SAĞLIK - 01 Nisan 2024 Pazartesi 13:03

Çocuğunuzda bu belirtiler varsa hemen harekete geçin

A
A
A
Çocuğunuzda bu belirtiler varsa hemen harekete geçin

Özel İmperial Hastanesi Çocuk-Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim üyesi Canan İnce Börekci, ‘Otizm Farkındalık Ayı’ dolayısıyla yaptığı açıklamada otizmin sosyal-iletişimsel alanlarda yetersizlikler, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlar ile seyreden bir bozukluk olduğunu belirtti.


2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada otizm konusunda farkındalık oluşturmak belirtileri ile ilgili bilinirliği arttırmak, erken tanınmasını yaygınlaştırmak ve otizmle ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla Nisan ayı ‘Otizm Farkındalık Ayı’ olarak tanımlandı.


‘Otizm Farkındalık Ayı’nda otizme dair bilgilendirmede bulunan Börekçi, ileri ebeveynlik yaşı riski arttırdığına dikkat çekerek “Otizm sosyal-iletişimsel alanlarda yetersizlikler, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlar ile seyreden bir bozukluktur. 2023 son verilerine göre sıklığı 1/36 ve bu oran 2000 verilerine göre yüzde 317 artışa işaret ediyor. Güncel bilimsel veriler otizmin ortaya çıkışının yüksek oranda (yüzde 74-93) kalıtımsal olduğunu, 1000 kadar ayrı genin riski arttırdığını belirtmektedir. Yine son veriler besinlerin, aşıların, ebeveynlerin çocuk yetiştirme stillerinin otizm gelişimde etkili olmadığını göstermektedir. İleri ebeveynlik yaşı riski arttırmaktadır” dedi.



Bebeklik döneminde görülmeye başlıyor


Otizmin bebeklik döneminde görülmeye başladığını ve bulguların yaşa göre farklılıklar gösterdiğini kaydeden Börekçi, “Genetik ve kromozal rahatsızlığı olan, prematürite, düşük doğum ağırlığı öyküsü olan çocuklarda risk artmaktadır. Beynin yapısı ve işleyişindeki farklılaşmalar nedeni ile belirtiler erken bebeklik döneminde görülmeye başlanmakta ve bulgular yaşa göre farklılıklar göstermektedir.1-2 aylarda bebek konuşan kişinin yüzüne bakmıyor, gülümsemiyorsa, 4-5 aylarda kişileri göz ile takip etmiyor, izlemiyorsa, 6-10 aylarda ba-ba, ma-ma, de-de şeklinde hece tekrarlarına yapmıyor, sesler çıkarmıyorsa, 8-10 aylarda bakımı ile ilgilenen kişiyi ayırt etmiyorsa, yabancılaması yoksa, 9-12 aylarda ortak dikkat gelişmemişse, 0-12 aylarda dokunma ve diğer duyusal uyaranlara aşırı veya az tepki veriyorsa,12 -18 aylarda anlamlı kelimeler yoksa, adına tepki vermiyorsa, objelerin parçalarına aşırı veya atipik ilgisi varsa,18-24 aylarda nesneleri göstermek için işaret etmiyorsa, -mış gibi oyunlar oynamıyorsa, sembolik oyunu yoksa, kişilerin hareketlerini taklit etmiyorsa, çevreye ve akranlarına ilgisi yoksa/azsa, 2 yaşında iki kelimeli cümleler kurmuyorsa, komutları anlamakta zorlanıyorsa, 2-3 yaşlarda parmak ucunda yürüme, dönme, sallanma, el çırpma, kol çırpma gibi tekrarlayan davranışları varsa, dönen cisimlere, ışıklı ve parlak nesnelere atipik ilgi gösteriyorsa, 4-5 yaşlarda sosyal etkileşime ilgi göstermiyorsa, hayali oyun oynamıyorsa, jest ve mimik kullanımı sınırlı ise, duyguları anlamakta zorlanıyorsa, bebeğin/çocuğun sosyal, duygusal ve iletişimsel beceri gelişimlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki bir çocukta otizm spektrum bozukluğundan şüphelenmek için belirtilen özelliklerin hepsinin varlığı gerekmemektedir. Şüphe duyulan herhangi bir belirtide klinik değerlendirme yapılmalı ve çocuğun risk taşıyıp taşımadığı takip edilmelidir. Otizmin çekirdek belirtilerine yönelik yeterli süre ve yoğunlukta planlanan eğitsel yaklaşımlar, uyum ve işlevselliği bozan eşzamanlı ruhsal hastalıkların takip ve tedavisi, ebeveyn destek müdahaleleri tedavide etkin yöntemlerdir” diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Not bırakıp evi ateşe verdi: 1’i çocuk 2 ölü Çorum’un Osmancık ilçesinde psikolojik sorunları bulunan kadın, gece yarısı evini ateşe verdi. Çıkan yangında ağır yaralanan kadın ve oğlu hayatını kaybetti. Olay, saat 03.30 sıralarında Çorum’un Osmancık ilçesi Şenyurt Mahallesi 9. Cadde’de meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, cadde üzerinde bulunan apartmanın 4’üncü katında yaşayan Fatma Makineci (36) ve oğlu Kaan Mert Kaya’nın (14) evinden patlama sesi geldiğini duyan komşuları durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Anne ve oğlunun evine giden ekipler, kapı ve pencereyi kırarak içeri girdi. Eve giren ekipler Fatma Makineci’nin cesedi ile karşılaştı. Mert Kaan Kaya ise farklı bir odada ağır yaralı olarak bulundu. Sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan çocuk hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan Kaan Mert Kaya kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ekipler tarafından evde yapılan incemelerde, Fatma Makineci’nin anne ve babasına ithafen bir intihar mektubu bıraktığı tespit edildi. Hayatını kaybeden Fatma Makineci’nin bir süre önce eşinden boşandığı ve psikolojik sorunlarının olduğu öğrenildi. Ekipler tarafından evde yapılan incelemelerde ise yangının her yere dökülen jel ve tiner ile çıkartıldığı tespit edildi. Cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması neticesinde Fatma Makineci’nin cenazesi de evden çıkartılarak morga kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.