POLİTİKA
Malatya Sofrası’nın ikinci şube açılışı yapıldı 24 Aralık 2024 Salı - 19:01:45 Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in projelerinden biri olan ve birincisi Millet Bahçesinde ikincisi ise Kernek Şelalesinin bulunduğu alanda düzenlenen tören ile gerçekleştirildi. Malatya Sofrası’nın şehrin farklı noktalarında da kurulacağını ifade eden Başkan Er, her daim vatandaşların yanında olduğunu ve sosyal belediyecilik anlamında güzel işler yapıldığını söyledi. Açılış törenine Başkan Er’in yanı sıra, AK Parti Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan, Yeşilyurt Belediye Başkanı İlhan Geçit, AK Parti Malatya İl Başkanı Namık Gören, MHP İl Başkanı Gökhan Gök, İlçe Belediye Başkanları, MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Siyasi Parti İlçe Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Malatya Sofrası’nın ikinci şubesi olan Kernek Şubesi’nin açılış töreninde konuşan Başkan Er, bir yandan şehrin fiziki yapısını düzeltirken bir yandan da sosyal belediyecilik alanında vatandaşların taleplerini yerine getirme gayreti için çalıştıklarını söyledi. Başkan Er, “Sosyal dayanışmanın ve paylaşma kültürümüzün en önemli örneklerinden birini burada gerçekleştiriyoruz. Malatya Sofrasının birincisini Millet Bahçesinde ikincisini ise Kernek Şubesi olarak açıyoruz. Bu mekanlar sadece bir yemek, bir sıcak çorba yeri veya ikram yeri değildir. Buralar aynı zamanda kardeşliğin, dayanışmanın ve umudun bir buluşma noktasıdır” dedi. Başkan Er konuşmasının devamında, “Malatya’mızı biz yeniden inşa ederken bunu da her platformda söylüyoruz, Halkımızın hiçbir endişesi olmasın. Malatya’mız hızlı bir şekilde ayağa kalkacak ve kalkıyor. Her tarafta inşaatlarımız devam ediyor. Bizim kalkınma ile ilgili bir sorunumuz yok. Hep birlikte eskisinden daha güzel, daha dirençli, daha mükemmel bir Malatya oluşacak ve birlikte burada yaşamımızı sürdüreceğiz. Zor günler çabuk geçer. Büyüklerimizin dediği gibi zor günlerin ömrü olmaz. Biz birlikte el ele verirsek bu zorlukları hep birlikte aşacağız bunda da hiçbir tereddütümüz yoktur. Son bir haftada iki bakanımızı ağırladık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız ile Gençlik ve Spor Bakanımız Malatya’mızdalardı. Ben gerçekten başta Sayın Cumhurbaşkanımıza ve emeği geçen tüm bakanlarımıza özellikle de elini Malatya’mızın üzerinden hiç çekmeyen hem çalışma arkadaşım dostum ve çok kıymetli hemşehrimiz Murat Kurum’a teşekkür ediyorum. Çünkü burada bir müjde ile geldi biliyorsunuz. İnşallah yılsonu itibariyle 79 bin 80 bine yakın konutu hak sahiplerine teslim edeceğiz. Tabii bildiğiniz gibi Gençlik ve Spor Bakanımız geldi. Bakanlığın çok ciddi yatırımları var ilimizde. Malatya’mızın muhtelif yerlerine ihtiyaç duyulan alanlara Allah’ın izniyle Spor Tesisleri yapacağız. Bunları ilerleyen dönem içerisinde hepsini sizlerle paylaşacağız. Bakanımızdan 2.5 milyar lira ödenek müjdesini aldık. 2.5 milyar liranın şu anda bizim arkadaşlar planlamasını yapmıştı. Ön protokolü yaptık. Bu hafta arkadaşlarımız Ankara’ya giderek Spor Toto Genel Müdürlüğü ile Malatya’mıza yapılacak projeleri önüne koyup inşallah startını veriyoruz. Zaten ilk etabın startını verdik burada. İnşallah kısa sürede Malatya’mızın her tarafı kütüphaneler, spor tesisleri ve etkinlik alanlarıyla dolu olacak. Biz ne dedik sadece fiziki inşaat değil biz gönülleri de inşa edeceğiz. İnsanlarımızın bütün sosyal ihtiyaçlarını da karşılayacağız. Tabii bir taraftan bu yapım işleri devam ederken sosyal ve kültürel faaliyetlerimiz de devam ediyor. İşte burada bugün Malatya Sofrası’nın ikincisini açıyoruz. İleride Malatya Sofrasının üçüncüsünü, dördüncüsünü, beşincisini açarak sayılarını arttıracağız. Şu anda şehir merkezinde de çalışmalar devam ediyor. Bu hususta inşallah onların da önümüzdeki süreç içerisinde açılışlarını yapacağız" dedi. Öğrencilere yönelik kursların devam ettiğini belirten Başkan Er, "Büyükşehir Belediyemizin öğrencilere yönelik olarak düzenlemiş olduğu ücretsiz kurslarda 1700 öğrencimiz eğitim görüyor. Kısa bir süre önce 1300 çocuğumuzun, genç evladımızın da deneme sınavlarını yaptık. Bunlar görünmeyen ama yaptığımız aslında kayda değer güzel işler. Öğrencilerimize ayrıca kaynak desteğimiz devam ediyor. Bu arada yaşlı, kimsesiz büyüklerimizin ev temizliğine başladık. Bunu da ifade etmiş olayım. Önümüzdeki hafta da çamaşırhanemiz hizmete girecek. Çamaşırhanemizde öğrenci evlerinde kalan gençlerimizin, yaşlı kimsesiz büyüklerimizin elbiselerini yıkayıp kurutup teslim edeceğiz inşallah. Ayrıca bir diğer projemizde kimsesiz yaşlılarımızın evlerine her gün dört çeşit yemek girecek inşallah. Tespit etmiş olduğumuz 2000 civarında bir liste var talep doğrultusunda bunu daha da arttırabileceğiz. Bu hizmetimizi de Ocak ayı başında hizmete almış olacağız. Ayrıca hizmete açmış olduğumuz Kadın Vefa Konağımız ve Kültür Merkezimiz çok büyük ilgi görüyor. Kısa bir süre içerisinde Kernek Külliyesinde Hanım kardeşlerimiz için çok güzel bir spor merkezinin de açılışını yapacağız. Vefa konağımız da yetersiz. Bununla ilgili olarak da arkadaşlarımızın çalışmaları bulunmaktadır. Büyükşehir Belediyesi olarak konserlerimiz, tiyatrolarımız hemşehrilerimiz tarafından büyük beğeni ile takip edilmekte. Malatya’mızın her bir köşesindeki sosyal kültürel ve Spor tesislerimiz Malatya’mıza değer katmaya devam edecek. Amatör spor kulüplerini çok önemsiyoruz. Çünkü hakikaten gençlerimizin kötü alışkanlıklardan alıkoyacak onlara yeni alanlar oluşturacak mekanlar oluşturmamız gerekiyor. Bununla ilgili de çalışmalarımız devam ediyor” dedi. AK Parti Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan ise yaptığı konuşmada, “Bu güzel birliktelikte Malatya’yı bir araya getiren bu güzel organizasyonda öncülük yapan Büyükşehir Belediyemize, kıymetli Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum. Malatya Sofrası sadece uygun fiyat yemek yeme sofrası değil. Malatya Sofrası aynı zamanda Malatyalıların bir araya gelerek dayanışabileceği yerler, mekânlar ve hizmetler. Malatya Sofrası gibi Kütüphane projesinden bahsetti. Büyükşehir Belediye Başkanımız, gençlik kompleksleri, gençlik merkezleri, spor tesisleri önümüzdeki yıl 2,5 milyar liralık Gençlik ve Spor Bakanlığımızın Malatya’ya yatırımı var. Bu yatırım ve hizmetlerden dolayı başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, Hükümetimize, Bakanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Konuşmaların ardından Malatya Sofrasının ikinci şubesinin kurdelesi kesilerek açılışı gerçekleştirildi.
24 Aralık 2024 Salı - 18:58 Milletvekili Ölmeztoprak çarşı inşaatında incelemede bulundu AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, Malatya Çarşı merkezinde ilk teslimatların Şubat sonu Mart başı gibi yapılmasının planlandığını, 2025 yılının sonunda da teslimatların bitirilmesinin hedeflendiğini açıkladı. Ölmeztoprak, altyapı, doğalgaz, elektrik gibi çalışmaların kısa sürede tamamlanacağını belirterek, bölgede yaşanması muhtemel gecikmelerin alt veya üst yapıdan değil, hak sahipliği süreçleri, itirazlar ve ek başvuru dönemleri gibi nedenlerle yaşanan zaman kaybından kaynaklandığını ifade etti. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerde neredeyse tamamen yıkılan Malatya çarşısının yeniden ticari hayata kazandırılması çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, Malatya Çarşı Merkezi inşaat alanında incelemelerde bulundu. Altyapı, üst yapı, doğalgaz, elektrik gibi çalışmalar hakkında ilgili firma yetkililerden bilgiler alan Milletvekili Ölmeztoprak, kaba inşaatı tamamlanma aşamasında olan ofisleri de inceleyerek, detaylı bilgiler aldı. Asrın afetinin ardından Malatya’da başlatılan yeniden imar ve inşa sürecinin her aşamasını yakından takip ettiğini belirten Milletvekili Ölmeztoprak, 6 bin 410 bağımsız bölüm, 3 bin 745 dükkan, 2 bin 106 ofis ve 559 konuttan oluşan çarşı projesinde Şubat sonu Mart başında teslimatlara başlanacağını, en son teslimatların da 2025 yılının sonunda yapılmasının hedeflendiğini kaydetti. Milletvekili Ölmeztoprak, "Depremin ardından başlatılan yeniden imar ve inşa sürecinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız başta olmak üzere, Emlak Konut, ilgili bakanlıklarımız ve bürokrasimiz nezdinde sürecin her aşamasını yakından takip ediyoruz. Altyapı ve üstyapı çalışmalarının mevcut ilerleme durumlarını, süreçte herhangi bir gecikmenin olup olmadığını titizlikle kontrol ediyor, olası aksaklıkların genel bir yavaşlamaya sebebiyet vermemesi için gerekli adımları hızla atıyoruz. İnşallah Şubat sonu Mart başında teslimatlar başlamakla birlikte en son teslimat 2025 yılının sonunda bu önemli projeyi hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız. Malatya’mızın kalbi olarak nitelendirdiğimiz bu çarşı projesi, 6 bin 410 bağımsız bölüm, 3 bin 745 dükkan, 2 bin 106 ofis ve 559 konuttan oluşuyor” açıklamalarında bulundu. Altyapı, doğalgaz, elektrik gibi çalışmaların kısa sürede tamamlanacağını, bölgede yaşanması muhtemel gecikmelerin alt veya üst yapıdan değil, hak sahipliği süreçleri, itirazlar ve ek başvuru dönemleri gibi nedenlerle yaşanan zaman kaybından kaynaklandığını belirten Milletvekili Ölmeztoprak, "Yaptığımız incelemeler ve ilgili kurumlarla gerçekleştirdiğimiz görüşmeler neticesinde şunu açıkça ifade edebilirim; Ada içi tüm altyapı çalışmalarından Emlak Konut’umuz sorumludur. Ada dışındaki altyapı işleri ise doğalgaz, elektrik yetkili firması ve Büyükşehir Belediyemiz eliyle kanalizasyon, içme suyu, drenaj gibi hatlarda merkezi olan ve var olan çalışan hatlara bağlantı yapılarak çok kısa bir süreçte tamamlanacak. Şu an itibarıyla ada içinde herhangi bir problem bulunmamaktadır. Bazı hemşehrilerimizin, altyapı ve üstyapı çalışmalarının koordinasyonu ile ilgili endişeleri olduğunu biliyoruz. Ancak burada yaşanan gecikmeler, altyapı ya da üstyapı çalışmalarından kaynaklanmamaktadır. Hak sahipliği süreçleri, itirazlar ve ek başvuru dönemleri gibi nedenlerle yaşanan zaman kaybından kaynaklanmaktadır. Bu süreçlerin nihayete ermesiyle birlikte teslimatlar inşallah planlandığı şekilde gerçekleşecektir. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’un da ifade ettiği gibi, 2025 yılının sonunda Malatya’mızda hiçbir depremzede hemşehrimizin mağduriyeti kalmayacaktır. Bu hedef doğrultusunda, hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız hem de Emlak Konut eliyle sürecin takibini titizlikle sürdürmeye devam ediyoruz. Malatya’mızın geleceği için büyük bir titizlikle yürütülen bu projenin, şehrimize ve hemşehrilerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kaydetti. Malatya Çarşı Merkezi projesindeki kot farkı ve engelli vatandaşlara yönelik yapılması planlanan çalışmalar ile ilgili de açıklamalarda bulunan Milletvekili Ölmeztoprak, “Yerinde hem vaziyeti hem planı hem de projeyi inceledik. Burada inşaatın başladığı alan, devam ettiği alan ve bitirilmesi planlanan alan ile ilgili normal tabiatında kot farklılıkları var. Malatya Büyükşehir Belediyemiz otopark ihtiyacını karşılayabilmek amacı ile otopark ve katlı otopark çalışmaları noktasında ciddi çalışmalar yürütüyor. Bölgede yer altı sularından dolayı ciddi bir fore kazık çalışması yapıldı. Hem mekanik hem de teknik olarak hem de güvenlik açısından bodrumlarda şartlara uygun şekilde otopark yapılması planlanmaktadır. Çalışmalar engelli vatandaşlarımız da düşünülerek, ilerlemektedir. Engelli dostu bir çarşı projesinin hayata geçirilmesi için gayret ediliyor” diye konuştu. Çarşı merkezinin mimari yapısına ilişkin de açıklamalarda bulunan Ölmeztoprak, ofis olarak kullanılacak alanların daraltılmaması için katlarda ortak lavabo yapıldığını ancak, teslimatlardan sonra kendi ofisinin içerisine lavabo yaptırmak isteyenler için bir çok ofislerde kanalizasyon ve boru döşeme sisteminin buna göre ayarlandığını vurgulayarak, işyerleri ve ofislerini teslim alan vatandaşların kendi zevkine, isteğine ve kullanım alanlarına göre iç mimari çalışmaları yapabileceği gibi, lavaboları yaptırmak isteyen vatandaşlar için dönüştürülebilir kanalizasyon bağlantıları tercih edildiğini kaydetti. Zemin hak sahiplikleri için halen bazı görüşmelerin devam ettiğini belirten Milletvekili Ölmeztoprak, çarşı inşaatının bazı caddelere bakan bölümlerinde de yıkımların devam ettiğini, süreçle beraber etaplar halinde Şire Pazarı ve Bakırcılar Çarşısı’nda anahtar teslimatının yapılmasının hedeflendiğini kaydetti.
24 Aralık 2024 Salı - 18:35 RTÜK Başkanı Şahin: "Şiddet ile ilgili aldığımız kararların eleştirilmesi haksızlık olur" Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, "Şiddet ile ilgili aldığımız kararların eleştirilmesi haksızlık olur" dedi. TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin toplantıya katılarak komisyonu bilgilendirdi. Komisyon toplantısının açılışında konuşan Cevizoğlu, medyada şiddet haberleri verilirken kadınlara ve erkeklere yönelik kalıplaşmış kavramların olduğunu altını çizerek, "Şiddetin kaynaklarını konuştuk. Biyolojik, psikolojik, ekonomik ve diğer nedenlerin arasında medya önemli bir yer tutuyor ya da medyanın önemli bir yer işgal ettiğine ilişkin yaygın bir algısal inanç vardı, bugün onu göreceğiz. Tüm dünyada olduğu gibi medyamız hem gerçeği iletiyor ya da kendisi bir gerçek üretiyor. Tüm dünyada olduğu gibi toplumsal algılarımızda oluşturulan en önemli aygıtlardan biri medya, kadına yönelik yayınlar konusunda da dil önemli. Medya bu dili kullanıyor. Bu kavramların çoğu doğru ama bunlar arasında yanlışların da yer alması, kitlelerin hangisinin doğru olduğuna inanmasını zorlaştırıyor. Görsel medya da kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda eril yani erkek dili kullanıldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. “Şiddet ile ilgili aldığımız kararların eleştirilmesi haksızlık olur" RTÜK Başkan Şahin de, "Kadına yönelik şiddet karşısında sıfır tolerans ile hareket ediyoruz. Kişisel görüşlerimizde veyahut da RTÜK’ün resmi sayfasında yapmış olduğumuz paylaşımların tamamında, ’Kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimizdir. Ayrıca çocuk ve çocuklarla ilgili alınacak olan tüm kararlar kırmızı çizgimizdir’ diyerek yaptığımız açıklamaları görmüşsünüzdür. Peki, bunu uygulamada nasıl yapmaktayız? Uygulamada aslında RTÜK olarak çok eleştirilen bir Üst Kuruluz. Bunun sebepleri var. Bir kısmını şöyle izah edilirim; Ceza veren kuruluşuz ve nihayetinde önemli olan bir mecrayı yönlendirmeye çalışan bir kurumuz. Bu tartışmalardan, eleştirilerden rahatsız değiliz. Her zaman saygımız vardır. Elimize geldiğince de bu tartışmalara ve eleştirilere cevap vermeye çalışıyoruz. Fakat RTÜK’ün özellikle kadına yönelik şiddetle ilgili alınan kararlar veyahut da kadına yönelik şiddetle ilgili bir yapımla ilgili verdiği kararların eleştirilmesini durumunu Üst Kurula haksızlık olur" dedi. "Kadına yönelik şiddet ile ilgili aldığımız ilke kararları tarihidir" Kadına yönelik şiddet içeren dizi veya filmlerin mutlaka ceza aldığını belirten Şahin, "Kadına yönelik şiddetle ile ilgili ilke kararları bence tarihidir çünkü RTÜK’ün yapısı homojen bir yapıya sahip değildir. Bütün partilerin geçmişte temsilciliğini yapmış veyahut da bağımsız olmuş ama bir şekilde önerilmiş ve mecliste grubu olan bütün siyasi partilerin gruplarından gelen arkadaşlarımızdan oluşan bir Üst Kuruluz. Az önce bahsetmiş olduğum ilke kararları tüm arkadaşlarımızın oy birliğiyle çıkmıştır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde 8 maddeden oluşan ve uygulamasını da Ankara da ulusal bir televizyon kanalıyla başlattık. TV kanalına RTÜK ekibi olarak gittik ve kararlarımızı sunumlar yaparak, neyi doğru yaptıklarını, haberlerde veya programlarda neyi yanlış yaptıklarını yerinde inceledik ve bilgilendirme yaparak belki de RTÜK tarihinde bir ilke imza attık" diye konuştu.
AK Parti Hisarcık İlçe Kadın Kolları Başkanı Havva Özaydın güven tazeledi
21 Aralık 2024 Cumartesi - 20:22 AK Parti Hisarcık İlçe Kadın Kolları Başkanı Havva Özaydın güven tazeledi Kütahya’nın Hisarcık ilçesinde yapılan AK Parti 7. Olağan Kadın Kolları Kongresi’nde başkanlığa Havva Özaydın tekrar seçildi. İlçe teşkilat binasında yapılan AK Parti 7. Olağan Kadın Kolları Kongresi saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kongrenin açış konuşmasını yapan Kadın Kolları Başkanı Havva Özaydın, "Partimizin kuruluşundan bu güne hizmet ederek AK Partimize ve Cumhurbaşkanımıza her zaman desteklerini esirgemeden kapı kapı, sokak sokak, cadde cadde çalışma yaptığımız ve ilçemiz için bugüne kadar tüm çalışmalarda emek veren dava arkadaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Türkiye Yüzyılında görevi şahsıma tekrar layık gören Teşkilat Başkanlığımıza, İl Kadın Kolları Başkanıma ve İlçe Başkanıma, benimle bu yolda önceki dönem görev almış arkadaşlarıma teşekkür ederim. Haklarını helal etsinler. Yeni yönetim kurulunda görev alacak arkadaşlarıma başarılar dilerim. Buradan sizlere bıkmadan, yorulmadan bayrağı en üst seviyeye getireceğimizin sözünü veriyorum. Kongremizin, ilçemize, Kütahya’mıza ve Türkiye’mize hayırlar getirmesini temenni ederim” dedi. Divan Başkanlığını İl Kadın Kolları yönetim kurulu üyesi Zübeyde Demir’in yaptığı AK Parti 7. Olağan Kadın Kolları Kongresi’nde başkanlığa Havva Özaydın tekrar seçilirken, yönetim kurulu üyeliklerine ise, Zübeyde Özçelik, Hatice Çelik, Cemile Akar, Hatice Öztürk, Hatice Uçar, Vesile Dağartlı, Sema Kul, Sema Gökduman, Merve Eren, Melike Ceylan, Ebru Özdoğan, Zeliha Baş, Ayşe Özcan ve Semiha Turası seçildiler. Kongreye, İl Kadın Kolları Başkanı Esra Özbek Balcı, AK Parti Kütahya İl Kadın Kolları yönetim kurulu üyesi Zübeyde Demir, AK Parti Hisarcık İlçe Başkanı Abdullah Akbulut ve partililer katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”
21 Aralık 2024 Cumartesi - 18:42 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Muhalefet samimi çağrılarımıza kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış demokratik, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasa ihtiyacımız var. Yeni anayasa Türkiye için lüks değil. Evet, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye’yi yüzyılı hedefimize daha kolay daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Muğla İl Kongresinin ardından Marmaris’te sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri ve muhtarlar toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, "“Aslolan milletin gönlünü kazanmak, milletin hayır duasına mazhar olabilmektir. Bunun yolu da şüphesiz eser, hizmet ve proje üretmekten geçer. Bize oy versin ya da vermesin, kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden tüm Türkiye’ye hizmet etmek için gece gündüz koşturuyoruz. Şunun altını çizerek tekrar ifade etmek isterim. Bizim siyaset felsefemizde ayrımcılık asla yoktur. Kimseyi inancından tercihinden, meşrebinden, siyasi partisinden dolayı dışlama yoktur. Etnik kökeni, dünya görüşü, sandıktaki tercih ne olursa olsun seksen beş milyonun her bir ferdi bizim öz bir öz kardeşimiz canımızın bir parçasıdır. Hep söylüyorum. 85 milyonluk devasa bir aileyiz. Vatanımız bir, bayrağımız bir, istiklal marşımız bir, acımız bir, sevincimiz bir, mazimiz bir, istikbalimiz birdir. Allah’ın izniyle bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez” dedi.“Kürt kardeşlerimiz bir avuç kibir abidesinin olduğu bir cendereye sıkıştırıldı”“Sevgili kardeşlerim, önemine binaen bir hususa özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bakınız bu ülkenin yakın geçmişinde gerçekten büyük acılar yaşandı. Milletin tercihleri yok sayıldı. Milli iradeye darbe vuruldu" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Gençlerimizi sokak olaylarında kurban verdik. 40 yıllık terörle mücadelemizde nice koç yiğit ömrünün baharındayken toprağa düştü. Maraş ve Çorum olaylarında insanımızı birbirine kırdırdılar. Sermayenin renklere ayrıldığı baskıların tehditlerin zorbalıkların ayyuka çıktığı insanların fişlendiği olağanüstü dönemler yaşandı. Kürt kardeşlerimiz bir tarafta terör örgütünün diğer tarafta dikta heveslisi bir avuç kibir abidesinin olduğu bir cendereye sıkıştırıldı. Kılık kıyafetinden, şivesinden, dış görünüşünden dolayı insanlarımız hakarete maruz kaldı, itildi, ötelendi. Alevi, Bektaşi vatandaşlarımız asırlardan süzülüp gelen kültürlerini tam yaşayamıyor, kimliklerini korkusuzca dile getiremiyor, başörtülü kızlarımızın en temel hakkı olan eğitim hakları, çalışma hakları, iş hayatına katılma hakları keyfi sebeplerle gasp edilmiş, kısıtlanmıştı. Kerameti kendinden menkul seçkinler mutlu müreffeh bir hayat sürerken, toplumun kahir ekseriyeti ya yasaklarla ya da yokluk ve yoksullukla boğuşuyordu. Daha bunun gibi sayısız zorlukla, sınamayla karşılaştık. Allah’a hamdolsun bunların neredeyse tamamını artık geride bıraktık” ifadelerini kullandı."Milli gelirimizi 2024 yılı sonunda 1 trilyon 331 milyar dolar bekliyoruz"Krizlerin ve belirsizliklerin kol gezdiği Türkiye’yi son 22 yılda tekrar ayağa kaldırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2002’de 230 milyar dolar ekonomik büyüklüğü olan ülkemizi geçen sene 1 trilyon 130 milyar dolarlık büyüklüğe kavuşturduk. Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini şu anda bekliyoruz. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık, 261 milyar doların üzerine çıkardık. Ayrıca bizden önce hayal dahi edilemeyen nice önemli reformu, nice hak ve özgürlük hamlesini sabırla, azimle ve kararlılıkla hayata geçirdik. Türkiye’yi güven ve istikrarla uyum içinde en önemlisi de birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde hamdolsun bu günlere getirdik. Elini vicdanına koyan herkes geçmişin Türkiye’siyle bugünün Türkiye’si arasındaki devasa farkı görüyor ve kabul ediyor. Yapılanları objektif olarak değerlendiren her bir insanımız ülkemizin 22 yılda kat ettiği büyük mesafeyi tasdik ve takdir ediyor. Ekonomide, diplomaside, ticarette, turizmde, savunmada, sağlıkta hasılı. Aklınıza gelebilecek her alanda gerçekten hiç umulmadık başarılara imza attık. Şurası da bir gerçek. Hayatın dinamizmi içerisinde beklentiler ve talepler de dönüşmektedir. Dünya değiştikçe insanın aynı kalması fıtrata aykırı bir durumdur. Siyasetin görevi sorulara ve sorunlara makul cevaplar üretmek halktaki değişim iradesini doğru enstrümanlarla yönetmektir. Bunun kolay bir vazife olmadığını hepimiz biliyoruz” diye konuştu.“Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”Türkiye gibi demokrasisi 42 yıl önce yapılmış darbe anayasasıyla malul olan ülkelerde değişimi yönetmenin çok daha çetrefilli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunun için Türkiye’nin darbe anayasası kamburundan kurtulmasının şart olduğunu uzun bir süredir ısrarla dile getiriyoruz. Bu çağrıyı da muhalefetin iddia ettiği gibi gündem kaygımızdan değil tam aksine ülkemizin yeni anayasa ihtiyacını gördüğümüz için yapıyoruz. Ama bizim öyle bir muhalefetimiz var ki bırakın çözümün parçası olmayı sorunun katlanarak büyümesi için elinden geleni ardına koymuyor. Anayasa dahil, ülkenin herhangi bir meselesinde önerileri var mı? Yok. İstemüzlükten başka lügatlerinde kelime var mı? O da yok. Böyle gelmiş böyle gitsin. Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın modunda son derece konforlu bir alanda siyasetçilik oynuyorlar. Allah aşkına böyle siyaset olur mu? Mızıkçılık yaparak, kaçarak saklanarak işin yokuşa sürerek bu ülkeye hizmet edilir mi? Muhalefet demek her şeye karşı çıkmak, her şeye itiraz etmek midir? Şu hakikati açık ve net ifade etmek durumundayım. Muhalefet samimi çağrılarımıza kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış demokratik, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasa ihtiyacımız var. Yeni anayasa Türkiye için lüks değil. Evet, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye’yi yüzyılı hedefimize daha kolay daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır. Meclisimizdeki partilerin çoğunun ilk dört madde başta olmak üzere pek çok hususta hem fikir olduğunu memnuniyetle müşahede ediyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın da yeni anayasa iradesi zaten güçlüdür, diridir, dinamiktir. Son yılların en çoğunlukçu aritmetiğine sahip 28’inci dönemde meclisin kendisinden bekleneni özellikle yerine getirmesini ümit ve arzu ediyoruz. İnşallah böylece evlatlarımıza daha özgür, daha müreffeh ve güçlü bir ülke bırakma ülkümüze biraz daha yaklaşmış olacağız. Bu süreçte Muğla’nın iş dünyasıyla, sivil toplumuyla, kanaat önderleriyle bizim yanımızda olması çok ama çok önemlidir. Rabbim şimdiden işlerimizi kolaylaştırsın diyorum” dedi.“Muğla, yerel yönetimler boyutunda maalesef hak ettiği ilgiyi görmüyor”“Muğla gerçekten insanı kendine meftun eden bir şehrimiz. Özellikle son yıllarda Muğla, her alanda büyük bir atılım içerisinde. Öyle ki, Muğla’nın seralarında üretilen, tesislerinde işlenip paketlenen gıda ürünleri dünyanın dört bir yanına gönderiliyor" diyen Erdoğan, Muğla’nın tabiat harikası koylarına, köylerine, tesislerine dünyanın dört bir yanından turist geliyor. Aynı zamanda Muğla, Akdeniz’le Ege’yi ve iç Anadolu’yu birleştiren konu ile ülkemizdeki her ferdinde hayallerini süsleyen bir yerdir. Ancak bütün bu avantajlarına rağmen Muğla, yerel yönetimler boyutunda maalesef hak ettiği ilgiyi görmüyor. Muhalefetin siyasi meselelerdeki lakayt tavrı yönettikleri şehirlerdeki yerel yönetimlerle ilgili konulara da sirayet ediyor. Sorun çözmek, milletin sıkıntılarını ortadan kaldırmak gibi bir dertleri yok. Polemik ve mazeret üretmeye harcadıkları enerjiyi şehirlere hizmet etmeye ayırsalar inanın şehirlerimiz çok farklı bir yerde olurdu. Ama bu konuda herhangi bir değişim işareti göremiyoruz” şeklinde konuştu.“Muğla’nın birçok ilçesinde içme suyu sıkıntısı çekiliyor”Her yıl Bodrum’un yaklaşık 1,5 milyon misafiri ağırladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin turizmdeki hedefleri büyüdükçe buralara gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı da doğal olarak artıyor. Turizmde 2024 yılı hedefimiz biliyorsunuz 60 milyon ziyaretçi. Biz bir taraftan turizmde gaza basarken yerel yönetimler tarafında tam anlamıyla bir atalet hatta sabotaja varan bir duyarsızlık görüyoruz. Turizmden ekonomik olarak ciddi gelir elde ediyorlar ama iş altyapı ve iş yapı yatırımlarına gelince hiçbir adım atmıyorlar. Örneğin başta Bodrum olmak üzere Muğla’nın birçok ilçesinde bunu sizler yaşıyorsunuz. Ben de Muğla’lı sayılırım. Muğla’nın birçok ilçesinde içme suyu sıkıntısı çekiliyor. Bu asırda, bu zamanda. Ancak görevi içme suyu sorununu çözmek olanlar, sorunu görmezden, duymazdan geliyordur. İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanlığını yapmış bir kardeşiniz olarak, üstelik de biliyorsunuz çöp, çukur, çamur, susuzluk bunları yaşayan bir İstanbul devralmıştır. Ve orada bütün bu sorunları bir yıl içerisinde sildik süpürdük. Şimdi aynı durum maalesef Muğla’da var mı? Var. Kirlilik sebebiyle neredeyse canlının yaşamadığı İzmir körfezi için de aynı şeyler geçerli. Orada da İzmir’e hizmet etmemeyi hayat tarzı üzerinden meşrulaştırmaya çalışan garip bir zihniyet var. Eser ve hizmet siyasetiyle temayüz etmek yerine korkuları körükleyerek, ideolojik belediyecilik yaparak beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar. Biz ise derde derman olmanın sıkıntıları ortadan kaldırmanın peşindeyiz” dedi.“Su sorunu çözmek DSİ’nin değil, büyükşehirlerin işi”Su sorununu çözmenin DSİ’nin görevi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:"Su sorununu çözmek büyük şehirlerde, büyük şehir belediyelerinin görevidir. Sorunu ben yaşadığım için söylüyorum. İstanbul’u susuzluktan aldık ve kısa bir zaman içerisinde de İstanbul’un su sorununu çözdük. Şimdi CHP’nin büyükşehir belediyelerine bakın. Acaba bu sorunları çözdüler mi, çözüyorlar mı? Böyle bir dertleri var mı? Muğla büyükşehir, büyükşehir Muğla’da su sorunu niçin çözülmez? Neden bu konuda adım atılmaz? Aynı durum geçiyorum şöyle. Van’da vardı. Van’da da Veysel Bey bakan olduğu zaman baktık ki Van maalesef su sorununu çözemiyor. O zaman Veysel Bey’e dedim ki burada yaşayanlar bizim insanımız. Yatırımı yap ve Van’ın su sorununu DSİ ile çözelim. Ve Van’ın su sorununu biz o zaman devlet su işleri ile çözdük. 22 yıldır nasıl milletimize kulak vererek biz bugünlere geldiysek, Muğla’nın, Bodrum’un içme suyu sorunlarını çözmek için de kolları sıvadık. Yatırım programına aldığımız Sandras içme suyu projemiz ile Muğla İl Merkezi’nin içme suyu ihtiyacını inşallah karşılayacağız. Toplam 7,6 milyar lira maliyeti olan proje ile yıllık 7,32 milyon metreküp içme suyu depolama, günlük 45 bin metreküp kapasiteli arıtma tesisi ve 12,3 kilometresi tünel olan toplam 80 kilometrelik isale hattını devreye alacağız. Bodrum barajının proje çalışmalarını daha seneye başlatıyoruz. Yıllık 13,2 milyon metreküp depolama, günlük 135 bin metreküp arıtma kapasitesiyle Bodrum’un kanayan yarasına inşallah merhem olacağız. Bir diğer konu ulaştırmadır. Bodrum-Yalıkavak yolunun kalan 7 kilometresinin ihalesini yaptık, çalışmalara başladık, inşallah seneye onu da bitiriyoruz. 69 kilometre uzunluğundaki Söğüt-Seydikemer yolunun 21 kilometresini bölünmüş yol olarak tamamladık. Çalışmalarımız devam ediyor. 51 kilometrelik Seydikemer-Kalkan yolunun 12 kilometresini tamamladık, kalan kısımlarıyla ilgili çalışmalarımız sürüyor. 27 kilometre Gökova ayrım Marmaris yolunu bölünmüş yol olarak yine biz bitirdik. Marmaris-Datça yolunun 50 kilometresini bitirdik, kalan 18 kilometresinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçeleriyle birlikte tüm Muğla’yı Allah’ın izniyle muhalefetin beceriksizliğine mahkûm etmeyeceğiz. Hayatın her türlü hız kesme varlığına rağmen, biz yorgunluğa hız kesmeden, yılgınlığa pirin vermeden, hem Muğla’yı hem diğer 80 vilayetimizi kalkındırmaya devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”
21 Aralık 2024 Cumartesi - 18:41 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Muhalefet samimi çağrılarımıza kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış demokratik, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasa ihtiyacımız var. Yeni anayasa Türkiye için lüks değil. Evet, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye’yi yüzyılı hedefimize daha kolay daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Muğla İl Kongresinin ardından Marmaris’te sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri ve muhtarlar toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, "“Aslolan milletin gönlünü kazanmak, milletin hayır duasına mazhar olabilmektir. Bunun yolu da şüphesiz eser, hizmet ve proje üretmekten geçer. Bize oy versin ya da vermesin, kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden tüm Türkiye’ye hizmet etmek için gece gündüz koşturuyoruz. Şunun altını çizerek tekrar ifade etmek isterim. Bizim siyaset felsefemizde ayrımcılık asla yoktur. Kimseyi inancından tercihinden, meşrebinden, siyasi partisinden dolayı dışlama yoktur. Etnik kökeni, dünya görüşü, sandıktaki tercih ne olursa olsun seksen beş milyonun her bir ferdi bizim öz bir öz kardeşimiz canımızın bir parçasıdır. Hep söylüyorum. 85 milyonluk devasa bir aileyiz. Vatanımız bir, bayrağımız bir, istiklal marşımız bir, acımız bir, sevincimiz bir, mazimiz bir, istikbalimiz birdir. Allah’ın izniyle bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez” dedi.“Kürt kardeşlerimiz bir avuç kibir abidesinin olduğu bir cendereye sıkıştırıldı”“Sevgili kardeşlerim, önemine binaen bir hususa özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bakınız bu ülkenin yakın geçmişinde gerçekten büyük acılar yaşandı. Milletin tercihleri yok sayıldı. Milli iradeye darbe vuruldu" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Gençlerimizi sokak olaylarında kurban verdik. 40 yıllık terörle mücadelemizde nice koç yiğit ömrünün baharındayken toprağa düştü. Maraş ve Çorum olaylarında insanımızı birbirine kırdırdılar. Sermayenin renklere ayrıldığı baskıların tehditlerin zorbalıkların ayyuka çıktığı insanların fişlendiği olağanüstü dönemler yaşandı. Kürt kardeşlerimiz bir tarafta terör örgütünün diğer tarafta dikta heveslisi bir avuç kibir abidesinin olduğu bir cendereye sıkıştırıldı. Kılık kıyafetinden, şivesinden, dış görünüşünden dolayı insanlarımız hakarete maruz kaldı, itildi, ötelendi. Alevi, Bektaşi vatandaşlarımız asırlardan süzülüp gelen kültürlerini tam yaşayamıyor, kimliklerini korkusuzca dile getiremiyor, başörtülü kızlarımızın en temel hakkı olan eğitim hakları, çalışma hakları, iş hayatına katılma hakları keyfi sebeplerle gasp edilmiş, kısıtlanmıştı. Kerameti kendinden menkul seçkinler mutlu müreffeh bir hayat sürerken, toplumun kahir ekseriyeti ya yasaklarla ya da yokluk ve yoksullukla boğuşuyordu. Daha bunun gibi sayısız zorlukla, sınamayla karşılaştık. Allah’a hamdolsun bunların neredeyse tamamını artık geride bıraktık” ifadelerini kullandı."Milli gelirimizi 2024 yılı sonunda 1 trilyon 331 milyar dolar bekliyoruz"Krizlerin ve belirsizliklerin kol gezdiği Türkiye’yi son 22 yılda tekrar ayağa kaldırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2002’de 230 milyar dolar ekonomik büyüklüğü olan ülkemizi geçen sene 1 trilyon 130 milyar dolarlık büyüklüğe kavuşturduk. Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini şu anda bekliyoruz. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık, 261 milyar doların üzerine çıkardık. Ayrıca bizden önce hayal dahi edilemeyen nice önemli reformu, nice hak ve özgürlük hamlesini sabırla, azimle ve kararlılıkla hayata geçirdik. Türkiye’yi güven ve istikrarla uyum içinde en önemlisi de birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde hamdolsun bu günlere getirdik. Elini vicdanına koyan herkes geçmişin Türkiye’siyle bugünün Türkiye’si arasındaki devasa farkı görüyor ve kabul ediyor. Yapılanları objektif olarak değerlendiren her bir insanımız ülkemizin 22 yılda kat ettiği büyük mesafeyi tasdik ve takdir ediyor. Ekonomide, diplomaside, ticarette, turizmde, savunmada, sağlıkta hasılı. Aklınıza gelebilecek her alanda gerçekten hiç umulmadık başarılara imza attık. Şurası da bir gerçek. Hayatın dinamizmi içerisinde beklentiler ve talepler de dönüşmektedir. Dünya değiştikçe insanın aynı kalması fıtrata aykırı bir durumdur. Siyasetin görevi sorulara ve sorunlara makul cevaplar üretmek halktaki değişim iradesini doğru enstrümanlarla yönetmektir. Bunun kolay bir vazife olmadığını hepimiz biliyoruz” diye konuştu.“Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”Türkiye gibi demokrasisi 42 yıl önce yapılmış darbe anayasasıyla malul olan ülkelerde değişimi yönetmenin çok daha çetrefilli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunun için Türkiye’nin darbe anayasası kamburundan kurtulmasının şart olduğunu uzun bir süredir ısrarla dile getiriyoruz. Bu çağrıyı da muhalefetin iddia ettiği gibi gündem kaygımızdan değil tam aksine ülkemizin yeni anayasa ihtiyacını gördüğümüz için yapıyoruz. Ama bizim öyle bir muhalefetimiz var ki bırakın çözümün parçası olmayı sorunun katlanarak büyümesi için elinden geleni ardına koymuyor. Anayasa dahil, ülkenin herhangi bir meselesinde önerileri var mı? Yok. İstemüzlükten başka lügatlerinde kelime var mı? O da yok. Böyle gelmiş böyle gitsin. Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın modunda son derece konforlu bir alanda siyasetçilik oynuyorlar. Allah aşkına böyle siyaset olur mu? Mızıkçılık yaparak, kaçarak saklanarak işin yokuşa sürerek bu ülkeye hizmet edilir mi? Muhalefet demek her şeye karşı çıkmak, her şeye itiraz etmek midir? Şu hakikati açık ve net ifade etmek durumundayım. Muhalefet samimi çağrılarımıza kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış demokratik, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasa ihtiyacımız var. Yeni anayasa Türkiye için lüks değil. Evet, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye’yi yüzyılı hedefimize daha kolay daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır. Meclisimizdeki partilerin çoğunun ilk dört madde başta olmak üzere pek çok hususta hem fikir olduğunu memnuniyetle müşahede ediyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın da yeni anayasa iradesi zaten güçlüdür, diridir, dinamiktir. Son yılların en çoğunlukçu aritmetiğine sahip 28’inci dönemde meclisin kendisinden bekleneni özellikle yerine getirmesini ümit ve arzu ediyoruz. İnşallah böylece evlatlarımıza daha özgür, daha müreffeh ve güçlü bir ülke bırakma ülkümüze biraz daha yaklaşmış olacağız. Bu süreçte Muğla’nın iş dünyasıyla, sivil toplumuyla, kanaat önderleriyle bizim yanımızda olması çok ama çok önemlidir. Rabbim şimdiden işlerimizi kolaylaştırsın diyorum” dedi.“Muğla, yerel yönetimler boyutunda maalesef hak ettiği ilgiyi görmüyor”“Muğla gerçekten insanı kendine meftun eden bir şehrimiz. Özellikle son yıllarda Muğla, her alanda büyük bir atılım içerisinde. Öyle ki, Muğla’nın seralarında üretilen, tesislerinde işlenip paketlenen gıda ürünleri dünyanın dört bir yanına gönderiliyor" diyen Erdoğan, Muğla’nın tabiat harikası koylarına, köylerine, tesislerine dünyanın dört bir yanından turist geliyor. Aynı zamanda Muğla, Akdeniz’le Ege’yi ve iç Anadolu’yu birleştiren konu ile ülkemizdeki her ferdinde hayallerini süsleyen bir yerdir. Ancak bütün bu avantajlarına rağmen Muğla, yerel yönetimler boyutunda maalesef hak ettiği ilgiyi görmüyor. Muhalefetin siyasi meselelerdeki lakayt tavrı yönettikleri şehirlerdeki yerel yönetimlerle ilgili konulara da sirayet ediyor. Sorun çözmek, milletin sıkıntılarını ortadan kaldırmak gibi bir dertleri yok. Polemik ve mazeret üretmeye harcadıkları enerjiyi şehirlere hizmet etmeye ayırsalar inanın şehirlerimiz çok farklı bir yerde olurdu. Ama bu konuda herhangi bir değişim işareti göremiyoruz” şeklinde konuştu.“Muğla’nın birçok ilçesinde içme suyu sıkıntısı çekiliyor”Her yıl Bodrum’un yaklaşık 1,5 milyon misafiri ağırladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin turizmdeki hedefleri büyüdükçe buralara gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı da doğal olarak artıyor. Turizmde 2024 yılı hedefimiz biliyorsunuz 60 milyon ziyaretçi. Biz bir taraftan turizmde gaza basarken yerel yönetimler tarafında tam anlamıyla bir atalet hatta sabotaja varan bir duyarsızlık görüyoruz. Turizmden ekonomik olarak ciddi gelir elde ediyorlar ama iş altyapı ve iş yapı yatırımlarına gelince hiçbir adım atmıyorlar. Örneğin başta Bodrum olmak üzere Muğla’nın birçok ilçesinde bunu sizler yaşıyorsunuz. Ben de Muğla’lı sayılırım. Muğla’nın birçok ilçesinde içme suyu sıkıntısı çekiliyor. Bu asırda, bu zamanda. Ancak görevi içme suyu sorununu çözmek olanlar, sorunu görmezden, duymazdan geliyordur. İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanlığını yapmış bir kardeşiniz olarak, üstelik de biliyorsunuz çöp, çukur, çamur, susuzluk bunları yaşayan bir İstanbul devralmıştır. Ve orada bütün bu sorunları bir yıl içerisinde sildik süpürdük. Şimdi aynı durum maalesef Muğla’da var mı? Var. Kirlilik sebebiyle neredeyse canlının yaşamadığı İzmir körfezi için de aynı şeyler geçerli. Orada da İzmir’e hizmet etmemeyi hayat tarzı üzerinden meşrulaştırmaya çalışan garip bir zihniyet var. Eser ve hizmet siyasetiyle temayüz etmek yerine korkuları körükleyerek, ideolojik belediyecilik yaparak beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar. Biz ise derde derman olmanın sıkıntıları ortadan kaldırmanın peşindeyiz” dedi.“Su sorunu çözmek DSİ’nin değil, büyükşehirlerin işi”Su sorununu çözmenin DSİ’nin görevi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:"Su sorununu çözmek büyük şehirlerde, büyük şehir belediyelerinin görevidir. Sorunu ben yaşadığım için söylüyorum. İstanbul’u susuzluktan aldık ve kısa bir zaman içerisinde de İstanbul’un su sorununu çözdük. Şimdi CHP’nin büyükşehir belediyelerine bakın. Acaba bu sorunları çözdüler mi, çözüyorlar mı? Böyle bir dertleri var mı? Muğla büyükşehir, büyükşehir Muğla’da su sorunu niçin çözülmez? Neden bu konuda adım atılmaz? Aynı durum geçiyorum şöyle. Van’da vardı. Van’da da Veysel Bey bakan olduğu zaman baktık ki Van maalesef su sorununu çözemiyor. O zaman Veysel Bey’e dedim ki burada yaşayanlar bizim insanımız. Yatırımı yap ve Van’ın su sorununu DSİ ile çözelim. Ve Van’ın su sorununu biz o zaman devlet su işleri ile çözdük. 22 yıldır nasıl milletimize kulak vererek biz bugünlere geldiysek, Muğla’nın, Bodrum’un içme suyu sorunlarını çözmek için de kolları sıvadık. Yatırım programına aldığımız Sandras içme suyu projemiz ile Muğla İl Merkezi’nin içme suyu ihtiyacını inşallah karşılayacağız. Toplam 7,6 milyar lira maliyeti olan proje ile yıllık 7,32 milyon metreküp içme suyu depolama, günlük 45 bin metreküp kapasiteli arıtma tesisi ve 12,3 kilometresi tünel olan toplam 80 kilometrelik isale hattını devreye alacağız. Bodrum barajının proje çalışmalarını daha seneye başlatıyoruz. Yıllık 13,2 milyon metreküp depolama, günlük 135 bin metreküp arıtma kapasitesiyle Bodrum’un kanayan yarasına inşallah merhem olacağız. Bir diğer konu ulaştırmadır. Bodrum-Yalıkavak yolunun kalan 7 kilometresinin ihalesini yaptık, çalışmalara başladık, inşallah seneye onu da bitiriyoruz. 69 kilometre uzunluğundaki Söğüt-Seydikemer yolunun 21 kilometresini bölünmüş yol olarak tamamladık. Çalışmalarımız devam ediyor. 51 kilometrelik Seydikemer-Kalkan yolunun 12 kilometresini tamamladık, kalan kısımlarıyla ilgili çalışmalarımız sürüyor. 27 kilometre Gökova ayrım Marmaris yolunu bölünmüş yol olarak yine biz bitirdik. Marmaris-Datça yolunun 50 kilometresini bitirdik, kalan 18 kilometresinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçeleriyle birlikte tüm Muğla’yı Allah’ın izniyle muhalefetin beceriksizliğine mahkûm etmeyeceğiz. Hayatın her türlü hız kesme varlığına rağmen, biz yorgunluğa hız kesmeden, yılgınlığa pirin vermeden, hem Muğla’yı hem diğer 80 vilayetimizi kalkındırmaya devam edeceğiz."
Adalet Bakanı Tunç: "Suriye’deki durum karşısında bütün dünya Türkiye’nin dış politikasını takdir ediyor"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 17:56 Adalet Bakanı Tunç: "Suriye’deki durum karşısında bütün dünya Türkiye’nin dış politikasını takdir ediyor" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Suriye’yi bölüp parçalamak isteyenler, orada mazlumları katleden bir diktatörlüğe hep yıllarca destek oldular. Ve 60 yılın sonunda o diktatör devrildi. O mazlumların ahı tuttu. Suriye’de gelişen bu durum karşısında bütün dünya Türkiye’nin dış politikasını takdir ediyor. Türkiye bölgede hesaba katılmadan hiçbir yapılanmanın mümkün olamayacağını bütün dünya anlamış bulunuyor" dedi. AK Parti Zonguldak İl Başkanlığı 8. Olağan Kongresi, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un katılımıyla gerçekleştirildi. Kozlu Spor Salonu’nda düzenlenen ve saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu kongrenin açılış konuşmasını yapan AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan, AK Parti iktidarları sayesinde 22 yılda birçok hizmet ve yatırımın yapıldığını ifade etti. Çağlayan, "Cumhurbaşkanımızın arkasında aslanlar gibi durdunuz. Biz Ayasofya’nın zincirlerini kırıp açan Uzunmehmet Camiisini Zonguldak’a bir mühür gibi vuran Recep Tayyip Erdoğan’ın kadrolarında olmaktan gurur duyuyoruz. Torunlarımıza anlatacağımız hikayemiz var. Biz her zaman mazlumların yanında olduk" diye konuştu. Kongrede önceki dönem il başkanları, milletvekilleri ile mevcut dönem milletvekillerinin yanı sıra İl Koordinatör Milletvekili Ersan Aksu’ya fotoğraflarının yer aldığı tablolar hediye edildi. Aile fotoğrafının çektirilmesinin ardından konuşan AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Muammer Avcı, Saffet Bozkurt ve Ahmet Çolakoğlu kongrenin hayırlı olmasını diledi. "Yeter ki heyecanımızın, potansiyelimizin farkında olalım" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur, "Siz değerli yol arkadaşlarımızla güçlü şekilde ilk günkü heyecanımızla yol yürümeye devam edeceğiz. Yeter ki kendi heyecanımızın farkında olalım. Yeter ki Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi hafızaları tazeleyelim. 23 yıl boyunca Türkiye’yi nasıl devraldı nereden nereye getirdi bu yol arkadaşlığının gücü, Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve milletimize olan aşkımızın ve heyecanımızın bu potansiyelimizin farkında olalım" şeklinde konuştu. Zonguldak’ta AK Parti’ye yakışır bir kongre gerçekleştirildiğini ifade eden Adalet Bakanı Tunç, Zonguldak’ın enerjinin başkenti olduğuna vurgu yaparak, "Zonguldak herşeyi ile tüm ilçeleriyle, doğal güzellikleriyle yerin altıyla üstüyle gerçekten fedakar, çalışkan insanların şehri. Zonguldaklı olmaktan onur ve gurur duyuyoruz. Bir Zonguldaklı olarak bunu söylüyorum" dedi. Filyos Vadi Projesi’nin yüzyılın hayali olduğunu ifade eden Bakan Tunç, "Filyos’ta büyük bir proje. Yılların hayaliydi. Filyos yüzyılın hayaliydi. Abdülhamid Han’ın hayaliydi. Ve oraya bir liman yapılmaya, liman için çalışmalar başladığında muhalefet itiraz etti. Davalar açıldı. Hatırlıyoruz. Betona yatırım dendi. Burada limana ne gerek var dendi. Ama liman bitti. Hemen limanın açılışıyla doğalgazın keşfi aynı ana denk geldi. Ve Sakarya Gaz Sahası’ndan çıkan doğalgaz yerin üç bin dört bin metre denizin dibi ve o makineler robotlarla kazılarak 170 kilometre denizin altından borular döşenerek, Zonguldak’a Filyos’a doğal gaz ulaştı" ifadelerine yer verdi. "Bu parti milletin talebiyle kuruldu" Türkiye’nin ışığının hiçbir zaman sönmeyeceğini, hiçbir gücün de söndürmeye gücünün yetmeyeceğini söyleyen Bakan Tunç, AK Parti’nin millet tarafından kurulduğunu hatırlattı. Altılı masa gibi sosyal ve siyasi bir mühendislik neticesinde masa başında kurulmuş bir parti olmadığını ifade eden Bakan Tunç, "Bu partiyi millet kurdu. Bu parti milletin talebiyle kuruldu. Doksanlı yıllar boyunca o parlamenter sistemin neden olduğu siyasi krizler, ekonomik krizler, istikrarsızlık bir buçuk yılda değişen hükümetler, yatırımsızlık, anarşi ve terör ve temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasından, usanan, bıkan milletimiz ’Türkiye’yi bu sorunlardan, bu krizlerden kurtarsa kurtarsa Recep Tayyip Erdoğan kurtarır’ dedi" ifadelerine yer verdi. "Bütün Türkiye’yi ateşe vermek, Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan düşürmek için devreye girdiler, başaramadılar" Dünyanın en büyük havaalanları, en büyük köprüleri ve dünya projelerinin konuşulduğu dönemde Gezi Parkı’nda ateş yakarak bütün Türkiye’nin ateşe verilmek istenildiğini söyleyen Tunç, "Recep Tayyip Erdoğan’ı AK Parti’yi iktidardan düşürmek için o şer güçler devreye girdi. Başaramadılar. Sokakta başaramadıklarını, masa başında başarabilir miyiz diye düşündüler. On yedi yirmi beş emniyet, yargı darbesiyle acaba AK Parti’yi, AK Parti’nin bu yükselişini Recep Tayyip Erdoğan’ın yolunu kesebilir miyiz diye düşündüler. Onu da başaramadılar. Terörü azdırmaya çalıştılar. Orada da başarı olmadılar. 15 Temmuz’da milletimize karanlık bir gece yaşatmak istediler. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, milletimizin şanlı direnişiyle bağımsızlığa, bayrağımıza sahip çıkmasıyla 15 Temmuz karanlık gecesini aydınlığa çevirdik. Milletimize şükran borçluyuz. Her önümüz kesilmeye çalışıldığında milletimiz bize destek oldu, yolumuzu açtı" şeklinde konuştu. "Bütçede en fazla payı eğitime, gençlerimize ayırdık" 2025 yılı bütçesinin TBMM’de onaylandığını ifade eden Tunç, "Aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun. Millet olarak güçlü olalım dedik. Eğitime önem verdik. İşte dün akşam bütçe görüşmeleri onaylandı. Milletvekillerimize çok teşekkür ediyoruz. Yine bütçede en fazla payı eğitime ayırdık. Çocuklarımıza ayırdık. Gençlerimize ayırdık. Savunma sanayimize ayırdık. Ekonomiye ayırdık. Sağlığa ayırdık, ayırmaya devam edeceğiz. Sosyal politikalara ayırdık. Kültüre, adalete ayırdık, güvenliğe ayırdık. Demokrasimizin güçlendirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin güçlenmesi noktasında kararlılığımızı milletvekillerimiz kürsülerden bütçe görüşmelerinde ifade ettiler. Türkiye’yi her alanda güçlü etmek için bir kere ekonomide güçlü olmak lazım. Tek haneli rakama düşürdüğümüz enflasyonu tekrar tek haneli rakama düşürmenin zamanı. Bunun için mücadele ediyoruz. Yine memurumuzun, işçimizin, emeklimizin alım gücünü artırmanın gayreti içerisinde olacağız." AK Parti’nin 22 yıldan bu yana kesintisiz dünya tarihinde görülmemiş bir başarıyı elde etmesinin sebebinin kalkınmacı, reformcu ve icraatçı olması olduğunu söyleyen Tunç, "İcraatlarında hep milletinin sesine kulak vermesi, milletini temsil etmesi, milli iradeyi esas alması, adaletli olmasıdır. 2028’e giderken inşallah halkımızın alım gücünü daha da arttırdığımız bir ortamda ve istikrarlı kalkınma hamlelerinin daha da artarak devam ettiği bir ortamda inşallah 2028’de milletimiz yine durmak yok yola devam diyecek" şeklinde konuştu. "Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatı’nı yaptık. Orada bir terör devleti kurulmasını engelledik" AK Parti’nin dış politikasının insanı bir dış politika olduğunu ifade eden Tunç, Suriye’deki gelişmelere de değindi. Suriye’de yapılan harekatlar ile terör devleti kurulmasının engellendiğini belirten Bakan Tunç, "Şimdi 15 Temmuz darbe kalkışmasının hangi sebeple yapıldığını anlayabiliyor muyuz?" diye sordu. "Türkiye’nin Suriye’de ne işi var" sözlerini hatırlatan Tunç şöyle devam etti: "AK Parti’nin dış politikası, insani bir dış politikadır. İnsancıldır, hakkaniyete, adalete dayalıdır. 22 yıldan bu yana bu dış politikayı gözettik ve mazlumların sesi olduk. Cumhurbaşkanımız, mazlumların sığınağı oldu. Omazlumların sığınağı olan o merkezi hazmedemeyenler var. Biz hep doğrunun yanında olmaya, mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz. Bunu Suriye’de böyle yaptık. Birileri Türkiye’nin muhalefeti. Bunlar AK Parti’ye, Cumhur İttifakı’na, muhalefet olmayı Türkiye’ye muhalefet olmak olarak görüyorlar. Türkiye’nin muhalefeti, ana muhalefeti hep ne dedi? ’Türkiye’nin Suriye’de ne işi var’ dedi. Demedi mi? Bir terör devleti kurulmaya çalışılırken 2016’da hemen hain kalkışmanın bir ay sonrasında ’Biz Fırat Kalkan Harekatıyla size, küresel güçlere, burada terör devleti kurdurtmayız’ dedik. Şimdi 15 Temmuz hain kalkışmasının hangi sebeple yapıldığını anlayabiliyor muyuz? Türkiye’de kendilerine göre bir uydu yönetimi oluşturacaklardı. O Fırat Kalkanı Harekatı yapılmamış olacaktı. İşte bu mücadeleyi devam ettirdik. Zeytin Dalı Harekatı’nı yaptık. Barış Pınarı Harekatı’nı yaptık. Ve orada bir terör devletinin kurulmasını engelledik. Suriye’yi bölüp parçalamak isteyenler, orada mazlumları katleden bir diktatörlüğe hep yıllarca destek oldular. Ve 60yılın sonunda o diktatör devrildi. O mazlumların ahı tuttu. Ve Türkiye olarak biz hep o mazlumların yanında olduk. Onlara ensar olduk. Türkiye’nin Suriye’de ne işi var diyenlere itibar etseydik biz bugün terör devletine terör oluşumuna orada engel olabilir miydik? Suriyelilerin Türkiye’de ne işi var dediler hep. Bizi bu nedenle karalamaya çalıştılar. Suriyelilerin Türkiye’de ne işi var diyenlere itibar etseydik. Biz orada çocukların, kadınların, mazlumların, milyonlarca insanın katledildiği bir durumda, vicdan azabı çekmez miydik? Aylan bebeğin o sahile vuran cansız bedenini gördüğünüzde yüreği sızlamayana, insan denebilir mi? Denebilir mi? İşte o Aylan bebekler, şairlere vurmasın diye insani ve insancıl, dış politikamızda mazlumların duasına ve bugün gelinen noktada Suriye’de gelişen bu durum karşısında bütün dünya Türkiye’nin dış politikasını takdir ediyor ve Türkiye bölgede hesaba katılmadan hiçbir yapılanmanın mümkün olamayacağını bütün dünya anlamış bulunuyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a çok çok teşekkür ediyoruz. Diktatör devrildi. Yurdundan kaçmak üzereyken belki de kaçmıştı. Türkiye’nin ana muhalefet lideri ’Esat’la masaya oturmak lazım’ diyebildi. Bunlar vizyonu bu kadar." "Demokratik, sivil, katılımcı bir anayasayı milletimize hediye etmek zorundayız" Türkiye’nin ikinci yüzyılına başladığını ve darbe anayasası ile yönetildiğini söyleyen Bakan Tunç, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başladı. Bir darbe anayasasıyla yönetiliyoruz. Darbecilerin yazdırdığı seçilmeyen kişilerin bir araya geldiği ve oluşturduğu bir anayasa. Milletimizin demokratik siyasi hayata bir an önce geçebilmesi için onay verdiği bir darbe anayasasıyla yönetiliyoruz. Anayasamız bugüne kadar madde sayısından fazla değişiklikle karşı karşıya kaldı. Adeta bir yamalı bohçaya dönüştü. O nedenle anayasamızın maddeleri arasındaki çelişkilerle birtakım problemlere yol açıyor. Yargı kurumlarımızın, yüksek yargı kurumlarımızın farklı yorumladığı maddeler var. O nedenle ileride bu farklı yorumların bir krize dönüşmemesi için yeni, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasayı milletimize hediye etmek zorundayız. Bunu parlamentomuz inşallah başaracak." Salondakiler, Bakan Tunç’un konuşmasının ardından AK Parti’nin Muğla Kongresi’ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferans yöntemi ile hitaplarını dinledi. Hediyelerin takdim edilmesinin ardından hatıra fotoğrafı çektirildi. İl Başkanı Mustafa Çağlayan, tek liste ile gidilen kongrede oluşturulan yeni yönetim ile güven tazeledi.
Bakan Kacır: "Türk milleti gökyüzüne imzasını attı"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 17:47 Bakan Kacır: "Türk milleti gökyüzüne imzasını attı" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Bayraktar’la, Akıncı’yla, Aksungur’la, Anka’yla, Hürkuş’la, Hürjet’le, Atak’la, Kızılelma’yla, Kaan’la, Türk milleti gökyüzüne imzasını attı" dedi. Osmaniye Tosyalı Spor Merkezinde AK Parti Osmaniye 8. Olağan Kongresi düzenlendi. Kongreye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Mehmet Kacır, AK Parti Sözcüsü Adana Milletvekili Ömer Çelik, Genel Başkan Yardımcısı AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ da katıldı. "Ürettiğimiz uçakların ne uçmasına ne yurt dışına ihraç edilmesine izin verilmedi" Kongrede konuşan Bakan Kacır, "Bu ülkede Devrim otomobili yolda bırakıldığı ama 60 yıllık aradan sonra Türk milletini otomobiliyle buluşturan AK Parti oldu. Hayalleri gerçeğe dönüştüren biziz. Bu ülkede 20. yüzyılda da helikopterler, uçaklar üretilmek istendi. Biz Türk gençliğiyle 2018’den bu yana Teknofest’ler düzenliyoruz. İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenliyoruz. Biliyor musunuz? Bizden 60 yıl önce o havalimanında yine Teknofest düzenlenmişti, Nuri Demirağ tarafından. Nuri Demirağ, o yıllarda metal gövdeli uçaklar üretti. İstedik ki o uçakları birlikte geliştireceği, üreteceği teknisyenler, mühendisler, o uçakları uçuracak pilotlar yetişsin. Gök okulları açtı Sivas’ta, İstanbul’da. Gök şenlikleri düzenledi, bizim Teknofest düzenlediğimiz Atatürk Havalimanı’nda ama Nuri Demirağ’ın ürettiği uçakların ne uçmasına, ne yurt dışına ihraç edilmesine izin verildi. Önü öyle bir kesildi ki bizlerin dünya gözüyle Demirağ’ın ürettiği uçakları görmemize bile imkan tanınmadı. Adeta toprağa gömüldüler" ifadelerini kullandı. "Türk milleti gökyüzüne imzasını attı" Ankara’da Teknofest’i Etimesgut Havalimanı’nda düzenlediklerini, aynı yerde 1941 yılında uçak fabrikası kurulduğunu belirten Bakan Kacır, "Bu uçak fabrikası 9 yıl üretime devam etti. Bu fabrikada 1949 yılında 950 kişi çalıştı. Türkiye’ye dediler ki, ’Biz sana bu kaynakları sunuyoruz ama sen sakın bizim sözümüzden dışarı çıkmayacaksın. Sen sakın altından kalkamayacağın işleri yapmak için bu kaynakları heba etmeyeceksin.’ 950 kişinin çalıştığı Etimesgut Uçak Fabrikası, 1949’da bu ülkede kapatıldı. 2000’li yıllarda bir sağlam irade, güçlü lider, ’Bu ülkenin neye ihtiyacı varsa biz onu kendi evlatlarımızın alın teriyle geliştireceğiz, üreteceğiz’ dedi. Nihayetinde ne oldu? Bayraktar’la, Akıncı’yla, Aksungur’la, Anka’yla, Hürkuş’la, Hürjet’le, Atak’la, Kızılelma’yla, Kaan’la Türk milleti gökyüzüne imzasını attı" dedi. "Kurulmaya çalışılan terörist haritalarını da Allah’a hamdolsun biz parçaladık" Terörü topraklarımızdan kazıyıp attıklarını ifade eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Şimdi artık harp paradigmalarını değiştiren Türkiye konuşuluyor dünyada, Karabağ’da Azerbaycan Türkü’yle omuz omuza verdik, 30 yıllık işgal son buldu. Libya’da oyunu biz bozduk. Orta Doğu’da birilerinin planlarını biz altüst ettik. Terörü topraklarımızdan kazıdık attık, sildik attık. Yetmedi sınırlarımızın ötesinde kurulmaya çalışılan terörist haritalarını da Allah’a hamdolsun biz parçaladık, biz parçalıyoruz. Bol yıldızlı bayrakları kabullenmemiş, şehidinin kanıyla boyanmış ay yıldızlı bayrağın gölgesinde ilelebet yaşamayı ant içmiş Türk milletini kim neye meşgul edebilir, neye mahkum edebilir? Bugün Afrika’dan Orta Doğu’ya, Avrupa’dan Uzak Asya’ya oyun kuran, denge kuran bir Türkiye var artık. Vakit, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye vaktidir" diye konuştu.
Bakan Yerlikaya: "Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:54 Bakan Yerlikaya: "Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, asayiş suçlarından terör örgütlerine, organize suç şebekelerinden zehir tacirlerine ve siber saldırganlara kadar Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergilediklerini söyledi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Konya’da Selçuklu Kongre Merkezinde düzenlenen AK Parti Selçuklu 8. Olağan İlçe Kongresine katıldı. Burada konuşan Bakan Yerlikaya, doğduğu, havasını soluduğu, çocukluğunu yaşadığı Selçuklu’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. "Cumhurbaşkanımızın, AK Parti’mizin, AK kadrolarının eseridir" Salonun milletin iradesinin, cesaretinin ve kararlılığının buluştuğu bir mekan olduğunu belirten Bakan Yerlikaya, "Bizler, her kongrede yenilenen, her seçimde güçlenen ve her daim milletimizin hizmetinde olan, büyük bir davanın mensuplarıyız. Cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde başladığımız bu kutlu yürüyüşte 22 yılı geride bıraktık. ‘Durmak yok, yola devam’ diyerek çıktığımız bu yolda, her zaman milletimize hizmet etmeyi şiar edindik. Bizim davamız; yılmadan, yorulmadan, milletin emanetine sahip çıkma, mazlumların yanında, zalimlerin karşısında olma davasıdır. Bugün Türkiye, bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir ülkeyse; mazlumların sesi ve vicdanıysa, bu Cumhurbaşkanımızın, AK Parti’mizin, AK kadrolarının eseridir" dedi. "Türkiye, barışın ve kardeşliğin teminatıdır" Türkiye’nin her alanda büyüdüğünün altını çizen Bakan Yerlikaya, "Bugün Türkiye her alanda büyüdü ve güçlendi. Eğitimde, sağlıkta, sanayide, ekonomide, güvenlikte ve pek çok alanda güçlü adımlar attık. Ekonomide büyümenin ve kalkınmanın önünü açtık. Yerli üretimi güçlendirdik. Böylece; yerli kaynaklarla büyüyen bir ekonomiye sahip olduk. Hamdolsun artık kendi teknolojisini kendisi üreten, dışa bağımlı olmayan, gücünü kendi kaynaklarından alan bir ülkeyiz. Uluslararası arenada, güçlü bir diplomasi iklimini tesis ettik. Sadece bölgesinde değil, uluslararası alanda sözü muteber bir güç olduk. Nerede yardım eli bekleyen bir mazlum varsa, onlara elimizi uzattık. Filistin davasını davamız bildik. Suriye’deki kardeşlerimize kol kanat gererek, tüm dünyaya insanlık dersi verdik. Somali’den Filistin’e, Karabağ’dan Arakan’a, Libya’dan Suriye’ye kadar nerede bir mazlum varsa; Türkiye olarak orada olduk. Gazze vicdanımızdır dedik. Suriye yüreğimizdir dedik. Türkiye’nin dostluğunu baş göz üstüne koyanlar kazanır; kaybetmek isteyenler Türkiye’nin karşısında durur dedik. İşte Baas rejimi, işte Esed. Ne oldu sonları? Sednaya Hapishanesinde, insanlık onurunun nasıl ayaklar altına alındığına, nasıl işkenceler yapıldığına şimdi tüm dünya şahitlik ediyor. Ama Cumhurbaşkanımız, yıllardır uyarmadı mı? Birleşmiş Milletler’i, Avrupa Birliğini, uluslararası kuruluşları uyarmadı mı? Vicdanı olanlara, kalp taşıyanlara seslenmedi mi? Herkes gördü, Türkiye’nin büyüklüğünün, sadece ülke sınırlarıyla sınırlı olmadığını. Türkiye, barışın ve kardeşliğin teminatıdır. Türkiye, adaletin ve merhametin timsalidir" ifadelerini kullandı. "Bu yıl 9 Aralık tarihine kadar 124 bin 325 Suriyeli kardeşimiz geri döndü" Güven ortamı sağlandıktan sonra mültecilerin geri dönüşlerinin hızlandığını belirten Bakan Yerlikaya, "Bu yıl 9 Aralık tarihine kadar 124 bin 325 Suriyeli kardeşimiz, ‘Gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli’ bir şekilde vatanlarına geri döndü. 2024 yılında, gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşlerde ay ortalaması 11 bindi. Suriye’nin özgürlüğüne kavuşmasından sonra vatanına dönen Suriyelilerin sayısı da artmaktadır. Göç yönetiminde temel kılavuzumuz; insan hakları ve hürriyetlerdir. Medeniyet değerlerimize bağlı kalıyor, Kamu düzenini ve güvenliğini her daim ön planda tutuyoruz" dedi. "Dağ kadrolarını bitirme noktasına geldik" İç güvenlikte de çalışmaların sürdüğünü ifade eden Bakan Yerlikaya, "İç güvenlikte ise, asayiş suçlarından terör örgütlerine, organize suç şebekelerinden, zehir tacirlerine ve siber saldırganlara kadar Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz. Son terörist etkisiz hale gelinceye kadar, son organize suç şebekesi çökertilinceye kadar, son uyuşturucu taciri adalete teslim edilinceye kadar, tüm gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İçişleri Bakanlığı olarak; bizler de başta polisimiz, jandarmamız, sahil güvenliğimiz olmak üzere; 623 bin personelimizle milletimizin emrindeyiz. Bugün Türkiye, terörle mücadelede tarihinin en başarılı dönemini yaşamaktadır. PKK’nın inlerine girdik. Şehir yapılanmalarını çökerttik. Dağ kadrolarını bitirme noktasına geldik. Bu yılın ilk 11 ayında, bölücü terör örgütüne yönelik düzenlediğimiz operasyonlarla 779 teröristi etkisiz hale getirdik. Bu kabine dönemimizde bu sayı bin 381. 15 Temmuz hain darbe girişiminin baş sorumlusu, FETÖ elebaşının ölümden sonra da; bu hain terör örgütüne yönelik yürüttüğümüz mücadelede hiçbir gevşemeye mahal vermedik. Terörün ismi farklı olsa da amacı aynıdır, beslendiği yer aynıdır. Bu yılın ilk 11 ayında; FETÖ, DEAŞ ve diğer terör örgütlerine yönelik yaptığımız operasyonlar sonucu bin 894 şahıs tutuklandı. Bu kabine dönemimizde ise tutuklanan şahıs sayısı 3 bin 552 oldu" şeklinde konuştu. Bakan Yerlikaya son olarak, "Huzurun anahtarı asayişten geçer. Önleyicilik gücümüzü ne kadar artırırsak, olay sayılarını o kadar azaltırız. İşte biz de buna odaklandık. Yani suçta önleyiciliğe. Personel sayımızı artırdık, araç sayılarımızı artırdık. Böylece gece ve gündüz ekip sayılarımız arttı. Sonuçta bu yılın ilk 11 ayında, ‘Kişilere karşı işlenen suçlarda’ olay sayısını azalttık. Aydınlatma oranımızı yüzde 98’e çıkardık" diye konuştu. AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı ise, “Bugün Selçuklu ilçemizin olağan 8. kongresini gerçekleştiriyoruz. Katılan herkese çok teşekkür ederiz. 2001’de ilk kuruluşta çıktığımız heyecanla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da kongrenin hayırlı olmasını dileyerek, “Uzun süre Selçuklu İlçe Teşkilatında görev yapmış biri olarak teşkilat mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Teşkilat işi zordur. Teşkilat işi dava adamlığı gerektirir” dedi. Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, kongreye gelen herkese teşekkür ederek, hayırlara vesile olmasını diledi. Kongreye Bakan Yerlikaya’nın yanı sıra, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Konya Milletvekilleri, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, merkez ilçe belediye başkanları ve partililer katıldı.
Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:52 Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" Karabük’te AK Parti 8. Olağan İl Kongresi’ne katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" dedi. Bakan Tekin, partisinin Karabük Yeni Şehir Spor Salonu’nda düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongreye; Grup Başkan Vekili Leyla Şahin Usta, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin Ali Keskinkılıç, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, İl Başkanı Fatih Salt ve parti teşkilatı katıldı. Bakan Tekin, konuşmasının başında İl Başkanı Salt’a Ak davaya hizmet vermiş herkese plaket vermesinden dolayı teşekkür ederek, AK Parti’yi farklı kılan şeyin bu olduğunu belirtti. AK Parti’yi farklı kılan şeyin kardeşlik hukuku, vefa duygusuyla hareket etmek olduğunu, bundan dolayı 22 yılda, 80 yılda yapılanlar kadar hizmet yaptıklarını ifade eden Bakan Tekin, "Buna sahip olduğumuz için bütün bunları başarabildik. Ben İl Başkanımıza teşekkür ediyorum. Allah kendisinden razı olsun. Bu türden davranan siyasetçilerimizin sayısını arttırsın. AK Parti bu kadar icraatı yaparken, bu kadar işi yaparken bunun arkasındaki motivasyon unsuru ne? Onun arkasındaki motivasyon unsuru şu, AK Parti’yi ve bizim yaptığımız hizmetleri kamuoyunda farklı kılan şey şu; milletvekili, il başkanı, mahalle temsilcisi, ilçe başkanı, sahanın problemini alıyor, en tepedeki Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar ulaştırıyor" dedi. Sahanın en ücra köşesindeki kişinin derdiyle dertlenen bir Cumhurbaşkanı olduğunu aktaran Bakan Tekin, "Onların ne hissettiğini hisseden bir Cumhurbaşkanımız var ve onun sayesinde de bütün bu hizmetleri yapabiliyoruz. Ne yaptık? 22 yılda ne yaptık? Çabuk unutuyoruz. Çabuk unuttuğumuz için ben size bir hususu hatırlatayım. Hatırlayın 1990’lı yılları hatırlayın. Çok farklı şeyler söylemeye gerek yok. Sadece bir rakam vereyim size. 1990 ile 2002 arasında Türkiye’de 11 tane hükümet değişti. Size soruyorum; 11 tane hükümetin değiştiği bir dönemde, 11 defa hükümet değişikliğinin yaşandığı bir dönemde şu icraatlar yapılabilir miydi? Bu 1990’lı yılları sadece şöyle gözünüzün önüne getirin. Şöyle bir düşünün. Türkiye’de güvenlik alanında, terör alanında neler vardı? Her gün sabahleyin bir terör olayıyla karşı karşıyaydık. Haberleri açtığımızda içimizin cız ettiği, şehitlerimizin olduğu, terörist vakalarının olduğu bir güne uyanıyorduk. 1990’lı yılları böyle geçtik" diye konuştu. "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" Ekonomiyle ilgili o yıllarda her gün banka iflasları ile karşı karşıya olunduğunu hatırlatan Tekin, şunları kaydetti: "Bunlar çok eski değil arkadaşlar. 1990-2000’li yıllarda yaşadık. Gecelik repo faizlerinin yüzde 7000’lere ulaştığı bir Türkiye’yi yaşadık hep beraber. Bu ülkede esnaf, enflasyon sebebiyle isyan etme noktasına gelmiştir. Bakın çok üzüldüğüm bir olayı anlatayım size. Yurt dışı bir ülkede bir akademisyenle konuşurken cebinden bir para çıkardı. Türkiye’deki bizim kullandığımız kağıtlara, üzerindeki sıfırları sayarak Türkiye’yle ve Türkiye’deki ekonomisiyle tırnak içinde dalga geçtiği bir Türkiye’yi yaşadık. Şu an çok şükür Türkiye her alanda dünyada örnek gösterilen bir ülke haline dönüştü. Ulaşımdan sağlığa kadar her alanda bunları yaşadık. Sadece bir şey söyleyeyim size. Sağlık konusunda eski Türkiye neredeydi, yeni Türkiye nerede sorusunun cevabını almak istiyorsanız Aşık Mahsuni Şerif’in ’Doktor Bey’ türküsünü açın dinleyin. Diyor ki, ’geldik daha sabahtan kaldık akşama. Yarına sıra mümkün mü doktor bey’ diye başlayan bir türkü. Bakın Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı. Bunları nasıl yaptık biliyor musunuz arkadaşlar? Bunu biz yapmadık. Bunu Cumhurbaşkanımız da tek başına yapmadı. Bunu işte konuşmamın başında çizdiğim teşkilat ruhuyla, teşkilat şuuruyla hareket eden siz yaptınız. AK Parti’nin tabanı yaptı. Ben o yüzden Türkiye’yi bu noktaya getirdiğiniz için AK Parti tabanına, Türkiye’de demokrasi gönüllüsü AK Partililere, hepinize teşekkür ediyorum. Allah razı olsun." Cumhuriyet’in 100. yılına yazılan mektupları okudu 2001-2002 yılında öğretmen ve öğrenciler tarafından Cumhuriyet’in 100. yılına yazılan mektupları okuyan Yusuf Tekin, "Eğitimle ilgili ilgili de biz anlatınca muhalefet ikna olmuyor. Biz anlatınca muhalefet karşımıza bambaşka argümanlar getiriyorlar. Ben anlatmayayım, başkaları anlatsın. Kim anlatsın? 2001-2002 yılında başlayan bir proje. Dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit’in başlattığı bir proje. Projenin adı ne? ’Cumhuriyetin yüzüncü yılına mektuplar’. Sayın Başbakan şöyle bir proje başlatıyor. Diyor ki; ’Cumhuriyet’in 100. yılı yaklaşıyor. Cumhuriyet’in 100. yılında iş başında olan hükümete mektuplar yazsın vatandaş. PTT de koordine etsin, vakti zamanı geldiğinde 100. yıl olduğunda PTT bu mektupları ilgili bakanlara ulaştırsın.’ Ne zaman yapılmış bu? 2001-2002 yılında, yani AK Parti iktidarından önce. Ben de hasbelkader 100. yılda Milli Eğitim Bakanı olunca PTT bu projenin mektuplarını 2023 yılı 29 Ekim haftasında bize ulaştırdı. Ne diyorlar biliyor musunuz bana mektup yazanlar, yani dönemin Milli Eğitim Bakanına mektup yazanlar; öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, müfettişlerimiz, okul yöneticilerimiz mektuplar yazmışlar. Mesela bir öğretmenimiz diyor ki, bakın altını çizerek söylüyorum, bunu söyleyen bir öğretmen. ’Allah’ım’ diyor ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında 40 kişilik sınıflarda ders anlatabilirim’ diyor. Bakın ben söylersem muhalefet anlamıyor ama o dönem öğretmenimiz bunu söylüyor. Niye? Diyor ki, ’76, 72 kişilik sınıflarda ders anlatıyorum.’ Şu an Türkiye’de derslik başına düşen öğrenci sayısı ilkokullar, ortaokullar ve ortaöğretim kurumlarımız açısından düşündüğümüzde 16 ile 24 arasında. Bakın nereden nereye getirdik Türkiye’yi? Aynı şey öğretmen başına düşen öğrenci sayısı açısından da geçerli. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, ’Allah’ım’ diyor ’İnşallah bir gün Cumhuriyet’in 100. yılında, koridorlarında farelerin cirit atmadığı bir okulda öğretmenlik yaparım.’ Bakın dün Karabük’e geldik. Buradaki okul yatırımlarımızı gezdik. Ben diyorum ki, ’birinci sınıf iş kalitesiyle okullar yapıyoruz.’ Muhalefet beni Meclis kürsüsünde eleştiriyor. Buyurun burada inşaatı devam eden ya da bu yıl eğitim öğretime açtığımızda okullarımızı gelsinler ziyaret etsinler. 2002’den önce neredeydik, 2023’te neredeyiz? Bu sorunun cevabını buyursunlar alsın. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında çocuklarımız tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için okulun dışına çıkmazlar. İnşallah çocuklarımız okulun içerisinde ihtiyaçlarını giderebilir.’ Şu an Türkiye’de yaptığımız okulların tamamı bu statüde, gerçekten çocuklarımızın ihtiyaçlarını giderecek nitelikte. Bir başka öğrencimiz diyor ki, öğrencimiz mektup yazmış. Diyor ki, ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında ben başörtüsüyle üniversitede ya da lisede eğitim öğretim hayatıma devam edebilirim’ diyor. Kaldı mı böyle bir problemi arkadaşlar? Kalmadı. Bu kimin sayesinde? Sizin sayenizde. Sizin bize verdiğiniz destekler sayesinde. O yüzden ben hepinize çok teşekkür ediyorum. Siz bize destek olmasaydınız, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza oylarınızla, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza dualarınızla destek olmasaydınız bu yaptığımız şeylerden hiçbirini yapamazdık, beceremezdik" ifadelerine yer verdi.