SPOR - 16 Nisan 2025 Çarşamba 10:29

Trabzonspor, Fatih Tekke ile umut ışığı veriyor

A
A
A
Trabzonspor, Fatih Tekke ile umut ışığı veriyor

Trendyol Süper Lig’de istikrarsız bir sezon geçiren Trabzonspor, teknik direktör değişikliklerinin ardından Fatih Tekke yönetiminde çıkış arıyor. Tekke, bordo-mavili takımda geçirdiği 35 günde ligde çıktığı 4 maçta 7 puan topladı ve Abdullah Avcı ile Şenol Güneş’in ardından Karadeniz ekibine umut ışığı vermeye başladı.


Sezona Abdullah Avcı ile başlayan daha sonra Şenol Güneş’e emanet edilen Trabzonspor’da son olarak takımın başına Fatih Tekke getirildi. Karadeniz temsilcisi, bu süreçte hem ligde hem Avrupa’da beklentilerin uzağında kaldı.


Abdullah Avcı yönetiminde Avrupa kupalarına katılan Trabzonspor, UEFA Avrupa Ligi 2. eleme turunda Slovak ekibi Ruzomberok’u eledi ancak 3. eleme turunda Avusturya temsilcisi Rapid Wien’e karşı iki maçta da mağlup oldu. UEFA Avrupa Konferans Ligi play-off turunda da İsviçre’nin St. Gallen takımıyla 0-0 ve 1-1’lik skorlarla berabere kalan bordo-mavililer, penaltılar sonucunda Avrupa defterini kapattı. Avcı döneminde Avrupa’da 6 maçta sadece 2 galibiyet alınırken, Süper Lig’de oynadığı tek karşılaşma ise golsüz beraberlikle sonuçlandı.



Şenol Güneş ile kötü başlangıç


Abdullah Avcı’nın ayrılığı sonrası takımın başına geçen Şenol Güneş, Trabzonspor’daki 5. dönemine arzu ettiği gibi başlayamadı. Güneş, ligdeki ilk 4 maçında 1 galibiyet, 3 beraberlik aldı. Süper Lig’de 4 maçta 6 puan toplayan deneyimli teknik adamın performansı eleştiri konusu oldu. Şenol Güneş, Karadeniz ekibinde geçirdiği 188 günde Süper Lig’de çıktığı 23 maçta 8 galibiyet, 6 beraberlik ve 9 mağlubiyet aldı ve 1.30 puan ortalaması yakaladı. Güneş, söz konusu dönemde ise dış sahada maç kazanamadı.



Fatih Tekke ile umut ışığı


Şenol Güneş’in ardından takımın başına efsane golcüsü Fatih Tekke getirildi. Tekke, görevdeki ilk 35 gününde 4 maç oynadı. Bu maçlarda 2 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet alan bordo-mavililer, 7 puan toplayarak sezonun en başarılı dönemini yaşadı. Tekke, ilk maçında deplasmanda Başakşehir’i 3-0 mağlup ederken, evinde ise Göztepe ile 1-1 berabere kaldı. Fenerbahçe’ye İstanbul’da 4-1 yenilen Karadeniz ekibi sahasında Çaykur Rizespor’u 2-0 mağlup etti.


Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final maçında ise bordo-mavililer Bodrum FK’yı 3-2 ile geçerek yarı finale yükseldi. Tekke’nin gelişiyle birlikte sahadaki mücadele gücü, takımın temposu ve skora yansıyan oyun anlayışı dikkat çekerken, Fatih Tekke ile birlikte bordo-mavililer yeniden çıkışa geçmenin sinyallerini verdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Çeşmi cihan Amasra’nın ağlayan ağacı kesildi Türkiye’nin turizmde yükselen değeri Bartın’ın Amasra ilçesinin sembolleri arasında yer alan ağlayan ağaç kesildi. Bartın Belediyesi ve bölgede bulunan işletme yetkilileri, ağacın şikayet üzerine onucu güvenlik gerekçesiyle kesildiğini duyurdu. Fatih Sultan Mehmet Han’ın denizi ve muhteşem doğası nedeniyle "çeşmi cihan (dünyanın gözbebeği)" olarak nitilendirdiği Amasra’nın sembolleri arasında yer alan ağlayan ağaç kesildi. Yıllarca yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği ağlayan ağacın kesilmesi, ilçede ve sosyal medyada tepkilere neden oldu. Amasra Belediyesi tarafından Boztepe Mahallesi’ndeki bir çay bahçesinde 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde bulunan ağlayan ağaçla ilgili yapılan açıklamada, ağacın Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararı ile kesildiği ifade edildi. Açıklamada, "Şikayetler üzerine Valilik makamının 26.11.2021 tarihli ’olur’u ile teşkil edilen Anıt Ağaç Koruma ve Bakım Komisyonu, söz konusu ağaçla ilgili olarak 19.02.2025 tarihinde mahallinde bir inceleme gerçekleştirmiştir. Yapılan detaylı incelemeler neticesinde Komisyon, ağacın canlılığını tamamen yitirdiği, bulunduğu konum itibarıyla sert rüzgarlara açık olduğu ve özellikle turizm sezonunda yoğun insan hareketliliğinin yaşandığı bir bölgede bulunması sebebiyle ileride yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi amacıyla ağacın dipten kesilerek alandan uzaklaştırılmasının uygun olacağı kanaatine varmıştır. Ayrıca ağacın turistik değerinin korunması maksadıyla kesilen kuru gövdenin bir kısmının tanıtıcı bir tabela eşliğinde aynı bölgede sergilenmesi de uygun görülmüştür. Bu tespitler doğrultusunda Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 26.03.2025 tarih ve 9856 sayılı kararı ile de selvi ağacının tehlike arz etmesi nedeniyle kesilmesine karar verilmiştir. Alınan ilgili kurul kararları çerçevesinde söz konusu selvi ağacı Amasra Müze Müdürlüğü’nün denetimi altında belediyemiz ekipleri tarafından kesilmiştir. Amasra Belediye Başkanlığı olarak kesilen bu kıymetli ağacımızın yerine en kısa sürede yeni bir fidan dikilerek doğaya ve iklim değişikliğiyle olan mücadelemiz kararlılıkla sürdürülecektir" denildi. İşletmeden ağacın kurutulduğu iddiası Ağlayan ağacın adını taşıyan çay bahçesinin yetkilileri ise, yaptıkları açıklamada ağacın dışarıdan müdahale ile kurutulmuş olabileceğini iddia etti. Yetkililer, "İşletmemizin bahçesinde yıllardır sizlerle birlikte anı biriktiren, işletmemiz bünyesinde yıllardır varlığını sürdüren, ’ağlayan ağaç’ olarak bilinen kıymetli ağacımız, birçok misafirimize hem doğayla bağ kurma hem de huzur bulma imkânı sunmuştur. İlçemizin simgesi haline gelen ağlayan ağacımız, ne yazık ki gelen şikayetler ve artan baskılar sonucu bir aileye mensup birkaç kişinin şikayeti üzerine ’ağacın kuruması’ gerekçesiyle ağaç değerlendirme komisyon kararı doğrultusunda kesilmiştir. Üzülerek belirtmek isteriz ki, ağacımıza dışarıdan müdahale edilmiş olabileceği yönünde bizde ciddi bir şüphe uyandırmıştır. Ancak elimizde resmi bir analiz sonucu veya kesin bir kanıt bulunmadığından dolayı bu hususta kesin bir beyanda bulunamıyoruz. Her şeye rağmen doğaya ve sizlere olan sevgimizden vazgeçmiyoruz. Belediyemiz tarafından aynı türden yeni bir ağacın en kısa sürede yerine dikileceğini duymak bizleri sevindirdi. Yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz. İşletmemiz, tüm güzelliğiyle ve siz değerli misafirlerimizin desteğiyle hizmet vermeyi sürdürmektedir. Onu kaybetmek içimizi burksa da her son yeni bir başlangıçtır. Yerine dikeceğimiz yeni fidanlarla hayatı yeniden yeşerteceğiz" ifadelerini kullandı.
Bartın Çeşmi Cihan Amasra’nın ağlayan ağacı kesildi Türkiye’nin turizmde yükselen değeri Bartın’ın Amasra ilçesinin sembolleri arasında yer alan ağlayan ağaç kesildi. Bartın Belediyesi ve bölgede bulunan işletme yetkilileri, ağacın şikayet sonucu, güvenlik gerekçesiyle kesildiğini duyurdu. Fatih Sultan Mehmet Han’ın, denizi ve muhteşem doğası nedeniyle Çeşmi Cihan (dünyanın gözbebeği) olarak nitelendirdiği Amasra’da bulunan ilçenin sembolleri arasında yer alan Ağlayan Ağaç, kesildi. Yıllarca yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği ağlayan ağacın kesilmesi ilçede ve sosyal medyada tepkilere neden oldu. Amasra’nın Boztepe Mahallesi’ndeki bir çay bahçesinin içerisinde yer alan ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı içerisinde bulunan ağlayan ağaç ile ilgili Amasra Belediyesi tarafından yapılan açıklamada ağacın , Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararın ardından ağacın kesildiği ifade idildi. Açıklamada, "Şikayetler üzerine Valilik Makamının 26.11.2021 tarihli ’olur’ ile teşkil edilen ’Anıt Ağaç Koruma ve Bakım Komisyonu’, söz konusu ağaçla ilgili olarak 19.02.2025 tarihinde mahallinde bir inceleme gerçekleştirmiştir. Yapılan detaylı incelemeler neticesinde Komisyon; ağacın canlılığını tamamen yitirdiği, bulunduğu konum itibarıyla sert rüzgarlara açık olduğu ve özellikle turizm sezonunda yoğun insan hareketliliğinin yaşandığı bir bölgede bulunması sebebiyle, ileride yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi amacıyla ağacın dipten kesilerek alandan uzaklaştırılmasının uygun olacağı kanaatine varmıştır. Ayrıca, ağacın turistik değerinin korunması maksadıyla kesilen kuru gövdenin bir kısmının, tanıtıcı bir tabela eşliğinde aynı bölgede sergilenmesi de uygun görülmüştür. Bu tespitler doğrultusunda, Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 26.03.2025 tarih ve 9856 sayılı kararı ile de selvi ağacının tehlike arz etmesi nedeniyle kesilmesine karar verilmiştir. Alınan ilgili kurul kararları çerçevesinde, söz konusu selvi ağacı Amasra Müze Müdürlüğü’nün denetimi altında belediyemiz ekipleri tarafından kesilmiştir. Amasra Belediye Başkanlığı olarak, kesilen bu kıymetli ağacımızın yerine en kısa sürede yeni bir fidan dikilerek doğaya ve iklim değişikliğiyle olan mücadelemiz kararlılıkla sürdürülecektir" denildi. İşletmeden ağacın kurtulduğu iddiası Ağlayan Ağaç’ın adını taşıyan Çaybehçesinin yetkilileri ise yaptığı açıklamada, ağacın dışarıdan müdahale ile kurutulmuş olabileceği vurgulanarak, "İşletmemizin bahçesinde yıllardır sizlerle birlikte anı biriktiren, İşletmemiz bünyesinde yıllardır varlığını sürdüren, "ağlayan ağaç" olarak bilinen kıymetli ağacımız, birçok misafirimize hem doğayla bağ kurma hem de huzur bulma imkânı sunmuştur. ilçemizin simgesi haline gelen ağlayan ağacımız, Ne yazık ki, gelen şikayetler ve artan baskılar sonucu, bir aileye mensup bir kaç kişinin şikayeti üzerine ’ağacın kuruması’ gerekçesiyle, ağaç değerlendirme komisyon kararı doğrultusunda kesilmiştir. Üzülerek belirtmek isteriz ki, ağacımıza dışarıdan müdahale edilmiş olabileceği yönünde bizde ciddi bir şüphe uyandırmıştır. Ancak elimizde resmi bir analiz sonucu veya kesin bir kanıt bulunmadığından dolayı, bu hususta kesin bir beyanda bulunamıyoruz. Her şeye rağmen, doğaya ve sizlere olan sevgimizden vazgeçmiyoruz. Belediyemiz tarafından aynı türden yeni bir ağacı en kısa sürede yerine dikileceğini duymak bizleri sevindirdi. Yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz. İşletmemiz, tüm güzelliğiyle ve siz değerli misafirlerimizin desteğiyle hizmet vermeyi sürdürmektedir. Onu kaybetmek içimizi burksa da, her son yeni bir başlangıçtır. Yerine dikeceğimiz yeni fidanlarla, hayatı yeniden yeşerteceğiz" ifadeleri kullanıldı.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İstanbul, sizin siyasi ikbal heveslerinize kurban edilecek bir şehir değildir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dar gelirli vatandaşlarımızın konut hayalini karartmak için çabalayanlara da buradan sesleniyorum: Hiç kusura bakmayın, İstanbul, sizin siyasi ikbal heveslerinize kurban edilecek bir şehir değildir. İstanbul’un; ihmali, gevşekliği, umursamazlığı, bilhassa kentsel dönüşüm projelerinde marjinal çevrelerin kaprislerini kaldıracak lüksü yoktur. Artık bahane değil, çözüm üretme vaktidir. " dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı Sonrası Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında fedakârca görev yapan Peygamber Ocağımızın her bir mensubuna bugün bir kez daha teşekkür ediyor; Mehmetçiklerimizin tek tek gözlerinden öpüyorum.18 Nisan Cuma günü İstanbul’da Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu’yla bir araya geldik.Türkiye’nin Filistin davasına verdiği destek tüm dünyanın malumudur.Bunu da en iyi ve en yakından Filistinli kardeşlerimiz bilir.Daha düne kadar Filistin direnişine "terörizm" diyenlerin, hükümetimizin Filistin politikasına yönelttikleri eleştirilerin hiçbir kıymeti olamaz.Onların ne müktesebatı, ne de siyasi tarihleri bizim duruşumuzu anlamaya yetmez.Filistinlilerin, özellikle de Gazzeli mazlumların şanlı mücadelesi, yolsuzluk iddialarına alet edilemeyecek kadar temiz bir mücadeledir" dedi. Doğu Kudüs ve Batı Şeria gibi Gazze’nin de Filistin halkının olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazzeli kardeşlerimiz, doğdukları topraklarda ilelebet yaşamaya inşallah devam edecektir.Filistin halkı; teslim olmayacağını, vatanlarını terk etmeyeceğini, zalime hiçbir şekilde boyun eğmeyeceğini, tüm imkansızlıklara, tüm barbarlıklara rağmen defalarca göstermiştir. 18 aydır Gazze, son yüzyılın en acımasız katliamlarının yanı sıra, tüm insanlığın yüz akı olacak destansı bir direnişe de sahne olmaktadır. Daha fazla kan dökerek, daha fazla çocuk öldürerek, insanları aç, susuz, ilaçsız bırakarak varılabilecek hiçbir yer olmadığı artık görülmelidir. Herkes aklını başına toplamalı ve bölgemizin istikrarı için açılan fırsat pencerelerini hoyratça heba etmemelidir. Biz bunu istiyoruz, bunun için mücadele ediyoruz. Ne söylüyorsak da bölgemizdeki tüm halkların huzuru, güvenliği ve barış içinde bir arada yaşaması için söylüyoruz. İnşallah bundan sonra da barış ve istikrar için çalışmayı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. 3. Uluslararası Yeditepe Bienali’nin açılışını da gerçekleştirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kadın ve Demokrasi Derneğimiz KADEM’in 5’inci Olağan Genel Kurulu, kadın hakları ve aile kurumuna verdiğimiz önemin altının çizilmesine vesile oldu. Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin açılış töreninde de Bağcılarlı kardeşlerimizle kucaklaştık. Hastanemizin ilçemize ve İstanbul’umuza tekrar hayırlı olmasını temenni ediyorum. 400 yataklı bu yeni hastanemizin hizmete girmesiyle Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanemizin yatak kapasitesini 900’e yükseltmiş olduk" şeklinde konuştu. 2025 yılı sonunda kamuya ait 10 bin 582 yatağı daha İstanbulluların istifadesine sunacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Planlama aşamasında olan 16 bin yatak kapasiteli 23 sağlık tesisini de yakın zamanda İstanbul’umuza kazandırmayı hedefliyoruz. İstanbul’a bunları yaparken, diğer illerimizi elbette ihmal etmiyoruz" dedi. Ülke genelinde 37 bin 417 yataklı 25 şehir hastanesini tamamlayarak hizmete açtıklarını, 11 şehir hastanesinin inşasının halen sürdüğünü bildiren Erdoğan, "İhale, proje ve arsa sürecindekiler de bittiğinde yaklaşık 60 bin yatak kapasiteli 45 şehir hastanemizi milletimizin hizmetine vermiş olacağız. İstanbul halkına hizmet edecek sağlık tesislerinin yollarını dahi açmaktan aciz zihniyete rağmen sağlıkta hizmet çıtamızı sürekli yukarı taşıyoruz. Bu süreçte aynı zamanda geçmişin hatalarını da telafi ediyoruz" açıklamasını yaptı. Türkiye’nin nüfus artış hızı bakımından kritik bir kavşağa geldiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefet, buna önem vermiyor olabilir. Muhalefet, absürt argümanlarla bunu sulandırmak istiyor da olabilir. Ancak nüfus meselesi, milletimiz açısından giderek bir beka sorununa dönüşmektedir. 1,51’e gerileyen doğurganlık hızımız, burun buruna olduğumuz tehdit ve tehlikeyi açıkça otaya koymaktadır. Hiçbir hükümet buna kayıtsız kalamaz, bu tehlikeye gözlerini kapatamaz. Şimdiden tedbir almaz, hatalı uygulamaların üzerine gitmezsek, yarın çok daha büyük sıkıntılarla karşılaşmamız mukadderdir" dedi. Türkiye’yi parmakla gösterilen konuma taşıdıkları alanlardan birinin de, uydu teknolojileri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramız, TÜRKSAT 6A ile çok farklı bir seviyeye çıktı. Geçen sene 9 Temmuz’da uzaya fırlattığımız, ilk test yayınını 17 Şubat’ta yaptığımız TÜRKSAT 6A’yı 21 Nisan’da hizmete aldık. İnşallah en az 15 yıl hizmet verecek 6A’yla birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısı 6’ya, uzaydaki uydularımızın mevcudu ise 10’a ulaştı. Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A sayesinde Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülke arasına girdi. TÜRKSAT 6A’nın ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçen tüm kurumlarımızı, mühendislerimizi tebrik ediyorum" dedi. 22 Nisan günü dış kabuller bağlamında oldukça yoğun bir gün olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale Kara Muharebeleri’nin 110’uncu yıldönümü vesilesiyle ülkemizi ziyaret eden Avustralya Genel Valisi Sam Mostyn ile verimli bir görüşme gerçekleştirdik.Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset’yi kabulümüzde, kurucu üyesi olduğumuz Konseyle ilişkilerimizi değerlendirdik. Pakistan Başbakanı, aziz kardeşim Şahbaz Şerif’in ülkemizi ziyareti ise bölgesel gelişmeler bağlamında hassas bir zamana tekabül etti. Görüşmemizde ticaret ve savunma sanayii başta olmak üzere Pakistan’la çok boyutlu işbirliğimizi ele aldık. Kardeş Pakistan halkına olan güçlü desteğimizi tekrar teyit ettik. Türkiye olarak bölgemizde ve ötesinde yeni çatışmalar istemediğimizi her fırsatta vurguluyoruz" açıklamasını yaptı. Pakistan ile Hindistan arasında tırmanan gerilimin daha vahim boyutlara evirilmeden bir an önce düşürülmesini arzu ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Dışişleri Bakanlığımız ve diğer birimlerimizle süreci yakından izliyoruz. 23 Nisan’da "çevrim içi" olarak gerçekleştirilen İklim ve Adil Geçiş Üzerine Liderler Toplantısına iştirak ettik. Aynı gün dünyanın ve ülkemizin farklı yerlerinden gelen yüzlerce çocuğu TRT 47’nci Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği vesilesiyle Külliyemizde misafir etmenin bahtiyarlığını yaşadık. 24 Nisan’da UEFA’nın İstanbul Temsilciliği’nin açılışındaydık.UEFA, Londra ve Brüksel’den sonra ilk kez Türkiye’de temsilcilik açmış oldu. Temsilciğin de açılmasıyla birlikte 2026 UEFA Avrupa Ligi ve 2027 UEFA Avrupa Konferans Ligi Finalleri ile 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’na hazırlık süreçlerimizin çok daha kolay yürütüleceğine inanıyorum. Bu vesileyle, UEFA Gençlik Ligi’nde finale yükselen Trabzonspor U19 takımımıza, bu akşam Barselona U19 ekibiyle oynayacakları final karşılaşmasında başarılar diliyorum" dedi. 25 Nisan Cuma günü 63’üncü kuruluş yıldönümünü kutlayan Anayasa Mahkemesi’nin programına katıldığını hatırlatan Erdoğan, "Bir kez daha mahkememizin değerli başkanını, üyelerini ve mensuplarını tebrik ediyorum.Aynı gün İstanbul’da kabul ettiğimiz Christopher Luxon’u ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Yine bu vesileyle İran’ın Bender Abbas şehrindeki bir limanda cumartesi günü meydana gelen patlamada hayatını kaybeden İranlı kardeşlerimiz için ülkem ve milletim adına taziyelerimi sunuyorum. Çok sayıda vefat ve yaralının olduğu patlamayla ilgili İran halkının acısını yürekten paylaşıyor, kendilerine geçmiş olsun diyorum" ifadelerini kullandı. Dış politikadaki yoğun gündemlerine aynı tempoda devam ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-İtalya 4’üncü Hükümetlerarası Zirve Toplantısı için İtalya’ya gideceklerini kaydetti. Erdoğan, "Hafta sonu da gerek yapımı tamamlanan eserlerin açılışını yapmak, gerekse TEKNOFEST’te gençlerimizin heyecanını paylaşmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olacağız. Ziyaretimizde ayrıca Kıbrıs Türkü kardeşlerimize yeni yatırımların, yeni projelerin müjdelerini vereceğiz" şeklinde konuştu. 23 Nisan’da İstanbul’da yaşanan ve çevre illerde de hissedilen 6,2 büyüklüğündeki depremin herkesi derinden etkileyip endişelendirdiğini dile getiren Erdoğan, "İstanbullu kardeşlerimiz başta olmak üzere depremin sarstığı tüm vatandaşlarıma bir kere daha geçmiş olsun diyorum. Hamdolsun herhangi bir can kaybımız veya deprem kaynaklı yaralanan hiçbir vatandaşımız olmadı.Sadece deprem sonrası panik, düşme veya yüksekten atlama sebebiyle 173’ü İstanbul’da olmak üzere, toplam 236 kardeşimiz hafifçe yaralandı. Bu kardeşlerimizin de çoğunun tedavisi ayakta yapıldı. 20 vatandaşımızın tedavisi ise halen sürüyor.Yerin yaklaşık 7 kilometre altında meydana gelen deprem, 13 saniye sürmüştür. Ardından en büyüğü 5,9 şiddetinde toplam 487 artçı sarsıntı yaşanmıştır" dedi. Dün de Elâzığ’da 4,9 büyüklüğünde bir deprem olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elazığlı kardeşlerimize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yine buradan Samsun’un Canik ilçesinde meydana gelen heyelanda vefat eden iki evladımıza ve babalarına Allah’tan rahmet niyaz ediyorum" açıklamasını yaptı. Deprem haberini alır almaz ilgili bakanları İstanbul’a gönderdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hızla, Türkiye Afet Müdahale Planını devreye aldık. AFAD’ın 148 araç ve 650 personelinin yanı sıra, diğer birimlerimizden 373 araç, 3 bin 138 arama-kurtarma personeli seferber edildi. Toplamda 11 bin 481 arama-kurtarma personeli ve 903 araç hazır duruma getirildi.Ülkemiz genelindeki 27 bölge deposu ile 54 cep depomuzu, ihtiyaçlar için hazır tuttuk.Kızılay’ımız 319 araç, bin 568 personel ile 2 bin 925 gönüllü görevlendirdi. Ayrıca 350 noktada vatandaşlarımıza sıcak çorba ve kumanya dağıtımı yaptı. 3’ü BAYKAR, 1’i Jandarma ve 2’si Emniyetimize ait toplam 6 hava aracı gözlem yapmak üzere havalanmıştır. Operatörlerimiz tarafından 136 ilave baz istasyonu devreye alınmıştır.İlk saatlerde oluşan aşırı yoğunluk dışında, iletişimde herhangi bir aksaklık tespit edilmemiştir. Çevre illerdeki belediyelerimiz depremden etkilenen kardeşlerimize destek olmak ve ihtiyaçlarını gidermek için hemen İstanbul’a koşmuştur. 13 ilçe belediyemizin yanı sıra Sakarya, Konya ve Kocaeli Büyükşehir Belediyelerimizle İstanbul halkının yanında olduk. Her türlü engelleme girişimine rağmen 1,2 milyon insanımıza bu süreçte temas ettik, yalnız olmadıklarını onlara hissettirdik. Millet Bahçelerimiz de deprem akşamı yaşadıkları şok sebebiyle evlerine girmekten çekinen vatandaşlarımıza hizmet vermiştir" dedi. Okul, cami, spor tesisi, yurt ve misafirhane gibi alanlarda 200 binin üzerinde vatandaşın barınmasını sağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çevre Bakanlığımız, vatandaşlarımızdan gelen ihbarlara göre hasar tespit çalışmalarına süratle başladı. 22 bin 126 bina ve 243 bin 301 bağımsız bölümün hasar tespit çalışması gerçekleştirildi. Buna göre bin 903 bina ve 28 bin 254 bağımsız bölümün az hasarlı olduğu tespit edildi. Elhamdülillah incelemesi yapılan diğer binalarda bir sıkıntıya rastlanmadı. Aile Bakanlığımız ise toplamda 629 personeliyle 122 bin vatandaşımıza psikososyal destek hizmeti sunmuştur. Diğer bakanlıklarımız da aynı şekilde kendi görev alanlarında seferberlik ruhuyla İstanbullu vatandaşlarımıza destek olmuşlardır" dedi. "Muhalefetin yıllardır ciddi paralar harcayarak reklamını yaptığı projelerin ise vatandaşın en çok ihtiyaç duyduğu gün, nasıl sınıfta kaldığını hepimiz gördük" diyen Erdoğan, "Aslında bu konulara hiç girmek istemezdim. Nitekim bugüne kadar hep sabırla ve vakarla hareket ettik. Hiç kimseyle polemiğe girmemeye özen gösterdik. Fakat çarşambadan beri öyle iftiralara maruz kaldık ki inanın bunlara sessiz kalmak mümkün olmuyor. Biz, millete saygımızın bir gereği olarak sukut ettikçe, muhataplarımız çok daha pervasız, daha sorumsuz bir dil kullanıyor.Bunu geçmişte tabii afetlerde defalarca yaşadık, maalesef yine yaşıyoruz. Deprem çalışmalarımızı diline dolayan ana muhalefet partisinin genel başkanı, İstanbul’un yolunu ancak 5 gün sonra hatırlayabilmiştir. İstanbullular depremin şokunu atlatmaya çalışken sayın genel başkan miting yaptı, daha önce açılan eserleri bir kez daha açtı, ama İstanbul’un derdiyle dertlendiğini gösterecek hiçbir adım atmadı. İstanbul’a da "dayanışma" için değil, yolsuzluk soruşturmasında ortaya saçılan yeni skandalların üzerine "bant çekmek" için geldi. Bakın bu trajik bir durumdur. Bu, milletin gündeminden tamamen kopmak demektir. Görüyoruz ki tüm dostane uyarılarımıza rağmen 6 Şubat depremlerinde milletimizi rencide eden hatalardan ders alınmıyor. Bundan ülkemiz adına üzüntü duyduğumuzu söylemek isterim. Bütün bunları milletimizin de gördüğüne ve not ettiğine inanıyorum. Biz de bu süreçte, yürütülen çalışmaları önce Ankara’dan takip ettik.Ardından akşam üstü İstanbul’a geçerek, AFAD’da ilgili arkadaşlarımızdan en güncel bilgileri aldık, talimatlarımızı verdik. AFAD’dan sonra Kağıthane’deki Hasbahçe Sosyal Tesisleri’nde kalan vatandaşlarımızla bir araya geldik, geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Şehirlerimizi depreme hazırlama noktasında son 23 yılda gerçekten büyük bir mücadele içinde olduk. Bu konuda büyükşehir belediye başkanlığımızdan beri neler yaptığımızın en yakın şahidi öncelikle İstanbullu kardeşlerimizdir. Keza ilçe belediyelerimizin ve TOKİ’mizin nasıl bir çaba içinde olduğu herkesin malumudur" ifadelerini kullandı. Kentsel dönüşümle ilgili çalışmaları çarşamba günü partilerinin grup toplantısında detaylarıyla paylaşacaklarını bildiren Erdoğan, "Dolayısıyla bugün bu konuya girmeyeceğim. Sadece şunun altını çizmek durumundayım: Şayet bu konuda muhalefetin ve marjinal çevrelerin baskılarına teslim olsaydık, çok daha acı verici hadiselerle karşılaşırdık. Ama biz milletimizin güvenliği ve huzuru için ne yapmamız gerekiyorsa, onu hayata geçirmekte kararlı davrandık. İnşallah bundan sonra da aynı sorumluluk bilinciyle hareket edeceğiz" dedi. Muhalefete tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dar gelirli vatandaşlarımızın konut hayalini karartmak için çabalayanlara da buradan sesleniyorum: Hiç kusura bakmayın İstanbul sizin siyasi ikbal heveslerinize kurban edilecek bir şehir değildir. İstanbul’un ihmali, gevşekliği, umursamazlığı, bilhassa kentsel dönüşüm projelerinde marjinal çevrelerin kaprislerini kaldıracak lüksü yoktur. Artık bahane değil çözüm üretme vaktidir" açıklamasını yaptı. Deprem hazırlığı için çağdıra bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hangi konumda olursak olalım, bizim vazifemiz afet kapımızı çalmadan, şehrimizi bir an önce depreme hazır hale getirmektir. Bunun için el ele vermek, birlikte hareket etmek zorundayız. Enerjimizi birbirimizi yıpratmak için değil, eksiklerimizi süratle gidermek için kullanmalıyız. Dolayısıyla bugün bir kez daha herkese elimizi uzatıyoruz. Gelin hep beraber omuz omuza verelim, yapı stokumuzu yenilemek için kentlerimizi depreme dirençli hale getirmek için beraberce çalışalım. Deprem başta olmak üzere doğal afetlere hazırlıkla ilgili konuları gündelik siyasetin geçici tartışmalarının dışında tutalım.Muhalefetten de aklıselimle, basiretle, ülkenin, milletin ve İstanbulluların çıkarlarını önceleyen bir anlayışla davranmasını bekliyoruz. Bu düşüncelerle sözlerime son vermeden önce inşallah çarşamba günü bin 381 engelli öğretmenimizin atamasını gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı.