GÜNDEM - 06 Nisan 2025 Pazar 19:39

Kazada hayatını kaybeden baba-oğul toprağa verildi

A
A
A
Kazada hayatını kaybeden baba-oğul toprağa verildi

Samsun’da meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden baba ve oğlu, son yolculuklarına uğurlandı.


Samsun’un Çarşamba ilçesinde iki otomobilin çarpıştığı kazada hayatını kaybeden Aydın Aydın (58) ve oğlu Taner Aydın (33) toprağa verildi. Kazada hayatını kaybeden baba ve oğlu için Çarşamba ilçesi Çerciler Mahallesi’nde bulunan Merkez Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. İkindi namazını müteakip kılınan cenaze namazlarının ardından baba ve oğlu toprağa verildi.


Kaza, Samsun’un Çarşamba ilçesi Karaağaç Mahallesi mevkisinde dün gece meydana gelmişti. Samsun’dan Ordu istikametine gitmekte olan Zekeriya Ateş (49) idaresindeki 06 DV 3250 plakalı otomobil, yoğun sis nedeniyle sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı şeride geçerek Taner Aydın idaresindeki 55 FA 026 plakalı otomobille çarpışmıştı. Çarpışmanın etkisiyle hurdaya dönen araçlarda bulunan aynı aileden sürücü Zekeriya, eşi Gülcan (47) ve oğlu Emirhan Ateş (24) ile diğer araçtaki sürücü Taner Aydın ve babası Aydın Aydın hayatını kaybetmişti.



Kazada hayatını kaybeden baba-oğul toprağa verildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Trabzon ile Buhara kardeş şehir oldu Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve Özbekistan’ın Buhara kenti Valisi Botir Zaripov’un imzaladığı protokolle iki şehir kardeş ilan edildi. Trabzon ile Özbelistan’ın Buhara kenti kardeş şehir oldu. Kardeşlik protokolü, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve Buhara Valisi Botir Zaripov tarafından imzalandı. İmzalanan protokolle, iki şehir arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve ortak faaliyetlerin hayata geçirilmesi hedefleniyor. Protokol kapsamında, belediyelerin yetki ve sorumluluk alanlarına giren tüm konularda; sosyal, kültürel ve ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesi amaçlanıyor. İmza töreninde konuşan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, "Ata topraklarımızda bulunmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Buhara, tarihi ve kültürel değerleriyle son derece kıymetli bir şehir. Böyle güzide bir şehirle kardeş şehir olmak bizler için büyük bir onur ve gurur vesilesidir. Kardeşlik hukukunu yalnızca şehirler arasında değil, ülkeler düzeyinde de güçlendirmenin son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Bu vizyonu ortaya koyan ve Türk dünyasının birlik ve beraberliğini destekleyen kıymetli Cumhurbaşkanlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Tüm Türk dünyasının birlik, dayanışma ve ortak bir vizyon etrafında hareket etmesi, tarihimizin bize yüklediği önemli bir sorumluluktur. Buhara Belediyesi ile imzaladığımız kardeş şehir protokolü de bu büyük vizyona da hizmet edecektir. Önümüzdeki süreçte, özellikle turizm, eğitim ve ticaret başta olmak üzere birçok alanda iş birliğimizi artırmayı hedefliyoruz. Bu çalışmalar hem şehirlerimize hem de ülkelerimizin ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır. Aynı zamanda halklarımız arasındaki kardeşlik bağlarını da daha da pekiştirecektir" dedi. Buhara Valisi Botir Zaripov ise yaptığı konuşmada "Bu anlamlı iş birliği, sadece iki şehrin değil, aynı zamanda Özbekistan ve Türkiye’nin kardeşlik bağlarının da somut bir göstergesidir. İmzaladığımız protokol çerçevesinde, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda önemli iş birliklerine imza atmayı hedefliyoruz. Turizmden eğitime, ticaretten kültürel etkileşime kadar geniş bir yelpazede ortak projeler geliştireceğiz. Bu süreçte, hem şehirlerimizin kalkınmasına katkı sağlayacak hem de halklarımız arasındaki kardeşlik duygusunu daha da pekiştireceğiz" diye konuştu.
Kırıkkale Çiftçinin yüzü yağmurla güldü Kırıkkale’de son günlerde etkili olan yağışlar, kuraklıkla mücadele eden çiftçilere nefes aldırdı. Topraktaki nem oranının artmasıyla birlikte ekinlerde yeniden verim beklentisi arttı. Kırıkkale’de son günlerde etkili olan yağışlar, kurak geçen kışın ardından tedirginlik yaşayan çiftçilere adeta can suyu oldu. Yahşihan ilçesine bağlı Hacıbalı köyünde arpa ve buğday ekili tarlaların yeniden yeşermesi üreticiye umut verdi. Kurak geçen kış aylarının ardından toprakta nem oranının düşmesi, tarımsal üretimi olumsuz etkilemişti. Ancak son 5 gündür etkili olan yağmur sayesinde toprak suya doydu. Hacıbalı köyünde tarımla geçimini sağlayan çiftçiler, bahar yağışlarının zamanında gelmesiyle rahat bir nefes aldı. Kendi imkanlarıyla da sulama çalışmalarını sürdüren çiftçiler, devletin sağladığı desteklerin de üretim sürecine katkı sağladığını ifade etti. "Çiftçimizin yüzü güldü" Hacıbalı Köyü Muhtarı İbrahim Sağkol, 2024’te kuraklık nedeniyle istenilen verimin alınamadığını söyleyerek, "2025 yılında ekinlerimizi ve arpalarımızı ektik. Kışa doğru ektiğimiz ekinler yine kurak geçti. Kışın fazla bir yağış alamadık. Bahar aylarında tam da ümidimizi kesmişken, Cenab-ı Allah’a şükürler olsun 5 gündür yağmurunu, rahmetini esirgemedi. Çiftçimizin yüzü güldü. Ekinlerimiz, arpalarımız yavaş yavaş sararmaya başlamıştı ki yağmurlar geldi şükürler olsun. Şu an yağışlarımız iyi, çiftçimizin de yüzü gülüyor. Devletimize de teşekkür ediyorum. Mazot ve gübre desteklerini tam zamanında yatırdı, çiftçimize mazot ve gübre alabilme imkanı sağladı" dedi. Çiftçi Alirıza Kızılyar ise, "Kuyularda su azdı, kuraklık devam ediyordu. Allah’a şükür yağmur tam zamanında geldi. Gübrelemeyi yaptık, inşallah bereketli bir yıl olur" şeklinde konuştu. Kenan Kızılyar da sulama çalışmalarının devam ettiğini belirterek, "Yağmur ne kadar yağsa da biz yine sulamaya devam ediyoruz. Bir ay daha sulama yaparız. Rahmet olursa karşılığını alırız inşallah" ifadelerini kullandı. Arif Karakuş ise, "Bu yağmur bizi kurtardı. Ekinlerimiz gitmek üzereydi. Geçen seneye göre bu yıl daha iyi geçecek inşallah" dedi.
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç: "Yılda 20 milyar dolar yabancı yatırım çekmeliyiz" İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ABD’nin gümrük tarifelerini 90 gün durdurmasına ilişkin olarak, "ABD Başkanı çok yüksek vergi oranları açıklayıp yüksek bir el açtı. Şimdi doğru bir yere oturtmaya çalışıyor. Bugünden çerçevesi belirlenmiş, net bir süreç oluşturup gitmek mümkün değil. ABD tarifelerini dikkate alarak bizim de dinamik bir karşı politika belirlememiz gerekiyor. Türkiye gümrük vergilerini de avantaja çevirerek, yılda en az 20 milyar dolarlık düzenli ve sürekli doğrudan yabancı yatırım çekme ortamı sağlamalı" değerlendirmesinde bulundu. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın Nisan ayı Meclis toplantısında, Türk iş dünyasının gündemindeki konulara ilişkin görüşlerini açıkladı. Konuşmasına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak başlayan Avdagiç, "105 yıl önce 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu, bağımsızlık ve özgürlüğümüze giden yol açıldı. Dünyada ilk kez bir Meclis, bir milletin ‘kurtuluş’ savaşını yürütüp başarıyla sonuçlandırmış ve adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Milli Mücadelemize liderlik eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile her biri gerçek bir kahraman olan mebuslarımızı rahmet ve minnetle anıyorum" dedi. İsrail’in Gazze’de devam eden saldırılarına dikkat çeken Avdagiç, hem bir insan hem de İTO Başkanı olarak, İsrail’in pervasızlığını, aklına estiği yeri bombalama kabadayılığını şiddetle kınadığını söyledi. Avdagiç, esir takasından sonraki aşamaya geçilemediğini ve İsrail’in bütün yıkıcılığı ve zalimliğiyle yerle bir ettiği Gazze’yi yeniden bombalamaya başladığını belirtti. Avdagiç, "Gazze ve Filistin’den başlayarak tüm bölgede barışın yeniden hakim olmasını, insanlık için açık bir tehlike haline gelen İsrail’in bir an evvel durdurulmasını diliyorum" dedi. "Mehmet Başkan bu gök kubbe altında kalıcı bir iz bırakıp gitti" Avdagiç, vefat eden İTO’nun 1995-2005 yılları arasında Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yapmış Mehmet Yıldırım’a İTO camiası adına Allah’tan rahmet diledi. Avdagiç, "Mehmet Başkan, başkanlık döneminde de büyük ve öncü hizmetlerde bulundu. Gerçekten ne yaptıysa Odamıza ve İstanbul’a değer katmak için yaptı. Bu gök kubbe altında kalıcı bir iz bırakıp gitti. Kendisine bir kez daha Cenab-ı Hakk’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun" diye konuştu. Avdagiç, Meclis konuşmasında ABD’nin 185 ülke için açıkladığı ve ardından misilleme yapmayan ülkelere 90 gün ertelediği ilave gümrük tarifelerinin Türkiye’ye yönelik etkilerine ilişkin de görüşlerini paylaştı. Şekib Avdagiç, Türkiye’ye uygulanan yüzde 10’luk ilave gümrük oranının görece cazip gözüktüğünü ama başta Çin olmak üzere yüksek vergi konan bazı ülkelerin ABD dışındaki pazarlara karşı yeni stratejilerini ve bunun Türkiye üzerinde oluşturabileceği baskıları görmeden bir karar vermek için henüz çok erken olduğunu söyledi. Trump’ın 90 günlük tarife ertelemesi kararı aldığını hatırlatan Avdagiç, bunun ABD Başkanı’nın gümrük vergilerini duruma göre değişen bir araç olarak kullandığının bir örneği olduğunu belirtti. Avdagiç, "Çin’in agresif rekabet politikası Türkiye için önemli bir risk olarak öne çıkabilir. Çin, yüksek vergilerden dolayı ABD’ye satmakta zorlanacağı ürünleri fiyat kırarak üçüncü ülkelere ihraç etme yoluna gidebilir ve bu durum Türk ihracatçıları üçüncü ülke pazarlarında Çin’in sert fiyat rekabeti ile karşı karşıya getirebilir" açıklamasını yaptı. "Mevcut stabil konumumuzu muhafaza etmek öncelikli hedefimiz olmalı" Türkiye’nin sahip olacağı ilave bir ayrıcalıktan ziyade, yine bazı kalemlerde gelen ya da gelecek kötü bir tarifenin içine girmemesi gerektiğini kaydeden Avdagiç, şöyle devam etti: "Türkiye’nin ilave bir ayrıcalıktan öte, yine bazı kalemlerde gelen kötü bir tarifeye girmemesi lazım. Örneğin ABD tüm otomotiv ürünlerine ve araç ithalatına yüzde 25 vergi koyacaksa, o yüzde 10’luk ülkeleri de etkiliyor. Trump 1 döneminde çelik ve alüminyum ithalatına da çok yüksek vergi oranlarının konulduğunu unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla burada karşımızda çok hızlı ve görünmeyen vergi oranlarında değişiklik yapmaya açık bir idare olduğunu görmemiz lazım. Bence bu konuda mevcut stabil konumumuzu muhafaza etmek öncelikli hedefimiz olmalı." ABD Başkanı Trump’ın çok yüksek vergi oranları açıklayıp yüksek bir el açtığını belirten Şekib Avdagiç, "Şimdi doğru bir yere oturtmaya çalışıyor. Bugünden çerçevesi belirlenmiş, net bir süreç oluşturup gitmek doğru değil. Değişiklikleri dikkate alarak bizim de dinamik bir karşı politika belirlememiz gerekiyor. Türkiye’nin gümrük vergilerinin oluşturacağı sürecin ötesinde, yıllık en az 20 milyar dolarlık düzenli ve sürekli yabancı doğrudan yabancı yatırım çekmek durumunda" dedi. "Doğrudan yabancı yatırımlar için sürekli ve etkili çalışma yapmalıyız" İTO Başkanı Avdagiç, ABD’nin kendi içinde de farklı yaklaşımlar sergileyen bir tutumu, politikası olduğunu ve şu anda net bir şekilde Çin’in hedef tahtasına oturtulmuş durumda olduğunu kaydetti. Çin dışında tüm ülkelerle ve birliklerle görüşmelerin devam edeceğinin görüldüğünü belirten Avdagiç, "Bütün bunları dikkate alarak, gözlemleyerek çok dinamik bir yapı var diyebiliriz" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin doğrudan yabancı sermaye çekmesinin önemine dikkat çeken Avdagiç, şöyle devam etti: "ABD’nin gümrük vergileri gündeme gelmeden önce de Türkiye’nin genel anlamda doğrudan yabancı yatırımları artırma konusunda bir önceliği var. Türkiye’nin sürekli ve etkili bir şekilde çalışma yapması gerekiyor. Yapıyor da zaten bu konuda, bunu daha fazla artırmamız gerekiyor. Bu tarifeye bağlı oluşabilecek fırsatları da iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Türkiye’nin portföy yatırımından çok daha önemlisi, her sene doğrudan yabancı sermaye çekebiliyor olması." İTO Başkanı Avdagiç, Meclis konuşmasında, tüketimi durdurma çağrısına ve boykota şiddetle karşı çıktıklarını da kaydetti. Avdagiç, "Öncelikle siyasetin demokratik zeminde ve yasalarla belirlenmiş koşullar içinde yapılması elzemdir. Bu ülkenin insanlarının yine bu ülkenin insanlarını zarara uğratacak şekilde çağrılarda bulunmalarına anlam veremiyoruz. İş dünyası olarak, şirketlerimizin politikanın malzemesi haline getirilmesinden rahatsızız. Kaybedenin Türkiye’nin şirketleri, Türkiye’nin ekonomisi, 86 milyon vatandaşımızın fedakarlığıyla oluşturduğumuz üretim birikimi olmasına izin vermemeliyiz. Yapılan her mücadelenin devlet bilincine halel getirmeyen bir anlayışla, siyaset zemininde sürdürülmesini diliyoruz" ifadelerini kullandı.