SAĞLIK - 07 Nisan 2025 Pazartesi 11:02

Uzman Klinik Psikolog Bilir: "İmposter Sendromu, mükemmeliyetçi kişilerde sık görülüyor"

A
A
A
Uzman Klinik Psikolog Bilir: "İmposter Sendromu, mükemmeliyetçi kişilerde sık görülüyor"

Başarılarının takdir edilmesine rağmen kişinin kendi başarına inanmaması ve takdiri hak etmediğini düşünmesinin yanı sıra başkalarını da aldattığını hissetmesinin sık görülen bir durum olduğunu belirten Acıbadem Bodrum Hastanesi’den Uzman Klinik Psikolog Özge Bilir; "Bu his, İmposter (Sahtekarlık) Sendromu olarak bilinen psikolojik bir durumun belirtisi olabilir. Üstelik toplumda görülme oranı çok yüksek bir sendromdur" dedi.



Kendi başarılarını kabullenemeyen ve elde ettiği sonuçları dış etkenlere bağlayan bireylerde görülen imposter sendromunun özellikle mükemmeliyetçi ve yüksek beklentilere sahip kişilerde yaygın görülen bir durum olduğuna dikkat çeken Acıbadem Bodrum Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Özge Bilir, bu kişilerdeki algı sorununu "İmposter sendromuna eşlik eden bilişsel çarpıtmalar, bireyleri gerçeklikten uzaklaştırabilir. Kişilerdeki ya hep ya hiç düşüncesi, zihinsel filtreleme, felaketleştirme ve zihin okuma gibi bilişsel yanılsamalar, bireyin kendi başarılarını görmezden gelmesine ve öz-değerini sorgulamasına yol açabilir" diyerek ifade etti.


1978 yılında tanımlanan imposter sendromunun yaygın görüldüğüne dikkat çeken Psikolog Bilir; önceleri sadece başarılı kadınlarda görüldüğü düşünülse de, bugün hem erkeklerde hem kadınlarda yaygın olarak rastlanan bir durum olduğunu, yapılan araştırmalara göre dünya genelinde yaklaşık yüzde 42, ABD’de ise yüzde 70 oranında görüldüğünü belirtti.


"Başarılarını görmeme eğilimindeler"


Uzman Klinik Psikolog Özge Bilir, bu sendromun bireylerin gerçek dışı duygularla hareket etmesine neden olduğunu belirterek, "Bireyler, başarılarını tesadüfe ya da dış faktörlere bağlama eğilimindedir. Başarılarını görmeme eğilimindedir. Mükemmeliyetçi oldukları için en küçük hataları bile büyütebilir ve kendilerini yetersiz hissedebilirler" dedi.


Bu sendromda kişilerin "yeterli hissedememe, başarılarını küçümseme ve tesadüfe yorma eğiliminde olduklarını belirten Bilir, yaşanan duygu durum ile ilgili şunları söyledi: "Diğer insanlar tarafından onaylansalar dahi inanmakta güçlük çekebilir hatta iltifatları kabul etmekte zorlanabilirler. Duygu ve düşüncelerini gösterebilme becerileri zayıftır. Endişelerini kontrol edebilmeleri zorlaşmıştır. Yardım talep etmek onlar için zordur çünkü başarısızlık göstergesi olarak yorumlarlar. Başkalarını övmek ve onların başarılarını gözlerinde yüceltme konusunda sıkıntı yaşamazlar fakat durum kendi başarılarına gelince onları yok sayarlar"


"Mükemmeliyetçi anne babalar, çocukları etkiliyor"


Çocukluk çağında aileden duyulan ve öğretilen inanışların çocukları çok etkilediğini, bu sendromun özellikle mükemmeliyetçi ebeveynlerin çocuklarında daha sık görüldüğüne dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ailesinin isteklerini karşılamaya çalışan çocuklar, yetişkinliklerinde bu durumu yaşamaya yatkındır. Fazla baskıcı bakım verenlerle büyümek, performans kaygısına sahip olmak, yaşadığımız toplumun normları da bireyleri etkilemektedir. Güvensizlik ve düşük özgüven de nedenler arasındadır. Ayrıca iş yaşamında da görülen bir sendrom. Kariyerinin başındaki kişilerde, yüksek başarı gösteren bireylerde de yaygındır. Kadınlarda görülme sıklığının daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Cinsiyet ayrımcı yaklaşımlar, eşit olmayan çalışma şartları ve başarıların yeterince fark edilmemesi, bu sendromun gelişiminde etkili faktörlerdendir"


"10 farklı düşünce kalıbı görülüyor"


İmposter Sendromu olan kişilerde belli başlı bazı düşünce kalıpları görüldüğü belirten Bilir; "Zihin Okuma, Felaketleştirme, Ya Hep Ya Hiç Tarzı Düşünme, Duygudan Sonuca Atlama, Etiketleme, Zihinsel Filtreleme, Aşırı Genelleme, Kişiselleştirme, Zorunluluk İfadeleri, Olumluyu Azımsama olarak 10 farklı düşünce şekilleri olarak gruplandırılmıştır. Ayrıca davranış kalıpları da vardır; her işi mükemmel yapmak isterler. Kusursuzluk arayışı en küçük hatayı bile büyütmelerine neden olur. Aşırı çalışırlar. Fazla sorumluluk alıp kontrolcü davranma eğilimi gösterirler. Yeni bir zorlukla karşılaşınca kendilerini kolayca yetersiz hissedebilirler. Ayrıca grup çalışmalarından kaçınmayı, bağımsız çalışmayı tercih ederler" dedi.


"Nasıl başa çıkabilirsiniz?"


Uzman Klinik Psikolog Özge Bilir, imposter Sendromu ile başa çıkma konusunda kişilerin şu adımları atabileceğini belirterek şu önerileri dile getirdi; "Gerçekçi beklentiler oluşturun ve başarılarınızı göz ardı etmeyin. Olumsuz iç sesinizi sorgulayın, eleştirilerinizi kanıtlarla destekleyin. Kıyas yapmaktan kaçının ve hatalara alan tanıyın. Performans anksiyetesine neden olan düşünceleri fark edin. Bir uzmandan profesyonel destek almaktan çekinmeyin. Kendinizi sürekli olarak başarılarınızı sorgularken buluyorsanız, bu düşünce kalıplarının sizi gerçeklikten uzaklaştırdığını fark etmek ve psikoterapi desteği almak, öz-güveninizi geliştirme yolunda atılacak en önemli adımlardan biri olabilir. Bu noktada bilişsel davranışçı terapiler, kişinin olumsuz düşüncelerini fark etmesine ve gerçekçi beklentiler oluşturmasına yardımcı olabilir"


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu Belediyesi’nden su ücretinde yeni dönem: "Zenginden daha fazla, fakirden daha az alıyoruz" Bolu Belediye Meclisi’nin nisan ayı 2. birleşiminde su ücretlerinin zenginden daha fazla fakirden de daha az alınacak şekilde alınması oy birliği ile kabul edildi. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Zenginden daha fazla, fakirden daha az alıyoruz. Ama toplamda yine aynı miktarı topluyoruz" dedi. Bolu Belediye Meclisi Nisan ayı 2. birleşimi bugün gerçekleşti. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan başkanlığında yapılan toplantıda, Plan ve Bütçe Komisyonu ile Çeşitli İşler Komisyonu’na ortak havale edilen konular görüşüldü. Bolu Belediyesi 2024 Yılı Faaliyet Raporu, hazırlandığı şekliyle aynen kabul edildi. Gündemin (b) bendinde ise su ücretleriyle alakalı tarihi bir karar alındı. Karara göre artık lüks konut sahipleri daha fazla su ücreti öderken, dar gelirli vatandaşlar yüzde 50 indirimli tarifeden yararlanacak. CHP’li Meclis Üyesi Ali Sarıyıldız tarafından okunan teklifte şu ifadelere yer verildi: "2025 yılı Gelir Tarife Cetveli’nin 52. sayfasına, 01.05.2025 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 9. madde olarak aşağıdaki maddenin eklenmesine karar verilmiştir: ‘Meskenlerde kullanılan suların m ücretleri (KDV hariç), 15.12.1982 tarih ve 17899 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bina İnşaat Sınıflarının Tespitine Dair Cetvel’e göre 1. Grup: Lüks inşaat-mevcut ücret tarifesinin yüzde 50 fazlası, 2. Grup: 1. sınıf inşaat-mevcut ücret tarifesinin yüzde 15 fazlası, 3. Grup: 2. sınıf inşaat-mevcut ücret tarifesi, 4.Grup: 3. sınıf ve basit inşaat-mevcut ücret tarifesi üzerinden yüzde 50 indirim uygulanacaktır." Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, gündem maddesine ilişkin yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Arkadaşlar, bu konuyla ilgili sosyal medyadan bir çağrıda bulundum: ‘Acaba bu nasıl değerlendiriliyor?’ diye sordum. Bu çağrının ciddi anlamda karşılık bulduğunu fark ettim. Ayrıca farklı uygulamaların da olduğunu bu vesileyle öğrendim. Örneğin İskandinav ülkelerinde trafik cezaları bile gelire göre kesiliyormuş. Türkiye’deki gibi sabit bir rakam değil; gelir yüksekse ceza yüksek, düşükse ceza da düşük oluyormuş. Bir de biz Anayasamızın 73. maddesini sanki toplum olarak unutmuşuz. 73. madde, ‘Vergi ödevi’ başlığı altında şunu söylüyor: Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Yani Anayasamız diyor ki: ‘Kamu giderlerini karşılamak için herkesten eşit almayacaksın, mali gücüne göre alacaksın.’ Bu sadece vergi için değil; su gibi belediye gelirleri kapsamında yer alan vergi dışı ücretler için de geçerli. Nitekim, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 97. maddesi de bu doğrultuda düzenlenmiş. Orada da deniyor ki: ‘Kamu giderleri eşit değil, mali güce göre karşılanır.’ Ayrıca araştırmalarım sırasında Maliye Bakanlığı’nın bir tebliğine de rastladım: Seri No: 31. Bu tebliğde açıkça şöyle deniyor: ‘Ücretler belirlenirken,Anayasa’nın 73. maddesine göre hareket edilecektir.’" "Zenginden daha fazla, fakirden daha az alıyoruz" Konuyla ilgili önceden yaptığı duyurular sebebiyle başka illerin belediye başkanlarının kendisini aradığını söyleyen Başkan Özcan, "Aslında bu uygulamayı çok daha önce hayata geçirmemiz gerekiyordu. Sosyal medyadaki paylaşımımdan sonra birkaç belediye başkanı da beni aradı; onların da aklına yattı. Komisyonda muhalefet partisine mensup arkadaşlar da destek verdi. Büyük ihtimalle bizden sonra onlar da bu uygulamaya geçeceklerdir. Özetle şunu yapıyoruz: Zenginden daha fazla, fakirden daha az alıyoruz. Ama toplamda yine aynı miktarı topluyoruz." Özcan’ın konuşmasının ardından madde, komisyondan geldiği şekliyle mecliste oy birliğiyle kabul edildi.