ASAYİŞ - 24 Eylül 2024 Salı 09:56

Trabzon’da 4 defineci kilolarca patlayıcı ile yakalandı

A
A
A
Trabzon’da 4 defineci kilolarca patlayıcı ile yakalandı

Trabzon’un Maçka ilçesinde 4 defineci, kilolarca patlayıcı ile jandarma ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı.


Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa muhalefet suçu kapsamında yapılan çalışmalar neticesinde Maçka ilçesinde arama faaliyeti yapıldı. Tespit edilen 4 definecinin ilçedeki Figanoy Yaylası’nda define aramada kullanmak üzere sakladıkları patlayıcı maddeler olduğu belirlendi. Jandarmanın keskin burunlu köpeklerinin de katıldığı çalışmada 25 kg sodyum chlorate olduğu değerlendirilen patlayıcı madde, 9 adet dinamit, 15 adet mekanik kapsül, 5 adet elektrikli fünye, 15 metre infilaklı fitil, 7 metre saniyeli fitil, 2 adet fünye ve tertibatı, 200 metre bakır dinamit patlama kablosu, 1 adet jeneratör, 1 adet elektrikli hilti, 1 adet benzinli hilti, 7 adet hilti ucu, 6 adet murç, 1 adet kazma, 1 adet çekiç, 1 adet balyoz, 1 adet manivela, 1 adet pense, 4 adet su borusu, 7.5 kg şeker ele geçirildi.


Jandarma ekiplerince gözaltına alınan 4 şüpheli şahıs hakkında adli işlemlerin sürdüğü öğrenildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Vodafone Business, Yargıcı’ya sunduğu çözüm ağını genişletti Vodafone Business, sunduğu MPLS VPN çözümüyle Türkiye’nin önde gelen markalarından Yargıcı’nın dijitalleşme yolculuğunda çözüm ortağı oldu. Vodafone Business, sunduğu hizmetlerle şirketlerin teknoloji iş ortağı olarak, onların dijital dönüşümlerine destek olurken, müşterilerinin iş yapış süreçlerini kolaylaştırmayı mümkün kılıyor. Bu noktada giyimden dekorasyona kadar çeşitli ürün gamıyla Türkiye’nin önde gelen markalarından Yargıcı’ya MPLS VPN çözümü uygulamasıyla hizmet vermeye başlayan platform, sunduğu kapalı, güvenli ve yedekli erişimi hizmetiyle, kurumsal müşterisinin operasyonel verimlilik ve dijitalleşme yolculuğundaki en önemli partnerlerinden biri oldu. Yapılan açıklamaya göre, daha öncesinde her bir lokasyonu birbirinden bağımsız internet hatlarıyla yönetmeye çalışan Yargıcı, MPLS VPN teknolojisiyle hem merkezi erişimi hem de tüm lokasyonların birbirine erişimini sağlamış oldu. Platform böylece marka için güvenli, yedekli ve kesintisiz bir erişim sağlarken, çoklu lokasyonlarda yönetim kolaylığına imkân tanıyan bir çözümü de iş ortağına sundu. “Tüm erişim altyapısının güvenli bir şekilde yönetilmesine katkı sunduk” Platform olarak Türkiye genelindeki tüm KOBİ ve işletmelerin güvenilir dijital dönüşüm danışmanı olarak yanlarında olmaya devam etmeyi hedeflediklerini dile getiren Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Kestioğlu, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Dünyanın önde gelen mobil operatörlerinden biri olmamızın yanı sıra, Vodafone Business olarak da nesnelerin interneti, yapay zekâ, bulut uygulamaları, veri merkezi gibi teknoloji ve inovasyonlarımızla, işletmelerin ihtiyaçlarına yönelik birçok çözümü de sunuyoruz. Bu bağlamda teknoloji iş ortağı olduğumuz Yargıcı’nın erişim altyapısının merkezi ve güvenli olarak yönetilmesine imkân tanımış olduk. İş ortağımızın bundan önceki iş süreçlerinde her bir lokasyonu birbirinden bağımsız internet hatlarıyla çalışıyordu. Yani merkezin ve lokasyonların birbirine kapalı bir erişimi yoktu. MPLS VPN (Sanal Özel Ağ) teknolojimiz sayesinde Yargıcı, güvenli ve yedekli olarak hem merkezi hem de tüm lokasyonların birbirine erişimini uçtan uca sağlamış oldu. Bu projeye 45 lokasyon için başlamıştık. Şu anda ise projede bu sayıyı artırarak 80 lokasyona ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” MPLS VPN ile internet kesintilerinin önüne geçildi Yargıcı Bilgi Teknolojileri Direktörü İnanç Delibalta ise platform ile gerçekleştirdikleri bu iş birliğinin, şirketleri adına dijital dönüşüm yolculuklarında önemli bir adım olduğunu ifade etti. “Şirketimizin Türkiye genelinde birçok lokasyonunda operasyonel verimliliği artıran ve güvenli iletişim altyapısına geçişimizi sağlayan bu çözüm, tüm ekosistemimize büyük değer kattı. 2023 yılında 46 kesinti yaşadık ve hepsi de sonuçları olan kesintilerdi. Vodafone Business ile 11 kesinti karasal olarak meydan gelse de devreye giren 4.5G devreleri vasıtasıyla, oluşan kesintilerin önüne geçildi” diyen Delibalta, projeye başladıklarında 45 lokasyon hedeflediklerini, ancak platformun esnek ve ölçeklenebilir çözümleri sayesinde bu sayıyı 80 lokasyona çıkarmayı başardıklarını sözlerine ekledi. Platformun MPLS VPN teknolojisi ile işletmeler tüm operasyonlarını birbiriyle bağlayan bağımsız, özel ve güvenli bir ağ kullanabilirken, simetrik bağlantı ile eşit hızda veri yükleyebiliyor veya indirebiliyor. Özel portal üzerinden tüm ürünlerinin performansını takip edebilen şirketler, bu teknoloji sayesinde ayrıca yüksek altyapı maliyetlerine katlanmadan erişim altyapısını oluşturabiliyor ve operasyonlarına dahil edilen yeni lokasyonları için de sonradan esnek bir şekilde erişim sağlayabiliyor.
Trabzon Palamutun avı azalıp avlanan palamutlar da irileştikçe fiyatı da arttı Denizlerde av yasağının 1 Eylül itibariyle sona ermesinin ardından denize açılan tekneler sezonun ilk günlerinde bol miktarda palamut avlarken, bu av bugünlerde düşüşü geçti. Balık av sezonu başında tanesi 40-50 liradan satılan palamutun tane fiyatı 120 liraya yükseldi. Fiyatın yükselmesinde avlanan palamutun irileşmesi ve büyükşehirlere sevkiyatının artması da etkili oldu. Trabzon Balık Hali’nde sezonun ilk günleri tanesi 40-50 TL’ye satılan palamudun avının düşüşe geçmesiyle tane fiyatı 100-150 TL arasında değişiyor. Palamudun fiyatı yüksek olması Karadeniz’de avlanan balığın başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir gibi şehirlere gönderildiğinden de kaynaklandığı belirtildi. Balıkçı esnaflarından Adem Kaygusuz, avlanan balığın genelde İstanbul’a gönderildiğini belirterek “Avlanan balık Trabzon’da kalsa fiyatı 50-60 TL olur. Dışarı gittiği için oralarda daha pahalıya satılıyor. Genelde İstanbul’a gidiyor. İlk günler 400 gram palamutların fiyatları 50-60 TL iken şu anki palamutlar 850- 900 gram geliyor. Avı da biraz azaldı ilk günlerdeki gibi değil. Palamutların fiyatı 110, 120, 125 TL. Balığın boyutuna göre fiyatları değişiyor” dedi. Palamudun azalan avıyla birlikte fiyatının yükseldiğini belirten balıkçı esnaflarından Emin Avcı, “İlk günler 50-60 TL’ye sattığımız palamutlar şimdi 125 TL tanesi. İlk günlere göre hem avı azaldı hem de fiyatı yukarı çıktı. Palamut göç balığı olması ve havların sıcak gitmesinden dolayı Rusya taraflarına doğru kaydı. Genelde palamutlar Rize açıklarında avlanıyor oradan bize geliyor. Palamut İstanbul’a çok gönderildiği için dolayısıyla ilimizde biraz azaldı diyebiliriz. Palamut ilk günkü avı bugünlerde neredeyse yarı yarıya düştü. Şu an fiyatlarımız 125-140 TL arasında ilk günkü fiyatlar yok artık. Palamut göç hayvanı her an gidebilir bol da olabilir. Avı şu anda azaldı” diye konuştu. Karadeniz’de avlanan palamudun gelende İstanbul, Ankara, İzmir taraflarına gönderildiğini kaydeden balıkçı esnaflarından Çetin Kavzoğlu, “Avlanan balıklar genelde İstanbul, Ankara, İzmir taraflarına gidiyor. Buralara gelen balıklar zaten belli. Dolayısıyla Türkiye’nin her tarafına gidiyor. Son bir haftadan beri palamutlar büyümeye, kiloluk olmaya başladı. İlk zamanlar 40-50 TL idi ancak 400 gram geliyordu. Şu anda 900 gram, bir kilo geliyor. Fiyatlarımız 125-150 TL arasında değişiyor. Palamut göçmen bir balık olduğu için ne zaman ne olacağı belli olmaz. Ancak görüntü devam edecek gibi. Palamut büyüdükçe fiyatı artıyor” şeklinde konuştu.
Düzce Bakan Yusuf Tekin: "Müfredatımızı yüzde 35 oranında sadeleştirdik" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Eleştirilen önemli konulardan biri, yoğun bilgi yüküydü. Bunu da müfredatımızı yüzde 35 oranında sadeleştirerek, çocuklarımızın üzerinden aşırı bilgi verme mantığıyla kurgulanan eğitim yükünü kaldırmış olduk" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, hayırsever Burhan Özdemir tarafından kente kazandırılan Akçakoca Orhan Özdemir Fen Listesi Kampüsü’nün ek hizmet binalarının açılış törenine katıldı. Tören kapsamında, 400 kişilik modern konferans salonu, kapalı spor salonu, yeni nesil kütüphane ve Türkiye’de ilk pilot uygulaması gerçekleşecek olan genişletilmiş eğitim sistemine özgü laboratuvar binası hizmete açıldı. "Dünyanın en gelişmiş eğitim sistemleriyle hemen hemen aynı fiziki altyapıya sahibiz" Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye’nin eğitim sistemine yönelik açıklamalarda bulundu. Bakan Tekin, PTT AŞ tarafından 2002’de düzenlenen "2023’e Cumhuriyetimizin 100. Yılına Mektup Kampanyası" kapsamında yazılan mektupların kendisine ulaştırıldığına dikkat çekerek, "O mektupları okuduğumda, yazılanları gördüğümde Türkiye’nin eğitim öğretimde 22 yıllık devlet içerisinde geldiği noktayı yeterince anlatamadığımızı gördüm. Mektupları yazanlar öğretmenlerimiz, Bakanlığımızda çalışan müfettiş arkadaşlarımız, muhtarlar. Bu mektupları da yakın zamanda zaten bir kitapçığa basmak istiyoruz. Mesele bir öğretmenimiz ’Acaba bir gün 40 kişilik sınıfta ders anlatabilecek miyim?’ yazmış. Devamında da, ’74-76 kişilik sınıfta öğretmenlik yapıyorum’ demiş. Şuan Türkiye’de sınıflar 20-24 kişi arasında değişiyor. Dünyanın en gelişmiş eğitim sistemleriyle hemen hemen aynı fiziki altyapıya sahibiz" dedi. "Şuan yaptığımız okul binaları depreme dayanıklılık açısından sorunsuz" Derslik sayısının artırıldığını söyleyen Bakan Tekin, "Peki dersliklerimizin niteliğiyle ilgili değişiklik var mı? Yaptığımız binalar. 6 Şubat’ta meydana gelen depremi yaşayan 11 ilimizde 2002 yılından sonra yapılıp da yıkılan okulumuz neredeyse yok. 11 civarında derslik kullanılamaz hale geldi ama tamamı öncesinde yapılan derslikler. Şuan yaptığımız okul binaları depreme dayanıklılık açısından sorunsuz. Fiziki unsurlar itibariyle biraz önce bahsettiğim mektuplardan bir tanesinde bir öğretenimiz, ’Bir gün koridorlarında farelerin cirit atmadığı okulda öğretmenlik yapabilir miyim?’ diyor. Şuan sayı olarak belli bir noktaya getirdiğimiz dersliklerimizin fiziki kapasite ve nitelik açısından da dünya standartlarında okullarımız var. Bu da ayrı bir parantez" diye konuştu. "Okullarımızda öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz internete erişebiliyorlar" Bakan Tekin, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 60 binin üzerinde okulun bulunduğuna ve bu okulların internet erişimine açık durumda olduğuna dikkat çekerek, "Okullarımızda öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz internete erişebiliyorlar. Peki ne oluyor? Şuanda 625 bin dersliğimizde etkileşimli tahtalarımız var. Yani kara tahtaların yanında etkileşimli tahtalarla çocuklarımız ekranda öğretmenimizin yardımıyla ders işliyorlar. Peki bunun ne faydası var? İnternet erişimi olan ağlar üzerinden çocuklarımız, öğretmenlerimiz dünyanın en çok eğitim içeriğine sahip programlarından biri olan EBA’ya bağlanıyorlar ve istedikleri her türlü içeriği oradan online olarak dersliklerde işliyorlar. Türkiye’nin neresine giderseniz gidin öğretmenimiz tahtadan kendisinin anlattığının yetersiz olduğunu düşündüğü ya da bilgiyi daha farklı şekilde öğrencilerle paylaşmak istediği herhangi bir konuyu etkileşimli tahtalar üzerinden çocuklarımızla paylaşabiliyor. Bu da bizim açımızdan, eğitim öğretim altyapısı açısından önemli bir gösterge" şeklinde konuştu. "Biz 2 hususu büyük oranda içeren değişikliği geçtiğimiz mayıs ayında hayata geçirdik" Fiziki altyapıyla ilgili çok ciddi yatırımlar yaptıklarını dile getiren Milli Eğitim Bakanı Tekin, "Bir diğer husus, şuanda yaklaşık 1 milyon 130 bin civarında öğretmenimiz var. Bu öğretmenlerimizin yaklaşık 800 bin öğretmenimiz 2002 yılından bu yana atanmış öğretmenlerimiz. Eğitimin niteliğiyle ilgili önemli göstergelerden biri de, okullarda öğretmen başına düşen öğrenci istatistikleri. Uluslararası derecelendirme ve reyting ölçümü yapan kuruluşlar açısından önemli bir göstergesi. Binayı yaptık, öğretmenlerle ilgili ciddi şekilde ihtiyacı giderdik. Eğitimin içeriğiyle ilgili bakmamız gerekiyor. Orada da uluslararası örgütler bizi 2 eleştiriyle karşı karşıya bırakıyorlardı. ’Sizin müfredatınız yani programlarınız 1980’li, 90’lı yıllarda yaygın olan öğrenciye yoğun bir biçimde bilgi yüklemek üzerine kurulan bir sistem’ Bu bizim için birinci eleştiri. 2. eleştiri, ’Bilgiye erişimin sınırlı olduğu bir dönemde çocukların, gençlerin bilgi edinmede yegane kaynağının okul olduğu dönemlerde yazılmış bir müfredatınız var. Siz bu çocukların artık bilgiye erişmek konusunda yaşadıkları kolaylıkların farkında değilsiniz herhalde’ diye bizi eleştiriyorlardı. Dolayısıyla biz 2 hususu büyük oranda içeren değişikliği geçtiğimiz mayıs ayında hayata geçirdik. Eğitim öğretim surecinin mantığını bilgi edinmek değil, edinilen bilgiyi beceriye dönüştürmek üzere uygulanan çağdaş eğitim anlayışıyla bağdaşır hale getirdik, müfredatımızı buna görev revize ettik" ifadelerini kullandı. "Müfredatımızı sadeleştirdik" Bakan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine aynı raporlar içinde eleştirilen önemli konulardan biri, yoğun bilgi yüküydü. Bunu da müfredatımızı yüzde 35 oranında sadeleştirerek, çocuklarımızın üzerinden aşırı bilgi verme mantığıyla kurgulanan eğitim yükünü kaldırmış olduk. Müfredatımızın böyle olması çok doğaldı. Bizler gibi, ilkokulda, ortaokulda, lisede bilgiye erişmek konusunda sıkıntı yaşıyorduk. Herhangi bir konuda araştırma yapmak istenildiğinde kütüphaneye gidiliyordu. Ben liseyi 1989’da bitirdim. 1980’li yıllarda lise öğrencisiyken kütüphanelerin önünde kuyruk oluştururduk. İçeri girdiğinizde bu kez ansiklopediler başında sıraya giriyordunuz. Ansiklopedi size gelir, başınızda da ödevini yağmak için başka biri beklerdi. Şimdi çocuklarımız ellerindeki akıllı cihazlarla istedikleri her türlü bilgiye hızlıca ulaşma imkanına sahipken biz hala aynı mantık da devam edersek bu sistemi yorar, öğrenciyi yorar, öğreteni yorar. Bu bilgiyi vermek konusunda öğretmenimiz de sıkıntıya girer. Niye bu yükü taşıyoruz? Niye bundan vazgeçmiyoruz? Yaptığımız 2. şey de bu. Müfredatımızı sadeleştirdik. Biz herhangi bir konuyu çıkartırken, çıkardığımız şeyin bilimsel olmadığı ya da bilimselliğini tartıştığımız için çıkarmıyoruz. Sadece çocuklarımızın artık yüksek öğretime erişimin bu kadar rahat olduğu bir dönemde bazı bilgi ve kazanımların ilerleyen eğitim kademelerinde verilmesinin daha pedagojik olduğunu düşündüğümüz için çıkartıyoruz" "Vatanseverlikten merhamete kadar birçok konuyu müfredatımızın içinde çocuklarımızın kazanmasını istedik" Eğitimde başka bir değişiklik daha yaptıklarını ve bu değişikliği kendisinin çok önemsediğini belirten Bakan Yusuf Tekin, "Dünyanın en köklü devlet geleneklerinden bir tanesine sahibiz. Bize düşen, bizim yapmamız gereken hususlardan bir tanesi, belki en önemlisi, bu devlet geleneğini, gelecek kulaklara aksettirecek bir sürecin koordine etmek. Buradan hareketle, vatanseverlikten merhamete kadar birçok konuyu müfredatımızın içinde çocuklarımızın kazanmasını istedik ki millet olarak bir arada yaşama kararlığımız devam etsin istedik" dedi. Bakan Tekin’den hayırsevere teşekkür Bakan Tekin, Akçakoca Orhan Özdemir Fen Listesi Kampüsü’nü kente kazandıran hayırsever Burhan Özdemir’e teşekkür ederek, "İçinde yaşadığımız vahşi kapitalist düzende rızkından, kazancından bir kısmını babasının hayrı ve isminin yaşatılması için çocuklara, gençlere ayıran böyle bir hayırseveri tebrik etmek istiyorum. Burhan Bey’e bu bina için teşekkür ediyorum. Kendisi ’Ben sadece okul yapıp bırakmayacağım’ dedi. ’Bu okulun bundan sonra her türlü sorununun çözümü için bir hamisi olarak burada bulunacağım’ dedi. Ben bunun için de Burhan Bey’e teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Mersin Aydıncık ve Gülnarlı üreticilerin badem soyma derdi bitti Mersin Büyükşehir Belediyesinin Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde gerçekleştirdiği makine-ekipman destekleri sayesinde üreticilerin yüzü gülerken, Aydıncık ve Gülnar ilçelerinde yoğun olarak badem yetiştiren üreticilere badem soyma makinası verildi. Mersin Büyükşehir Belediyesinin Aydıncık ilçesi Duruhan Mahallesi ile Gülnar’ın Yarmasu ve Bozağaç mahalleleri olmak üzere verilen 3 badem soyma makinesi sayesinde üreticinin zamanı kendine kalırken, günlerce kol gücü kullanmak zorunda da kalmıyor. Desteği yapılan badem soyma makinesi saatte 500 kilogram badem soyabiliyor. Hasadını bitiren üreticiler, eskiden günlerce uğraştıkları kabuk soyma işlemini artık 1 saat gibi kısa bir zamanda yapabiliyor. Hem Aydıncıklı hem Gülnarlı üretici, kabuk soyma derdinden kurtulduğu için hasadını keyifle yapıyor. Bu sayede üreticiler bademleri daha kısa zamanda işleyip, piyasaya çok daha hızlı bir şekilde sürebiliyor. “Bu projedeki amacımız badem yetiştiriciliğini teşvik etmek” Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığında ziraat mühendisi olarak görev yapan Hüseyin Topkara, Aydıncık ve Gülnar ilçesine yapılan badem soyma makinesi desteğinin detaylarını anlatarak, “Aydıncık ilçesi Durağan Mahallesi, Gülnar ilçesi Yarmasu ve Bozağaç mahallelerine badem kabuk soyma makinesi desteği sağlandı. Bu projedeki amacımız badem yetiştiriciliğini teşvik etmek. Çünkü bademi hasat ettikten sonra bunun kabuklarını soymak zahmetli bir iş. Üreticiler günlerce bunu soymakla uğraşıyorlar. Verilen makine ile 10-12 işçinin bir günde yapacağı işi rahatlıkla birkaç saat içerisinde yapabiliyorlar. Makine saatte 500 kilo badem soyabiliyor” diye konuştu. “Şu an bir günlük iş bir saate düştü” Duruhan Mahallesi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mehmet Ali Kızıltaş, makine gelmeden önce badem soyma işinin kadınları çok uğraştırdığına belirterek, “Bu işle ekseriyetle kadınlar uğraşıyor. Bu badem soyma makinesi bize hibe edilmeden önce zorlanıyorlardı. Özellikle çocuklarımıza zaman ayıramıyorlardı. Çünkü gündüz topluyorduk, akşam onu soymakla meşguldük. Şu an bir günlük iş bir saate düştü. Bu nedenle Vahap Başkanıma çok teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.