GÜNDEM - 16 Kasım 2024 Cumartesi 10:24

78 yaşında hipertansiyon, kolesterol ve şeker başlangıcını koşarak yendi

A
A
A
78 yaşında hipertansiyon, kolesterol ve şeker başlangıcını koşarak yendi

Konya’da 106 kilo olan, hipertansiyon, kolesterol ve şeker başlangıcı rahatsızlığından dolayı vücudunun rahatlaması için öneri üzerine spora başlayan 78 yaşındaki inşaat mühendisi Yaşar Dadak, başladığı koşuyla hem rahatsızlıklarından kurtuldu, hem de girdiği koşu yarışmalarında 75 yaş grubunda şampiyonluk kazandı.


Konya’da yaşayan inşaat mühendisi 78 yaşındaki Yaşar Dadak, 2014 yılında 106 kilo ağırlığa ulaşırken, hipertansiyon, kolesterol ve şeker başlangıcı olduğu belirlendi. Yaşar Dadak’ın doktoru, ilaçların raporlu olacağını ve ömür boyu kullanması gerekebileceğini söylerken, spor yaparak vücudunun rahatlayabileceği önerisinde bulundu. Dadak, bunun üzerine spor yapmaya başladı. Sonrasında davet üzerine katıldığı koşu yarışmasını birinci olarak tamamlayan Dadak yarışmalara katılmaya devam ederek irdiği koşu yarışmalarında 75 yaş grubunda Balkan Şampiyonluğuna kadar uzandı.



“Sporla şu anda geldiğim seviyede hiçbir şekilde ilaç kullanmıyorum”


10 yıl önce dikkat etmediği kilolarla beraber bazı rahatsızlıkların da ortaya çıktığını anlatan 78 yaşındaki Yaşar Dadak, “Kendimize çok fazla bakmadığımızdan, dikkat etmediğimizden, yediğimiz, içtiğimiz belli olmadığından bilhassa akşam yemeklerini geç, zamansız yediğimizden dolayı abur cubur 106 kiloluk bir insan düşünün, sene 2013 - 2014 yıllarında 106 kilo ağırlığında bir insandım. Öyle bir rahatsızım ki bir kat arası çıkarken iki kere dinlenmek durumundayım. Doktora gittik bana ‘senin hipertansiyon, kolesterol raporlu duruma gelmiş, bundan sonra bu ilaçlarla arkadaş olacaksın. Ömrünün sonuna kadar da kullanacaksın’ cevabını aldım. Beni gerçekten çok üzdü, etkiledi. İnsanın bir yere bağlı olması, bu yiyecek içecek de olabilir, ilaç da olabilir bağımlı olması çok rahatsız eder. O sırada böyle bir arayış içerisindeyken çok sevdiğim arkadaşlarımdan biri dedi ki, ‘Yaşar amca bir teknik var tıp dilinde, Konya’da öbölek dediğimiz bir şey asalak olarak ağaçlardan yetişen bitki, onun çayıyla kayınvalidem çayını içti, biraz da spor yaptı. Şu anda sağlıklı’ dedi. Doktorum da ‘artık rapor durumuna gelmişsin, sen kullanacaksın ilaçları ama sporla rahatlarsın, geçmeyebilir dedi. Ben de yürümeye karar verdim ama beceremiyordum, sonra başladım. Postacı yürüyüşü gibi ama ritmini beceremediğim için koşmaya başlıyordum. Bunu yaparken sağımdan solumdan da ‘kocaman adam ne koşar’ diye utancımdan, baktım olmayacak, geceleri, sabah namazından önce çıkmaya başladım ve bunu uzun müddet devam ettirdim. Uzun bir süre sonra ilacıma devam ederken o sırada ökse otuna da başladım. Hatta bu otla beraber ilacı aldığımda bir gün beni sarstı. Eczaneye gittim ‘sen ne yaptın, tansiyonun düşmüş’ dediler. Bir şey demedim ama ben anladım, daha sonra yavaş yavaş ilacı azalttım. Sporla şu anda geldiğim seviye ise hiçbir şekilde ilaç kullanmıyorum” şeklinde konuştu.



“Katıldığım 300’e yakın yarışta hemen hemen yüzde 90’ı şampiyonlukla biten yarışlarım var”


Azimle devam ettiği sporda Balkan sıralamasında birinciliği hak eden Dadak, “Koşuya devam ederken Kocaeli’de bir yarışma varmış sağ olsun dönemin belediye başkanı da yakın dostumdu, onun da davetiyle koşuda yer aldım. Sonra koşu başladı ve birinci olmuşum, bilmiyordum. Dedim ki ‘yanlış oldu herhalde’ sonra bana ‘birinci oldun sen’ dediklerinde şaşırdım. Ama bendeki bu gelen tutku, hırs sadece o hastalık süresi öncesi yani ilaçla spora başlamadan önceki süreçte 4 yıl gibi bir zaman ben yatakta sırtımda iki yastık, ayaklarım uzun vaziyette yatarken, kafamı uzattığım zaman beynime yapan kan basıncıyla hemen uyanıyordum, rahatsız oluyordum. Bunların hepsini attım şu anda hiçbir rahatsızlığım yok. Hiçbir şekilde de kilo verirken şunu yemeyeyim, şunu az yiyeyim diye bir şey demedim, sporla kilomu verdim, sporla bu seviyeyi yakaladım. Şu ana kadar 300’e yakın yarışlarda aldığım hemen hemen yüzde 90’ı şampiyonlukla biten yarışlarım var. En son Karadağ’dan geldim bundan 1 ay önce. 4 yarıştan 4’ünde kürsü yaptım. İkisini de Balkan rekoru olarak getirdim. Ama kazanmış olduğum en büyük şey şükürler olsun şu anda hiç kimseye ihtiyacım olmadan o merdivenleri üçer üçer dinlenerek çıkarken şimdi üçer basamakla zıplayarak çıkabiliyorum” diye konuştu.



78 yaşında hipertansiyon, kolesterol ve şeker başlangıcını koşarak yendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karaman Üniversiteli anne hem koyunlarına hem de kendi kuzusuna bakıyor Karaman’da üniversiteden mezun olduktan sonra köyünde devletten aldığı hibe ile hayvancılık yapmaya başlayan 30 yaşındaki Sümeyye Teber hem annelik yapıyor hem de 70 koyuna bakıyor. Karaman merkeze bağlı Kızık köyünde yaşayan 30 yaşındaki Sümeyye Teber, Erciyes Üniversitesi Safiye Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu Laborant ve Veteriner Sağlık Teknikerliği Bölümünden mezun olduktan sonra Uzman Eller Projesi kapsamında devletten aldığı 250 bin liralık hibe ile 51 koyun ve 2 koçla çiftlik kurdu ve 51 koyunu 1 yıl içerisinde 70’e çıkardı. 3 yaşındaki oğlu ile birlikte hayvancılık yapan Teber hayalindeki işi yapmanın mutluluğunu yaşıyor. "Aldığım 250 bin liralık hibe ile 51 adet koyun ve 2 koç alarak işe başladım" Üniversiteden mezun olduktan sonra hayvancılıkla uğraşmaya başlayan 30 yaşındaki Sümeyye Teber, “Erciyes Üniversitesi Safiye Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu Laborant ve Veteriner Sağlık Teknikerliği mezunuyum. Karaman’ın Kızık köyünde yaşıyorum ve hayvancılık yapıyorum. Karaman, hayvancılık ve tarımın ön planda olduğu bir şehrimiz. Hayvancılığa uzaktan da olsa aşinalığım vardı. Üniversitede, hayvancılığın ileride daha verimli olacağını düşündüğüm için bu bölümü seçtim. Mezun olduktan sonra, imkanlar el verdikçe bu işe başladım. Şu an geliştirme aşamasındayım. 2023 yılında Uzman Eller Projesi kapsamında aldığım 250 bin liralık hibe ile 51 adet koyun ve 2 koç alarak işe başladım. Şu an 70’e çıkardım, yaklaşık 2-3 yıl içerisinde mevcut sayıyı iki katına çıkararak devam etmek istiyorum. Hayalim her zaman kendi işimi yapmaktı, kendi işimin başında olmaktı. İmkanlar el verdiği için bu işe başlayabildim. Devlet projesi ile hibe almak büyük bir avantaj oldu, bu sayede kendimi geliştirebildim. Şu an yaklaşık 70 tane dişi hayvanımız var ve bunu minimum 250 kapasiteye çıkarmayı hedefliyoruz. Şu anda hem yavru verimi hem de süt verimi açısından iyi sonuçlar alıyoruz. İleride bu sütü işleyerek satmak, yani yoğurt ve peynir gibi ürünler üreterek satışa sunmayı planlıyorum” dedi. “Çocuğumla birlikte bu işi yapabilmek çok güzel” Devletin çeşitli hibe ve kredileri olduğunu belirten Teber, “Bunları araştırabilirler, ben de yaklaşık bir yıl araştırdıktan sonra Uzman Eller Projesi’ne denk geldim, benim için büyük bir şanstı. Hibe dışında genç çiftçi kredileri, hayvancılık kredileri, hayvan alımından sonra yem kredileri gibi imkanlar var. Eğer ailelerinden destek alıyorlarsa ve mevcut bir yerleri varsa, bu kredilerle işe başlayabilirler. Elbette her işte olduğu gibi ilk 2-3 yıl biraz zorlanacaklardır ama daha sonra kendi işlerini yapmak ve bu konuda uzmanlaşıp kaliteli bir seviyeye ulaşmak, bu işe ayrı bir değer katacaktır. Sabit olarak 8-5 bir işte çalışsalar, başka insanlarla muhatap olacaklar, o işin zorluklarını yaşayacaklar ve kariyer sahibi olmak için en azından 1-2 yıl çabalayacaklar. Hayvancılıkta da aynı. Krediyi alıp işe başladıklarında, hatta bir veteriner bile olsalar, ilk başlarda zorlanabilirler, ‘yapamıyorum’ diyebilirler ama bence bir kadın bir evi çekip çeviriyorsa, bir çocuğu büyütebiliyorsa yani bu dünyaya bir insan yetiştirebiliyorsa, kolaylıkla hayvan da yetiştirip bu işi de başarabilir. Ben hayvancılığa 51 koyun ile başladım, şu an 70 tane var ve hepsi gebe. Bu gelen kuzularla sayıyı en az 100’e tamamlayacağım. Başta zorlanacağımı düşündüm ama işin göründüğünden daha kolay olduğunu fark ettim. Türk kadınları cephede bile kendini göstermiştir; böyle bir atalara sahipken, biz de gayet başarılı bir şekilde hayvancılığı yapabiliriz. Deneyen herkesin bu konuda başarılı olabileceğini düşünüyorum. Hayvanlarla ilgileniyoruz, onların kuzularını bekliyoruz ama kendi kuzuma da vakit ayırıyorum. Evet, biraz zorluğu olabiliyor ama üstesinden gelebiliyorum çünkü oğlum da benim gibi hayvanları severek büyüdü. Beraber bile çıkıp bu işleri yapabiliyoruz. O yüzden, çocuğumla birlikte bu işi yapabilmek çok güzel” diye konuştu.
Tunceli Tunceli’de, filmlere konu olacak dolandırıcılık olayı Tunceli’de, define bulma, define kazma ve tarihi eser satışı vaadiyle kimi vatandaşları dolandıran şahısların bulunması amacıyla çalışma başlatıldı. Yetkililer, yalan ve kandırıcı vaatlerde bulunarak vatandaşları mağdur etmeye çalışanlara karşı dikkatli olunması yönünde çağrıda bulundu. Tunceli’nin Hozat ilçesinde kimi vatandaşların, define bulma, define kazma ve tarihi eser satışı yoluyla dolandırıldıkları ortaya çıktı. Güvenlerini kazanarak para temini sağlayan şahıslarca dolandırıldıklarını anlayan vatandaşların başvurusu üzerine polis ve jandarma tarafından çalışma başlatılırken Cumhuriyet Savcılığı tarafından da tahkikata başlandığı belirtildi. Kimi vatandaşların yüz binlerce lira dolandırıldığının öğrenildiği olaylara ilişkin başta köy muhtarları olmak üzere vatandaşlara bilgilendirmelerde bulunulurken Hozat Belediye Başkanlığı da dolandırıcılık olaylarına karşı dikkatli olunmasını isteyen açıklama yayımladı. Belediye açıklamasında, ’’İlçemizde define bulma, define kazma ve tarihi eser satışı yönünde vatandaşlarımızı dolandırmaya çalışan yabancı şahıslar görülmüştür. Bu dolandırıcılar, çeşitli yalan ve kandırıcı vaatlerle halkımızı mağdur etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca son dönemde telefon yoluyla kendini kamu görevlisi olarak tanıtıp para talep eden dolandırıcıların da faaliyet gösterdiği gözlemlenmiştir. Vatandaşlarımızın dikkatli olmaları ve bu tür şüpheli durumlarla karşılaştıklarında derhal kolluk kuvvetlerine başvurmaları önemli rica olunur. Unutmayınız, kolluk kuvvetleri sizden telefon yoluyla para istemez. Dolandırıcılık girişimlerine karşı vatandaşlarımızın dikkatli olmaları önemli duyurulur” ifadelerine yer verildi.