EĞİTİM - 14 Kasım 2024 Perşembe 10:40

Uşak Üniversitesinin ’Entegre Kalite Yönetim Sistemi’ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillendi

A
A
A
Uşak Üniversitesinin ’Entegre Kalite Yönetim Sistemi’ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillendi

Uşak Üniversitesi süreç yönetimi, stratejik plan yönetimi, kalite dokümantasyonu, kurum öz değerlendirme yönetimi, faaliyet ve eylem planı yönetimi ile kurum iç ve dış değerlendirme işlemlerini kapsayan ‘Entegre Kalite Yönetim Sistemi’ni başarıyla hayata geçirdi.



Uşak Üniversitesi, eğitim ve öğretim süreçlerinin yanı sıra idari ve akademik süreçlerde de sürekli gelişim ve kaliteyi esas almaya devam ediyor. Uşak Üniversitesi, bilgi yönetim sistemi sürecinde sürekli iyileştirme hedefi doğrultusunda önemli bir adım daha attı.



Entegre Kalite Yönetim Sistemi, Uşak Üniversitesinin stratejik hedeflerine ulaşmasında etkin bir araç olarak kullanılıyor. Bu sistem, kalite yönetiminde dünya standartlarında bir yaklaşım benimseyerek, süreçlerin şeffaf bir şekilde izlenmesini, değerlendirilmesini ve iyileştirilmesini mümkün kılacak. Bilişim teknolojileri alanındaki güçlü altyapı, kalite yönetim sisteminin verimli bir şekilde işlemesine imkan sağlıyor. Akademik ve idari süreçlerin dijital ortamda entegre edilmesi, zaman ve kaynak tasarrufu sağlarken aynı zamanda karar verme süreçlerinde daha hızlı ve doğru sonuçlar elde edilmesini mümkün hale gelecek.



Anket Yönetimi Yazılımı ile Paydaş Katılımı


Uşak Üniversitesi ayrıca, iç ve dış paydaşlardan alınan geri bildirimlerle kaliteyi sürekli olarak izlemekte ve geliştiriyor. Entegre anket yönetimi yazılımı sayesinde, öğrenci, öğretim elemanı ve diğer paydaşların görüşleri hızla toplanarak, analiz ediliyor. Bu yazılım, anket süreçlerini otomatikleştirerek hem verimlilik hem de doğruluk sağlıyor. eri bildirimler doğrultusunda yapılan iyileştirmeler, Uşak Üniversitesi’nin eğitim kalitesini ve yönetim süreçlerini daha da güçlendiriyor.



Bu önemli gelişmelerin bir sonucu olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uşak Üniversitesi’nin Entegre Kalite Yönetim Sistemi ve Entegre Anket Yönetim Yazılımını tescilleyerek, Uşak Üniversitesinin kalite yönetiminde gösterdiği mükemmeliyetin resmen tanındığını ortaya koydu. Bu tescil, Uşak Üniversitesinin eğitimde ve yönetim süreçlerinde ileriye dönük sürdürülebilir başarı hedeflerine ulaşma yolunda önemli bir kilometre taşı olarak nitelendirildi. Uşak Üniversitesi, bu başarıyı, bilgi teknolojilerindeki inovatif yaklaşımlarını, güçlü akademik altyapısını ve sürdürülebilir kalite yönetimi anlayışını birleştirerek elde etti.



Geleceğe Dönük Hedefler


Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş konuyla ilgili yaptığı açıklamada Uşak Üniversitesi’nin, teknolojik altyapısına yaptığı yatırımlarla sadece eğitimde değil, yönetim süreçlerinde de dijital dönüşümün öncüsü olmayı hedeflediğini vurgulayarak ‘‘Entegre kalite yönetim sistemimizin ve dijital yazılımlarımızın başarısı, üniversitemizin gelecekteki gelişim hedeflerine ulaşma yolunda sağlam bir temel oluşturacaktır. Kalite odaklı yaklaşımımızla, öğrenci memnuniyetini, akademik başarıyı ve toplumsal katkıyı artırarak, daha güçlü bir Uşak Üniversitesi inşa etmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari kadromuza teşekkür ediyorum. Uşak Üniversitesi’nin gelecekteki projelerine büyük katkılar sağlayacak bu gelişmenin üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.



Uşak Üniversitesinin ’Entegre Kalite Yönetim Sistemi’ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Engelleri ’Mat’ ediyorlar Elazığ’da yaşayan görme engelli satranç tutkunları, azimleri ve başarılarıyla engelleri aşarak hayata sıkı sıkıya tutunuyor. Özel olarak tasarlanan Braille satranç takımıyla şampiyonluk hedefleyen bu üç sporcu, karanlık dünyalarını satrançla aydınlatıyor. Elazığ’da yaşayan ve görme engellerine rağmen hayata sıkı sıkıya tutunan üç satranç tutkunu, başarılarıyla çevrelerine ilham oluyor. Halk arasında ’tavuk karası’ ya da ’gece körlüğü’ olarak bilinen retinitis pigmentosa hastalığı nedeniyle görme kaybı yaşayan 61 yaşındaki Hüsamettin Doğan ve 24 yaşındaki Okan Orman ile doğuştan görme engelli 19 yaşındaki Hasan Türkan, özel olarak tasarlanan Braille satranç takımı sayesinde antrenmanlarını sürdürüyor. En büyük hobileri olan satranç sayesinde sosyal hayata daha aktif kaldıklarını ifade eden üçlü, Elazığ Harput Görme Engelliler Spor Kulübü çatısı altında buluşarak birbirlerine destek oluyor. Şampiyonluk hayaliyle çalıştıklarını dile getiren ekip, hem bireysel hem de takım turnuvalarında başarılı sonuçlar elde etmeyi hedeflediklerini açıkladı. ’’Satranç, ufkumu oldukça genişletti’’ Satrancın hayatlarında büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu belirten Hüsamettin Doğan (61), ’’2002 yılına kadar İstanbul’da özel bir şirkette personel müdürü olarak çalıştım. Şu an da Elazığ’dayım. 2005 yılının sonunda emekli oldum. Satrançla yaklaşık olarak 3 yıl önce tanıştım. Satranç, ufkumu oldukça genişletti. Sabırlı, muhasebe, fedakarlık, strateji özelliklerimi fazlasıyla geliştirdi. Özellikle, satranca geç yaşlarda başladım. Çocuklara daha erken yaşta başlamalarını tavsiye ederim, ufukları genişler. Benim göz rahatsızlığım, halk arasında tavuk karası denilen türde bir hastalıktır. Bilimde, retinitis pigmentonsa olarak biliniyor. Ben, 2002 yılına kadar yüzde elli görüyordum. 2002’de yüzde on seviyesine düştü. Şu anda yüzde üçe düşmüş. Görme alanım da gittikçe daraldı. Ancak otuz dereceden görebiliyorum. Arkadaşlarla beraber satranç oynuyoruz. Haftada bir gün satranç kulübüne gidiyoruz. Orada antrenmanlarda bulunuyoruz. Yılda bir defa da Denizli’de Görme Engelliler Türkiye Şampiyonasına katılmaya çalışıyoruz. Bazı turnuvalara iştirak ediyoruz. Engelsiz yaşama da gidiyoruz. Orada satranç oynuyoruz, hayatımız böyle devam ediyor” dedi. ’’İnsanların kafasında bir farkındalık oluşturmamız lazım’’ Doğuştan görme engelli Hasan, satrancın hem sosyal hem de zihinsel olarak kendisine katkı sağladığını dile getiren Hasan Türkan (19), ’’Spor bilimleri Fakültesi birinci sınıfa gidiyorum aynı zamanda antrenörlük eğitimi alıyorum. Elazığ’da yaşıyorum. Sol gözüm yüzde iki, sağ gözüm yüzde beş görüyor. Doğuştan beri böyle. Beyinle göz arasındaki sinirlerin zayıflığından kaynaklı bir hastalık. Satrancı çocukluğumdan beri oynuyorum. Düzenli olarak ise 1 yıl öncesine kadar oynamaya başladım. Hüsamettin ve Okan abimle beraber oynuyoruz, bayağı da iyiyiz. Bu sene görme engelliler satranç turnuvasına katılmayı düşünüyoruz. İnsanların kafasında bir farkındalık oluşturmamız lazım. Özellikle, Elazığ milletine aşılamak istiyoruz. Çünkü, biz çocuklarını görme engelli ortamlara göndermek istemeyen çok insan gördük. Görme engelli ailelerin, çocuklarını geliştirmeye odaklı faaliyetlerde bulunmaları lazım” şeklinde konuştu. ’’Hastalığım ilerliyor, körlüğe kadar gitme ihtimali var’’ Genç sporculardan Okan Orman ise bu süreçte birbirlerinden destek alarak güçlendiklerini ifade ederek, ’’Elazığ Fırat Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük bölümü mezunuyum. Elazığ Harput Görme Engelliler Spor Kulübünde yöneticilik ve sporculuk yapıyorum. İlkokul birinci sınıftan itibaren miyop teşhisi konuldu. Beşinci sınıfa geçtiğimde ise, halk dilinde ’gece körlüğü’ olarak bilinerek, tıp literatüründe ise retinitis pigmentosa olarak bilinir. Bu hastalıkla hayatımı devam ettiriyorum. Yaşım ilerledikçe, hastalığım da ilerliyor. Körlüğe kadar gitme ihtimali var. İlkokul birinci sınıftan itibaren satranç oynuyorum. Hastalığımın hissettirmesinden itibaren biraz ara verdim. Ondan sonra Elazığ Harput Görme Engelliler Spor Kulübü ile tanıştım. Burada kendimi daha da satranca yönelttim, turnuvalara katıldım. 2020 senesinde Afyonkarahisar’da düzenlenen Türkiye Görme Engelliler Satranç Federasyonu’nun düzenlediği şampiyonada, C kategorisinde Türkiye üçüncüsü oldum. Hedefim ise B kategorisinin de şampiyonu olarak A kategorisine yükselmek. Çalışmalarıma şu an ise Çaturanga Spor Kulübünde arkadaşlarımla birlikte ve Hüsamettin abi ve Hasan’la birlikte devam ediyoruz” diye konuştu.
Trabzon Moğol doktorlar Trabzon’da Moğolistan’daki çocuk psikiyatrisi uzmanları Türkiye’deki akademisyenlerin deneyiminden faydalanmak için Trabzon’a geldi. Moğolistan ve Türkiye Sağlık Bakanlığı ile Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü’nün katkılarıyla Moğolistan’dan Çocuk psikiyatrisi uzmanları Türkiye’deki akademisyenlerin deneyiminden faydalanmak ve Türkiye’nin ilk Çok Disiplinli Çocuk Ruh Sağlığı Hizmet Birimini içinde barındıran Trabzon Kanuni Eğitim Araştırma Hastanesi’nde eğitim almak üzere Trabzon’a geldi. 20 günlük eğitim sürecinde Moğolistan’dan gelen çocuk psikiyatrisi uzmanlara otizm ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun erken tanılarında eğitimler verilecek. Eğitim süreci ile ilgili bilgiler veren Çocuk Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Trabzon Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Onur Burak Dursun, çocuk psikiyatrisinin dünyada çok gelişen bir branş olduğunu belirterek, “Bizimde hem uluslararası hem ulusal düzeyde ülke planlaması ile ilgili çok sayıda çalışmamız olduğu için dost ve kardeş ülkelerden bu tür davetleri çok sıkça alıyoruz. Moğolistan’da bizim için Türk tarihinin başladığı noktalardan birisi. O anlamda çok değerli bir ülke. Oradan böyle bir teklif gelmiş oldu. İlk önce oraya gittik. Orada hem köylerinden şehir merkezlerine kadar otizmli çocuklar ne yaşıyor hem onlara görme şansımız oldu hem de orada profesörlere eğitimler verme şansımız oldu. Sağlık Bakanlığı nazik bir davette bulundu. Oranın eylem planı ile ilgi çalışmalara başlamış olduk. Oradan bir ekip burada bizim tecrübelerimizden istifade etmek istedi. Bizde seve seve kabul ettik. Bizim merkezimiz dünyada herhangi bir merkezde görebilecekleri en üst donanıma sahip bir merkez. O anlamda düzenli bir eğitim programıyla onları desteklemiş olduk. Bir kısım eğitimi orada vermiştik. Pratik eğitimi burada tamamlamış olacağız. Onun yanı sıra araştırmalarda kullanabilecekleri ileri metotlarında birer örnekleri gösterdik. Burası Türkiye’nin ilk çok disiplinli çocuk ruh sağlığı hizmet birimi. O anlamda biz birlikte nasıl çalışıyoruz. Ekip çalışması nasıl oluyor, onun yönetmeliği nasıl oluşuyor hepsini görmüş oluyorlar. Bizde onunla ilgili program hazırladık” dedi. Moğolistan’dan gelen Tserendolgor Lkhagvasuren ise, Türkiye’de eğitim almaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirterek, “Burada eğitim alacak olmaktan dolayı çok mutluyum. Buradaki merkezlerde gördüğümüz uygulamalar ile bizim eksikliklerimizi fark ettik. Bu eksiklikleri gidermek için bunları Moğolistan’daki merkezlere uyarlamak istiyoruz. İki ülke arasında bu bağlılık, kardeşlik uzun zaman önce başlamış. Onur hocamız ilk önce gelip bize eğitimler vermişti. Eylül ayında davetimizi kırmayarak Moğolistan’a geldi. Bizim durumumuzu gözlemleri ve sonrasında bizi davet etti. İki ülke arasında bağlılığı güçlendirdiğimiz için çok mutluyum” şeklinde konuştu. Guljanat Yerlan da, “Otizm hakkında daha iyi bilgi almak daha iyi eğitilmek için Onur hocamızı Moğolistan’a davet ettik. Hocamız bize teorik bilgileri verdi. Uygulamalı bir ortamda görmek için bizde Trabzon’a geldik. Uluslararası anlamda otizm konusunda başka ülkeler nasıl çalışıyor diye bunu öğrenmek istedik. Burada tam olarak uygulamalı bir ortama girdiğimiz için hastaları nasıl karşıladığı, nasıl tedavi ettiği bu konular hakkında gözlemleme yapıyoruz. Bunun için çok mutluyuz. Tabi sadece otizm konusunda eğitimler almıyoruz” ifadelerini kullandı. (OK-ÖS-Y)