EKONOMİ - 08 Kasım 2024 Cuma 19:27

Adanalı ve İstanbullu sanayiciler bir araya geldi

A
A
A
Adanalı ve İstanbullu sanayiciler bir araya geldi

Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, “Adana’nın sanayi geçmişi, Osmanlı dönemine kadar uzanır. Adana, 2.2 milyonu aşkın nüfusuyla, üretimden ihracata, tarımdan sanayiye kadar birçok alanda öncü rol üstleniyor” dedi.


İstanbul Sanayi Odası üyeleri, Adana Sanayi Odası üyeleriyle birlikte kentte bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretlerin ardından her iki odanın üyeleri ortak meclis toplantısı düzenledi.


“Adana öncü rol üstleniyor”


Adana Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen toplantının açılışında konuşan Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana’nın sanayi başta olmak üzere birçok alanda öncü rol üstlendiğini belirterek, “Adana, Türkiye’nin ekonomik geleceğinde stratejik bir rol üstlenmeye devam ediyor. Sanayinin, tarımın, lojistiğin ve enerjinin buluşma noktasında yer alan bu şehir, her sektörde dinamik yapısıyla öne çıkıyor. Türkiye’nin 7. büyük ili konumundaki Adana, güçlü nüfusu ve sanayi altyapısıyla ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan bir şehirdir. Türkiye’nin toplam nüfusunun yüzde 2,64’üne sahip olan Adana, 2.2 milyonu aşkın nüfusuyla, üretimden ihracata, tarımdan sanayiye kadar birçok alanda öncü rol üstleniyor” diye konuştu.


“Adana’nın sanayi geçmişi, Osmanlı dönemine kadar uzanır”


Adana’nın üretim kapasitesinin her geçen gün arttığını ve ülke ekonomisine katkısının sürdüğünü vurgulayan Başkan Kıvanç, daha sonra şunları söyledi:


“1517 yılında Osmanlı topraklarına katılan Adana’da çeltik üretimi ve ipek imalathaneleri ile şeker kamışından şeker üreten tesisler bulunuyordu. Bu köklü geçmiş, Adana’nın sanayi altyapısının ne kadar derinlere dayandığını ve günümüze kadar süregelen üretim kültürünü yansıtmaktadır. 1864 yılında kurulan ilk çırçır fabrikası, şehrin sanayi alanındaki gelişiminin ilk örneği olarak dikkat çekerken, 1898’de kurulan ilk iplikhane ve 1901’de faaliyete geçen ilk entegre dokuma fabrikası, Adana’nın sanayileşme yolundaki güçlü adımlarını simgeler. Ardından, 1906 yılında kurulan ilk yabancı sermayeli fabrika, Aristidi Simyanoğlu tarafından faaliyete geçirilmiş ve bu fabrika, 1924 yılında “Milli Fabrika” adını almıştır. Ulu Önder Atatürk’ün talimatı üzerine 1927 yılında dönemin iş adamları tarafından hazineden satın alındı ve adı “Milli Mensucat” oldu. Günümüzde ise, birlikte gezdiğimiz bu tarihi fabrika, müze olarak şehrin sanayi mirasını yaşatmaktadır.”


“Az ama öz üniversite eğitimi politikasına dönmeliyiz”


İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise Türkiye’nin 20-30 sene sonrasını planlayacak istihdam ve insan kaynakları projesi yapmak zorunda olduğunu belirterek, “Bu jeopolitik ortamda ve coğrafyada nasıl bir insan portföyüne ihtiyacımız varsa o şekilde planlama yapmalıyız. Her sene 1.5 milyon insanımızı üniversitelere almak yerine az ama öz üniversite eğitimi politikasına dönmeliyiz. Her ile 1 üniversite yaparak bu işi çözemeyiz. Bu gerçeğin altını çizmemiz lazım. Her ile 1 üniversite ve 20-25 bin öğrenciyi doldurarak bu işi çözemeyeceğimiz çok açık” dedi.


“Yapay zekayı yönetecek insanlara ihtiyacımız var”


Her sektörde kalifiye eleman bulunamadığını anlatan Bahçıvan, “Her yerdeki temel sorun bu insan kaynakları konusu. Neler yapılması gerektiğini biliyoruz ancak çözümü yeteri kadar doğru anlatamıyoruz. Daha cesur olmamız lazım. Arazi, kredi ve para bir şekilde temin edilebiliyor ama insan hiçbir şekilde temin edilemiyor. İstanbul’da en iyi liseleri bitiren öğrencilerimizin yüzde 95’i geleceği yurt dışındaki üniversitelerde arıyor. Bu çocukları ülkeye dönüşe motive edemezsek bu çocukları kaybediyoruz. Yatırımlar yapıyoruz, tesisler inşa ediyoruz ama bunları yönetecek, üretim platformlarının başında duracak, yapay zekayı yönetecek insanlara ihtiyacımız var” diye konuştu.


Konuşmaların ardından toplantı soru-cevap ile devam etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da 10 yıl sonra ilk...24 saatte hiç hırsızlık olayı yaşanmadı Bursa’da yıllar sonra bir rekor kırıldı. Son yıllarda İl Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yapılan operasyon ve ‘huzur’ uygulamaları sonucunu verdi. 3,5 milyona ulaşan nüfusuyla Türkiye’nin 4.büyük kenti olan Bursa’da 13 Kasım Çarşamba günü evden hırsızlık, otomobil ve motosiklet hırsızlığı olayı yaşanmadı. 14 Kasım günü ise bir adet hırsızlık olayı gerçekleşti. 2024 yılının 11 aylık döneminde de hırsızlık suçundan aranan ve kesinleşmiş hapis cezası bulunan 1400 kişi yakalanıp tutuklandı. Bursa Emniyet Müdürlüğü ekipleri vatandaşın huzuru ve güvenliği için son yıllarda uygulama ve operasyonlarını arttırdı. Aranan kişilere yönelik nokta operasyonlar da meyvelerini verdi. Cumhuriyet Başsavcılığı koordinasyonunda planlı yapılan büyük huzur uygulamaları da mala karşı işlenen olayların neredeyse tamamen sona ermesine yol açtı. Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri hem motorize hem de güven timleri ile sokakta hırsız, yankesici, dolandırıcılık olaylarına izin vermiyor. Son dönemlerde yakalanan azılı hırsızların tutuklanması, araması olan kişilerin de birer birer yakalanıp cezaevini boylaması da olayların bitme noktasına gelmesine büyük etken oldu. Alınan önleyici tedbirler ve Cumhuriyet Başsavcılığı’nın suç dosyalarının takibindeki hassasiyeti sonrası Bursa’da 10 yıl sonra ilk kez 13 Kasım Çarşamba günü evden hırsızlık, motosiklet ve otomobil hırsızlığı olayı gerçekleşmedi. 14 Kasım Perşembe günü ise evden yapılan bir hırsızlık oldu. Suç oranlarının azalması ve sokaklarda güven ortamı oluşması nedeniyle vatandaşlar memnuniyetlerini dile getirdi. 2024 yılının 11 ayında geçen yılın aynı dönemine oranla evden hırsızlık olaylarında yüzde 68 düşüş yaşandı. Geçen yıl 11 ayda 2 bin 364 evden hırsızlık olayı yaşanırken 2024 yılında bu dönemdeki rakam 756’ya düştü. Mala karşı işlenen suçlarda aydınlatma oranı da yüzde 60’lardan yüzde 91’lere çıktı. 13 Kasım 2024 tarihine kadar 11 ayda Bursa genelinde aranan veya kesinleşmiş hapis cezası kararı bulunan 1400 hırsız tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cumhuriyet Başsavcılığı ile Bursa Emniyet Müdürlüğü’nün bu koordinasyonu da olayların bitme noktasına gelmesinde etkili oldu. Bursa İl Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, kentin ‘huzur’ ve güven ortamını sağlamak için çalışmaların hız kesmeden devam edeceğini bildirdi.
Kocaeli Çerkeslerin kültürü sahneye taşındı Kocaeli Kafkas Kültür Derneği’nin 60. yıl dönümünde, Çerkeslerin tarihi ve kültürel mirası, dans gösterileri ve sürgün temalı performanslarla sahneye taşındı. Kutlama, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle Kongre Merkezi’nde düzenlenen geniş katılımlı bir programla gerçekleştirildi. Etkinlikte derneğin tarihi, dans gösterileri ve özel konuşmalarla anıldı. Gecede sırasıyla Çerkes kültürünü yansıyan danslar sahnelenirken, minik ekiplerin performansları seyircilerden büyük alkış aldı. Dans gösterilerinin ardından sahnede atmosfer değişti ve sürgün temalı bir video eşliğinde "Sürgün Dansı" gerçekleştirildi. Bu gösteri sırasında izleyiciler duygusal anlar yaşadı. "Derneğimiz, Kuzey Kafkasya’daki tüm halklarını kucaklayan bir çatı olmuştur" Kafkas Kültür Derneği Başkanı İbrahim Uygun, etkinlikte yaptığı konuşmada, derneğin 1964 yılında kurulduğunu ve köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirtti. Uygun, "Merhum Galip Çağlın’ın öncülüğünde kurulan derneğimiz, zaman içinde büyük bir çınar ağacına dönüşmüştür. Derneğimizin kuruluşundan bugüne emeği geçen tüm büyüklerimizden ahirete göç edenleri saygı ve minnetle anıyoruz Allah’tan rahmet diliyoruz. Hayatta olanlara sağlık ve afiyet diliyor bu salonda olanlara emekleri için huzurlarınızda gönülden teşekkür ediyoruz. 1864’te yaşanan Büyük Kafkas Sürgünü sonucu Anadolu’ya gelen tüm Kuzey Kafkas halklarını kucaklamayı kendine görev edinen derneğimiz, kültürümüzü, dilimizi, gelenek ve göreneklerimizi gelecek nesillere aktarma misyonunu üstlenmiştir. Kültür, bir milletin hafızası, kimliği ve geleceğe taşıdığı en değerli mirasıdır. ’Biz büyük bir aileyiz’ diyen, dünlerini yarınlara taşımak için bir araya gelen sizlerle var olan Derneğimiz, kurulduğu günden bu yana, Kuzey Kafkasya’daki tüm halklarını kucaklayan bir çatı olmuştur. Bu birlik ve beraberlik, bizleri daha da güçlendirmektedir" dedi. "Bu gece sadece bir gösteri izlemiyoruz" Kültürlerini gelecek nesillere aktarmak amacıyla var güçleriyle çalıştıklarını ve çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Uygun, "Bu gece sadece bir gösteri izlemiyoruz. Aynı zamanda, köklerimize, kimliğimize ve birbirimize olan bağlılığımızı tazeliyoruz. Bu gece, büyüklerimizin bize öğrettiği değerleri hatırlayıp, gelecek nesillere aktaracağımız sözü veriyoruz. Bu gece yarınlarda kültürümüzle birlikte var olacağımızın izlerini taşıyan meşaleyi gençlerde görmenin mutluluğunu tadıyoruz. Bu gece, sadece kutlamak değil, aynı zamanda geçmişimize şükranlarımızı sunmak ve geleceğe dair umutlarımızı dile getirmek için bir araya geldik. İnanıyorum ki, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimiz sürece, kültürümüzü yaşamaya, yaşatmaya ve gelecek nesillere aktarmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.