KÜLTÜR SANAT - 19 Kasım 2024 Salı 09:43

Ankara Çankırı Fedederasyonu’ndan İHA’ya ödül

A
A
A
Ankara Çankırı Fedederasyonu’ndan İHA’ya ödül

Ankara Çankırılılar Federasyonu’nun düzenlemiş olduğu, "Çankırı Prestij ödülleri" Kabakçı Konağında sahiplerini buldu. İhlas Haber Ajansı’na da En İyi Toplum Hizmeti ödülü verildi.


Ankara Çankırılılar Federasyonu tarafından Eğitim, Kültür, Sanat ve Toplum Hizmetinde bulunanlara Kabakçı Konağında düzenlenen törenle Çankırı Prestij Ödülleri verildi. Düzenlenen törende İhlas Haber Aajansı’na (İHA) "En İye Toplum Hizmeti" ödülü verildi. Ödül , Ankara Çankırılılar Federasyonu Genel Başkanı Kamil Karakuş tarafından İhlas Haber Ajansı Ankara Haber Müdürü Bayazit Cebeci’ye takdim edildi.


Törene çok sayıda Sivil Toplum Örgütü temsilcisi, siyasiler ve bürokratlar katıldı.



Ankara Çankırı Fedederasyonu’ndan İHA’ya ödül

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kocasinan’da ilaçlama çalışmaları gece gündüz devam ediyor Kocasinan Belediyesi, yıl boyu sürdürdüğü ilaçlama çalışmalarını sonbahar mevsiminde de gece-gündüz demeden devam ediyor. Gelecek nesillere sağlıklı ve daha temiz bir Kocasinan bırakmak için çalıştıklarını vurgulayan Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, “Daha sağlıklı bir toplum için gösterdiğimiz gayreti daha da artırarak sürdürüyoruz” dedi. Halk sağlığını ön planda tutan bir anlayıştan hareketle ‘Sağlığınız Bizim İçin Önemli’ sloganıyla bu alanda projeler ve yatırımlar yaptıklarını belirten Başkan Çolakbayrakdar, insansız hava aracı (drone) ile ilaçlama yaparak hem zamandan hem maliyetten hem de işçilikten tasarruf sağladıklarına dikkat çekti. Vatandaşların sağlığını ilgilendiren konularda daha titiz davrandıklarının altını çizen Başkan Çolakbayrakdar; "Vatandaşların daha sağlıklı ve daha hijyenik ortamlarda yaşamını sürdürmesi için çevre temizliğinin yanı sıra periyodik olarak ilaçlama çalışması gerçekleştiriyoruz. Daha sağlıklı bir toplum için gösterdiğimiz titizliği ve gayreti artırarak sürdürüyoruz. Bu kapsamda periyodik olarak yaptığımız ilaçlama ve hijyen temizliğinin sıklığını genişlettik ve bu alanda etkin bir şekilde çalışmalar yürütüyoruz. Veteriner İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerimiz, ilçe genelinde tüm açık alanları periyodik şekilde ilaçlıyor. Özellikle kendi öz kaynaklarımızla aldığımız drone, Park ve Bahçeler Müdürlüğümüz tarafından ağaç ve bitki ilaçlamasında kullanılırken, Veteriner İşleri Müdürlüğümüz ise sivrisinek ve larva ilaçlamasında kullanıyor. Her alanda teknolojik yeniliklere ayak uyduruyoruz. Ekiplerimiz, ilçe genelinde park ve yeşil alanlar başta olmak üzere tüm açık alanları düzenli bir şekilde ilaçlıyor. Gündüz olduğu gibi gece de haşere ile mücadele konusunda oluşturduğumuz güçlü ekiplerle çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Ekiplerimizin çalışmaları, bölgede kronomid denilen zararlı canlıların üremesini engelleyip, çevreye rahatsızlık vermesinin de önüne geçiyor" ifadelerini kullandı. Başkan Çolakbayrakdar, haşerelere karşı mücadele kapsamında en etkin ve çevreci yöntemi uyguladıklarını sözlerine ekledi. Öte yandan çevreci bir Kocasinan için tüm imkanlarını seferber eden Kocasinan Belediyesi, U.L.V ilaçlama sistemiyle gece-gündüz demeden ilaçlama çalışmaları yürüterek, ilçe sakinlerine daha sağlıklı bir çevre sunuyor.
Kayseri Engelli kadının adına yeşil reçeteye tabi ilaç yazan tıbbi sekreter hakkında dava açıldı Kayseri’de yüzde 95 engelli yatalak kadının adına doktorların e imzasını kullanarak yeşil reçeteye tabi ilaç yazan tıbbi sekreterin yargılandığı duruşmaya devam edildi. Kayseri Şehir Hastanesi’nde çalışan tıbbi sekreter M.S., yüzde 95 engelli olan Z.K.’nın adına ailesinin haberi olmadan doktorların e-imzasını kullanarak yeşil reçeteye tabi ilaç yazdı. Ailenin ve doktorların durumu fark etmesi üzerine M.S.’nin işine son verilirken, savcılık tarafından düzenlenen iddianame 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edildi. Duruşmada tutuksuz sanık tıbbi sekreter M.S. katılmazken, müştekiler S.G., Y.G., tanık olan doktorlar İ.K., S.Ö. katıldı. Mahkemedeki ifadesinde annesinin yatalak olduğunu söyleyen Y.G., "Evde bakım hizmetlerine ilaç yazdırmak için başvuruda bulundum ve Dr. S.Ö.’nün yanına gittik. İlacı yazdırmak istediğimde ’elinizde ilaç var, o yüzden ilacı yazamayız’ dedi. Daha sonra eczaneyi aradım. Bana ilacın 1 gün önce yazıldığını söylediler. Bu şekilde ilacın başka biri tarafından yazıldığını öğrendim" dedi. Tanık doktorlardan Nöroloji Uzmanı İ.K. ise, "İzinli olduğum dönemde şifrem kullanılarak 2 kutu ilaç yazmış. Ben bunu daha sonra öğrendim. Olayı öğrendikten sonra araştırdık ki başka hastalara da aynı ilacı yazdığını öğrendim. Kendisine sorduğumda ’Çok sevdiğim bir arkadaşım vardı, kıramadım, yazdım’ dedi. Daha sonra kendisinden şikayetçi oldum" ifadelerini kullandı. Diğer tanık doktor Nöroloji Uzmanı S.Ö. ise; "Sistemi kontrol ettiğimde ilacın hastanın elinde var olduğunu gördüm ve kendisine ilettim. Bu sırada M.S. heyecanlanarak ’ilacı yazamaz mısın’ diye sordu. Bende böyle bir şey olamayacağını söyledim. M.S.’nin benim rızam dışında ilaçları yazdığını gördüm" diye konuştu. Mahkeme heyeti müştekileri ve tanıkları dinledikten sonra dosyadaki eksiklilerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Kayseri İlk defa yapılan Oryantirik Yarışması’nda sporcular Erciyes’ten memnun Kayseri Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmetlerini sürdüren Erciyes Kayak Merkezi ve Yüksek İrtifa Kamp Merkezi, birbirinden farklı etkinliklere imza atarken, spor aktivitelerine de ev sahipliği yapıyor. Bu kapsamda Kayseri’de gerçekleştirilen ve Erciyes’in ilk defa ev sahipliği yaptığı oryantirik yarışmasında sporcular, Erciyes bölgesinde yarışma fırsatı yakalayarak sağlanan imkânlardan memnun kaldıklarını belirtti. Erciyes Kayak Merkezi ve Yüksek İrtifa Kamp Merkezi, bulunduğu bölgenin imkânlarını sporculara yansıtmayı sürdürürken, sporun hemen her türüne de ev sahipliği yapıyor. Kayak, futbol, tenis, beyzbol, ragbi, voleybol, bisiklet ve oryantirik gibi birbirinden farklı alanlarda sporculara fırsatlar sunan tesisler, Büyükşehir Belediyesi idaresinde sporculara hizmet veriyor. Bu kapsamda düzenlenen ulusal ve uluslararası düzeyde yoğun ilgi gören oryantirik yarışmasının ilk günü, Gesi bölgesinde, ikinci günü ise Erciyes Lifos Yaylası’ndaki Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yarışmalara Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Avusturya, Rusya, Polonya, Azerbaycan, Kore ve Tayvan gibi ülkelerden, ayrıca Türkiye’nin 14 farklı şehrinden toplam 500 sporcu katıldı. Organizasyon, Kayseri Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Spor A.Ş. ve Kayseri Oryantiring İl Temsilciliği’nin iş birliğiyle, Kayseri Erciyes A.Ş.’nin destekleriyle düzenlendi. Erciyes etabında gerçekleşen müsabakaların startını Kayseri Erciyes A.Ş. Genel Müdürü Zafer Akşehirlioğlu verdi. Kadın ve erkek sporcuların 28 farklı yaş kategoride yarıştığı organizasyonda, katılımcılar harita ve pusula yardımıyla hedef noktalarını bulmak için kıyasıya mücadele etti. Erciyes, bu etkinlikle yalnızca kayak ve kış sporlarıyla değil, doğa sporlarıyla da dikkat çekti. Sporcular, Kayseri’nin eşsiz doğal güzellikleri arasında yön bulma, strateji geliştirme ve fiziksel dayanıklılıklarını test etme fırsatı yakaladı. Kayseri Oryantiring Günleri, sporseverlere unutulmaz bir deneyim sunarken, Erciyes’in doğa sporları için de ideal bir destinasyon olduğunu bir kez daha kanıtladı. Organizasyon Kayseri’nin tarih kokan ilçesi İncesu’da tamamlandı. Dereceye giren yarışmacılar ödüllerini aldı. Türkiye Oryantiring Federasyonu faaliyet programında yer alan ve Erciyes’in ilk defa ev sahipliği yaptığı Kayseri Oryantiring Günleri kapsamındaki yarışmada konuşan Erciyes Kayseri Oryantirik İl Temsilcisi Erkan Öcal, Oryantirik Günleri kapsamında Kayseri’de 3 gün oryantirik yarışmaları düzenlendiğini ifade ederek, Erciyes Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. Öcal şehir dışından gelen yaklaşık 500 sporcu ve 44 kulüp ile oryantirik yarışmasını gerçekleştirdiklerini belirterek, “Yabancı sporcularımız da var, 15 sporcumuz var 3 ülkeden. Geçen sene Kayseri’de ilkini yapmıştık, bu sene ikincisini düzenliyoruz. Daha fazla katılım var. Çok büyük rağbet var. Buradaki yapılan tesislerin önemini, bu tesislerin çok amaçlı olarak kullanılmasının önemini bizlere anlattılar, onlardan dinledik. Gelen sporcular ülke içerisinde birçok yarışmaya katılıyor ama buradaki yarışmanın, organizasyonun güzelliğinden, tarihin güzelliğinden bizlere kısaca bahsettiler ve burayı sevdiklerini söylediler” diye konuştu. Jandarma Gücü Spor Kulübü sporcusu Şahin Demir ise ilk defa Kayseri Erciyes’e geldiğini dile getirerek yarışma ve hizmetlerden keyif aldığını kaydetti. Sporculardan Ahu Yetiş de Erciyes’teki tesisleri ‘gelişmiş’ olarak niteleyerek etkinliğin ve organizasyonu çok güzel olduğunu paylaşarak memnuniyetini dile getirdi.
Sivas Uzman takibi prematüre bebeklerin hayatını kurtarıyor Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğçe Uçar, prematüre bebeklerin düzenli olarak çocuk doktorları tarafından kontrol edilmesinin gerektiğini söyledi. 37. gebelik haftasını tamamlamadan önce doğan bebekler için prematüre bebek denilmektedir. Her yıl yaklaşık 150 bin bebek prematüre olarak doğarken, bu bebeklerin bakımının uzman kişiler tarafından yapılması hayat kurtarıyor. Bebekler için en sağlıklı zamanında doğum olduğunu ifade eden Medicana Sivas Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğçe Uçar, “Prematüre bebekler fiziksel ve asabi gelişimlerini tamamlamadan doğduklarından, riskli ve hassas bebeklerdir. Bu nedenle zamanında doğmuş bir bebeğe göre dış dünyaya uyum sağlamaları daha zordur. Prematüre bebek bakımında uzman doktor ve özel eğitim almış hemşireler, multidisipliner bir yaklaşım ile ihtiyaç duydukları her türlü hayati desteği, gelişen tıp bilimi ve bilgi birikimi dahilinde yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde sunmaya çalışır. Dünyaya gelmek için sabırsızlanan prematüre minikler de normal gelişim süreci geçirebilecek, üretken ve sağlıklı bir yaşam kapasitesine sahipler ancak bu kapasiteyi kendi başlarına harekete geçirme noktasında bazı sorunlarla karşılaşabiliyorlar” dedi. “Normale yakın bir hayat sürmesi sağlanabilir” Prematüre bebeklerin en büyük sorunlarından birinin solunum problemi olduğunu söyleyen Dr. Uçar, “Akciğer dokuları henüz tam olgunlaşmadığından, doğumun mutlaka teknik donanımı yüksek hastanelerde yaptırılması gerekmektedir. Anne karnındayken açık olan, kalp odacıkları arasında geçişi sağlayan ve doğumla beraber kapanması gereken kalp delikleri, prematüre bebeklerde açık kalabilmekte ve erken müdahale edilmezse kalp kasının kasılma fonksiyonları bozulabilmektedir. Beyin kan damarları daha ince ve hassas olduğundan, nörolojik açıdan da birtakım sorunlarla karşılaşabilmekteyiz. Belirtilerin erken tanınması durumunda yapılacak müdahaleler ile bebeğin daha normale yakın bir hayat sürmesi sağlanabilir. Besin ihtiyacını anne karnında annesinden sağlayan bebekler, mide-bağırsak gelişimleri tam olgunlaşmadan erken doğduklarında bir takım sindirim sorunları yaşayabilmektedir. Başlangıçta büyümeleri için gereken enerji damardan verilen protein, yağ, seker, vitamin ve mineralleri içeren sıvılarla karşılanır. Beslenmeye başladıklarında da öncelikle anne sütü tercih edilmelidir. Prematüre bebeklerin gözleri yeterince damarlanmamış retina tabakasına bağlı olarak göz içinde retina damar ve sinir tabakasında meydana gelen olumsuzluklar sebebiyle görme yeteneğini tamamen yitirebilmekteler. Bu tabloya prematüritenin yol açtığı retinopati yani ROP denilmektedir. Bu durum ciddi olduğunda tedavi uygulanmazsa görme kayıpları ve körlük gelişebilir. Periyodik göz muayenelerini takip etmek çok önemlidir” dedi. “Çocuk doktorları tarafından izlenmesi şarttır” Prematüre bebeklerin ideal olarak kendileri için özel hazırlanmış büyüme eğrileri ile takip edildiğini belirten Dr. Uçar “Hazırlanan bu eğriler üzerinden büyüme takipleri sağlık profesyonellerince yapıldığında en güvenilir yöntemdir. Eğriler üzerinden beklenen büyümenin olup-olmadığı, herhangi bir müdahale gerekip gerekmediği planlanır. Bu nedenle prematüre bebeklerin büyüme ve gelişmesinin düzenli aralıklarla çocuk doktorları tarafından izlenmesi şarttır. Prematüre bebek konusunda uzmanlaşmış hekim ve sağlık çalışanlarının amacı, erken doğan tüm bebeklerin en az zarar ile hayata tutunabilmelerini sağlamak ve ileriki yaşamlarında fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı birer birey olarak topluma kazandırabilmektir. Bu nedenle prematüre bebeklerin takiplerinin, prematüreliğin getirdiği fizyopatolojik ve psikososyal riskleri bilen bir ekip tarafından, bebek merkezli ve aile iş birliği yaklaşımı ile yapılması gerekmektedir” diye konuştu.