ASAYİŞ - 15 Kasım 2024 Cuma 13:34

Ankara’da 2 kişinin ölümüne neden olan sürücüye 9 yıl 4 ay hapis cezası

A
A
A
Ankara’da 2 kişinin ölümüne neden olan sürücüye 9 yıl 4 ay hapis cezası

Ankara’da alkollü olarak kullandığı araçla hız sınırını aşıp kaldırımdaki matematik öğretmeni ve üniversite öğrencisine çarparak ölümüne neden olmaktan yargılanan sanık, 9 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.


Ankara 3. Batı Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanık Mehmet Can Dandin (25) ile kazada hayatını kaybeden matematik öğretmeni Ekin Sert’in (31) eşi Gözde Sert ve ailesi, üniversite öğrencisi Umut Can’ın (24) ailesi ile taraf avukatları hazır bulundu. Mahkeme başkanı, maktul Umut Can’ın babası şikayetçi İbrahim Can’a söz verdi. Can, oğlunun hayatta olmamasının sebebinin sorumsuzluk olduğunu söyleyerek, "Ceza indirimi alacağı hiçbir unsur yok. Şuursuz bir vaziyette direksiyona geçiyor. Acımızı hafifletecek tek yer adalettir. Suçu sabit olan birinin tahliye edilmesinde veya tahliyesini talep etmesinde biz bir anlam bulamıyoruz. Devlet haklının ve mazlumun yanında olmak zorundadır. Biz sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi.


Maktul Ekin Sert’in eşi Gözde Sert ise şunları söyledi:


"Kaldırımda yürüyen bir insanın ölümüne kader deyip geçemeyiz. Ben hayatıma devam edemiyorum. Ben istiyorum ki başkalarını da öldürmesin. Hayatım boyunca hep yarım kalacağım. Sizden en ağır cezayı vermenizi istiyorum."


Mahkeme başkanı, dosyayı karara bağlayacaklarını söyleyerek sanık Dandin’e son sözünü sordu.



"Ben ölseydim"


Sanık Dandin, yaşanan olayın kaza olduğunu söyleyerek, "Elimde olan bir şey olsaydı ben kendimi öldürürdüm. Keşke onlar değil de ben ölseydim. Hapishane şartları kötü, tedavi olamıyorum, ameliyat olamıyorum. Böyle giderse ben de ihmalden öleceğim. Adaletinize güveniyorum, tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.


Kararı açıklayan mahkeme, tutuklu sanık Dandin’e ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan 9 yıl 4 ay hapis cezası vererek tutukluluğunun devamına hükmetti.


Etimesgut ilçesi 1. TBMM Caddesi’nde 26 Şubat’ta Mehmet Can Dandin’in kullandığı 06 AEG 869 plakalı otomobil, kaldırımda yürüyen Süleyman Demirel Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Umut Can ve matematik öğretmeni Ekin Sert’e çarpmıştı. Can ve Sert kaza yerinde yaşamını yitirirken, sürücü Mehmet Can Dandin ve yanındaki 3 arkadaşı kaçmıştı. 2 gün sonra polise teslim olan Dandin çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanırken, 3 arkadaşı serbest bırakılmıştı. Mehmet Can Dandin, tutuklanmasından yaklaşık 3 ay sonra 22 Mayıs’ta avukatının itirazıyla Sulh Ceza Hakimliği’nce 500 bin lira teminat bedeli ödemesi kabul edilip, konutu terk etmeme ve yurt dışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle tahliye edilmişti. Dandin’in tahliyesinden 2 gün sonra 24 Mayıs’ta iddianame hazırlanmıştı. İddianamede, sanık Dandin’in yanındaki 3 arkadaşıyla lokantada alkol aldıktan sonra kiralık otomobile bindiği, hız sınırının 50 kilometre olduğu yolda 112 kilometre hızla gittiği, yolun virajlı olması ve alkolün de etkisiyle aracın kontrolünü kaybettiği ve kaldırıma çıkarak birbirini tanımayan Umut Can ve Ekin Sert’e çarpıp ölümlerine yol açtığı anlatılmıştı. İddianamede yer alan adli tıp raporuna göre ise Dandin’in asli kusurlu olduğu, ölen Ekin Sert ve Umut Can’ın kusursuz olduğu belirtilmişti. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine Dandin, 3 Haziran’da yeniden tutuklanmıştı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Bu çorbacı elinin lezzeti kadar kravatlarıyla da dikkat çekiyor Yozgat’ta ‘kravatlı çorbacı’ olarak da bilinen işletme, çorbalarının lezzeti kadar ustanın kravatlarıyla da dikkat çekiyor. Yozgat’ta senelerdir aile mesleği olan lokanta işletmeciliğini sürdüren Mahmut Okhan, elinin lezzeti kadar iş yerinde sergilediği kravatlarıyla da ilgi çekiyor. Sürekli kravat takan Okhan, “6 kardeşiz, hepimiz de bu şekilde lokanta işletiyoruz. Duvarda fotoğrafları bulunan kişiler atalarımız. Tarihi resimlere, Yozgat tarihine ve Osmanlı Devleti’ne karşı da büyük bir ilgim var. Böyle bir yer açmak senelerdir hayalimdi. Allah nasip etti. Çok da mutluyum böyle bir iş yerim olduğu için. İş yerimizde ezogelin, mercimek, kelle paça gibi çorba çeşitlerimiz ve sulu yemek çeşitlerimiz var” ifadelerini kullandı. “Kravatımı bir tek uyurken çıkarıyorum” Okhan, “Kravatı ortaokuldan beri çoğu öğrenci takmayı sevmez ama ben büyük bir özenle takarım. Kendi ütümü kendim yaparım. Temizlik, titizlik hastalığı var bende. Evimde gardırobumda sakladığım kravatlarım da var. Buraya ancak bu kadarı sığdı. Temiz ve titiz çalışmak benim prensibim. Kravatlının çorbacısına gidelim, diyerek benim iş yerimi tavsiye ederler. Kravatımla temizliğimi bağdaştırırlar. Duvarda asılı olan kravatlarım müşterilerimizin de dikkatini çekiyor. Fotoğraf çektirenler oluyor. ‘Kravatla çorba mı yapılırmış’ diyenler oluyor. Ben de bu ilgiden çok memnunum” dedi. Müşterilerden Abdurrahman Erdoğan, “İşletme sahibi arkadaşımdır. Öncelikle tercih etme nedenim bu. Arkadaşım işini severek yapıyor, müşterilerine karşı güler yüzlü. Bu giyim kuşamından da anlaşılıyor. Fırsat buldukça geliriz. Hizmetlerinden memnunuz” diye konuştu.
İzmir İlaçlama faciası sonrası 1 yaşındaki Altay Toprak bebeğe acı veda: “Oğlumu öldürdüler” İzmir’in Konak ilçesinde, bir apartmanda tahta kuruları nedeniyle yapılan ilaçlama sonrası fenalaşan ve sonrasında hayatını kaybeden 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı, gözyaşlarıyla toprağa verildi. Cenazede dakikalarca minik tabuta sarılan anne Raziye ve baba Recep Kınalı gözyaşlarına boğuldu. Acılı baba, “Oğlumu öldürdüler. O bir melekti, toprak geldi, toprak gidiyor” dedi.Konak ilçesi Kahramanlar Mahallesi’nde, 12 Kasım 2024 Salı günü bir binanın 3. katında tahta kuruları nedeniyle ilaçlama yapılmış, 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı isimli bebek hayatını kaybetmiş, anne ve baba ile bazı vatandaşlar ise hastanelik olmuştu. Minik Altay Toprak bebek için Kahramanlar Camii’nde öğle namazını müteakip cenaze töreni düzenlendi.Baba ve anne dakikalar boyunca tabuta sarıldı: “Oğlumu öldürdüler”İlaçlama sonrası fenalaşarak hastanede tedavi gören ve taburcu edilen anne Raziye Kınalı ve baba Recep Kınalı, dakikalarca bebeklerinin minik tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Acılı baba Recep Kınalı, “Oğlumu öldürdüler. O bir melekti, toprak geldi, toprak gidiyor” dedi. Cenazede acıya daha fazla dayanamayan anne Raziye Kınalı ise baygınlık geçirdi.Minik bebeğin cenazesi, kılınan cenaze namazını ardından toprağa verildi.Öte yandan, ilaçlama firmasından 3 kişinin ise gözaltı işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.
Sakarya Atıklar ilham veren ellerde ‘sanat’ olarak hayata dönüyor 2025 eğitim yılında çevre dostu bir projeye daha imza atıyor. ‘Geri Dönüşüm Atölyesi’ adı altında yürütülen sıfır atık projesi, kağıt atıkları birer sanat eserine dönüşmesini sağlıyor. 60 kursiyer bu atölyede kağıt ve ambalaj çöplerini sepet, saksı, abajur gibi eserler olarak hayata geri kazandırıyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi, SAMEK ‘Geri Dönüşüm Atölyesi’ ile geri dönüşüm ve sıfır atık bilincini yayarak kursiyerlere atık malzemeleri sanatsal ve pratik ürünlere dönüştürme fırsatı sunuyor. Atölye, kaynakların verimli kullanılmasını ve atık miktarının azaltılmasını hedefleyen derslerle hem çevreye hem de topluma katkı sağlıyor. Kağıt atık ve ambalaj yapımı üzerine gerçekleştirilen bu derslerde, toplamda 60 kursiyer gazetelerden sepet, saksı, abajur gibi çeşitli ev dekorasyon ürünleri tasarlıyor. Böylece kağıt atık, işlevsel ve estetik değeri olan eşyalara dönüştürülerek yeniden hayat buluyor. “Keyifle faydalanıyorlar” Atölye eğitmeni Meral Erdem, “Atık gazete ve kartonları yeniden işleyerek saksı, sepet, supla gibi evde kullanılabilecek pek çok ürün üretiyoruz. Atölyemize katılan öğrenciler hem bütçe dostu olduğu hem de sosyalleşme fırsatı sunduğu için bu çalışmalardan keyifle faydalanıyorlar” dedi. “Yeteneklerimi keşfediyorum, güzel ürünler ortaya çıkarıyoruz” Ev hanımı Ceyda Çelik, “Evde oturup televizyon programları izleyerek boş vakit geçireceğime buraya gelerek yeni arkadaşlıklar kuruyor yeteneklerimi keşfediyorum. Buradaki hocalarımız çok yetenekli boş zamanlarımızı çok iyi bir şekilde değerlendirmemizde yardımcı oluyorlar” derken 65 yaşındaki İlknuz Özoğlu, “3 yıldır SAMEK kurslarına geliyorum. Burada benim için en önemlisi, kağıtlardan elde ettiğimiz, dönüştürdüğümüz ürünlerin çevremiz tarafından beğenilmesi. Kurslar sayesinde çok fazla arkadaş edindim. Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederim” diye konuştu. 57 yaşındaki kursiyer Filiz Kömürcü ise, “Burada çevremiz büyüyor yeni arkadaşlıklar kuruyoruz. Sosyalleşmenin yanı sıra burada atık malzemelerden çok güzel ürünler ortaya çıkartıyoruz. SAMEK kurslarını açarak kendimizi geliştirmemizi, meslek edinmemizi ve sosyalleşmemizi sağladığı için belediyemize ve hocalarımıza çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. “Değer katacak” Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Sıfır atık bilincini tüm topluma yaymak ve geri dönüşümün güzel bir yanını ortaya çıkarmak amacıyla bu projeyi hayata geçirdik. SAMEK bünyesindeki Geri Dönüşüm Atölyesi, kaynakların sürdürülebilirliğine katkı sağlamak adına önemli bir adım. Kursiyerlerimizin hem çevreye hem de kendilerine yeni değerler katacak bu sürece ilgi göstermesinden mutluyuz,” denildi. Ortaya çıkarılan eserlerin dönem sonunda bir sergiyle Sakaryalıların beğenisine sunulması hedefleniyor.