POLİTİKA - 23 Mart 2024 Cumartesi 22:11

Bakan Özhaseki, acı gerçeği Emek ve Aksaray Mahallesi örneği ile verdi: “Örgüt üyeleri istemiyoruz diye bağırdılar, bir kişi bile yaşamıyor”

A
A
A
Bakan Özhaseki, acı gerçeği Emek ve Aksaray Mahallesi örneği ile verdi: “Örgüt üyeleri istemiyoruz diye bağırdılar, bir kişi bile yaşamıyor”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Hatay’daki Emek ve Aksaray Mahallesi yapılmak istenilen kentsel dönüşüm projesine örgütlerin karşı çıkarak mani olduğunu belirterek, "Emek ve Aksaray mahallesini aradım. Hiç kimsenin telefonu cevap vermiyor. Sonra resmi görevlilerden öğrendim. Bir kişi bile yaşamıyor. Bu siyasete alet edilir mi? Şimdi bana o gün mani olanların vicdanı rahat mı acaba bilmiyorum ki. Vicdan kaldıysa rahatsız olmaları lazım" dedi.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 31 Mahalli İdareler Seçim çalışmaları kapsamında geldiği Trabzon’da ’Sektör Temsilcileri Buluşması’na katıldı. DSİ toplantı salonunda düzenlenen buluşmada konuşan Bakan Özhaseki, Trabzon’un en önemli hamlesinin turizm olduğunu söyledi. Bakan Özhaseki, “Şimdi mesela biraz önce başkanım söyledi. Trabzon’da en önemli hamlesi turizm hamlesi gibi gözüküyor. Onun hazırlığını yapmak lazım. Çünkü hazır insanlar geliyorlar şehrinize can katıyorlar. Yiyorlar, içiyorlar. Tamam. Herhangi bir şekilde ithal tarafı da yok bu işin. Dışarıya borçlanmıyorsunuz. Siz coğrafyanızı gösteriyorsunuz, kültürünüzü gösteriyorsunuz. Güzellikleri gösteriyorsunuz. Para kazanıyorsunuz. Bu bile değişime ayak uydurmaktır. Son olarak da söyleyeceğiz. Belki en önemli kural şu arkadaşlar şehirlerin geleceği o şehirde yaşayan yerel yöneticilerin ufuklarıyla doğru orantılıdır. Kimi kast ediyorum. Vali Bey’i de kastediyorum, yerel yöneticileri de söylüyorum, siyasilerimizi de söylüyorum. Belediye başkanları tabii ki bu işin içerisinde olmazsa olmazlarımız. Eğer şehrinizle bizim ilgili düşünceleriniz ufuklarımız varsa hedef koymuşsak, oraya giderken hep birlikte kol kola girip gayret ediyorsak başarı o şehrin geleceği aydınlık değil. Birimiz güzel bir proje yapmışız ona partili diye kızıyoruz. Şu adam parlamasın. Bu proje uygulanırsa başımıza bela olur, büyür gibi şeytani duygularla mani olmaya çalışırsak Allah korusun o şehirde işler güzel gitmez. Çok şükür biz Trabzon’da hep birliktelik gördük. Eski bakanlarımızda, yeni bakanlarımızdan yerel yöneticilerden, Murat Bey’den, Ahmet Metin Bey’den. Kol kola giren bir yapı gördük” şeklinde konuştu.



“İkide bir dizimize vurup ta deprem den sonra ağlamanın bir manası yok”


Türkiye’de 500’e yakın hareketli fay hattının olduğunu vurgulayan Bakan Özhaseki, “Son yüzyılda gerek ana karamızda gerekse denizlerimizde meydana gelen 6 ve üzerinde şiddette yıkıcı diye tarif edebileceğimiz deprem sayısı 231. Yani her sene 2 veya 3 tane yıkıcı deprem var bu bölgede. Ana karamızda meydana gelen deprem sayısı ise 60’ın üzerinde. Ölen insan sayımız 130 bin. Böyle bir coğrafyada yaşıyoruz. Efendim bizim burası 3. veya 4. derecede inşallah bir şey olmaz bize. Amin inşallah olmaz. Allah’tan dileğimiz o. Ama tedbiri elden bırakırsak şuanda Türkiye’de 500’e yakın hareketli fay hattı var. Nerede, hangi tarihte nasıl bir şiddette kırılacağını kimse tahmin edemiyor. Başımıza büyük felaketler gelir. Elbette inançlı insanlarız. Allah’a tevekkül ederiz, dua ederiz ama tedbiri elden bırakamayız. İkide bir dizimize vurup ta deprem den sonra ağlamanın bir manası yok. Mevlana Hazretleri buyuyor ki, akıl dize vurup ah etmek için değildir. Akıl olanı bitine anlayıp ona göre yola revan olmak içindir. Bizde çok şükür akıllı insanlarız. Çok şükür gücümüz yerine geldi. Mühendislik, mimarlık fakültelerimiz var. Bilim adamlarımız var. Allah’a şükür hükümetlerimiz güçlü. Bu dönemde bizim bu gerçekliği bilerek hareket etme gibi bir hükümlülüğümüz var. Aslında tarihte bizim kendimize has o medeniyetimizin kurmuş olduğu ortamları son 18-19. asırlarda yitirdiğimiz için birazda zordayız” diye konuştu.



Bakan Özhaseki, Emek ve Aksaray Mahallesi örneğini verdi


Hatay’ın Emek ve Aksaray Mahallesi’nde yapılmak istenilen kentsel dönüşüm projesine örgütlerin mani olduğunu ve 6 Şubat depreminde mahallede bir kişinin bile kurtulamadığını kaydeden Bakan Özhaseki, “Bizim artık şehirlerimizi, işyerlerimizi her ne yapıyorsak depreme dirençli ve sağlıklı yapmamız icap eder. Bu sağlıksız yapılardan kurtulmamız icap ediyor. Bana göre Türkiye’nin en önemli meselesi sağlıklı şehirlerin inşa edilmesidir. Çünkü siz şehri kuruyorsunuz, içinde yaşarken şehre benziyorsunuz. Şehirler insanların aynasıdır. En önemli sorun olarak ben bunu görüyorum. 6 Şubat’ta bir deprem yaşandı. Bu depremde Doğu Anadolu fay hattı kırıldı. Orada 18 tane ilimiz etkilendi. 14 milyon insan bundan zarar gördü. Hep yine dizimize vurduk, ah ettik. Gece gündüz demeden uğraştık. Orada CHP’li belediye var demedik, diyemeyiz. İnsan bizim insanımız. Tercihleri başımızın üstüne. Hizmetlerine koştuk. Bu iş zaten siyaset üstü bir iş. Eğer bunu siyasete alet edersek çok acı sonuçlarla karşılaşıyoruz. Benim bir önceki bakanlık döneminde Hatay’a davet ettiler. Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci hiç unutmuyorum. Kentsel dönüşüm yapacağım dedi peki dedim. Hesabını ve kitabını yaptık. Oraya gittik, alan çok kalabalık. Vatandaşın yüzde 80’i kentsel dönüşüm istiyor. Ama kenarlarda örgüt üyeleri dolu. Şimdi ki Hatay Belediye Başkanı başlarında. İstemeyiz de istemeyiz. Mimar, mühendis odalarının bir grubu. Bunu üzülerek söylüyorum. Başkanımız çıktı hoş geldiniz konuşmasına ömrümde öyle küfürler duymamıştım adamcağız selam bile veremedi indi. Kürsüye çıktım. İstemiyor musunuz dedim. Vatandaşta ses yok ama kenardaki örgüt üyeleri istemiyoruz diye bağırdılar. Tamam yapmıyoruz sakin olun dedim. Ankara’dan bende kendime iş aramak için gelmedim buralara dedim. Ama dedim, şuraya kadar geldim 10 dakika sohbet edelim meramımı anlatıyım size sonra ayrılacağım olur mu arkadaşlar dedim. Gençler sizde şu pankartlarını indirin dedim. Pankarttan hepsi bize hakaret ediyor. Herkes sakinleştikten sonra dedim ki arkadaşlar bakın burası Doğu Anadolu fay hattı üzerinde. Ülkede önemli 3 tane fay hattı var. Yarın bir gün burada deprem olabilir. Hocalarda sırası geldi diyorlar. Akşam, sabah burada deprem olur gelin mani olmayın da ben şu deprem işinde size yardımcı olayım. Kentsel dönüşümü yapalım hiçbirinize zarar gelmesin. Emek ve Aksaray Mahallesi. Eğer belediye yanlış hesap yaptıysa ben düzelteceğim, belediyeye bir tane bina kalıyorsa ben size vereceğim şeref ve namus sözü saatlerce sizi dinleyeceğim dedim. Gece 11-12’ye kadar herkesi dinledim. Fakat örgütler galip geldiler. Mani oldular ve bize kentsel dönüşümü yaptırmadılar" dedi.



"Şimdi bana o gün mani olanların vicdanı rahat mı?"


"Deprem sabahı erkenden önce Gaziantep Belediye Başkanımızı aradım Fatma hanım hüngür hüngür ağlıyordu. ’Ağabey evlerin altından feryatlar yükseliyor yetişemiyoruz ki’ dedi" ifadelerini kullanan Bakan Özhaseki, "Emek ve Aksaray mahallesini aradım. Hiç kimsenin telefonu cevap vermiyor. Sonra resmi görevlilerden öğrendim. Bir kişi bile yaşamıyor. Günah değil mi. Bu siyasete alet edilir mi? Lüzumlu, lüzumsuz davalar açılır mı? Şimdi bana o gün mani olanların vicdanı rahat mı acaba bilmiyorum ki. Vicdan kaldıysa rahatsız olmaları lazım. Ölünceye kadar tövbe istiğfar etmeleri lazım. Ama pişkin pişkin geziyorlar. Sonra da öğrenmiş bir kelam. En son mecliste ne olur dedim kentsel dönüşüme karşı değiliz de rantsal dönüşüme karşıyız gibi süslü laflar etmeyin midem dönüyor, almıyor içim dedim. Çıkın da kentsel dönüşüm yapın. Alnınızdan öpeyim. Bizde karşıyız. Rantsal dönüşüm yapmak isteyen mi var. Bu işin tek çözümü var, kentsel dönüşüm. Çok hızlı bir şekilde ülkemize depreme dirençli bir hale getireceğiz” ifadelerini kullandı.



Bakan Özhaseki, acı gerçeği Emek ve Aksaray Mahallesi örneği ile verdi: “Örgüt üyeleri istemiyoruz diye bağırdılar, bir kişi bile yaşamıyor”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan çetesi davasında sanıklar savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmal nedeniyle ölmelerine neden olan ’yenidoğan çetesi’ üyeleri hakim karşısına çıktı. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan ’yenidoğan çetesi’ hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak, hazırlanan fezleke Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da hazırlanan iddianameyi Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına başlandı. Konferans salonunda görülen duruşmada cumhuriyet savcısı, baroların ve siyasi partilerin davaya katılma taleplerinin reddedilmesini talep etti. Mahkeme, tüm katılma taleplerinin reddine karar verdi. Söz verilen sanık Fırat Sarı, “Söyleyecek bir şeyim yok” dedi. “Yapılan yanlışlıklar, usülsüzlükler var” Savunma için söz verilen tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise, “Bazı konularda üzerime atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Sadece telefon tapeleri üzerinden bir bilirkişi raporu hazırlanmış. Yaklaşık 10 yıldır hemşire olarak görev yapıyorum. Dönem dönem farklı hastanelerde çalıştım. Sanıkların çoğu arkadaşımdı. Hepimiz sağlık sektöründeyiz zaten. Fırat Sarı’yı Reyap Hastanesi’nden tanıyorum. Bazı sistemlerde yapılan yanlışlıklar, usülsüzlükler var. Ben 10 senedir çalışıyorum. Evrak üzerinde oynamalar hep yapılıyordu daha fazla para almak için. Sistemde detaylı bakıldığında binlerce şikayet göreceksiniz. Ben bir kuruş fazladan para kazanmadım. Şu an İstanbul’da özel hastanelerin yüzde 80-90’ınında bebek yoğun bakımda doktor durmuyor. Sistem bu şekilde. Bizim neden müdahale ettiğimiz söyleniyor. Müdahale etmezsek yine suçluyuz. Benim hiçbir şekilde ailelerle para alışverişim olmadı. Eşzamanlı denetim yapıldı. Denetim sırasında kimseden emir almadım. İyi hasta, kötü hasta şeklinde şablonlarımız vardı. Bunlar gerçeğe aykırı mıydı diye sorarsanız evet gerçeğe aykırıydı. Ama SGK sistemine geçmiyorduk bunları” dedi.
Samsun Cezaevinden izinli çıkıp evine gelen akrabasını bacağından vurarak ölüme terk ettiği iddiasıyla tutuklandı Samsun’da cezaevinden izinli çıkıp evine gelen akrabasını tabancayla dizinden vurarak ölüme terk ettiği iddiasıyla gözaltına alınan şahıs çıkarıldığı mahkemece tutuklanrken, 1’i adli kontrol şartıyla olmak üzere 2 kişide mahkemece serbest bırakıldı. Olay, Samsun’un Atakum ilçesi Çakırlar Yalı Mahallesi’nde 17 Kasım gecesi saat 02.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 2017 yılında Samsun’da bir müteahhidin damadı tarafından öldürülmesi olayıyla ilgili tutuklanan 3 kişiden biri olan ve yargılandığı mahkemece 25 yıl hapis cezasına çarptırılan Bora K.(49), 7 yıldır bulunduğu cezaevinden izinli olarak çıktı ve cezaevi arkadaşı Batuhan Ö.(28) ile kendi evinde buluştu. Burada alkol alan arkadaşlardan ev sahibi Bora K.’nin aynı binada oturan akrabası Kani Timur Ünal (52) da aynı eve geldi. İddiaya göre, çıkan tartışmada Bora K., Kani Timur Ünal’ı tabancayla ateş açarak sağ dizinden yaraladı. Bu sırada eve Arife B.(22) adlı kadın da geldi ve Ünal’ı evde yaralı olarak gördü. Yaralı akrabasını evde bırakan Bora K. ile Batuhan Ö. ve Arife B. evden ayrıldı. Bora K. geceyi gittiği otelde geçirdi. Batuhan Ö. aldığı alkolün etkisinden kurtulduktan sonra vicdan azabı duyduğunu belirterek polise ihbarda bulundu. Olaydan 20 saat sonra Bora K.’nin evine çilingir yardımıyla giren Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, bacağından vurulan Kani Timur Ünal’ı kan kaybından ölmüş olarak buldu. Polis, Bora K.’yi kaldığı otelde yakalayarak gözaltına aldı. Olayla ilgili Batuhan Ö. ve 1 çocuk annesi Arife B. de gözaltına alındı. Bora K., ölen akrabasının kazara kendi kendini vurduğunu ileri sürdü. Batuhan Ö. de ölen şahsı Bora K.’nin vurduğunu iddia etti. Cinayet Büro Amirliğinde sorguları tamamlanan 3 kişi bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. Savcıya ifade veren Bora K. ve Batuhan Ö. tutuklanmaları talebiyle, Arife B. ise adli kontrol şartıyla nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Batuhan Ö.," Kendisine ’Abi ambulansı arayalım, adam ölecek’ dedim. İzin vermedi. Timur vurulduktan sonra dahi bir tepki vermedi. Koltukta oturmaya devam etti. Timur vurulduktan 10 dakika kadar sonra Arife bana mesaj attı. Arife geldi. Çantasını evde unuttuğunu söyledi. Ben eve çıkamayacağımı söyledim. Evde yaşanan olayı anlattım. Kendisi eve çıktı, aradan 7-8 dakika sonra geri geldi. Evde ne olduğunu sordum.Adamın yerde yattığını söyledi. Arife ile birlikte olay yerinden ayrıldık. Sonrasında uzaklaşırken ambulansı Arife’nin telefonundan aradık. Açık adresi bilmediğimiz için sadece o tarafa doğru bir yönlendirme yaptık.Evden çıkıp Arife’yi beklediğim esnada korkup panik yaptığım için kendim polisi veya ambulansı arayamadım. Ertesi gün öğrendiğim kadarıyla olay ortaya çıkmamıştı. Bunun üzerine kolluk kuvvetlerini arayarak polisleri olayın yaşandığı yere götürdüm. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı talep ederim" dedi. Bora K.’ Olayın meydana geldiği ev bana aittir. Batuhan ile açık infaz kurumunda birlikte kalmamız nedeniyle tanışmaktayız. İkimizde izindeydik.O benden bir hafta önce izine ayrılmıştı. Yazlıkta buluşmaya karar verdik. Olay günü Batuhan ile konuştuğumuzda iki kız arkadaşı olduğunu söyledi. Bulundukları yere araba gönderterek üçünü aldırttım. Dördümüz beraber olayın meydana geldiği eve gittik. Uzaktan akrabam olan Timur Ünal da eve geldi. Eve geldiğinde kendisi aşırı alkollüydu. Evde 5 kişiydik. Bir müddet sonra hatırladığım kadarıyla Damla isimli kişi evden tek başına ayıldı, Arife, ben, Batuhan ve Timur olarak evde oturup sohbet etmeye başladık. Alkolün de etkisiyle Timur duygusallaşmaya başladı. Batuhan ve Arife de evdeydi, evin içerisinde farklı yerlere gidip geliyorlardı, bir müddet sonra belinden bir silah çıkarttı. Oynamaya başladı. ’Senin hasmın varsa, bizim de hasmımız var’ dedi. Ben kendisine ’Silahla oynama’ dedim. Bu esnada bir el silah sesi geldi. Ben kendime baktım, vurulup vurulmadığımı kontrol ettim. Çünkü yanımda oturuyordu. Vurulmaktan endişe ettim. Timur’a baktığım zaman ayağında kan olduğunu gördüm. ’Niçin dikkat etmiyorsun’ dedim. ’Ambulansı arayalım’ dedim. O da ’Ambulans gelirse poliste gelir. Daha silahın parasını ödeyemedim. Silahı kaptırırım’ dedi. Yerlerde kan vardı. Onu ima ederek eski medikalci olduğunu evi toplayabileceğini söyledi. Ben de evde kalmak istemedim. Bu esnada ben de aşırı alkollüydüm. Ses duyulmuştur, polis gelir düşüncesiyle silahı bana vererek ’Al bunu götür’ dedi. Hatırladığım kadarıyla ben evden Batuhan ve Arife ile birlikte çıktık. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Kesinlikle maktulü ben vurmadım. Silah bana ait değildir, Timur’a aittir. Yaklaşık 8 yıldır cezaevindeydim. Suçtan uzak durmaya çalıştığım için böyle bir olayla karşılaştığımda tam da sonuçlarını öngöremem nedeniyle Timur’un kendisini vurması üzerine ve kendisinin halledebileceğini söylemesi üzerine evden ayrıldım. Batuhan’ın beyanını kabul etmiyorum. Timur ile aramda bir husumet yoktur. Niçin ben Timur’a vurayım. Batuhan’ın kendisini kurtarmak amacıyla o şekilde beyan verdiğini düşünüyorum" diye konuştu. Bora K.,’nin avukatı Mehtap Çelikten ise," Suçlamaları kabul etmiyoruz. Maktül müvekkilimin uzaktan akrabasıdır. Aralarında herhangi bir husumet bulunmamaktadır. Bu eylemin müvekkilim tarafından gerçekleştirdiğine dair de bir delil bulunmamaktadır. Arife’nin işbu sorguda okunan sorgu beyanındaki birçok husus kolluk ve savcılık aşamasında belirtilmemiş ekleme yapılmış hususlardır. Müvekkilimin atılı suçu işlemesi veya ambulans gelmesini engellenmesi için herhangi bir sebebi yoktur. Olay anında müvekkilin aşırı derecede sarhoş olup diğerleri Batuhan ve Arife olmak üzere iki kişidir ve polisi aramak ve ambulansı çağırmak için izin almaya ihtiyaçları bulunmamaktadır. Diğer şüpheli Batuhan’ın ise gerek kendisine gerekse kız arkadaşı Arife’yi kurtarma amacıyla okunan surette ifade verdiği ortadadır. Eğer Arife ve Batuhan da müvekkil gibi ifade verse yani maktulün kendisini vurduğunu ifade etselerdi bu kişilerde aynı suç kapsamında şuan tutuklamaya sevk edileceklerdi ve atılı suçtan yargılanacaklardı. Kendilerini korumak amacıyla müvekkil hakkında ifade verdikleri ortadadır" şeklinde konuştu. Nöbetçi mahkeme Arife B.’nin serbest bırakılmasına karar verdi. Bora K. mahkemece tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderilirken, Batuhan Ö. ise mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. (MAY-
İstanbul CHP MYK ikinci kez Esenyurt’ta toplandı Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasının ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), MYK toplantısını yine Esenyurt İlçe Başkanlığı’nda yaptı. Genel Başkan Özgür Özel’in başkanlık yaptığı toplantının ana gündem maddesini Özer hakkında başlatılan soruşturma oluşturdu. CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı, Genel Başkan Özgür Özel’in başkanlığında Esenyurt İlçe Teşkilatı binasında yapıldı. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Genel Başkan Özel, “Parti tarihinde bir ilçe binasında yapılan üçüncü MYK toplantısını gerçekleştirdik. İlki Soma faciasının yıl dönümünde Soma’da yapılmıştı. Onun dışında Esenyurt’taki ikinci Merkez Yürütme Kurulu Toplantımızı gerçekleştirmeye geldik. Belediye meclis üyelerimiz artık belediye içerisinde partimize ayrılan salondadır. Meclis üyelerimizin belediyede olmaları ve denetleme görevlerini yapmaları çok önemli bir kazanımdır. Bundan sonra ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ne diğer belediyelerimiz Esenyurt’u bir dakika yalnız bırakmayacak ve sürekli bir elimiz ve gönlümüz Esenyurt’ta olacaktır” dedi. Özel, “Bundan sonra bir il örgütü, bütün seçilmişleriyle, il başkanı, ilçe başkanları, belediye başkanları, meclis üyeleri, il, ilçe yönetimleri ile birlikte her iki günde bir il Esenyurt’ta olacaktır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Esenyurt’ta tekstil atölyesinde yangın: Dumandan etkilenen şahsa dakikalarca kalp masajı yapıldı İstanbul Esenyurt’ta bir tekstil atölyesinde yangın çıktı. İş yeri kısa sürede alevler içinde kalırken, dumandan etkilenerek ağır yaralanan 2 kişi ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yangının çıktığı binanın bitişiğindeki 5 bina tahliye edildi. Yangın, akşam saatlerinde Esenyurt ilçesi Namık Kemal Mahallesi Tonguç Baba Caddesi üzerindeki 5 katlı binanın zemin katında bulunan tekstil atölyesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, iş yerinde çıkan yangında alevler kısa sürede büyürken, dumanlar tüm binayı sardı. İhbar üzerine olay yerine Esenyurt, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Başakşehir ilçelerinden çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen polis çevrede güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Yangının üst kata sirayet etmesi sonucu dumandan etkilenen 2 kişi ağır yaralandı. Sağlık ekipleri yaralılardan birine dakikalarca kalp masajı yaparak hayata döndürmeye çalıştı. Yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırılan yaralıların sağlık durumlarının ağır olduğu öğrenildi. Polis ekipleri, yangının çıktığı binanın bitişiğinde bulunan 5 binadaki vatandaşları da tahliye etti. Ekiplerin yaklaşık 1 saatlik müdahalesinin ardından yangın kontrol altına alındı. Yangının kesin çıkış nedeni yapılacak incelemenin ardından belli olacak. Yangınla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Tekirdağ Süleymanpaşalı minik cimnastikçilerden büyük başarı Süleymanpaşa Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü, farklı branşlarda elde ettiği başarılarla dikkat çekmeye devam ediyor. Süleymanpaşa Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Cimnastik Takımı, İstanbul Sancaktepe’de düzenlenen 2024 Cimnastik Kadınlar Kulüpler Arası Minikler Türkiye Şampiyonası’nda bronz madalya kazandı. 15-16 Kasım tarihlerinde TCF İstanbul Sancaktepe Kamp Eğitim Merkezinde gerçekleşen organizasyona, 9 grupta Türkiye genelinden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden 51 kulüp katıldı. Sporcular; Bekleme, Atlama Masası, Barfiks, Denge ve Yer olmak üzere beş farklı kategoride hünerlerini sergiledi. Defne Gören, Arya Ayan, Eda Bayol, Damla Çakır ve Gizem Özcan’dan oluşan Süleymanpaşa Belediyesi Cimnastik Takımı, 7. Grup’ta mücadele etti. Antrenörler Mustafa Elik ve Yasemin Gayır’ın önderliğinde topladıkları puanlarla Türkiye üçüncüsü olmayı başaran minik sporcular, ilçeye büyük bir gurur yaşattı. “Gençlerimizin başarılarıyla gurur duyuyoruz” Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar, elde edilen başarı ile ilgili yaptığı açıklamada, “Süleymanpaşa Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Cimnastik Takımı’nın Türkiye üçüncüsü olması bizler için büyük bir gurur kaynağı oldu. Minik sporcularımızın azmi, disiplini ve yetenekleri sayesinde bu başarıya ulaştık. Süleymanpaşa Belediyesi olarak her zaman sporun ve gençlerimizin yanındayız. Bu başarıyı kazanan sporcularımızı, antrenörlerimizi ve ailelerini yürekten kutluyorum. Gençlerimizin böyle güzel başarılara imza atmaya devam edeceğine inancım tam” diye konuştu.