GÜNDEM - 12 Kasım 2025 Çarşamba 13:34

Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz:

A
A
A
Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz:

Gazze’de sağlanan ateşkesin ardından çalışmalarını hızlandıran Kızılay, bölgedeki acil ihtiyaçları karşılamak amacıyla hazırlanan ’18’inci Gazze İyilik Gemisi’ni Mersin Limanı’ndan törenle uğurladı.


Türk Kızılay, Gazze’de devam eden insani krizin etkilerini azaltmak için yardım faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda içerisinde yaklaşan kış mevsimi öncesinde gıda ve battaniye ağırlıklı olmak üzere yaklaşık 800 ton temel insani yardım malzemesi bulunan 18. İyilik Gemisi, Mersin Valisi Atilla Toros, Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ercan Atasoy’un da katıldığı törenle Mersin Limanı’ndan Gazze’ye dualarla uğurlandı.



"Gazze açık hava hapishanesine döndü"


Uğurlama töreninde konuşan Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Gazze’nin son 2 yılda bir açık hava hapishanesine döndüğünü söyledi. Gazze’nin, annelerin çocuklarına yemek bulamadığı, babaların evlerinin üzerine ne zaman bomba yağacağını bilmediği bir dönemden geçtiğini vurgulayan Yılmaz, "Dönem dönem yardımları ulaştırabildik, öyle dönemler geldi ki, kapılar tamamen kapandı ve içeriye tek bir yardımın giremediği dönemler yaşadık. Hastaneler bombalandı, insanlar yakınlarını kaybetti, çocuklarının cenazelerine ulaşamadı ya da babalar çocuklarının cenazesini eliyle gömdü. Ama bugün artık ateşkesin sağlandığı, umuyoruz ki kalıcı ateşkes olsun, umuyoruz ki kalıcı barış olsun bir Gazze var önümüzde. Şu anda artık elimizde yardım edebileceğimiz yollar var. Bu yolları değerlendirmek ve hızlıca harekete geçmek, ulaşamadıklarımıza ulaşmak, el veremediklerimize el vermek üzere iyilik gemileri serimizi yeniden başlattık" dedi.



"Kızılay, savaş boyunca Gazze’de varlığını sürdürdü"


En son 17. İyilik Gemisinin yine Mersin’den İçişleri Bakanının katılımı ile AFAD koordinasyonunda Gazze’ye uğurlandığını hatırlatan Yılmaz, "Bugün de 18. İyilik Gemimizi Gazze’ye uğurluyoruz. Yolların kapandığı dönemde bile içeride delegasyonumuz olduğu için aş evleri aracılığı ile bir taraftan yemek dağıtımına devam ettik. 21 bin olan sıcak yemek dağıtımımızı 35 bine çıkardık. Her gün 35 bin kişiye sıcak yemek dağıtımına devam ediyoruz. Bir tarafından oradaki hastaneleri destekliyoruz, Filistin Kızılay’ının sağlık alanındaki operasyonlarına katkı veriyoruz. Temiz su dağıtımını sağlamaya çalışıyoruz, gıda kolisi dağıtıyoruz. Dolayısıyla aslında 2 senedir, her ne kadar dalgalı bir içeriye giriş söz konusu da olsa, az veya çok oradan elimizi hiç çekmemeye çalıştık. Bunun dışında tabi ki, duamızı hiç esirgemedik" diye konuştu.



Kışlık malzemeler de gemide


Kış aylarının gelmesi dolayısıyla 18. İyilik Gemisinde kışlık malzemeler de gönderileceğini dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti; "7 bin 500 battaniyemiz var. Yine yemeye hazır gıda malzemelerimiz var. Bunlar açıldığı zaman direk tüketilebilecek malzemeler. Çünkü içeride çok fazla yetim var, öksüz var, annesini babasını kaybetmiş çocuklar var ya da tek başına yaşayan yaşlılar var, engelliler var kolunu bacağını kaybetmiş. Onlar için sıcak yemek üretmek bir zorunluluk bizler için ya da hazır gıda göndermek zorunluluk. Ama bir taraftan da hala bunca zorluğuna rağmen çadırda da yaşasa tenceresini kaynatamayan aileler var. Onlar için de 50 bin gıda kolisi var. Bu gıda kolileri içerisinde 5 kişilik bir ailenin bir aylık ihtiyacını karşılayacak kuru gıda bulunuyor."



"1 milyon kurban konservesi ulaştırıldı"


17. İyilik Gemisi ile beraber 510 bin kurban konservesi gönderildiğini hatırlatan Yılmaz, "Orada bekleyen kurban konservelerimiz ve bugüne kadar gidenlerle beraber 1 milyon kurban konservesinin Kızılay bağışçıları eliyle ulaştığının müjdesini verebilirim. Bu kurban konserveleri hala bizim aşevlerinde bir taraftan sıcak yemeğe dönüştürülüyor, bir taraftan da ailelere dağıtılmaya devam ediyor. Tabi ki bu bugün başlayan bir operasyon değil, bugün sonlanacak bir operasyon da değil. Bizim ümidimiz, beklentimiz şudur ki; o kapılar açılsın, kalıcı ateşkes başlasın, biz oraya çok daha fazlasını yapalım, çok daha hızlı bir şekilde onların yanına gidelim. Elimize çiçekleri alalım, kendimiz de gidelim. Orada bir çocuk gördüğümüzde kalbimiz dayanmıyor. Onlara sarılalım, geldik merak etmeyin, güvendeyiz diyebilelim. Bunun ümidini, duasını taşıyoruz. Bir taraftan da iyilik gemilerimizi göndererek aslında Türk milletinin şefkatini, dayanışmasını, ümidini ve duasını oraya göndermeye devam ediyor olacağız. Ümit ediyoruz ki, dünyanın hiçbir yerinde böyle zorluklar yaşanmasın. Gazze, belki son yüzyıl, bin yılda hatırlanan ve hatırlanmaya devam edilecek olan bir yıkım yaşadı. İnşallah ayağa kalksın ve ayağa kalktığı günleri de görelim. Gazze ayağa kalkıncaya kadar yanında olmaya devam edelim" dedi.


Konuşmaların ardından iyilik gemisi dualarla uğurlandı.



Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz:

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Iğdır’da dağcılıkta tarihi adım Doğunun Çukurova’sı olarak bilinen Iğdır, sahip olduğu doğal zenginlikler ve özellikle sınırında yer alan Ağrı Dağı ile dağcılık ve doğa sporları alanında dikkat çekmeye devam ediyor. Türkiye’nin en yüksek zirvesi olan 5 bin 137 metre rakımlı Ağrı Dağı, her yıl yerli ve yabancı çok sayıda dağcıyı bölgeye çekiyor. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük dağı olan Ağrı Dağı’na sınırdaki il olarak ev sahipliği yapan Iğdır’da, dağcılık alanında önemli bir gelişme yaşandı. Yıllardır dağcılıkla ilgilenen Muhammet Akkuş, federasyon bünyesinde aldığı eğitimleri tamamlayarak birinci kademe dağcılık antrenörü oldu. Akkuş, bu unvanla Iğdır tarihinin ilk ve şu an için tek dağcılık antrenörü olma özelliğini taşıyor. Iğdır’ın coğrafi yapısına dikkat çeken Muhammet Akkuş, bölgenin bugüne kadar yeterince değerlendirilemediğini ifade etti. Akkuş, "Iğdır tarihine baktığımızda, dağlarla çevrili, yeşil ve çok güzel bir ovada yaşadığımızı görüyoruz. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük dağına sahibiz ama bugüne kadar bu bölgede dağcılık anlamında eğitim almış, bu işi profesyonel olarak yapıp Iğdır’ı temsil eden kimse olmamıştı" ifadelerini kullandı. Yıllardır dağcılık sporu ile ilgilendiğini dile getiren Muhammet Akkuş, bu sporu daha bilinçli ve profesyonel bir noktaya taşımak için federasyon eğitimlerine başladığını vurguladı. Akkuş, "Dağcılığı daha profesyonel yapmak istedim. Federasyon bünyesinde eğitimlere başladım, geçen yıl eğitimleri tamamladım ve antrenörlük sınavlarını kazandım. Bu yıl itibarıyla birinci kademe antrenör oldum. Şu an Iğdır’ın ilk ve tek dağcılık antrenörüyüm" dedi. Bu sürecin sadece Iğdır’la sınırlı olmadığını aktaran Akkuş, kendisiyle birlikte bu spora başlayan Alpay Korkmaz’ın da Kars ve Ardahan bölgelerinde antrenörlük görevini üstlendiğini söyleyerek, "Bölgemiz için bu çok önemli bir gelişme. Alpay Korkmaz arkadaşımız da Kars ve Ardahan’ın antrenörü oldu. Böylece bölgede iki antrenör olarak çalışmalara başladık. Bu sene Allahuekber Dağları’nda şehitlerimiz için yapılan tırmanışta Alpay arkadaşımız federasyon bünyesinde dağcılarla birlikte liderlik yaptı. Buradan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum" şeklinde konuştu. Hedeflerinin yalnızca eğitim vermek olmadığını sözlerine ekleyen Antrenör Akkuş, Ağrı Dağı’nı ve bölgeyi ulusal ve uluslararası alanda daha görünür hale getirmek istediklerini belirterek, "Iğdır sınırında bulunan Ağrı Dağı ile artık dünyaya bu alanda hizmet vermek istiyoruz. Özellikle kuzey rotalarını daha aktif hale getirmeyi hedefliyoruz. Antrenörlüğün yanında tanıtım çalışmalarına da ağırlık vereceğiz. Burası sadece dağcılık için değil; yamaç paraşütü, buzul tırmanışı ve kayak sporları için de çok uygun. Şelalelerimiz, buzullarımız var. Coğrafya inanılmaz zengin. İnşallah Alpay Korkmaz’la birlikte bu bölgede lokomotif oluruz. Gençlerimize örnek oluruz. Eğitimler, tırmanışlar ve uçuşlar yaparak hem ülkemizi hem de memleketimizi uluslararası alanda temsil edecek sporcular yetiştirmek istiyoruz. Kısacası bu bölgeyi tırmanış, uçuş ve kayak sporlarıyla kalkındırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.