GÜNDEM - 08 Kasım 2025 Cumartesi 09:01

‘Yalı’ yazıyor, ‘Faroz’ yaşıyor

A
A
A
‘Yalı’ yazıyor, ‘Faroz’ yaşıyor

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde bulunan tarihi Yalı Mahallesi’nin isminin değiştirilmesi için 9 yıl aradan sonra yeniden girişimde bulunuldu. Mahalle sakinleri, Ortahisar Belediyesine sundukları dilekçede mahallenin adının bu kez "Faroz Yalı Mahallesi" olarak değiştirilmesini talep etti. Belediye Meclisi, bu talebin referandumla değerlendirilmesine karar verdi.


Trabzon’un Ortahisar ilçesinin en eski yerleşimlerinden biri olan ve halk arasında "Faroz" olarak bilinen Yalı Mahallesi’nde, resmi kayıtlarda yer almasa da mahalle sakinleri kendi tarihi adlarını yaşatmaya devam ediyor. Mahallede kahvehanelerden manavlara, mobilyacılardan büfelere kadar neredeyse tüm işletmelerin tabelalarında "Faroz" ismi yer alıyor. Resmiyette "Yalı Mahallesi" olarak geçen bölgede, mahalle kültürü ve günlük yaşam "Faroz" adı etrafında şekilleniyor. Trabzon’un kültürel kimliğinde özel bir yere sahip olan Faroz, özellikle kolbastı geleneğiyle tanınıyor. Balıkçılık geçmişiyle de öne çıkan mahalle, şehir hafızasında nostaljik bir değer olarak görülüyor. Mahalle sakinleri, yıllardır gündelik yaşamda kullandıkları ismin resmiyette de tanınması için harekete geçti. Vatandaşlar, Ortahisar Belediyesine verdikleri dilekçeyle mahallenin adının "Faroz Yalı Mahallesi" olarak değiştirilmesini talep etti. Belediye Meclisi, yapılan başvuruyu değerlendirerek konunun referanduma götürülmesine karar verdi. Mahallede "Faroz" adının yeniden resmiyet kazanması yönünde güçlü bir beklenti oluşurken, mahalle sakinleri bu adımın hem kültürel mirasın korunmasına hem de yerel kimliğin güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade ediyor.



Muhtar Hamdi Karaçomak: "Belediyede görüşüldü ve onay çıktı; kararın ardından referandum bekliyoruz"


Yalı Mahallesi Muhtarı Hamdi Karaçomak, 2016 yılında da mahalle ismi değişikliği için başvuru yaptıklarını belirterek, talebin bu yıl tekrar imza toplanarak yeniden gündeme getirildiğini söyledi. Karaçomak, "Yalı mahallesinden önce bizim mahallemizin kimlik kartlarında mahalle adı Faroz olarak geçiyordu. Belli bir dönemden sonra Yalı mahallesi olarak isim değişikliğine gidilmiş. Burada yetişen herkes kendini Farozlu olarak tanıtır. 7-8 sene önce halkımızın yüzde 100 talebiyle isim değişikliğine gidilmesi istendi. Belediye meclisinde görüşülmüştü. Oradan bir red kararı çıkmıştı. Bu vatandaşların talebi doğrultusunda bir red kararı değil zaten referandum olsa yüzde 100 geçecekti. Referandumu önümüze koymadan mecliste karar alınmıştı. Yoksa halkımız bunu istiyordu. Halkımızın tekrar isteğiyle bunu gündeme taşıdım. Geçen yıl bir imza kampanyası başlatıldı. Kahvede, okul önünde, camide, kooperatif gibi yerlerde imza kampanyası başlatıldı. Yaklaşık 900 imza ile müracaat yaptık. Bu 2 günde toplandı. Müracaatımızı yaptık. Belediyede görüşüldü ve onay çıktı. Kararın ardından referandum bekliyoruz" dedi.



"Bu isim benimsenmiş, dünyada da bir marka olmuş"


Mahallenin isminin Faroz Yalı Mahallesi olarak değiştirilmesi istediklerini belirten Karaçomak, "Bakkalı, tesbihçisi, manavı, kahvehanesi, futbol takımı gibi yerlerde hep Faroz ismi kullanılıyor. Sadece doğan çocuklara Faroz ismi konulmuyor. Her yerde Faroz ismi var. Bu isim benimsenmiş. Dünyada da bir marka olmuş. Faroz’un mahallemizin isminin önüne gelmesini istiyoruz. Herkes isminin Faroz olarak değiştirilmesini istedi ama ben Yalı mahallesini yıllardır taşıdığımız için Faroz Yalı Mahallesi olarak değiştirilmesi istedim. Buna ideolojik yaklaşanlar var. Bu işlere siyasi ideolojik yaklaşmasınlar. Faroz ismi milattan önce 300 yılında Mısır’da başlamış. Bir komutan adaya Faroz feneri ismi koymuş. Bunun anlamı deniz feneridir. Bunu bir Rum’a ve Yunan’a bağlamak doğru değil. Bu dil dünyada 8 ülkede kullanılıyor. 1845 yıllarından beri Faroz Osmanlı arşivlerinde geçiyor. Köklü bir yerin halkı buna yüzde 100 katılımla evet diyor başkaları siyasi ideolojik yaklaşımlarla bunu Rum ve Yunanca kökenli lanse ediyorlar. İnsanları kışkırtmanın anlamı yok. Buna karar verecek kişiler referandumda Faroz’un kendi halkıdır. Siyasi anlamda bunu deşmek Faroz’un halkına saygısızlıktır. Bu saygısızlığı kimse yapmasın. Kimseyi karşılarına almasınlar. Faroz isminin anlamı deniz feneri anlamına gelir. Yalı kelimesinin anlamı ise kıyı, sahildir. Yalı Rumcadan gelen bir kelimedir" şeklinde konuştu.



"Gönlümüz Faroz mahallesi olarak devam etmesidir"


Mahalle sakinlerinden Zekeriya Hardalıoğlu, Faroz’un kolbastısı ve balıkçılığı ile ünlü olduğunu kaydederek, "Dedelerimizden beri burada yaşıyoruz. Öncesinde Faroz ismi kullanılan mahalle daha sonra Yalı olarak anıldı. Muhtarımız sağ olsun imza kampanyası başlattı. Onay görüldüğü halde halen daha Faroz adını alamadık. Gönlümüz Faroz mahallesi olarak devam etmesidir. Faroz sadece bir mahalle olarak değil dünyada mal olmuş bir mahalledir. Kolbastısı, balıkçılığı ile ünlüdür. Trabzon’un önde gelen mahallelerinden bir tanesi. Buna neden karşı çıkılıyor bilemiyoruz" diye konuştu.



"Dünyanın dört bir köşesinde burası Faroz olarak bilinir"


Mahalle sakinlerinden Atilla Dervişoğlu ise, "Ömrüm burada geçti. Dünyanın dört bir köşesinde burası Faroz olarak bilinir. Burayı başka bir isim altında anlatmaya çalışsanız burayı bilmezler. Yalı dediğiniz zaman Türkiye sınırları içerisinde bir çok yerde kullanılmış. Onlardan farklı olmamız için Faroz olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.



‘Yalı’ yazıyor, ‘Faroz’ yaşıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş