POLİTİKA
22 Aralık 2025 Pazartesi - 19:54 Başkan Vekili Rasim Şişman: "Hayalimiz Arnavutköy’ü kadim geçmişine yeniden kavuşturmak" Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelinde sürdürdüğü ziyaretler kapsamında Arnavutköy Mahallesi’ndeki vatandaşlar bir araya geldi. Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelindeki mahallelerde vatandaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. Başkan Vekili Şişman, Arnavutköy’ün dünyada benzeri olmayan bir değere sahip olduğuna dikkat çekerek, "Çok kadim bir yerdeyiz. Burası çok değerli bir mahalle. Dünyada eşi benzeri yok. Belli şeyleri yeniden canlandırmanız lazım. Hayalimiz Arnavutköy’ü ileriye taşımaktan çok, geçmişindeki ruhu ve kültürü yeniden canlandırmak. Arnavutköy Çileği, Arnavutköy Festivali gibi değerleri tekrar yaşatmak ve mahalleye sosyal tesis kazandırmak istiyoruz. Teofania Yortusu’nun 25 yıl sonra yeniden Arnavutköy’de kutlanmasını çok isterim" dedi. Altyapı ve denetim çalışmalarına da değinen Başkan Vekili Rasim Şişman, "2026 yılı, yol bakım onarım yılı olacak. Biz 13 yere ruhsat vermişiz ama bunun dışında 19 yeri mühürlemişiz. 2025 yılı içinde, 51 işletmeye toplam 17 milyon lira ceza kestik. Bu 51 işletmenin 32’si Arnavutköy’de. 37 işletmeye gürültü, 23 işletmeye de koku, duman gerekçesiyle çok ağır yaptırımlar uyguladık. Çok hızlı şekilde kısa, orta, uzun vadeli projeksiyonları ortaya koyabileceğimiz bir acil eylem planını oluşturarak ciddi anlamda ağırlık vereceğiz Arnavutköy’e" diye konuştu.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 19:06 AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcıları Zonguldak’ta
04 Aralık 2025 Perşembe - 18:26 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcıları Zonguldak’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcıları Ahmet Aydın ve Faruk Özçelik, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla "Emeğin Başkenti" Zonguldak’a ziyaret gerçekleştirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcıları Ahmet Aydın ve Faruk Özçelik, Zonguldak Valiliğini ziyaret etti. Ardından AK Parti İl Başkanlığını ziyaret eden bakan yardımcıları burada teşkilat üyeleri ile buluştu. Ziyaretin ilk durağı olan AK Parti Zonguldak İl Başkanlığı’nda konuşan İl Başkanı Mustafa Çağlayan, bakan yardımcılarını ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Çağlayan, "Böylesine önemli bir günde Zonguldak’ta olmanız şehrimiz adına önemli bir gelişmedir. Çalışma şartlarının iyileştirilmesi noktasında bizlere çok büyük destekler verdiniz. Bizler de bakanlarımızın yapmış olduğu çalışmaları kapı kapı anlatmaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Özlük haklarında devrim niteliğinde adımlar attık" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, Zonguldak’ın Türkiye’nin kalkınmasındaki rolüne dikkat çekti. Madenciliğin zorluklarının farkında olduklarını belirten Aydın, geçmişten bugüne yapılan yasal düzenlemeleri hatırlattı. Aydın, "Bugün 4 Aralık Dünya Madenciler Günü. Biz de bu önemli özel gün münasebetiyle alın terinin, emeğin ve fedakarlıkların şehri olan Zonguldak’a geldik. Zonguldak’ın Türkiye’nin gelişiminde, güçlenmesinde, kalkınmasında çok ciddi emeği var, gayreti var. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Madencilik toprağın onlarca yüzlerce metre altına bir umutla inen Türkiye’de ülkesine en zor şartlar altında dahi hizmet veren ve gerçekten o emeğini, o alın terini kömür karasıyla adeta yoğuran bir kent. Madencilerimizin zor şartlar altında çalıştığını biliyoruz. Biz de bu zorlukları kolaylaştırmak emeğin hakkını vermek, güvenli bir çalışma ortamında onları çalıştırmak maksadıyla bir dizi kolaylaştırıcı düzenlemeler de yaptık geçmişten bugüne. Çalışma saatlerinin 45 saatten 37 buçuk saate haftalık çalışma süresinin düşmesinden fazla çalışma yasağının getirilmesine kadar. Özlük haklarında iyileştirmeler yapıldı. Aylıkların en düşüğünün en az iki kat asgari ücret olma zorunluluğu gibi pek çok alanda ciddi düzenlemeler yaptık. Güvenli çalışma ortamını sağlamak anlamında iş sağlığı ve güvenliği noktasındaki mevzuatımızı hep güçlendirdik. Denetimleri artırıldık. İşte kıdem şartında bunları muaf tuttuk. 6 aylık kıdem şartlarında gibi. Benzeri pek çok noktada madencilerimizin çok daha rahat, çok daha güvenli bir ortamda çalışması, emeğinin karşılığını alması adına da hakikaten ciddi çalışmalar yaptık. Tabii biz onların emeğini biliyoruz. Kolay değil. O zorlukların farkındayız. Elbette ki yetmez. Daha da yapılacak şeyler var. O konuda da ciddi çalışmalar geçmişten bugüne kadar nasıl ki iyileştirmeler yapıldı, bugünden de daha sonrasında da iyileştirilmeler elbette imkanlar ölçüsünde yapılmaya devam ediyor" dedi. "Kendimizi amelelerden biri gibi hissediyoruz" Bakan Yardımcısı Faruk Özçelik ise Zonguldak’ı "Madencilerin kenti, madenin başkenti" olarak nitelendirerek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesindeki Amele Birliği’nin önemine değindi. Özçelik, "Biz bugün madencilerin kentine, madenin başkentine geldik. Böyle bir günde madencilerle birlikte olmaya geldik. Şükürler olsun bizim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde Amele Birliği var burada. Amele Birliği’nde 8 bine yakın madenci üyesi var. Zonguldak’a bir nevi mührünü olan hem madenci olarak hem amele sıfatıyla biz de hepimiz bir amele ruhuyla çalışarak şimdiye kadar kendimizi de o amelelerden biri gibi hissederek hep birlikte bugünü geçirme arzusuyla Bakan Yardımcısı Ahmet bey ile beraber geldik. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bizim faaliyetlerinden az çok kamuoyundan, ekranlardan bakanımızın çalışmalarını takip ediyoruz. Yereldeki hizmetlerden takip ediyoruz. Elimizden geldiğince sizlere layık olmaya çalışıyoruz. Bir dayanışma içerisinde, bir kaynaşma içerisinde inşallah hep birlikte en yüksek noktaya taşımaya çalışıyoruz" dedi. Bakan yardımcıları maden ocağına indi Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessesesi’ne ziyaret eden Bakan Yardımcıları Aydın ve Özçelik, burada işçilere ikram edilen çorbadan içti. Heyet daha sonra 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında maden işçileriyle vardiyada buluşmak üzere maden ocağına indi.
Başkan Er: "Malatya eskisinden daha güzel oluyor"
04 Aralık 2025 Perşembe - 18:04 Başkan Er: "Malatya eskisinden daha güzel oluyor" Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Malatya’nın 6 Şubat 2023 depremleri sonrası küllerinden yeniden ayağa kalktığını ifade ederek, "Yeni bir Malatya oluşuyor, eskisinden daha güzel olacak" dedi. Başkan Er, personel buluşmaları kapsamında Büyükşehir İtfaiye Dairesi Başkanlığında itfaiye erleri ile bir araya geldi. İtfaiye Hizmetleri Dairesi Başkanı Ömer Çoban, 23 şubede 256 personel, 57 araç ile 7/24 görevlerini ifa ettiklerini söyledi. 2025 yılında şu ana kadar 5 bin 382 yangın ve kurtarma faaliyetlerinin olduğunu kaydeden Çoban, şu bilgileri paylaştı: "Yaklaşık 5 bin 900 tehlike arz eden maddeler, su vermeler gibi görevlerimiz oldu. Malatya’mızda bin 250 iş yerinin yangında koruma yönetmeliği çerçevesinde denetimini sağladık. Eğitim noktasında yaklaşık 258 noktada 36 bin vatandaşımıza ulaştık. Yangında korunmayla ilgili eğitim ve tatbikatlar yaptık. Ben arkadaşlarımızın huzurunda tekrar bize vermiş olduğunuz kıymet ve değerden dolayı teşekkürlerimi arz ederim. Göreve geldiğinizden buyana 10 itfaiye binamızdan 3’ü bitmek üzere, diğerlerinin ise ihale ve yapım süreçleri devam ediyor. Sizlerin destekleri ile itfaiye araç parkurumuzu da ciddi anlamda güçlendirdik." İtfaiye personelinin özellikle deprem dönemindeki kahramanlıklarını yakından gördüklerini ifade eden Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, "Depremin en sarsıcı günlerinde sergilediğiniz o insanüstü gayreti, o gözü pek duruşu asla unutmadık. Her mesleğin bir ağırlığı vardır; fakat itfaiyecilik hem tehlikenin tam kalbine yürümek hem de canı ve malı ateşin içinden çekip almak demektir. Hepinizden Allah razı olsun. Bugün buraya gelişim, siz kıymetli kardeşlerimle hasbihal etmek, hem de yapılan çalışmalar ile ilgili almak" dedi. Başkan Er, Malatya’nın yeniden inşa sürecinin tamamlanma aşamasında olduğuna işaret ederek, "Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Emin olun, bu süreçte yapılan her fedakarlık tarihe not düşülecektir. Malatya küllerinden yeniden doğuyor. Yeniden, daha güçlü bir şekilde ayağa kalkıyor. İnşallah geleceğimiz geçmişimizden daha güzel olacak. Yaptığımız çalışmalar ile ilgili sunumlar yapıyoruz. Hemsehrilerimiz bizlere teşekkür ediyor. Bu teşekkür bana değil, hepimize. Burada şunu ifade etmek istiyorum. Malatya’mız için taş üstüne taş koyan herkesten Allah razı olsun. Ne yaptıysak sizlerle yaptık ve yine ne yapacaksak da sizlerle yapacağız" diye konuştu.
Başkan Gündüz: ’’MHP Genel Başkanımız biz şehit ve gazi ailelerinin kırmızı çizgisidir’’
04 Aralık 2025 Perşembe - 17:18 Başkan Gündüz: ’’MHP Genel Başkanımız biz şehit ve gazi ailelerinin kırmızı çizgisidir’’ Terör gazisi, 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri, Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin şehit ve gazi ailelerinin kırmızı çizgisi olduğunu söyledi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik nezaketsiz, tahrik edici ve hadsiz ifadeleri şiddetle kınadıklarını belirten Gündüz, ‘’Türk devletinin topraklarında, Türk milletinin egemenliği altında gerçekleşen bir ziyareti bahane ederek Türkiye Cumhuriyetinin milli duruşunu temsil eden bir lidere dil uzatmak kimsenin haddine değildir. Bahçeli’nin, Türkiye’nin itibarını ve devlet egemenliğini savunan açıklamasına ‘şovenizm’ diyebilecek kadar ileri gidenler şunu iyi bilmelidir bu vatanın kimseye verilecek hesabı yoktur. Türkiye’de protokolü, güvenlik şartlarını ve söz hakkını Türk devleti belirler. Misafir olan, ev sahibine saygı duymayı öğrenir. Barzani Ofisi’nin ‘hidayet’ gibi dini kavramları kötü niyetli bir benzetmeye malzeme etmesi ise sadece seviyesizliğin göstergesidir. Türk milleti affeder ama vatanına, bayrağına ve devlet adamlarına uzanan dili asla unutmaz. Unutulmasın, Devlet Bahçeli, 50 yılı aşkın siyasi ömrünü Türk milletinin bekasına adamış bir liderdir. Bu topraklarda şehit kanı vardır, misafirlerin şov yapacağı bir sahne değil. Türkiye Cumhuriyetinin şeref ve haysiyeti, hiçbir sözde yönetimin önünde eğilmez. Kimse, bu aziz millete milliyetçilik dersi veremez. Kimse, Türkiye’ye parmak sallayamaz. Biz bugün de yarın da Devlet Bahçeli’nin devlet onurunu savunan duruşunun yanındayız. Gerisi laf-ı güzaftır. Ne mutlu Türküm diyene’’ dedi.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplandı
04 Aralık 2025 Perşembe - 17:14 Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplandı TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 19. toplantısını gerçekleştirdi. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantısında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un konuşmasından sonra CHP Grup Başkanvekili Murat Emir söz aldı. Komisyon raporunun geniş bir rapor olması gerektiğini söyleyer Emir, CHP’nin önerilerini şöyle sıraladı: "AYM ve AİHM kararlarının uygulanması amacıyla idari ve siyasi engellerin kaldırılması, hak ve özgürlüklerin kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılması, Kürt sorununun çözümü için demokratik siyaset ortamının oluşturulması, kayyım uygulamalarına son verilmesi, siyasetin yargıya müdahalesine son verilmesi, 19 Mart’ta tutuklanan tüm siyasetçilerin serbest bırakılması, kadına ve çocuklara karşı şiddetle etkin mücadele edilmesi, yargı ve infaz sistemindeki antidemokratik uygulamalara son verilmesi, devletin inançlara karşı tarafsız olduğu bir düzenin hayata geçirilmesi ve güvenlik bürokrasisinde çalışan sivil memurların özlük haklarının iyileştirilmesi." TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, İmralı ziyaretinin tutanakları hakkında bilgi sahibi olmadan rapora dair önerilerde bulunmanın doğru olmadığına işaret etti. DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, İmralı görüşmesi hakkında komisyona bilgilendirme yapılmadığını belirterek, komisyona bilgilendirme yapılmasını istedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, örgütün kendi varlığına son verdiğine devletin ilgili birimlerinin somut delillerle kanaat getirmesiyle, devletin ilgili otoritesinin ‘bundan sonra terör yoktur’ demesiyle Meclis’in süreç kapsamındaki kanunu çıkarılabileceğini kaydetti. Şen, "Örgüt üyeliği bir suç. Örgüt kendini feshettiyse suç ortadan kalkar. Aynı şekilde ’yardım ve yataklık’ suçu da düşer. Yargılama devam ediyorsa da mahkeme düşer. Bu suçlar kapsamında tahliye olanlara ya da hayata katılanlara 5 yıllık adli takip öneriyoruz. Örgüte üyelik dışındaki ‘terör’ faaliyetlerine bulaşmış kişilere dair de Türkiye’de bulunmaları halinde TCK geçerli olacak. Ancak örgütün kendini feshetmesi sebebiyle kamu vicdanını incitmeyecek cezai indirimler öneriyoruz" dedi. Şen ayrıca, "Terör örgütü kendi faaliyetine son vermiştir. Dolayısıyla o sebeple bir belediyeye kayyım atanmışsa, artık o uygulamanın düşmesi gerektiği kanaatimizi paylaşıyoruz." MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ise, silahların teslim edilerek imha edilmesinin kolluk güçleri tarafından tespit edilmesinden sonraki süreçte bütün sorunların el birliği ile çözüleceğine işaret etti.
Bakan Memişoğlu: "Savunma sanayisi gibi sağlık sanayisini de güçlendiriyoruz"
04 Aralık 2025 Perşembe - 17:13 Bakan Memişoğlu: "Savunma sanayisi gibi sağlık sanayisini de güçlendiriyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Sağlıklı Türkiye Yüzyılı" programı kapsamında ziyaret ettiği Kırıkkale’de sağlık altyapısının yeni yatırımlarla daha da geliştirileceğini belirterek, "Türkiye sağlık teknolojisi konusunda da büyük bir yol katetmeye başladı. Savunma sanayisi gibi sağlık sanayisini de güçlendirmeye çalışıyoruz, o yolda ilerliyoruz" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Sağlıklı Türkiye Yüzyılı" programı kapsamında Kırıkkale’yi ziyaret etti. Bakan Memişoğlu, Kırıkkale Valiliği’nde Vali Mehmet Makas, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Ali Durmuş, Belediye Başkanı Ahmet Önal ve il protokolü tarafından karşılandı. Ziyareti sırasında açıklamalarda bulunan Bakan Memişoğlu, Kırıkkale’de bugüne kadar 17 sağlık merkezinin hizmete açıldığını belirterek, "Kırıkkale sağlık anlamında hem üniversitesi hem de Eğitim ve Araştırma Hastanesiyle güçlü bir hizmet sunuyor. Daha iyi olması için yapılacak çalışmaları görüşecek, ziyaretler gerçekleştirecek ve istişarelerde bulunacağız" dedi. "Savunma sanayisi gibi sağlık sanayisini de güçlendirmeye çalışıyoruz" Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanında büyük ilerleme kaydettiğini ifade eden Memişoğlu, Makine Kimya Enstitüsü’nün bulunduğu Kırıkkale’nin sağlık sanayisi için de stratejik bir öneme sahip olduğunu dile getirdi. Memişoğlu, "Şimdiye kadar 17 sağlık merkezi yapılmış. Kırıkkale, Makine Kimya Enstitümüzün merkezi. Savunma sanayisiyle ilgili birçok altyapı, üretim tesislerimiz var. Türkiye sağlık teknolojisi konusunda da büyük bir yol katetmeye başladı. Savunma sanayisi gibi sağlık sanayisini de güçlendirmeye çalışıyoruz, o yolda ilerliyoruz. ASELSAN’dan dijital röntgen cihazlarını teslim aldık" diye konuştu. "Birçok malzemeyi yerli ve milli olarak üretmeyi hedefledik" Türkiye’nin sağlık hizmetleri kadar sağlık bilimi ve teknolojisini de üretebilecek insan gücüne sahip olduğunun altını çizen Bakan Memişoğlu, "İnşallah birçok cihazı, birçok ilacı, birçok malzemeyi yerli ve milli olarak üretmeyi hedefledik. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi koruyan, geliştiren ve üreten sağlık sistemimizle ’Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nı oluşturmaya çalışıyoruz. Türkiye, sağlık hizmetleri kadar sağlığın bilimini, teknolojisini üretebilir kapasiteye ve insan gücüne sahip. Bu konuda gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. Öncelikli hedeflerinin toplumun hastalanmadan sağlıklı kalmasını sağlamak olduğunu dile getiren Memişoğlu, doğru beslenme, hareketli yaşam ve bağımlılıktan uzak durmanın önemine dikkat çekerek, "Aile sağlığı ve sağlıklı hayat merkezlerimizle vatandaşımıza destek olacağız. Hastalandıklarında ise en güçlü sağlık ordusu ve altyapısıyla yanlarında olacağız" dedi. Bakan Memişoğlu, açıklamalarının ardından basına kapalı olarak gerçekleştirilen "Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Sağlık Yöneticileri Toplantısı"na katıldı.
Bakan Bolat: "Libya ile ilişkilerimizi güçlendirmek, firmalarımızın sahadaki varlığını artırmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz"
04 Aralık 2025 Perşembe - 16:23 Bakan Bolat: "Libya ile ilişkilerimizi güçlendirmek, firmalarımızın sahadaki varlığını artırmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Libya ile ilişkilerimizi daha da güçlendirmek, firmalarımızın sahadaki varlığını artırmak ve ülkemizin dış ekonomik vizyonuna katkı sunmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi. Bakan Bolat, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Libya Devleti Milli Birlik Hükümeti Ulaştırma Bakanı Muhammed Şahubi ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini duyurdu. Bolat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde müteahhitlikten lojistiğe, ihracattan yatırım iş birliklerine kadar geniş bir alanda Libya ile ilişkileri daha da güçlendirmek, firmaların sahadaki varlığını artırmak için çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini açıkladı. Bakan Bolat, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Libya Devleti Milli Birlik Hükümeti Ulaştırma Bakanı Sayın Muhammed Şahubi ile bugün verimli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Ekim ayında yaptığımız toplantıda, Türk müteahhitlerinin Libya’daki faaliyetlerine ilişkin karşılıklı mutabakatımız çerçevesinde kaydedilen gelişmeleri ele aldık ve kısa vadede birlikt atacağımız somut adımları kararlaştırdık. Türkiye’nin bölgesel kalkınmaya katkı sunan güçlü müteahhitlik birikimi, dost ve kardeş Libya’da da her zaman olduğu gibi karşılıklı kazanç anlayışıyla firmalarımızca sürdürülmeye devam edecektir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde müteahhitlikten lojistiğe, ihracattan yatırım iş birliklerine kadar geniş bir alanda Libya ile ilişkilerimizi daha da güçlendirmek, firmalarımızın sahadaki varlığını artırmak ve ülkemizin dış ekonomik vizyonuna katkı sunmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz."
Karesi’de birleştirilmiş dükkanlardaki ruhsat krizi
04 Aralık 2025 Perşembe - 16:05 Karesi’de birleştirilmiş dükkanlardaki ruhsat krizi Balıkesir’in Karesi ilçesinde geçmişte birleştirilmiş olan dükkanlar Karesi Belediyesi ile ruhsat sorunu yaşarken, belediye yetkilileri dükkanların eski haline getirilmesi ve tadilat ruhsatı alınması gerektiğini belirtti. Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini söylerken, AK Parti’den CHP’li belediyeye tepki geldi. Konunun bakanlıkça çözülmesi gerektiğini ifade eden AK Parti Grup Başkan Vekili Birol Şahin ise, 9 milletvekiline seslendi. Balıkesir’in merkez Karesi ilçesinde birleştirilen dükkanlarda iş yapan marketler, bankalar, kurumsal markalara ev sahipliği yapan dükkanlar, ceza ve kapanma riskiyle karşı karşıya kaldı. Birçok kurumsal markanın Karesi’de yatırımlarını durdurduğu, dükkan açmayı reddettiği iddia edilirken, yaşanan şikayet dalgası ise belediyeye ayrıca bir iş yükü oluşturdu. Kula: "Bir orta yol bulmak gerekiyor" Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, "Bu konuyla ilgili Karesi Belediye Başkanımız Mesut Akbıyık ile görüştük. Konuyla ilgili 40 civarında şikayet olduğunu söyledi. Neden kaynaklandığını konuştuk. Mesut başkanımız, kanun ve yönetmelikleri söylüyor ancak bazı sıkıntılar var. Balıkesir’de geçmişten bugüne gelen imar planları ile küçük parsellerden gelen küçük dükkanların olduğu yerlerimiz var. Şehrin büyümesi ile birlikte daha büyük iş yerlerine, daha büyük alanlara ihtiyaç oldu. Bunun için de dükkan birleştirmeleri, mevcut şehrin imar yapısı ve bina stoğundan dolayı mecburen bu birleştirmeleri yapmak durumundayız. Gerek ticaret odası üyelerimiz, gerekse Karesi Belediyemiz, burada kanun ve yönetmeliklere uygun şekilde davranmak istiyor. Burada bir orta yol bulmak gerekiyor. Biz Ticaret Odası olarak öneride bulunduk. Bu konuyla ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na görüş sorulmasının uygun olacağını düşündük. Karesi Belediye Meclisi’nde alınacak bir karar ile plan notu ile dükkan birleştirmelerine izin verilebilir mi, bu konuyu bakanlığa soralım diye Mesut Akbıyık başkanımıza ilettik. Kendisi de bunu soracağını ifade etti. Geçmişten gelen izinler, kurulu bir düzen var. Bir iş yeri açmak kolay değil. Ciddi ve büyük yatırımlar bunlar. Dükkanların eski haline getirilmesi çok daha büyük bir maliyet. Konunun hızlı bir şekilde çözüme kavuşmasını bekliyoruz" dedi. Aka: "Şehirde ciddi kaos var" İşadamı AK Parti Karesi İlçe Başkanı Hakan Aka ise, Karesi Belediye Başkanı Akbıyık’a seslendi. Başkan Aka, "Karesi’de dükkan birleştirme, kapatma konusu ile ilgili çok ciddi bir sorun var. Eminiz ki Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık elinden geldiği kadar sorunu çözmeye çalışıyordur lakin eksik kalıyor. Biz bu şehirdeki kaosun ortadan kalkması için her türlü adımı atmaya hazırız. Şehirde ciddi bir kaos var, herkes birbirini şikayet eder hale geldi. Bu işin içinden çıkılmaz. Adam dükkan tutmuş yıllar önce ya da birisine devredilmiş. Esnafın birleştirilmiş olduğundan haberi bile yok. Ciddi cezalar kesiliyor. Akabinde eski hale getirilmesi talep ediliyor. Esnaf iş yerini kapatıyor, müteahhitler inşaat yapmıyor. Mesut başkanımız ’Biz üçkağıtçı değiliz’, ’Rantçı değilim’ diyor, biz de biliyoruz rantçı değilsin ama bu sorunu çözmemiz lazım" dedi. Şahin: "Bulaşıcı hastalık gibi tüm Türkiye’ye yayılır" AK Parti Büyükşehir Grup Başkan Vekili Birol Şahin, "Dükkanlar birleştirilerek, tek bağımsız alan gibi kullanılıyor. Bu fiili bir durum. Yasa diyor ki, birbirinden bağımsız bölümleri duvarları yıkıp tek dükkan yaparsanız ruhsatını tadilat ruhsatı yaparak değiştirmeniz gerekir. Şikayet olmadığı için kimse ses etmiyor. Ancak Karesi’de bir şikayet furyası başladığı için ’Onun dükkanı şöyle’, ’Bunun dükkanı böyle’ diye şikayet etmeye başladılar. Doğal olarak da Karesi Belediyesi’nin yetkilileri iş yerlerini kontrol etti ve ruhsatları iptale kadar gitti. Balıkesir Karesi’de şu an yangın var. Karesi’de iş yeri sahipleri mağdur, müteahhitler mağdur, esnaf mağdur, hatta belediye de mağdur. Belediyede büyük bir iş yükü var. Onlar da bu sorumluluğu kanun önünde yerine getirmekle sorumlu. Bunun belediye meclisinde bir plan notu ile çözülmesi söz konusu değil. Bunun çözüm yeri aslında bakanlığın genelgeye bir hüküm eklemesi. Çevre Bakanlığı’nın yönetmeliğin ilgili maddesine ’Deprem risk analiz raporu olumlu ise alınır, olumsuz ise alınamaz’ ibare eklenebilir. Deprem risk analiz raporu yapılır, rapor olumlu ise iki dükkan arasındaki duvar yıkılabilir ve tek hale dönüştürülebilir. O zaman bağımsız bölüm yönetmeliğine gerek yok, proje tadilatına gerek yok. Ruhsat verilebilir diye bir cümlelik ekleme yapılırsa sorun ortadan kalkacak. Bu bulaşıcı hastalık gibi, kanser gibi tüm Türkiye’ye yayılır. Yangına benzin dökmek yerine Ticaret Odası Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, 9 milletvekili Ankara’ya giderek bu işi anlatmalı ve yönetmelik değişikliğini yaptırmaları gerekir" dedi. Akbıyık: "Bizde ayrım yoktur" Eleştirilerin odağında bulunan Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık ise, sosyal medya üzerinden ’Dertleşme’ başlıklı bir açıklama yaptı. Akbıyık açıklamasında, "Bağımsız bölüm birleştirmeleri ile ilgili belediyemizin yapmış olduğu uygulama aleyhine açılan davada ’yürütmenin durdurulması’ talepleri, sayın idare mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Bu aşamada belediyemiz uygulamasına devam edilecektir. Yargı süreci devam etmektedir. Kanuna, Bakanlığımızın görüşüne ve mahkeme kararlarına uygun davranmaya devam edeceğiz. Belediyemizin yapmış olduğu uygulama, kanuna ve bakanlık görüşüne uygundur. Bu tartışma neden çıkıyor? Bu konuda sizinle dertleşmek istiyorum. Paşaalanı Mahallesi’nde yaşam merkezi olarak niteleyebileceğimiz üç tane merkez var. Bunlardan birisi belediyemize müracaat etti ve bağımsız bölüm birleştirmeleri yapmak istiyoruz dediler. İmar Müdürlüğümüz ise ’Bu esaslı bir tadilattır. Tadilat projenizi getirin ve tadilat ruhsatı alarak yolunuza devam edin’ dedi. Son derece kanuna uygun bir durum, onlara sundu. Sen misin bu uygulamayı isteyen, sen misin görmezden gelmeyen, ’Başka belediyeler buna müsaade ediyor’, ’Başka yerde şöyle oluyor’ diyerek bu tartışma başladı. O yaşam merkezinin sahipleri, benzer durumların olduğu diğer iş yerlerini şikayet etmeye başladılar. Biz kanunu uyguladık ve görmezden gelmedik. Tam 46 tane şikayet yapıldı. Burada bazı hususların altını çizmek istiyorum. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığımızın bazı tesisleri de şikayet edilmişti. Bizim yetkimiz yoktu, kendilerine durumu bildirdik. Kendileri gerekli işlemleri yürütüyorlar. Tekrar ediyorum. Bizde ayrım yoktur. Adil davranırken, o insan bu insan diye ayrım yapamazsınız. Yaşamım boyunca ayrım yapmayacağım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "2010’da yaptığımız anayasa değişikliği ile engelli vatandaşlarımıza yönelik ayrımcılığı açıkça yasakladık ve engelli haklarını anayasal güvenceye bağladık"
04 Aralık 2025 Perşembe - 16:01 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "2010’da yaptığımız anayasa değişikliği ile engelli vatandaşlarımıza yönelik ayrımcılığı açıkça yasakladık ve engelli haklarını anayasal güvenceye bağladık" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Engelli vatandaşlarımızın sorunlarını çözüme ulaştırmak hem kendilerinin hem de ailelerinin talep ve beklentileri doğrultusunda yeni adımlar atmak, devlet olarak bizim birincil önceliğimizdir. Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle birlikte Engelsiz Türkiye Yüzyılı yapacağız." dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen Engelsiz Türkiye Yüzyılı Dünya Engelliler Günü Buluşması Programında konuştu.Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle düzenlenen bu anlamlı programda sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. 81 ilimizdeki engelli kardeşlerimizi temsilen bugün aramızda bulunan misafirlerimize ve programımızı teşrif eden tüm konuklarımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Ülkemizin, gönül coğrafyamızın ve dünyanın dört bir yanındaki tüm engelli kardeşlerimizin, dostlarımızın, büyüklerimizin Dünya Engelliler Günü’nü canı gönülden tebrik ediyorum. Bu önemli günün, engelli kardeşlerimizle birlikte onların kıymetli aileleri ve milletimizin tamamı için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Sizlerin vasıtasıyla hayat yolculuğunda ümitsizliğe asla alan açmayan, geleceğe hep güvenle bakan, azim ve sebatlarıyla hepimize örnek olan tüm engellilerimize buradan selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum" dedi.AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığına ve programda emeği geçen herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan," Ödüllerini takdim edeceğimiz kurumlarımızı ve yöneticilerini aynı şekilde kutluyor, her birine çalışmalarında başarılar diliyor, engellilerimizin sorunlarına gösterdikleri hassasiyet için ayrıca teşekkür ediyorum. Şunun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum: Engelli vatandaşlarımızın sorunlarını çözüme ulaştırmak hem kendilerinin hem de ailelerinin talep ve beklentileri doğrultusunda yeni adımlar atmak, devlet olarak bizim birincil önceliğimizdir. Farkındalık zeminini sürekli genişletmek, dijital teknolojiler de dahil yaşamın her alanında erişilebilirlik ilkesini etkin şekilde uygulamak yine bizim temel mesuliyetimizdir" dedi.Tüm bu çalışmaların doğasının iş birliği ve koordinasyonu zorunlu kılmakta olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Merkezi idaresiyle, yerel yönetimiyle, akademi, sivil toplum ve iş dünyasıyla toplumumuzda bu konuda giderek artan duyarlılığı büyük bir takdir ve memnuniyetle müşahede ediyorum. Engelli vatandaşlarımızın işlerini kolaylaştıran, sosyal çevreye ve iş hayatına katılımlarını sağlayan bu kardeşlerimizle yakından ilgilenen herkese buradan şükranlarımı sunuyorum. Hem hükümet hem AK Parti olarak sosyal hizmetler başlığında, bilhassa da engellilere dönük politika ve faaliyetler bağlamında hamdolsun çok iyi bir karneye sahibiz" açıklamasını yaptı.Cumhurbaşkanı Erdoğan sahadaki tespit ve çalışmaları, yaptıkları hukuki ve idari reformlarla desteklemeye devam ettiklerini kaydetti.Cumhurbaşkanı Erdoğan, engelli vatandaşların haklarını yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası alanda da güçlü bir şekilde savunduklarını belirterek," Çalışmalarımızı bu istikamette devam ettireceğiz. Şunu da açık ve net ifade etmek durumundayım. Şüphesiz biz, "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız." buyuran bir peygamberin ümmetiyiz. Milletimize sunduğumuz eser ve hizmetleri de işte bu kavrayışla tatbik eden ve etmeye çalışan bir kadroyuz. Ne yapıyorsak samimiyetle yapıyoruz, aşkla yapıyoruz, doğru bildiğimiz yoldan ayrılmadan hedefe ulaşmaya çalışıyoruz. Tüm bunlara rağmen fark etmeden de hatalarımız, eksiklerimiz, kusurlarımız elbette olabilir. Ama şunu herkesin, bilhassa da engelli kardeşlerimin bilmesini istiyorum: Kırılan kalbi onarılmamış, mahzun edilen gönlü alınmamış, gerekli imkan sağlanmamış tek bir engelli kardeşimiz kalmayıncaya dek fedakarca ve samimiyetle çalışmayı sürdüreceğiz" dedi.Yaşlıların, ihtiyaç sahiplerinin, şehit yakınları ve gazilerin 7 gün, 24 saat esasıyla hizmetine koşmaya, kendilerine gerekli her türlü kolaylığı sağlamaya büyük bir hassasiyetle devam edeceklerini aktaran Erdoğan, "Bugüne kadar nasıl olduysa sosyal hizmet alanındaki sorumluluklarımızı tam bir adanmışlık ruhuyla yerine getireceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.Tarihte ne yaparsanız yapın değiştiremeyeceğiniz hakikatler vardır. Bu gerçekleri muhalif veya muvafık hiçbir çevre, hiçbir görüş, hiçbir ekol görmezden gelemez, yok sayamaz. Bunlardan biri şudur: Bizi dünyanın diğer milletlerinden ayıran, milli seciyemizin alametifarikası olan en temel vasfımız, insan, adalet ve merhamet merkezli bir medeniyet mefkuresine sahip olmamızdır. Kalpler kazanmak, gönüllere girmek, adaleti, iyiliği, güzelliği teşmil etmek için işte bu mefkureyle seferlere çıktık. Selçuklu’dan bugüne tam bin yıldır, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin o ünlü metaforunda olduğu gibi bir ayağımızı buraya, Anadolu’ya sabitlerken diğeriyle tüm dünyayı, 72 milleti dolaştık. Coğrafyamızın neredeyse her karışında yalnızca şehirleri inşa etmekle kalmadık, aynı zamanda kalpleri de ihya ettik. Şunun bir defa bilinmesi gerekiyor: Asırlardır düşüncemizin merkezinde daima insan vardır. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" düsturu vardır. Başarılarımızın gerisindeki ana unsur, insana atfettiğimiz değer ve ehemmiyettir" değerlendirmesini yaptı."İşte bu yüzden Ahi teşkilatımızla, bimarhanelerimizle, şifahanelerimizle, vakıflarımız ve eğitim kurumlarımızla insanın, bilhassa da ihtiyaç sahiplerinin üzerine titizlikle eğildik." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batı’nın gündemine ancak Rönesans ve Reform döneminde gelen insan, kavram olarak bizim medeniyet değerlerimizin halen özünü teşkil ediyor. Kalp kırmaktan, gönül incitmekten daima çekindik. Bundan özellikle imtina ettik. Bugün de aynı hassasiyetle hareket ediyoruz. Asırlar önce yaşamış önemli bir divan şairimiz, milletimizin bu konudaki dikkatini bakınız hangi sözlerle ifade ediyor, "Fukara kalbine her kim dokuna, dokuna sinesi Allah okuna." bizim meseleye baktığımız yer tam olarak da burasıdır" diye konuştu.Bugünkü sosyal devlet geleneğinin asırlardan süzülüp gelen müşfik devlet anlayışının devamı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışta hasta ve engellilerin topluma katılımı teşvik edildiğini, devletin kritik meselelerinin görüşüldüğü Has Oda da dahil, kendilerine hem askeri hem idari bürokraside önemli vazifeler verildiğini bildirdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, engelli bireylerin sanat ve zanaat sahibi olmaları için hem vakıfların hem de bu alanda eğitim veren kurumların, çok titiz bir eğitim programı uyguladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müderrislik, müsahiblik, hafızlık gibi görevler icra eden çok sayıda engelli, gerek topluma gerekse devlete çok mühim katkılar yapmıştır. Bilhassa Sultan II. Abdülhamid, birilerinin edepsizce karaladığı o büyük padişah, 1899’dan itibaren engellilerin çok daha nitelikli bir eğitim alması için yeni okullar açtırmıştır. Sadrazam Kamil Paşa ve Maarif Nazırı Münif Paşa da Sultan Abdülhamid Han döneminde bu eğitim yuvalarının hayata geçirilmesinde çok önemli inisiyatifler üstlenmiştir. Hepsine de rahmet olsun, Rabbim onlardan razı olsun diyorum" dedi.Bu okulların müfredatında müzik ve resmin yanı sıra matematik, coğrafya, kozmografya ve mimari gibi derslerin de yer aldığı kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, buralarda öğrenim gören engelli gençlerin hem bilgi birikimiyle öne çıktığını hem de kimseye muhtaç olmadan memleketlerine hizmet etme imkanı bulduklarını dile getirdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ahvadı olmakla iftihar ettiğimiz şanlı ecdat, asırlar öncesinden bu kritik adımları atmayı, bu değerleri milletimize kazandırmayı bilmiştir." diyerek, "Biz böylesine kamil bir devletin, böylesine güçlü ve zengin bir geleneğin mirasçılarıyız. Dolayısıyla diğer tüm alanlarda olduğu gibi sosyal hizmet sahasındaki çalışmalarımızı da bu birikimin hakkını verecek şekilde geliştirmek ve uygulamak zorundayız. Hamdolsun bugüne kadar sosyal hizmet ve politikalarda üzerimize ne düşüyorsa yaptık ve yapıyoruz. Verdiğimiz samimi mücadelenin en yakın şahidi sizlersiniz" açıklamasında bulundu.2002’de milletin emanetini devraldıklarında engelli vatandaşların sosyal hayata katılımının oldukça sınırlı olduğunu, eğitimde, istihdamda, erişilebilirlikte çok ciddi sıkıntılar, büyük eksikler olduğunu hatırlatan Erdoğan," Engelli bireylerin haklarını güvence altına alan çağdaş bir sistem ne yazık ki kurulmamıştı. Biz bu tabloyu elimizin tersiyle ittik, bu düzene itiraz ettik ve hiçbir surette kabul etmedik. Sistemi adeta yeni baştan inşa ederek engelsiz bir Türkiye mahsulü olmaktan çıkarıp devlet politikası haline getirdik. Bunu da engelli vatandaşlarımızı himaye edilmesi gereken kişiler olarak değil, bu ülkenin eşit, onurlu, üretken ve güçlü bireyleri olarak gördüğümüz için yaptık. Son 23 senede bu alanda çok güçlü adımlar attık, çok önemli atılımlar yaptık. 2005 yılında Engelliler Hakkında Kanunu yürürlüğe koyarak bu alanda yeni bir dönem başlattık. 2009’da ilk imzacılarından biri olduğumuz Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeyi onaylayarak uluslararası alanda güçlü bir irade ortaya koyduk" değerlendirmesini yaptı.2010’da yapılan anayasa değişikliğiyle engelli vatandaşlara yönelik ayrımcılığın açıkça yasaklandığını ve engelli haklarının anayasal güvenceye bağlandığını belirten Erdoğan," 2013’te başlattığımız ücretsiz seyahat uygulaması ile şehir içi kara, deniz ve demiryolu ulaşımını yaşlı ve engellilerimiz için ücretsiz hale getirdik. Son 10 yılda 10 milyondan fazla engelli vatandaşımız, yüksek hızlı tren ve ana hat trenlerimizden hiçbir ücret ödemeden istifade etti. Ayrıca, erişilebilirlik alanındaki belgelendirme ve denetim mekanizmalarını geçmişte hiç olmadığı kadar iyileştirdik. Kamuya mahsus binalara, toplu taşıma araçlarına ve açık alanlara tam 3 bin 992 adet erişilebilirlik belgesi verdik. Bu konudaki farkındalığı artırmak amacıyla bu sene Engelliler Haftası’nın son günü olan 16 Mayıs’ı Ulusal Erişilebilirlik Günü ilan ettik. Şunu özellikle bir kez daha burada dile getirmek istiyorum: Engelli vatandaşlarımızın eğitim ve istihdamı bizim için büyük bir önem ve öncelik teşkil ediyor. Bu amaçla özel eğitim okullarımızı yaygınlaştırdık, rehabilitasyon hizmetlerimizi sağlam bir altyapıya kavuşturduk" diye konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Üniversitelerde engelli öğrenci birimleri kurarak yükseköğretimde kapsayıcılığı artırdıklarını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan," Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz: Engelli bireylerin toplumsal yaşama eşit ve bağımsız katılımının en güçlü araçlarından biri kuşkusuz istihdamdır. İş imkanlarının oluşturulması noktasında da hamdolsun çok başarılı bir sınav verdik, veriyoruz. 2002’de kamuda sadece 5 bin engelli memur istihdam ediliyordu, bugün bu sayı 15 kattan fazla artışla 83 bine ulaştı. İşverenlere sağladığımız teşviklerle özel sektörde de engelli kardeşlerimizin istihdamını destekledik .Sosyal destekler alanında ise tam bir devrim gerçekleştirdik. Sosyal yardımları ve destek hizmetlerini insan onurunu esas alan bir bakış açısıyla geliştirdik" açıklamasında bulundu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakıma ihtiyaç duyan engelli vatandaşların aileleriyle ve kendi sosyal ortamlarında hayatlarını sürdürmesinin bir başka öncelikleri olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2002’de yalnızca 5 bin kişi evde bakım yardımından faydalanırken, aylık 11 bin 702 lira ödeme yapılan bu destekten bugün yaklaşık 520 bin vatandaşın yararlandığını dile getirdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin dört bir yanında sayısı 143’e ulaşan gündüzlü bakım merkezlerinde engelli bireylerin aktif olarak yer aldığı sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri icra edildiğini aktardı. Erdoğan," 106’sı Aile Bakanlığımıza bağlı, 331’i özel sektöre ait toplam 437 bakım merkezinde 40 bine yakın engelli vatandaşımıza yatılı hizmet sunuyoruz. Bakanlığımıza bağlı merkezlerdeki hizmetleri ücretsiz verirken özel merkezlerde kalan vatandaşlarımızın yüzde 94,4’ünün ödemelerini devlet olarak bizzat biz üstleniyoruz. Üzerinde önemle durduğumuz bir başka husus, aile temelli erken müdahale sistemidir. Sizlerin de bildiği üzere, gelişimsel riski ya da engeli olan çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu hizmeti mümkün olan en erken teşhisle bir an önce alması hayati önem arz ediyor. Bu amaçla Ankara, Bursa, Kahramanmaraş ve Mersin’de devreye aldığımız Erken Çocukluk Gelişimi Merkezleri’nde bu yavrularımızın sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerini bütüncül bir şekilde sağlıyoruz. Aileleriyle birlikte süreç içerisinde hangi adımları atabileceğimize beraberce karar veriyor, ardından hep birlikte yola koyuluyoruz. Yani, anne ve babalarımız, ailelerimiz bu sistemin tam kalbinde yer alıyor. Hiçbir çocuğumuzu geride bırakmadan, her yavrumuzun hayatına dokunarak bu uygulamayı inşallah 81 ilimize yaygınlaştıracağız" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan engellilerle ilgili bir müjdeyi paylaşarak," Biliyorsunuz, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi ile engelli politikalarımızı bütüncül bir stratejiye dönüştürmüş, eğitimden istihdama, teknolojiden afet yönetimine kadar pek çok alanda sürdürülebilir hedefler belirlemiştik. Birinci Engelli Hakları Ulusal Eylem Planımızla bu hedeflerin çok önemli bir kısmına başarıyla ulaştık. 2026-2028 yıllarını kapsayan ikinci eylem planımızın hazırlıklarına başlandı. Detaylarını yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Yeni eylem planımız, engelli kardeşlerimiz başta olmak üzere ülkemiz ve milletimiz için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Buradan hem sizlere hem de farklı platformlar üzerinden bizleri takip eden tüm engelli kardeşlerimize şunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum: Sizler bu ülkenin eşit, güçlü ve onurlu vatandaşlarısınız. Sizlerin hayatını kolaylaştırmak, sizlere en yüksek standartlarda hizmet sunmak, sorunlarınızı çözüme ulaştırmak bizim boynumuzun borcudur. Zira devlet bunun için vardır, biz bunun için bu makamlarda bulunuyoruz. Bugüne kadar nasıl sizin yanınızda olduysak inşallah bundan sonra da en güçlü şekilde size destek vereceğiz, zorlukların üstesinden hep birlikte geleceğiz, sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle birlikte Engelsiz Türkiye Yüzyılı yapacağız. Tüm engelli kardeşlerimin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü bir kez daha tebrik ediyorum. Erişilebilirlik ödüllerine layık görülen kurumlarımı tekrar kutluyor, programa teşrif eden her bir misafirimize kalpten teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.Görme engelli Zeren Türkyılmaz, Erdoğan’a, yazarı olduğu "Karanlıkta Parlayan Işık Hazreti Muhammed’in Hayatı" kitabını takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a engelliler için yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür eden Türkyılmaz, Erdoğan’a çiçek takdim etti.