SAĞLIK - 20 Ağustos 2024 Salı 09:04

Dr. Gürbüz Yuluğ: “Maymun çiçeği virüsünden ölüm oranı yüzde 3-6”

A
A
A
Dr. Gürbüz Yuluğ: “Maymun çiçeği virüsünden ölüm oranı yüzde 3-6”

Maymun çiçeği virüsü hakkında uyarılarda bulunan Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gürbüz Yuluğ, “Ortalama ölüm oranı yüzde 3 ila 6 arasındadır. Sekonder hastalıkları olanlar, küçük çocuklarda ve hamilelerde daha ağır seyreder” dedi.

Maymun çiçeği hastalığına yol açan maymun çiçeği virüsünün (Monkeypox) bir DNA virüsü olduğunu dile getiren Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gürbüz Yuluğ, hastalığın öncelikle Orta ve Batı Afrika’da ortaya çıkan, daha sonra Avrupa’da da vakaların görüldüğü bir zoonotik hastalık olduğunu ifade etti.

“İlk kez 9 aylık bir çocukta tespit edildi”

Virüsün ilk olarak 1959 yılında bir maymunda izole edildiğini, ilk insan vakasının ise 1970’de Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 9 aylık bir çocukta tespit edildiğini işaret eden Uzm. Dr. Gürbüz Yuluğ, “Enfeksiyon maymunlar dışında sincaplarda, sıçanlarda, farelerde, çayır köpeklerinde de görülür. Ortalama ölüm oranı yüzde 3 ila 6 arasındadır. Sekonder hastalıkları olanlar, küçük çocuklarda ve hamilelerde daha ağır seyreder” ifadelerini kullandı.

Dr. Gürbüz Yuluğ: “Maymun çiçeği virüsünden ölüm oranı yüzde 3-6”

“Hayvandan da bulaşabilir, insandan da”

Maymun çiçeği virüsünün hayvandan insana ya da insandan insana olmak üzere iki şekilde bulaşabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Yuluğ, “Enfekte hayvanın ısırması, tırmalaması veya hayvanın lezyonun çıkarılmasıyla direkt veya dolaylı bulaşabilir. Hasta kişinin solunum damlacıkları, deri lezyonlarıyla temas veya kontamine nesneler aracılığıyla bulaşabilir. Hasta insandan bulaşma döküntülerin aktif olduğu dönemde daha çoktur. Virüs sağlıklı kişilere ciltteki çatlaklar, ağız, burun, göz gibi açık dokular veya solunum sistemi aracılığıyla girer” şeklinde konuştu.

Dr. Gürbüz Yuluğ: “Maymun çiçeği virüsünden ölüm oranı yüzde 3-6”

Ateş, baş ve kas ağrıları, lenf bezi şişlikleri, çiçek benzeri döküntülere dikkat

Hastalığın belirtileri hakkında bilgiler paylaşan Uzm. Dr. Yuluğ, şunları söyledi:

“Virüsün kuluçka süresi 5 ila 21 gündür. En yaygın belirtileri yüksek ateş, baş, sırt ve kas ağrıları, lenf bezi şişlikleri, yorgunluk, üşüme, titreme, yüzde, eller ve ayak tanında çiçek benzeri döküntüler başlar ve tüm vücuda yayılır. Tüm kabuklar düşene kadar virüs bulaşıcıdır. Hastalığın şiddetine göre tüm döküntüler 2 ila 4 hafta içinde kaybolur.”

Laboratuvar tanısının genellikle lezyondan alınan materyalin türene özgü PCR’ı ile konulduğunu dile getiren Uzm. Dr. Yuluğ, virüsün ayrıca solunum salgılarında, kan ve idrar sıvılarında da saptanabileceğini söyledi.

Maymun çiçeği virüsü hastalığından korunma yolları

Uzm. Dr. Yuluğ, maymun çiçeği virüsü hastalığından korunma yollarını ise şöyle sıraladı:

“Enfekte hayvanlar ve insanlardan temastan kaçınmak gerekir. Ellerin sık ve bol suyla yıkanması. Özellikle enfekte kişiye temas ettikten sonra ellerin temizlenmesi önemlidir. Sosyal mesafeyi korumak önemli. Maske kullanmak en iyi tedbirlerden biridir. Kişisel eşyaları paylaşmamak gerekir. Aşısı olan bir hastalıktır. Risk grupların aşılanması gerekir. Seyahat ederken dikkat etmek gerekir.”

“Antiviral ilaçlar kullanılabilir”

Hastalık için spesifik tedavi olmadığını Uzm. Dr. Yuluğ, “Genellikle kendiliğinden iyileşir. İstirahat, sıvı tüketimi, ağrı kesiciler, kaşıntıyı azaltmak için kremler, antiviral ilaçlar kullanılabilir. Tedavideki amacımız hastalığın süresini azaltmak, komplikasyonları önlemek, hastanın genel durumunu iyileştirmektir” diye konuştu.

“El hijyenine önem verilmeli, bol sıvı tüketilmeli”

Tüm viral enfeksiyonlarda olduğu gibi maymun çiçeği virüsünde de korunmak için teması önlemek ve el hijyenine önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Yuluğ, “Özellikle çocuklar kaynağı belli olmayan pet hayvanlarından uzak tutulmalı. Bağışık sistemini güçlendirmek için sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, bol sıvı tüketmek gerekir” uyarısında bulundu.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bakan Uraloğlu: "Proje bittiği zaman Bursa’dan Ankara’ya 2 saat 15 dakikada seyahat edeceğiz" Ankara-Bursa Hızlı Tren Hattı şantiyesinde incelemelerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Burada çalışmalarımızı hızlıca devam ettiriyoruz. Bu projemiz bittiği zaman biz Ankara’dan Bursa’ya ya da Bursa’dan Ankara’ya 2 saat 15 dakikada sadece seyahat edeceğiz" dedi. Yaptığı incelemelerin ardından basın mensuplarıyla bir araya gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Osmaneli‘den başlayıp Bandırma‘ya kadar gidecek olan toplam 201 kilometrelik bir yüksek hızla tren projesi hattından bahsediyoruz. İlk etapta Bursa’ya kadar olan 106 kilometrelik kesimdeki projenin önündeki bütün idari problemler alınması gereken kararlar her şey alındı. Projenin önünde bundan sonra artık herhangi bir idari bir süreç söz konusu değil. Tamamıyla şantiyenin yapım çalışmalarını yürütmesi ile ilgili bir süreci devam ettiriyoruz. Rayların döşenmesi noktasında da yüzde 20‘leri 30’lara yer yer geldik. Tünellerini bitirdik. Genel anlamda önemli bir problemimiz. 2025 yılı sonunda buranın yapım çalışmalarını inşallah bitirmiş olacağız. Devamındaki yapım çalışmalarını da sürdürüyoruz. Zorlu bir proje olduğunu söyleyebilirim. 7 tane istasyon, 23 tane tünel, 12 tane kaçış ya da emniyet tüneli, 15 tane aç kapat tüneli, 34 tane demir yolu köprüsü, 15 adet viyadük, 92 alt geçit ve 53 üstgeçit ve ayrıca da 208 menfezden oluşmaktadır. Burada çalışmalarımızı hızlıca devam ettiriyoruz bu projemiz bittiği zaman biz Ankara’dan Bursa’ya ya da Bursa’dan Ankara’ya 2 saat 15 dakikada sadece seyahat edeceğiz. Aynı şekilde buradan İstanbul’a da 1 saat 15 dakikalık 1 seyahat süresi ile seyahat etmiş olacağız. Tabi biz bu projeyle sadece Bursa’yı Ankara’ya İstanbul’a değil bir taraftan halihazırda hizmet eden Sivas’a kadar yapım çalışmaları devam eden Edirne sınır kapısına kadar esasında yine daha geniş düşünelim bizim güneyimiz de devam eden Akdeniz‘deki Mersin Adana Osmaniye Gaziantep hattı oradan Ovaköy‘e kadar ve kalkınma yoluyla kalkınma yoluyla Basra Körfezi’ndeki Irak’ın FAV limanına kadar esasında bir bağlantıyı bir taraftan da yine Sivas’tan bizim Bakü Tiflis Kars sattığımıza kadar bağlanacak olan bir projenin önemli bir parçasını bahsediyoruz. Şuanda da yapımı devam eden bir çok projemiz var. İlk yatakta da burayı hizmete alacağımızı da özellikle söylemek isterim” dedi. Bursa’da devam eden birçok projenin olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “Özellikle sadece 24 tane karayolu projesinin olduğunu bunun da 20 milyar TL’nin üzerinde bir proje bedeli olduğunu ve onları aktif olarak da devam ettirdiğimizi söylemek isterim. Bunların içerisinde birkaç tanesi hem karayolu hem de bakanlığımızın diğer kurumları ile ilgilidir. Yaklaşık 29 kilometre uzunluğundaki kuzey Çevre Otoyolu projesini yakın takip ediyoruz. İnşallah önümüzdeki senenin sonunda projesini bitireceğiz ondan sonra da yapım tekniği ile ilgili kararımızı vererek Bursa’da halihazırda artık çevre yolu olarak nitelendirdiğimiz çevre yolunun belli bir kapasiteye geldiğini ve yoğunlaştığını biliyoruz. Bu şekilde onu da çözmüş olacağız” diye konuştu. Şehir içindeki projelerle ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, “Çalı yolu karayolları sorumluluk ağında olması gereken bir yol değildir. Biz alternatif yolları yaptık. Onu karayolları ağından çıkarabiliriz. Önceki dönem Bursa Büyükşehir yönetimi ile aldığımız karar gereği, imarını ve kamulaştırmalarını yaptılar, bizlerde yolu komple yapmak için ilk 2 etabını yaptık. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetimi bu burayı eleştiriyor. Buranın geri kaldığından bahsediyor. Mutabakat budur. Buyursunlar mutabakata uysunlar. Oradaki imarları halletsinler biz de yapalım. Herkes sözünü tutsun biz de sözümüzü tutacağız. Yine burada devam eden işlerlerimizden bir tanesi gündem olan 68 adet metro aracının alınması söz konusu bu konuyla ilgili bizim bakanlığımızın herhangi bir sorumluluğu yoktur. Kimse topu bize atmasın. 2022 yatırım programında bir Bursa Büyükşehir belediyesinin yatırım programına alınmış ve önceki yönetim tarafından kredilerinin kredinin bağlanması noktasında son aşamaya geldiğini biliyoruz. Buyursunlar oradan devam etsinler. Bu konuda başkasının herhangi bir top atmaya ya da sorumluluk atmaya gerek yok. Yine bizim sorumluluğumuzda olan 44 adet metro aracının alınması var. Bu da Emek-Şehir Hastanesi hattı için düşünülmüştür. Hafif raylı sistemi bittiği zaman bize ilk etapta 20 tanesinin işletmeye alınması ile ilgili sürecimizi başlattık. Bittiğinde 20 tanesini alacağız. Devamında da Bursa’nın ihtiyacı olduğu müddetce devamını da tamamlayacağız. O da bizim sorumluluğumuzdadır. Bir başka konuda yine Bursa Şehir Hastanesi’nin hafif raylı sisteminin bağlantı bağlanması noktasında şehir hastanesinde biten sonrasında da devam eden bir depo alanı ile ilgili arkadaşlarımız bir çalışma yaptı. O depo alanının şehir için çok daha verimli kullanılabilecek bir arazi üzerinde olduğunu tespit etti. Uludağ Üniversitesi’nin katılımıyla depo alanının oraya bağlanması ve yaklaşık 5,5 kilometrelik Görükle hattı üzerinde de bu depo alanının oluşturulması noktasında karar verildi. Bir protokol yapıldı. Protokol çerçevesinde de biz buradaki Görükle ile ilgili ilgili hattın yapılması sorumluluğunu bakanlığımız üzerine aldık. Ancak buradaki proje çalışmaları halen Bursa Büyükşehir belediye Başkanlığı üzerinden yürütülüyor. Projeyi ne zaman bitirirseler, biz de o projeyi onaylarız ondan sonra da bunun yapım yapımını beraberce planlarız ki zaten biz bunu üzerimize aldık. Yani hayal denen proje, Bursa Büyükşehir belediyesi tarafından yapılmış olan ya da itme aşamasına gelen nasıl hayal ise o hayali ben bursalı hemşerilerimizin takdirine bırakıyorum. Son olarak şunu söylemek isterim elbette biz devlet yönetiyoruz. Bazı şeyleri yazılı olarak karşılıklı anlaşma olarak zapt altına alırsınız. Bazılarını da sözlü olarak mutabık kalırsınız. Biz her ikisinde de hem yazılı olan anlaşmada hem de sözlü ne söylemişse hepsinin arkasındayız” şeklinde konuştu.