GÜNDEM - 13 Nisan 2025 Pazar 16:15

Ordulular, Gazze için yürüdü

A
A
A
Ordulular, Gazze için yürüdü

Ordu’da, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, yoğun bir katılımla düzenlenen yürüyüş etkinliğiyle protesto edildi.


Altınordu ilçesi 19 Eylül Ortaokulu önünde saat 13.30’da başlayan protesto yürüyüşüne binden fazla kişi katıldı. Protesto yürüyüşü sırasında İsrail aleyhine sloganlar atılarak, tekbir getirildi. Yürüyüş esnasında İsrail’e destek veren bazı markaların önünde bekleyen kalabalık, bu markalar aleyhine sloganlar attı. Yürüyüş, Ceren Özdemir Meydanı’nda sona erdi.


Burada ilk olarak Kur’an-ı Kerim okundu, sonrasında ise dualar edildi. Ordu Aile Platformu Başkanı Şenol Varol, burada topluluk adına yaptığı açıklamada, Filistin’de büyük zulümler işleyen işgalci İsrail’in, 7 Ekim 2023 sonrasındaki süreçte saldırılarını daha da artırdığını söyledi. İşgalci İsrail’in Gazze’ye yönelik sürdürdüğü saldırılarda 50 binden fazla masum sivilin şehit olduğunu, 115 binden fazla kişinin yaralandığını ya da sakatlandığını aktaran Varol, şehit olanların büyük kısmını çocuklar, kadınlar, yaşlılar, sağlık çalışanları ve gazetecilerin oluşturduğunu kaydetti.


Topluluk burada İsrail aleyhine sloganlar atarak boykot çağrısı yaptı, şehit olanlar için dua etti.



Ordulular, Gazze için yürüdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Soğuk hava hayvanları da vurdu Kayseri Veteriner Hekimler Odası Başkanı Akgün Ergül, uzayan mevsim geçişleri ve sıcaklık farklarının büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda solunum yolu hastalıklarını arttırdığını söyleyerek, "Yağışlardan kaynaklı sulak alanların çoğalması, merada kenelerin artmasına yol açtı" dedi. Mevsim geçişinin uzamasıyla bir takım hastalıkların ortaya çıktığı dönemle karşılaşıldığını söyleyen Kayseri Veteriner Hekimler Odası Başkanı Akgün Ergül, "Kış ayları biraz uzadı. Özellikle biraz daha yağmurlu ve karlı soğuk günler de devam ediyor. Aslında hayvanların artık kapalı ortamlardan meralarda yaylıma çıkması lazım. Tabi bu mevsim geçişinin de uzaması ile birlikte de bir takım mevsimsel hastalıklar veya paraziter enfeksiyonların da ortaya çıktığı bir dönemle karşı karşıyayız. Çünkü biz direkt hayvanlarla meşgul olduğumuz için özellikle de büyükbaş hayvanlarla. En başında havalarda artık gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkının çok olmasından dolayı solunum problemleri ile ilgili hastalıklar artık daha sık görülmeye başlandı. Bu amaçla da yetiştiricilerimiz, özellikle büyükbaş hayvanlarda bu problemi daha çok görürdü ama artık küçükbaşlarda da akciğer enfeksiyonlarını yoğun bir şekilde görebiliyoruz. Buna binaen koruyucu aşılarını ki özellikle yetiştiricilerimizin pnömoniye karşı, akciğer enfeksiyonlarına karşı hayvanlarını aşılatmaları bu dönemde daha uygun olacaktır. Çünkü tedaviden önce koruyucu hekimlik bizim en başında yapmış olduğumuz hekimlik standartlarımız. Aşılar her zaman için hayvanları bu hastalıklara karşı koruyacaktır" dedi. Ergül, yağışların ardından kenelerin de çoğalarak kene enfeksiyonlarının da sık görüldüğünü söyleyerek, "Bir de yağışlardan sonra daha sulak alanların da olması ile birlikte özellikle meradaki kenelerin de ki biz bu dönem özellikle küçükbaşlarda yoğun bir kene enfeksiyonu olduğunu görüyoruz. Keneler ısırdıkları zaman birçok hastalığı nakledebiliyorlar aynı insanlardaki kanamalı ateş gibi. Özellikle küçükbaş hayvanlarda da alerjik reaksiyonlara, sarılık ya da birçok hastalıklara yol açabiliyor. Bunun da tedbiri olarak sulandırıp pompalarla sıkabilecekleri ilaçlarla ya da hayvanlara enjeksiyon tarzında yapabilecekleri iğneler veya ense damlalarıyla hayvanlarını ilaçlarlarsa keneyle oluşabilecek paraziter enfeksiyonları da önlemiş olurlar. Çünkü bu dönemde her seneden daha fazla bir kene enfeksiyonu var ortalıkta. Hayvanların üzerinde de biz bunu görebiliyoruz. Özellikle koyunların kulaklarında, karın altlarında, koltuk altlarında yoğun bir kene enfeksiyonu bulunmaktadır. Bu da hayvanlarda ister istemez verim kaybına ve hastalıklara hatta ölümlere kadar giden de durumlar oluyor. Bunun için keneye karşı da hayvanlarımızı bu dönemde ilaçlamış olursak önümüzdeki dönemi rahat ve sağlıklı bir şekilde atlatmış olurlar" ifadelerini kullandı.
Aydın Öz çocuklarını öldürüp gömdüğü öne sürülen sanığın oğlu: "Annemin itirafçı olmasını istiyorum" Aydın’ın Söke ilçesinde öz çocuklarını öldürüp gömdüğü öne sürülen şahsın yargılandığı davaya devam edildi. Sanığın oğlu Vefa Keskin, "Annemin pişmanlık yasasından yararlanıp itirafçı olmasını istiyorum" dedi. İstanbul Arnavutköy ile Aydın’ın Söke ilçesinde yılın farklı dönemlerinde yaşamını sürdüren Keskin ailesiyle ilgili çarpıcı iddialar, 2021 yılında gelen bir şikayetle gün yüzüne çıktı. İddiaya göre baba Hüseyin Keskin, 2003 yılında henüz 1,5 yaşındaki oğlu Armağan Keskin’i döverek öldürdükten sonra cesedini gömdü. Bu olayın ardından başlayan soruşturma, farklı yıllara yayılan ve yeni ölümleri kapsayan bilgilerle derinleşti. 2006 ve 2013 yıllarında da benzer ölümler yaşandığı öne sürülürken, bazı vakaların ise yıllarca gizlendiği ifade edildi. 2004’te İstanbul’da yaşanan başka bir şüpheli ölüm olayı ile ilgili olarak yapılan mezar incelemeleri de dosyaya dahil edildi. Soruşturma kapsamında geçen yıl Söke’nin Demirçay Mahallesi’nde bulunan mezarlıkta iki çocuk mezarı Adli Tıp Kurumu uzmanları eşliğinde açıldı. Yapılan otopsi ve analizler sonucu kız bebeğin kafa travması ve iç organ hasarı nedeniyle hayatını kaybettiği belirlendi. Erkek bebeğin ölümü ise dış müdahaleye bağlı ’zorlamalı ölüm’ olarak kayıtlara geçti. Türkiye genelinde yankı uyandıran trajik olayla ilgili açılan davanın görülmesine Söke’de devam edildi. Mahkeme heyeti, davayı 26 Haziran tarihine erteledi. "Bu davanın açılması bir mücadeleydi" Sanık Hüseyin Keskin’in oğlu Vefa Keskin, 2021 yılında dava açılması için mahkemeye başvurduklarını ancak dava sürecinin başlatılmadığını belirterek, şimdi dava sürecinde olunmasının kendisi için bir kazanım olduğunu ifade etti. Keskin, "Her zamanki gibi karşımda her şeyi inkar eden, ’Bilmiyorum, hatırlamıyorum’ deyip üç maymunu oynayan bir ailem vardı. Tek başıma aileme karşı mücadele veriyorum. Her türlü suçlamaya, iddialara, iftiralara karşı ben öldürülen kardeşlerimin hakkını aramaya devam ettim. Bugün kardeşlerimle ilgili ilk duruşmaya katıldık. İlk duruşmaya katılabilmek de benim için büyük bir başarıydı. 16 kardeşiz, 8 kardeşimin ölümü var. 7 tanesi net, 8’inci de annemin 17’nci çocuğu ve düşük yapmıştı. Mahkemede bu düşük yaptığını hatırladığını söylüyor da, doğup öldürülen ya da ölü doğan çocuğunun ne zaman doğduğunu nasıl hatırlamıyor bunu anlamıyorum. Babam Hüseyin Keskin de kendisinin karşısında olan ve desteklemeyen herkese bir çamur atıp karalamaya çalışıyor. Mahkemelerde hakim ve savcıları satın alabilme gücümün olduğunu düşünüyor. Adli tıp uzmanlarına raporu benim para karşılığında yazdırabileceğimi iddia ediyor. Bugün annem hakkındaki denetimli serbestlik kaldırıldı. 2021 yılında ben şikayette bulunduğumda babam hakkında ’Soruşturmaya yer yoktur’ kararı çıkmıştı. 2016’da şikayetçi olduğumuzda da 2022’ye kadar dosya açılmadı. Bu durum fırtına öncesi sessizlikti. Şu anda bu karara sevinebilirler ama ben en ağır cezayı almaları için hukuki sürecime devam edeceğim. Bu konudan hiçbir zaman vazgeçmedim, bundan sonra da vazgeçmeyeceğim" dedi. "İtirafçı olmasını istiyorum" Annesi Ceyhan Keskin’in itirafçı olmasını istediğini belirten Keskin, "Annem, üzerindeki denetimli serbestliğin kaldırılmasına sevinerek babamı savunmaya devam ediyor. Kendisine buradan sesleniyorum. Bu adamın mağdurusun. 3 kardeşle bu adamın yanına kaçtın. Bu adam senin ablanla evlendi. Sen bu adama 17 tane çocuk doğurdun. Bu adamın mahkemede kullandığı ifade, ’Keşke benim yüzlerce çocuğum olsaydı’ diyor. Bu adam seni ne kadar sevdiğini söylerse söylesin sevgiyle alakası olmadığını açıkça görmen lazım. Mahkeme süreci tamamlanmadan pişmanlık yasasından yararlanabilir. Annem de eziyet gördüğünü ispatlayamazsa tabii ki yardımcı olurum. Vicdanının sesini dinleyip onca öldürülen çocuklarından sonra yaşayanların kıymetini bilebilmek ve onların yanında durabilmesi adına en az cezayı alabilmesi için pişmanlık yasasından yararlanıp itirafçı olmasını istiyorum" diye konuştu.
Muğla Birinci sınıf öğrencileri tarımla tanıştı Muğla’nın Bodrum ilçesinde öğrenim gören ilkokul 1. sınıf öğrencileri, Bodrum Belediyesi Garaova Tarım Parkı ziyaret ederek İsmail Hakkı Tonguç Tarım Okulu ve Müzesi’nde tarımla ilgili bilgiler aldı. Bodrum Güler Mustafa Kızılağaç İlkokulu 1. sınıf öğrencileri ile sınıf öğretmenleri Çiğdem Gülen Kaptan, Esra Ceyda Cengiz, Hacer Artan, Mahire Demirsoy ve Nuray Kaya Bodrum Belediyesi Garaova Tarım Parkı gezerek tarımın geçmişten günümüze gelişimi ve belediyenin tarımsal hizmetleri hakkında bilgiler aldı. Müzeyi gezen öğrencilere, Bodrum Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğünde görevli Ziraat Mühendisi Mehmet Top tarafından ata tohumu ve hibrit tohum arasındaki farklardan söz edilirken bölgede yaşayan insanların traktör yokken tarlalarını ve bahçelerini nasıl sürdükleri anlatıldı. Kara sabanın kullanımı ile ilgili bilgilerin de verildiği sunumda traktörden önce hayvanların gücünden faydalanarak tarlalarını sürme işleminin gerçekleştiğinden bahsedildi. Ayrıca, buğdayın gelişim sürecindeki aşamalar ve buğday hasadı da detaylı bir şekilde açıklandı. Dokumacılık, kök boyası ve dokumaların renklendirilmesinin de anlatıldığı gezide öğrenciler müzedeki eski tarım aletleri ve ata tohumlarını inceledi. Güler Mustafa Kızılağaç İlkokulu öğretmenleri gezinin amacının öğrencilerin doğadaki varlıkları gözlemleyebilmek, dinleme ve izleme becerilerini geliştirmek olduğunu belirtti. Gezi kapsamında öğrencilerin bitkileri, hayvanları ve tarımsal üretim süreçlerini yakından tanıma fırsatı bulduklarını söyledi. Öğrenciler yanlarında getirdikleri büyüteçlerle park içindeki bitki ve böcekleri incelerken parkın dört bir köşesinde lavanta bahçesinin içerisinde bulunan salıncaklarda sallanarak gönüllerince eğlendi. Yörük çadırını da inceleyen öğrenciler, yanlarında getirdikleri yiyeceklerle piknik yaparak geziyi tamamladı.