TEKNOLOJİ - 07 Eylül 2024 Cumartesi 11:42

OMÜ’nün bilgi birikimi ve araştırma kapasitesi sanayi sektörüne aktarılacak

A
A
A
OMÜ’nün bilgi birikimi ve araştırma kapasitesi sanayi sektörüne aktarılacak

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, OMÜ’nün sahip olduğu bilgi birikimi ve araştırma kapasitesini sanayi sektörüne aktaracaklarını söyledi.


OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Amasya’da savunma, havacılık, teknoloji ve tarım şirketlerine ziyaretler gerçekleştirerek incelemelerde bulundu. Üniversite ile sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirmek ve potansiyel ortak projeler geliştirme konusunda ayrıntılı görüşmeler içeren ziyaretler sonucunda bölgesel kalkınmaya destek sağlayacak iş birliği çalışmaları yapılması planlanıyor.



"OMÜ’nün sahip olduğu bilgi birikimi ve araştırma kapasitesini sanayi sektörüne aktaracağız"


Ziyaretlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi eğitim alanında bölgesinde en önemli aktörlerden birisi. Son zamanlarda ise bilimsel çalışmalarda ve araştırma-geliştirme (AR-GE) alanında çok daha ileriye gitmeyi başararak Türkiye’de de önemli üniversitelerin başında gelmeyi başardık. Bu başarılar ulusal ve uluslararası derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerine de yansıdı. Çalışmalarımız üniversitemizi araştırma üniversitesi adayı olmamıza vesile oldu. Bu ziyaretlerle üniversite-sanayi iş birliğini daha da güçlendirerek ortak projeler geliştirme konusunda fikir alışverişinde bulunduk. Firmalarımıza OMÜ’nün bilgi, birikim, deneyim ve bilimsel gücünün çıktılarını paylaşarak bölgesel kalkınmaya destek sağlamak istiyoruz. Firmalarımızın daha güçlü ekonomik yapılara dönüşerek ürün çıktı kalitesini artırarak ihracatı yüksek yapılara dönüşmesini arzuluyoruz" ifadelerini kullandı.



OMÜ Teknoloji ve Transfer Ofisi (TTO) ekinin de yer aldığı ziyarette önemli iş birlikleri için görüşmeler yapıldı. Sektörün önde gelen firmaları ile yapılan temaslar neticesinde OMÜ-TTO, araştırma geliştirme (AR-GE) çalışmaları kapsamında geliştirilen ürünlerin ticarileştirilmesi konusunda iş birliği çalışmaları gerçekleştirecek. Görüşmeler sırasında, üniversitenin sahip olduğu bilgi birikimi ve araştırma kapasitesinin sanayi sektöründe nasıl daha etkin bir şekilde kullanılabileceği üzerinde duruldu. Firma yetkilileri, firmanın mevcut ve gelecekteki projeleri hakkında Rektör Ünal’a detaylı bilgiler vererek üniversite ile yürütülebilecek işbirliklerine dair olası senaryoları paylaştı. Taraflar, akademik bilgi ve sanayi tecrübesinin birleşmesiyle ortaya çıkabilecek yenilikçi çözümler ve teknolojiler üzerine yoğunlaştı.


Ziyaretlerde Rektör Ünal, Orta Karadeniz İşadamları Platformu (OKİP) Başkanı Abdurrahman Karataş, Amasya Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Müdürü Bayram Ali Kukuş ve şirketlerin yöneticileri ile bir araya geldi.



OMÜ’nün bilgi birikimi ve araştırma kapasitesi sanayi sektörüne aktarılacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bahar ve Nihal Candan’ın aralarında bulunduğu 21 sanıklı dolandırıcılık davasının görülmesine devam ediliyor Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan’ın 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek’in ise 24 yıla kadar hapsi istenen 21 sanıklı davanın görülmesine devam ediliyor. Öte yandan duruşmaya gelen Nihal Candan kameralara kalp işareti yaptı. Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan’ın 14 yıldan 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek’in ise 8 yıldan 24 yıla kadar hapsi istenen davanın görülmesine devam edildi. Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanık Bahar Candan ile bir kısım diğer tutuklu sanıklar hazır bulundu. Duruşmada, Bahar Candan salonda bulunan anneannesine “Babam gelmeyecek mi?” diye sordu. Tutuklu sanık Candan’ın sık sık arkasına dönerek ablası Gülnihal Çiçek’in gelip gelmediğine baktığı da görüldü. Öte yandan Bahar Candan’ın ablası Nihal Candan ise kameralara kalp işareti yaptı. İddianameden Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 38 müşteki, 1 müşteki şüpheli ve Nihal ile Bahar Candan’ın aralarında bulunduğu 21 sanık yer almıştı. İddianamede tutuklu Gülnihal Çiçek’in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edildiği de aktarılmıştı. İddianamede Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun liderliğindeki şebekenin ucuza araç sattıklarını söyleyerek vatandaşları sazan sarmalı yöntemiyle dolandırdığı belirtilmişti. Bahar ve Nihal Candan’ın suç örgütünün hiyerarşik ve organik yapısı içerisinde yer aldığı iddianamede kaydedilmişti. İddianamenin devamında “Şüphelilerin önceki tarihlerde çeşitli televizyon programlarına uzun süre katıldığı, ünlü olduktan sonra magazin programlarında da yer aldığı, sosyal medya platformunda çok sayıda takipçiye ulaşması sebebiyle günümüzde sosyal medya fenomeni ve ekran yüzü olarak tabir edilen bir sıfatının bulunduğu, dolayısıyla toplumun geniş kesimleri tarafından tanınan bir sima olduğu, bu özelliği sebebiyle de suç örgütü tarafından dolandırıcılık eylemlerine yönelik düzenlenen özel toplantılarda mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadığı” ifade edilmişti. İddianamede örgüt lideri Onur Apaydın’ın örgüt içerisinde ‘gizli muhasebeci ve kasa’ konumunda olan Alisya Bahar Candan üzerinden bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve elde edilen suç gelirinin aklandığı belirtilmişti. Öte yandan mağdur temin etme görevlisi olan şüpheli Hacı İsrafil Sağlam iddianamede yer verilen ifadesinde örgüt toplantılarına katıldığını söyleyerek “Toplantılara üst kademeden herkes katılıyordu. Saha elemanları ve alt kademe asla katılamazdı. Örgütün üst yönetimindeki herkes iştirak ediyordu. Toplantıların ikisinde Nihal Candan’ı gördüm. Nihal Candan örgüt lideri Onur Apaydın’ın sevgilisiydi. Diğer şahıslar Nihal Candan’a saygı gösteriyor ve mesafeli davranıyordu. Nihal Candan’ın yanında örgütün iç işleyişine ilişkin konular araba alım satım işler konuşuldu” şeklinde beyanda bulunduğu da iddianamede ifade edilmişti. İddianamede Bahar Candan’ın ’suç örgütüne üye olmak’ suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar ’kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık’ suçundan ise 2 kez 12 yıldan 40 yıla kadar olmak üzere toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle, Nihal Candan’ın ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan diğer 20 şüpheli hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti.
Düzce Özel güne özel ziyaret Düzce Belediyesi, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Türkiye Harp Malulleri, Şehit, Gazi, Dul ve Yetimleri Derneği Düzce Şubesi ile Türkiye Muharip Gaziler Derneği Düzce Şubesi’ni ziyaret ederek üyeleri ile bir araya geldi. Buluşmada belediye hizmetleri ve sosyal çalışmalar konuşuldu. Düzce Belediyesi 19 Eylül Gaziler Günü’nde Düzce’de yaşayan gaziler ve yakınlarını yalnız bırakmadı. Gazileri temsilen Düzce’de faaliyetlerini sürdüren iki dernek; Türkiye Harp Malulleri, Şehit, Gazi, Dul ve Yetimleri Derneği Düzce Şubesi ile Türkiye Muharip Gaziler Derneği Düzce Şubesi’ne ziyaret düzenleyen Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri hem Gaziler Günü’nü tebrik etti hem de belediye hizmetleri hakkında merak edilen soruları cevapladı. Ziyaretlerde Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün selamlarını ileten kurum yetkilileri, şehit yakınları ve gaziler için yürütülen çalışmalar ve taleplerde tanınan öncelikten söz ederek soruları cevaplamayı ihmal etmedi. Türkiye Harp Malulleri, Şehit, Gazi, Dul ve Yetimleri Derneği Düzce Şube Başkanı Abdullah Markuş ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Düzce Şubesi Başkanı Lütfi Bulut da belediye çalışmalarından duydukları memnuniyeti dile getirerek talep ve önerilere karşı çözüm odaklı hareket eden bir sistem kurulduğunu ifade etti. Başkan Faruk Özlü’ye teşekkür etmeyi ihmal etmeyen Markuş ve Bulut iş birliği halinde çalışmaya her zaman devam edeceklerini belirterek belediye yetkililerine ziyaret için ayrıca teşekkür etti.
Mersin İnsansız deniz araçları dereceye girmek için mücadele etti Türkiye’de TEKNOFEST kapsamında ilki Mersin’in Erdemli ilçesinde düzenlenen İnsansız Deniz Aracı Final Yarışması’nın ikinci gününde suya bırakılan portatif tekneler, dereceye girmek için mücadele etti. Milli Savunma Bakanlığı ile ASELSAN işbirliğinde düzenlenen TEKNOFEST yarışları sürüyor. Türkiye’de ilk defa 19-22 Eylül tarihleri arasında Erdemli Balıkçı Barınağı’nda yapılan İnsansız Deniz Aracı Yarışması’nın ikinci gününde suda manuel gitme ve limana yanaşma etabının startı verildi. Dün yapılan teknik kontrollerde bir takımın elenmesiyle finale 26 takım çıktı. Bugün sabah saatlerinden itibaren takımlar yerini alarak, denizde verilen görevleri yerine getirmeye başladı. Sırayla çağrılan takımlar, teknelerini denize indirerek manuel sürüşle önce 5 etabı geçti, ardından da limana yanaştı. Gün boyu devam edecek yarışların tamamlanmasının ardından hafta sonu 2 gün süreyle otonom etabının gerçekleştirileceği belirtildi. Ankara’dan yarışmaya katılan Furkan Ahmet Karabulut, "Bugün bizim için iyi geçti. Beklediğimiz bir sonuçtu. Bizim aracımız yapılan testlerde gayet düzgün gidiyordu, bugün de bir sıkıntı yaşamadık. Düzgünce gittik park yerimize girdik ve geri geldik. Bizim hedefimiz kendimizi geliştirip, daha iyisini yapabilmek" dedi. İstanbul’dan yarışmaya katılan Muhammet Ali Taştan da, "Dün gerekli kontroller yapıldı. Bugün de kameradan alınan görüntü ile birlikte manuel bir şekilde engellerden kaçabiliyor mu, limana yanaşabiliyor mu onlar yapılacak. Hedefimiz dereceye girmek. Bunun için gece gündüz çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Hafta sonu otonom yarışları yapılacak TEKNOFEST Yarışmalar Koordinatörlüğü görevlisi Muhammet Fatih Şahin, "İnsansız Deni Aracı Yarışması’nın ikinci günündeyiz. Aralık ayında başlayan sürecin gerçek finalindeyiz. Takımlar bugün parkur üzerinde manuel olarak performanslarını gerçekleştirecekler. İlk olarak engellerden sakınma görevini tamamlayacaklar. Ardından da hakemlerimizin belirttiği limana yanaşmaya çalışacaklar" diye konuştu. Bugün 26 takımın mücadele edeceğini, puanlarını toplayacaklarını kaydeden Şahin, cumartesi ve pazar günü de otonom etabında puanlarını toplayacaklarını söyledi.
İstanbul Bakan Uraloğlu: "Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu 5,27 milyon ton azalttık" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, çevre hassasiyetine ve yenilenebilir enerjiye önem verdiklerini, hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma yönelik projeler hayata geçirdiklerini belirterek, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde 131 dönümlük dev güneş enerjisi santrali ile yılda 60 milyon lira tasarruf sağlayacaklarını ifade etti. Bakan Uraloğlu, 2053 sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda ulaşım odaklı sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeye yönelik adımlar attıklarını belirterek, “Yıllık yaklaşık 2 milyar 431 milyon litre akaryakıt tasarrufu elde ederken fosil yakıt tüketiminin çevresel etkisini de azaltmış olduk. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu 5,27 milyon ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağladık. Ülkemiz; karbonsuz havalimanı sertifikasına sahip 50 en yüksek sayıda sertifikaya sahip 2. ülke konumunda” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dünya Gazetesi’nin, “Sürdürülebilir İklim Ekonomisi” mottosuyla başlattığı “İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Ulaştırma ve Akıllı Altyapı Sistemleri Zirvesi”nde konuştu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak ulaşım ve iletişim stratejilerini küresel ve bölgesel şartlar ışığında yeniden tanımlamak ve bu stratejileri güncel tutmak için yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Dünyadaki hızlı nüfus artışı ve sanayileşme ile birlikte doğal kaynakların plansız kullanımı ne yazık ki iklim değişikliği gibi çevresel sorunlarla karşı karşıya kalmamıza sebep olmuştur. Her yıl artış gösteren kuraklık, kasırga, orman yangınları ve sel gibi doğal felaketler küresel çapta milyarlarca dolarlık ekonomik bilançoya sebep oluyor” dedi. “2053 net sıfır emisyon hedefi ve yeşil kalkınması politikası doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli eylemlerin belirlenmesi için de çalışmalara başladık” Bakanlık olarak, iklim krizinin Türkiye ve dünya açısından olumsuz etkilerini önemsediklerini ve üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmek için kararlılıkla çalıştıklarını vurgulayan Bakan Uraloğlu, çevre hassasiyeti ve karbon emisyonunun azaltılmasına önem vererek hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma yönelik projeler hayata geçirdiklerinin altını çizdi. Uraloğlu, “Vizyonumuz; Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa İklim Yasası gibi Avrupa Birliği’nin temel yaklaşımları ile birçok ortak paydaya sahiptir. Bilindiği üzere Avrupa Yeşil Mutabakatı; 2030 yılına kadar Avrupa kıtasında ulaşım odaklı karbon salınımını yüzde 50 azaltmayı, 2050 yılına gelindiğinde ise sıfır karbon salınımı hedefine ulaşmayı amaçlıyor. Türkiye olarak, küresel ekonomideki güç dengelerini etkileyecek bu ve benzeri uygulamaları her zaman yakından takip ediyoruz. Ayrıca ülkemizin Paris Antlaşması’na taraf olması ile birlikte ‘2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ ve ‘Yeşil Kalkınması Politikası’ doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedef ve eylemlerin belirlenmesi için de çalışmalara başladık” diye konuştu. “TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi Güneş Enerji Santrali’ni tamamlayarak yılda 15 milyon kilovat elektrik üretimine başladık” 2053 yılı için hedefledikleri sıfır emisyon doğrultusunda ulaşım odaklı sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeye yönelik somut adımlar da attıklarını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Örneğin günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin bilinciyle; 2017 yılında Karayolları İzmir 2. Bölge Müdürlüğünün enerji ihtiyacının bir kısmının karşılanması amacıyla güneş enerjisi santrali kurduk. Geçen yıl da Van 11. Karayolları Bölge Müdürlüğümüz sorumluluğundaki ikinci güneş enerjisi santralimizi tamamlayarak hizmete aldık. Kömürhan Güneş Enerjisi Santrali’nin yapım çalışmalarını tamamladık. Karayollarımız kapsamında Erzurum, Trabzon, Kars, Konya, İstanbul ve Van’a ikinci bir güneş enerjisi santrali yapılmasını da planlarımız arasına aldık. Yine, bu kapsamda İzmir Selçuk’ta TCDD tarafından kendi mülkiyeti üzerindeki alanda kurulan güneş enerjisi santralimiz de 2019 yılında hizmete açılmıştır. Çok yakın bir süre önce TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesinde 2023 yılında yapımına başladığımız 131 dönümlük dev güneş enerji santralini de tamamlayarak yılda 15 milyon kilovat elektrik üretimine başladık. Santralimiz, TÜRKSAT’ın Ankara’daki tüm yerleşkelerinin enerji ihtiyacını karşılayacak ve yılda 60 milyon lira tasarruf sağlayacak. Özetle bakanlığımız kurumlarındaki yenilenebilir enerji kaynaklarını arttırıyoruz” ifadelerini kullandı. “Yabani canlıların karıştığı trafik kazalarını azaltmak amacıyla vatanımızın dört bir köşesine yapılacak 15 yeni ekolojik köprü planladık” Yabani canlıların karıştığı trafik kazalarını azaltmak amacıyla ekolojik köprü uygulamalarının da çevre duyarlılığı açısından büyük önem arz ettiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, Türkiye’de yaban hayatı geçişi öncelikli olarak düzenlenmiş ilk köprünün, Gülek Boğazı ile Akdeniz’i bağlayan Tarsus-Pozantı Otoyolu’nun 30. kilometresinde inşa edildiğini anımsatarak, “ICA Kuzey Çevre Otoyolu Yatırım İşletmesi de otoyolu projemiz kapsamında Uskumruköy’de bir Ekolojik Köprü inşa etti. Şu anda Karayolları Genel Müdürlüğümüz sorumluluğundaki yol ağında toplam 8 ekolojik köprü bulunuyor. Aydın-Denizli Otoyolu’nda da bir ekolojik köprünün yapımına devam ediyoruz. Konya-Aksaray Devlet Yolu, Kaş-Kalkan Yolu ve Batman-Hasankeyf yolu Suçeken Boğazı mevkii gibi vatanımızın dört bir köşesinde de 15 yeni ekolojik köprü planladık. Demiryolu ağımızda da ilk ekolojik köprü Ankara Eskişehir Yüksek Hızlı Tren Hattında 2021 yılında açılmıştı. Bu hatta bir ekolojik köprü daha planlıyoruz. Dünyada yüksek hızlı tren hattına inşa edilen ilk ekolojik köprü olma özelliğindedir. Diğer yandan Halkalı Kapıkule Hızlı Tren Projesi kapsamında 3 ekolojik köprünün çalışmalarına da devam ediyoruz. Bu tür köprülerimizle birlikte proje inşa alanlarımızda yatırımlar kapsamında kesilen her ağacın yerine misliyle dikim de gerçekleştiriyoruz. Çünkü bizim hedefimiz tabiatın gösterdiği yoldan gitmek; yani onu tahrip etmeden, onunla uyum içinde yaşamayı başarabilmektir" şeklinde konuştu. “96,7 milyon fidanı daha yeşil bir Türkiye için toprakla buluşturduk” Bakan Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 76,5 milyon, kamu-özel iş birliği projeleri kapsamında da 20,2 milyon olmak üzere toplam 96,7 milyon fidanı daha yeşil bir Türkiye için toprakla buluşturduklarını belirterek, vatandaşları çevrenin ve doğal zenginliklerin korunması, kaynakların tükenebilir olduğu gerçeğini göz ardı etmeden bireysel tedbirlerin alınması konusunda duyarlı olmaya çağırdı. Uraloğlu, “Burada yeri gelmişken tüm vatandaşlarımızı da çevrenin ve doğal zenginliklerimizin korunması, kaynaklarımızın tükenebilir olduğu gerçeğini göz ardı etmeden bireysel tedbirlerin alınması konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum. Unutmamalıyız ki; doğa, gelecek nesillere bırakacağımız en önemli mirasımızdır. Son 22 yılda 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin 505 kilometreye yükselterek; yıllık yaklaşık 2 milyar 431 milyon litre akaryakıt tasarrufu elde ederken fosil yakıt tüketiminin çevresel etkisini de azaltmış olduk. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu 5,27 milyon ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağladık. Ayrıca artık iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yük ve yolcu taşımacılığında fosil yakıt kullanımından temiz enerji kullanımına bir geçiş söz konusu. 2035’te her iki araçtan birinin elektrikli olacağı öngörülüyor. Bu noktada bizler de ülkemizin ürettiği yerli ve milli aracımız TOGG’u fosil yakıtlı motorlar olmadan sadece elektrikli olarak üretiyoruz” dedi. Çevre dostu 2 gemiye 6 milyon dolarlık teşvik sağlandı Artık elektrikli ve otonom araçların hayatın bir gerçeği olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, bu noktada bu tür elektrikli araçların daha da yaygınlaşması ile elektrik enerji ihtiyacı ve erişilebilir şarj istasyonlarının önemli gündemlerden biri olacağını söyledi. Uraloğlu, “Bundan dolayı elektrikli araçların menzilleri ve mevcut şarj istasyonlarının konumları düşünüldüğünde yolcukların daha verimli hale getirilmesi ve elektrikli araç kullanımını teşvik etmeye yönelik projeler hayata geçirmekteyiz. Deniz taşımacılığının çevreye daha duyarlı olması amacıyla uluslararası gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Deniz ticaret filomuzun çevre dostu gemilerle büyümesi için de Hurdaya Ayrılan Türk Bayraklı Gemilerin Yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşvikine Dair bir yönetmelik hayata geçirdik. Bahse konu Yönetmeliğimiz; gemi sicillerimize kayıtlı 50 ile 50 bin groston arası ticari gemilerden 20 yaş ve üzeri olanları kapsamaktadır. Yeni gemilerin ana sevk sistemleri; çevre dostu bir enerji kaynağına dönüşecektir. Bu kapsamda Kapıdağ ve Ayşenaz isimli 2 gemiye 6 milyon dolarlık teşvik sağladık. Sadece gemiler için değil liman tesislerimiz içinde uzun yıllardır sürdürdüğümüz Yeşil Liman uygulamasını güncelleyerek emisyon salınımını daha da azaltmayı hedefliyoruz” diye konuştu. “Karbonsuz havalimanı projesini başlattık” Limanlarda kullanılan iş makinelerinde de fosil yakıt yerine yenilenebilir enerji ile çalışan sistemlere geçiş sürecine girildiğinin altını çizen Bakan Uraloğlu, Oluşturacakları mekanizma ile sektöre Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan 20 milyon avro hibe, 50 milyon avro uzun vadeli uygun maliyetli kredi desteği alacaklarını söyledi. Uraloğlu, “Havalimanlarımızda gerçekleşen faaliyetlerin çevresel etkilerini kontrol altına almak için de 2020 yılında Karbonsuz Havalimanı Projesi’ni başlattık. Uluslararası Havalimanları Konseyi tarafından yürütülen Havalimanı Karbon Akreditasyonu programı kapsamında hayata geçirdiğimiz bu projemiz; karbon salınımı, doğal kaynak kullanımı, atık ve kimyasalların yönetimini içermektedir. Dünyada 88 Ülkede toplam 587 havalimanının dahil olduğu programda; Ülkemiz, karbonsuz havalimanı sertifikasına sahip 50 havalimanıyla bu kapsamda Fransa’dan sonraki en yüksek sayıda sertifikaya sahip 2. ülke konumundadır” ifadelerini kullandı.