizem Yaşar viyolonselde; Zeynep Sarıtaş, Çınar Deniz Özbek klarnette; Hüseyin Mert Gönen bağlamada; Deniz Arslan piyonada; Ulaş Özturan bas gitarda; Egemen Anıl Kanca elektro gitarda; Erdem Güven ise davulda görev yapacak. Yeni yılda da aynı keyifle 2025 yılında verdiği konserlerle vatandaşlardan büyük ilgi gören Oda Orkestrası, 2026 yılında yine seyircisine klasik müzik keyfi yaşatmaya devam edecek. Başarılı ve sevilen orkestra yılın ilk konserini ise Şubat ayının başında ve muhteşem bir klasik repertuarla beğeniye sunacak.
Kayseri Başkan Büyükkılıç: "Kültürel ve tarihi zenginliğimizi sizlere yansıtmaya çalışıyoruz" Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç; Valilik, Büyükşehir ve İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından düzenlenen Şehir Sohbetleri programının ilk konuğu oldu. Kayseri’nin tüm yönleriyle konuşulduğu programda gençlerle sıcak ve samimi bir ortamda sohbet eden Büyükkılıç, gençlere değer verdiklerine vurgu yaparak, "Gençlerimizi çok seviyoruz, onlara layık olma yönünde de gayret gösteriyoruz. Her şey gençler için" dedi. Kültür ve medeniyetler şehri Kayseri’nin köklü tarihi, zengin kültürel mirasını ve turizm değerlerini sohbet ortamında ele almak amacıyla düzenlenen Şehir Sohbetleri programının ilki 26 Aralık Cuma günü Kayseri İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleşti. Şehir Sohbetleri programına Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, Spor A.Ş. Genel Koordinatörü Fatih Çağan ile gençler başta olmak üzere vatandaşlar katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda büyükşehir belediyesi tarafından hazırlanan ’Zenginliler Şehri Kayseri’ belgeseli izletildi. Programda konuşan Başkan Büyükkılıç, birlik, beraberlik vurgusu yaparak; "Amacımız birlikte olmak, beraber çalışmak. Ben yok biz var. Kayseri’miz bu anlayış ve yaklaşım içerisinde çalışmalarını sürdürüyor. Dolayısıyla yaptığımız çalışmaları da hep birlikte daha verimli konuma ve duruma getiriyoruz" dedi. Büyükkılıç, güne kariyer günleri kapsamında Fevzi Çakmak Lisesi öğrencileri ile bir araya gelerek başladıklarını hatırlatarak; "Şimdi de burada gençlerimizle birlikte oluyoruz. Burada şehrimize yakışır bir kütüphaneyi hayata geçirdik. Hem fiziki şartlar itibariyle hem günün şartlarına uyarlanan hizmet anlayışıyla bu çalışmayı tamamladık ve sizlerin hizmetine sunduk. Kütüphanemizde gördüğümüz; gençlerimizin memnuniyeti, onların fiziki ortam itibariyle güzel bir çalışma ortamını bulmuş olmaları bizleri keyiflendirdi. Çünkü onlar donanımlı, eğitimli olursa, geleceğe ümitle bakarsa onlara da bizler imkân sağlarsak şehrimiz kazanır, ülkemiz kazanır" diye konuştu. Gençlere değer verdiklerine vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, "Gençlerimizi çok seviyoruz, onlara layık olma yönünde de gayret gösteriyoruz" dedi. Büyükkılıç Kayseri’nin kadim bir medeniyetler şehri olduğuna dikkat çekerek, "Kültürel ve tarihi zenginliğimizi sizlere yansıtmaya çalışıyoruz. Müzelerimizle, kütüphanelerimizle, tarihi dokuyla ilgili yaptığımız kazı ve çalışmalarımız ile sizleri buluşturmaya gayret gösteriyoruz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde 15 kütüphanede hizmeti ayağa getirme anlayışıyla sadece merkezde buluşturma yerine semtlerde yavrularımızın beklentilerine cevap vermeye çalışıyoruz. Ücretsiz hizmetimizi daha da zenginleştirerek gençlerimizi sporla, kütüphanelerimizle, bilimle buluşturma yönünde gayret gösteriyoruz" şeklinde konuştu. Şehri daha yaşanabilir bir konuma getirmek ve hayatı kolaylaştırma yönündeki gayretlerinin yanında kültürel ve sosyal yönden turizm odaklı çalışmalardan da uzak kalınmaması gerektiğine işaret eden Başkan Büyükkılıç, şehri günün şartlarına uygun, çağdaş medeniyetin daha da üzerine çıkaracak şekilde hazırlamanın ve gençlere güzel bir gelecek bırakmanın önemine vurgu yaptı. Büyükkılıç, kamu kurum ve kuruluşları ile dayanışma içerisinde insanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesiyle çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Sanayi ve ticaret şehri Kayseri’de bunların yanı sıra tarım ve hayvancılık alanında da üretimi desteklediklerini kaydeden Başkan Büyükkılıç, üreten bir Kayseri vurgusu ile Büyükşehir Belediyesi olarak tarım ve hayvancılığa 1 milyar TL destek verdiklerini dile getirdi. Büyükkılıç, Kayseri’nin turizm potansiyeline de ayrı bir parantez açarak kentin adeta bir açık hava müzesi olduğunu söyledi ve şehirdeki tarihi yapıları sıraladı. "Her şey gençler için" Başkan Büyükkılıç; Büyükşehir belediyesinin spor alanında lider kuruluşu Spor A.Ş.’nin hizmetleri hakkında da Spor A.Ş. Genel Koordinatörü Fatih Çağan’dan gençleri bilgilendirmesini rica etti ve Çağan gençlere Spor A.Ş. faaliyetlerini anlattı. Büyükkılıç, programa katılan gençlere 1 aylık yüzme paketi ve kayak kursu paketi hediye ederek, "Her şey gençler için" dedi. Başkan Büyükkılıç, Kayseri’nin spor alanında kazandığı yatırımlarla Altın Bayrak Ödüllü Avrupa Spor Şehri ünvanını elde ettiğini ve Dünya Spor Başkenti adayı olduğunu da hatırlatarak, "Bu şehir sahiplenilmesi gereken bir spor şehri, kültür şehri, turizm şehri. Ekibimizin yaptığı çalışmalar bunu hak ediyor ve ödülden ödüle, hizmetten hizmete koşuyor. Bu yeter mi? Yetmez daha fazlasını hep beraber yapacağız ve inşallah daha da güzel başarılara imza atacağız" ifadelerini kullandı. Büyükkılıç, sorduğu sorulara doğru cevabı veren gençlere de hediye takdiminde bulunmayı ihmal etmedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, şehir Sohbetleri programının soru cevap kısmında gençlerin sorularını cevaplayarak talepleri dinledi. Programa katılan gençlerden Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi öğrencisi Veysel Aksu ise Başkan Büyükkılıç’a hizmetlerinden dolayı teşekkür ederek; "Tüm hizmetleriniz için çok teşekkür ederim. Üçüncü sınıftayım üniversite hayatım boyunca çok güzel zaman geçirdim. Konyalıyım" dedi. Gençlerin taleplerinin yerine getirilmesi için anında talimat veren Başkan Büyükkılıç, "Gençler, biz sizin için varız derken bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Biz devletine, vatanına, milletine, bayrağına sevdalı, insana hizmete sevdalıyız. Biz birliğin, beraberliğin, tarihine, kültürüne sahip çıkan anlayışın temsilcileri olmak ve onu sahiplenmek mecburiyetindeyiz. Biz sizin için varız" diye konuştu. İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun ise; "Başkanım sizlerin ve sayın valimin istişareleri sonucunda şehrimizin değerleri hakkında çeşitli programlar planladık. Bunlar her ay il halk kütüphanemizde gerçekleştirilecek. Tabii bu programın ilk konuğu olarak sizler şeref verdiniz. Hoş geldiniz" diye konuştu. İl Halk Kütüphanesi hakkında da bilgiler veren Dursun, Başkan Büyükkılıç’a desteklerinden dolayı teşekkür ederek, "Göreve başladığımdan beri başkanım, sizlerde şunu gördük; sen, yok biz varız ifadesi, bu çok önemli ve anlamlı. Bu kütüphanede onun göstergelerinden bir tanesi. Bunun dışında Yeşilhisar kütüphanemiz keza öyle. Başka ilçelerimizde de iş birliği içerisinde çok farklı kütüphanelere sağ olsun başkanım ‘hemen yapalım, ne gerekiyorsa’ dediler ve sonuç ortada. Gerçekten muhteşem bir bina ortaya çıktı. İl halk kütüphanemiz açıldığı günden bu yana çok sayıda kullanıcıyı ağırladığımız bir yer haline geldi. Gerçekten şehrin önemli bir değeri oldu. Burada en büyük teşekkürü tabii size sunmak gerekiyor. Elinize sağlık diyoruz, başkanım" ifadelerinde bulundu. Verimli ve keyifli bir şekilde tamamlanan ilk Şehir Sohbetleri programının kapanışında İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’a programa katılımlarından dolayı teşekkür ederek hediye takdiminde bulundu.
İstanbul Ahmet Ürkmezgil: "Beşiktaş için elimizden gelenin en iyisini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" Beşiktaş Divan Kurulu Başkanı Ahmet Ürkmezgil, siyah-beyazlılar için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını söyledi. Beşiktaş Kulübü’nde 2025 yılı 3. Olağan Divan Kurulu Toplantısı, Akatlar Mustafa Kemal Merkezi Atilla İlhan Salonu’nda gerçekleştiriliyor. Toplantının açılış konuşmasını Divan Kurulu Başkanı Ahmet Ürkmezgil yaptı. Birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiğini vurgulayan Ürkmezgil, "Çok adaylı ve uzun süren bir seçim dönemi oldu. Bu dönemde bazı olumsuz şeyler de yaşandı. Bu saatten sonra bunları tabii tek tek dile getirmeyeceğiz. Ekibim ve ben ne bugün ne de yarın böyle bir yarışa girmeyeceğimizi baştan söyleyeyim. Bu yarışa girdiğimde beni en çok motive eden şey camiamızın son yıllardaki bölünmüşlüğü ve bu durumu düzeltmek için neler yapabileceğimizin düşüncesiydi. Kulüpte birçok görevde yer aldım ve bu işe soyunmam gerektiğini düşündüm. O dönemlerde de Beşiktaş feda dönemindeydi ve bu dönemden çok da farklı bir durumda değildi. O günlerde kısa sürede sağladığımız kenetlenmeyle güzel sonuçlar peş peşe gelmişti ve gerekli altyapıyı sağlamıştık. Bu durumların en önemli paydası birlik ve beraberlikti. Bu beraberliğin tekrar gerçekleşmesi durumunda güzel günler göreceğimizi düşünüyorum. Beşiktaş’a katkı sağlamak için elimizden geleni yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
Karabük Karabük-Bartın kara yolunda kar nedeniyle tırların geçişine izin verilmiyor Karabük’te dün gece saatlerinden itibaren etkili olan yoğun kar yağışı, ulaşımda aksamalara neden oldu. Özellikle Karabük ile Bartın’ı birbirine bağlayan kara yolunun yüksek kesimlerinde etkisini artıran yağış ve buzlanma nedeniyle, tır ve ağır tonajlı araçların geçişine izin verilmiyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarılarının ardından başlayan ve gece boyu etkisini sürdüren kar yağışı, Karabük’ün yüksek kesimlerini beyaza bürüdü. Yağışın en çok etkilediği noktalardan biri olan 1030 rakımlı Ahmet Usta Geçidi mevkiinde ulaşım güçlükle sağlanıyor. Karayolları ekipleri bölgede kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürürken, İl Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik ekipleri de güzergah üzerinde denetimlerini sıklaştırdı. Ağır tonajlı araçlar bekletiliyor Yağışın zeminde oluşturduğu buzlanma ve kayganlaşma riski nedeniyle, yaşanabilecek kazaların ve yol kapanmalarının önüne geçmek amacıyla tedbirler artırıldı. Trafik ekipleri, Karabük-Bartın karayolunu kullanmak isteyen tır ve çekici türü ağır tonajlı araçları uygun noktalarda durdurarak geçişlerine izin vermiyor. Ağır vasıta sürücüleri, yol güvenliği sağlanana ve kar yağışının etkisi azalana kadar dinlenme tesisleri ve yol kenarlarındaki ceplerde bekletiliyor. Sürücülere "Kış Lastiği" uyarısı Öte yandan, otomobil ve hafif ticari araçların geçişine kontrollü olarak izin veriliyor. Ekipler, bu güzergahı kullanacak olan sürücüleri araçlarında kış lastiği bulundurmaları, takip mesafesini korumaları ve aşırı hızdan kaçınmaları konusunda uyarıyor. Zincir, takoz ve çekme halatı bulunmayan araçların geçişine ise müsaade edilmiyor. Bölgede kar yağışının aralıklarla devam etmesi bekleniyor.