POLİTİKA
Tavas Belediyesi mahallerin ihtiyaçlarına karşılama devam ediyor 17 Aralık 2025 Çarşamba - 11:07:17 Tavas Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından Güzelköy Mahallesi vatandaşlarının düğün, nişan, mevlüt gibi organizasyonlarını daha düzenli ve konforlu şartlarda yapması amacıyla pazaryerinde zemin ve peyzaj düzenlemesi yapıldı. Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık ve Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından mahallelerin sorunlarına çözüm bulunmaya devam ediyor. Güzelköy Mahallesi’nde, vatandaşların düğün, nişan, mevlüt gibi organizasyonlarını daha düzenli ve konforlu şartlarda gerçekleştirebilmesi amacıyla pazaryeri alanında kapsamlı bir düzenleme çalışması gerçekleştirildi. Güzelköy Pazaryerinde yapılan taş duvar örümü ve çit tel çekimi ile alan daha güvenli ve kontrollü bir yapıya kavuşturuldu. Saha betonu uygulamasıyla zemin alanı genişletilerek toplu etkinliklere yönelik daha rahat bir kullanım alanı oluşturuldu. Mevcut pazaryeri üst örtüsü, yapılan ilave çalışmalarla genişletilerek pazaryerinin olumsuz hava şartlarından etkilenmeden, dört mevsim boyunca daha konforlu şekilde hizmet verebilmesi sağlandı. Ayrıca inşa edilen bulaşıkhane ile pazaryerinin hijyen şartlarını iyileştirilerek kullanım kapasitesi artırıldı. Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, vatandaşların ihtiyaçlarının ve sorunlarının giderilmesi için çalışmalara aralıksız devam edileceğini belirtti.
17 Aralık 2025 Çarşamba - 09:59 Emine Erdoğan, "Hind Rajab’ın Sesi" filmini izledi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Gazze’de İsrail ateşi altında bir araçta mahsur kalarak hayatını kaybeden 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan "Hind Rajab’ın Sesi" filmini izledi. Yönetmenliğini ve senaristliğini Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania’nın üstlendiği "Hind Rajab’ın Sesi" filmi, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gösterildi. Film gösterimine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve eşi Pervin Ersoy, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Nasri Abu Jaish, Sinema Genel Müdürü Birol Güven, Hind Rajab Hamada’nın dayısı İhab B. H. Hamada ve kuzeni Alameerhamoda B.H. Hamada, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri, bürokratlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. İzleyenlere duygusal anlar yaşatan film, izleyiciler tarafından alkışlandı. Emine Erdoğan, gösterimin ardından NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı: "Gazze’de acımasızca hayattan koparılan 6 yaşındaki Hind Rajab’ın sesi, tüm dünyanın duyduğu ama kimsenin cevaplamadığı bir imdat çığlığıydı. O çığlığın karanlıkta kaybolmasına izin vermeyen, vicdanları uyandıran, hafızaları diri tutan ’Hind Rajab’ın Sesi’ filmini boğazımızda düğümlenen bir acıyla izledik. Yavrumuzu ve şehit düşen tüm Filistinli kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Hind Rajab’ın yarım kalan hikayesinin ve sesinin dünyayı uyandırmaya devam etmesini diliyor, eserde emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum." Filmin konusu 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın 29 Ocak 2024’te Gazze’de İsrail’in saldırısı sırasında araçta sıkışıp kalarak hayatını kaybedişini anlatan filmde, Hind Rajab’ın olay günü Filistin Kızılay’ı ile yaptığı telefon görüşmelerinin orijinal ses kayıtları kullanılıyor. Şiddet sahnelerinin doğrudan gösterilmediği filmde, olayların dehşeti Hind’in gerçek ses kayıtları, operatörlerin yüz ifadeleri, sessizlikler ve dramatik yeniden canlandırmalar üzerinden hissettiriliyor. Dünya prömiyerini 82. Venedik Film Festivali’nde 3 Eylül 2025’te yapan film, jüri büyük ödülü olan "Gümüş Aslan" ödülünü kazandı. Film ayrıca Tunus tarafından "En İyi Uluslararası Film" kategorisinde Oscar aday adayı olarak gösterildi.
17 Aralık 2025 Çarşamba - 09:50 Emine Erdoğan, "Hind Rajab’ın Sesi" filmini izledi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Gazze’de İsrail ateşi altında bir araçta mahsur kalarak hayatını kaybeden 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan "Hind Rajab’ın Sesi" filmini izledi. Yönetmenliğini ve senaristliğini Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania’nın üstlendiği "Hind Rajab’ın Sesi" filmi, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gösterildi. Film gösterimine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve eşi Pervin Ersoy, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Nasri Abu Jaish, Sinema Genel Müdürü Birol Güven, Hind Rajab Hamada’nın dayısı İhab B. H. Hamada ve kuzeni Alameerhamoda B.H. Hamada, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri, bürokratlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. İzleyenlere duygusal anlar yaşatan film, izleyiciler tarafından alkışlandı. Emine Erdoğan, gösterimin ardından NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı: "Gazze’de acımasızca hayattan koparılan 6 yaşındaki Hind Rajab’ın sesi, tüm dünyanın duyduğu ama kimsenin cevaplamadığı bir imdat çığlığıydı. O çığlığın karanlıkta kaybolmasına izin vermeyen, vicdanları uyandıran, hafızaları diri tutan ’Hind Rajab’ın Sesi’ filmini boğazımızda düğümlenen bir acıyla izledik. Yavrumuzu ve şehit düşen tüm Filistinli kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Hind Rajab’ın yarım kalan hikayesinin ve sesinin dünyayı uyandırmaya devam etmesini diliyor, eserde emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum." Filmin konusu 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın 29 Ocak 2024’te Gazze’de İsrail’in saldırısı sırasında araçta sıkışıp kalarak hayatını kaybedişini anlatan filmde, Hind Rajab’ın olay günü Filistin Kızılay’ı ile yaptığı telefon görüşmelerinin orijinal ses kayıtları kullanılıyor. Şiddet sahnelerinin doğrudan gösterilmediği filmde, olayların dehşeti Hind’in gerçek ses kayıtları, operatörlerin yüz ifadeleri, sessizlikler ve dramatik yeniden canlandırmalar üzerinden hissettiriliyor. Dünya prömiyerini 82. Venedik Film Festivali’nde 3 Eylül 2025’te yapan film, jüri büyük ödülü olan "Gümüş Aslan" ödülünü kazandı. Film ayrıca Tunus tarafından "En İyi Uluslararası Film" kategorisinde Oscar aday adayı olarak gösterildi. (HK-BÇ
CHP Parti Sözcüsü Emre’den Hasan Ufuk Çakır’ın disiplin sürecine ilişkin açıklama
10 Aralık 2025 Çarşamba - 15:16 CHP Parti Sözcüsü Emre’den Hasan Ufuk Çakır’ın disiplin sürecine ilişkin açıklama Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Sözcüsü Zeynel Emre, Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır’ın disiplin süreciyle ilgili, "Hiç kimse vekil sayısını azaltmak istemez ama bazen yapmanız gerekiyorsa yaparsınız. Yapmazsanız orada işinizi eksik yapmış olursunuz. O nedenle de böyle bir karar artık alınmak durumundaydı" dedi. CHP Basın Yayın Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut ve CHP Parti Sözcüsü Zeynel Emre, parti genel merkezinde düzenlenen kahvaltıda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bulut, kurulacak Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi ile ilgili soru üzerine, "Mevcut bakanlık sayısı kadar gölge bakanlık kurulacak. Orada olan bir bakanlık burada olmayacak, bir kişinin iki ayrı görevi olmayacak. Mesela hukuk iki tarafta da var doğal olarak ama buradaki parti içi hukuku ve partinin kendisiyle alakalı mevzular da var. Diğeri Adalet Bakanlığı gibi hükümeti içeren başlıklar da olacak. Ama sonuç itibarıyla bu iki yapı birbirleriyle de bağlantılı olacak. Yani temel politikası aynı. Ama gölge kabinenin daha çok enerjisi, mesajları dışarıya doğru, parti içerisindekileri daha çok parti başlılığı üzerinden olacak. Velhasıl geçmiş dönemde görev alan arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu yine orada görev alacak. Ama bu dönem gölge kabinenin tüzük gereği atanması sadece parti meclisinden olmayabiliyor, dışarıdan da atanma olabiliyor. O yüzden genel başkanımızın eli o anlamda daha rahat" dedi. "Belediyeye yönelik yolsuzluk iddiası ile yürüyen bir gizli tanık uygulaması olmaz" Parti Sözcüsü Emre ise, "MHP’den gelen iddianame ile ilgili açıklamaların ardından MHP ve CHP arasında bir temas olur mu, doğrudan bir temas sağlanır mı?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi: "19 Mart başladıktan sonra bir defa MHP’li siyasetçinin, milletvekilinin 19 Mart’ta yapılanı doğrulayan, ’İyidir, hoştur, hukuken doğrudur’ şeklinde bir açıklamasına pek şahit olmadık uzunca bir süre. Çok uzun süre bekledikten sonra birkaç kez Devlet Bey’in açıklamaları oldu. Diğer seçilmişlerle ilgili, temsilcilerle ilgili çok farklı bir şey duymadım. Feti Bey’le de uzun yıllar parlamentoda birlikte çalıştık. Bizim hukukumuzda gizli tanık uygulaması, terör suçlarıyla ilgili ağırlıklı olarak getirilmiştir. Niye? Yani gizli tanık, bir terör örgütüyle ilgili gizli bilgi verir, özel bilgi verir, hedef olmasın, hayatı riske atılmasın falan diye getirilen bir düzenlemedir. Böyle belediyeye yönelik yolsuzluk iddiası ile yürüyen bir gizli tanık uygulaması olmaz. Genel başkanımız da güzel ifade etti, çok yerinde değerlendirdi bütçe konuşmasında. Gizli tanıkların değiştiği, yok olduğu falan hiç öyle bir şey değil. Feti Bey de hukukçu, bunu sorsanız o da der, böyle bir gariplik olmaz. Zaten söylüyor. İkinci mesele de şu; gizli tanıklık dışında başka bir temel konu da var hiç görmediğimiz. Rüşvet iddiasında bulunuyorsunuz, ihaleye fesat iddiasında bulunuyorsunuz. Bu suçlarda etkin pişmanlık da olmaz. Yani bu suçu işleyen biri ben etkinlik pişmanlıktan yararlanmak istiyorum diye çıkıyor falan ve bir, iki, üçüncü ifadede söylemediğini dördüncü, beşinci ifadede söylüyor. ’Ben diyor yolsuzluk yaptım, rüşvet aldım, bu işi yaptım’ diyor. Suçluyor, suçladığı kişi diyor ki ’Tövbe ben yapmadım.’ ’Ben masumum’ diyen yatıyor, ’ben suçluyum’ diyen dışarıda. Bazı çelişkiler var, o çelişkileri kendi içlerinde açması lazım Milliyetçi Hareket Partisi’nin de." "Hiç kimse vekil sayısını azaltmak istemez ama bazen yapmanız gerekiyorsa yaparsınız" Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır’ın disiplin süreciyle ilgili konuşan Emre, "Sizin eğer bir işi yapma göreviniz varsa ve bu konuda yetkiliyseniz, yetki de sizde ise, bunu da yapmıyorsanız bir yerden sonra görevinizi yapmamış olursunuz. Yani o takdir hakkının bir sınırı var, dediğim o. Partinin tüzüğü var. Partinin tüzüğünde açıkça yazar. Kamuoyunda partiyi olumsuz bir şekilde tartıştırmak, partiye zarar verici davranışlarda bulunmak vesaire gibi birçok başlıkta eğer bunlar gerçekleşiyorsa yöneten bir, iki, üç bekleyebilir. Ama bu takdir edersiniz ki birden fazla kez basın açıklamaları, konuşmaları, televizyon programları, Meclisteki plan bütçedeki mesele. Yoksa hiçbir siyasi parti duygusal olarak bir karar vermez. Hiç kimse vekil sayısını azaltmak istemez ama bazen yapmanız gerekiyorsa yaparsınız. Yapmazsanız orada işinizi eksik yapmış olursunuz. O nedenle de böyle bir karar artık alınmak durumundaydı" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Beyannamenin en ağır ihlal edildiği coğrafyanın başında Gazze ve Filistin toprakları yer almaktadır"
10 Aralık 2025 Çarşamba - 13:24 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Beyannamenin en ağır ihlal edildiği coğrafyanın başında Gazze ve Filistin toprakları yer almaktadır" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin en ağır biçimde ihlal edildiği coğrafyaların başında Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarının yer aldığına dikkati çekti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi Konferans Salonu’nda ’Kriz Dönemlerinde İnsan Haklarının Yeniden İnşası Zirvesi’ programı düzenlendi. Programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği mesaj okundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Zirvede kriz dönemlerinde insan haklarının yeniden inşası ve etkin biçimde korunması bağlamında faydalı ve verimli tartışmaların yapılacağına, bu alana önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Medeniyetimiz, hakkı, adaleti, barışı, insanlık onurunu tüm dünyada cesaretle savunmuştur. Bugün de Türkiye’nin Suriye’de, Gazze’de yaşananlar karşısındaki kararlı duruşu başlı başına bir insan hakları dersidir. Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle gerçekleştirilen programın düzenlenmesinde emeği geçenleri gönülden tebrik ediyor ve tüm katılımcıları en kalbi duygularımla selamlıyorum." "Beyannamenin en ağır ihlal edildiği coğrafyanın başında Gazze ve Filistin toprakları yer almaktadır" Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 77’nci yılında tüm dünyanın 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü tebrik ettiğini belirtti. Beyannamenin en ağır biçimde ihlal edildiği coğrafyaların başında Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarının yer aldığını belirten Yılmaz, "Gazze’de iki yılı aşkın süredir devam eden saldırılar sonucunda çoğu kadın ve çocuk on binlerce masum insan hayatını kaybetmiştir. Sayısız insanlık ve savaş suçu işlenmiştir. Şehirler enkaza dönmüş, topyekûn bir halk açlıkla salgınların pençesine terk edilmiştir. Sivillerin, okulların, hastanelerin, camilerin ve kiliselerin hedef alınması, yaşananların bir çatışma değil, soykırım niteliği taşıdığını açıkça göstermektedir. Bugün dünyanın gözü önünde yaşanan bu ağır tablonun en çarpıcı yanı, Birleşmiş Milletler mekanizmalarının etkisiz kaldığı, Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği istişari görüşler ile geçici tedbir kararlarının dahi uygulanmadığı bir düzene dönüşmesidir. Uluslararası Adalet Divanı, 1967’den bu yana süren işgalin ve yerleşim politikalarının hukuka aykırı olduğunu teyit etmiş; İsrail’in insani yardımlara ve BM kuruluşlarına yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediğini açıkça tescillemiştir. Buna rağmen Gazze’deki yıkımın sürmesi, uluslararası hukukun bağlayıcılığı konusunda küresel bir soru işareti oluşturmakta, adalete olan güveni yaralamakta, kurumları ve kuralları zayıflatmaktadır" dedi. Türkiye olarak Gazzelilerin her daim yanında olmaya, haklarını korumaya ve insani desteği her koşulda sürdürmeye devam edeceklerini yineleyen Yılmaz, temennilerinin bölgedeki düzen, istikrar ve barışın yeniden sağlanması ve iki devletli çözüm zemininde 1967 sınırlarında bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin kurulması olduğunu sözlerine ekledi. Dünya barışını korumaktan sorumlu organı olan BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) güncel ve acil meselelere yanıt veremez durumda olduğunu dile getiren Yılmaz, "Uluslararası toplumun beklentilerini karşılayacak daha kapsayıcı bir Güvenlik Konseyi yapısının ortaya konması ihtiyacını her platformda güçlü bir şekilde dile getirmeye devam ediyoruz" ifadelerine yer verdi. "Ülkemiz gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş sürecini insan onurunu merkeze alan bir yaklaşımla yürütmektedir" Yılmaz, karanlık bir dönemin ardından Suriye’de başlayan yeni dönemin insanlığın geleceğine dair umutları tazelediğinin altını çizerek, "Türkiye’nin bugün dünyada en fazla göçmene ev sahipliği yapan ve örnek uygulamalarla bugün gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşü sağlayan bir ülke olması, insan hakları açısından öne çıkan en çarpıcı örneklerden biridir. Ülkemiz gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş sürecini insan onurunu merkeze alan bir yaklaşımla sürdürmektedir. Uyguladığımız kararlı politikaların neticesinde 2016’dan bu yana yaklaşık 1 milyon 320 bin gönüllü ülkesine geri döndü. 8 Aralık’ta Suriye’de yeni dönemin başlamasıyla birlikte geri dönüş yapan Suriyelilerin sayısı ise yaklaşık 580 bindir. Diğer yandan, Ukrayna’da devam eden savaş da sivillerin korunması, insani yardımın ulaştırılması ve uluslararası hukukun uygulanması açısından ciddi sınamalar doğurmaktadır. Savaşın ilk günlerinden bu yana Türkiye, tahıl koridoru girişiminden müzakerelere zemin hazırlayan diplomatik adımlara kadar pek çok alanda aktif rol üstlenmiş; insani yardımları ulaştırmak ve sivil kayıpların önüne geçmek için yoğun çaba sergilemiştir. Cumhurbaşkanımızın bu süreçlerde vurguladığı ‘Daha adil bir dünya mümkündür’ yaklaşımı, krizlerin ortaya çıkardığı ağır tabloya verilen güçlü bir yanıt niteliğindedir" ifadelerini kullandı. "Gazze’de bugün yaşananlar Batılı insan hakları söyleminin içinde bulunduğu krizi gözler önüne seriyor" Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Fahrettin Altun ise, krizlerin istisna değil yeni normal olduğu bir küresel düzenin içinde olunduğunu ifade ederek, "Bu yeni normal, ne yazık ki küresel düzlemde her şeyden önce bir adalet krizini ve bunu besleyen bir hakikat krizini beraberinde getiriyor. Böylesi bir ortamda insan hakları için mücadele etmek, her şeyden önce şerefli bir uğraştır. Bu adalet krizini ortadan kaldırmanın başlıca koşullarından biri. Ne var ki bu konuda insanlık, uluslararası sistem, iyi bir imtihan vermiyor. Srebrenista’dan Suriye’ye, Sudan’dan Gazze’ye pek çok örnek var gözlerimizin önünde. Gazze’de bugün yaşananlar birçok şeyle birlikte Batılı insan hakları söyleminin içinde bulunduğu krizi de gözler önüne seriyor. Batılı insan hakları söylemi ve kurumları ne yazık ki Gazze’de yaşananlara mani olmadığı gibi, İsrail’in işlediği soykırımın adını dahi koymakta başarılı olamıyor" dedi.
Avrupalı Türk Girişimciler Birliği’nden Karabük’te iki önemli ziyaret
10 Aralık 2025 Çarşamba - 11:24 Avrupalı Türk Girişimciler Birliği’nden Karabük’te iki önemli ziyaret Avrupalı Türk Girişimciler Birliği Genel Başkanı Orhan Buyurman ve yönetim kurulu, Karabük’te bir dizi nezaket ziyaretinde bulundu. Program kapsamında Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Karabük Valisi Mustafa Yavuz makamlarında ziyaret edildi. Karabük’te doğup büyüdüğünü belirten Avrupalı Türk Girişimciler Birliği Genel Başkanı Orhan Buyurman, Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya’ya gerçekleştirilen ziyaretten büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Buyurman, Başkan Çetinkaya’nın şehre kazandırdığı hizmetlerden dolayı teşekkür ederek sıcak kabullerinden ötürü şükranlarını iletti. Belediye ziyaretinde; Genel Başkan Yardımcısı Nizamettin Barutçu, Genel Sekreter Muharrem Uslubaş ve Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dursun Döngel hazır bulundu. Ayrıca Karabük Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Kazım Çamlı ile Belediye Meclis Üyesi Coşkun Aloğlu da heyete eşlik etti. Heyet daha sonra Karabük Valisi Mustafa Yavuz’u makamında ziyaret etti. Ziyarette Genel Sekreter Muharrem Uslubaş, Genel Başkan Yardımcısı Nizamettin Barutçu ve Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dursun Döngel de yer aldı. Samimi bir atmosferde gerçekleşen buluşmada, Avrupalı Türk Girişimciler Birliği ile Karabük arasındaki iş birliği olanakları değerlendirildi. Genel Başkan Orhan Buyurman, her iki ziyaretin de Karabük’ün gelişimine ve Avrupa’daki Türk girişimciler ile Türkiye arasındaki bağların güçlenmesine katkı sağlayacağına inandığını belirterek Başkan Çetinkaya ve Vali Yavuz’a nazik kabulleri için teşekkür etti.
Ak Parti’ye Yıldırım’da 7 bin yeni üye
10 Aralık 2025 Çarşamba - 11:17 Ak Parti’ye Yıldırım’da 7 bin yeni üye Bursa’da Ak Parti Yıldırım teşkilatlarına 7 binden fazla yeni üye kaydedildi. AK Parti Yıldırım İlçe Danışma Meclisi Toplantısı, teşkilat mensuplarının geniş katılımıyla gerçekleştirildi. Yıldırım teşkilatı, son dönemde yürüttüğü yoğun saha çalışmaları, mahalle buluşmaları ve üye faaliyetleriyle 7 bini aşkın yeni üyeyi partiye kazandırdı. Toplantıya AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Yıldırım İlçe Başkanı İrfan Akkaya, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, il ve ilçe yöneticileri, mahalle başkanları, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kolları temsilcileri ile çok sayıda partili katıldı. "Türkiye’nin en fazla üye yapan illerindeniz" İlçe danışma meclisi toplantısında Bursa’nın Türkiye genelinde en fazla üye yapan illerden biri olduğunu vurgulayan Başkan Davut Gürkan, "Osmangazi’de 8 bin’e yakın, Yıldırım’da ise 7 bin’in üzerinde üye kaydı yapıldı. Sizlerin üstün gayreti olmasaydı bunu başaramazdık" dedi. İl Başkanı Gürkan, pazar ziyaretlerinden mahalle buluşmalarına kadar her alanda teşkilatın yan yana durduğunu ve bunun güçlü bir "gönül birlikteliği" oluşturduğunu söyledi. "Yapamadıklarını anlatmakla meşguller" CHP’nin ise sürekli kendi içerisindeki tartışmalar, yolsuzluk soruşturmaları ve yerel yönetimlerdeki yetersiz yönetim anlayışı ile gündemde olduğuna işaret eden Gürkan, "Sürekli kendilerini aklamaya çalışıyorlar ama şikâyet eden de mahkemeye veren de yolsuzluğu yapan da yine kendileri." ifadelerini kullandı. Gürkan ayrıca, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala’nın TBMM’de yaptığı konuşmada CHP’nin iç durumunu en net şekilde ortaya koyduğunu da vurguladı. "Büyükşehir hizmet üretemiyor, mazeret üretiyor" İl Başkanı Davut Gürkan, konuşmasında Bursa Büyükşehir Belediyesi yönetimine yönelik eleştirilerini de yineledi. Başkan Gürkan, Büyükşehir yönetiminin her ay basın toplantısı yaptığını ancak bu toplantıların "hizmet özeti yerine mazeret listesine" dönüştüğünü belirterek, "Biz onlar gibi mazeret üretmiyoruz, hizmet üretiyoruz. AK Parti belediyeleri vatandaşa hizmet noktasında yarışıyor. Bursa’ya değer üstüne değer katıyor" dedi. Gürkan, Büyükşehir Belediyesi’nin dev bütçesine rağmen Yıldırım’da üretilen hizmetlerin yanına bile yaklaşamadığını kaydetti. Hanlar bölgesinde bir yıl kaybettirdiler Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ndeki projede yaşanan gecikmelere de dikkat çeken Gürkan, "Bizim iki hafta içinde faaliyete geçireceğimiz yeri tam bir yıl beklettiler. Sanki kendileri yapıyormuş gibi göstermeye çalıştılar. Bu Bursa’nın hakkı değil" ifadelerini kullandı. Göreve geldiklerinde su ücretlerine yapılan yüzde 25 indirimin yanlış hesaplandığını 18 ay sonra Büyükşehir yönetiminin itiraf ettiğini de hatırlatan Gürkan, "Susuz bıraktıkları Bursa’ya bu yanlış hesabın maliyeti tam 2 milyar TL" açıklamasında bulundu. "Bizim derdimiz millete hizmettir" "Bizim tek derdimiz her alandaki hizmeti milletimize ulaştırmaktır. Hemşehrilerimiz için proje üretmeye ve her zaman sahada vatandaşımız ile birlikte olmaya devam edeceğiz. AK Parti’nin farkı, milletin gönlüne girmek için çalışmasıdır." diye ifade etti. Toplantıda konuşan AK Parti Yıldırım İlçe Başkanı İrfan Akkaya, teşkilatın sahadaki yüksek temposuna dikkat çekerek, "Kapı kapı dolaşıyor, her bir vatandaşımıza dokunuyoruz. Hem hükümetimizin hem de belediyemizin çalışmalarını anlatırken halkımızın beklentilerini de kendilerinden dinleme gayesiyle tüm ilçe teşkilatımızla yorulmadan çalışıyoruz" dedi. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ise ilçede tamamlanan ve devam eden yatırımlara ilişkin kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından danışma meclisi oturumuna geçildi. Teşkilat mensuplarının soruları tek tek cevaplandı. Program, yeni üyelere rozet takdimi ile sona erdi.
İlkadım’dan kardeş belediyeye destek
10 Aralık 2025 Çarşamba - 11:10 İlkadım’dan kardeş belediyeye destek Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, belediyeler arası kardeşlik bağlarını güçlendirmek amacıyla Giresun Kovanlık Belde Belediyesi ile ortak projeler yapacaklarını söyledi. İlkadım Belediyesi’nin kardeş belediyesi Giresun Kovanlık Beldesi Belediye Başkanı Harun Kalıntaş, İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz’ı ziyaret etti. Başkanı İhsan Kurnaz, Başkan Harun Kalıntaş’ı ilk olarak belediye hizmet binasında ağırladı. Daha sonra ise İlkadım Belediyesi tesisleri ziyareti kapsamında Türk İslam Sanatları Merkezi, Öğrenci Durağı Acem ve Hanımeli Konağı gezildi. Başkan İhsan Kurnaz, tesislerle ilgili bilgilendirmeler yaptı. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Belediyeler arası kardeşlik bağlarını güçlendirmek amacıyla Giresun Kovanlık Belde Belediyemiz ile İlkadım Belediyemiz kardeş belediye olarak ilan edildi. Bu kapsamda iki belediye arasında iş birliği ve deneyim paylaşımı yapmak amacıyla Kovanlık Belediye Başkanımız Harun Kalıntaş bizleri ziyaret etti. Ziyaret kapsamında kendisine çalışmalarımız hakkında bilgi verdik, tesislerimizi gezdirdik. Ziyaretlerinden dolayı kendisine teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte iki belediye ortak projelerde buluşacak, yapılacak ortak çalışmalarda fikir alışverişinde bulunacak. Kısacası iki belediye arasında güzel bir ahenk sağlanacak. Bölgemizin iki güzide şehrinin belediyesinin bu kardeşlik bağını kıymetli buluyorum. Umuyorum ki çok güzel proje ve çalışmaların altına imza atacağız" dedi.
Adalet Bakanı Tunç: "Hiçbir makam yargı makamlarına emir, talimat veremez, iddianame boş demeyin"
09 Aralık 2025 Salı - 23:03 Adalet Bakanı Tunç: "Hiçbir makam yargı makamlarına emir, talimat veremez, iddianame boş demeyin" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Cumhuriyet savcıları delilleri araştırmak görevleridir. Yargı bağımsızlığı içerisinde bu işlemler gerçekleşir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasına müdahale edip durdurun diyemezsiniz. Anayasa 138 maddesi açıktır. Hiçbir makam yargı makamlarına emir, talimat veremez. İddianame boş demeyin" dedi. Bakan Tunç, TBMM Genel Kurulundaki Bakanlığının 2026 yılı bütçesine ilişkin sunumunun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. İBB soruşturmasına yönelik ilişkin yargı süreçleriyle ilgili eleştirilere cevap veren Tunç, "Bu soruşturmadan yönelik eleştirileriniz var. Bunu gürültü çıkararak, bağırarak yapmaya çalışıyorsunuz. 4 bin sayfalık iddianame ortada. Burada biz peşinen kim suçludur bizim buradan söylememiz mümkün değildir. Buna karar verecek olan mahkemelerdir. Cumhuriyet savcıları delilleri araştırmak görevleridir. Yargı bağımsızlığı içerisinde bu işlemler gerçekleşir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasına müdahale edip durdurun diyemezsiniz. Anayasa 138 maddesi açıktır. Hiçbir makam yargı makamlarına emir, talimat veremez. İddianame boş demeyin. Size o tavsiyeleri veren büyüğünüz var. Size o tavsiyeleri iki yıl önce Cumhurbaşkanı adayı gösterdiğiniz eski Genel Başkanınız diyor ‘Arının. CHP seçmenini üzmeyin ‘diyor" dedi.
Bakan Fidan: "Nusaybin ve mücavirindeki sınır kapılarının açılabilmesi için 10 Mart mutabakatıyla ilgili sürecin tamamlanması lazım"
09 Aralık 2025 Salı - 22:38 Bakan Fidan: "Nusaybin ve mücavirindeki sınır kapılarının açılabilmesi için 10 Mart mutabakatıyla ilgili sürecin tamamlanması lazım" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Suriye’de özellikle Nusaybin ve mücavirindeki sınır kapılarının açılabilmesi için 10 Mart mutabakatıyla ilgili sürecin tamamlanması ve merkez hükümetin bir noktaya gelmesi lazım" dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Fidan, dış politika konularının kapsamının çok geniş olduğunu, tüm başlıklara ayrıntılı şekilde değinmenin genel kurul formatı içinde mümkün olmadığını belirterek, ihtiyaç duyan milletvekilleriyle detaylı değerlendirmeler için bir araya gelmeye hazır olduğunu söyledi. Bakan Fidan, dış politikada kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini önemsediklerini, ancak güvenlik ve diplomasi alanlarında hassasiyet gerektiren konular bulunduğunu vurguladı. Bakan Fidan, bu nedenle bazı başlıkların kapalı oturumlarda daha kapsamlı şekilde ele alınabileceğini ifade etti. Türkiye’nin dış politikadaki başarısını somut göstergeler üzerinden değerlendirdiklerini aktaran Fidan, "Bir önceki güne nazaran ulaştığımız coğrafya artıyor, ihracatımız artıyor, enerji ve savunma alanındaki işbirliklerimiz gelişiyor. Daha az yaptırıma tabi oluyor, daha fazla güvenlik ittifakı kuruyoruz. Tüm bu göstergeler dış politika performansımızın güçlü olduğunu ortaya koyuyor" dedi. ABD’nin yeni güvenlik doktrininin küresel dengeleri etkilediğini belirten Fidan, bu belirsizlik döneminde ulus devletlerin sorumluluklarının arttığını kaydetti. "(Gazze’de) Biz teknik olarak da hukuki olarak da garantör bir ülke değiliz, garantör bir ülke de yok ayrıca" Gazze konusunda Türkiye’nin tutumuna işaret eden Bakan Fidan, "Şarm el-Şeyh’te biz arabulucu dört ülke olarak bir irade beyanına, niyet beyanına imza attık. Bu barışın devam etmesiyle alakalı. Biz teknik olarak da hukuki olarak da garantör bir ülke değiliz şu andaki süreçte. Garantör bir ülke de yok ayrıca. Hukuki olarak da teknik olarak da garantör bir ülke yok. Ama biz garantör sorumluluğunu almaktan çekiniyor muyuz? Çekinmiyoruz. Önümüzdeki dönemde yapılacak olan anlaşmalar, çalışmalar veya hukuki çerçeve bunu iktiza ettirirse memnuniyetle. Ama biz bir garantörmüşüz gibi sorumluluk yüklenmeye, işbirliklerini ilerletmeye, anlaşmaları yapmaya, açıkta ve kapalıda çalışma her zaman için hazırız ve buna da devam ediyoruz. İsrail’in ihlalleri devam ediyor mu? Sonuna kadar devam ediyor. Barış ilerletmeye gönlü var mı? Kesinlikle yok. Bunun farkında mıyız? Tabii ki farkındayız. Bunu sizlere burada ifade etti mi defaatle, tabii ki ifade ettim. Bütün zaten çabalarımız uluslararası toplumu, Amerika’yı, New York’ta, Washington’da Cumhurbaşkanımızın gayretleriyle bir noktaya getirmeye çalışmak nedendi? İsrail’in üstünde baskı uygulamak içindi. Bunda da başarılı olduk mu bugüne kadar? Kısmen başarılı olundu. İsrail bir noktaya getirildi. Amerika barış anlaşmasını sahiplendi ve ilerletmeye çalışıyor ve biz de buna elimizden gelen desteği veriyoruz. İstediğimiz oranda tabii ki gitmiyor. İstediğimiz oranda insani yardım içeriye gitmiyor. Ama bunun için de elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Nusaybin ve mücavirindeki sınır kapılarının açılabilmesi için 10 Mart mutabakatıyla ilgili sürecin tamamlanması lazım" Konuşmasının sonunda Suriye sınır kapılarıyla ilgili değerlendirme yapan Fidan, "Bizim politika olarak bütün sınır kapılarımızı açmaya niyetimiz var. Fakat Suriye’de özellikle Nusaybin ve mücavirindeki sınır kapılarının açılabilmesi için 10 Mart mutabakatıyla ilgili sürecin tamamlanması ve merkez hükümetin bir noktaya gelmesi lazım" değerlendirmesinde bulundu.