SAĞLIK - 17 Eylül 2024 Salı 09:19

Temizlerken zehirlenmeyin: "Bol köpük, daha fazla temizlik demek değil"

A
A
A
Temizlerken zehirlenmeyin: "Bol köpük, daha fazla temizlik demek değil"

Kimya Mühendisleri Odası(KMO) Samsun Şube Başkanı Hüseyin Baş, temizlik malzemelerinin yanlış kullanımının sağlık üzerinde çok ciddi riskler oluşturabileceğini söyledi.


Ev temizliği ve hijyen sağlama amacıyla yaygın şekilde kullanılan temizlik kimyasalları, özellikle yanlış ve bilinçsizce kullanıldığında insan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açabildiğine dikkat çeken KMO Şube Başkanı Hüseyin Baş, kimyasallara maruz kalmanın cilt, solunum ve göz sağlığı üzerinde kalıcı hasarlara neden olabileceğini vurguladı. Ciltte tahriş, egzama, solunum yolu rahatsızlıkları ve gözle temasında görme kaybına kadar gidebilecek sorunlara yol açabileceğini belirten Baş, temizlik malzemelerinin etiket talimatlarına uyulması gerektiğini ve doğal temizlik ürünlerinin göz önünde bulundurulmasının çevre açısından önemli olduğunu kaydetti.



“Ciddi sağlık sorunları açabilir”


Baş, "Temizlik kimyasalları ciltle temas ettiğinde tahriş, kızarıklık, kaşıntı, kuruluk, döküntü ve egzama gibi sorunlara yol açabilir. Buhar veya aerosol şeklinde solunduğunda, astım gibi solunum yolu hastalıkları olanlar için risk oluşturur; nefes darlığı, öksürük ve göğüs sıkışmasına neden olabilir. Gözle temasında ise ciddi tahriş, yanma, kızarıklık ve görme bozuklukları ortaya çıkabilir. Solventler ve uçucu organik bileşenler sinir sistemi üzerinde olumsuz etki yaparak baş ağrısı, baş dönmesi ve yorgunluk gibi semptomlara neden olabilir. Ayrıca, uzun süreli maruziyet üreme sağlığını etkileyebilir ve hormonal dengesizliklere yol açabilir" dedi.



"Bol köpük, daha fazla temizlik demek değil"


Temizlik ürünlerinin yeterince dikkat edilmemesi durumunda sağlık üzerinde olumsuz tehlikeler oluşturabileceğine ifade eden Kimya Mühendisi Hüseyin Baş, "Temizlik kimyasalları, ev temizliği ve hijyen sağlama konusunda yaygın olarak kullanılmasına rağmen, yanlış kullanıldığında veya yeterince dikkat edilmemesi nedeniyle insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir. Temizlik maddelerinin ambalajı üzerinde yazan kullanım kılavuzunda belirtilen oranlarda kullanılmalıdır. Daha fazla köpük, daha fazla temizlik demek değildir! Otomatik makineler için kullanılan ve en üstün kir çözme yeteneğine sahip deterjanların köpük oluşturma özellikleri oldukça düşüktür. Bulaşık deterjanının su içerisinde yüzde 1 gibi küçük bir miktarının bile yıkanan bir nesneden tamamen uzaklaştırılması için litrelerce su harcamak gerekir. Bu nedenle bulaşıklara bolca köpürsün diye fazla deterjan eklenmesi ekstra masrafa neden olmanın yanı sıra, daha fazla deterjan kalıntısına maruz kalınmasına sebep olabilir. Çok inatçı kirler için daha fazla temizleyici kullanmak, kirin çözünmesine yardımcı olmakla birlikte aynı zamanda zararlı maddelere çok daha fazla maruz kalınmasına neden olabilir" diye konuştu.



“Ürünler birbiri ile karıştırmayın”


Kimyasal ürünlerin kullanımı önce etiketlerinin okuması ve birbirine karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Hüseyin Baş, "Temizlik kimyasalları, orijinal kaplarından başka kaplara aktarılmamalı, farklı tehlike sembollerine sahip veya tehlikeli reaksiyonlar oluşturma riski taşıyan ürünler aynı alanda saklanmamalıdır. Ambalajlar güneş ışığına maruz bırakılmamalı ve boş şişeler saklanmamalıdır. Kimyasalların yanlışlıkla veya daha etkili temizlik sağlanacağı inancıyla çamaşır suyu, tuz ruhu, kireç sökücüler, lavabo açıcılar ve sirke gibi maddelerle karıştırılması, ölümcül zehirli gazlar oluşturabilir. Kimyasal ürünlerin kullanımı öncesinde etiketlerdeki uyarı ve talimatlar dikkatlice okunmalı, tehlike sembollerinin anlamı öğrenilmelidir. Tehlike işareti bulunmayan ürünler dahi dikkatli kullanılmalı; üretici öneriyorsa mutlaka koruyucu ekipman (gözlük, eldiven, maske) kullanılmalı ve temizlik sırasında alan iyi havalandırılmalıdır" şeklinde konuştu.



"Çevreyi korumak için tercih edilebilir"


Doğal temizlik malzemelerinin kimyasallara göre daha çevre dostu olduğunun altını çizen Baş, "Doğal temizlik malzemeleri, kimyasallara göre daha az toksik ve çevre dostudur. Limon suyu, sirke, karbonat gibi ürünler hafif ve orta kirlerde etkili olup, solunum, cilt ve gözler için daha az tahriş edicidir. Çocuklar ve evcil hayvanların bulunduğu alanlarda, cilt tahrişini önlemek ve çevreyi korumak için tercih edilebilir. Ancak, güçlü lekeler ve derin temizlik için kimyasal ürünler daha etkili olabilir. İhtiyaca göre her iki tür ürünü dengeli kullanmak en iyi sonucu verecektir" açıklamasında bulundu.



"Çocuklar yanlışlıkla yutabilir"


Çocuklardan ve evcil hayvanlardan uzak tutulması gerektiğinin önemine dikkat çeken Baş, "Evde çocuklar ve evcil hayvanlar varsa, temizlik kimyasalları büyük risk oluşturur. Çocuklar bu kimyasalları yanlışlıkla yutabilir veya ciltlerine temas ettirebilir, bu da zehirlenme, cilt tahrişi ve solunum problemleri gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Benzer şekilde, evcil hayvanlar da kimyasallara maruz kalarak zehirlenebilir veya cilt sorunları yaşayabilir. Bu nedenle, temizlik maddeleri çocukların ve hayvanların erişemeyeceği yerlerde, orijinal ambalajlarında ve kapakları sıkıca kapalı şekilde saklanmalıdır. Kimyasal ürünlerin kullanımında talimatlara dikkat edilmeli ve fazla ürün depolamaktan kaçınılmalıdır. Havalandırma da kimyasal buhar riskini azaltmak için önemlidir" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Her 19 kişiden 1’i prostat kanseri riskinde Bilecik İl Sağlık Müdürü Dr. Ferhat Damkacı, dünyada her 19 kişiden 1’i prostat kanseri riskinde olduğunu söyleyerek, "Erkeklerin 50 yaşından itibaren, birinci derece akrabasında prostat kanseri görülenlerin ise 40 yaşından itibaren üroloji uzmanına düzenli olarak muayene olması gerekir" dedi. Bilecik İl Sağlık Müdürü Dr. Damkacı, prostat kanseri hastalığın kesin tanısı biyopsi ile konulduğunu söyledi. Damkacı, "Genel olarak erkeklerin 50 yaşından itibaren, birinci derece akrabasında prostat kanseri görülenlerin ise 40 yaşından itibaren üroloji uzmanına düzenli olarak muayene olması erken tanı konulması açısından önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı "1 yılda yaklaşık 18 bin kişi prostat kanseri tanısı almaktadır" Dr. Damkacı açıklamasının devamında, "Hiperplazisi (BPH) olarak adlandırılır. BPH, bir kanser olmasa da verdiği rahatsızlıkları düzeltmek için ameliyat gerekebilir. Prostat kanserinde, prostat bezi içerisinde kanser hücreleri gözlemlenir. Yaşlanmayla birlikte daha sık ortaya çıkan prostat kanseri dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de erkek kanserleri arasında yüz binde 39,1 görülme sıklığı ile önemini korumaktadır. Bir yılda yaklaşık 18 bin kişi prostat kanseri tanısı almaktadır” dedi. "Her 19 kişiden 1’i prostat kanseri riskinde" Her 19 kişiden 1 kişi yaşamı sürecinde prostat kanseri olma riskine sahip olduğunu anlatan Bilecik İl Sağlık Müdürü Dr. Ferhat Damkacı, sözlerine şöyle devam etti; "Yapılan araştırmalara göre, bir erkeğin prostat kanserine bir erkeğin prostat kanserine yakalanma riskini etkileyebilecek birkaç faktör mevcuttur: Yaş, ailesel yatkınlık, diyet, Kimyasal maruziyetlerdir. Bu sorunların bir çoğunun nedeni prostat kanseri olmayabilir. Yine de yukarıda sayılan belirtilere, prostat kanseri dışında bir durumun neden olma olasılığı daha yüksektir. Örneğin, idrar yapma sorunu sıklıkla prostatın kanserli olmayan bir büyümesi olan iyi huylu prostat hiperplazisinden (BPH) kaynaklanmaktadır. Yine de idrarla ilişkili problemler yaşayan kişilerin erken tanı ve tedavi açısından bir üroloji uzmanına başvurması doğru olacak."
Erzincan Rafting yapan gaziler Karasu Nehri’nde 50 metre uzunluğunda Türk bayrağı açtı Erzincan’da “19 Eylül Gaziler Günü” münasebetiyle rafting yapan gaziler Acemoğlu Köprüsü’nde Vali Hamza Aydoğdu ve beraberindeki rafting ekibiyle 50 metre uzunluğunda Türk bayrağı açtı. Erzincan Valiliği koordinesinde “19 Eylül Gaziler Günü” münasebetiyle gaziler için rafting etkinliği düzenlendi. Her bota 1 gazi binerken gaziler Kemah yolu üzerindeki nehrin kıyısında kask ile yeleklerini giyerek yaklaşık 2 buçuk saat rafting yaptı. Nehir üzerinde kürek çeken ve adrenaline doyan gaziler Acemoğlu Köprüsü’nde ise Vali Hamza Aydoğdu ve beraberindeki rafting ekibiyle 50 metre uzunluğunda Türk bayrağı açarak “Ne mutlu Türküm diyene" ve “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları attı. Bitiş noktasında basın mensuplarına açıklama yapan Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu farkındalık oluşturmak adına gazilerle rafting yaptıklarını belirterek “Gördüğünüz gibi her botumuzda birer gazimiz vardı. Onlarla beraber yaklaşık 2 buçuk saat rafting yaptık. Çok keyifliydi, arkadaşlarımız çok mutlu oldular. Acemoğlu Köprüsü’nde 50 metre uzunluğunda Türk bayrağını tüm arkadaşlarımızla birlikte açtık. Güzel bir etkinlik oldu.” dedi. Gaziler ise memnuniyetlerini dile getirerek, “Zorluğu vardı ama biz Kıbrıs gazisiyiz, macera yaşamış, savaş görmüş insanlarız. Bugün de valimizin sayesinde çok güzel bir gün geçirdik. Gazilerimiz adına valimize çok teşekkür ederiz.” ifadelerine yer verdi. Rafting eğitmeni ve Duman Doğa Sporları Kulübü Başkanı Adem Duman ise etkinlik hakkında “Sevginin en yüksek olduğu riskin en az olduğu Karasu Nehri’nde gazilerimizle rafting yaptık.” ifadelerini kullandı.