EKONOMİ - 04 Kasım 2024 Pazartesi 13:43

Trabzon’un balığı Orta ve Batı Karadeniz’den

A
A
A
Trabzon’un balığı Orta ve Batı Karadeniz’den

Karadeniz açıklarında az şekilde avlanan hamsinin kilosu tezgahlarda 175-200 lira arasında satılıyor.


Trabzon’un Moloz mevkiindeki balık tezgahlarında geçtiğimiz günlerde 100 TL’ye satılan palamutun fiyatı artarak 150 TL’ye çıktı. Tezgahlarda Sinop ve Karadeniz Ereğli’de tutulan hamsi de 175-200 TL arasında satılırken, istavrit 125 TL, mezgit 150 TL, çinekop ise 300 TL’den satışa sunuldu.


Hamsinin az olduğunu belirten balıkçı esnafı Ahmet Çoğalmış, “Hamsi bu sıralar gelmekte nazlı, biraz kıt. Palamutun bolluğundan dolayı hamsinin kıtlığını hala yaşıyoruz. Doğru düzgün hamsi gelmiyor. İnşallah önümüzdeki zamanlarda bakarız ama pek umut da görünmüyor. Fiyatlarda ise hamside düşüş sürdüğü için kilosu 200 TL’den satılıyor, palamudun tanesi 125 TL, istavritin kilosu 125 TL, mezgit 150 TL, levrek ve çuprada bir değişiklik olmuyor, onların da fiyatı 250-300 TL arasında değişiyor" dedi.


Bu sezon palamut bolluğunun hamsi rekoltesini düşürdüğünü ifade eden Mehmet Örseloğlu da, “Hamsi gelir ama kıymetsiz, palamut bol olduğu için hamsi az çıkar. Şu an Sinop ve Karadeniz Ereğli bölgesinden hamsi geliyor. Henüz burada hamsi çıkmadı ama eli kulağındadır. Palamutun da fiyatları son bir kaç güne göre arttı. Normalde 3-4 gün öncesine kadar tanesini 100 TL’ye sattığımız palamutu şu an 150 TL’ye satıyoruz. Yanında da istavrit ve mezgitimiz var. Şu an bu balıklar revaçta" diye konuştu.


Palamutun bitmesiyle hamsinin bollaşacağını dile getiren Gökmen Aydın ise "Şu sıralar biraz çok az hamsi geliyor. Normalde fiyatının 150-125 TL arasında olmasını bekliyoruz ama umarım bol olur. Şu an az geliyor. Palamuun sezonu bitsin ki artık hamsinin sezonu başlasın. Palamut 125-150 TL arasında seyrediyor. İstavrit 125 TL, çinekop 300 TL, hamsi 175 TL" ifadelerini kullandı.



Trabzon’un balığı Orta ve Batı Karadeniz’den

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Not bırakıp evi ateşe verdi: 1’i çocuk 2 ölü Çorum’un Osmancık ilçesinde psikolojik sorunları bulunan kadın, gece yarısı evini ateşe verdi. Çıkan yangında ağır yaralanan kadın ve oğlu hayatını kaybetti. Olay, saat 03.30 sıralarında Çorum’un Osmancık ilçesi Şenyurt Mahallesi 9. Cadde’de meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, cadde üzerinde bulunan apartmanın 4’üncü katında yaşayan Fatma Makineci (36) ve oğlu Kaan Mert Kaya’nın (14) evinden patlama sesi geldiğini duyan komşuları durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Anne ve oğlunun evine giden ekipler, kapı ve pencereyi kırarak içeri girdi. Eve giren ekipler Fatma Makineci’nin cesedi ile karşılaştı. Mert Kaan Kaya ise farklı bir odada ağır yaralı olarak bulundu. Sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan çocuk hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan Kaan Mert Kaya kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ekipler tarafından evde yapılan incemelerde, Fatma Makineci’nin anne ve babasına ithafen bir intihar mektubu bıraktığı tespit edildi. Hayatını kaybeden Fatma Makineci’nin bir süre önce eşinden boşandığı ve psikolojik sorunlarının olduğu öğrenildi. Ekipler tarafından evde yapılan incelemelerde ise yangının her yere dökülen jel ve tiner ile çıkartıldığı tespit edildi. Cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması neticesinde Fatma Makineci’nin cenazesi de evden çıkartılarak morga kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.