ASAYİŞ - 18 Kasım 2024 Pazartesi 10:52

Van’da 19 kilo uyuşturucu ele geçirildi

A
A
A
Van’da 19 kilo uyuşturucu ele geçirildi

Van’da polis ekiplerince yürütülen çalışmalar sonucunda 19 kilo uyuşturucu ele geçirildi.


Van Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, il genelinde haksız kazanç sağlamak amacıyla uyuşturucu madde ticareti, nakli veya depolanması faaliyetlerini yürüten şahıs, şahıslara ve sokak satıcılarına yönelik yürütülen çalışmaların devam ettiği belirtildi. Açıklamada, “Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerimizce yapılan çalışmalar neticesinde; 7 kilo 40 gram metamfetamin ve 12 kilo 900 gram esrar ele geçirilmiştir. Elde edilen uyuşturucu maddeler ile ilgili olarak 4 şüpheli şahıs hakkında yasal işlem yapılmıştır” denildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı kimlik tespiti için sanık kürsüsünde: "Aylık gelirim 400 bin TL" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin lideri olduğu öne sürülen Fırat Sarı kimlik tespiti için çıktığı sanık kürsüsünde aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu söyledi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine başlandı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında 22’si tutuklu toplam 47 sanık hakim karşısına çıktı. Konferans salonunda görülen duruşmada 22’si tutuklu toplam 41 sanık hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile Türkiye Barolar Birliği, İstanbul Barosu, İstanbul 2 No’lu Baro, Muğla Barosu, Tekirdağ Barosu, Diyarbakır Barosu, Bursa Barosu, Denizli Barosu, Mardin Barosu, Kırklareli Barosu başkanları da katıldı. Örgüt lideri aylık gelirinin 400 bin TL olduğunu söyledi Kimlik tespitleri esnasında sanık kürsüsüne çıkan örgüt lideri Fırat Sarı aylık gelirinin 400 bin TL olduğunu söyledi. Başka şikayetçinin olduğu ortaya çıktı Duruşmada mağdur olduğunu belirterek dilekçe sunan başka vatandaşların olduğu da belirtildi. Gelen yeni dilekçelerin savcılık makamı tarafından değerlendirileceği öğrenildi. Duruşma dosyaya gelen evrakların okunması ile devam ediyor.
Çanakkale Çanakkale Savaşları’ndan kalma 109 yıllık ‘HMS Majestic’ batığına 400 ıstakoz salındı Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda 109 yıl önce Seddülbahir Kalesi açıklarında batırılan İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ’HMS Majestic’e 400 ıstakoz salındı. Tarihin en kanlı muharebelerinden birine sahne olan ve dünya harp tarihine geçen ‘Çanakkale Geçilmez’ destanının yazıldığı Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası, Şehitler Abidesi, Seyit Onbaşı Heykeli, 57’nci Piyade Alayı Şehitliği, Conkbayırı, Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, Kilitbahir Kalesi, Bigalı Kalesi ve Seddülbahir Kalesi’yle her yıl binlerce ziyaretçiye Çanakkale ruhunu yaşatmaya devam ediyor. Adım atılan her noktasında Çanakkale Savaşları’nın izlerinin görülmesi mümkün olan, açık hava müzesi niteliği taşıyan Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı hayata geçirdiği ve geçireceği yeni projelerle, Çanakkale ruhunu ve Çanakkale Destanı’nı daha fazla kişiye ulaştırmayı hedefliyor. Tarihi yarımadanın derinliklerinde bulunan savaş gemileri, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı olarak 3 yıl önce dalış turizmine açıldı. Derinliklerinde pek çok hikaye saklayan Çanakkale’nin savaş batıkları, 1. Dünya Savaşı temalı ilk su altı parkı özelliğini taşıyor. 109 yıl önce Seddülbahir Kalesi açıklarında batırılan İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ’HMS Majestic’in de aralarında bulunduğu 14 batık geminin gizemini dalış meraklıları keşfedecek. 21 farklı dalış noktası ve 150 kilometrelik alanda dalışa imkan veren Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı dalış noktaları; ’HMS Majestic’, ’Ertuğrul Koyu Massena ve Saghalien gemi kalıntıları’, ’Helles Barçları’, ’Tekke Koyu (W Beach) batıkları’, ’Arıburnu Barç’, ’Küçükkemikli Barçları’, ’Arıburnu Layter’, ’Lundy’, ’HMS Louıs’, ’S.S. Milo’, ’Tuzla’, ’Denizaltı Mania Ağı’, ’Bebek Kayalıkları’ ve HMS Trıumph’tan oluşuyor. Ege ve Marmara denizlerinin buluşma noktası olan ve sahip olduğu su altı hazineleri ile tüm dünyanın ilgisini çeken Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’ndaki batıklardan, 109 yıl önce Seddülbahir Kalesi açıklarında batırılan İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ’HMS Majestic’e Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi ile Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından ıstakoz salma programı düzenlendi. Programa, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, İl Tarım ve Orman Müdürü Nazan Türkarslan, Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü V. Seydi Ali Doruk, ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Yiğit katıldı. Gelibolu Sualtı Parkı’nda çok önemli bir gün yaşadıklarını ifade eden Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitemiz, Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüz ve Tarihi Alan Başkanlığımızla beraber Gelibolu Sualtı Parkı’na yetiştirilen ıstakoz yavrularını bırakacağız. Gelibolu Sualtı Parkı’nda hepimizin bildiği gibi dünyanın en önemli batıkları yatıyor, savaş kanıtları var. Aslında Gelibolu Sualtı Parkı’nın altında, Gelibolu Su Parkında çok önemli bir bioçeşitlilik de var, canlı varlığı var ve biz de buradaki canlı varlığını artırmak için de bir çalışma içerisine girdik. Artık Gelibolu Sualtı Parkı için dalış yapmaya gelen dalış meraklıları dalgıçlar sadece zaman tünelinde tarihi bir yolculuk yapmayacaklar, altta savaştan kalma izleri görmeyecekler, bununla birlikte ıstakozları, rengarenk balıkları ve suyun altındaki envayi çeşit canlıları hep beraber görme imkanına sahip olacaklar. Bu da Gelibolu Sualtına Parkına olan ilgiyi ve merakı arttıracak. O yüzden hep iddiamız şu, Çanakkale hem Türkiye’nin hem de dünyanın buluşma noktası olacak. Hem tarihi mekanları görmek isteyenler, hem Çanakkale Savaşları‘nı daha iyi anlamak isteyenler, Çanakkale Ruhunu hissetmek isteyenler, bununla birlikte suyun altından da hem savaş izlerini görebilecekler, hem de çok farklı bir dalış yapma imkanına sahip olacaklar” dedi. ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu ise, “Bugün Seddülbahir’deyiz. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Canlıları Araştırma Merkezinin 4 yıldır ıstakoz yetiştirme noktasında yürütmekte olduğu faaliyetlerin 6’ncı Demonstrasyonunu yapacağız. Üniversitemizin toplumsal katkı faaliyetleri kapsamında denizel ekosistemin korunması ve bu ekosistemin sonraki nesillere aktarılması noktasındaki çalışmalarımızı bugün Gelibolu Sualtı Parkında 400 ıstakoz’u doğaya salacağız. Nesilleri tükenmekte olan bir canlı, özellikle insan eliyle yapılan faaliyetler, sanayi faaliyetleri, kontrolsüz vahşi avcılık sonucunda ciddi tükenme riskindeler” diye konuştu. Dalgıçlar tarafından ıstakozlar, 109 yıl önce Seddülbahir Kalesi açıklarında batırılan İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ’HMS Majestic’e 400 ıstakoz bırakıldı. Etkinlik ile hem tarihi bir gemi olan HMS Majestic’e hem de bölgedeki deniz ekosistemine dikkat çekmesi amaçlanırken, aynı zamanda sürdürülebilir balıkçılık ve deniz koruma konularına da vurgu yapılması hedefleniyor. (MS-
Samsun ‘Bazı antibiyotiklerin ciddi yan etkileri olabilir’ Antibiyotiklerin pek çok yan etkilerinin görülebildiğini belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Bunların sık görülenleri bulantı, kusma, ishal, ciltte döküntü gibi genellikle hafif yan etkilerdir. Ancak bazen nadir olarak alerjik şok, kemik iliğinin baskılanması gibi ciddi yan etkilerde görülebilir. Bazı antibiyotikler karaciğere veya böbreğe zarar verebilir” dedi. Liv Hospital Samsun Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Mustafa Sünbül, 18 Kasım Antibiyotik Farkındalık Günü dolayısıyla bilgilendirmede bulundu. Antibiyotiğin kısaca tanımını yapan Prof. Dr. Sünbül, “Antibiyotikler yaklaşık bir asırdan bu yana enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar sayesinde milyonlarca kişinin hayatına mal olan hastalıklar tedavi edilebilir hale gelmiştir. Bunun sonucunda yaşam süresi uzamış ve hayat kalitesi artmıştır. Antibiyotikler bakteri diye tanımlanan mikrop türlerini insan vücudunda öldüren veya üremelerini engelleyerek hastalıkları tedavi eden maddelerdir” diye konuştu. “Uygunsuz antibiyotik kullanımında OECD birincisiyiz” Bakterilere karşı etkili olan antibiyotiklerin virüslerin neden olduğu hastalıklarda etkileri olmadığına değinen Prof. Dr. Sünbül, “Başlıca soğuk algınlığı ve grip gibi etkeni virüsler olan hastalıklarda alınan antibiyotiğin hastaya hiçbir faydası yoktur. Hatta bu tür enfeksiyonlarda antibiyotik almak dirençli bakteri gelişme riskini artırır. Son yıllarda dünyada milyonlarca ölüme neden olan Covid-19 hastalığı da bir virüs hastalığıdır ve üzerine ikincil bakteriyel enfeksiyon eklenmemişse, tedavide antibiyotik verilmemelidir. Maalesef ülkemiz antibiyotiklerin uygunsuz kullanımında OECD ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır” şeklinde konuştu. “Doktorun tavsiyesi doğrultusunda kullanılmalı” Antibiyotiklerin ne kadar süre kullanılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Sünbül, “Antibiyotik, tedavide başarıya ulaşmak için doğru zamanda, doğru dozda ve yeterli sürede alınmalıdır. Hastalıklara göre tedavi süreleri değişmektedir. Hastalık belirtileri kaybolunca antibiyotiği erken kesmek, tekrarlayan enfeksiyonlara neden olabileceği gibi tedavi süresini uzatmak ise dirence yol açar ve organlara zara verebilir. Doktorun görüşü doğrultusunda tedavi sürdürülmelidir” ifadelerini kullandı. “Ateş düşürücü olarak tercih edilmemeli” Ateş düşürücü hedeflenerek antibiyotik kullanılmaması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Sünbül, “Sonbahar ve kış aylarında görülen ve mevsimsel viral üst solunum yolu hastalıklarında antibiyotikler gereksiz olarak sık kullanılmakta, bazen ise tek doz olarak alınmaktadır. Ateş düşürücü amaçla antibiyotikler asla kullanılmamalıdır. Bazı özel durumlar dışında ise tek doz antibiyotik kullanmanın hiçbir yararı yoktur. Antibiyotiklerin bu şekilde alınmaları, hastalık yapan bakterilere karşı savaşan vücudun doğal koruyucu florasının ölmesine neden olmakta, ayrıca daha dirençli bakterilerin yerleşmesine yol açmaktadır. Sık yapılan bir diğer yanlış ise ‘bir antibiyotik alalım, şikâyetler geçmezse doktora muayene oluruz’ düşüncesidir. Bu yaklaşım ise hastalığın ilerlemesine neden olabilir. Antibiyotikler doktor muayenesi ve reçetesiyle alınmalıdır” açıklamasında bulundu. “Bazı antibiyotikler karaciğere ve böbreklere zarar verebilir” Antibiyotiklerin yan etkilerinden bahseden Prof. Dr. Sünbül, şöyle devam etti: “Antibiyotikler hayat kurtaran ilaçlar olmakla beraber pek çok yan etkileri de vardır. Bunların sık görülenleri bulantı, kusma, ishal, ciltte döküntü gibi genellikle hafif yan etkilerdir. Ancak bazen nadir olarak alerjik şok, kemik iliğinin baskılanması gibi ciddi yan etkilerde görülebilir. Bazı antibiyotikler karaciğere veya böbreğe zarar verebilir. Kimi zaman ise antibiyotikler tansiyon ve kalp ilaçları, psikiyatride kullanılan ilaçlarla uyumsuzluk gösterebilir, tedavide dikkat edilmelidir. Antibiyotikler asla arkadaş veya komşu tavsiyesiyle kullanılmamalıdır.” “Antibiyotik direnci nedeniyle yılda 1 milyon kişi hayatını kaybediyor” Antibiyotiklere karşı direnç gelişmesi hakkında bilgiler paylaşan Prof. Dr. Sünbül, açıklamasını şöyle tamamladı: “Zamanla bakteriler pek çok antibiyotiğe karşı direnç geliştirmiştir. Bu sorun genellikle antibiyotiklerin gereksiz kullanımı ve aşırı antibiyotik tüketimine bağlıdır. Dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklar daha ölümcül seyretmektedir. Her yıl dünyada dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlardan 1 milyona yakın kişi hayatını kaybetmektedir. Eğer direnç oranı bu hızla devam ederse 2050 yılında ölümlerin 10 milyonu bulacağı tahmin edilmektedir. Bir diğer sorun ise son yıllarda piyasaya verilen yeni antibiyotik sayısındaki azalmadır. Çünkü antibiyotiklerin geliştirilmesi, uzun bir süreç gerektirmekte ve yüksek maliyetlere neden olmaktadır. Ek olarak, gelişen direnç nedeniyle bu tür ilaçlar endüstri için tercih edilebilir olmaktan çıkmaktadır. Bu nedenle mevcut antibiyotikleri yerinde ve akılcı kullanmak çok daha önemli hale gelmiştir. Mevcut antibiyotiklerin tedavide etkisiz kalması ve yeni antibiyotiklerin klinik kullanıma girmemesi tıp otoritelerini endişelendirmektir. Böyle bir durumda basit enfeksiyon hastalıkları bile tedavi edilemeyecek ve ölümle sonlanacaktır.”
Konya Meram’da rötar fıskiye sistemi kışa hazır Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi tarafından kış aylarının zorlu hava şartlarında ulaşımı sık sık kapanan ve zaman zaman da tehlike arz eden Gödene Hanedan Caddesi ile Köyceğiz Kampüsü’nde trafik güvenliğini artırmak amacıyla hayata geçirilen ‘Rötar fıskiye ile solüsyon sistemi’ kışa hazır hale getirildi. Meram Belediyesinin kendi bünyesinde gerçekleştirdiği Ar-Ge çalışmaları sonucu hayata geçirdiği sistem ile buzlanmanın hızlı bir şekilde önüne geçiliyor. Yol kenarlarına ve refüjlere yerleştirilen fıskiyeler aracılığıyla püskürtülen özel solüsyon ile yolda buzlanmayı önleyen sistem, Gödene Mahallesi Hanedan Caddesi ile Köyceğiz Mahallesi Necmettin Erbakan Üniversitesi Köyceğiz Kampüsü’nün girişinde uygulanıyor. 2025 kış hazırlıklarını erken tamamlayan belediye ekipleri, buradaki sistemin kontrollerini ve denemelerini yaparak iki caddenin kış boyunca açık kalmasını sağlayacak miktarda solüsyon üretimini de gerçekleştirdi. “Sistem, sağladığı büyük fayda ile Türkiye’ye örnek oldu” Belediyenin uygulamaya koyduğu yeni fıskiye sistemi ile yollara özel bir solüsyon püskürterek buzlanma ve yolda kar birikmesini önlemeyi amaçladıklarını ifade eden Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, bu sayede kış aylarında ulaşımı olumsuz etkileyen zaman zaman kapanan ve tehlike arz eden Hanedan Caddesi ve Köyceğiz Kampüsü girişinde ulaşımın büyük ölçüde rahatladığına dikkat çekti. Rötar fiskiye sistemiyle bu iki caddenin sürekli açık tutulduğunu belirten Başkan Mustafa Kavuş, “Meram’da kış aylarında oluşan buzlanma ile birlikte vatandaşların herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmaması adına tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Ancak özellikle rampa olan bu iki caddede yoğun kar yağışlarında tüm çabalar yetersiz kalıyordu. Ar-Ge çalışmalarımız neticesinde uygulamaya başladığımız bu sistem ile burada oluşacak ulaşım aksaklıklarını ve tehlikeleri minimuma indirirken, araç sürücüleri başta olmak üzere tüm hemşehrilerimizin daha güvenli bir şekilde yolculuk etmelerini sağladık. Türkiye’de pek çok yerel yönetime örnek teşkil eden bu sistemin kış boyunca rahat bir şekilde çalışması adına şimdiden tüm kontrollerimizi ve sistemin testini yaptık. Solüsyon üretimimizi gerçekleştirerek, depolarımıza yerleştirdik. Bu yolları kullanan vatandaşlarımızın gönlü rahat olsun, kış aylarında rahat bir ulaşım gerçekleştirecekler” diye konuştu.