EKONOMİ - 25 Kasım 2025 Salı 09:23

Trabzon’dan dünyaya can salı ihracatı

A
A
A
Trabzon’dan dünyaya can salı ihracatı

Denizcilik sektöründe gemi kazalarında can kurtaran ve gemi filikalarının yetersiz kaldığı durumlarda ikinci kurtarma aracı olarak kullanılan can salı, Trabzon’da tamamen yerli imkânlarla üretilerek, çok sayıda ülkeye ihraç ediliyor.


Beşikdüzü ilçesindeki Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Akana Deniz Teknolojileri, Türkiye’nin ilk yerli can salı tesisi olmasının yanı sıra can salı ile birlikte acil durum gıdası ve acil durum suyunu aynı çatı altında üreten dünyadaki tek firma konumunda bulunuyor. Şirket sahibi Uğur Şahintürk, 1988 yılında başladığı denizcilik sektöründeki birikimini 2015’te üretim sürecine taşıyarak bugün alanında önemli işlere imza atan önemli bir firma halinde geldiklerini söyledi. Şahintürk, özellikle ani gemi batma durumlarında kendiliğinden açılarak denizde şişen can salının gemilerde hayati önemi olduğunu vurguladı. Uğur Şahintürk, "Bir can salının üretimi yaklaşık 2 gün sürüyor. En önemli özelliklerinden biri de gemi filikaları yetersiz kaldığında ikinci bir kurtarma aracı olarak devreye girmesi. Batmakta olan bir gemide mürettebat düşünmeye vakit bulamadan can salı kendiliğinden açılıyor ve personel ile birlikte diğer yolcular kurtuluyor" dedi.



"Acil durum gıdası, acil durum suyu ve can salını tek çatı altında üreten dünyada tek firmayız"


Fabrikanın yüzde 75’inin kadın çalışanlardan oluştuğunu belirten Şahintürk, can salının içinde bulunan ilk yardım seti, acil durum gıdası ve suyun da tamamen Trabzon’da üretildiğini ifade ederek, "Şu anda 7-8 ülkeye ihracat yapıyoruz. Aynı zamanda acil durum gıdası ve acil durum suyu da ihraç ediyoruz. Üretim yapmak ülkemizde zor, fakat spesifik işler yapmak gerçekten çok zor. Bizim için en önemlisi de bunu Türkiye Cumhuriyeti’nde sadece bizim yapmış olmamız. Aynı zamanda acil durum gıdası, acil durum suyu ve can salını tek çatı altında üreten dünyada tek firmayız" diye konuştu.


Şahintürk, "Biz burada üretim yapıyoruz ve önemli bir şey yapıyoruz. Devletin üst kademe yetkililerinin burayı gelip görmelerini, bize destek olmalarını istiyoruz. Devlet büyüklerimizin bu tür spesifik işlere çok büyük önem göstermesi gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.



Trabzon’dan dünyaya can salı ihracatı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın BARÜ ile Yozgat Bozok Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı Bartın Üniversitesi (BARÜ) ile Yozgat Bozok Üniversitesi (YOBÜ) arasında akademik ve bilimsel çalışmaları güçlendirmek amacıyla iş birliği protokolü imzalandı. Yozgat Bozok Üniversitesi (YOBÜ) Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya’yı ziyaret etti. Rektörlük makamında gerçekleştirilen görüşmede iki kurum arasında yapılabilecek ortak çalışmalar ve akademik deneyim paylaşımı üzerine istişarelerde bulunuldu. Ziyarette YOBÜ’den Genel Sekreter Doç. Dr. Mustafa Kocakaya, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Fuat Köksal, BARÜ’den Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yafes Yıldız, Genel Sekreter Mesut Kasap ile Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Gençel de yer aldı. Rektörlük Senato Salonu’nda BARÜ’de yürütülen akademik, bilimsel ve toplumsal çalışmaların anlatıldığı sunumun ardından iki üniversite arasında iş birliği protokolü yapıldı. İki üniversitenin ortak proje, araştırma ve bilimsel yayın yapmasını, kongre, sempozyum, konferans gibi ortak akademik ve bilimsel faaliyetler gerçekleştirmesini hedefleyen protokol BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya ile YOBÜ Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar tarafından imzalandı. Rektör Akkaya ve Rektör Yaşar daha sonra Spor Bilimleri Fakültesi bünyesinde düzenlenen ParaFest’25 etkinliğini, kampüste yer alan camiyi, BARÜ Engelsiz Yaşam Alanı’nı ziyaret etti. Rektör Yaşar, misafirperverlikleri dolayısıyla Rektör Akkaya’ya teşekkür etti. Rektör Akkaya ise nazik ziyaretlerinden dolayı Rektör Yaşar’a teşekkürlerini ifade ederek imzalanan iş birliği protokolünün hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Samsun Öğretmen kızını boğarak öldürüp intihar süsü veren annenin ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi Samsun’da rehber öğretmeni kızın ıboğarak öldürüp bileklerini keserek intihar süsü veren annen yargılandığı davada, savcı tarafından verilen mütalaada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi. Olay, 8 Nisan 2025’te Atakum ilçesi Esenevler Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, ağabeyi 2021 yılında Hakkari’de şehit olan rehber öğretmen Tuba Günaydın (34), yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle 2022’de eşinden boşandı. Şehit yakını kontenjanından Samsun İlkadım Sakarya İlkokulu’na atanan Tuba Günaydın, görme ve kısmi felç rahatsızlığı geçirdikten sonra, annesi Sultan Günaydın (61) ile birlikte yaşamaya başladı. Olay gecesi Sultan Günaydın komşularına feryat ederek kızının banyoda bilekleri kesilmiş halde hareketsiz yattığını bildirdi. İlk incelemede intihar şüphesi üzerine durulan olayda, otopsi raporunda boğulmaya bağlı boyun kırıkları tespit edilince cinayet ortaya çıktı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilen anne Sultan Günaydın hakkında Samsun 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Yaşlı kadın görülen davanın ikinci duruşmasına tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Sultan Günaydın davanın ilk duruşmasında suçunu itiraf ederek , "Kızım banyoda bana saldırdı, ben de ittim, düştü. Yine saldırmaya devam etti. Ellerim boynundayken kendimi kaybetmişim. Kızım daha önce intihar edeceğini söylemişti. Ben de ölünce ’intihar süsü’ vermek için bileklerini kestim. Banyoda bana vurunca kafamın yanını ve omzumu duvara çarptım. Kendimi korumak için ittim, ondan sonrasını hatırlamıyorum" diye kendini savunmuştu. Tanıkların dinlendiği durumla da dosyanın tamamlanmış ve başkada araştırılacak husus kalmadığından duruşma savcısı mütalaasını açıklayarak Sultan Günaydın‘ı öz kızını öldürmek suçundan TCK’nın 82/1-d-e-f,53 maddeleri gereği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Duruşma sanık avukatının mütalaaya karşı savunma yapmak üzerine süre verilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. (MAY-
Çanakkale Cezayirli Hasan Paşa Köşkü’nü gün yüzüne çıkarmak için çalışmalar devam ediyor Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Cezayirli Hasan Paşa Köşkü’nün 2025 yılı kazı ve temizlik çalışmaları hakkında yaptığı açıklamada, "Bu sene zor şartlarda da olsa yoğun bir çalışma yaptılar ve çiftliğin avlusunu ve müştemilatlarını açığa çıkardılar. Daha kazılacak alanlar, yerler var. İnşallah önümüzdeki yılda bunu devam ettirmek niyetindeyiz" dedi. Bilimsel sorumluluğunu Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Uysal’ın yürüttüğü ve Troya Müzesi uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından kazı çalışmaları sürdürülen çalışmalarda Osmanlı donanmasının önemli isimlerinden Cezayirli Gazi Hasan Paşa’ya ait olduğu belirlenen köşk ve çiftlik kalıntıları gün yüzüne çıkarılıyor. Ezine ilçesinde Mahmudiye köyü Kule mevki Troya Tarihi Milli Park alanı sınırları içerisinde kalan Cezayirli Hasan Paşa Köşkü, mülkiyeti hazineye ait olan bin 106 metrekare, yüzölçümlü 2016 parselde yer alıyor. Köşkten kalan en belirgin buluntu Hasan Paşa kulesi, yaklaşık 12 metre yüksekliğinde ve kare planlıdır. Duvarları taştan yapılan ve alçıyla sıvanan kulenin dört köşesinde de sekizgen biçimli gözetleme mevziileri yer alıyor. Köşk binasına yönelik olarak hazırlanan rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri ve kazı çalışması projeleri Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 1 Aralık 2022 tarih ve 8505 sayılı kararla onaylanmıştı. Çanakkale Valiliğinin destekleriyle 2025 yılı Kasım ayı başında başlatılan restorasyona yönelik kazı ve temizlik çalışmalarında; Cezayirli Hasan Paşa Köşkü’nün hali hazırda korunmuş olan gözetleme kulesinin güneyinde yer alan plankarelerde kazı çalışmaları sürdürülerek yapı kompleksine ait duvarlar, doğuda yer alan çevre duvarının tamamı, kule önünde yer alan tonozlu yapı açığa çıkartıldı. Kazı çalışmalarında; mekânlara, taş döşeli yürüme yollarına, Osmanlı Dönemi seramik parçaları, demir aksamlar, ithal seramikler, girişi sağlamak için kullanılan tonozlu bir yapının kalıntıları açığa çıkartılırken Osmanlı Dönemi’ne ait sikkeler seramik parçaları, demir aksamlar, Maydos tuğlaları ve devşirme mimari parçalar bulundu. Cezayirli Hasan Paşa Köşkü ile 2025 yılı kazı ve temizlik çalışmalarını, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Prof. Dr. Ali Osman Uysal ve beraberindekiler bölgede incelemelerde bulundu. Çanakkale Türk denizcilik tarihi açısından çok önemli bir yer Çanakkale’nin denizcilik tarihi için önemli bir yer olduğun belirten Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, "Biliyorsunuz Çanakkale Türk denizcilik tarihi açısından çok önemli bir yer. Özellikle Osmanlı donanmasının teşkilatında çok kritik fonksiyonlar görmüş. Osmanlılara ait ilk tersane bu topraklarda kurulmuş ve ilk Kaptan-ı Derya Karargahı yine Gelibolu’da bu topraklarda konuşlanmış. İstanbul’un fethine kadar da burası Çanakkale, Gelibolu Osmanlı Donanmasının ana merkezi hüviyetinde olmuş. Öte yandan Çanakkale Deniz Harp tarihi açısından da çok önemli. En son 1. Dünya Savaşı’nda tarihin gördüğü en büyük deniz harplerinden bir tanesine sahne olmuş ve Çanakkale geçilmez sözünün tarihe geçtiği yer olarak da kayıtlara girmiş. Osmanlı’nın son dönem büyük kaptanı deryalarından Cezayirli Hasan Paşa bu bölgeyle de yakından ilgilenmiş ve bu bölgede şahsi bir çiftlik kurarak da bu bölgedeki varlığını hissettirmiş" dedi. Bu eserleri korumak, ihya etmek ve gelecek nesilleri aktarmak için kendimizi mesul hissediyoruz Tarihi değerde olan eserleri korumakla mesul olduklarını vurgulayan Çanakkale Valisi Toraman, "Zamanın yıpratıcı etkisi bir taraftan, insanların ilgisizliği diğer taraftan, onun bir kompleks olarak oluşturduğu çiftliğin zaman içerisinde tahribine sebep olmuş. Elimizde şu anda en önemli parçası arkamızda gördüğünüz kule, köşk tabir edilebilecek yapı. Bu yapı da tabii çok tahrip olmuş bir durumda. Bununla ilgili bu eserleri korumak, ihya etmek ve gelecek nesilleri aktarmak için kendimizi mesul hissediyoruz. Bu çerçevede hem kulenin korunması ama bu yapı külliyenin yalnızca kuleyle sınırlı olmadığını etrafında da başka yapılar olduğu bilgisinden de hareketle Prof. Dr. Ali Osman Uysal hocamızın öncülüğünde bir kazı çalışması kararı aldık. Troya Müze Müdürlüğümüzün nezaretinde bir müze kazısı olarak bu sene köşkün etrafını hocamız kazmaya başladı" diye konuştu. İnşallah önümüzdeki yılda bunu devam ettirmek niyetindeyiz Gelecek sene de kazıların devam edeceğini söyleyen Vali Ömer Toraman, şu ifadeleri kullandı; "Kazı çalışmalarına biz İl Özel İdaresi olarak da destek sağladık. Amacımız bu külliyenin ortaya çıkarılması, en azından temel seviyesine de olsa çıkarılması ve resmin bütününü görebilmek ve ortaya çıkardıktan sonra da bunları koruma altına alabilmek. İleriki zamanlarda ihyası içinde geliştirecek projelere altlık oluştursun diye bu çalışmayı yürüttük. Ben kıymetli hocama ve kaza ekibine teşekkür ediyorum. Bu sene zor şartlarda da olsa yoğun bir çalışma yaptılar ve çiftliğin avlusunu ve müştemilatlarını açığa çıkardılar. Daha kazılacak alanlar, yerler var. İnşallah önümüzdeki yılda bunu devam ettirmek niyetindeyiz. Çanakkale’nin Türk denizcilik tarihine geçmişte sağlamış olduğu katkının bir nişanesi olarak bu eseri korumak ihya etmek ve gelecek nesile aktırmak vazifemiz diye düşünüyoruz." (MS
Kocaeli İHA’yı bomba sandı, 3 günlük korku ihbarla son buldu Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kırsal alana düşen insansız hava aracı (İHA), jandarma ekiplerince incelemeye alındı. İHA’nın düştüğünü gören vatandaş, "3 gün oldu, çarşamba günü gördüm. Ben tarladan inerken ses duydum. Düşeceğini anladım, ardından çarptı ve düştü. Korktuğum için yanına yaklaşamadım. Belki gelir alırlar diye kimseye söylemedim. Kötü bir şey olur, bomba olur diye korkudan yanaşamadım zaten" dedi. Edinilen bilgiye göre, ilçeye bağlı kırsal Çubuklubala Mahallesindeki araziye düşen insansız hava aracı (İHA) ihbarı üzerine olay yerine jandarma ve olay yeri inceleme ekibi sevk edildi. Güvenlik şeridi çekerek alanı korumaya alan ekipler, hava aracının düştüğü noktada ve çevresinde detaylı teknik inceleme başlattı. "Hava aracı çarşamba günü düştü" İHA’yı bulan İsmail Bayhan, hava aracının çarşamba günü düştüğünü söyleyerek, "3 gün oldu, çarşamba günü gördüm. Ben tarladan inerken ses duydum. Düşeceğini anladım. Tam şuraya çarptı ve düştü. Korktuğum için yanına yaklaşamadım. Vız vız ses geliyordu. Belki gelir alırlar diye kimseye söylemedim. Kötü bir şey olur, bomba olur diye korkudan yanaşamadım zaten. Korktuğum için kimseye söylemedim. Kimse gelip almayınca bugün muhtara söyledim. Muhtar da gelip baktı, o da ekiplere haber verdi" dedi. Çubuklubala Mahalle Muhtarı Muharrem Kaymaz ise yaptığı açıklamada, "İsmail amcamız çarşamba günü saat 11.00 sıralarında bahçesine giderken bir cismin uçtuğunu, biraz bekledikten sonra ise düştüğünü görüyor. Yanına yaklaşamıyor tabii korkudan. Belki sahibi alır diye haber de vermiyor, korktuğundan dolayı. Bugün durumu bize bildirdi, durumu anlattı. Bizde yetkililere haber verdik. Şuanda burada incelemeler yapılıyor, gereken çalışmalar yürütülüyor, detayları bilemiyoruz" diye konuştu.