ÇEVRE - 07 Nisan 2025 Pazartesi 13:39

Malatya’da, kayısı üreticilerine "çil ve monilya" uyarısı

A
A
A
Malatya’da, kayısı üreticilerine "çil ve monilya" uyarısı

Malatya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özcan, yoğun yağmur nedeniyle kayısı ağaçlarında görülen hastalık ve zararlar hakkında uyarılarda bulundu.


Malatya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özcan, yaptığı yazılı açıklamada son günlerde aşırı yağan yağmur nedeniyle kayısı ağaçlarında görülen hastalık ve zararları hakkında bilinçli ve etkili mücadele edilmesini gerektiğini belirterek, yaprak delen (çil) ve monilya hastalığına karşı alınması gereken önlemleri aktardı.


Özcan, Malatya’nın en önemli tarımsal ihraç ürünü olan kayısıda monilya ve çil hastalıklarının meyve kalitesi ve ağaç verimini düşürdüğünü ifade ederek, "Özellikle çiçeklenme ve küçük meyve dönemine rastlayan yağışlı havalar monilya ve çil hastalıklarının yayılmasına yol açmakta ve kayısı üreticilerimizi mağdur etmektedir. Çiçek monilyası (Monilinia laxa) kayısı, şeftali, kiraz, erik, vişne ve bademe de zarar vermektedir. Hastalanmış çiçekler kaynar suda haşlanmış gibi şekil almakta, daha sonra kahverengileşip kurumaktadır. Hastalanmış ve kurumuş dallar meyve bağlamamaktadır" şeklinde konuştu.



Monilya hastalığına karşı kayısı ağaçlarında çiçeklerin yüzde 5-10’nu açtığında birinci ilaçlamanın yüzde 90-100’ü açtığında ise ikinci ilaçlamanın yapılması gerektiğini vurgulayan Özcan, "Kayısı ağaçlarına ciddi zarar veren bir başka hastalık da yaprak delen de denilen çil hastalığıdır. Bu hastalık ağaçların yaprak, meyve, tomurcuk ve genç dalları üzerinde belirti oluşturmaktadır. Genç yapraklarda başlangıçta bir milimetre çapındaki yuvarlak-kırmızı lekeler daha sonra kahverengine dönüşür. Zamanla yapraklarda delikler oluşur. Çil hastalığı ayrıca kayısı çağalaları üzerinde 1-2 milimetre çapında siyah siğil şeklinde lekeler oluşturur. Hastalıkla mücadele yapılmadığı takdirde meyve üzerindeki lekeler birleşerek meyve yüzeyini tamamen kaplar, meyvenin kalitesini ve ticari değerini düşürür. Çil hastalığının çok şiddetli olduğu durumlarda yaprak ve meyve dökümleri de meydana gelir. Çil hastalığıyla mücadele için sonbaharda yaprak dökümünden hemen sonra yüzde 2-3’lük bordo bulamacı ile birinci ilaçlama yapılır. İkinci ilaçlama, ilkbaharda pembe tomurcuk döneminde, üçüncü ilaçlama meyveler kürkünden çıkmaya başladığında, dördüncü ilaçlama ise meyve zeytin çekirdeği büyüklüğüne ulaştığında kimyasal ilaçlama yapılmalıdır" dedi.



Özcan, monilya ve çil hastalıklarıyla yapılan ilaçlamanın bu hastalıklardan koruma amaçlı olduğunu kayısı üreticilerinin hiçbir zaman unutmaması gerektiğinin altını çizerek, "Yani ağaçların monilya ve çil hastalıklarına yakalanmadan ilaçlamanın yapılması hayati önem taşımaktadır. 2025 yılında kayısı ağaçlarının çiçeklenme ve küçük meyve döneminin oldukça yağışlı geçmesi ve yağışlarının önümüzdeki günlerde de devam edeceği dikkate alınarak üreticilerimizin çil ve monilya hastalıklarına karşı dikkatli olmaları, kayısı ağaçları hastalığa yakalanmadan, zamanında ve doğru ilaçlarla mücadele etmeleri büyük önem taşımaktadır. Kayısı üreticilerimiz Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine başvurarak yaş ve kuru kayısıda ihracata mani olmayacak ilaçlarla ve kalıntı bırakmayacak dozlarda ilaçlama yapmaları büyük önem arz etmektedir" ifadelerini kullandı.


Son zamanlarda kayısıda çiçek döneminde yaşanan lokal don olayları ve 4-5 Nisan’da lokal olarak meydana gelen şiddetli dolu yağışları nedeniyle Tarım İl Müdürlüğü ve TARSİM Bölge Müdürlüğü’ne gelen ihbarlar üzerine ilgili kurum ekipleri tarafından sahada hasar tespit çalışmaları başlatıldı. Önümüzdeki günlerde hasarın boyutunun belli olacağına değinen Özcan, "Çiftçilerimize ve Malatya’mıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" diye konuştu


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun OMÜ’den TÜBİTAK 2209 programlarında büyük başarı Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) 244 öğrenci, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen 2209-A ve 2209-B öğrenci proje destek programlarında destek almaya hak kazandı. OMÜ, TÜBİTAK BİDEB tarafından yürütülen 2209-A ve 2209-B öğrenci proje destek programlarında önemli bir başarıya imza attı. 2024/1 dönemi kapsamında OMÜ’den toplam 244 öğrenci projesi desteklenmeye hak kazandı. TÜBİTAK 2209-A programında 238 proje desteklendi OMÜ Öğrenci Katılımlı Araştırmalara Destek Ofisi’nden alınan verilere göre, "2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Desteği Programı" kapsamında yapılan 471 başvurunun 238’i destek aldı. Desteklenen projeler fakülte ve yüksekokullarda geniş bir yelpazeye yayılırken, en fazla proje desteği alan fakülteler 37’şer projeyle Sağlık Bilimleri Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile Eğitim Fakültesi oldu. Bu üç fakülteyi 26 projeyle Fen Fakültesi, 24 projeyle Mühendislik Fakültesi izledi. 2209-A programı kapsamında desteklenen diğer akademik birimler ve proje sayıları şu şekilde sıralandı: "Sağlık Bilimleri Fakültesi: 37 proje İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi: 37 proje Eğitim Fakültesi: 37 proje Fen Fakültesi: 26 proje Mühendislik Fakültesi: 24 proje Ziraat Fakültesi: 18 proje İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi: 17 proje Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi: 13 proje Veteriner Fakültesi: 5 proje Tıp Fakültesi: 4 proje Turizm Fakültesi: 4 proje İlahiyat Fakültesi: 4 proje Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu: 3 proje Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi: 2 proje Eczacılık Fakültesi: 2 proje İletişim Fakültesi: 2 proje Mimarlık Fakültesi: 2 proje Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu: 1 proje." 2209-B Sanayiye Yönelik Araştırma Projelerde de öne çıktı OMÜ, TÜBİTAK’ın sanayi iş birliklerini teşvik eden "2209-B Üniversite Öğrencileri Sanayiye Yönelik Araştırma Projeleri Desteği Programı"nda ise 13 başvuru içerisinden 6 projesiyle destek almaya hak kazandı. Desteklenen projelerin 5’i Mühendislik Fakültesi, 1’i ise Fen Fakültesi öğrencileri tarafından hazırlandı. Bu sonuçlar, OMÜ’nün sanayiyle iş birliği temelinde yürütülen öğrenci projelerine verdiği önemi ve bu alandaki uygulamalı desteklerini ortaya koyuyor. Araştırma üniversitesi hedefi yolunda önemli adım Bir önceki yıla kıyasla 59 proje daha fazla destek almaya hak kazanan OMÜ, "Araştırma Üniversitesi" olma hedefine istikrarlı adımlarla ilerliyor. Girişimci ve yenilikçi araştırma ekosistemi ile bilimsel üretkenliğini artıran üniversitenin bu başarısı, akademik camiada ve öğrenci topluluğunda büyük bir memnuniyetle karşılandı. Öğrencileri bilimsel araştırmalara teşvik eden destek programları TÜBİTAK BİDEB tarafından yürütülen 2209-A ve 2209-B programları, üniversitelerdeki lisans ve ön lisans öğrencilerini araştırma yapmaya teşvik etmeyi, bilimsel düşünce sistematiği kazandırmayı ve sanayi ile iş birliği temelli projeleri yaygınlaştırmayı hedefliyor. OMÜ’nün bu kapsamda elde ettiği sonuçlar, öğrencilerin akademik gelişimlerine ve kariyer planlamalarına önemli katkılar sunuyor.
Eskişehir ESOGÜ Türkiye Akıllı Ulaşım Sistemleri Derneği üyesi oldu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ), Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) alanında Türkiye’nin öncü sivil toplum kuruluşlarından olan Türkiye Akıllı Ulaşım Sistemleri Derneği (AUS Türkiye)’ne üye oldu. Bugüne kadar ulusal ulaştırma politikalarının şekillenmesine katkı sunan; akıllı ulaşım, sürdürülebilir mobilite, otonom araçlar, trafik yönetimi ve akıllı lojistik gibi alanlarda yürütülen çok sayıda araştırma ve projeye ev sahipliği yapan ESOGÜ’de söz konusu çalışmalara başta ESOGÜ Akıllı Sistemler Uygulama ve Araştırma Merkezi (ASİST), Ulaştırmada Sürdürülebilir Hareketlilik ve Analitik Araştırma Grubu (SMART), Akıllı Lojistik Çalışma Grubu ve Ulaştırma Laboratuvarı katkı sağlıyor. AUS Türkiye’de ESOGÜ’yü, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Kadir Berkhan Akalın temsil edecek. Bu üyeliğin ESOGÜ’nün akıllı ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerine katkısını daha da güçlendirmesi bekleniyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın "Akıllı Ulaşım Sistemleri Türkiye Eylem Planı" doğrultusunda kurulan AUS Türkiye, farklı disiplinlerden paydaşları bir araya getirerek AUS uygulamalarının koordineli ve etkili şekilde hayata geçirilmesine katkı sağlıyor. Dernek aynı zamanda üyeleri ile yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesini destekliyor.
Samsun Ortaokul öğrencisinin ‘bağımsızlık’ şiiri ilçe 1.’si oldu Samsun’da ‘Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması’na "Bağımsızlık" adlı şiiriyle katılan 6. sınıf öğrencisi, İlkadım ilçe birincisi oldu. Millî Eğitim Bakanlığı, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti arasında imzalanan protokol doğrultusunda Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, her yıl bakanlığa bağlı ilk, orta ve lise kademelerinde örgün eğitim veren okullarda gerçekleştiriliyor. Bu yarışma ile çocuk ve gençlerin zararlı alışkanlıklara karşı bilinçli bir şekilde yetişmelerine destek vermek; alkol, tütün, madde, kumar ve teknoloji bağımlılığının olumsuz ve yıkıcı etkilerini kavramalarını sağlayıp, teknolojinin doğru kullanımının önemini vurgulamak ve daha güvenli, daha sağlıklı bir hayat sürmelerine katkıda bulunarak yeni neslin bağımlılıklara karşı farkındalıklarını artırmak amaçlanıyor. Ortaokul düzeyindeki yarışmaya, Bağımsızlık Şarkısı adlı şiiriyle katılan İlkadım Tepecik 100. Yıl Milli Mücadele Ortaokulu 6. sınıf öğrencisi Nehir Yaren Çak’ın eseri, kurul üyeleri tarafından ilçe birincisi seçildi. Çak’a başarı belgesini Okul Müdürü Gökhan Ömür Özsoy ve rehber öğretmeni Hatice Demir takdim etti. Bağımsızlık Şarkısı şiiri Zincir değil, özgürlük yakışır insana Sağlıkla, umutla bak yarınlara Yeşilay’ın ışığı yolunu aydınlatır Bağımlılıktan uzak, hayat huzur katar Bir sigara dumanı karartmasın düşünü Alkol, uyuşturucu çalmasın gülüşünü Sen en güzel halinle, tertemiz yaşa Güçlü kal, sağlıklı kal, bırakma savaşa Dostlukla, sevgiyle büyüt umutları Yeşilay’ın sesi ol, kurtar hayatları Bağımsız bir nefes, özgür bir zihin Gelecek seninle, umut senin
Manisa Manisalı çiftçiler için don tehlikesi devam ediyor Manisa’da dün başlayan don afetinin bugün sabaha karşı da devam etmesi çiftçileri endişelendirdi. Don hasarının önümüzdeki yılın verimini de etkileyebileceğini söyleyen Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, "40 bin ton üzüm üretiyoruz. Bunu 100 ile çarptığınızda 4 milyar TL gibi bir rakam yapıyor. Bu da hem ilçedeki çiftçilik yapan vatandaşlarımıza hem de ülke ekonomisine çok büyük bir zarar getireceğine inanıyoruz" dedi. Dünyaca ünlü Sultani çekirdeksiz üzümünün yetiştirildiği Manisa’da il genelinde dün başlayan don afetinin bugün sabaha karşı da devam etmesi çiftçileri endişelendirdi. Önümüzdeki günlerde de don afetinin devam edebileceği uyarısı yapan Meteoroloji Genel Müdürlüğü, çiftçilerin gerekli önlemi alması gerektiğini vurguladı. Yaşanan afet hakkında bilgi veren Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, "Üzümün başkenti Saruhanlı bu yıl yine çok büyük bir afet yaşadı. Önümüzdeki 9 Nisan’da başlayan soğuk hava 10, 11 Nisan, 12 Nisan’a kadar devam edeceği söyleniyor. Şu anda 130 bin dekar olan bizim bağ arazimizde yüzde 75 ile yüzde 100 arasında bir hasar meydana geldi. Bu da çok büyük bir hasar. Bu don hasarı önümüzdeki yıl da bizi etkileyecek. Önümüzdeki yıl tekrardan verim vermek üzere kendini besleyecek olan çubuklar şu anda hasar gördüğü için bunda bir sıkıntı yaşayacağız. Biz devlet büyüklerimizden bu yıl ama özel bankalar, ama resmi bankalar, tarım kredilerle ilgili bir borç ötelemesi istiyoruz. Ama bakın borç ötelemesi derken yani faizli bir borç ötelemesine karşıyız. Zaten yaralıyız. Bizim en büyük geçim kaynağımız üzüm. Üzüm olmazsa burada ne sanayi olur, ne ticaret olur, hiçbir şey olmaz. Bakın bu yıl çiftçi hakikaten de çok zor bir dönem geçirecek. 40 bin ton üzüm üretiyoruz. Bunu 100 ile çarptığınızda 4 milyar TL gibi bir rakam yapıyor. Bu da hem ilçedeki çiftçilik yapan vatandaşlarımıza hem de ülke ekonomisine çok büyük bir zarar getireceğine inanıyoruz" dedi. "Yarın akşam da eksilere düşerse bittik demektir" Manisa’nın yüksek kesimlerindeki kar yağışının da don tehlikesini devam ettirdiğine dikkat çeken Okur, "Manisa Dağı’nda yakın bölgelerimizdeki Halitpaşa Dağı’nda, Koldere Dağımızda dahi kar görünüyor. Bu da tabii çok büyük bir risk teşkil ediyor. Şu anda, bu gece dahil yarın akşam eksilere düşeceği tahmin ediliyor. Eğer ki yarın akşam da eksilere düşerse o yüzde 75’lik kısım yüzde 100 olur. Bu da tamamen bittik demektir" diye konuştu. Çiftçilerin alabileceği önlemleri anlatan Başkan Okur, "Don doğal afet. Doğal afetin önüne geçilmiyor bildiğimiz üzere. Ama bu don olaylarında fıskiye sistemi olanlar, yani yağmurlama dediğimiz sistemi olanlar geceleyin bunları çalıştırarak, sondaj kuyularını çalıştırarak bunun önüne geçebilirler. Ama olmayanlar maalesef bu yıl çok büyük sıkıntı. Görüyorsunuz burada TARSİM’in ne kadar önemli olduğunu bütün çiftçimiz görüyor" ifadelerini kullandı. 2015 yılında da benzer bir felaketi yaşadıklarını ancak böylesi büyük bir don afeti görülmediğini söyleyen Başkan Okur, "Böylesine bir felaket 2015 yılının 23 Nisan’ında yaşadık. Emin olun 2023, 2015 yılındaki bunun yanında afet. Bu en büyüğü. 2015’te de çok büyük afet yaşandı. Ama 2015 yılında bir gece vurdu, geçti. Ama şimdi üst üste dün akşam, bu akşam, yarın, öbür gün yani 3-4 gün boyunca böyle bir şey yaşarsak tamamıyla biter" dedi.