GÜNDEM - 13 Kasım 2024 Çarşamba 18:13

Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Dinç: "Türkiye’de yılda en az 100 bin kişi sigaradan hayatını kaybediyor"

A
A
A
Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Dinç: "Türkiye’de yılda en az 100 bin kişi sigaradan hayatını kaybediyor"

Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, Türkiye’de sigaradan dolayı yılda en az 100 bin kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.


Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) tarafından düzenlenen "Gençlik ve Bağımlılık" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Dinç, Yeşilaycı olmanın yalnızca bir üyelik ya da görev tanımından öte, sağlıklı yaşamı benimseyen bireyler anlamına geldiğini belirtti. Dinç, "Yeşilaycı demek, sağlıklı insan demek. Sağlığını önemseyen, bağımlılıktan uzak duran insan demek. Türkiye’de sigara yüzünden her yıl yüz bin insan kaybediyoruz. Bu korkunç bir rakam ve kabul edilemez. Alkol, kumar ve diğer bağımlılıkların yol açtığı zararları düşündüğümüzde, kaybettiğimiz canların ve yaşanan mağduriyetlerin büyüklüğü daha net anlaşılıyor" dedi.


Dinç, "Sağlığımızı önemseyelim. Sağlığımızı önemseyelim. Biliyorsunuz, Türkiye’de sigaradan dolayı, bir savaşta kaybedileceğinden çok daha fazla insanı her yıl kaybediyoruz. Direkt kaybettiğimiz sigardan. 100 bin insan kaybediyoruz. Yüz bin insan kaybediyoruz bir yılda. Sadece sigardan dolayı. Ve direkt olarak, dolaylı hastalıklardan bahsetmiyorum. İnanılmaz bir rakam. Kabul etmemiş bir rakam. Razı olunamaz bir rakam. Niye biz yüz bin insanımızı kaybederiz? Alkolü, kumarı bahsetmiyorum. Kumardan dolayı bir türlü intihar vakaları başladı karşımızda. Alkolden dolayı türlü hastalıklar var. Uyuşturucuyu hiç saymıyoruz. O yüzden, bu bağımlılık dediğimiz şey, bize çok yönlü olarak zarar veriyor. Ve biz hiçbir şekilde, bir tane insanımızı bile buna kaybetmeye razı değiliz. Şubemiz, Yeşilay Kütahya Şubemiz, çok sayıda önleyici çalışmalar yapıyor. Herkese açık. Bu çalışmaların içerisinde, sportif faaliyetler var, bisiklet turları var, atölyeler var, kültür-sanat faaliyetleri var. Bu çalışmalara da katılabilirsiniz. Özellikle sizin için, genç kardeşlerimiz gibi, çok gerçek bir şey söyleyeceğim. Yakın zamanda, çok merkezi bir yerde, tam lokasyonu söyleyemeyeceğim ama Fulya Hocam söyler. Kütahya’nın merkezine, gençlere yönelik bir merkezimiz olacak. Dolayısıyla, oraya da gelebilirsiniz. Oradaki faaliyetlere de katılabilirsiniz. Geç de bir parçası olmakta fayda var" diye konuştu.



"Yeşilay aslında ülkemizde milletimizi bir araya getiren bir çimento teşkilatı"


Etkinlikte söz alan Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Yeşilay’ın Türkiye’de bağımlılık ile mücadelede önemli bir misyona sahip olduğunu ifade etti. Rektör Kızıltoprak, Yeşilay’ın gençlere bağımlılık konusunda bilinç kazandırarak sağlıklı bireyler yetişmesine katkı sağladığını dile getirdi.


Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, "Belki Sayın Başkanımız da hatırlatacak, Sayın Cumhurbaşkanımızın da Türkiye’de, bu siyasal platformlarda ya da temsil platformlarında bulunmasında da, Yeşilay’ın çok büyük bir ehemmiyeti var. Yeşilay’ı 1970’lerde Sayın Başkanımızdan öğrendim. 1970’lerde yaptığı münazara erişim olabiliyor. Cumhurbaşkanımız başarılı oluyor ve oradan bir hikaye yazmaya başlıyor. Yeşilay aslında ülkemizde milletimizi bir araya getiren bir çimento teşkilatı. Hakikaten aziz milletimizin gençlerini yetiştiren, eğiten, bağımlılığa karşı bilinçlendiren, sağlıklı, hem bedenen hem zihnen ülkemize hizmet etme imkanı tanıyan çok güçlü bir teşkilat. Çok önemli bir görevi yapıyorsunuz Sayın Başkanım. Bizim de burada, Yeşilay topluluğu öğrencilerimiz, hakikaten hepsi çok dinamik temsil konusunda, öğrenci faaliyetleri konusunda çok atılganlar. Sayın Danışman Hocamız, Eğitim Fakültemizin eski dekanı, yine Eğitim Fakültemizin eski dekanı Fulya Hoca, onlar da enerjileriyle bu öğrencilerimize çok değer kattılar. Bir sinerji oluşturdular ve bizim üniversitede Yeşilay’ın efsanesi var Sayın Başkanım" ifadelerini kullandı.


Genel Başkan Mehmet Dinç’e konferans sonrası hediye takdim edildi.



Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Dinç: "Türkiye’de yılda en az 100 bin kişi sigaradan hayatını kaybediyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.