EĞİTİM - 05 Kasım 2024 Salı 09:18

2024-2025 eğitim öğretim yılı sonunda sınavla öğrenci alacak ortaöğretim kurumlarına ilişkin merkezi sınav tarihi belli oldu. Buna göre, LGS kapsamındaki sınav, 15 Haziran 2025’te yapılacak.

A
A
A
2024-2025 eğitim öğretim yılı sonunda sınavla öğrenci alacak ortaöğretim kurumlarına ilişkin merkezi sınav tarihi belli oldu. Buna göre, LGS kapsamındaki sınav, 15 Haziran 2025’te yapılacak.

2024-2025 eğitim öğretim yılı sonunda sınavla öğrenci alacak ortaöğretim kurumlarına ilişkin merkezi sınav tarihi belli oldu. Buna göre, LGS kapsamındaki sınav, 15 Haziran 2025’te yapılacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Sarıkamış Kaymakamı Aslantatar, menfez ve su deposu çalışmalarını yerinde gördü Sarıkamış Kaymakamı Enis Aslantatar, ilçede yürütülen altyapı projelerini yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi aldı. Aslantatar, yapımı devam eden menfez ve su deposu hakkında yetkililerden bilgi aldı. Kars’ın Sarıkamış ilçesi Kaymakamı Enis Aslantatar, ilçeye bağlı Boyalı ve Yukarı Sallıpınar köylerinde yapımı devam eden menfez ve su deposu yerinde gördü. Yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alan Aslantatar, çalışmaların biran evvel bitirilmesini istedi. Kaymakam Aslantatar, yapılan işlerin kalitesine ve zamanında tamamlanmasının önemine vurgu yaptı. Köylerin altyapısına katkı sağlayacak olan çalışmaların, vatandaşların da yaşam standardını yükselteceğini ifade etti. Aslantatar, “Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak ve hizmet kalitesini artırmak için projelerimizi titizlikle takip ediyoruz. Bu tür yatırımlar, ilçemizin geleceği açısından büyük önem taşıyor” dedi. Kaymakam Aslantatar’a incelemeler sırasında ilgili kurum amirleri ve teknik ekip eşlik etti. Çalışmaların, belirlenen takvim çerçevesinde tamamlanarak halkın hizmetine sunulması hedefleniyor. Menfez ve su deposu çalışanlarıyla da sohbet eden Kaymakam Aslantatar, emeği geçen tüm ekiplere teşekkür ederek kolaylıklar diledi. Sarıkamış’ın kalkınması ve altyapısının güçlendirilmesi için çalışmaların hız kesmeden devam edeceği belirtildi.
İstanbul Diş sağlığında ’kişiselleşmiş tedavi’ dönemi İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Gülsüm Ak, kişiselleştirilmiş diş hekimliğinin, teknolojinin ilerlemesiyle her geçen gün daha yaygın hale geldiğini belirterek, dijital ve kişiye özel çözümlerin, hastaların tedavi süreçlerinde daha iyi sonuçlar almalarını ve iyileşme sürelerinin kısalmasını sağladığını söyledi. Günümüzde tıp ve diş hekimliğinin, teknolojik ilerlemeler ve bilimsel yenilikler sayesinde önemli bir dönüşüm geçirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Ak, "Her bireyin fizyolojik yapısı farklı olduğu gibi hastalıklarının patolojisi de farklılık gösterebilmektedir. Hastalıklar hastadan hastaya farklı bir seyir izleme potansiyeline sahiptir. Sağlık alanı da bu farklılıklara çözüm üretebilmek için evrilmektedir. Hastalıklara odaklı eski standart tedavi anlayışı yerini, hasta odaklı kişiselleşmiş tedavi anlayışına bırakmaktadır. Bu durum akla Hipokrat’ın ’Hastalık yoktur, hasta vardır’ sözünü getirmektedir. Günümüzde her bireyin hastalığı için optimize edilmiş kişiye özel tedavi planları öne çıkmaktadır. Bu tedavilere örnek olarak tıp alanında kişisel ihtiyaçlara göre düzenlenmiş ilaç tedavileri ve diş hekimliği alanında ise kişiselleşmiş implant ve protez tedavileri verilebilir" dedi. Diş tedavilerinde de kişiye özgü tedavilerin ön plana çıktığını belirten Ak, "Kişinin kendine özgü ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak dijital ortamda üretilmiş protezler ile daha başarılı sonuçlar alındığı gibi ileri derece kemik kaybı yaşamış oral cerrahi hastaları için de tedavi seçenekleri değişmekte ve gelişmektedir. Kişiye özel tasarlanmış subperiostal implant tedavileri ile geleneksel yollarla tedavi edilemeyen ileri kemik kayıplı dişsiz hastaların protetik rehabilitasyonu sağlanabilmektedir. Yine oral cerrahideki bir başka kişiselleşmiş tıp örneği ise kişiye özel planlamalarla, membranlar ve kemik greftleri kullanılarak hastaların kemik seviyelerinin istenilen miktarda arttırılabilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi. Kişiselleştirilmiş yaklaşımların, yalnızca cerrahi alanla sınırlı kalmayıp, diş hekimliğinin farklı alanlarında da başarıyla uygulandığını kaydeden Ak, "Örneğin, okluzal splintler, çene ve diş yapısına göre özel olarak tasarlanarak, bireylerin çene eklem hastalıkları, diş gıcırdatma veya çene uyumsuzluğu gibi sorunlarına kişiye özel çözümler sunmaktadır. Okluzal splintler, dijital ölçümler ve kişisel 3D analizler ile daha verimli ve rahat bir kullanım sağlamakta, tedavi sürecini hızlandırmaktadır. Horlama tedavisi alanında da kişiselleştirilmiş yaklaşımlar önemli bir yer tutmaktadır. Horlama, uyku apnesi gibi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durumdur ve kişiye özel horlama apareyleri, çene yapısına ve solunum yollarına göre tasarlanarak etkili bir çözüm sunmaktadır. Bu apareyler, çenenin belirli bir pozisyonda kalmasını sağlayarak hava yolunun açık tutulmasına yardımcı olur. Teknolojik gelişmelerle kişiye özel olarak üretilen horlama apareyleri, tedavi başarısını artırmakta ve hastaların yaşam kalitesini yükseltmektedir. Gingivektomi işlemi de kişiselleştirilmiş tıbbın diş hekimliğine yansıyan bir başka örneğidir. Gingivektomi, diş etlerinin fazla dokusunun cerrahi olarak çıkarılmasıdır ve bu işlemde dijital kılavuzlar kullanılarak işlem daha hassas ve estetik açıdan daha başarılı hale getirilmektedir. Gingivektomi guide’ları, diş etlerinin şekli ve büyüklüğüne göre dijital ortamda tasarlanarak, cerrahın en doğru müdahaleyi yapmasına imken tanır. Bu sayede, iyileşme süreci kısalır ve estetik sonuçlar daha tatmin edici olur. Ortognatik cerrahi de kişiselleştirilmiş tıbbın önemli bir uygulama alanıdır. Ortognatik cerrahilerde, çene yapısının düzeltilmesi için yapılan cerrahilerde, dijital tarama ve 3D modelleme teknolojileri kullanılarak, bireye özel cerrahi planlamalar yapılmaktadır. Bu sayede, her hastanın çene morfolojisi göz önünde bulundurularak, cerrahi işlemler daha hassas ve etkili bir şekilde gerçekleştirilir. Ortognatik cerrahi rehberleri (guide) bu sürecin önemli bir parçasıdır ve cerrahın doğru pozisyonda kesiler yapmasına imkan sağlar. Sonuç olarak, tedavi başarısı artar ve komplikasyon riski azalır" dedi. Diş hekimliğinde kişiselleşmiş tedavilerin sadece cerrahi alanla sınırlı kalmadığının altını çizen Ak, "Şeffaf plaklar gibi ortodontik tedavi seçenekleri de kişiye özel tedavi anlayışını benimsemektedir. Dijital tarama ile alınan ölçüler, hastanın diş ve çene yapısına en uygun şeffaf plakların tasarlanmasına imkan verir. Bu plaklar, dişlerin doğru ve kontrollü bir şekilde hareket etmesini sağlayarak, tedavi sürecini hızlandırır ve estetik açıdan daha kabul edilebilir bir seçenek sunar. Diş protezleri ve implantlar da bireye özel olarak tasarlanabilmektedir. 3D yazıcılar sayesinde ağız içi ölçüler alındıktan sonra, kişiye özel protezler veya implantlar üretilebilir. Bu, özellikle ileri derecede kemik kaybı yaşayan hastalar için büyük bir avantaj sağlamaktadır. Dental implant rehberleri de cerrahiyi kişiselleştirmek için kullanılan bir diğer önemli teknolojidir. 3D taramalar ve dijital modelleme ile, her hastanın çene yapısına uygun olarak tasarlanmış rehberler sayesinde implant yerleştirilmesi daha hassas ve doğru yapılabilir" dedi.
Ankara TOKİ, Gülderen’de umudun da temelini attı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hatay’ın Antakya ilçesindeki Gülderen Mahallesi’nde 310 dönüm arazi üzerinde 2 bin 681 afet konutunun yapımını tamamladı. Bölgeden görüntüler paylaşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Çalışıyoruz, üretiyoruz ve sonra milletimizin gönlünden kopan ’Allah razı olsun’ duasını duyuyoruz ya; işte bu her şeye bedel" ifadelerini kullandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerin yeniden ihya ve inşası için çalışmalarını sürdürüyor. Günde ortalama bin 500 konutun tamamlandığı deprem bölgesinde yıl sonuna kadar 200 binden fazla konutun teslim edilmesi planlanıyor. Depremde ağır yıkıma uğrayan Hatay’da da 26 binden fazla konut ve iş yeri hak sahiplerine teslim edildi, yıl sonunda bu rakamın 44 binin üzerine çıkması hedefleniyor. 2025 yılı sonuna kadar ise Hatay’da 158 binden fazla konut ve iş yeri teslim edilecek. Gülderen’de 2 bin 681 konutun yapımı tamamlandı Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı Hatay’ın Antakya ilçesindeki Gülderen Mahallesi’nde sağlam temeller üzerine yeni bir kent kurdu. Gülderen’de 310 dönüm arazi üzerinde 2 bin 681 konutun yapımı tamamlandı. Konutların etap etap teslimi sürüyor. Devletin desteğiyle yaralarını sarmaya çalışan vatandaşlar yeni evlerine kavuşuyor. Bakan Kurum: "Çalışıyoruz, üretiyoruz" Gülderen’e taşınan depremzede bir vatandaşın, "Allah razı olsun, hiçbir şeyimiz eksik kalmadı" sözlerini alıntılayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından, "Çalışıyoruz, üretiyoruz ve sonra milletimizin gönlünden kopan ‘Allah razı olsun’ duasını duyuyoruz ya; işte bu her şeye bedel" mesajını paylaştı. "Evim çok güzel, ışıl ışıl" Konutlarına yerleşenlerden Hatice Ateş, kurada ev çıktığını öğrendiğinde yaşadığı mutluluğu anlatarak, "Kızlarıma sarıldım, onlar da bana sarıldı. Eşime ‘gerçek mi’ diyorum, ‘evet bize çıktı’ diyor. Eve geldiğimizde gerçekten ‘bizim mi?’ diye düşündüm. Çok şükür yerleştik. Evim çok güzel. Çevre çok güzel oldu, her taraf ışıl ışıl. Bakanımız Murat Kurum ve bütün yetkililerin sayesinde biz evimize kavuştuk. Onlar olmasa, devletimiz olmasa kim yaptıracaktı? Allah razı olsun" dedi. "Gerçekten koca yürekli bir insan" Hak sahibi Yalçın Konak ise insanların artık konteynerlerden evlerine geçmeye başladığını belirterek, "Evlerin, binaların bu kadar hızlı yükselmesi bizleri çok şaşırttı. Bize umut verdi. Bu kadarını bile beklemiyorduk. İşçilik olsun, malzeme olsun, evin planlaması çok kaliteli ve güzel. Konutların devlet eliyle yapılması farklı oluyor. Çünkü devletin denetim mekanizması daha farklı. O yüzden kendimizi daha rahat, daha huzurlu hissediyoruz. Bakanımız Murat Kurum sadece burayı değil, depremi yaşayan insanları hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Gerçekten koca yürekli bir insan. Gece gündüz demeden buraya gelip insanların sorunlarıyla, derdiyle ilgilendi. İnsanlar ne istediyse onu yapmaya çalıştı. Memleketimizi ayağa kaldırmaya çalıştı. Devlet, konteynerleri bir an önce boşaltıp insanları huzurla güvenilir evlere geçirmek için elinden geleni yapıyor. Evlerimizde artık huzurlu, güvenli, rahat bir şekilde, umut dolu günler bizi bekliyor. Mutluyuz, heyecanlıyız" ifadelerini kullandı.
Bayburt Bayburt’ta uzmanından tavsiye: Buzlanan camı zarar vermeden nasıl çözeriz! Uzmanından, buz tutan araç camlarındaki buzu cama zarar vermeden çözmek için tuzlu su tavsiyesi. Türkiye’nin en soğuk illerinden biri olan Bayburt’ta havaların soğumasıyla birlikte araç sahiplerinin buzlu camlarla mücadelesi başladı. Kimi araç sahipleri buzlu camı çözmek için erken uyanıp aracını ısıtmak zorunda kalırken, kimileri de camdaki buzu kazıyıcı veya kredi kartı gibi malzemelerle temizlemeye çalışıyor. Hal böyle olunca buzlu camı hızlı çözmek isteyen sürücüler cam kazıyıcılarını aşırı bastırdıkları için camlarını çizebiliyor. Oto tamircisi Murat Sönmez, buzlu camları çözmek için en etkili yöntemleri paylaştı. Sönmez, buz kazıyıcıların camlarda çizik oluşturabileceğini belirterek, daha güvenli bir yöntem olarak tuzlu su ya da alkollü yüksek antifrizli cam sularını kullanmayı tavsiye etti. “Buzlu camı çözmede en güzel etken, alkollü yüksek antifrizli cam suyu ya da tuzlu su” Oto tamirci Murat Sönmez, buzlu camı çözmede en etkili yöntemin alkollü yüksek antifrizli cam suları yada tuzlu su olduğunu ifade ederek, “Kış öncesi yoğunluk başladı. Buzlu camı çözmede en güzel etken alkollü su ya da tuzlu su. Ben kendi aracımda sprey kullanıyorum, tuzlu su yaptım. Çok kolay ve rahat bir şekilde buzu açıyor. Buz kazıcı ister istemez çok sert basıldığında camı çiziyor. Buna karşı kullanılacak en güzel etken sprey kullanmak. Bazı marketlerde satılıyor. Özel açıcılar var. Bu tür malzemeleri kullanabilirler. Bir arkadaşımız sıcak suyla alakalı bir sorun yaşadı. Camda çatlama oldu. Şahsen tavsiye etmiyorum. Yapan çok insan var ama ne kadar sağlıklı bilmiyorum. Ama dediğim gibi sprey yada tuzlu su en iyisi” dedi. Sönmez, buzlu cama tuz dökmenin sileceklere zarar verebileceğini söyleyerek, “Bayburt akşamları eksiyi görüyor gündüzleri de soğuk. Artık bu saatten sonra antifrizli cam suyu kullanmak lazım. Piyasada cam suyu çok ama bunun için önemli olan içindeki alkol oranı ve kaliteli cam suyu kullanmamız lazım. Alkol oranı yüksek olmazsa bir faydası olmaz. Ben sprey kutusuna tuzlu su doldurdum. Tuz oranı yüksek olacak, camdaki buzu çözmesi için. Buzlu cama direk tuz dökerlerse faydası olur ama bu sefer sileceğe zarar verebilir. Buda silecekte aşınmaya neden olur. En etkilisi tuzlu su” diye konuştu.
Yalova Karaderili Şirketler Grubu’ndan iddialarla ilgili açıklama Karaderili Şirketler Grubu’ndan turizm faaliyeti gösterdikleri firmalarına yönelik suç örgütü iddialarının gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Karadereli Şirketler Grubundan yapılan açıklamada, bazı internet sitelerinde çıkan ’Savcı suç örgütünün suç örgütü şemasını çıkardı’ şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Açıklamada, "Şimdiden hemen ifade etmek isteriz ki şirketimiz bir örgüt değildir. Örgüt iddiasını ortaya atanların örgütün tanımına ve Yargıtay Kararlarına bakmalarını tavsiye ederiz. İnternet sitelerinde yer alan şema, şirket çalışanlarının bulunduğu şemadır. Bu çalışanların örgüt olduğunu iddia etmek abesle iştigaldir. Çalışanların kendi aralarında konuştukları turizm literatüründe kullandıkları kelimeler, şifreli konuşma olarak nitelendirilmiştir. Örgüt diye nitelendirilen kişiler daha önce sabıkaları bulunmayan, hiçbir suçtan haklarında dava açılmayan şirketimizin sigortalı çalışanlarıdır. Örgüt olabilmesi için, Yargıtay’ın aradığı süreklilik devamlılık ve hiyerarşik yapılanma yoktur. Bugün Türkiye’de, bizim dosyamıza benzer şekilde örgüt iddiasıyla açılan davaların tamamından beraat kararı verilmektedir" ifadelerine yer verildi. "Bir dolandırıcılıktan bahsetmek mümkün değildir" Savcılık tarafından düzenlenen iddianamede yer alan hiçbir iddianın ispatlanmadığı dile getirilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "İddiaların tamamı müştekilerin soyut beyanına dayanmaktadır. Bu iddiaların doğru olmadığı, yargılama aşamasında ortaya çıkacaktır. Şirketimiz, 30 yıldan bu yana ticari faaliyette bulunan, sadece Yalova’da 2 bin 500 kişiye istihdam sağlayan, on binlerce insana tatil yaptıran bir şirkettir. Tüm müştekilerle sözleşme imzalanmıştır. Ödemeler banka üzerinden yapılmıştır. Üyelerden sözleşmelerini feshetmek isteyenlerin paraları dava açılması neticesinde kendilerine iade edilmiştir. Burada bir dolandırıcılıktan bahsetmek mümkün değildir. Şirketimizin hayal sattığı iddia edilmişse de, bugüne kadar başta birçok kamu görevlisi dahil olmak üzere on binlerce insana tatil hizmeti sunulmuştur. Halen sunulmaya devam edilmektedir. Yurtiçi ve yurtdışından on binlerce misafiri otellerimizde misafir etmekteyiz. Halen dolandırıcı olarak zikredilen, örgüt iddiasının olduğu bir davada yargılama yapılacak olmasına rağmen, yatırım yapmaya ve tatil hizmeti vermeye devam etmekteyiz. Bu soruşturmanın hukuka aykırı olarak gözaltı kararları ile başlatılıp, kısıtlama kararı verilerek, şirketimizin sigortalı çalışanlarının tutuklanması bir hukuk garabetidir. Savcılık makamı soruşturma aşamasında tek bir sayfalık evrak dahi vermemiş, savunma hakkımızı kısıtlamıştır. Suçu kabul etmemekle birlikte, müştekilerin sözde zararlarını karşılayacağımız ifade edilmiştir. Zaten herkesin sözleşmesini feshetme hakkı bulunmaktadır. Bize verilen hesap numaralarına, şirketimiz çalışanlarının özgürlükleri söz konusu olduğu için 100 bin TL’ye yakın ödeme yaptık. Bunlara rağmen konu basına yansıtılarak, hiçbir şikayeti olmayan, tatillerini normal şekilde kullanan müştekilerin şikayet etmesine sebebiyet verildi. Ödemeler yapılmasına rağmen, tutuklu sanıklar tahliye edilmedi. Bu dava hukuk skandalları ile doludur." "Herkesin beraat edeceğinden şüphemiz yoktur" Açıklamada davanın sadece şirketin sigortalı çalışanlarına karşı değil, Yalova’nın ekonomik kalkınmasına fayda sağlaması sebebiyle bölge halkına karşı açıldığına vurgu yapıldı. Açıklamada, şirketin hissedarlarına karşı açılan davada "Sözde hayal satıldığı" iddiasına rağmen Yalova’ya halen yatırım yapmaya devam edildiği belirtildi. Bölgedeki otel yatırımlarının toplam bedelinin 300 bin dolar civarında olduğun dikkat çekilen açıklamada, "Ne yazık ki Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı şirketimiz sigortalı çalışanları ile üyelere karşı suç işleyen kişileri aynı kefeye koymuştur. Hangi şirket üyelerine karşı suç işler ki? Şirketimize karşı illegal faaliyette bulunan kişilerle hukuk mücadelemiz devam edecek. Ortaya atılan asılsız iddialara rağmen şirketimiz ayakta kalmaya, hukuki mücadelesine ve ticari faaliyetine devam edecektir. Üyelerine hizmet vermeye devam edecektir" ifadelerine yer verildi. Açıklamada, hukuka aykırı bir şekilde 6 aydır tutuklu bulunan sanıklar dahil herkesin beraat edeceğinde vurgu yapılarak, "Medyada yer alan haber içeriklerinde masumiyet karinesinin ihlal edildiği ifade edilen açılamada yer almakta, şahısların isimlerinin açıkça zikredildiği görülmektedir. Bu durum hukuka aykırılık teşkil etmektedir" denildi.