POLİTİKA
Başkan Kul: "Amacımız hızla sonuç üretmektir" 17 Aralık 2025 Çarşamba - 21:25:40 Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, belediye bünyesinde hizmet veren Çözüm Merkezi’ni ziyaret ederek vatandaşların taleplerini bizzat dinledi. Başkan Kul, "Vatandaşımızın talebi bizim için emirdir, amacımız sadece dinlemek değil, hızla sonuç üretmektir" dedi. Terme Belediyesi, vatandaşla belediye arasındaki iletişimi güçlendirmek ve sorunlara anında müdahale etmek amacıyla kurumsal yapısında önemli bir dönüşüme imza attı. Belediye Başkanı Şenol Kul, Çözüm Merkezi koltuğuna oturarak hem vatandaşlarla samimi bir sohbet gerçekleştirdi hem de gelen taleplerin takip süreçlerini denetledi. Vatandaşla samimi sohbet hızlı çözüm Samimi bir atmosferde geçen görüşmelerde vatandaşların isteklerini not alan Başkan Kul, belediyenin yürüttüğü projeler hakkında da halkı bilgilendirdi.Birimin artık sadece bir "ses kayıt merkezi" olmadığını belirten Kul, "Önceden Çağrı Merkezi adıyla hizmet veren birimimizi artık ’Çözüm Merkezi’ olarak yeniden yapılandırdık. Vatandaşlarımızın tüm taleplerinin en kısa sürede çözüme kavuşturulması amacıyla bu birimi teknolojik ve personel açısından güçlendirdik" açıklamasında bulundu. 7/24 kesintisiz hizmet ve WhatsApp hattı Çözüm Merkezi’nin işleyişi hakkında detaylı bilgi veren Başkan Şenol Kul, "Çözüm Merkezimiz, 444 82 55 numarasıyla haftanın 7 günü, 24 saat kesintisiz hizmet veriyor. Vatandaşlarımız sadece telefonla değil, aynı numara üzerinden WhatsApp hattımız aracılığıyla da bizlere kolaylıkla ulaşabiliyor. Her müdürlüğümüzde Çözüm Merkezimizin bir muhatabı var. Gelen talep anında ilgili birime düşüyor ve personelimiz süreci birebir takip ediyor. Eğer bir sorun hemen çözülebiliyorsa sonuçlandırıyor, farklı bir süreç gerekiyorsa da vatandaşa anlık olarak geri bildirim sağlıyoruz" diye konuştu. "Amacımız şikayeti azaltmak, memnuniyeti çoğaltmak" Terme’de yaşayan her bireyin huzur ve mutluluğuna büyük önem verdiklerini belirten Başkan Kul, "Çözüm Merkezi bizim vitrinimizdir. Vatandaşlarımızın Terme’de daha mutlu ve huzurlu yaşamaları için büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Burada verdiğimiz hizmetin kalitesini en üst seviyeye taşımak temel gayemiz. Vatandaşlarımızın şikâyetlerini en aza indirmek ve memnuniyetlerini mümkün olduğunca çoğaltmak için bütün ekip arkadaşlarımızla sahadayız. Biz artık sadece çağrıları karşılamıyoruz, biz sorunları çözüyoruz" şeklinde konuştu.
17 Aralık 2025 Çarşamba - 18:54 MHP Etimesgut İlçe Başkanı Muratgül’den AK Parti Etimesgut İlçe Başkanı Şankazan’a ziyaret Etimesgut AK Parti İlçe Başkanı olarak atanan Yasin Şankazan’a, Milliyetçi Hareket Partisi Etimesgut İlçe Başkanı İsa Muratgül ve yönetim kurulu üyeleri hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette Cumhur İttifakı olarak Etimesgut’ta yapılması planlanan çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Görüşmede Cumhur İttifakı olarak birlik, beraberlik içerisinde çalışmalara daha güçlü devam edileceğinin mesajı verildi. Toplantıya ilişkin açıklamalarda bulunan Şankazan. "Cumhur İttifakı olarak biriz, beraberiz. Liderlerimizin bizlere gösterdiği hedefe durmadan, yorulmadan, el ele kol kola beraber yürüyeceğiz. Etimesgut Ankara’mızın İncisi, göz bebeği. Hizmet için buradayız. Halka hizmet etmenin, Hakka hizmet etmek olduğunu biliyoruz. Kıymetli ağabeyim, Milliyetçi Hareket Partisi Etimesgut İlçe Başkanımız İsa Muratgül’e ve İlçe Yönetim Üyelerine nazik ziyaretleri için çok teşekkür ederim. Teşrifleri ile bizi onurlandırdı" diye konuştu. Tüm Etimesgut halkının yanında olduklarını belirten Şankazan, "Biz Cumhur İttifakı olarak kapımızı her kesime açık tutacağız. Hemşerilerimiz şunu iyi bilsin ki bize ulaşan Ayşe teyzenin, Ahmet amcanın, Hatice bacının her derdine derman olmak için buradayız. Her kesime kapımızda gönlümüzde açık. Daha güzel bir Etimesgut için canla başla çalışacağız. Gönülleri birleştirmek için varız" dedi. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi Etimesgut İlçe Başkanı İsa Muratgül ise, "İlçemize atanan Kıymetli Yasin kardeşimize hayırlı olsun diyoruz. Hizmet için çıktığımız bu yolda yan yana omuz omuza yürüyoruz. Birlik içerisinde Etimesgut’umuzu Ankara’nın göz bebeği yapacağız" diye konuştu.
TBMM’de 2026 yılı bütçe görüşmeleri sürüyor
08 Aralık 2025 Pazartesi - 21:18 TBMM’de 2026 yılı bütçe görüşmeleri sürüyor 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşmeleri TBMM Genel Kurulu’nda devam ediyor. Bütçe görüşmelerinde konuşan DEM Parti Genel Başkanı Tülay Hatımoğulları Oruç, dünyanın bir belirsizlik çağı yaşadığına işaret ederek, "20’nci yüzyılın düzeni çöktü ama yenisi kurulamadı. Belirsizlik çağında eşitsizlikler, iklim krizi, yoksulluk, yolsuzluk, cinsiyetçilik, kutuplaştırma, şiddet her yere yayılıyor. Bu kızılca kıyametin içinde de dünya ölçeğinde silahlanma yoğun bir şekilde artıyor. Geçtiğimiz yaz ayında Lahey’de NATO’nun yaptığı toplantıda her üye ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 5’inin NATO’ya verilmesi yani silahlanma için harcanması kararı alındı. Benzer bir karar 2014’te yine alınmıştı, yüzde 2’ye çıkarılmıştı ama ne yazık ki dünyaya baktığımızda ne sulh var ne de güvenlik var. Bilakis savaşlar artmış durumda. Barış ve güvenlik silahla değil, barış ve güvenlik, özgürlük ve demokratik bir düzenle sağlanır. Bakın yapay zekâ, teknolojik gelişmeler, iletişim ve ulaşımdaki hızlanma insanlığın önüne doğayla barışık bir şekilde müthiş bir yaşam alanı sunabilir fakat yine aynı köhne kapitalist sistem bu imkânları sadece bir grup sermayedara ve savaş baronlarına, silah tüccarlarına seferber ediyor ve ne yazık ki insanlık için kullanılması gereken olumluluklar bu kesimlerce insanlık ve doğa karşıtı bir şekilde kullanılıyor ve yine kapitalist merkezler bu eşitsizliğin oluşturduğu göç dalgalarına karşı duvarlarını gittikçe kalınlaştırıyor. Ancak bu eşitsizliklere karşı direniş hareketleri de mevcuttur bütün dünyada, Seattle’dan Tunus’a, Kahire’ye; Gezi Parkı’ndan Yunanistan’daki Sintagma Meydanı’na kadar çok geniş bir direniş ağı ve şimdi de Z kuşağı isyanları olarak Nepal’de, Fas’ta, Sri Lanka’da, Sırbistan’da ve Bulgaristan’da büyümeye devam ediyor. Küresel düzeydeki savaş ve çatışmalardan, ticaret ve enerji koridorları savaşlarından bölgemizin çok etkilendiğinin hepimiz farkındayız. Rusya-Ukrayna savaşı, İran-İsrail savaşı, İsrail eliyle bölgenin yeniden dizayn edilmeye çalışılması hamleleri ve Doğu Akdeniz, dolayısıyla da Kıbrıs sorunu bu parlamentonun gündemine ehemmiyetle alması gereken konulardır. Orta Doğu ve Afrika’daki savaşlar, Batı’nın yüksek teknolojili silahlarıyla yürütülüyor ama ne yazık ki bu silahların finansmanı da bölgedeki petrolden sağlanıyor. Emperyalist güçler âdeta bir savaş filmi yazıyorlar ve bu savaş filmi Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da oynanıyor. Bizler birbirimizi öldürüyoruz, onlar ise senaryosunu kendi yazdıkları filmi büyük bir keyifle izliyorlar. Bizler artık bunlara ’dur’ demeliyiz. Bölgemizin trajedisi bitmiyor. Bakın, Gazze halkı, Gazze iki seneyi aşkındır yoğun bir işgal altında. Ateşkes olmasına rağmen ateşkesin fiilen hayata geçmediğine hepimiz tanıklık ediyoruz. Bir kez daha bu kürsüden ifade ediyoruz ki Filistin halkı yalnız değildir, Filistin mazlum halkı ile bizler dayanışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. DEM Parti Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan, "Kürt meselesini konuşurken önce şunu tespit etmemiz gerekiyor: Bu ülkeyi bir asırdır yönetenlerin en temel hatası Kürt meselesini yanlış teşhis etmesidir. Teşhisi yanlış olunca Kürt sorununu ortadan kaldırma yolları da hep hatalı oldu. Kürt meselesinde yıllardır hep düğüm üstüne düğüm atılıyor, bu düğüm âdeta Gordion düğümüne dönüştü. Yıllar boyunca bu mesele terör parantezine sıkıştırıldı. ’Geri kalmışlık’ denildi, ’Kandırılmış, aldatılmış bir avuç insan’ denildi. Oysa Kürt meselesi az gelişmişlik sorunu değildir, Kürt meselesi kandırılmış ya da aldatılmış bir topluluğun problemi de değildir. Kürt meselesi terör sorunu hiç değildir; eşit yurttaşlık meselesidir, demokratik haklar meselesidir, bir varlık meselesidir ama en önemlisi Kürt meselesi bir hukuk meselesidir. Kürt’ün hukukunu tanıma üniter devlet içinde pekâlâ mümkündür. ’Üniter devlet’ demek ne devletin inkârı ne de Kürt’ün inkârıdır. Kürtlerin eşit yurttaşlar olarak hakkını savunması, üniter devlet için bir risk değil, aksine bir güvencedir. Kürt meselesi günlük siyasetin gürültüsüne kurban edilecek bir başlık değil, canların yitirildiği, ocakların söndüğü tarihsel bir olgudur. Kürt meselesi yıllarca düğüm aklıyla yönetildi ve sonuç hep hüsran oldu. Artık barış siyasetini çözüm aklıyla kuralım diyoruz. Tam 106 yıl önce Erzurum Kongresi’nin sonuç bildirgesinde Türk-Kürt ortaklığına atfen şunlar yazılır: ’Saadet ve felakette tam ortaklığı kabul eder ve gelecek hakkında aynı amacı hedef alır.’ Yani daha kuruluş aşamasında ortak vatan fikri ile hukuk fikri yan yana duruyor, sonra hukuk kısmı unutuluyor. Cumhuriyet, Kürtlerin omuz verdiği bir kurtuluşun ardından ilan ediliyor ama Kürt’ün hukuku kurucu metinlerin dışına itiliyor. Sayın Devlet Bahçeli, 18 Kasım 2025 tarihli grup konuşmasında cumhuriyetin kuruluş dönemine dair çok önemli bir tespitte bulundu: ’Hazırlık ve mayalanma dönemi kongreler marifetiyle yani demokratik yollarla icra edilmiştir’ demesi aslında bugün daha fazla demokrasiyi esas almayı işaret ediyor" dedi. "Bizim için ekonomi Bilge Kağan’ın ’Aç milleti doyurdum, çıplak milleti giydirdim’ sözündeki sosyal adalettir" MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, ekonomiye bakışlarının rakamlardan ibaret olmadığını kaydederek, "Bizim için ekonomi Bilge Kağan’ın ’Aç milleti doyurdum, çıplak milleti giydirdim’ sözündeki sosyal adalettir. Amacımız Ahilik geleneğimizden bugüne gelen helal lokmayı ve alın terini baş tacı eden, hakça bölüşümü esas alan millî üretim ekonomisidir. Faiz lobilerinin değil nasırlı ellerin kazandığı, refahın bir kısma değil necip milletimizin her ferdine adilce paylaştırıldığı bir düzeni hilalin gölgesinde tesis etmeye yeminliyiz. Görüşmekte olduğumuz bu bütçe, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yönetiminde sağladığı istikrarın 8’inci, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın ise 3’üncü bütçesidir. Bu bütçe laf değil icraat üretenlerin, mazeret değil çözüm bulanların, Türkiye’yi istikrar ve refah limanına taşıyanların bütçesidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak şimdiden ifade etmek isterim ki 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ni tümüyle olumlu değerlendiriyor ve destek veriyoruz" ifadelerini kullandı. Kılıç, dünya resesyon yani durgunluk korkusuyla boğuşurken Türkiye’nin kendi hikâyesini büyük bir iradeyle yazmaya devam ettiğini belirterek, "İşte, böyle tekin olmayan, karmaşanın, savaşın yaşandığı bir dünyada ülkemiz Cumhur İttifakımızın sağladığı kaya gibi sağlam siyasi istikrar sayesinde bölgesinde bir güven noktası olarak yükseliyor. Hatırlayın o eski günleri, koalisyon pazarlıklarıyla heba edilen ayları, karar alamayan hantal yapıları, yarını göremeyen iş dünyasını, bir anayasa kitapçığıyla yerle bir olan ekonomileri. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle o devirler hamdolsun, kapandı. Çift başlılık tarihe karıştı. Bugün yürütme hızlı karar alıyor, caydırıcılığımız artıyor, küresel meydan okumalara karşı ’Ben de varım hem de en güçlü şekilde’ diyen bir Türkiye emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Milli çıkarlarımız söz konusu olduğunda ekonomide, diplomaside ve sahada gözünü budaktan sakınmayan, kimseden icazet almayan, Ankara merkezli düşünen bir devlet aklı milletimiz için çaba gösteriyor. Felaket tellallarına, sürekli karamsarlık pompalayanlara, ’Türkiye battı, bitti’ senaryosu yazanlara inat, Türkiye’nin üretim çarkları tıkır tıkır dönüyor. 2024’te dünya ekonomisi yüzde 3,3 büyürken, Türkiye de aynı oranda yüzde 3,3 büyüyerek potansiyelini ortaya koymuş, gücünü ve dayanıklılığını da kanıtlamıştır" şeklinde konuştu. Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, bütçeyi değerlendirerek, "İncelerken daha en başta görüyoruz ki iktidar ilk düğmeyi yanlış iliklemiş. Bütçe açıkla beraber başlıyor, 20 yıldır bütçe açığı her zaman yükseliyor. AK Parti bütçe açıklarını normalleştirmiş maalesef, asıl vahim olanı da bundan da bir rahatsızlık duymuyorlar. Ve bunu değiştirmek için, bu tabloyu düzeltmek için tek bir çabaları var, o da vergileri daha da yukarıya çıkartmak. Milletimizden önümüzdeki yıl 15,6 trilyon vergi toplanacak. AK Partili biliyor, biz de biliyoruz. Bu vergi, bu 15,6 trilyon vergi yine yetmeyecek. Hatta öyle ki Sayın Şimşek’e göre vergi yükümüz yüksek bile değilmiş. Sayın bakana göre az kazanan fukaradan az, çok kazanan zenginden de çok vergi alacaklarmış. Kusura bakmayın, siz bunu yapamazsınız. Çünkü siz o zenginlerin hükümetisiniz, siz KDV’lerle, ÖTV’lerle market kasasında, benzin istasyonlarında, vatandaşımızın canını acıta acıta cebinden almaya devam ediyorsunuz. Bunu biz söylemiyoruz, siz söylüyorsunuz, sizin rakamlarınız söylüyor. Gelir vergisinden 3,6 trilyon, ÖTV’den 2,5 trilyon, KDV’den 5,6 trilyon, kurumlar vergisinden 1,7 vergi alacaksınız. Sizin bütçenizde dolaylı vergilerin oranı yüzde 65’lere dayanmış. Bugün bir asgari ücretli fırına gidip ekmek aldığında ne kadar KDV ödüyorsa, bu ülkenin en zengini de o ekmek için aynı vergiyi ödüyor. Peki, iktidar bu bütçede o zenginler için acaba ne yaptılar? Aynı bütçede 3,5 trilyon liralık vergi harcaması diye bir kalem var. Ne demek bu? Sermayeden, yandaştan alınmayacak vergi demek, zenginlerden alınmayacak vergi demek" diye konuştu. Yeni Yol Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, bütçenin çiftçinin, hayvan yetiştiricisinin bütçesi olmadığını söyleyerek, "Bu bütçe, ayda bir et yiyemeyen, kahvede 10 liraya çay içemeyeceği için parklarda vakit geçiren, torununun cebine harçlık koyamayan, açlık sınırını değil sefalet sınırı altında yaşayan emekliye reva görülen 16 bin 881 TL en düşük emekli maaşı nedeniyle emeklinin de bütçesi değildir. Bu bütçe, 6 milyar 737 milyon TL’yle sokaklarda güvenle yürüyemeyen, caydırıcı olmayan infaz sistemi nedeniyle her gün şiddete maruz kalan, şiddetin her türlüsü altında ezilen, anne olarak evlatlarının ihtiyacını karşılayamayan kadının da bütçesi değildir. Bu bütçe, gençlere bağımlılıkla mücadele için ayırdığı kişi başı 4 lira, gençlik desteği için günlük 3 lira bütçeyle her köşe başında uyuşturucu satıcılarıyla karşılaşan, uyuşturucunun pençesine düştüğünde gerekli tedavi ve rehabilitasyon desteğini alamayan, kumar ve bahis bataklığında yaşam yerine intiharı tercih eden, gecelerini sosyal medyada, gündüzlerini yatakta uyuyarak geçiren, gideceği bir iş, işe gitse alacağı düzgün bir maaş ve sosyal güvencesi olmayan, spordan bilime yeteneklerini keşfeden ve destekleyen mekanizmalardan yoksun gençliğin de bütçesi değildir. Bu bütçe, siftah yapamayan, eline asgari ücret kadar gelir geçmeyen, maliye uygulamaları altında ezilen, elektrik parasından tasarruf için iş yerinde karanlıkta oturan esnafımızın da bütçesi değildir" ifadelerini kullandı. Ekmen, şöyle konuştu: "Siyasetin sadece sürecin temkinli destekçilerini değil, sürece doğrudan karşı olanları da anlama sorumluluğu vardır. Bu aynı zamanda sürecin sağlıklı ilerlemesinin de bir gereğidir. Sürece destek ile güven arasındaki devasa boşluğu anlayıp gereğini yaptığımızda sürecin ruhuna aykırı uygulamalardan vazgeçip, tasfiye sürecinin sadece Öcalan ve PKK için değil benzer örnekler için de sonuç üreteceğini, sürecin en büyük vaadi olan hukuk, adalet, özgürlük, demokrasi alanında atılacak adımların sadece Kürtler için değil 85 milyon vatandaşımız için de geçici ve gelecek olduğunu anlatırsak, buna uygun davranırsak sürece güven artacak, sürecin ihtiyacı olan yasa ve uygulamalar üzerindeki şüpheler azalacak, süreç de hızlanıp başarıya ulaşacak inşallah. Belki de hepimizin vazifesi aramızdaki niza ve tartışmaları, hatta mümkünse ülkenin gündemini üç ay boyunca dondurarak evveliyatla Milli Kardeşlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu’nun gündeminde olan fesih ve tasfiye sürecini başarıyla tamamlamak, sonra da hukuk, adalet, özgürlük, demokrasi alanlarında ülkemize çağ atlatacak, her bir vatandaşımızı özgür ve müreffeh kılacak adımları atmaktır." Yeni Yol Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ da hükümeti eleştirerek, "Tasarruf tedbirlerinden bahsediyorsunuz. Kamu uymuyor ki buna ve siz diyorsunuz ki şimdi biraz önce efendim aynı zamanda şeffaflıktan bahsediyorsunuz, denetlenebilirlikten bahsediyorsunuz. Yok ki böyle bir şeffaflık. Sayıştay görevini yapabiliyor mu? Yapmıyor ki, yapamıyor ki. 15 Temmuz sonrası korkutulmuş bir Sayışta’yla karşı karşıyayız. Peki, yargı objektif mi, tarafsız mı Türkiye’de, bağımsız mı? Değil. Peki, yürütme nedir? Kuvvetler ayrılığından bahsediyorsunuz. Bu Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini nasıl düzeltecektiniz? Şöyle -engelli vatandaşlardan özür diliyorum- diyordunuz siz ’Kör olan, şaşı olan, topal olan, çolak olan bu parlamenter sistemi değiştireceğiz.’ Değiştirdiniz, 2017 yılında bir referandumla değiştirdiniz, 2018’de bunu da yürürlüğe koydunuz hukuki olarak. Peki, o günden itibaren hakikaten kuvvetler ayrılığı ilkesi Türkiye’de tecelli etti mi? Etmedi Türkiye’de. Ne oldu biliyor musunuz? Yürütme yasamaya ve yargıya vesayet unsuru olarak çıktı karşımıza. Türkiye’yi yasama yönetmiyor, Türkiye’yi yargı asla denetleyemiyor. Denetim mekanizmaları diyorsunuz, ki sizi nasıl denetleyeceğiz Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız? Bize milletvekilleri olarak bir hak vermişsiniz Anayasa’da, diyorsunuz ki ’Size bir hak verdik, soru önergeleriniz var. Bu soru önergelerinizi yazılı olarak sunacaksınız. Buradaki sözlüğü kaldırdık.’ Kaldırdınız, yazılı olarak sunuyoruz. Vallahi, herhâlde öyle tahmin ediyorum 20 bin, 30 bin, 40 bin, 50 bin soru önergesi vermişizdir ve sadece bizim grubumuzun vermiş olduğu bin 170 tane soru önergemiz var" şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Özel: "Türkiye bugün yüksek enflasyonda Avrupa 1’incisidir"
08 Aralık 2025 Pazartesi - 21:06 CHP Genel Başkanı Özel: "Türkiye bugün yüksek enflasyonda Avrupa 1’incisidir" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "Türkiye bugün yüksek enflasyonda Avrupa 1’incisidir" dedi. CHP Genel Başkanı Özel, TBMM Genel Kurulu’nda devam eden 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerinde konuştu. 2026 bütçesine ilişkin değerlendirmede bulunan Özel, "Bütçe hazırlayarak milletin işi ve aşı üzerinde siyasi tercihlerde bulunan iktidar sahiplerinin bu bütçeyi sahiplenmeleri gerekir. Bu yönetim sistemi başladığında ‘Bu, tek kişilik hükûmet sistemidir; bakanlar artık atanmıştır, o yüzden Meclise karşı sorumluluğu yoktur; Meclise karşı tek sorumlu Cumhurbaşkanıdır’ yaklaşımını hatırlatır, Cumhuriyet Halk Partisi 1 Ekim’de uğradığı haksız saldırılardan dolayı bir günlüğüne bir konuşmayı dinlemeye gelmedi diye ‘Meclise saygısızlık yapıldı’ diyenlere bugün bütçenin gerçek ve tek sahibi ve tek sorumlusunun Meclise gelip bütçesini anlatmak, savunmak, eleştirileri dinlemek yerine İstanbul’da olduğunu hatırlatır ve Meclise saygı olacaksa bir ritüelin olduğu gün gelip bu kürsüden siyasi bir konuşma yapmakla değil gelip bu millete bütçenin hesabını vermekle olduğunu hatırlatırım" ifadelerini kullandı. "Türkiye bugün yüksek enflasyonda Avrupa 1’incisidir" Türkiye’nin dünyada en çok suç işlenen ülkelerden biri hâline geldiğini savunan Özel, "Türkiye bugün yüksek enflasyonda Avrupa 1’incisidir. Ekim ayı enflasyonumuz yüzde 2,55, dünyadaki 70 ülkenin yıllık enflasyonundan fazladır. Yanlış duymadınız, ekimdeki enflasyonumuz dünyadaki 70 ülkenin yıllık enflasyonunun üzerindedir. Yoksullukta Avrupa 1’incisidir Türkiye, işsizlikte Avrupa 1’incisidir, yüksek faizde Avrupa 1’incisi, dünya 2’ncisidir. Gıda enflasyonunda dünya ortalamasının 7 katına sahiptir. Yargıya güven yüzde 20’lere düşmüştür. Bu veriler ne kadar doğruysa, iktidarın yürüttüğü propaganda da maalesef o kadar gerçek dışıdır. 2025’te memleketin hâli budur, 2026’nın da böyle geçmemesi için bu bütçenin bir çare üretmesi beklenir. Bütçe görüşmeleri devletin de, milletin de yeni yılı konuştuğu, daha iyisinin umulduğu, vatandaşın da kulak kesildiği görüşmelerdir. Millet döner, bu Meclise bugünlerde bakar; baktığında ne gördü biliyor musunuz? 16,3 trilyon geliri, 19 trilyon gideri olan yani daha ilk sayfasında 2,7 trilyon bütçe açığı verilen bir bütçeyi gördü; bu, öyle böyle bir açık değil. Bu açık ’Ekonomiyi şaha kaldıracağız’ diye yetkinin tek başına talep edildiği Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk bütçesinin tamamının tam iki katıdır, o bütçedeki açığın tam 22 katıdır. Bu rakamlar cumhuriyet tarihinin rekorudur. Aynı şekilde faiz gideri yüzde 40’lık artışla 2,7 trilyon liraya çıkıyor. Cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz gideridir. 2017 yılında 100 liralık verginin 10 lirası faize giderken, bu yıl 100 liranın 20 lirası faize ödenecek" dedi. "Mutfak tüpünden, tırnak makasından ÖTV alınıyor, ama pırlantadan, elmastan, lüks kol saatinden alınmıyor" Bütçenin yüzde 97,5’inin neredeyse tamamının vergi gelirlerinden oluştuğunu söyleyen Özel, "Peki, bu vergi kimden toplanacak? Her 100 liralık verginin 63 lirası dolaylı vergi arkadaşlar. Yani zengin-fakir ayırmayan, fabrikatörden de fabrikadaki asgari ücretliden de aynı alınan vergi, dolaylı vergi; elektrikten, sudan, temel harcamalardan. Peki, ondan sonraki büyük kalem, 100 liranın 25 lirası çalışanların maaşlarından kesilen gelir vergisi. Geriye ne kaldı? Yüzde 11, kâr eden şirketlerin ödeyeceği kurumlar vergisi. Avrupa’da dolaylı vergilerin bu kadar yüksek, gelir vergisinin bu kadar fazla, şirketlerden alınan verginin bu kadar düşük olduğu bir başka ülke yok. Yani Türkiye vergi adaletsizliğinde de Avrupa 1’incisi. Yeni yılda hep birlikte saniyede 495 bin lira vergi ödeyeceğiz, saniyede 495 bin lira. Vergi gelirinin 8,5 trilyon lirası sadece ÖTV ve KDV’den alınacak. Peki arkadaşlar, bu ÖTV ve KDV kimlerden toplanacak? Bu ülkede temel tüketim ürünlerine özel tüketim vergisi ödeniyor, şaka gibi; mutfak tüpünden, tırnak makasından ÖTV alınıyor, elektrikli süpürgeden, doğal gazdan ÖTV alınıyor, evinizde harcadığınız her şeyden, evinize aldığınız her aletten ÖTV alınıyor ama pırlantadan, elmastan, lüks kol saatinden alınmıyor. Lüks kol saatinin saatinden alınmayan kayışından alınıyor, 50 bin dolarlık saatten değil kordonundan sadece vergi alınıyor. Yattan, kotradan yüzde 8 vergi alınırken, cep telefonundan yüzde 50 vergi alınıyor bu ülkede" şeklinde konuştu. "Milleti sınıflara bölen ve bu sınıflara göre muamele eden AK Parti’nin kara düzeni budur" Hastanelerin son 20 yılda yüzde 103 oranında arttığını belirten Özel, "Kamu zayıflamıştır. Sağlık sisteminin üçte 1’i artık özel sektörün elindedir. Aile sağlığı merkezlerinde ve kamu hastanelerindeki sağlık çalışanları ağır sorunlar altındadır. OECD ülkelerinde bin kişi başına 4 hekim, 9 hemşire düşerken Türkiye’de bin kişi başına 2 hekim, 3 hemşire düşmektedir. OECD’de bir hekim günde 25 hasta bakarken, Türkiye’de bu sayının 200’e kadar çıktığı örnekler mevcuttur. Türkiye bu sıralamada da maalesef OECD ülkeleri arasında 1’inci sıradadır. Bugün vatandaşlar ayrıca randevu sırası bekliyorlar; göz, kardiyoloji, ortopedide bile bu süre ayları bulabiliyor, MR için bir buçuk iki ay sonrasına tarih veriliyor. Fakirsen, yoksulsan bu süreyi beklemeye mecbursun ama zenginsen özel hastanede anında işini hallediyorsunuz. İşte, milleti sınıflara bölen ve bu sınıflara göre muamele eden Ak Parti’nin kara düzeni budur" dedi. "Gıda enflasyonunda OECD’de 1’inci, dünyada 3’üncüyüz" Türkiye’nin eskiden tarımda kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Özel, "Şimdi samandan mercimeğe ithalat bağımlısı bir ülke olduk. Gıda enflasyonunda OECD’de 1’inci, dünyada 3’üncüyüz. Düşünün, Türkiye dünyada gıda enflasyonu en yüksek 3’üncü ülke durumunda. 2001’de tarım yapılan 2,5 milyon hektar arazide bugün tarım yapılmıyor; bir Trakya’dan büyük toprak, bundan daha fazla bir alanda artık çiftçiler yok. Çiftçinin ortalama yaşı AK Parti geldiğinde 30’du, bugün 58. Bu üzerinde çok uzun düşünülmesi gereken bir nokta. Tarımda çalışan sayısı 7,5 milyondu, 4,5 milyona düştü. Bu yıl tarım sektörü yüzde 13’le en sert daralmasını yaşadı" diye konuştu.
Bakan Yerlikaya: "8 Aralık 2024 sonrası gönüllü olarak 578 bin Suriyeli, Suriye’ye geri döndü"
08 Aralık 2025 Pazartesi - 18:50 Bakan Yerlikaya: "8 Aralık 2024 sonrası gönüllü olarak 578 bin Suriyeli, Suriye’ye geri döndü" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Esad rejiminin devrildiği 8 Aralık 2024 tarihinden bugüne kadar 578 bin Suriyelinin ülkelerine geri döndüğünü açıkladı. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye iç savaşı başladığında tarihsel mirasımıza ve medeniyet değerlerimize uygun olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Suriyeli kardeşimize insan hakları ve hukuka uygun olarak kucak açtık. En zor zamanlarında onlara umut ışığı olduk. Tam bir yıl önce Suriye özgürlüğüne kavuştu. Suriye’deki zulüm tarihin karanlık sayfalarındaki yerini aldı. Ve 8 Aralık’tan sonra Suriye’de meydana gelen bu tarihi gelişmelerin ardından gönüllü geri dönüşler hız kazandı. Şimdi artık Suriye’den ayrılık, acı ve gözyaşı değil; vatanına, toprağına, akrabalarına yeniden kavuşan Suriyeli kardeşlerimizin haberleri geliyor. Dünyanın farklı ülkelerine sığınmak zorunda bırakılan Suriyeliler, vatanlarını yeniden inşa etmek, ülkelerini çocukları ve torunları için daha güçlü hale getirmek için ana vatanlarına koşuyor" dedi. Esad rejiminin devrildiği 8 Aralık’tan bugüne kadar 578 bin Suriyelinin ülkesine döndüğünü açıklayan Bakan Yerlikaya, "8 Aralık 2024 sonrası gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli bir olarak 578 bin Suriyeli, ülkemizden Suriye’ye geri döndü. 2016-2025 döneminde ise toplam 1 milyon 318 bin kardeşimiz Suriye’ye gönüllü geri dönüş yaptı. Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü geri dönüş işlemlerini, Göç İdaresi Başkanlığımız koordinesinde ilgili tüm kurumlarımızla birlikte yüksek hassasiyet ve titizlikle sürdürüyoruz. Türkiye’de bulundukları süre boyunca Türkçe öğrenen ve toplumumuzla güçlü bağlar kuran Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine döndükten sonra da Türkiye ile Suriye halkı arasında birer gönül elçisi olarak bu dostluk köprüsünü yaşatmaya devam edeceklerine yürekten inanıyorum. Bu sürecin yalnızca bir geri dönüş hareketi olmadığını, aynı zamanda komşuluk hukukunun yeniden inşası anlamına geldiğini ifade etmek istiyorum. Dün olduğu gibi gönüllü geri dönüş sürecinde de Suriyeli kardeşlerimizin yanındayız" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Macaristan ile ticaret hedefimiz 10 milyar dolar"
08 Aralık 2025 Pazartesi - 18:45 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Macaristan ile ticaret hedefimiz 10 milyar dolar" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’la Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Orban ile belirlediğimiz 6 milyar dolarlık ticaret hacmimize ulaşmak üzereyiz. Hacim hedefimizi 10 milyar dolar olarak güncellemeyi görüştük" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı İstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde resmi törenle karşıladı. Ardından iki lider, heyetler arası görüşmeye geçti. Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Macaristan Başbakanı Orban, anlaşmaların imza törenine katıldı. Türkiye ile Macaristan arasında enerji, savunma sanayii, eğitim gibi alanlarda 16 yeni anlaşma imzalandı. İmza töreni sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İki yıl önce Budapeşte’de düzenlediğimiz toplantımızda ilişkilerimizi geliştirilmiş ortaklık düzeyine çıkarmıştık. Son yıllarda Sayın Orban ile gerek ikili ziyaretler, gerek Türk Dünyası Teşkilatı ve diğer uluslararası platformlarda birçok görüşmemiz oldu. Geçtiğimiz nisan ayında 4. Antalya Diplomasi Forumu’nda ve akabinde Macaristan’ın ev sahipliğinde Budapeşte’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı gayriresmi zirvesi marjındaki toplantıda Sayın Orban ile bir araya gelmiştim. Dostluk anlaşmasının 100. yılı münasebetiyle ilan ettiğimiz Kültür Yılı kapanış etkinliğini de geçen yıl aralık ayında sayın cumhurbaşkanı ve Sayın Orban ile birlikte yapmıştık. Bugünkü görüşmemizde ikili ilişkilerimizi gözden geçirmekle kalmayıp enerji, ulaştırma, ticaret, savunma ve kültür gibi alanlarda işbirliğimizi daha da geliştirme irademizi teyit ettik. Havacılıktan güvenliğe, teknolojiden kültür ve eğitime münasebetlerimizin ahdi zeminini güçlendirecek muhtelif belgelerin imzasını gerçekleştirdik. Dışişleri ve savunma bakanlarımız ile istihbarat ve savunma sanayii başkanlarımız evvelce tesisinde mutabık kaldığımız ortak istişare mekanizmasının ilk toplantısını yaptılar. Bugün ayrıca ikili ve küresel meselelerin çok daha kurumsal bir şekilde ele alınmasına imkan verecek ortak bir planlama ile dışişleri bakanlarımızın başkanlığında kurulmasını kararlaştırdık. Her iki mekanizmayı, ilişkilerimizin ulaştığı seviyeyi göstermesi bakımından anlamlı buluyor, bu istişare formatlarının işbirliğimizin güçlendirilmesine ilave katkılarda bulunacağına inanıyorum" dedi. "6 milyar dolar ticaret hacmi hedefimize ulaşmak üzereyiz" İki ülke arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasi ilişkilerimizde eriştiğimiz bu müstesna düzeyin ekonomi alanına yansımalarını da görüyoruz. Sayın Orban’la belirlediğimiz 6 milyar dolar ticaret hacmi hedefimize ulaşmak üzereyiz. Aramızdaki güçlü ticaret potansiyelini dikkate alarak hacim hedefimizi 10 milyar dolar olarak güncellemeyi görüştük. Mevcut ekonomi ve ticaret mekanizmalarının en verimli şekilde işletilmesinde mutabık kaldık. Pek tabii savunma sanayii alanında somut projeler üzerinden ilerlettiğimiz ortaklıklarımızın ticaret ve yatırımlara müspet etkilerini de görüyoruz. Avrupa’da değişen güvenlik koşulları dikkate alındığında, savunma sanayii işbirliğimizi daha da ileri seviyelere taşıyacak, ortak üretimi de öngören projeleri değerlendiriyoruz. Stratejik önemde gördüğümüz enerji ve ulaştırma konuları da görüşmelerimizde öne çıkan başlıklardandı. Türkiye-Macaristan Bilim ve İnovasyon Yılı olarak ilan ettiğimiz 2025 senesi boyunca araştırma-geliştirmeden dijitalleşmeye, yapay zekâdan girişimciliğe kadar 28 ortak eylemi hayata geçirdik, belirlenen müşterek projelere kaynak aktardık" diye konuştu. Ukrayna’da kalıcı barışın sağlanması vurgusu "Ukrayna konusunda Türkiye olarak savaşın en başından bu yana taraflar arasında adil ve kalıcı tesisi için diplomasinin tüm imkanlarını seferber ediyoruz" diyerek sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugünkü görüşmelerimizde Orta Doğu ve Ukrayna’daki gelişmeler dahil olmak üzere güncel, bölgesel ve küresel meseleleri de ele aldık. Bu noktada Macaristan’ın Türk Dünyası Teşkilatımızın çalışmalarına yaptığı katkılardan duyduğu memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Geçtiğimiz mayıs ayında Macaristan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen gayriresmi zirvemiz, Avrupa Birliği sınırları dahilinde yapılan ilk Türk dünyası zirvesi olması nedeniyle tarihi bir toplantı olmuştur. Stratejik hedefimiz olan Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde Macaristan’ın yapıcı katkılarını ve güçlü desteğini sürdüreceğine eminiz. Ukrayna konusunda Türkiye olarak savaşın en başından bu yana taraflar arasında adil ve kalıcı tesisi için diplomasinin tüm imkanlarını seferber ediyoruz. Bu çerçevedeki gayretlerimiz tüm dünya kamuoyunun malumudur. Bundan sonra da savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz şiarıyla elden gelen gayreti göstereceğiz. Konsey toplantımızın ilişkilerimizin ve halklarımız arasındaki köklü dostluk bağlarının daha da güçlendirilmesine katkıda bulunacağına samimiyetle inanıyorum" ifadelerini kullandı. "Türkiye ile elbette tarihi yakınlıklarımızı dikkate alıyorum" Türkiye ile tarihi yakınlıkarı olduğuna vurgu yapan Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise, "Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüştüğümde elbette tarihi yakınlıklarımızı dikkate alıyorum ve bundan yararlanıyorum. Bu tarihi arka plan, görüşmelerimizin değerli bir parçasını oluşturuyor. Söz konusu tarihi bağlar, iki halk ve iki hükümet arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesine ve derinleşmesine katkı sağlıyor. Macaristan coğrafi olarak batıda yer alıyor ancak batıda bir anlamda yalnız duruyor. Üç büyük dünya kültürü mevcut: Alman (Cermen) dünyası, Slav dünyası ve Latin dünyası. Biz ise bunlardan hiçbirine tam olarak ait olmayan, doğudaki akrabalarını geride bırakmış bir milletiz. Bu nedenle Türk dünyasıyla ilişkimiz bizim için büyük önem taşıyor. Bu her zaman böyleydi" şeklinde konuştu. ’Türk Yüzyılı’ vurgusu Türk-Macar ilişkilerini sürekli geliştirdiklerini belirten Başbakan Orban, "Ancak en önemli gelişme, 2010’dan sonra Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tarihi pencereyi yeniden açmasıdır. ’Yeni bir dönem başlıyor, farklı bir dünya ortaya çıkacak’ dedi ve Türk dünyasının büyük bir enerji toplayacağını, büyük bir planla hareket ettiğini gördüm. Bizi, ’Türk Yüzyılı’ olarak adlandırılan bu vizyon doğrultusunda Türk Devletleri Teşkilatı’na davet etti. Türk-Macar iş birliğini sürekli geliştiriyoruz ve Türk dünyasıyla ilişkilerimizi de karşılıklı olarak daha da güçlendiriyoruz. Macaristan’ın içinde bulunduğu coğrafi ve kültürel çevreye baktığımda gerçekten çaba gösteren ve öne çıkan bir dünya görüyorum; bu da Türk dünyasıdır" diye konuştu. "Sadece Erdoğan başarılı oldu" Ukrayna-Rusya savaşı konusunda barış görüşmelerinde sadece Türkiye’nin başarılı olduğunu söyleyen Başbakan Orban, "Türkiye ile birlikte barıştan yana olmak bizim için çok önemlidir. Ukrayna-Rusya savaşı konusunda da savaş meydanlarının çözüm üretmeyeceğini düşünüyoruz. Eğer savaş alanında çözüm yoksa, barışın sağlanması gerekir. Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabalarını takdirle karşılıyoruz. Bu konuda başarılı tek arabulucu o oldu. Barış yönündeki gayretlerimizi uyumlaştırmak konusunda da mutabık kaldık" dedi.
SBB Meclisi, 57 maddeyi gündeme aldı
08 Aralık 2025 Pazartesi - 17:18 SBB Meclisi, 57 maddeyi gündeme aldı Samsun Büyükşehir Belediye (SBB) Meclisi Aralık ilk toplantısında toplam 57 madde gündeme alınarak ilgili komisyonlara havale edildi. SBB Meclisi Aralık ayı toplantısının ilk birleşimi, Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk başkanlığında meclis binasında yapıldı. Toplantıda 39 gündem, 6 gündem dışı ve 12 gündem önerisi olmak üzere toplam 57 madde ele alındı. Komisyonlara havale edilen maddeler arasında mezar yeri fiyat tarifesinin yanı sıra 2026 yılında uygulanması talep edilen SBB daire başkanlıklarına ait ücret tarifeleri, sokak isim değişiklikleri, ek bütçe talepleri, vergi ve SGK borçlarına karşılık arsa satış yetkisi, imar uygulamaları ve mali konuları içeren maddeler de oy birliği ile kararlaştırılarak daha kapsamlı görüşülmek üzere ilgili komisyonlara havale edildi. Samsunlu şehidin adı baba ocağındaki sokağa verilecek İlgili komisyonlara havale edilen maddeler arasında Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı’ndan meclise sunulan Vezirköprü ilçesi Mezraa Mahallesi’nde bulunan Merkez 20 Sokak’ın adının "Şehit Ulaştırma Er Cihat Şengil Sokak" olarak değiştirilmesi maddesi de yer alıyor. Teklif meclisten geçerse Mersin’in Mut ilçesinde askerlerin sevk edildiği sivil otobüsün şarampole devrilmesi sonucu 4 askerin şehit olduğu kazada ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede şehit olan Ulaştırma Er Cihat Şengil’in adı baba ocağının bulunduğu sokakta yaşatılacak. Aralık ayı komisyon toplantısı 10 Aralık Çarşamba, meclis toplantısı ise 12 Aralık Cuma günü yapılarak maddeler karara bağlanacak.