POLİTİKA
31 Aralık 2025 Çarşamba - 16:13 Cevdet Yılmaz: "Bu yıl uyguladığımız programla; istikrarı güçlendiren, kapsayıcı refahı önceleyen politikalarımızı hayata geçirdik" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bu yıl, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde uyguladığımız programla; istikrarı güçlendiren, kapsayıcı refahı önceleyen politikalarımızı hayata geçirdik" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden yeni yıl mesajı yayımladı. Yılmaz, mesajında 2025 yılının değerlendirmesine yer verirken Türkiye’nin 2026 yılı hedeflerinden de bahsetti. Yılmaz, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "2025 yılı, Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda; ekonomiden sosyal politikalara, diplomasiden şehirleşmeye uzanan geniş bir alanda yoğun çalışmalar yürüttüğümüz bir yıl oldu. Bu yıl, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde uyguladığımız programla; istikrarı güçlendiren, kapsayıcı refahı önceleyen politikalarımızı hayata geçirdik. Büyümede, ihracatta, turizmde olumsuz dış şartlara rağmen kazanımlarımızı daha ileriye taşımayı başardık. Enflasyonda başlayan düşüş eğilimi sonucunda, ocak ayı itibarıyla 20’li rakamları görmeyi bekliyoruz. 2026 yılı boyunca da programımızı kararlılıkla uygulayarak; vatandaşlarımızın satın alma gücünün yükseldiği, kalıcı refahın güçlendiği bir zemini adım adım inşa etmeye devam edeceğiz. Gıda, enerji, lojistik ve konut başta olmak üzere kritik alanlara öncelik vermeyi; eğitim, sağlık, adalet ve emniyeti yine vazgeçilmez önceliklerimiz arasında tutmayı sürdüreceğiz." "455 bininci konutu hak sahiplerine teslim ettik" 2025 yılının aynı zamanda, deprem bölgesinin yeniden ihyasında önemli bir eşiğin aşıldığı bir yıl olduğuna değinen Yılmaz, "Söz verdiğimiz gibi, 455 bininci konutu hak sahiplerine teslim ederek depremin yaralarını sarmada büyük bir mesafe kat ettik. 2026’da ise 500 bin sosyal konut hamlesiyle hem vatandaşlarımızın kendi evlerine kavuşmalarını sağlayacak büyük bir seferberliği başlatıyor, hem de dirençli şehirler inşa etme politikamızı daha geniş bir tabana yayıyoruz. Güvenlik alanında Terörsüz Türkiye yolunda büyük bir mesafe kaydettik. Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefiyle; iç cephemizi tahkim edecek, bölgemizde oluşan güvenlik ikliminin yayılmasıyla hem ülkemizin hem de bölgemizin kalkınmasına güçlü bir ivme kazandıracağız" dedi. "2026 yılı ülkemiz için bir ‘Zirveler Yılı’ olacaktır" Dış politikada ise barış ve istikrara katkı veren etkin diplomasi anlayışının sürdürüldüğünü kaydeden Yılmaz, "Suriye’de kalıcı barış ve yeniden yapılanma, Gazze’de ateşkesin sağlanması, Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi yönündeki süreçlerde; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın inisiyatif alan liderliğiyle aktif ve yapıcı bir diplomatik rol üstlendik. 2026 yılında da çatışmaların yerini barışın aldığı bir bölgesel ve küresel iklim için gayretle çalışacağız. NATO Zirvesi’nden BM Taraflar Konferansı COP31’e, Türk Devletleri Zirvesi’nden Antalya Diplomasi Forumu’na; 2026 yılı ülkemiz için bir ‘Zirveler Yılı’ olacaktır. Bölgemizin ve dünyanın temel meseleleri ev sahipliğimizde ele alınacaktır" ifadelerine yer verdi. "Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile her alanda ilerlemeyi sürdüreceğiz" Yılmaz paylaşımının devamında şu ifadeleri kullandı: "Gereksiz polemiklerden ve yapay tartışmalardan uzak durarak; gerçekçi, sonuç odaklı ve insanı merkeze alan politikalarımızı güçlü bir koordinasyon ve ortak akıl anlayışıyla hayata geçirmeye devam edecek, Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile her alanda ilerlemeyi sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle, 2026 yılının ülkemiz, milletimiz ve başta mazlum coğrafyalar olmak üzere tüm insanlık için barışa, huzura ve refaha vesile olmasını diliyorum. Sağlıkla, umutla ve sevdiklerinizle birlikte nice yıllara."
31 Aralık 2025 Çarşamba - 16:10 RTÜK Başkanı Daniş: "Kurulumuz, eleştiri ve farklı görüşlerin çoğulcu yayıncılık içinde yer almasını önemser" Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Mehmet Daniş, "Kurulumuz, eleştiri ve farklı görüşlerin çoğulcu yayıncılık içinde yer almasını önemser; ancak mevzuatın açıkça ihlal edildiği durumlarda da yetkisini kullanmakla yükümlüdür" dedi. RTÜK Başkanı Mehmet Daniş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, RTÜK’ün denetim ve yaptırım süreçlerinin; 6112 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde, yayın içeriklerinin somut ihlalleri esas alınarak yürütüldüğünü kaydetti. Daniş, şu ifadelere yer verdi: "Üst Kurul kararları gerekçeli olarak alınır; kamuoyunun incelemesine açık biçimde Kurumumuzun resmî internet sitesinde yayımlanır. Ayrıca, kararlar yargı denetimine açıktır; yayın kuruluşları hukuki başvuru yollarını kullanabilmektedir. Bu kapsamda, 01 Ocak-31 Aralık 2025 tarihleri arasında Üst Kurulumuz tarafından 34 farklı medya hizmet sağlayıcıya toplam 90 idari para cezası uygulanmış; ayrıca program durdurma, katalogdan çıkarma, geçici yayın durdurma ve yayın lisansı iptali müeyyideleri uygulanmıştır. RTÜK; ifade özgürlüğü ile kişilik hakları, çocukların korunması, toplumsal barış ve yayıncılık etiği arasındaki hassas dengeyi gözeterek görevini sürdürmektedir. Kurumumuz, eleştiri ve farklı görüşlerin çoğulcu yayıncılık içinde yer almasını önemser; ancak mevzuatın açıkça ihlal edildiği durumlarda da yetkisini kullanmakla yükümlüdür. Üst Kurul Üyemiz İlhan Taşcı’nın yapmış olduğu paylaşıma istinaden, ilgili bilgilendirici açıklamamız kamuoyuna saygıyla duyurulur."
31 Aralık 2025 Çarşamba - 15:26 Emine Erdoğan, yıl boyunca katıldığı programlarda İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma dikkat çekerek zulmün sona ermesi için uluslararası topluma çağrılarda bulundu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi, Birleşmiş Milletler (BM) Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan, yıl boyunca yurt içi ve dışında katıldığı programlarda başta Gazze olmak üzere sıfır atık, ailenin önemi ve çocuk haklarının korunması gibi konularda farkındalığı artırmak için çalıştı. Emine Erdoğan, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da başta Gazze’deki durum üzere, sıfır atık konusuyla ilgili yurt içi ve dışında yoğun faaliyetlerde bulundu. Emine Erdoğan bunun yanı sıra, Gazze’deki soykırıma ilişkin ulusal ve uluslararası kamuoyunun farkındalığını artırmak ve zulmün sona ermesi için faaliyetlerini yıl boyunca sürdürdü. Vatikan’da 2 Temmuz’da Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile de görüşen Emine Erdoğan, kalıcı ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması için Papa’ya "Gazze konusunda Hristiyan dünyası daha gür sesle destek çıkmalı" çağrısı yaptı. Emine Erdoğan, Filistin’de kalıcı ve sürdürülebilir barış için iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesinin ve Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülkelerin sayısının artmasının önemini dile getirdi. Melania Trump’a Gazze mektubu Emine Erdoğan, 23 Ağustos’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın eşi Melania Trump’a, Ukrayna’daki savaş için gösterdiği hassasiyeti Gazze’deki insani kriz için de göstermesi çağrısında bulunduğu mektup gönderdi. Gazze’nin tarihte benzeri görülmemiş zalimliğe, çağın en acı soykırımına sahne olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, mektubunda, BM Çocuk Fonu’nun, 45 dakikada bir çocuğun öldürüldüğü Gazze’de, yerin üstünü çocuklar için bir "cehenneme" yerin altını ise bir "çocuk mezarlığına" benzettiğini aktardı. Emine Erdoğan, kahkahaları susturulanların yalnızca Ukrayna’nın çocukları olmadığını, Filistin’in çocuklarının da aynı neşeyi, aynı özgürlüğü, aynı onurlu geleceği hak ettiklerini belirterek, "Gazze’deki insani krizin durdurulmasına yönelik güçlü çağrınızı içeren bir mektubu da İsrail Başbakanı Netanyahu’ya göndermeniz son derece anlamlı olacaktır" ifadelerini kullandı. İspanya’nın Ankara Büyükelçiliği ve Muğla Fahri Konsolosluğunca, 8 Ekim’de CSO Tarihi Salon’da, flamenko gösterisinin de yer aldığı "Rüzgar Gibi Özgür Filistin İçin Tek Yürek" yardım etkinliği düzenlendi. Etkinliğe katılan Emine Erdoğan, "Bu anlamlı etkinlikte, Filistinli kardeşlerimiz için buluştuk. Flamenko’nun zarafeti ve duygusu, Gazze’nin yaralı kalbine dokundu. Filistin’de devam eden soykırıma karşı sanatın birleştirici gücüyle bir araya gelip insanlığın vicdanına seslendik" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nca 9 Aralık’ta düzenlenen "Soykırımın Kadın Tanıkları: Gazze’de Medya ve Direniş" programına katıldı. Programda konuşan Emine Erdoğan, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin insanlığa gönül koyarak hayata veda ettiklerini belirterek "O nedenle haksızlığa, yalana, adaletsizliğe, ayrımcılığa, soykırıma ve cümle kötülüğe savaş açmak hepimizin en meşru savaşıdır" dedi. İsrail ve onların enformasyon şiddetine ortak olan medya kuruluşlarıyla dünya kamuoyunun defalarca manipüle edildiğini ifade eden Emine Erdoğan, "Ne acı ki, dünyanın birçok yerinde bu yalanlara inanarak soykırıma alkış tutanlar oldu. Artık demokrasi ve insan hakları gibi evrensel değerlerin, ötekileştirilenler söz konusu olduğunda yalnızca bir tekerlemeden ibaret olduğunu biliyoruz. İnanıyorum ki biz hakikatin ışığını yansıttıkça bugün Gazze’nin üstüne çöken karanlık, yarın insanlığın topyekun direnişiyle inşallah aydınlığa dönüşecektir" diye konuştu. Emine Erdoğan, Gazze’de İsrail ateşi altında bir araçta mahsur kalarak hayatını kaybeden 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan "Hind Rajab’ın Sesi" filminin 16 Aralık’ta Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki gösterimine katıldı. Filme ilişkin konuşan Emine Erdoğan, "Gazze’de acımasızca hayattan koparılan 6 yaşındaki Hind Rajab’ın sesi, tüm dünyanın duyduğu ama kimsenin cevaplamadığı bir imdat çığlığıydı. O çığlığın karanlıkta kaybolmasına izin vermeyen, vicdanları uyandıran, hafızaları diri tutan ’Hind Rajab’ın Sesi’ filmini boğazımızda düğümlenen bir acıyla izledik. Yavrumuzu ve şehit düşen tüm Filistinli kardeşlerimizi rahmetle anıyorum" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, 26 Aralık’ta Kalyon Vakfı ve Türk Kızılay iş birliğinde, Gazze’de yıkımın içinden doğan vakur direnişi sanatın diliyle görünür kılma amacıyla Nişantaşı’nda Kalyon Kültür’ün bulunduğu Tarihi Taş Konak’ta düzenlenen "Kalanlar" Filistin Sergisi’nin açılışına da katıldı. Programda konuşan Emine Erdoğan, "Bizim televizyon ekranlarına yansıdığında bakmakta dahi zorlandığımız bu yakıcı acıların merkezinde yaşayan Filistinliler, dipdiri bir imanla ’Allah bize yeter. O ne güzel vekildir’ diyorlar. O yüzden hala boyunlarında evlerinin anahtarlarını taşıyorlar. O anahtarlarla bir gün yeniden evlerinin kapılarını açmak için sabrediyorlar. Küllerinden doğacak bir Gazze’ye inanıyorlar. Biz de inanıyoruz" ifadelerini kullandı. Filistin’i savunmanın, Filistinliler kadar tüm insanlığı, onu ayakta tutan değerleri ve en başta da insan kalma hakkını savunmak anlamına geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, "Uluslararası topluma şu gerçeğin çok iyi anlatılması gerek, eğer bugün çocuklara kurşun sıkılabiliyorsa, açlığa mahkum edilen bebekler ağlamaktan katılıyorsa, kadınlar yoksulluk ve çaresizlik içinde çırpınıyorsa, hastalar ilaçsızlıktan ölüyorsa, erkekler İsrail zindanlarında ağza alınmayacak işkencelere maruz kalıyorsa ve tüm bunlar dünyanın gözü önünde olabiliyorsa, artık dünyada hiçbir insan güvende değildir" değerlendirmesinde bulundu. Sıfır atık, sürdürülebilirlik ve çevre kirliliği Sıfır atık, sürdürülebilirlik ve çevre kirliliğinin önlenmesi gibi konularda farkındalığı artırmayı hedefleyen Emine Erdoğan, bu kapsamda yurt içindeki programlara ev sahipliği yaptı, yurt dışında da çok sayıda programa katıldı. Emine Erdoğan, bu yıl da çok sayıda lider eşi ve uluslararası üst düzey temsilciyle görüştü. Resmi temaslarda bulunmak üzere Pakistan’ın başkenti İslamabad’a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik eden Emine Erdoğan, 13 Şubat’ta "Döngüsel Ekonominin İlerletilmesi: Sürdürülebilirlik İçin Pakistan-Türkiye Ortaklığı" etkinliğine katıldı."Dönüşümsel Ekonomi ve Sıfır Atık" temasıyla düzenlenen etkinlikte konuşan Emine Erdoğan, "Her alanda ekolojik dengeyi yeniden tesis edecek politikalar üretmeliyiz. Yapılacaklar listemizin en başında, döngüsel ekonomiyi bir an önce hayata geçirmek yer alıyor. Çünkü döngüsel ekonomi çevre dostudur. Daha az kaynak tüketir ve kaynakların önemli bir kısmını geri kazanmayı hedefler." ifadelerini kullandı. BM’de "Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Etkinliği"nde konuştu Emine Erdoğan, BM’nin 30 Mart "Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Etkinliği"nde konuşma yapmak üzere gittiği New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü. Görüşmede Emine Erdoğan, iklim krizi ve çevre sorunlarının ancak kolektif bir çabayla çözülebileceğini belirterek, "Sıfır Atık" hareketini sadece bir çevre politikası olarak değil, insanlığın ortak geleceğini koruma sorumluluğu olarak gördüklerini vurguladı. Emine Erdoğan, Guterres’in de katılımıyla BM Genel Kurulu’nda Türkiye’nin BM Daimi Temsilciliği, Sıfır Atık Vakfı, BM Çevre Programı ve BM-Habitat tarafından "Moda ve tekstilde sıfır atığa doğru" temasıyla düzenlenen 30 Mart "Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Etkinliği"nde katılımcılara hitap etti. Moda ve tekstil sektörünün çevre kirliliğinde çok yüksek bir payı olduğuna işaret eden Emine Erdoğan "O nedenle, biz de bu yılki kutlamalar için ’Moda ve Tekstilde Sıfır Atığa Doğru’ temasını seçtik. Bunun sebebi, kullan-at merkezli bir anlayışın ne yazık ki sektörün ana karakteri haline gelmesidir. ’Yavaş ve sürdürülebilir modayı’ hayata geçirmek artık hepimiz için bir zorunluluktur" dedi. Emine Erdoğan, "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" dolayısıyla Türkiye’nin yurt dışında bulunan temsilciliklerinde yapılan özel etkinliklere de video mesaj gönderdi. Mesajında bu yıl "Uluslararası Sıfır Atık Günü"nün 3’üncü yılının kutlandığını belirten Emine Erdoğan, "Her bir saniyede, bir çöp kamyonu dolusu giysi yakılıyor ya da dünyanın atık depolama sahalarına gönderiliyor. Üzerimizden kolayca çıkarıp attığımız kıyafetleri, doğa üzerinden çıkarıp atamıyor" diye konuştu. Sıfır Atık Enstitüsü kuruldu Birleşmiş Milletler (BM), Sıfır Atık Vakfı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) iş birliğinde 12 Mayıs’ta Sıfır Atık Enstitüsü kuruldu. Emine Erdoğan, Türkiye ve dünya için hayırlı olması temennisinde bulunduğu Enstitü’nün, çevre alanında Türkiye’nin ilk akademik yapılanmalarından biri olarak büyük bir sorumluluğu omuzladığını vurguladı. Sıfır Atık Vakfı, her türlü atığın, bilinçsiz su ve elektrik tüketiminin çevreye verdiği zararlara dikkati çekmek amacıyla 5 Haziran’da "Farkında mısın?" kampanyası başlattı. Emine Erdoğan, Dünya Çevre Günü dolayısıyla hazırlanan kampanyaya ilişkin "Her yıl yaklaşık 11 milyon ton plastik atık, göllere, nehirlere, denizlere ulaşıyor. Plastiklerin parçalanmasıyla oluşan mikroplastikler, gıdamıza, suyumuza, hatta soluduğumuz havaya sızıyor. Yani farkında olmadan canımıza karışıyor. Bugün bu vahim tabloya ’Dur’ demezsek, veriler yakın gelecekte çevreye sızan plastik miktarının yüzde 50 artacağını söylüyor" ifadelerini kullandı. Sıfır Atık hareketinin sadece bir proje değil farkındalığın, vicdan eksenli ve bilinçli bir insanlığın yol haritası olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, "Tek yapmamız gereken, tamir ettirmek, dönüştürmek ve yeniden kullanmak. 5 Haziran Dünya Çevre Günü, hepimiz için bir milat olsun. Plastik kirliliğine karşı tek yürek mücadele edelim. Toprağın diliyle konuşalım, suyun çağrısına kulak verelim. Farkında olanlardan olalım. Zira gelecek, farkındalıkla yeşerecek" çağrısında bulundu. Papa 14. Leo’dan "Sıfır Atık" hareketine destek istedi Emine Erdoğan, Vatikan’da 2 Temmuz’da Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile görüştü. Görüşmede, Emine Erdoğan, uluslararası toplumun bugün pek çok hayati sınamayla karşı karşıya olduğunu belirterek, bunlardan birinin de iklim değişikliğiyle mücadele olduğuna işaret etti. Kendisinin de kişisel olarak öncelik verdiği iklim değişikliği konusunda Türkiye’de başlattıkları "Sıfır Atık" hareketinden Papa’ya bahseden Emine Erdoğan, iklim değişikliğiyle mücadele meselesinin, Türkiye ile Vatikan arasında güçlü iş birliği potansiyeli taşıdığına inandığını belirtti. Emine Erdoğan, Papa 14. Leo’ya, BM bünyesinde kurumsallaşan "Sıfır Atık" hareketine destek vermesinin önemli olduğunu söyledi. Papa 14. Leo’nun da buna karşılık "Kesinlikle birlikte çalışma yolları bulmalıyı." dediği öğrenildi. "Sıfır Atık Projemizin başlangıç noktası, insanlığa duyduğumuz sadakattir" Emine Erdoğan, Vatikan’da Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde düzenlenen "Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çok Taraflılık" başlığıyla düzenlenen konferansa da katıldı. Buradaki konuşmasında, Türkiye’nin 2017’de başlattığı ve bugün BM kararıyla küresel bir harekete dönüşen Sıfır Atık hareketine değinerek "Sıfır Atık Projemizin başlangıç noktası, insanlığa duyduğumuz sadakattir. Biz bu meseleyi, çevresel bir sorumluluk olduğu kadar, toplumlar ve nesiller arası adaletin sağlanması için, başarıyla geçmemiz gereken bir sınav olarak da görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu. "Geleneksel Türk mutfağının bilgeliği bile başlı başına bir sıfır atık yaşam modelidir" Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu dolayısıyla 21 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile New York’a gitti. Devlet ve hükümet başkanlarının eşlerini, himayesinde yürütülen "Anadoludakiler" projesi kapsamında Türkevi’nde düzenlediği "Anadoludakiler: Kapıların Ardındaki Hazineler" programında ağırlayan Emine Erdoğan, programda konuşma yaptı. Konuşmasında geleneksel Türk mutfağının tarladan tabağa uzanan bilgeliğinin bile başlı başına bir sıfır atık yaşam modeli olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, "Çünkü döngüsellik, Anadolu’da üretimin ve tüketimin kalbindedir. Bununla beraber son günlerde tüm dünyada gündemde olan etik üretim, ileri dönüşüm, sıfır atık, sürdürülebilir moda, doğal malzemeler, kadın emeğinin desteklenmesi gibi yaklaşımların tamamı, yüzyıllardır Anadolu’da yaşatılmaktadır. Dolayısıyla sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin, adil ve barışçıl bir dünya geleceğinin, yerel kültürlerin yaşatılmasıyla doğrudan ilişkisi vardır" diye konuştu. Emine Erdoğan, himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi kapsamında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca New York’ta oluşturulan "Sıfır Atık Mavi-Damla Damla Sergisi"nin açılışını da yaptı. Programda konuşan Emine Erdoğan, "Ne mutlu ki Sıfır Atık, artık küresel bir harekettir" dedi. "Su, ortak yaşam kaynağımızdır" anlayışıyla 2019’da "Sıfır Atık Mavi" hareketini başlattıklarını hatırlatan Emine Erdoğan, "Bugüne kadar 285 bin ton deniz çöpünü yani 22 bin kamyon dolusu atığı kıyılarımızdan ve denizlerimizden uzaklaştırdık. 551 mavi bayraklı plajımızla, dünyanın en fazla mavi bayraklı plaja sahip üçüncü ülkesiyiz. Bununla da yetinmedik, 2023’te ’Su Verimliliği Kampanyası’nı başlattık. 2 milyardan fazla insanın güvenli içme suyuna erişemediği dünyamızda su verimliliği çalışmalarını insanlığa karşı bir görev addettik" diye konuştu. Sıfır atık aktörlerini "Uluslararası Sıfır Atık Forumu"nda buluşturdu Onursal Başkanlığını Emine Erdoğan’ın yaptığı Sıfır Atık Vakfı tarafından, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, BM Çevre Programı (UNEP) ve BM-Habitat işbirliğiyle 17-19 Ekim’de "Sıfır Atık Hareketi: İnsan, Mekan, Dönüşüm" temasıyla İstanbul’da Uluslararası Sıfır Atık Forumu düzenlendi. Sıfır atık dünyası yönünde somut adımlar atmak amacıyla dünyanın dört bir yanından harekete geçen aktörleri bir araya getiren forumda konuşan Emine Erdoğan, "Sıfır atık, umut ürettiğimiz, yepyeni bir dönemin adıdır" dedi. Bazen sıfır atık yaşam modelini uygulamanın zor olduğu yönünde eleştiriler duyduğunu aktaran Emine Erdoğan, "Şunun altını çizmek isterim ki bizim sıfır atığı mükemmel bir şekilde uygulayan bir azınlığa değil, küçük adımları kararlılıkla atan, evindeki organik atıkları kompost yaparak gübreye dönüştüren, restoranda artan yemeğini çekinmeden yanında götüren, elektrikli cihazını bekleme modunda bırakmayıp kapatan, velhasıl, ’Ben mi kurtaracağım dünyayı?’ demeden insanlığın iyiliği için elinden geleni geldiği kadarıyla yapma gayretinde olan milyonlara ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, Türkiye olarak, iklim krizindeki paylarının çok düşük olmasına rağmen çözümün parçası olmak için çalıştıklarını ve 2017’de başlattıkları Sıfır Atık hareketinin, bu hedefin en net göstergesi olduğunu belirterek, "Bu yolun başında ülkemizde yüzde 13 olan geri kazanım oranımızı yüzde 36 seviyesine çıkardık. Bugüne kadar 74,5 milyon ton atığı geri kazandık. Ekonomimize 256 milyar lira kazanç sağladık. Sıfır Atık Mavi hareketi kapsamında, yaklaşık 285 bin ton deniz çöpünü topladık" dedi. Uluslararası Sıfır Atık Forumu "Bakanlar Oturumu"nun açılışında da konuşan Emine Erdoğan, Türkiye olarak, iklim ve çevre sorunlarının çözümünde uluslararası işbirliğini ve ortak hedefler belirlenmesini önemsediklerini belirterek, bu buluşmanın, adil sorumluluk paylaşımına dayalı stratejik ortaklıkların başlayacağı bir zemin olması temennisinde bulundu. Sıfır Atık hareketi, 21. yüzyılın en büyük iyilik hareketi" Emine Erdoğan, Uluslararası Sıfır Atık Forumu kapsamında düzenlenen "BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu 4. Resmi Toplantısı"na başkanlık etti. Toplantının açılışında konuşan Emine Erdoğan, Sıfır Atık hareketinin, 21. yüzyılın en büyük iyilik hareketi olduğunu belirterek, Türkiye olarak, bu hareketin öncü ülkesi olmaktan ve sıfır atığı yerelden küresele taşımaktan büyük gurur duyduklarını bildirdi. 2022 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen sıfır atık kararının, artık bir Birleşmiş Milletler politikası ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin kilit unsuru olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, şunları kaydetti: "2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için önümüzde yalnızca 5 yıl kaldı ve maalesef hedeflerin henüz yüzde 18’i gerçekleştirilebildi. Bu süreci hızlandırabilmek için farkındalık çalışmalarına ağırlık vermemiz gerektiği inancındayım. Kadınlar ve çocuklar ana hedef kitlemiz olmalıdır. Onların nesilleri ve geleceği şekillendiren gücünü Sıfır Atık hareketine etkin bir şekilde kanalize etmeliyiz. Birleşmiş Milletler Habitat ve Birleşmiş Milletler Çevre Programının koordinasyonunda, Sıfır Atık Vakfımızın da desteğiyle kalıcı bir Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Mekanizması kurulmalıdır. Sıfır Atık Forumu da bu platformun evrensel yüzü ve bilgi merkezi olmalıdır." Emine Erdoğan, bizzat katılamadığı programlara da video mesaj göndererek sıfır atık konusundaki düşüncelerini paylaştı. Endonezya’nın Bali adasında düzenlenen "Asya Pasifik Sıfır Atık Uluslararası Seminer Programı"na 28 Ekim’de video mesaj gönderen Emine Erdoğan, "Medeniyet birikiminden beslenen ve sıfır atık ilkelerini temel alan yaşam modellerini bir an önce hayata geçirmeliyiz. Ancak bu sayede verimlilik ilkesiyle yönetilen atığın azaldığı ve geri dönüşüm uygulamalarının yaygınlaştığı döngüsel şehirler kurabiliriz" ifadelerini kullandı. Türkiye, COP31’e ev sahipliği yapacak Brezilya’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı’nda (COP30) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un başkanlığında yürütülen müzakereler sonucu, gelecek yıl düzenlenecek COP31 Taraflar Konferansı’nın, Türkiye’nin ev sahipliği ve başkanlığında yapılmasına karar verildi. Emine Erdoğan, konuyla ilgili NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapacak olmasının, Türkiye ve tüm insanlık için hayırlı olmasını dileyerek, şu ifadeleri kullandı: "Hepimiz için gurur vesilesi olan bu önemli adım, sıfır atık hareketine küresel ölçekte yön veren Türkiye’nin, çevre bilincindeki kararlılığının dünyada karşılık bulduğunun bir göstergesidir. 196 ülkenin aynı masaya oturacağı tarihi zirvenin, iklim krizinin yükünü en fazla taşıyan ülkelere, güçlü bir rehberlik ve dayanışma sunulması için dönüm noktası olacağına inanıyorum. COP31’in daha adil, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya adına kararlı, etkili ve somut neticelere vesile olmasını diliyorum." "İstanbul, artık ’Sıfır Atık’ın başkenti" Emine Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Sıfır Atık Vakfı iş birliğiyle "Gıda ve Su İsrafını Önlemek, Geleceği Sahiplenmek" temasıyla 28 Kasım’da İstanbul’da düzenlenen Yüksek Düzeyli Tarım ve Orman Bakanları Paneli’ne katıldı. Uluslararası Sıfır Atık Forumu’nun tamamlayıcı oturumu olan panelin açılışında konuşan Emine Erdoğan, İstanbul’un artık "Sıfır Atık"ın başkenti, insanlığın sürdürülebilir gelecek vizyonunun merkezi olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, değişimin önce evlerde, sofralarda ve alışkanlıklarda başlaması gerektiğini belirterek, "Sıfır atık prensiplerini uygulayarak kendimizi ve hayatlarımızı değiştirmeye başladığımızda göreceğiz ki dünya da bizimle birlikte değişecek. Çünkü bir dilim ekmeği çöpe atmadığımızda 40 litre suyu, bir yumurtanın bozulmasına izin vermediğimizde 196 litre suyu, bir elmayı buzdolabında çürütmediğimizde 822 litre suyu kurtaracağız" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, sosyal medya hesaplarından zaman zaman yaptığı paylaşımlarda da atık krizinin üstesinden gelmek için sıfır atık bilincinin önemine işaret ederek sürdürülebilirlik vurgusu yaptı. Emine Erdoğan’ın bu yıl yurt içi ve dışında görüştüğü devlet ve hükümet başkanlarının eşleri ile ülkelerin, kurum ve kuruluşların temsilcileri, 2023’te BM 78. Genel Kurulu’nda küresel düzeyde imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk imzacısı olduğu "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı"nı imzalayarak "Sıfır Atık" hareketine destek verdi. Aile ve çocuk temalı etkinlikler Emine Erdoğan, "Aile Yılı" kapsamında ailenin ve çocuk haklarının korunmasının önemine dikkat çekilen programlara da katıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen, "Uluslararası Aile Forumu"nun gala yemeğine katılan Emine Erdoğan, konuşmasında, "Evlenme yaşını ileri atan bahanelere ve felaket kehanetleriyle doğum sayılarının geriletilmesine geçit vermemeliyiz" dedi. Emine Erdoğan, ailenin insan yaşamındaki önemine dikkati çekerek, "Ailenin geleneksel yapısında çözülmeler meydana geliyor. Toplumlar bir erime potasına atılmaya çalışılıyor. Tüm bu girişimler ahlaki ve manevi değerlerimizi hedef almaktadır. Zira bizi bu olumsuz dış etkilere dirençli kılan milli kimliğimizdir" ifadelerini kullandı. Haliç Kongre Merkezi’nde 6 Aralık’ta "Dijital Çağda Çocuk Medyası: Aileyi Güçlendirmek, Değerler İnşa Etmek" başlığıyla düzenlenen TRT Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi’ne katılan Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzaladığını duyurdu. Sözleşmeyi çocukların dijital ortamlarda güvenliğini sağlamak, haklarını korumak ve onları desteklemek için sözleşmeyi imzaladığını belirten Emine Erdoğan, herkesi sözleşmeyi imzalamaya davet etti. Emine Erdoğan, NSosyal hesabından bu yıl katıldığı program ve etkinliklerden görüntülerin yer aldığı videoyu da paylaşarak şu ifadeleri kullandı: "Yeni yılın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Birlik ve beraberlik içinde dayanışmamızı koruduğumuz, umudumuzun eksilmediği, huzurlu bir yıl temenni ediyorum. Bütün mazlum coğrafyalarda zulümlerin son bulduğu, barışın, mutluluğun, refahın hakim olduğu bir 2026’da buluşmak dileğiyle."
AK Parti Gençlik Kolları’ndan anlamlı etkinlik: "81 Hayal Bir Türkiye"
22 Kasım 2025 Cumartesi - 17:04 AK Parti Gençlik Kolları’ndan anlamlı etkinlik: "81 Hayal Bir Türkiye" Başakşehir Millet Bahçesi’nde düzenlenen "81 Hayal Bir Türkiye" programında basın açıklaması gerçekleştiren AK Parti İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Nevzat Yüce, "Terörsüz Türkiye mümkünse, terörsüz bir dünya da mümkündür. Biz AK Gençlik olarak sesini duyuramayan her çocuğun sesi olmaya devam edeceğiz" dedi. AK Parti İstanbul İl Gençlik Kolları tarafından, Dünya Çocuk Hakları Günü’nün hemen ardından Başakşehir Millet Bahçesi’nde "81 Hayal Bir Türkiye" programı düzenlendi. Programa AK Parti İstanbul Gençlik Kolları üyelerinin yanı sıra çok sayıda vatandaş ve çocuk katıldı. Çocukların hayallerine ve barış dolu bir dünyaya dikkat çekilen etkinlikte, AK Parti İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Nevzat Yüce bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasının ardından çocuklar, "Türkiye haritası boyama etkinliği" kapsamında ülkenin 81 ilini kendi renkleriyle boyadı. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte, çocukların çizimleriyle "81 Hayal Bir Türkiye" mesajı somutlaştırıldı. Öte yandan, kırmızı ve beyaz renkli onlarca balon gökyüzüne bırakıldı. "Sessizliği bozmak ve terörsüz bir Türkiye’nin kıymetini hatırlatmak için buradayız" Basın açıklamasında Nevzat Yüce, mazlum coğrafyalardaki çocukların yaşadığı acılara değinerek, "Filistin’den Sudan’a, dünyanın dört bir yanında çocukların en temel yaşam hakkı ihlal ediliyor. Biz, bu sessizliği bozmak ve terörsüz bir Türkiye’nin kıymetini hatırlatmak için buradayız" dedi. "Devletimizin kararlı mücadelesi sayesinde çocuklarımız güven ve huzur içinde büyüyor" Yüce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Gençlere bırakacağımız en büyük miras, terörsüz bir Türkiye’dir." sözünü hatırlatarak, "Devletimizin kararlı mücadelesi sayesinde çocuklarımız güven ve huzur içinde büyüyor. Terörsüz Türkiye mümkünse, terörsüz bir dünya da mümkündür. Biz AK Gençlik olarak sesini duyuramayan her çocuğun sesi olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf İbiş: "Çocuklar için daha adil bir dünyayı hep birlikte inşa edeceğiz"
22 Kasım 2025 Cumartesi - 16:56 AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf İbiş: "Çocuklar için daha adil bir dünyayı hep birlikte inşa edeceğiz" AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf İbiş, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin, tüm mazlum coğrafyaların çocukları için de yeni bir barış çağının habercisi olduğunu söyledi. Erzurum’da Olimpiyat Parkında Gülümseyen Kafe’de düzenlenen "81 hayal, bir Türkiye" etkinliğine katılan AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf İbiş, Dünya Çocuk Hakları Günü’nün hemen ardından, AK Parti Gençlik Kolları olarak, Filistin’den Sudan’a, dünyanın tüm mazlum coğrafyalarında; Hakları hiçe sayılan, sesi duyulmayan çocukların sessizliğini duyurmak ve terörsüz Türkiye’nin kıymetini bir kez daha haykırmak için Erzurum’da, ülkemizin dört bir yanında bir arada olduklarını belirtti. "Bizler, 81 ilde aynı hayalin peşinden yürüyen bir gençliğin gür sesiyle konuşuyoruz" diyen AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf İbiş, "81 hayal, bir Türkiye, bu ülkenin her köşesinde aynı ideali büyüten gençlerin ortak geleceğidir: işte o geleceğin adı genciyle yaşlısıyla, çocuğuyla yetişkiniyle Terörsüz Türkiye geleceğidir. Bizler, bir çocuğun gözyaşının coğrafyası olmadığını biliyoruz; ancak ne yazık ki uluslararası sistemin çıkar odaklı sessizliği, milyonlarca çocuğun en temel yaşam hakkını bile koruyamaz hale gelmiştir. Biz AK Gençlik olarak yaptığımız "Boş Sıralar" etkinliğiyle, dünyada neşeyle çalan okul zilinin, Gazze’de yüzlerce sıranın katil İsrail’in gasp ettiği çocukların yokluğuyla boş kaldığını göstermiştik. Gazze’de bombalar çocukları uykuda katlederken, Sudan’da açlık ve hastalıkla kuşatılan minik yürekler bir bardak suya erişmek için ölümü göze alıyor. Pek çok coğrafyada çocuklar kimlikleri ve inançları nedeniyle baskı ve zulümle hayallerinden mahrum bırakılıyor. Mazlum coğrafyalarda çocukların yaşadığı acı ve ağır tablo, güvenli bir ortamın kıymetini ve Terörsüz Türkiye’nin ne kadar hayati bir kazanım olduğunu açıkça ortaya koyuyor" diye konuştu. Uluslararası sistemin çıkar odaklı sessizliğinin milyonlarca çocuğun yaşam hakkını bile koruyamadığını anlatan Yusuf İbiş, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Türkiye bugün, Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu "Terörsüz Türkiye" vizyonuyla tarihi bir eşiği geride bırakmaktadır. Devletimizin kararlı mücadelesi sayesinde çocuklarımız, güven ve huzur ikliminde büyümektedir. Bugün Türkiye; terörü kaynağında kurutan, milletin iradesini güçlendiren ve yarınlarını sağlam temeller üzerine inşa eden bir iradenin adıdır. Cumhurbaşkanımızın "Gençlere bırakacağımız en büyük miras, terörsüz bir Türkiye’dir." sözü, işte bu büyük hayalin en somut ifadesidir. İşte tam da bu noktada ‘Terörsüz Türkiye’, tüm mazlum coğrafyaların çocukları için de yeni bir barış çağının habercisidir. Çünkü "daha adil bir dünya" mümkündür! Terörsüz bir dünya mümkündür! Her çocuğun güvenle, özgürce büyüyebileceği bir dünya mümkündür. Uluslararası sistemin çıkar odaklı sessizliği milyonlarca çocuğun yaşam hakkını bile koruyamamaktadır. Buradan tüm insanlığa çağrımız nettir: Sorumluluk alın. Mazlum çocukların acılarına sırt dönmeyin. Adaletsizliğe sessiz kalarak suçun parçası olmayın. Filistin’deki, Sudan’daki ve dünyanın dört bir yanındaki çocukların güvenli bir geleceğe kavuşması için etkili adımlar atın. Biz Terörsüz Türkiye’nin gençleri olarak kararlıyız: Terörsüz bir Türkiye mümkünse, terörsüz bir dünya da mümkündür. Ve bu yeni dünyanın kapısını aralayacak olan irade; bu ülkenin cesur, bilinçli ve vicdan sahibi gençlerinin taşıdığı büyük sorumluluk ve geleceğe dönük yürüyüşüdür. Bizler AK Gençlik olarak, sesini duyuramayan her çocuğun sesi olmaya devam edeceğiz. Çocuklar için daha adil bir dünyayı hep birlikte inşa edeceğiz." Program çocuklarla boyama etkinliği ve balon uçurma ile son buldu.
DEM Genel Başkanı Bakırhan: "CHP’nin üye vermeme kararı Kürtleri yaralamıştır"
22 Kasım 2025 Cumartesi - 16:12 DEM Genel Başkanı Bakırhan: "CHP’nin üye vermeme kararı Kürtleri yaralamıştır" DEM Parti Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, tarihi sürecin çok önemli bir aşamasında İmralı’ya gitme konusunda olumsuz oy kullandığını belirterek, "Yüz yıllık meselede tarihi sorumlu olan kurucu partinin daha cesur olmasını bekliyorduk" dedi. DEM Parti, ’Terörsüz Türkiye’ kapsamında "Erzurum Halk Buluşması" düzenledi. DEM Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İmralı Heyeti Üyesi ve DEM Milletvekili Pervin Buldan ve DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş programda yaptıkları konuşmada; Erzurum Kongresi, Cumhuriyet’in kuruluşu ve Milli Mücadele, ’Terörsüz Türkiye’ kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun ’İmralı ziyareti’ ve CHP’nin süreçle ilgili tavrı noktasında açıklamalar yaptı. Palandöken ilçesi Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde düzenlenen program öncesi ve sonrası en üst düzeyde güvenlik önlemleri alındı. Programın açılış öncesi İstiklal Marşı okundu. Erdoğan, Bahçeli ve Kurtulmuş’u alkışlattı "Her şeye rağmen inşallah barışı inşa edeceğiz" diyen DEM Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Meclis Komisyonu tarihi bir karar aldı. Meclis komisyonunda bu kararı alan, bu karara olumlu oy kullanan bütün komisyon üyelerini kutluyorum. Tebrik ediyorum. Teşekkür ediyorum. Onlara büyük bir alkış istiyorum. Komisyon sadece bir görevi yerine getirmedi. Aynı zamanda Türkiye barışına hizmet eden bir duruş ve bir tutum içerisinde oldu. Yine bu vesileyle başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet ve Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a da bu süreçteki emeklerinden dolayı da teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Biz haklıya hakkını veren, kim haklı olursa olsun karşıtlığımız dahi olsa onu tebrik eden, teşekkür eden, alkışlatan onurlu bir gelenekten geliyoruz" şeklinde konuştu. "CHP’nin tavrını bir yere not aldık" Komisyonda kimi partilerin tarihi süreçte çok önemli bir aşamasında İmralı’ya gitme konusunda olumsuz oy kullandığını hatırlatan DEM Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Yani bu tarihi anın eşiğinde bu büyük bir eksiklikti. Üzülerek bunu diyeceğim. Çünkü bizim ana muhalefet partisinden beklentimiz bu değildi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin üye vermeme kararı Kürtleri yaralamıştır. Tam da yüz yıllık bir yarayı sarmak için sorumluluk almayacaksa, ne zaman alacaksın? Kim inanır? Böylesine yüz yüz yıllık bir yaranın sarılacağı bu dönemdeki sorumluluk almama durumunu bunu bir yere not ettik. Ama hala beklentilerimiz de devam ediyor. Çünkü barış seksen altı milyon içindir. Yüz yıllık meselede tarihi sorumlu olan kurucu partinin daha cesur olmasını bekliyorduk. Bu süreçte öz eleştirel bir yaklaşım içerisinde bekliyorduk. Geleceğin iyileştiren tarafında olmasını bekliyorduk. Hala da bekliyoruz. Hala gecikmiş değil. Kurucu bir akıl yerine geçmişin reflekslerini tercih etmenin kimseye bir yararı yok. Faydası yok Bu karar çatışma ve çözümsüzlükten beslenenlere can suyu olmuştur. Kurucu parti barışın yanında durmalı. Barışın yanında olmalı." Milli mücadele, Cumhuriyet ve Erzurum Kongresi vurgusu Mustafa Kemal Atatürk 1919’da Erzurum’da bir kongre toplandığını hatırlatan Bakırhan, "Bugün Erzurum’da onun izleri var. Milli mücadele Erzurum’da başladı. Cumhuriyeti kuran akıl niye başka birine gitmedi de Erzurum’a önce geldi. Çünkü çok iyi biliyordu. Türk ve Kürtlerin ittifakı başarıya ulaşır. Mustafa Kemal’in Erzurum’a gelmesinin anlamı tam da budur. Türk-Kürt kardeşliğinin Erzurum tarihi ve çıtasıdır. Erzurum Kongresi’nin sonuç bildirgesinde ne diyor? Bunu kurucu parti olduğunu söyleyen o partideki arkadaşlarımıza da anlatıyorum. Erzurum Kongresi’nin sonuç bildirgesinde diyor ki ‘Saadet ve felakette tam ortaklığı kabul eder. Ve gelecek hakkında aynı amacı olur.’ Bu sadece siyasi bir beyanat değil. Bu bir söz, bir ant aynı zamanda bir vaatdir. Saadette ve felakette bir arada olacağız. Geleceği birlikte kuracağız demektir. Bugün bu kardeşliğin tam da Erzurum Kongresi’nde belirten bu kardeşliği yüreğimizde taşıyacağımız bir süreç içerisindedir. Bu cumhuriyeti birlikte kurduk. Bunu en iyi Erzurum bilir. Bu cumhuriyetin kuruluş kuruluşuna Erzurum Kongresi’ni çok önemli çok kıymetli bir yeri var. Erzurum’un her karışı her taşı tarihle doludur. Erzurum bir tarih kitabıdır derken bunu söyledim. Yüz yıl önce Kürtler ve Türkler bu ülkede birlikte mücadele ettikleri için, ittifak kurdukları için birlikte başardıkları için bugün bu cumhuriyeti hep birlikte yaşıyoruz. Cumhuriyetin kuruluş her birimizin alın teri var. Her birimizin atasının dedesinin kanı var. Mücadelesi var" dedi. İmralı Heyeti Üyesi ve DEM Milletvekili Pervin Buldan, 2013 ve 2015 yıllarında başlayan barış süreçlerinin 2025 yılında yeniden başlamasının umut verici olduğunu vurgulayarak, "Sürecin kesintiye uğraması Türkiye’ye çok şeyler kaybettirdi" dedi. DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş da konuşmasında birlik ve beraberlik mesajları verdi.
Başkan Taşkın: "Battalgazi’de hizmet süreci devam ediyor"
22 Kasım 2025 Cumartesi - 16:08 Başkan Taşkın: "Battalgazi’de hizmet süreci devam ediyor" AK Parti Battalgazi İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Mahalle Başkanları Eğitim Programı’nda Battalgazi ilçesine yapılan yatırımları anlatan Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, son bir buçuk yılda hayata geçirilen 10 projeye ilişkin bilgi verdi. AK Parti Battalgazi İlçe Başkanlığı tarafından organize edilen Mahalle Başkanları Eğitim Programı, Battalgazi’de teşkilat mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi. Programa AK Parti Malatya İl Başkanı Ali Bakan, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, AK Parti Battalgazi İlçe Başkanı Basri Kahveci, il ve ilçe yöneticileri ile mahalle başkanları katıldı. Toplantıda hem teşkilat içi eğitimler ele alındı hem de Battalgazi Belediyesi’nin yürüttüğü çalışmalar değerlendirildi. Program kapsamında Başkan Bayram Taşkın, göreve geldiği 19 aylık süreçte tamamlanan ve yapımı devam eden 10 projeye ilişkin sunum yaptı. Başkan Taşkın mahalle başkanlarına 10 projeyi anlattı Programda konuşan Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, mahalle başkanlarına teşekkür ederek başladığı konuşmasında teşkilatın sahadaki önemine dikkat çekti. Taşkın, "Bu hizmet yolculuğunda en güçlü desteğimiz sizlersiniz. Belediye çalışacak, teşkilat bu çalışmaları anlatacak. Sahada gördüğünüz her ihtiyaç, her eksiklik, her talep bizim yol haritamızdır. Mahalle başkanlarımız bizim sahadaki gözümüz, kulağımız, hatta bazen elimiz ve dilimizdir. Biz birlikte hareket ettikçe hemşerilerimiz değişimi daha net görecektir" dedi. Taşkın, konuşmasının devamında göreve geldikleri 19 aylık süreçte hayata geçirilen ve yapımı süren projelere ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Sokak hayvanlarına güvenli alan: Hayvan Barınağı Yeniköy’de yapımı devam eden modern hayvan barınağına değinen Taşkın, çalışmanın sadece bir tesis değil, aynı zamanda insani ve vicdani bir sorumluluğu karşıladığını belirtti. Taşkın, "Bu proje sadece bir barınak değil; can taşıyan varlıklara karşı sorumluluğumuzun bir yansımasıdır. Sokakta savunmasız kalan hayvanlarımız burada hem daha güvenli hem daha sağlıklı şartlar sağlanacak. Hemşerilerimizin de sokaklarda daha huzurlu bir ortamda yaşamasını hedefliyoruz. İnşallah yıl sonuna kadar bu projeyi tamamlayarak hizmete alacağız" ifadelerini kullandı. Enerjide Tasarruf ve Üretim: GES Projeleri Belediyenin enerji maliyetlerinin yüksek seviyelere çıktığını hatırlatan Taşkın, tasarruf ve sürdürülebilir enerji üretimi üzerine yapılan çalışmaları anlattı. Taşkın, "Yaklaşık altı aydır aktif olan Güneş Enerji Santralimiz belediyemizin önemli bir enerji yükünü karşılar hâle geldi. Bu yatırım sadece bugünü değil, uzun vadede ilçemizin mali yapısını da güçlendiren bir adımdır. Üstelik bunu kredi kullanmadan, tamamen kendi imkânlarımızla yaptık. Hacıhaliloğlu Çiftliği bölgesinde planladığımız ikinci GES ile birlikte enerji maliyetlerimizin büyük kısmını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu. Sosyal donatı alanları ve semt konakları Taşkın, mahallelerde sosyal iletişimi güçlendiren ve toplumsal buluşmalara zemin hazırlayan yaşam alanlarının önemine vurgu yaptı. Taşkın, "Sadece yatırım yapmak değil, o yatırımı toplumla buluşturmak da bizim görevimiz. Bu nedenle taziye evleri, buluşma alanları ve köy konakları inşa ediyoruz. Atıl okul binalarını vatandaşlarımızın tekrar faydalanabileceği merkezlere dönüştürüyoruz. Haziran ayına kadar Battalgazi genelinde 26 sosyal merkezi hizmete almayı hedefliyoruz" ifadelerine yer verdi. Yeni yerleşim bölgeleriyle ilgili konuşan Taşkın, yalnızca yapılaşmanın değil, kent kültürü ve yaşam standardının da planlanması gerektiğini belirterek, "Orduzu Bahçebaşı Tepe bölgesinde yaklaşık 9 bin bağımsız bölümden oluşan büyük bir yerleşim alanı ortaya çıkıyor. Sadece beton binalar yapmak bir şehri büyütmez. İnsanların nefes alacağı parklar, çocukların güvenle oynayabileceği alanlar, kadınların eğitim ve sosyalleşme için kullanacağı merkezler, okul ve sağlık hizmetleriyle bunu desteklemek zorundayız. Gelinciktepe Yaşam Merkezi bu anlayışın bir sonucu olarak hayata geçti ve buna benzer projeleri sürdüreceğiz" diye konuştu. Taşkın ayrıca Çarşıbaşı alanı ve Derme Deresi projesiyle ilgili olarak da, "Bu iki proje sadece bir çevre düzenlemesi değil, şehrin yaşam kültürünü dönüştürecek alanlardır. Çarşıbaşı merkezde yeni bir sosyal alan, Derme Deresi ise bölge mahallelerine hitap eden önemli bir buluşma noktası olacak" dedi. Kırkgöz Sahil Park ve Düğün Bahçesi Yatırıma ilişkin konuşan Taşkın, işletmenin hem ekonomik hem sosyal katkı sunduğunu dile getirdi. Taşkın, "Kırkgöz Sahil Park Düğün Bahçesi ilçemizde önemli bir ihtiyacı karşılıyor. Geçtiğimiz sezon 34 düğün yapıldı. Hem sahil atmosferi sunuyor hem de piyasadaki fiyatları dengeleyen bir alternatif oldu. İlk sezon itibarıyla yatırımın büyük bölümünün geri dönüşü sağlandı. Yanındaki kafe ve restoranı da yıl boyu açık tutarak halkımız için kaliteli bir sosyal alan oluşturduk" dedi. Afet ve Sosyal Destek altyapısı: Lojistik depo Taşkın, "Afet anında hızlı hareket etmek için güçlü bir altyapıya ihtiyaç var. Bu nedenle Hasan Basri bölgesinde büyük bir lojistik depo oluşturduk. Burada sosyal destek malzemelerimiz, afet ekipmanlarımız hazır şekilde tutuluyor. Hayırseverlerimizin de desteğiyle ihtiyaç sahibi hemşerilerimize hızlıca ulaşıyoruz" ifadelerini kullandı. Süt Toplama Merkezi ile üreticiye destek Taşkın, "Üreticimizin alın teri bizim için değerlidir. Yaklaşık 1,5 milyon liralık yatırımla kurduğumuz 20 ton kapasiteli Süt Toplama Merkezi hem üretimin kalitesini artırdı hem de pazarlama sürecini kolaylaştırdı. Süt Üreticileri Birliği ile ortak çalışma modeli üreticimize ciddi bir avantaj sağlıyor" ifadelerine yer verdi. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, tüm bu projelerin merkezinde vatandaşın hayatını kolaylaştırma hedefinin bulunduğunu belirterek, "Mahalle başkanları bizim sahadaki en önemli rehberimiz. Sizden gelecek her geri bildirim, atacağımız bir sonraki adımı şekillendiriyor" dedi. "Mahalle başkanları davanın ilk halkası" Programda söz alan AK Parti Malatya İl Başkanı Ali Bakan, mahalle başkanlarının teşkilat yapısı içindeki kritik konumuna dikkat çekti. Mahalle başkanlarının, partinin seçmenle kurduğu ilişkinin ilk yüzü olduğunu vurgulayan Bakan, "Mahalle başkanları bu işin en önde mevzide olanlarıdır. Bir vatandaşın derdi nedir, sıkıntısı nedir, ihtiyacı nedir, bunlarla ilk muhatap olan sizsiniz. Bizim davamızı sahici biçimde anlatacak olan da yine sizlersiniz" dedi. Bakan, düzenlenen bu tür eğitim programlarının "işin mutfağı" olduğunu ifade ederek, sahada elde edilen başarının, burada verilen emek ve hazırlıkla doğru orantılı olduğunu dile getirdi. Siyasetin ancak samimiyet, emek ve istikrarla yürüyebileceğini belirten Bakan, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada önemli bir rol üstlendiğini, bu yükü taşıyan kadroların da sahadaki temsilcilerle güçlendiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğine de değinen Ali Bakan, farklı coğrafyalarda adaletsizlik ve haksızlıklar karşısında Türkiye’nin güçlü bir ses olduğunu vurgulayarak, "Bizim rehberimiz, dünyada da yakından takip edilen bir lider. Bizler de bu çizgide, sorumluluğumuzun bilinciyle çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Bu eğitim bir yenilenme ve kardeşlik buluşması" AK Parti Battalgazi İlçe Başkanı Basri Kahveci, programda yaptığı konuşmada mahalle başkanlarını "partinin en önde saf tutan neferleri" olarak tanımladı. Her mahallenin kalbinde, her kapıda ve her gönülde mahalle başkanlarının izinin bulunduğunu söyleyen Kahveci, "Mahalle başkanlarımız partimizin temel taşlarıdır. Sandıktan sokağa, evden meydana uzanan bu büyük hareketin ilk adımı sizlerin gayretiyle atılıyor. Sizler sadece bir görevli değil, dava bilincini mahallede diri tutan temsilcilersiniz" şeklinde konuştu. Eğitimin yalnızca bir toplantıdan ibaret olmadığını belirten Kahveci, "Bu buluşma aynı zamanda bir yenilenme, tazelenme ve kardeşlik atmosferidir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘bu dava gönül işidir’ sözü bizim için önemli bir rehberdir. Bu hareket inançla, samimiyetle ve adanmışlıkla yürür. Biz de her mahallemizde bu ruhu canlı tutmak için çalışacağız" diye konuştu. Kahveci, mahalle başkanlarının sahadaki rolüne de dikkat çekerek, "Gidilmedik sokak, dokunulmadık yürek, dinlenmedik vatandaş bırakmayacağız. Hemşehrilerimizle temasımızı güçlendireceğiz" dedi.
Başkan Güler: "Ordu’yu el birliği ile büyütelim"
22 Kasım 2025 Cumartesi - 15:42 Başkan Güler: "Ordu’yu el birliği ile büyütelim" Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Ordu Dernekler Federasyonu (ORDEF) tarafından düzenlenen programda Ordu’yu el birliği ile büyütme vurgusu yaptı. Programda hemşehrileriyle sohbet eden Başkan Hilmi Güler, birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Güler, "50 yıldır sizlere hizmet eden bir ağabeyiniz olarak birlik ve beraberliğimizi sadece söylemde değil, uygulamada da göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Ordu üst kimliğimizi her zaman en üstte tutalım. Bir şey olmaya değil, bir şey yapmaya çalışalım. Ordu’yu sadece sevmekle kalmayalım; şehrimize katkıda bulunmayı yaşam biçimi hâline getirelim" dedi. "Çekişmeyi bir kenara bırakalım" Ordu üst kimliğinin şehrimiz için özel bir önemi var" diyen Başkan Güler, "Kavgadan uzak, siyasetin üstünde, partileri bu işin içine karıştırmadan, oy vereceğiniz zaman kime verirseniz verin. Zaten hiç kimse bir başkasının siyasi düşüncesine karışamaz. Dolaysıyla biz seçim hariç. Ordu üst kimliğini her zaman öne alalım. İkinci olarak bir şey olmaya değil bir şey yapmaya çalışalım. Ordu için büyük küçük demeden şehrimize her daim yatırım yapalım. Ordu’yu sadece sevmeyelim. Bu şehre katkıda da bulunalım. Bunu yaparken de çatışma ve çekişmeyi bir kenara koymamız lazım. İşte o zaman zaten bir şeyleri başarmış oluyoruz. Ordu’da hizmetlerimiz her geçen gün artıyor. Bunun nedenleri var. İki türlü bürokrat var. Birincisi yap denileni yapanlar. Birde yapmanın dışındaki her şeyi yapanlar. Ben bunun ikincisiyim. Ekibimiz de öyle. Yapmanın dışındaki her şeyi yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz. Ordu’muz için tarım da yaparız, sanayi de yaparız, yolda yaparız, su altyapısı da yaparız biz bu şehir için her şeyi yaparız. Bizim en önemli özelliğimiz halka hizmet için yola çıkmamızdır" diye konuştu. "Çevre illerden göç alıyoruz" Ordu’da yapılan yatırımlara dikkat çeken Güler, ekip olarak alışılmışın dışında işler yapmaya devam ettiklerini belirterek şunları söyledi: "Ordu için tarımdan sanayiye, altyapıdan yol çalışmalarına kadar her alanda hizmet üretiyoruz. 19 ilçemiz ve 772 mahallemiz kendi içinde birer güzellik barındırıyor. Ordu artık çevre illerden göç alan, cazibesi giderek artan bir şehir hâline geldi. İstanbul’daki hemşehrilerimizin de bu başarılarını memleketlerine yansıtmalarının zamanı geldi. Ordu’da fındık kabuğundan aktif karbon üreten dünyanın ilk ve tek fabrikasını kurduk. 21 tır dolusu makine getirildi ve montajları tamamlandı. İçme suyunun arıtılmasında kullanılan ve daha önce ithal edilen bir kimyasalı artık biz üretiyoruz. Bu sadece küçük bir örnek. Bu tesis sayesinde Ordu her alanda daha da ön plana çıkacak. Sizden ricam Ordu’yu daha da büyütmek için hep birlikte hareket edelim. Bir birimize destek verelim. Şehrimizi her zaman ön planda tutalım. Biz sizlerle kocaman bir aileyiz."
CHP Genel Başkanı Özel: "Buradan bir sonuç alamayacakları belli, Mansur Yavaş’ı da tartıştırmak üzerine yaptıkları bir hamle"
22 Kasım 2025 Cumartesi - 14:49 CHP Genel Başkanı Özel: "Buradan bir sonuç alamayacakları belli, Mansur Yavaş’ı da tartıştırmak üzerine yaptıkları bir hamle" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Zonguldak Belediye Başkanlığı önünde yaptığı açıklamada, partisinin belediyelerine yönelik soruşturmaları "sivil darbe süreci" olarak nitelendirdi. Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a yönelik soruşturma iznine ilişkin, "Buradan bir sonuç alamayacakları belli. Makat Mansur Yavaş’ı da tartıştırmak üzerine yaptıkları bir hamledir" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel Zonguldak Belediye Başkanlığı önünde açıklamalarda bulundu. Özel, "Bugün Zonguldak Belediye’mizi ziyaret ettik. 21 il belediyemizden bir tanesidir. 14 büyükşehir belediyesini kazandığımız, 21 il belediyesini kazandığımız, ülkenin %65’ine hizmet etmemizi millet tarafından görevlendirdiğimiz bir sürecin içindeki bir hazımsızlıkla ve bunun üzerine ülkeyi yöneten ve bir sonraki seçimlerde seçimi kaybedeceğinden endişe eden birisinin hedef göstermesiyle başlayan bir sürecin içindeyiz" dedi. Ekrem İmamoğlu’na yapılanların ardından Mansur Yavaş’a da karşı itibar suikastı sürecinin başlatılmak istendiğini söyleyen Özel, "Bu 19 Mart’ta sivil darbe süreci olarak geleceğin iktidarına, geleceğin cumhurbaşkanına yapılan darbe sürecinden farklı bir süreç değil bu. Sandıktan korkan, kendi kadın kollarına, gençlik kollarına, ana kademesine güvenmeyen, hiçbir partide olmayan yargı kolları başkanlığı diye bir kol kuran birinden muhatabız. Ve bu süreçte İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na yapılanların amacı neyse şimdi dönüp Mansur Yavaş’a karşı da aynı itibar suikastını gerçekleştirmeye çalışan bir süreci başlatmak istiyorlar" dedi. "Şimdi Mansur Yavaş’ı hedefe koymaya çalışıyorlar" İçişleri Bakanlığı’nın Mansur Yavaş ve özel kalem müdürü hakkında soruşturma izni verilmesiyle ilgili konuşan Özel şöyle dedi: "Bu dosyayla ilgili. Müfettişler geldi, çalıştılar, raporlar yazdılar ve belediye başkanından ilgili, özel kalemiyle ilgili hiçbir şey bulmadılar. Şimdi dönmüşler bir kez daha aynı yerden soruşturma izni vererek yeni bir süreç başlatmak istiyorlar. Buradan bir sonuç alamayacakları belli. Yani sonuç odaklı değil, sadece Mansur Yavaş’ı da tartıştırmak üzerine bir yaptıkları bir hamledir. Hiç eğitmeyelim yani. Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayımızdı. Ben de Mansur Bey’le gittik kendisine ön seçimde oy verdik. Ama Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını iptal ettiler. 2400 yıl ceza istiyorlar kendilerince. Ekrem İmamoğlu’nu hallettik. Şimdi bu milletin bizim karşımızda seçebileceği Cumhurbaşkanı adı kim var? En kuvvetli adaylardan bir tanesi Mansur Yavaş. Şimdi ona hedefe koymaya çalışıyorlar. Millet bunu görüyor. Mansur Yavaş’tan yolsuzluğu aynı cümle içinde kuruyorsanız burada kötü niyet var demektir. Bunu çok net olarak görüyoruz. Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri yolsuzlukla, usulsüzlükle itham eden kim varsa aslında milletin önünde iftiracı olduğunu ve esas korktuğunun önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu millet biliyor artık. Onun dışında örneğin Antalya’da ya da Bodrum’da gerçekten siyasetle bağdaşmayacak bir ilişki gördüğümüzde zaten o gün ilk gün partiyle ilişkilerini kesiyoruz. Ancak bu siyasi operasyonlara karşı belediye başkanlarımızın sonuna kadar arkasındayız. Ayrıca Mansur Bey’e Ankapark’la ilgili sorular sormuşlar. Melih Gökçek 1 milyar dolar gömdü Ankapark’a. Dinozorlara milletin boğazından geçecek parayı yedirdi. Ona soru soran yok. Bu böyle ortalıkta gezecek. O talanı durduran orayı Ankaralı’nın hizmetine sunan ve milyarları kurtaran Mansur Yavaş’a Ankapark soruyorlar. Yani hakikaten biraz utanmak lazım. Başka bir şey demiyorum. Büyük ihtimalle de zaten Danıştay bu işlemin yürütmesini durduracaktır." Özel, MHP’nin Silivri ziyaretiyle ilgili memnuniyet duyacaklarını söyleyerek şöyle dedii: "İmralı’ya gidiyorsa Milliyetçi Hareket Partisi o zaman Silivri’ye de gelebileceğini söylemiş. Bundan memnuniyet duyarız Ekrem Başkan Bahçeli ve 3 arkadaşını Silivri’de ağırlamaktan ve kendisine ne büyük bir haksızlık yapıldığını nasıl bir hukuk darbesine muhatap olduğunu, kendisinin tek suçunun hizmet etmek olduğunu, 4000 sayfalık iddianamenin içindekileri özetleyerek bunların birer iftira olduğunu, hiçbir somut delil olmadığını Bahçeli’ye anlatıp, Bahçeli de bu büyük haksızlığa da bir çözüm üretimine katkı sağlar diye düşünüyorum, olumlu görüyorum".
Başkan Kul: "Yaptıklarımızla ve yapamadıklarımızla kantara çıkacağız"
22 Kasım 2025 Cumartesi - 14:36 Başkan Kul: "Yaptıklarımızla ve yapamadıklarımızla kantara çıkacağız" SAMSUN (İHA) – Samsun’un Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, "82 mahallemizde hizmetlerimize ve çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Günün sonunda yaptıklarımızla ve yapamadıklarımızla kantara çıkacağız" dedi. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, ilçenin kritik noktalarından Gölyazı Mahallesi Kiske Adası Sokak’ta Terme Belediyesi tarafından başlatılan beton yol çalışmalarını yerinde inceledi. Başkan Kul, incelemeler sırasında yaptığı açıklamalarla hizmetlerin kesintisiz sürdüğünü vurguladı. Başkan Kul, 82 mahallenin tamamına hizmet götürmekle yükümlü olduklarını belirterek, "Biz belediye başkanıyız. 82 mahallemizde hizmetlerimize ve çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Günün sonunda yaptıklarımızla ve yapamadıklarımızla kantara çıkacağız. Bu konuda siyaset yapmaya gerek görmüyorum" diye konuştu. Terme sevgilerini sözle değil, somut hizmetlerle gösterdiklerini belirten Kul, "Bizler, hizmet üretirken ayırım gözetmeden Terme’ye hizmet üretiyoruz. Eserlerimiz ortada. Biz, eserlerimizle konuşuyoruz. Vatandaşlarımızın yoğun ilgisiyle karşılaşıyoruz. Şeffaflık ve adaletten asla taviz vermeden, Terme’nin her noktasına hizmet ulaştırma sözümüzü tutuyoruz. Bütün işlemlerimiz yargı denetimine açık, gizli saklı hiçbir şeyimiz yoktur. Her türlü eleştiri, görüş ve öneriye açığız; hatamız varsa düzeltiriz. Muhalefet iktidar ayrımı yapmadan, işbirliği içerisinde Terme için çalışıyoruz. Biz, Terme için çalışmaya; şeffaflık, hukuk ve milletimizin emanetine sadakatle görevimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Doğru bildiğimizden asla şaşmayacağız" şeklinde konuştu.
Başkan Doğan: "2026 bütçemizin yüzde 65’i yatırıma ayrıldı, CHP’li belediyelerde bu oran yüzde 10"
22 Kasım 2025 Cumartesi - 14:19 Başkan Doğan: "2026 bütçemizin yüzde 65’i yatırıma ayrıldı, CHP’li belediyelerde bu oran yüzde 10" SAMSUN (İHA) – Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Samsun’un 2026 bütçesinin yüzde 65’inin yatırım bütçesi olduğunu, CHP’li belediyelerde bu oranın yüzde 10’un altında olduğunu söyledi. AK Parti Samsun 96. İl Danışma Meclisi Toplantısı, Şehit Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon’da yapıldı. AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse’nin açılış konuşmasını yaptığı toplantıda söz alan Halit Doğan, görev süresi boyunca gerçekleştirdikleri hizmetler ve projeler hakkında bilgiler verdi. Gelecek yılın gider bütçesi ve belediyenin mali yapısı hakkında da bilgi veren Başkan Doğan, bütçelerinin yarıdan fazlasını yatırıma ayırdıklarına dikkat çekti. "2026 bütçemizin yüzde 65’i yatırıma ayrıldı, CHP’li belediyelerde bu oran yüzde 10" Yeni yılda Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinin yüzde 65’inin yatırımlarda kullanılacağına dikkat çeken Başkan Doğan, "Çevre yatırımlarında güneş enerji santrallerimiz faaliyete geçti. Yine geçmeye devam eden santrallerimiz mevcut. Tekkeköy’deki bilim merkezimizin üzerinde çatıyı da GES ile donattık. Bu sayede Büyükşehir Belediyemizin ve Samulaş’ın tüm elektrik ihtiyaçlarını güneş enerji santrallerimizden karşılıyoruz. SASKİ’nin de elektrik ihtiyacının yarısı yine buralardan karşılanıyor. Yine çöp istasyonumuzdan da yılda iki milyon çiçek üretimiyle şehrimizin parkları için çiçeklerimizi de kendimiz üretmiş oluyoruz. Bu sene 2025 yılında yatırım bütçemiz neydi arkadaşlar? Yüzde 40’tı. 2026 yatırım bütçemiz Allah nasip ederse yüzde 50,4 olacak. Bu sadece müteahhit eliyle yaptığımız işlerin yatırım bütçesi. Bunun haricinde malzemelerini kendimiz üretiyoruz. Betonu kendimiz veriyoruz. Hasır çelikleri kendimiz veriyoruz. Bunların hepsi ilave edildiğinde yine kendi belediyemizin ekiplerinin yapmış olduğu yol ve kaldırım çalışmalarını da ilave ettiğimizde Samsun’un bütçesinin yüzde 65’i yatırıma ayrılmaktadır. Bu büyükşehir belediyeleri arasındaki en yüksek orandır. Cumhuriyet Halk Partili belediyelere baktığınız zaman yatırım bütçeleri yüzde 10’un üzerinde değil bunu çok rahatlıkla ifade edebilirim" dedi. "Samsun Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin en borçsuz belediyesi diyebilecek bir hale gelmiştir" Yatırımların yanı sıra borçların da eritildiğini ifade eden Başkan Doğan, "Belediyedeki çalışma arkadaşlarımızın birliği, beraberliği her geçen gün çalışma arkadaşlarımızın belediyedeki aidiyet duygusunun artması işlerimizin bereketini arttırıyor. Sosyal yardımlarda 17 ilçemize yardım yapıyor olmak işlerimizin bereketini arttırdı. Ekonomik olarak çok rahat bir duruma gelmiş olduk. Şu anda Türkiye’nin en borçsuz belediyesi diyebilecek bir hale gelmiştir Samsun Büyükşehir Belediyesi. İş yapan kişi faturasını teslim ediyor. Otuzuncu gün parasını alıyor arkadaşlar. Otuzuncu gün parasını alan müteahhit birbiriyle yarışıyor. Büyükşehir’den iş alabilmek için yüzde 40, yüzde 35, yüzde 45 ihalelerde yaklaşık maliyetin altında iş yapıyoruz. Bu gerçekten kaynaklarımızı da etkin ve verimli şekilde kullanmamızı sağlıyor. Her birinize yol arkadaşlığınız için ben şükranlarımı arz ediyorum" diye konuştu. Toplantıya ayrıca AK Parti Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan’ın yanı sıra parti teşkilatı üyeleri de katılım gösterdi.
ABB Başkanı Mansur Yavaş: "En kısa sürede Danıştay’a itiraz edeceğiz
22 Kasım 2025 Cumartesi - 13:10 ABB Başkanı Mansur Yavaş: "En kısa sürede Danıştay’a itiraz edeceğiz Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, İçişleri Bakanlığı’nın kendisi ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında verdiği soruşturma iznine ilişkin, "Yasal hakkımızı kullanarak en kısa sürede Danıştay’a itiraz edeceğiz" dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ABB’nin konser harcamalarına ilişkin soruşturması kapsamında, iddianame tanziminden sonra ABB Başkanı Mansur Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkındaki iddiaların ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘denetim görevini ihmal’ olduğunu değerlendirerek, İçişleri Bakanlığından soruşturma izni talebi izni verdi. Konu üzerine ABB Başkanı Yavaş, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Kararın adaletli olmadığını söyleyen Yavaş, şu ifadelere yer verdi: "Geçmiş döneme ilişkin onlarca şikayette, birimlerin yaptıkları işlerden belediye başkanının sorumlu tutulamayacağı yönünde kararlar verilmişken bugün tam tersi bir uygulamaya gidilmesi, açık bir çifte standarttır. Herkese ayrı ayrı işleyen bu adalet anlayışının kabul edilmesi mümkün değildir. Biz, adaletin er ya da geç tecelli edeceğine ve bu kararın da yargıdan döneceğine olan inancımız tamdır. Unutulmasın; hukuk bir gün herkese lazım olacaktır. Ayrıca yasal hakkımızı kullanarak en kısa sürede Danıştay’a itiraz edeceğiz. Daha kapsamlı açıklamayı ise pazartesi günü kamuoyuyla paylaşacağım."
Bakan Uraloğlu: "İlk göreve geldiklerinde 4.7 milyon kullanıcının bilgileri yurt dışına çıkarılmıştır"
22 Kasım 2025 Cumartesi - 13:01 Bakan Uraloğlu: "İlk göreve geldiklerinde 4.7 milyon kullanıcının bilgileri yurt dışına çıkarılmıştır" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamasıyla 4.7 milyon kullanıcının bilgilerinin yurtdışına çıkarıldığını belirterek, "İlk göreve gelindiği anda bu yapılmıştır. Böyle bir iradeye mi biz bu ülkeye teslim edeceğiz. Allah’ın izniyle etmeyeceğiz" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Trabzon’da düzenlenen AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı Bölge Toplantısı’na katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Bakan Uraloğlu, 2053 yılında demiryolu ağını 17 bin 500 kilometreye çıkartılacağını belirterek, "Ülkemizi 2 bin 251 kilometrelik hızlı demir yolu yaparak yüksek hızlı demir yolu ağları ile tanıştırdık. Önümüzdeki aylarda 225 kilometre hızlı giden yerli ve milli yüksek hızlı tren setimizi raylarda denemeye başlayacağız. İnşallah 2028 yılında 14 bin kilometre olan demiryolu ağımızı 17 bin 500 kilometreye çıkartacağız. 2053 yılında da 28 bin 500 kilometreye çıkartacağız. 2053’e kim sağ kim selamet diye bir yaklaşım olabiliyor. Tabi ben Rabbimden kendi adıma 2053’ü bana görmeyi nasip etsin diye niyaz ediyorum. Hep beraber inşallah. 48 saatte hızlı trenlerle bütün Türkiye’yi dolaşma imkanına inşallah nasip olacağız" dedi. "İstikbali bilgiler dahil hepsi hep beraberinde yurt dışına çıkarılmıştır" İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamasıyla 4.7 milyon kullanıcının bilgilerinin yurtdışına çıkarıldığını kaydeden Bakan Uraloğlu, "Biz ideoloji değil insanı merkeze koyduk. Kavga değil hizmet odaklı olduk. Rant değil proje odaklı olduk. Laf değil gerçekten icraat odaklı olduk. Ama maalesef ülkede muhalefet yapma adına olanlar bunun tam tersinden hareket etmişlerdir. Yürütülen bazı adli soruşturmalar var biz bunun hiçbir yerinde yokuz. Şikayet eden kendileri, itirafçı olan kendileri, iç kavga eden kendileri ama adli makamlar elbette takip ediyor. Benim Bakanlığımı ilgilendiren bir tarafı huzurlarınızda paylaşmak istiyorum. İstanbul’un kişisel verileri ile ilgili soruşturmanın bir parçası var ondan bahsedeceğim. İstanbul’daki Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya koyduğu 4.7 milyon kullanıcının bilgileri. O bilgilerde bütün kişisel bilgiler var. İletişim bilgilerinden, TC kimlik numarasına, mail adresine, ev ve iş adresine bütün bilgileri var. Aynı zamanda konum bilgisini paylaştığı için bütün gününü hayatını nerede geçirdiğinin bilgileri var. Dolayısıyla sizin özeliniz neredeyse ne varsa bütün bilgiler yurt dışına çıkarılmıştır. Bunun en masum mazereti seçimlere yönelik insanlara ulaşma mazeretidir. Bunu da yaptılar zaten. Kim Abdulkadir Uraloğlu. Kimdir bu; AK Partilidir. Tamam onun önüne biz hangi reklamları nerede nasıl çıkarırsak onu etkiler kendimize oy verdiririz. Bu en masum olanıdır. Ama istikbali bilgiler dahil hepsi hep beraberinde yurt dışına çıkarılmıştır. İlk göreve gelindiği anda bu yapılmıştır. Böyle bir iradeye mi biz bu ülkeye teslim edeceğiz. Allah’ın izniyle etmeyeceğiz. Biz bu ülkeye hizmet etmeye hep beraber devam edeceğiz. İnancımız, gayretimiz, sadakatimiz ile yolumuza Allah’ın izniyle devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini almadan 2029’u konuşmamızın bir anlamı yok. 2027 mi olur 2028 mi olur seçimi Allah’ın izniyle inşallah beraberce alacağız. Bu ülkeye bütün ekiplerimizle beraber bütün dava arkadaşlarımızla beraber hizmet etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ablasının bağışı ona can oldu: Genç doktor adayı şimdi başkalarına umut olacak
22 Kasım 2025 Cumartesi - 10:43 Ablasının bağışı ona can oldu: Genç doktor adayı şimdi başkalarına umut olacak Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde ablasının donör olmasıyla karaciğer nakli olan doktor adayı Neslihan Coşkun, ikinci hayatında hastalara umut olmak istiyor. Yaklaşık 5 yıldır takipli hasta olan Neslihan Coşkun son zamanlarda artan mide bulantısı, halsizlik gibi şikayetlerle Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ne başvurdu. Burada yapılan tetkikler sonucunda karaciğer yetmezliği olduğu öğrenilen hasta Coşkun, ablasının donör olmasıyla ikinci bir hayat şansı buldu. Aynı zamanda son sınıf tıp fakültesi öğrencisi olan Coşkun, artık karaciğer hastalıkları uzmanı olup hastaların hayatlarına dokunmak istiyor. Hasta Neslihan Coşkun son sınıf tıp fakültesinde öğrenimine devam ettiğini belirterek, "Yaklaşık 2,5 ay önce Karaciğer nakli oldum. 2022 yılında öğrendim karaciğer hastalığı olduğumu. O zamandan beri tedavisini doktorlarla beraber yürütüyoruz" dedi. "Bir organın değişeceğini öğrenmek garip bir duyguydu" İlk nakil olacağını öğrendiğinde korkuları olduğunu aktaran Coşkun, "Mide bulantısı, karın ağrısı, karın şişliği gibi şikayetlerim vardı. İlk nakil olacağımı öğrendiğimde tabii ki de çok garip bir duyguydu. Bir organın değişeceğini öğrenmek garip bir duyguydu. Üzülmüştüm. Nakil öncesinde zaman zaman zorluklar çektim ama hep dayanmaya çalıştım. Nakil sonrasında yeniden hayata tutundum" ifadelerini kullandı. "Bundan sonraki hayatımda da iyi bir doktor olup insanlara güzel bir hayat sunmak istiyorum" Doktor olma hayalini gerçekleştirmek için çok çalıştığını aktaran Coşkun, "Tıp öğrencisiyim ve gerçekten çok değerli bir meslek doktorluk. İnsanların hayatlarına dokunabilmek çok güzel. Ben de ileride inşallah bu hastanede benim naklimi gerçekleştiren, benim takibimi gerçekleştiren doktorlar gibi değerli bir doktor olmak istiyorum. İnşallah da dahiliye, yan dal yapıp gastroenteroloji hepatalog yan dalıyla doktor olmak istiyorum. Ben karaciğer nakli sonrasında ikinci bir hayat şansı buldum. Bundan sonraki hayatımda da iyi bir doktor olup insanlara güzel bir hayat sunmak istiyorum" şeklinde konuştu. Bilkent Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Levent Öztürk, Türkiye’nin en büyük ve en donanımlı sağlık kurumlarından biri olarak organ bağışı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi için çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Prof. Dr. Öztürk, aynı anda 4 solid organ naklini gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip olduğunu vurgulayarak, "Yaklaşık 800 öğretim üyemiz, 500 uzman doktorumuz var. Hastanemizin bir özelliği 4 solid organ naklini aynı anda gerçekleştirebilecek hem doktor hem ekipmana sahip. Hastanemizde akciğer kalp karaciğer ve böbrek nakilleri aynı anda gerçekleştirilebiliyor. Açıldığı günden bu yana 155 karaciğer, 49 akciğer, 48 kalp ve 210’un üzerinde böbrek nakli ameliyatı gerçekleştirildi" dedi. "Bir organ bir hayat" Nakil ameliyatlarını yapacak imkanları olduğunu fakat organ bağışının yetersiz olduğunu dile getiren Öztürk, "Toplumda bunun farkındalığını oluşturmak ana hedefimiz. Organ bağışı için Türkiye’de bekleyen insan sayısı yaklaşık 32 bin. Bunun ağırlıklı olan kısmı böbrek nakli. Ama yaklaşık 6-7 bin tanesi de böbrek nakli dışında organ nakli bekleyen hastamız var. Eğer ki organ nakli, organ bağışı artarsa bunları da en kısa zamanda daha sağlıklı, normal hayatlarına döndürebileceğiz. Organ bağışı çok önemli bu konuda. Organ bağışını tekrar vatandaşlarımızın farkındalığını arttırmak için elimizden geleni yapacağız. Gerçekten bir organ bir hayat" şeklinde konuştu. "Doktor adayı son sınıf öğrencisi hepatolog olmaya karar verdi" Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Organ Nakli Mesul Müdürü, Karaciğer Nakli Sorumlu Uzman Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Birol Bostancı, hastanın takipli hasta olduğunu ve şikayetlerinin zamanla arttığını belirterek, "Vücudun kendisi, kendi organlarına saldıran bir immün sistem hastalığı. Bunun sonucunda da karaciğerin safra yollarında bozulmalar meydana geliyor ve ona bağlı kaşıntı, sarılık ve karaciğer yetmezliğine bağlı halsizlik gelişiyor. Bu hastamızı da 2020 yılından beri takip ediyorduk ve bu hastada endoskopik işlemler de yapılıyordu. Bu hastamıza da 7 kere endoskopik işlem yapılmıştı. Fakat en son hastalığı biraz daha ilerledi. Yetmezliği arttı, şikayetleri de ilerleyince konseyimizde organ nakli kararı aldık ve organ naklini kardeşinden gerçekleştirdik. Kendisi doktor adayı son sınıf öğrencisi. Bizim için de şöyle güzel bir şey oldu. Kendisi hepatolog olmaya karar verdi. Yani karaciğer hastalıkları uzmanı olmaya karar verdi. Bu da bizim kazancımız" ifadelerini kullandı.