ÇEVRE - 10 Kasım 2024 Pazar 11:52

Mersin Yenişehir’de safran üretimi 4. yılına girdi

A
A
A
Mersin Yenişehir’de safran üretimi 4. yılına girdi

Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesi ve Yenişehir İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle 2021 yılında hayata geçirilen Değirmençay Safran Yetiştiriciliği Projesi kapsamında üretilen safranın hasadı bu yıl da yapıldı.


Yenişehir Belediyesi ilçede alternatif ürün yetiştirilmesini sağlamak ve üreticiyi desteklemek için çalışmalarını sürdürüyor. Yenişehir’de yüksek katma değerli ürünler elde etmek amacıyla hayata geçirilen Değirmençay Safran Yetiştiriciliği Projesi dördüncü yılına girdi. Değirmençay Mahallesi’nde yapılan safran hasadına Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’in yanı sıra TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Ömer Kahyaoğlu, Değirmençay Mahalle Muhtarı Rıdvan Işık, belediye meclis üyeleri, üreticiler ve vatandaşlar katıldı. Hasadın ardından Yenişehir Belediyesi tarafından vatandaşlara safranlı pilav da ikram edildi.



“Türkiye’nin en çok safran üreten ilçelerinden biri olabiliriz”


Yenişehir’de geniş tarımsal araziler bulunmadığını, dolayısıyla dar alanda yüksek verim elde edilebilecek ürünlerin yetiştirilmesi için bir çaba içerisinde olduklarını belirten Başkan Özyiğit, safran üretiminin de buna örnek olduğunu söyledi. Türkiye’nin büyük safran üretiminin yapıldığı ilçelerden biri olmayı hedeflediklerine dikkat çeken Özyiğit, “Bu projeyi 4 yıl önce başlattık. İyi sonuçlar aldık, bunun da bizi yeni adımlara doğru taşıyacağını biliyoruz. Gerekliliklerini yerine getireceğiz. Yenişehir’in diğer ilçelere göre geniş tarım arazileri yok ama verimli topraklardayız. Kısıtlı alanlarda daha yüksek verim elde edeceğimiz ürünler ekmeliyiz. Gün geliyor narenciye üreticileri ürünlerinden gelir elde edemiyor. Bahçesini sökme noktasına gelen üreticilerimiz oluyor. Bu konuda yöneticiler olarak ön açıcı olmak gibi bir görevimiz var. Bu kıymetli projede bunun bir örneği. Safranbolu’da yıllık safran rekoltesi 30-35 kilogram civarında. Yenişehir’de çoğalan safran soğanlarını doğru biçimde kullanmamız halinde Türkiye’nin en çok safran üreten ilçelerinden biri olabiliriz" dedi.


Arı merası oluşturduklarını ve tıbbı aromatik bitkiler üzerine çalışmalar da yapacaklarını belirten Özyiğit, “Kurduğumuz Yenişehir Tarımsal Kalkınma Kooperatifi aracılığıyla Değirmençay’da 600 dönümlük arı merası çalışmalarımızı tamamladık. 600 arı kovanı alanı oluşturduk. Yılın 11 ayında çiçek açacak bitkiler ektik, arıların beslendiği bir alan olacak. Ayrıca aynı bölgede kooperatiflerimiz kanalıyla tıbbı aromatik bitkiler üretmek için çalışmalarımız da var" diye konuştu.



“2025 yılı Yenişehir için çok önemli bir yıl olacak"


2025 yılını ’Yeşil Yenişehir Yılı’ ilan ettiklerini ve bu kapsamda yapacakları çalışmalarla ilgili bilgi veren Başkan Özyiğit, yapay zekayı kullandıklarına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Doğayı ve çevreyi korumamız lazım. Suya çok önem vermemiz gerekiyor. 2050 yılı sıfır emisyon eylem planını hazırlayan Türkiye’nin ilk ilçe belediyesi olduk. Yenişehir’in dijital ikizini çıkardık. Yapay zeka destekli çalışmalar yapıyoruz. Bunu yapan Türkiye’nin ilk belediyesiyiz. Hangi ağacın hangi bölgede daha faydalı olacağı ile ilgili ölçüm yapıyoruz. Öksüz Deresi kenarındaki alanda temizlik ve ağaç dikimi yapıyoruz. Buraya dikeceğimiz ağaçları seçerken, yapay zeka ile ölçüm yaptık. Harnup ağacının en uygun tür olduğunu gördük. Ve oraya harnup ağaçları ekeceğiz. Stratejik planımızı hazırlarken 2025 yılını ’Yeşil Yenişehir Yılı’ ilan ettik. Yeşil Toroslar ile mavi Akdeniz’i birleştirerek, neyi nasıl yapacağımızı planlıyoruz. İş birliği yapacağımız kurumlar var. Daha yeşili, daha yaşanabilir bir Yenişehir’i oluşturmak için hangi eylemi yapacağımızı planlıyoruz. 2025 yılı Yenişehir için çok önemli bir yıl olacak. Çevremize, doğaya, iklime özen göstermeliyiz. Üretmeye devam edeceğiz. Solucan gübresi üretiyoruz. Kırsal mahallelerimize dağıtıyoruz. Üretimi canlandırmamız lazım ama bunu yaparken, kimyasaldan uzaklaşıp, çevreci yöntemler geliştirmemiz de gerekiyor.”


Yenişehir İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Ömer Kahyaoğlu da projenin öneminden söz ederek, üreticilere destek vermeye devam edeceklerini belirtti.



Mersin Yenişehir’de safran üretimi 4. yılına girdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.