ASAYİŞ - 29 Aralık 2025 Pazartesi 14:13

Yangında engelli çocukları bulunan ailenin evi küle döndü

A
A
A
Yangında engelli çocukları bulunan ailenin evi küle döndü

Mersin’in Erdemli ilçesinde, 2’si engelli 5 çocuklu ailenin müstakil evinde çıkan yangın paniğe neden oldu. 2 kardeşin o anda dışarıda olması üzücü bir olayın yaşanmasına engel olurken, ev küle döndü.


Yangın, ilçeye bağlı Kocahasanlı Mahallesi Sultan Sokak’taki 2’si engelli 5 çocuğu olan baba Talip ile anne Zübeyde Kılıç’ın yaşadığı müstakil bir evde meydana geldi. 16 yaşındaki Büşra Kılıç ile engelli kardeşinin evin bahçesinde olduğu sırada yangın çıktı. Bu sırada evin üst katına çıkan Büşra, duman ve alevlerin yükseldiğini görünce 112 Çağrı Merkezi’ni arayıp yardım istedi. Olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri evden yükselen alevlere müdahale ederek yangını söndürdü. Yangında evdeki tüm eşyalar küle döndü.


Aşağıda kardeşiyle birlikteyken yukarı çıkıp baktığındaki alt kattaki pencereden dumanı çıktığını fark ettiğini belirten Büşra Kılıç, "Ev yanıyordu, itfaiye aradık. Odada televizyon vardı, çekyat vardı, hepsi yandı" dedi.


Öte yandan babanın işte, annenin ise engelli kardeşlerden diğerini eğitim gördüğü okula götürdüğünde olayın yaşandığı öğrenildi.


Yangınla ilgili soruşturma sürüyor.



Yangında engelli çocukları bulunan ailenin evi küle döndü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Evrensel bu yardım çağrısı hayati önem taşıyor Tokat’ta motosiklet kazası süsü verilen Hatice Yalman cinayeti sonrası, genç kadının olaydan iki saat önce markette yaptığı "sessiz yardım çağrısı" işareti yaptığı, market çalışanının bunu fark etmediği öğrenildi. Hukukçular bu evrensel işaretin toplum tarafından bilinmesinin hayati önem taşıdığına dikkat çekti. Tokat’ta motosiklet kazası süsü verilen Hatice Yalman cinayeti duruşması sürüyor. Sanıklar geçtiğimiz günlerde ilk kez hâkim karşısına çıkarken, Yalman’ın ölmeden 2 sat önce, cinayet zanlısıyla birlikte girdiği markette "sessiz yardım çağrısı" yaptığı, ancak market çalışanının bunu fark etmediği ortaya çıktı. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Avukat İrem Kükrer Gezer, kadınlara yönelik şiddetin Türkiye’de endişe verici boyutlara ulaştığını vurgulayarak; "2025 yılında Türkiye’de ne yazık ki 350’ye yakın kadın cinayeti işlendi. Bu vakaların yaklaşık yüzde 63’ü kadınların en güvende hissetmeleri gereken ev ortamında yaşanıyor. Geri kalan yüzde 37’si ise sokakta, toplum içinde ve gözlerimizin önünde gerçekleşiyor. Bu tablo bize şiddet riskinin öngörülebilir olduğunu açıkça gösteriyor" dedi. "Bu işaret dünyanın her yerinde ’sessiz çığlık’ anlamı taşıyor" Sessiz yardım çağrısı işaretinin toplum tarafından mutlaka bilinmesi gerektiğini belirten Gezer, "El kameraya dönükken baş parmağın avuç içine alınması ve diğer parmakların kapatılmasıyla yapılan bu işaret, kadınların sözlü olarak yardım isteyemedikleri anlarda kullandıkları son derece güçlü bir çağrıdır. Bu işaret dünyanın her yerinde ‘tehdit altındayım’ demektir. Tıpkı trafik ışıkları gibi evrensel bir anlam taşır" diye konuştu. Gezer ayrıca, Tokat’ta yaşanan bu olayda genç kadının markette bu işareti kullanmasına rağmen çevrede bulunan görevlilerin işaretin anlamını bilmemesi nedeniyle acı sonun yaşandığını belirterek, KADES uygulamasının önemine de dikkat çekti. KADES’in yalnızca bir uygulama değil, devletin şiddet riski altındaki kadınlara yönelik koruma yükümlülüğünün dijital bir yansıması olduğunu ifade etti.