KÜLTÜR SANAT
Kerkenes Harabeleri’nde Keykavus Kalesi surlarının yanı sıra yeni figürler keşfedildi 14 Kasım 2024 Perşembe - 22:47:33 Yozgat’ın Sorgun ilçesi Şahmuratlı Köyü sınırları içinde bulunan tarihi Kerkenes Harabeleri güncel kazısında yeni figürler keşfedildi. Sorgun Şahmuratlı köyünde yaklaşık 20 gündür devam etmekte olan kazılarda Keykavus Kalesi’ne ait surların bir bölümünün yanı sıra, bir adet ‘Haç’ sembolü ve bir adet de ‘Hayvan başı kabartması’ figürü bulundu. Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan kazı alanında incelemelerde bulunarak bilgi aldı. Özkan, “Sorgun ilçemiz Kerkenes kazı alanı bölgesindeyiz. Bölgede Amerika Florida Üniversitesi’nden bir hocamızın başkanlığında kazı çalışmaları devam ediyordu. Ancak bu sene Kültür ve Turizm Bakanımızın destekleri, hocamızın da koordinasyonu ve talebi ile birlikte İstanbul Üniversite’sinden Prof. Dr. Şevket Dönmez hocamız da burada bu sahada kendi alanında kazı çalışmalarını başlattı. Gerçekten bizler de hayretler içerisindeyiz. Yaklaşık 20 günlük kısa bir süre içinde hocam, kalenin dış duvarlarında hatta bir kısım da eser buluntularıyla birlikte çalışmalarına devam ediyor. Ben bu vesile ile hocamıza, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, emek veren arkadaşlarımıza ve kazıya katkı ve destekleriyle bizlerin yanında bulunan Sorgun Belediye Başkanımıza, Kaymakamımıza ve Kültür Müdürlüğü’ndeki ekip arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerine yer verdi. “15 günlük süreçte 300 metrelik surun, 15-20 metrelik bölümü açığa çıktı” Kerkenes Harabelerinde yapılan güncel kazı çalışması hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, henüz 15 günlük bir süreç olmasına rağmen Keykavus Kalesi’nde, Keykavus Kalesi’ni çevreleyen tahmini 300 metrelik surun yaklaşık 15-20 metrelik bölümü açığa çıkartmayı başardıklarını belirtti. “Konargöçer Türkmenlere ait bulgular var” Prof. Dr. Dönmez, “Bundan sonraki süreçte giriş kapısıyla, kalenin içinde çalışmalara devam edeceğiz. Şu an görünen noktada Roma ve erken Bizans dönemlerini kazıyoruz. Ama kalede bir Selçuklu Dönemi olduğunu biliyoruz. Bizim uzmanlığımız biraz daha Türk dönemi ve bu topraklardaki bizim 1000-1200 yıllık kültürümüzün açığa çıkması. Çünkü Anadolu arkeolojisinde Neolitik dönem, Roma dönemi, Helenistik dönem, Hitit dönemi çok iyi biliniyor ama bizim bu topraklardaki kendi öz kültürümüzü biraz daha açığa çıkararak vurgulamak istiyoruz. Bizi heyecanlandıran buluntular yüzeyde var. Yüzeyde konargöçer Türkmenlere ait çadır destek duvarları var. Yani bu bölge aslında Türkmenlerin de belki 300-400 yıl önce bir yaylak noktası durumunda. Bunları da saptamaya ve belgelemeye başladık” şeklinde bilgi verdi. Prof. Dr. Şevket Dönmez’in aktardığı bilgilere göre kazı esnasında bulunan ‘Haç’ ve ‘Hayvan başı kabartması’ figürü dinsel bir cemaat bulunduğuna ve bu bölgeyi korumak için kendi kültürlerinden, tılsımlardan faydalandıklarına işaret ediyor.
14 Kasım 2024 Perşembe - 22:10 Bodrum’da "Guletlerin Babası" anısına heykel yapıldı Muğla’nın Bodrum ilçesinde “Guletlerin Babası” ve “Çolak” lakabıyla tanınan efsane ustalardan Erol Ağan’ın anısına Heykeltıraş Selçuk Yazıcı tarafından yapılan heykelin açılışı gerçekleştirildi. Türkiye’nin denizcilik tarihinde bir dönüm noktası olan, Bodrum’un Gulet Kültürü’nü dünyaya tanıtan usta denizci Erol Ağan’ın heykeli, bugün öğle saatlerinde Ağanlar Tersanesi’nde düzenlenen törenle açıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Erol Ağan’ın oğlu Erdem Ağan, "Bugün bir evlat için konuşması çok zor. Ben İnci Ağan ve Erol Ağan’ın bir evladı olarak daha büyük bir şeref duyamazdım. Eminim ki ağabeylerim de aynı hisler içerisindedir. Bizler de inşallah çocuklarımızda aynı hislerle bu dünyadaki vaktimizi tamamlarız. Katılan herkese teşekkür ediyorum" dedi. Törende konuşan Deniz Ticaret Odası Bodrum Şube Başkanı Orhan Dinç, Bodrum’da yat imalat sektörünün ülke turizmi ve ekonomisine katkılarını anlatırken Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, Bodrum guletlerine coğrafi işaret alındığını hatırlattı. Erol Ağan’ın 11 yaşında sağ elini kaybetmesine rağmen asla denizciliğe küsmediğini ve ideallerinden vazgeçmediğini ifade eden Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, Ağan’ın Bodrum denizciliğine yaptığı katkıları anlattı. Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit ise, “Erol Ağan çok güzel evlatlar bıraktı. Onlar da babalarının sanatlarını devam ettiriyorlar. Ben onlara da teşekkür ediyorum. Bodrum’da yatçılığın, denizciliğin en iyi boyutlara gelmesini temenni ediyorum” dedi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras da, “Dedelerimiz, atalarımız bize bu güzel günleri hediye etmiştir. Hele hele Bodrum gibi dünyanın en güzel köşelerinden birinde ve denizcilik kültürüyle yoğrulmuş böyle bir coğrafyada Erol Ağan gibi aramızda daha nice ustalarımız var. Hepsine büyük bir minnet ve şükran duyuyoruz. Onlar sayesinde Bodrum bugünlere geldi, bu kadar tanındı" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından heykelin açılışı gerçekleştirildi. Törene, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, oda ve STK başkanları, Ağan Ailesi, denizcilik camiasının önemli isimleri, dostları ve sevenleri katıldı.
14 Kasım 2024 Perşembe - 21:53 Sinop’ta 5. Lakerda Festivali başladı Sinop’ta gastronomi turizmine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen Geleneksel Lakerda Festivali’nin beşincisi, Sabahattin Ali Kültür Merkezi’nde yoğun bir katılımla başladı. Açılış programına Sinop Valisi Mustafa Özarslan ve eşi Reva Beray Özarslan, İl Emniyet Müdürü Sibel Kılıçarslan, İl Jandarma Komutanı Hakan Başaklıgil, Belediye Başkanı Metin Gürbüz, CHP İl Başkanı Av. Aykut Cem Yalçınkaya, Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salim Akbaş, Sinop Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Saim Gürbüz, kurum müdürleri, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Sinop Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Saim Gürbüz, yaptığı açılış konuşmasında Sinop’un kültürel değerlerinin tanıtılması ve turizm ile ticari potansiyelin artırılması amacıyla bu festivale verilen desteklerin önemini vurgulayarak, “Sinop’un bir değeri üzerinden Sinop’un bütün değerlerini tanıtmak ve bundan turizm ile ticari değerleri artırmak amacıyla yaptığımız bu festivalin geldiği nokta bizi çok mutlu ediyor. Bu yüzden öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığımızın destekleri, sayın belediye başkanımızın ve Sinop Belediyesinin ilk günden beri yanımızda olması, tüm etkinliği beraber düzenlememiz ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) bu festivale her yönüyle inanması bizi çok mutlu ediyor. Bu yıl ana sponsorumuz Vira Otel’e de çok teşekkür ediyorum. Çıktığımız yolda verdiğimiz mücadelede bu destekler bizim için çok önemli. Hepinize tekrar teşekkür ediyorum" dedi. Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salim Akbaş, yaptığı konuşmada Sinop’un balıkçılıkta daha geniş bir marka haline gelmesi yönündeki hedeflerini belirterek, “Meydanda ‘Lakerda’nın Başkenti’ yazısını gördüm. Umarım birkaç sene sonra ‘Balığın Başkenti’ diye yazacağız. Ben tekrar, değerli katılımcılara, nitelikli etkinlikler düzenleyen herkese ve bu etkinliği ulusal ve uluslararası arenaya taşıyacak olan tüm emeği geçen arkadaşlara teşekkür eder, dört gün boyunca güzel bir festival geçirmenizi dilerim. Hepinize sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz ise lakerda gibi köklü bir kültürel değerin bu festivalle geçmişten geleceğe aktarılacağını söyleyerek, "Sinop bir liman kenti, bir balıkçı ve denizci kenti, ama aynı zamanda tarihi bir kent. Turizmde eğer bir hikayeniz yoksa pay alamazsınız. Bizim lakerda gibi köklü bir hikayemiz var. Bu kentin kuşaktan kuşağa aktarılan çok sayıda anısı var ve lakerda da bu anılardan biri. Bu festival sayesinde lakerda, geçmişten geleceğe aktarılacak bir değer olacak. Bu yıl balıkçılık bereketli geçti; lakerda yapımında gerekli olgunluk ve yağ oranına erişti. Dolayısıyla birçok vatandaşımız lakerda yaparak bu lezzeti sofralara kazandırdı” diye konuştu. Sinop Valisi Mustafa Özarslan da konuşmasında, geçen yıl düzenlenen festivalin lakerda satışlarına olumlu katkıda bulunduğunu vurgulayarak, “Şimdi bizde bir söz vardır: ’Attığımız taş, ürküttüğümüz kuşa değdi mi, değmedi mi?’ Geçen seneki Lakerda Festivali’nin sahada ne kadar memnuniyet oluşturduğunu, biraz esprili bir ifadeyle, paraya dönüşüp dönüşmediğini merak ettim ve bunu araştırdım. Muhammet Yıldırım isminde bir kardeşimiz var; kendisi Sinop Lakerda markasını kullanıyor. Ona dedim ki, ’Kusura bakmayın, bu isim aslında bize ait, ama sahibini biliyoruz.’ Sağ olsun, bana ’Sayın Valim, festival geçen sene gerçekten çok iyi geçti. Hem internet üzerinden hem de yüz yüze satışlarımız çok başarılıydı, yetiştirmem mümkün değil. Bu gelir, büyümeye devam edecek gibi görünüyor’ dedi. Bu ifadeyi birkaç kişiden daha teyit ettim. Özetle, Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin öncülüğünde, belediyemizin katkılarıyla, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın, İl Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın maddi destekleri ve sponsorlarımızın yardımlarıyla bu noktaya gelen festivali yürüten, organize eden herkesi tebrik ediyorum. Sağ olun, var olun” dedi. Açılış konuşmalarının ardından protokol üyeleri ve davetliler, hazırlanan resim sergilerini gezdiler. Sergi turunun ardından, misafirlere ikramlar sunuldu. 4 gün sürecek olan festival, vals gösterisi, stant gezisi, söyleşi ve piyano konseri gibi etkinliklerle devam etti.
14 Kasım 2024 Perşembe - 21:01 ATO’dan "TRAVELEXPO Ankara Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı" resepsiyonu Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından "Travel Expo 7. Uluslararası Ankara Turizm ve Seyahat Fuarı" resepsiyonu düzenlendi. ATO, “Travel Expo 7. Uluslararası Ankara Turizm ve Seyahat Fuarı” kapsamında, ATO Meclis Üyeleri, 35 ülkeden 80 yabancı konuk ve Ankara’nın sağlık turizmi temsilcilerinin yer aldığı bir resepsiyon düzenledi. “Turizm çeşitlerinin gelişmesinde öncü bir rol üstleniyor” Etkinlikte bir konuşma yapan ATO Başkan Vekili Temel Aktay, “Bugün sabah açılışını gerçekleştirdiğimiz TRAVELEXPO Ankara, turizm sektörümüze, şehrimize, ülkemize çok önemli değerler katan ve artık marka olmuş bir organizasyon. Fuar, turizm sektörünün uluslararası alandaki önemli paydaşlarını bir araya getirerek, verimli iş birlikleri, yeni iş fırsatları ve bilgi paylaşımı için kıymetli bir platform imkânı sunuyor. Kültür turizminden sağlık turizmine, kongre turizminden eğitim, iş, spor turizmine, turizm çeşitlerinin gelişmesinde öncü bir rol üstleniyor. Bu akşam gerçekleştirilen galada, Fuarın amacına uygun olarak, şehrimizde misafir ettiğimiz yurt dışından gelen sektör paydaşlarını, Başkentimizin sağlık sektörü temsilcileri ile buluşturarak, sağlık turizminin gelişimine zemin oluşturuyor” diye konuştu. “Devasa bir ekonomi oluşturuyor” Sağlık konusunun kıymetli bir alan olduğunu belirten Aktay, “Sağlık, pandemi süreciyle birlikte daha çok konuşulan ve hayatımızda daha geniş yer tutan bir konu haline geldi. Bireyler, sağlıklı olabilmek, ülkeler ise sağlıklı bir toplum oluşturabilmek için çalışıyor. İnsanlar tedavi olabilmek için dünyanın bir ucundan bir ucuna seyahat ediyor. Bu yaklaşım, sağlık turizmini de geliştirdi. Sağlık, sektör olarak, küresel ekonominin önemli yapı taşlarından biri durumunda. Medikal ürün ve ilaç üretimi, doktoru, hemşiresi, sağlık tesisi ve sigortasına kadar devasa bir ekonomi oluşturuyor” açıklamasında bulundu.
Balıkesir 2050 vizyonunu hazırlıyor
09 Kasım 2024 Cumartesi - 13:46 Balıkesir 2050 vizyonunu hazırlıyor Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, “Balıkesir Vizyon 2050: Toplumsal Kalkınma ve Mekânsal Gelişme Stratejisi Belgesi” çalışmalarını başlattı. İş dünyasından bilim insanlarına, sektör temsilcilerinden meslek odalarına kadar alanında uzman akademisyenleri ve şehir paydaşlarını bir masa etrafında toplayan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Balıkesir’i 2050’ye hazırlıyor” dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansı (BAPKA) öncülüğünde gerçekleşen “Balıkesir Vizyon 2050: Toplumsal Kalkınma ve Mekânsal Gelişme Stratejisi Belgesi” çalıştayı şehir paydaşlarını bir araya getirdi. Balıkesir’in mevcut durumdaki sorunlarının ve potansiyelinin değerlendirildiği çalıştayda şehrin geleceğine yönelik öngörüler ve gerekli mekânsal gelişme stratejileri ele alındı. 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’nde düzenlenen çalıştayda alanında uzman akademisyenler, bilim insanları, uzmanlar, sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kamu kurumu temsilcileri, meslek odaları, sanayi ve ticaret odası temsilcileri Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansı’nda bir araya geldi. Üç oturumda gerçekleşen programda son oturumda her masanın özeti katılımcılar tarafından sunuldu. Ortak akıl ve kolektif bir çalışmayla gerçekleşen program, Balıkesir’in 2025 vizyonuna ışık tutacak. Arama Çalıştayı formatında düzenlenen toplantıda Balıkesir’in yanı sıra diğer illerden de 300’ün üzerinde bilim insanı yer aldı. Paydaş toplantılarıyla devam edecek olan çalıştayda belirli temalar üzerinden Balıkesir’in ihtiyaçları ve gelecek stratejileri masaya yatırıldı. 11 Ana başlık tartışmaya açıldı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansı (BAPKA) öncülüğünde gerçekleşen çalıştayda 11 tema üzerinde fikir paylaşımları yapıldı. Şehrin öncelikli meseleleri, hedefleri ve gelecekte karşılaşması muhtemel sorunları irdeleyen katılımcılar; “Kırsal Alan Planlaması ve Tarımsal Yapı”, “Kentsel Planlama, Afet ve Risk Yönetimi, Dayanıklı Planlama, Konut ve Kentsel Dönüşüm”, “Ekonomik Yapı (Turizm, Sanayi, Ticaret, Hizmetler)” ve “İşgücü Yapısı ve Çalışma Yaşamı” temalarını incelediler. “Ulaşım Planlama”, “Kentsel Teknik Altyapı”, ”Sosyal Politikalar ve Sosyal Hizmetler”, “Demografik Yapı ve Toplumsal Yaşam” temalarıyla halkın ihtiyaçlarını ve ihtiyaçlarını tespit eden katılımcılar şehir vizyonunu belirlemek için ortak çalışma yürüttü. Ayrıca çalıştayda “İklim Krizi, Ekoloji ve Yeşil Sistemler”, “Kültürel Miras ve Kent Kimliği” ve “Kamusal Mekânlar ve Kıyı Alanları” temalarında görüşmeler de yapıldı. Balıkesir’in 2050 vizyonunu belirlemek için ortak katılımla gerçekleşen toplantıların çok değerli olduğunu belirten Akın, şehrin geleceğinin konuşulduğu bu toplantıların farklı konularda ve formatlarda süreceğini aktardı. “Kentimizin geleceğini biz hep birlikte planlayacağız” diyen Akın, şehirlerin büyümesinde ve gelişmesinde planlamanın önemine dikkat çekti. “Geleceği planlıyoruz” Balıkesir’de hep kısa vadeli ve temel ihtiyaçlara odaklı çalışmalar yürütülmesinden dolayı Balıkesir’in vizyonunu ortaya koyacak bir noktaya gelinemediğini ifade eden Akın, şunları söyledi: “Şimdi biz, eskiye bakmadan ileriyi planlıyoruz. Ve vizyon 2050’yi sizlerle birlikte planlıyoruz. Günümüzde de yerel yönetimler artık sadece altyapı, kanalizasyon, yol, su gibi ihtiyaçlar yapay ihtiyaçları gideren kurumlardan daha fazlasını ifade ediyor. Artık kent yönetimleri ulusal ve küresel konularda da vizyon ve örnekler ortaya koyuyor. Ve uygulamalarla da bunu hayata geçiriyor. Geleceğimizi planlayarak, geleceğe dair bir vizyon ortaya koyarak kentlerimizi yaşanabilir bir kent haline getirebiliriz” diye konuştu. Katılımcı ve planlı belediyecilik Kentin vizyonunu belirlerken şehirde yaşayanların da söz sahibi olduğu ortak katılımı benimsediklerinin altını çizen Akın, “Balıkesir’imizde birlikte hareket ediyoruz. Ortak aklı Balıkesir’de yaşayan hemşerilerimin fikirleri ve önerileriyle de zenginleştiriyoruz. ilk iş, BAPKA’yı kurduk. Elimizdeki bu cevherin yani Balıkesir’imizin farkındayız. Ama daha fazla kişinin de farkında olmasını sağlamamız gerekiyor. Balıkesir, turizmden tarıma, doğal kültürden gastronomisine kadar bütün güzelliklerin bir arada bulunduğu bir kent. Bunu dünyayla da paylaşmamız lazım. Balıkesir’imizi birçok alanda merkez haline getirmeye çalışıyoruz.” şeklinde konuştu. “Balıkesir çekim merkezi olacak” Balıkesir’i tarımda, hayvancılıkta, turizmde, sosyal etkinliklerde ve sporda bir çekim merkezi haline getirmek için çalıştıklarını söyleyen Akın, “Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansımız, Balıkesir için gece gündüz demeden veri odaklı çalışmalar yapıyor. Bu kurumumuzun, sizlerle birlikte çalışarak kentimiz için, aklın ve bilimin ışığında çözüm önerileri üretmesi, projeler geliştirmesi ve kentimizi hedeflediğimiz noktaya taşımak için bizim için büyük bir yol. Aslında bu yol, bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti. Biz onun emanetine sahip çıkmak için emanetin bizde diyerek çalışıyoruz. Ve teslim aldığımız emaneti çok daha yukarıya taşıyıp Türkiye’ye örnek olmak için mücadele ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Başlangıç olacak Hazırlığına başlanan Toplumsal Kalkınma ve Mekânsal Gelişme Strateji Belgesi’nin kentin geleceğindeki belirsizliği ortadan kaldıracağını, krizler karşısında dirençli ve dayanıklı bir kent olması noktasında başlangıç olacağını belirten Akın, “Bu çalışmayı tamamladığımızda Balıkesir için bambaşka bir geleceği hep birlikte konuşacağız. Ne yaptığını bilen bir yönetimle yan yana olduğunuzu göreceksiniz. Tüm bu çalışmalar sonunda da hepimizin ortak hayali ortaya çıkacak. Hayallerimiz doğrultusunda geleceğin Balıkesir’ini daha dayanıklı, daha katılımcı ve en önemlisi çok daha demokratik bir noktaya hep birlikte taşıyacağız” şeklinde konuştu. Kentsel dönüşümden iş gücüne tüm sorunlar ele alındı “Mekânsal Olarak Dayanıklı Kent, Afet ve Risk Yönetimi” teması hakkında konuşan Yüksek Şehir Plancısı Özcan Biçer “Etkin afet yönetimi için planlama çalışmalarının başlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin deprem dirençli kent inşa etme çalışmalarının bir an önce başlatılması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Mersin’de minik öğrenciler Atatürk’ü andı
09 Kasım 2024 Cumartesi - 12:09 Mersin’de minik öğrenciler Atatürk’ü andı Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde yer alan Çocuk Gelişim Merkezlerinde, ’Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anma programı düzenlendi. Anma programında minikler; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sevgi, saygı ve minnetle andı. 36-72 ay aralığındaki öğrenciler ilk olarak saygı duruşunda bulundu, ardından ezberledikleri İstiklal Marşını okudular. Şiirler okuyup, resimler hazırlayan minikler, temsili olarak hazırlanan Anıtkabir maketine de karanfiller bıraktılar. “Ata’mızı özlem ve rahmetle anıyoruz” Münir Özkul Çocuk Gelişim Merkezi Öğretmeni Tuğba İdikurt Özdemir, çocuklarla günün anlam ve önemine uygun birçok etkinlik gerçekleştirdiklerini anlatarak, “Sanat ve motor gelişimi destekleyici etkinlikler gerçekleştirdik. Ata’mızın hayatı ile ilgili sohbet edip, bilgiler kazandırdık. Şiirimizi, dansımızı çalıştık ve bugün de Ata’mızı özlem ve rahmetle anıyoruz. Atatürk, çocukları geleceğin ışığı olarak görüyordu, bu yüzden cumhuriyeti genç nesillere emanet etti. Çocuklarımızı; düşünen, sorgulayan, özgür bireyler olarak yetiştirme sorumluluğu bilincindeyiz. Atatürk’ün hatırasını anarken, O’nun bize verdiği görevleri yeniden hatırlıyor ve çocuklarımıza bu yönde eğitim vermeye, onun ilke ve inkılaplarını yaşatmayı amaçlıyoruz. Atatürk’ün izinde, cumhuriyeti daima ileriye taşımak ve çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sunmak için Büyükşehir Belediyesi Çocuk Gelişim Merkezleri olarak var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Münir Özkul Çocuk Gelişim Merkezi öğrencilerinden Didar Yeğen ise “Atatürk’ü andık. Atatürk’ü çok seviyoruz. Onun için şiirler okuduk. Resmine karanfil bıraktık. Atatürk’ü özlüyorum” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, 6. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin resepsiyon yemeğine katıldı:
09 Kasım 2024 Cumartesi - 11:01 Emine Erdoğan, 6. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin resepsiyon yemeğine katıldı: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Kadınlar sadece bir cinsiyetin değil insanlığın yarısıdır. Nasıl ki bir kuşun tek kanatla uçması mümkün değilse kadının geri plana itildiği bir sistemin doğru işlemesi de mümkün değildir" dedi. Emine Erdoğan Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) tarafından "Yapay Zeka ve Kadın" temasıyla düzenlenen 6. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin dün akşamki resepsiyon yemeğine katıldı. Yemekte davetlilere hitap eden Erdoğan, zirvenin dünyanın tüm kadınları için hayırlara vesile olmasını ve insanlık için yeni umut kapıları aralamasını temenni etti. Emine Erdoğan, KADEM’in bu zirvelerle kadın meselelerine adalet çerçevesinden yaklaşmasını kıymetli bulduğunu ifade ederek, adaletin, huzurun, barışın ve medeniyetin ana zemini olduğunu söyledi. Adaleti merkeze alan bir bakış açısının öneminin her geçen gün daha iyi idrak edildiğini kaydeden Erdoğan, "21. yüzyıl değişimin süreklilik ve hız kazandığı, eşi benzeri olmayan bir dönem. Eskiden on yıllar hatta yüzyıllar süren değişimler artık birkaç yıl hatta bazen birkaç ay içinde gerçekleşiyor. Bu baş döndüren hızlı değişimin itici gücünü ise ’yapay zeka ve dijitalleşme’ oluşturuyor" diye konuştu. "Teknoloji adaletle harmanlanmadıkça insanlık için aydınlık bir gelecek sunamaz" Erdoğan, yapay zekanın dönüştürücü etkilerinin iş dünyasından sağlığa, eğitimden ulaşıma kadar pek çok alanda gözlemlenebildiğine dikkati çekerek, "Büyük veriyi işleme gücü sayesinde, daha önce elde edemediğimiz türden bilgiler ediniyor, öngörülerde bulunuyor ve bu sayede daha akıllıca kararlar alabiliyoruz. Ancak unutulan bir gerçek var ki teknoloji ne kadar ileri ve güçlü olursa olsun adaletle harmanlanmadıkça insanlık için aydınlık bir gelecek sunamaz" ifadelerini kullandı. Araştırmaların denetimden ve etik kaygılardan yoksun şekilde geliştirilmiş yapay zekanın toplumsal adaletsizlikleri derinleştirebileceğini ortaya koyduğunu dile getiren Erdoğan, bilhassa kadınların yapay zekanın olumsuz sonuçlarından doğrudan etkilendiğini vurguladı. Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre, yapay zeka sistemlerinin tasarım ve uygulama süreçlerinde kadınların temsil oranının yüzde 20’lerde kaldığının altını çizerek, "Halbuki kadınlar sadece bir cinsiyetin değil insanlığın yarısıdır. Nasıl ki bir kuşun tek kanatla uçması mümkün değilse kadının geri plana itildiği bir sistemin doğru işlemesi de mümkün değildir" değerlendirmesini yaptı. Erkek ve kadının "varoluşta eşitlik, sorumlulukta adalet" ekseninde adil ve yaşanabilir bir dünya için birlikte çalışması gerektiğine işaret eden Erdoğan, tarihin insanlığa yön veren fikirlerin cinsiyetinin olmadığını gösteren birçok örnekle dolu olduğunu belirtti. "Güçlü kadınların sinerjisine tanık olmaktan memnuniyet duyuyorum" Erdoğan, teknoloji alanında ilklere imza atmış başarılı kadınlardan örnekler vererek, "Bugün aramızda bulunan, yapay zeka alanındaki başarılarıyla öne çıkmış iş kadınlarını, akademisyenleri ve siyasetçileri bu köklü başarı hikayesinin bugünkü temsilcileri olarak görüyorum. Geleceğe yön veren, güçlü kadınların sinerjisine tanık olmaktan memnuniyet duyuyor, zirve vesilesiyle uzun soluklu işbirlikleri ve dostluklar kurulmasını diliyorum" dedi. "Teknoloji, onu kullanan ellerin, yönlendiren zihinlerin aynasıdır" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti: "İnsana düşen, geliştirdiği teknolojiyi adalet temelli, doğru bir amaç için kullanma sorumluluğunu üstlenmektir. İyilik amacıyla kullanılan yapay zeka, imkanları kısıtlı bir genç kıza dünyanın en iyi üniversitelerinden derslere erişim sağlayarak hayal ettiği eğitimi sunabilir. Aynı zamanda bir kadının sağlığı, bedeni ve özel ihtiyaçları konusunda rehberlik eden güvenilir bir dost haline gelebilir. Oluşturduğu uzaktan ve esnek çalışma modelleriyle çalışan annelere iş-yaşam dengesini kurmada güçlü bir destek sağlayabilir." Toplumsal sorunlar karşısında aldığı aktif tutumlar sebebiyle KADEM’e tebrik Emine Erdoğan, kadınların bilim ve teknoloji alanlarında aktif olarak üretim yapan hatta bu alanlarda liderlik eden bir konuma taşınması gerektiğini söyledi. Yapay zeka geliştirme ve uygulama süreçlerinde evrensel etik standartların oluşturulmasının kadınlar ve diğer kırılgan grupların haklarının korunması açısından büyük bir önem taşıdığına dikkati çeken Erdoğan, "Tüm bunlar için küresel bir iş birliğine mecburuz. Yaşadığımız dünya belki insan eliyle her şeyin bozulup yozlaştığı bir dünya fakat her şeyi düzeltebilecek olan yine insandır. Bütün mesele, içimizdeki adalet duygusunu ve özümüzde var olan faziletleri açığa çıkarabilmektir. Adalet öyle bir anahtardır ki, insanlığa nefes aldıracak tüm kapıları açar. Üzerine adaletin ışığının düştüğü her şey, özüne kavuşur ve parlar. KADEM’i, bu kilit kavramı, sorunların çözümü olarak gördüğü ve hepimizi üzerinde düşünmeye sevk ettiği için kutluyorum. Öte yandan toplumsal sorunlar karşısında aldığı aktif tutumlar sebebiyle ayrıca tebrik ediyorum" diye konuştu. Erdoğan, savaşın zorlu koşulları ve sınırlı imkanlara rağmen üretkenlikleriyle çevresine hayat veren Filistinli kadınların bilim ve teknoloji alanında çalışan herkese ilham olmasını dileyerek konuşmasını tamamladı. Zirvenin geleneksel resepsiyon yemeğine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Kuzey Makedonya Sosyal Politika, Demografi ve Gençlik Bakanı Fatmir Limani, Senegal Aile ve Dayanışma Bakanı Maimouna Dieye, Sırbistan Kadın Erkek Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Kadınların Ekonomik ve Siyasi Olarak Güçlendirilmesinden Sorumlu Devlet Bakanı Tatjana Macura, Gürcistan İşgal Altındaki Topraklarda Yerlerinden Edilmiş Kişiler, Çalışma, Sağlık ve Sosyal İşler Bakanı Mikheil Sarjveladze, Mısır Sosyal Dayanışma Bakanı Maya Morsy, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, zirvedeki konuşmacılar, STK ve medya temsilcileri katıldı.
Kapadokya’da 2 bin 200 yıllık parmak izi bulundu
09 Kasım 2024 Cumartesi - 10:37 Kapadokya’da 2 bin 200 yıllık parmak izi bulundu Kapadokya bölgesinde ilk defa yapılan bilimsel ’tümülüs’ kazısında bulunan mezar odasında kullanılan sıvalarda milattan önce 200 yılına ait olduğu belirlenen 2 bin 200 yıllık parmak izlerine rastlandı. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi yerleşkesinde bulunan Karayazı tümülüsünde bilimsel kazı çalışmaları yapıldı. 2023 yılında başlanılan kazı çalışmaları bu yıl da devam etti. Yapılan bilimsel kazı çalışmalarında 2 bin 200 yıllık mezar odası bulundu. Nevşehir Müze Müdürü Gökhan Maskar, başlatılan tümülüs kazısının Kapadokya bölgesinde yapılan ilk bilimsel kazı olduğunu söyleyerek, "Kültür ve Turizm Bakanlığı Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 2023 yılında Karayazı tümülüsünde çalışmalara başladık. Bu çalışma bölgede yapılan ilk bilimsel tümülüs kazısı niteliğini taşımakta. Yapılan kazı çalışmasında bir mezar odası ile karşılaştık. Söz konusu yapı kare ve piramidal forma bir yapı. Yapının dış cephesinin sıvalı olduğunu fark ettik. Burada ayrıca günümüzden 2 bin 200 yıl önce bu sıvayı yapan ustanın parmak izlerini tespit ettik” dedi. Bulunan mezar odasının geç Helenistik erken Roma dönemine ait olduğunu söyleyen Maskar, "Mezar Antik Çağ’da tahrip edilmiş. Yaptığımız çalışmalar 2025 yılında da devam edecek. Özellikle yapılacak çevre düzenleme projesi ile Kapadokya’nın kültürel mirasını farklı bir noktada Nevşehir’e kazandırmış olacağız. Yapmış olduğumuz bu çalışma bölgede yapılan ilk bilimsel Tümülüs kazısı olması açışından çok önemli. Çalışmalarda söz konusu mezarın ikinci kez kullanıldığını da tespit ettik. Bu olay Tümülüslerde görülen nadir örneklerden birisi” dedi.
Kevenli Kalesi’nde Urartular’a ait 42 dev küp ilk kez gün yüzüne çıkarıldı
09 Kasım 2024 Cumartesi - 09:35 Kevenli Kalesi’nde Urartular’a ait 42 dev küp ilk kez gün yüzüne çıkarıldı Van’ın Erek Dağı eteklerindeki Kevenli Kalesi’nde bu yıl ilk kez başlatılan arkeolojik kazılarda, Urartular dönemine ait 42 büyük küp (pithos) gün yüzüne çıkarıldı. Van Müze Müdürlüğü öncülüğünde ve Iğdır Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Rıfat Kuvanç’ın bilimsel sorumluluğunda yürütülen kazı çalışmaları, bölgenin tarihî dokusunu gün yüzüne çıkarma amacı taşıyor. Kazılar sonucu keşfedilen pithosların, Urartular döneminde yağ, tahıl ve içecek gibi ürünlerin saklanmasında kullanıldığı tespit edildi. Özellikle çivi yazıtları ve depo kapları üzerindeki desenler, bu alanların depo olarak kullanıldığına işaret ediyor. Bu yıl ilk kez başlatılan Kevenli Kalesi kazıları, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle yürütülüyor ve Urartu Krallığı’nın tarımsal kapasitesi hakkında önemli bilgiler sunuyor. "Amaç kaçak kazılar ile zarar görmüş alanların korunması" Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Iğdır Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Rıfat Kuvanç, Kevenli Kalesi’nin Van Ovası’nın doğusundaki Erek Dağı’nın batı yamaçlarındaki hakim bir tepe üzerinde yer aldığını belirtti. Kalenin Urartu Krallığı’nın başkenti olan Van Kalesi’ne 10 kilometre mesafede olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kuvanç, "Mevcut kalıntılar kalenin dört bir taraftan surlarla çevrili olduğunu göstermektedir. Bu surlu alan yaklaşık olarak 4 bin 500 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Kevenli Kalesi’ndeki kazı çalışmaları 21 Ekim 2024 tarihinde Van Müze Müdürlüğü’nün başkanlığında başlamıştır. Bu yılki çalışmaların temel amacı kaçak kazılar ile zarar görmüş alanların korunmasıdır. Bu amaçla yapılan kazı çalışmaları kalenin güneydoğu uç noktasındaki pithoslu alanda gerçekleştirilmiştir. Yüzeyde tespit edilen çok sayıda pithos parçası buranın depo mekanları olabileceğini göstermiştir. Nitekim yapılan çalışmalar neticesinde içinde toplamda 42 adet büyük depo kabının olduğu bir alanın olduğunu kanıtlamıştır. 42 adet pithosun bulunduğu bu alanda bir bölme duvarıyla birbirinden ayrılmış olan 2 depo mekanın olduğu anlaşılmıştır. 1’nolu depo mekanı 35 adet büyük depo kabı ile birlikte tasarlanmıştır. Büyük ölçekli depo kapları bugüne kadar Altıntepe, Yukarı ve Aşağı Anzaf Kaleleri, Kayalıdere, Ayanis, Çavuştepe, Argiştihinili, Karmir-Blur ve Bastam gibi çok sayıdaki krali Urartu kalesinden bilinmektedir. Benzer biçimde pithosların varlığı özellikle Van Ovası’nın tarımsal ürün depolama kapasitesi hakkında da önemli bilgiler sunmaktadır" dedi. "Kapların hacmi bin litre" Kevenli Kalesi’ndeki kazılar neticesinde bulunan depo kaplarının üzerinde ve içinde saklanan ürünlerin hacmi hakkında bilgi veren işaretlerle, çivi yazıtları da tespit edildiğini dile getiren Kuvanç, "Özellikle çivi yazıtları yağ veya içecek gibi sıvı ürünlerin burada depolanmış olabileceğini göstermiştir. Yapılan tahminler neticesinde bir depo kabının hacminin yaklaşık bin litre olabileceği tahmin edilmiştir. Bu tahminler de 35 adet pithosun olduğu bir deponun da yaklaşık 35 bin litre kapasitede olabileceğine işaret ediyor. Kevenli Kalesi kazıları; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Van Müze Müdürlüğü ve Iğdır Üniversitesi’nin katkıları ile gerçekleştirilmiştir. Ortaya çıkan mimari ve arkeolojik veriler doğrultusunda önümüzdeki yıllarda burada daha kapsamlı bir projenin gerçekleştirilmesi planlanmaktadır" diye konuştu.
Uludağ İçecek’ten İzmir’de "Bir Ulus Uyanıyor" resitali
08 Kasım 2024 Cuma - 22:55 Uludağ İçecek’ten İzmir’de "Bir Ulus Uyanıyor" resitali Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı onuruna, Uludağ İçecek Türk A.Ş. sponsorluğunda bestelenen “Bir Ulus Uyanıyor” adlı senfonik eser, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. Atatürk’ü Anma Konseri kapsamında İzmir’de sahnelenen anlamlı eser, Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasını onurlandırdı. İlk olarak 10 Aralık 2023’te Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ile prömiyerini gerçekleştiren Uludağ İçecek Türk A.Ş.’nin besteci ve orkestra şefi Oğuzhan Balcı’ya sipariş ettiği “Bir Ulus Uyanıyor” adlı eser, İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde İzmirliler ile buluştu. 2024 yılı boyunca Türkiye’nin dört bir yanında sergilenen eser, 18 Mayıs tarihinde CRR Senfoni Orkestrası tarafından İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda, 31 Ağustos’ta da Eskişehir Senfoni Orkestrası tarafından Eskişehir Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde, 25 Ekim’de Antalya Devlet Senfoni Orkestrası tarafından Antalya Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda sahnelenmişti. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen kurtuluş mücadelesini, halkın cesaretini ve vatan sevgisini anlatan “Bir Ulus Uyanıyor” eserinde, Mezzo Soprano Aylin Ateş, Tenor Ufuk Toker ve Bariton Caner Akgün solist olarak yer alırken; anlatımı Metin Yazarı Ersin Antep gerçekleştirdi. Erbak: "10 Kasım’ın onuruna buradayız" Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erbak, konser öncesi etkinlik hakkında açıklama yaptı. Erbak, "Geçtiğimiz sene Cumhuriyetimizin 100’üncü yılıydı. Bizim şirketimiz Uludağ Maden Suları Türk Anonim Şirketinin unvanı içindeki bulunan Türk unvanı, Türk ismi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bize bahşedilmiş büyük bir şereftir; ıslak imzasıyla. Geçtiğimiz sene Bursa Senfoni Orkestrası’nın şefi Oğuzhan Balcı arkadaşımızdan ve orkestranın Dernek Başkanı Mehdi Bey yüzüncü yıl için bir beste yapmasını rica etti ve bizi kırmadılar. Bir Ulus Uyanıyor eseri, bir senfoni orkestrası ve çok sesli seslendirilmiş güzel bir eser oldu. Bu akşam biz de 10 Kasım’ın onuruna buradayız. Orkestrada görev alan bütün müzisyen kardeşlerimize, hepsine çok büyük şükranlarımı ifade etmek isterim ve Kültür Bakanlığına da destekleri için tekrar teşekkür etmek istiyorum" dedi. Kamruz: "İzmir’den de bunu bekliyorduk" Bursa Filarmoni Orkestrası Derneği Başkanı Mehdi Kamruz ise, İzmir’de çok yoğun bir katılım var ve biz de bunu bekliyorduk. Bu eserin daha önceki gösterimlerinde ağlamayan insan yoktu. Ana sponsorumuz Uludağ İçecek sayesinde ve destekleriyle muhteşem bir eser ortaya çıktı. Çok mutlu olduk; Bursa adına da mutluyuz. İzmirliler’e de teşekkür ediyoruz" açıklamasında bulundu.