ASAYİŞ - 22 Mart 2025 Cumartesi 14:03

Cezaevi müdürünün öldürülmesi olayını azmettirmekten kırmızı bültenle aranan hükümlü yakalandı

A
A
A
Cezaevi müdürünün öldürülmesi olayını azmettirmekten kırmızı bültenle aranan hükümlü yakalandı

Samsun İl Emniyet Müdürlüğü, 1998 yılında Samsun E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 1. Müdürü’nün öldürülmesi olayını azmettirmekten 20 yıl, diğer suçlardan da 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası bulunan ve kırmızı bültenle aranan hükümlüyü yakaladı.


Samsun İl Emniyet Müdürlüğü, organize suç örgütlerine ve firari hükümlülere yönelik yürüttüğü kararlı operasyonlarına bir yenisini daha ekledi. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü’nün yürüttüğü çalışmalar sonucunda, hakkında kırmızı bültenle uluslararası düzeyde arama kararı bulunan ağır hükümlü H.K., Atakum ilçesinde yakalandı.


Edinilen bilgilere göre, firari hükümlü H.K.’nin, 7 Mart 1998 tarihinde Samsun E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 1. Müdürü Zeki Bayrak’ın öldürülmesi olayının azmettiricisi olduğu ve bu nedenle 20 yıl hapis cezasına çarptırıldığı belirlendi. Ayrıca, KOM Şube Müdürlüğü’nce 2009 yılında yürütülen operasyon kapsamında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan da 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldığı tespit edildi. Toplamda 24 yıl 5 ay 10 gün kesinleşmiş hapis cezası ile aranan H.K.’nın "kumar oynanması için yer ve imkan sağlama" ile "tefecilik yapmak" suçlarından da 42 bin 500 TL adli para cezası bulunduğu öğrenildi.


5 Aralık 2022 tarihinden bu yana firari olan ve hakkında Interpol tarafından kırmızı bültenle uluslararası arama kararı çıkarılan hükümlü, Atakum ilçesinde saklandığı evde düzenlenen operasyonla kıskıvrak yakalandı.



"Firari suçlular için hiçbir yer güvenli değil"


Emniyet yetkilileri, operasyonun ardından yaptıkları açıklamada, "Adaletin tecellisi için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Firari suçlular için hiçbir yer güvenli değil. Şehrimizin huzurunu bozanlara göz açtırmayacağız" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Tek tuşla teşhis: İşte diş hekimlerinin yeni yardımcısı Türkiye’de yalnızca 5 merkezde kullanılan yapay zeka destekli diş muayene sistemi, Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ’de devreye alındı. Yapay zeka destekli "Craniocatch" sistemi, diş çürüklerinden kemik kaybına kadar pek çok hastalığı tespit ederek erken teşhis imkanı sunuyor. Önümüzdeki süreçte bu sistemin ağız kanseri teşhisinde de kullanılması hedefleniyor. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (KOSTÜ) Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi, yapay zeka destekli muayene dönemini başlattı. "Craniocatch" isimli yapay zeka programı, hastalıkları teşhis edip tedavi planı önererek diş hekimlerine yardımcı oluyor. Uygulamayı yaklaşık bir aydır kullanan Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, sistemin gelecekte kanser teşhisine de katkı sunabileceğini belirtti. Türkiye’de yalnızca 5 hastanede kullanılan bu teknolojinin, Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ’de devreye alındığı öğrenildi. "Tanı koyuyor, yetmiyor tedavi yöntemi sunuyor" KOSTÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nde Ağız, Diş, Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı’nda görevli Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, "Craniocatch" isimli yapay zeka programının detaylarını anlattı. Bu programı yaklaşık bir aydır kullandıklarına dikkat çeken Öçbe, "100’den fazla hastayı yapay zeka ile muayene ettik. Hasta ilk muayeneye geldiğinde, rutin görüntüleme yöntemi olan 2 boyutlu panoramik röntgen çekiliyor. Craniocatch, bu panoramik radyografiyi analiz ederek hem anatomik noktaları belirliyor hem de çürük, periodontal hastalıklar gibi mevcut rahatsızlıkların tanısını koyuyor. Bununla da kalmayıp hasta için bu mevcut hastalıkların tedavi planını oluşturuyor. ’Bu diş çürük, buna dolgu yapılması lazım, kemik kaybı var, diş boşluğu var, implant yapılması gerekiyor’ gibi bize detaylı tedavi yöntemi sunuyor" dedi. "Kocaeli’de ilk" Hastanın herhangi bir zararlı etkiye maruz kalmadığını vurgulayan Dr. Öçbe, yapay zeka programının hasta yönetim sistemiyle entegre çalıştığını söyledi. Sistemin işleyişini de anlatan Öçbe, "Hasta röntgeni çekildiğinde tek bir tuşa basmamız yeterli oluyor. Röntgen analizi butonunu bastığımızda hastanın tüm mevcut hastalıkları ve tedavi yöntemleri bize sunulmuş oluyor. Yapay zeka kullanarak ağız muayenesi yapıyoruz. Kocaeli’de ilk kez KOSTÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nde bu sistemi kullanıyoruz. Türkiye genelinde de sayılı üniversitelerde yer alıyor. Biz de kendi verilerimizle bu derin öğrenme algoritmasını geliştirmeye çalışıyoruz" diye konuştu. "Diş hekimleri olarak alışma sürecine giriyoruz" Yapay zekanın muayene sürecine katkısına değinen Dr. Öçbe, şu bilgileri verdi: "Şu an için sistemin verdiği verileri kontrol etmemiz gerektiğinden, muayene süresini kısaltmıyor. Ancak gelecekte ek algoritmalarla süreç daha hızlı hale gelebilir. Dünyada diş hekimleri olarak buna alışma sürecine giriyoruz. Beraber çalışmayı öğrenebileceğimiz bir zaman diliminde muayene süresini de kısaltacağını, tanıyı kolaylaştıracağını düşünüyorum. Türkiye’de bu algoritmanın kullanım yerinin 5’ten az olduğunu biliyorum. Umarım giderek yaygınlaşır" Tanı ve tedavi yöntemi sunuyor Dr. Öğretim Üyesi Melisa Öçbe, kullandıkları bu algoritmanın tanı sürecine katkısına ilişkin de detaylı bilgilendirmelerde bulundu. Öçbe, "Yapay zeka algoritması, anatomik noktaları tespit ediyor. Çürük, diş eti hastalıkları, periodontal hastalıklara bağlı olarak kemik kayıpları gibi bir çok şeyi tespit edilebiliyor. Diş çürüklerinin büyüklüğüne göre tedavi endikasyonun dolgu ya da kanal tedavisini seçiyor. Ayrıca çene kemiği içerisinde bulunan radyoopak ya da radyolüsent kemik içi lezyonları tespit edebiliyor ve bunlar için ön tanı sunabiliyor. Hastanın sahip olduğu diş dolgularda uyumsuzluk ya da yeni başlayan çürük varsa bunu gösterebiliyor. Bir röntgen çekildiğinde hastada gözüken tüm anatomik noktaları tek tek görebiliyoruz. Bu eğitimde de öğrenciler için sık başvurduğumuz bir yöntem. Klasik anlamda öğrenciyle röntgeni değerlendirirken, ’Burası neresi?’ diye sorduğumuzda bilebiliyor, bilemiyor veya karıştırıyor. Craniocath ile beraber bu anatomik noktaların hepsini tek seferde gördüğümüzde farklı renklerle etiketlenmiş birçok alan öğrencinin aklına çok iyi yer ediyor" dedi. "Bu algoritma kanseri teşhis edebilecek boyuta gelebilir" Öçbe, Craniocath’ın gelecekte hastalıkları daha erken teşhis edebilme potansiyeline sahip olduğunu da vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: "Kullandığımız Craniocatch algoritması mevcut hastalıkların tanısına yönelik bir sistem. Fakat dünyada yapay zeka radyoloji alanında çok fazla ilerledi. Artık yapılan çalışmalarda yapay zeka radyomiks uygulamaları bir ağız kanserinin prognozunu bize sunabiliyor. ’Bu kanser ve radyoterapi uygulanırsa iyileşebilir, tümör küçülebilir ya da radyoterepi tümöre hiç etki etmeyecek’ diyor. O zaman boşu boşuna hastalar radyoterapi almamaya başlıyor. Yapay zekayı, radyomiksi bu anlamda dünyada kullanan örnekler mevcut. Biraz daha veriye ihtiyaç var. Farklı toplumlardan, farklı üniversitelerden, ülkelerden gelecek verilerle radyomiksin ağız kanserini tespit etmedeki ya da prognozunu belirlemedeki hatta hastanın yaşam süresini belirlemedeki rolü de giderek önem kazanacak. Bu algoritma kanseri teşhis edebilecek boyuta gelebilir. Şu ana kadar bu hala geliştirilme aşamasında kısa zamanda bunun da başarılacağını düşünüyorum" "Bilgisayar başındayken öğrenebiliyor hale geleceğiz" Yapay zekanın hasta üzerindeki önemine de değinen Öçbe, "Normalde biz 3 boyutlu tomografik kesitlerde bir lezyonu farklı gri tonlarında görüyoruz. Bu gri tonları gözümüzle ayırt edebildiğimiz skalanın ötesinde, radyomiksle daha derin analiz edildiğinde lezyonun ön tanısı bile konulabiliyor. Histopatolojik değerlendirme, lezyonun kesin tanısı için altın standarttır. Fakat yalnızca yapay zeka radyomiks uygulamaları kullanılarak, lezyonun histopatolojik değerlendirmeye yakın bir ön tanısı elde edilebiliyor. Bu sayede, daha bilgisayar başındayken, biyopsi almadan, cerrahi işlem yapmadan ve örneği laboratuvara göndermeden lezyon hakkında bilgi sahibi olabileceğiz" şeklinde konuştu. "Her bölümde yapay zeka dersleri veriyoruz" KOSTÜ’nün yapay zekaya büyük önem verdiğini belirten Öçbe, "Biz KOSTÜ olarak hem iç işleyişimizde hem de akademik çalışmalarımızda, öğrencilerimizin eğitim süreçlerinde yapay zekayı yoğunlukla kullanıyoruz. Rektörümüzün bu konuya verdiği önem ve bizlere verdiği destek sayesinde mühendislik fakültesi, diş hekimliği fakültesi, hemşirelik gibi KOSTÜ’nün her bölümünde yapay zeka dersleri veriyoruz" şeklinde konuştu. "Yapay zekanın işimizi elimizden alacağını düşünmüyorum" Yapay zekanın diş hekimlerinin işini tehdit edip etmediği sorusuna yanıt veren Dr. Melisa Öçbe, "Craniocatch’ın CEO’su, aynı zamanda çok saygı duyduğumuz ve örnek aldığımız Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi uzmanı olan Prof. Dr. İbrahim Şevki Bayrakdar, ’Yapay zeka diş hekimlerinin işini elinden almayacak. Ama gelecekte yapay zeka ile çalışabilen diş hekimleri daha avantajlı olacak’ der. Ben de buna yüzde 100 katılıyorum. Bu sebeple en kısa zamanda yapay zekayı tüm işleyişlerimizde dahil etmemizin hepimizin faydasına olacağını düşünüyorum. Yapay zekanın işimizi elimizden alacağını düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.
İzmir Gençlerle iş dünyasını kampüste buluşturan fuar Öğrencilerine ve mezunlarına en iyi iş fırsatlarını sunmak hedefiyle çalışmalarını sürdüren İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), 76 firma ve 200 insan kaynakları yöneticisinin katılımıyla üç gün süren Kariyer Fuarı düzenledi. Fuara katılan yaklaşık 7 bin genç; teknoloji, tekstil, sağlık, iletişim ve turizm gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmalarla tanışma, yüz yüze özel görüşmeler yapma ve CV’lerini bırakma şansı yakaladı. Gelecekte çalışmayı ya da staj yapmayı hayal ettikleri markalarla kampüs içinde kolaylıkla görüşme imkanı bulan gençler, yeni kariyer fırsatlarının da temelini attı. İEÜ Kariyer Yönlendirme Merkezi ve Mezunlarla İlişkiler Ofisi tarafından, sadece üniversite mensuplarına açık olarak düzenlenen fuar kapsamında, öğrencilerin gerçek bir iş görüşmesi deneyimini yaşaması için ‘Mülakat Simülasyonu’ da gerçekleştirildi. Kısa sürede diploma alarak çalışma hayatına atılmayı bekleyen gençler, profesyonel insan kaynakları yöneticisiyle bir araya gelerek iş görüşmesinde nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda özel bilgiler edindi. İEÜ Mezunlarla İlişkiler Ofisi Koordinatörü Özge Kulaçoğlu, fuarın büyük bir coşku ve heyecanla geçtiğine dikkat çekerek, firmaların da üniversiteden memnuniyetle ayrıldıklarını belirtti. Bu yıl fuarın kapsamını genişlettiklerini, firmaların belirlenme sürecinde de çok hassas davrandıklarını dile getiren Kulaçoğlu, bunun olumlu yansımalarını fuar boyunca gördüklerini belirtti. Firmalar için de fırsat Önümüzdeki senelerde de fuarı düzenlemeye devam edeceklerini ifade eden Kulaçoğlu, "Öğrencilerimiz ve mezunlarımız, fuar sayesinde farklı sektörlerden işverenlerle görüşerek yeni kariyer fırsatlarını keşfetti, staj ve iş imkanları hakkında bilgi aldı, profesyonel ağlarını genişletti. Fuar, aradıkları nitelikli iş gücüne hızlıca ulaşmak, ekiplerini genç beyinlerle güçlendirmek isteyen firmalarımız için de bir fırsattı. Geçtiğimiz yıllardaki fuarların ardından, çok sayıda gencimiz hayal ettikleri firmalarda işe başlamıştı. İnanıyorum ki, bu yılki fuarımızdan sonra da öyle olacak. Fuarımıza katılan tüm firmalara, öğrencilerimize ve mezunlarımıza teşekkür ediyorum" dedi.
Elazığ Doğuştan bağırsağının bir kısmı olmayan bebek Elazığ’da sağlığına kavuştu Doğuştan bağırsağının bir kısmı olmayan, 3 binde bir görülen hastalıkla doğan bebek, Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde düzenlenen operasyonla sağlığına kavuştu. Bingöl’den Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesine anne karnındayken sevk edilen bebekte, 3 bin doğumda bir görülen jejunal atrezi tespit edildi. Doğumun gerçekleşmesinin ardından yenidoğan yoğun bakım ünitesine alınan ve Çocuk Cerrahisi Kliniği hekimlerinden Op. Dr. Fikret Ersöz tarafından muayene edilen bebeğin bağırsağının bir kısmının olmadığı ve besinlerin geçişinin mümkün olmadığı görüldü. Bunun üzerine ameliyat planlandı. Yapılan ameliyatla sağlığına kavuşan bebek, sağlıklı bir şekilde beslenmeye başladı. Jejunal atrezinin 3 bin doğumda bir görülen nadir bir durum olduğunu dile getiren Op. Dr. Fikret Ersöz, "Atrezi, bağırsağın bir kısmının olmaması demek. Yaşamın devam etmesi için yediğimizin bağırsaklara devam etmesi gerekiyor. Herhangi bir yerde tıkanıklık olduğu zaman yaşamla bağdaşmayan bir durum ortaya çıkıyor. Bu bebeğimiz zaten anne karnındayken kadın doğum tarafından Bingöl’de takipteymiş. Orada doğmadan önce bebeğin bağırsağında bir sıkıntı olabileceği söylenerek bizim hastanemize gönderildi. Yaptığımız muayenede gerçekten bağırsağın bir kısmının olmadığını, tıkalı olduğunu tespit ettik ve bu durumun hemen ameliyat olması gerektiğine karar verdik. Yaklaşık bir buçuk saat süren bir ameliyat gerçekleştirdik. Bu gibi durumlar 3 bin doğumda bir görülen nadir hastalıklardır. Çok güzel bir cerrahi oldu. Bu ameliyattan sonra hastaların bakımı gerçekten çok önemli, yeni doğan ünitesi gerçekten çok büyük emek sarf ediyor. Yeni doğan ekibine, Dr. Meral ve Dr. İlkay hanıma, burada çalışan bütün emekçi arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Şu anda bebeğimiz besleniyor, kakasını yapıyor, bundan sonra taburcu planlıyoruz" dedi. Çok tehlikeli bir süreç atlattıklarını aktaran bebeğin babası İdris Buttanrı, "Tehlikeli bir süreç yaşadık. 22 Şubat’ta saat gece saat dörtte eşim rahatsızlandı. Bingöl Kadın Doğum Hastanesine gittik, bizi Elazığ’a sevk ettiler. Gece saat beşte geldik, saat 10 sıralarında doğum gerçekleşti. Çocuğun ameliyat olması gerektiğini söylediler. Fikret hocama denk geldik. Allah razı olsun. Fikret hocamızla tanıştık konuştuk, çok yardımcı oldu. Pazartesi günü saat birde çocuğu ameliyata aldılar. Ameliyat sonucunda çocuk rabbime şükürler olsun iyileşti, sağlığına kavuştu. Bu arada bize çok yardımcı oldular, bize çok emek sarf ettiler, çok hizmet ettiler. Rabbim onlardan razı olsun. Onlara çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Yozgat Yozgat’ta yılın ilk kuzuları dünyaya gelmeye başladı Yozgat’ta küçüklüğünden beri hayvan yetiştiriciliği yapan Yusuf Taner Yiğit, geleneksel yöntemlerle yaptığı koç katımı sonrası ilk kuzuları sürüsüne dahil etti. Yozgat’ın Sorgun ilçesinde yaşayan Yusuf Taner Yiğit, çocukluğundan beri küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile uğraşıyor. 53 yaşındaki Yiğit, atadan ve dededen gördüğü şekilde Ekim ayının 15-20’sine denk gelen tarihlerde koç katımı yapıyor. Koyunların birer birer yavruladığını söyleyen Yiğit, doğumların gayet güzel sürdüğünü söyledi. Yavrusu doğacak olan koyunlara dikkat etmek gerektiğini ifade eden Yiğit "Bazı doğumlarda kuzu ufak olur, ayağa kalkamaz. Ya da ikiz doğumlar olur. Anne yavrulardan birini kabul etmez. Biz o yavruyu başka anneye veririz" dedi. "Koyun doğum yaparken yanında olursan sıkıntı yok" Doğum yapan koyunlara dikkat etmek gerektiğini söyleyen Yiğit, "Yeni doğmuş olan kuzu kalkamayacak durumda olduğunda bunu fark edersen sıkıntı yok. Yanında olmazsan ikiz doğumlarda sıkıntı olur. Koyun bir yavruyu alıyor, diğerini almıyor. İkizleri veya yavrusunu almayanları sürüden ayrı yere koyduk. Özel yer yaptık. 3-4 gün veya bir hafta burada durduğu zaman koyunlar kabulleniyor. 35-50 arası koyunun doğum yaptığını tahmin ediyorum. Doğumlar yaklaşık bir ay sürer" cümlelerini kullandı. "2025’in ilk kuzuları bunlar" "Vaktinde yaptığımız koç katımı sonrası doğan ilk kuzular bunlar. 2025’in ilk kuzuları. Yavrulardan bazen küçük doğan oluyor, anne karnında çürüyen oluyor. İkiz kuzulardan biri sağlam doğarken öteki çürük çıkıyor. Bazen ikisi çok güzel veya ikisi çok ufak oluyor. Dışarı bıraktığımız koyunlar oldu. 8-10 koyunda bunu yaşadık, erken doğum oldu. Artık dışarı bırakmadık. Doğum yapacak olan koyunları takip edip özellikle ikiz doğum yapan varsa takip etmek gerekir" şeklinde konuştu.