GÜNDEM - 17 Kasım 2024 Pazar 10:39

Selçuklu Belediyesi Glutensiz Satış Noktası çölyak hastalarının tercihi olmaya devam ediyor

A
A
A
Selçuklu Belediyesi Glutensiz Satış Noktası çölyak hastalarının tercihi olmaya devam ediyor

Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi tarafından dört yıl önce faaliyete geçirilen Glütensiz Satış Noktası çölyak hastalarına hizmet vermeye devam ediyor.


Selçuklu’nun her alanında faaliyetlerini sürdüren Selçuklu Belediyesi toplumun hassasiyetlerini de göz ardı etmiyor. Bu anlamda glüten duyarlılığı olan vatandaşlarını unutmayan Selçuklu Belediyesi, 4 yıl önce Konya Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde hizmete sunduğu Glütensiz Satış Noktası özellikle yolculuk yapan çölyak hastalarının kolay ulaşabildiği şekliyle hizmetini sürdürüyor. Buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan “glüten” isimli bir madde nedeniyle vücut bağışıklık sistemi tarafından verilen anormal yanıt sonucu ortaya çıkan çölyak hastalığı için kullanılması gereken glütensiz un, ekmek, simit, poğaça ve kurabiye, Selçuklu Belediyesi’nin Konya Otogarında kurduğu satış noktasında glüten hassasiyeti olan vatandaşların tercihi olmaya devam ediyor.



“Çölyaka dikkat çekmeye devam ediyoruz”


Çölyak hastalığının farkında olduklarını ve bu sebeple vatandaşların glütensiz ürünlere kolay ulaşmasının önemli olduğuna vurgu yapan Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Selçuklu’muzda yaşayan hemşehrilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda adım atmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede glüten hassasiyeti bulunan vatandaşlarımızın taleplerini de dikkate alarak dört yıl önce Konya Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde Glütensiz Satış Noktamızı faaliyete geçirmiştik. Buradaki satış noktamızda glütensiz ekmek, un, simit, poğaça, kurabiye, makarna ve birçok ürün yer alıyor ve bu konuda vatandaşlarımızdan olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bu hizmetimizden sadece Selçuklu’daki hemşehrilerimiz değil otogarın lokasyon olması sebebiyle ülkemizin her noktasından gelen vatandaşlarımız da kolaylıkla yararlanabiliyor. Satış noktamızdaki glütensiz ürünleri Karatay Belediyemizin Halk Ekmek Fabrikası’ndan temin ediyoruz. Şehrimizi fiziksel olarak imar ederken vatandaşlarımızın sağlığı da bizler için büyük önem taşıyor. Bu anlayışla çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.



Vatandaşlar Glütensiz Satış Noktası’ndan memnun


Satış noktasından hizmet alan vatandaşlar da Selçuklu Belediyesi Glütensiz Satış Noktası’nın kurulmasından ve Çölyak hastalarının düşünülmesinden dolayı Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı’ya teşekkürlerini ilettiler. Selçuklu Belediyesi tarafından satılan glütensiz ekmekler 3 buçuk lira, un ise 50 liradan satışa sunuluyor. Ayrıca glütensiz ürün satış noktası pazar günü hariç hafta içi her gün 08.00-19.00 saatleri arasında cumartesi günleri ise 09.00-18.00 saatleri arasında hizmet veriyor.



Selçuklu Belediyesi Glutensiz Satış Noktası çölyak hastalarının tercihi olmaya devam ediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri “Prematüre bebeklerde sağlıklı yaşam kapasitesi mevcut” Acıbadem Kayseri Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Merve Karaca, prematüre bebeklerin sağlıklı yaşam kapasitelerinin mevcut olduğunu söyleyerek, “Prematürenin risklerini bilmek ve takibini bu doğrultuda yapmak önemlidir” dedi. Normal bir gebeliğin 40 hafta olduğunu dile getiren Acıbadem Kayseri Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Merve Karaca, 37 haftanın altında doğan bebeklerin prematüre olarak kabul edildiğini söyledi. Dünyada doğan her 10 bebeğin 1 tanesinin prematüre olarak doğduğunu belirten Karaca, “Sağlıklı yaşam ve sağlıklı bir gebelik süreci normal, zamanında ve sağlıklı bir doğumla başlar. Ancak her 10 bebekten biri prematüre olarak doğmaktadır. 2022 yılında ülkemizde bu oran yüzde 12.9 olarak ön görülmüştür” ifadelerini kullandı. “Prematüre doğuma yol açan birçok neden var” Prematüre doğumun özellikleri olduğunu vurgulayan Dr. Karaca, “Bir bebeğe prematüre demek için 37 haftadan önce doğması gerekir. Normal bir doğum süreci ortalama olarak 40 haftadır. Doğum haftası ne kadar az olursa, prematürelerde ortaya çıkabilecek sağlık sorunları artabilir. Prematüre ile ilgili birçok problem olabileceği için prematürenin risklerini bilmek ve gebelik takibini bu doğrultuda yapmak çok önemlidir. Prematüre doğuma yol açan birçok neden vardır. Bunlar risk kabul edilir. İleri anne yaşı, genç anne yaşı, çoğul gebelik, annenin gebelikte geçirdiği enfeksiyonlar, kronik hastalıklar, annenin gebeliğinde sigara, alkol ve uyuşturucu gibi maddeler kullanması, sık gebelik olması yani 2 gebelik arasında az zaman olması, daha önceden prematüre doğum öyküsünün olması prematüre riskini artırır. Ancak prematüre doğuma yol açan nedenlerden bazıları değiştirilemeyen genetik ve çevresel faktörlerdir. Prematüre takibi önemlidir bu yüzden gebeliğin prematüre doğum açısından riskli görünen durumlarda ayrıntılı takip edilmesi ve bu gibi durumlarda uygun ortamlarda, prematüre bir bebek doğduğu zaman ona müdahale edilebilecek tıbbi donanım ve uzman ekiplerin olması çok önemli hale gelir” dedi. “Prematüre bebek takibi daha sık yapılmalıdır” Prematüre bebeklerin sağlıklı bir yaşam kapasitesinin mevcut olduğunu aktaran Karaca sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sadece bu bebeklere destek gerekmektedir. Güvenilir ellerde, iyi bir bakımla prematüre bebeklerde onları bekleyen sorunların üstesinden gelinebilmektedir. Prematüre bebekler normal bebeklere göre daha fazla nörolojik, gelişimsel ve birçok sağlık sorunları yaşayabilmektedir. Bu bebeklerin daha sık takipleri yapılarak, belli sorunları aşana kadar yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde takip edilerek, normal yaşam sürdürebilme ihtimalleri artırılabilmektedir.”
Kayseri “Prematüre bebeklerde sağlıklı yaşam kapasitesi mevcut” Acıbadem Kayseri Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Merve Karaca, prematüre bebeklerin sağlıklı yaşam kapasitelerinin mevcut olduğunu söyleyerek, “Prematürenin risklerini bilmek ve takibini bu doğrultuda yapmak önemlidir” dedi. Normal bir gebeliğin 40 hafta olduğunu dile getiren Acıbadem Kayseri Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Merve Karaca, 37 haftanın altında doğan bebeklerin prematüre olarak kabul edildiğini söyledi. Dünyada doğan her 10 bebeğin 1 tanesinin prematüre olarak doğduğunu belirten Karaca, “Sağlıklı yaşam ve sağlıklı bir gebelik süreci normal, zamanında ve sağlıklı bir doğumla başlar. Ancak her 10 bebekten biri prematüre olarak doğmaktadır. 2022 yılında ülkemizde bu oran yüzde 12.9 olarak ön görülmüştür” ifadelerini kullandı. “Prematüre doğuma yol açan birçok neden var” Prematüre doğumun özellikleri olduğunu vurgulayan Dr. Karaca, “Bir bebeğe prematüre demek için 37 haftadan önce doğması gerekir. Normal bir doğum süreci ortalama olarak 40 haftadır. Doğum haftası ne kadar az olursa, prematürelerde ortaya çıkabilecek sağlık sorunları artabilir. Prematüre ile ilgili birçok problem olabileceği için prematürenin risklerini bilmek ve gebelik takibini bu doğrultuda yapmak çok önemlidir. Prematüre doğuma yol açan birçok neden vardır. Bunlar risk kabul edilir. İleri anne yaşı, genç anne yaşı, çoğul gebelik, annenin gebelikte geçirdiği enfeksiyonlar, kronik hastalıklar, annenin gebeliğinde sigara, alkol ve uyuşturucu gibi maddeler kullanması, sık gebelik olması yani 2 gebelik arasında az zaman olması, daha önceden prematüre doğum öyküsünün olması prematüre riskini artırır. Ancak prematüre doğuma yol açan nedenlerden bazıları değiştirilemeyen genetik ve çevresel faktörlerdir. Prematüre takibi önemlidir bu yüzden gebeliğin prematüre doğum açısından riskli görünen durumlarda ayrıntılı takip edilmesi ve bu gibi durumlarda uygun ortamlarda, prematüre bir bebek doğduğu zaman ona müdahale edilebilecek tıbbi donanım ve uzman ekiplerin olması çok önemli hale gelir” dedi. “Prematüre bebek takibi daha sık yapılmalıdır” Prematüre bebeklerin sağlıklı bir yaşam kapasitesinin mevcut olduğunu aktaran Karaca sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sadece bu bebeklere destek gerekmektedir. Güvenilir ellerde, iyi bir bakımla prematüre bebeklerde onları bekleyen sorunların üstesinden gelinebilmektedir. Prematüre bebekler normal bebeklere göre daha fazla nörolojik, gelişimsel ve birçok sağlık sorunları yaşayabilmektedir. Bu bebeklerin daha sık takipleri yapılarak, belli sorunları aşana kadar yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde takip edilerek, normal yaşam sürdürebilme ihtimalleri artırılabilmektedir.” (MK-TB-