GÜNDEM - 03 Nisan 2025 Perşembe 14:27

Ahi esnafından boykot yerine üretim çağrısı

A
A
A
Ahi esnafından boykot yerine üretim çağrısı

Kırşehir’de Ahilik geleneğini sürdüren esnaf, ekonomik sorunlar karşısında boykot ve protesto yerine üretim ve çalışmayı arttırmayı savunuyor.


Ahilik Kültürünün başkenti olarak bilinen Kırşehir’de, yerel esnaf ekonomik dalgalanmalara karşı ortak duruş sergiliyor. Ahi esnafı; sorunların çözümlerinin üretimden geçtiğini belirterek, işlerine dört elle sarılmaya devam edeceklerini belirtti. Konuyla ilgili açıklamada bulunan ve şehirde berberlik yapan Mustafa Demir "Biz Ahi esnafıyız. Bizlerin hedefi çalışmak üzerine, boykot söylemlerine de karşıyız. Ahi esnafı olarak bayram öncesinde de sonrasında da çalışmalarımızı sürdürdük. Bizler üreteceğiz ve bizlerden sonraki nesiller rahat nefes alacak. Devletimizin yanındayız" dedi.



"Boykot yok üretim var"


Şehirde ikinci çarşı üzerinde konfeksiyon dükkanı işleten İsa Yılmaz ise açıklamasında; "Boykot falan yok. Biz, devletin ve milletin yanındayız. Bu vatan varsa bizler varız, vatan yoksa bizler zaten yokuz. Birilerinin çağrıları sonrasında da bu millet boykot yapmaz. Kimse ‘kendini zeki milleti aptal sanmasın’ diye konuştu.


Terzilik yaparak hayatını sürdüren Levent Çalışır ise boykot yok kardeşim sadece üretim var diye belirtti.



Ahi esnafından boykot yerine üretim çağrısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Uzman Klinik Psikolog Bilir: "İmposter Sendromu, mükemmeliyetçi kişilerde sık görülüyor" Başarılarının takdir edilmesine rağmen kişinin kendi başarına inanmaması ve takdiri hak etmediğini düşünmesinin yanı sıra başkalarını da aldattığını hissetmesinin sık görülen bir durum olduğunu belirten Acıbadem Bodrum Hastanesi’den Uzman Klinik Psikolog Özge Bilir; "Bu his, İmposter (Sahtekarlık) Sendromu olarak bilinen psikolojik bir durumun belirtisi olabilir. Üstelik toplumda görülme oranı çok yüksek bir sendromdur" dedi. Kendi başarılarını kabullenemeyen ve elde ettiği sonuçları dış etkenlere bağlayan bireylerde görülen imposter sendromunun özellikle mükemmeliyetçi ve yüksek beklentilere sahip kişilerde yaygın görülen bir durum olduğuna dikkat çeken Acıbadem Bodrum Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Özge Bilir, bu kişilerdeki algı sorununu "İmposter sendromuna eşlik eden bilişsel çarpıtmalar, bireyleri gerçeklikten uzaklaştırabilir. Kişilerdeki ya hep ya hiç düşüncesi, zihinsel filtreleme, felaketleştirme ve zihin okuma gibi bilişsel yanılsamalar, bireyin kendi başarılarını görmezden gelmesine ve öz-değerini sorgulamasına yol açabilir" diyerek ifade etti. 1978 yılında tanımlanan imposter sendromunun yaygın görüldüğüne dikkat çeken Psikolog Bilir; önceleri sadece başarılı kadınlarda görüldüğü düşünülse de, bugün hem erkeklerde hem kadınlarda yaygın olarak rastlanan bir durum olduğunu, yapılan araştırmalara göre dünya genelinde yaklaşık yüzde 42, ABD’de ise yüzde 70 oranında görüldüğünü belirtti. "Başarılarını görmeme eğilimindeler" Uzman Klinik Psikolog Özge Bilir, bu sendromun bireylerin gerçek dışı duygularla hareket etmesine neden olduğunu belirterek, "Bireyler, başarılarını tesadüfe ya da dış faktörlere bağlama eğilimindedir. Başarılarını görmeme eğilimindedir. Mükemmeliyetçi oldukları için en küçük hataları bile büyütebilir ve kendilerini yetersiz hissedebilirler" dedi. Bu sendromda kişilerin "yeterli hissedememe, başarılarını küçümseme ve tesadüfe yorma eğiliminde olduklarını belirten Bilir, yaşanan duygu durum ile ilgili şunları söyledi: "Diğer insanlar tarafından onaylansalar dahi inanmakta güçlük çekebilir hatta iltifatları kabul etmekte zorlanabilirler. Duygu ve düşüncelerini gösterebilme becerileri zayıftır. Endişelerini kontrol edebilmeleri zorlaşmıştır. Yardım talep etmek onlar için zordur çünkü başarısızlık göstergesi olarak yorumlarlar. Başkalarını övmek ve onların başarılarını gözlerinde yüceltme konusunda sıkıntı yaşamazlar fakat durum kendi başarılarına gelince onları yok sayarlar" "Mükemmeliyetçi anne babalar, çocukları etkiliyor" Çocukluk çağında aileden duyulan ve öğretilen inanışların çocukları çok etkilediğini, bu sendromun özellikle mükemmeliyetçi ebeveynlerin çocuklarında daha sık görüldüğüne dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ailesinin isteklerini karşılamaya çalışan çocuklar, yetişkinliklerinde bu durumu yaşamaya yatkındır. Fazla baskıcı bakım verenlerle büyümek, performans kaygısına sahip olmak, yaşadığımız toplumun normları da bireyleri etkilemektedir. Güvensizlik ve düşük özgüven de nedenler arasındadır. Ayrıca iş yaşamında da görülen bir sendrom. Kariyerinin başındaki kişilerde, yüksek başarı gösteren bireylerde de yaygındır. Kadınlarda görülme sıklığının daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Cinsiyet ayrımcı yaklaşımlar, eşit olmayan çalışma şartları ve başarıların yeterince fark edilmemesi, bu sendromun gelişiminde etkili faktörlerdendir" "10 farklı düşünce kalıbı görülüyor" İmposter Sendromu olan kişilerde belli başlı bazı düşünce kalıpları görüldüğü belirten Bilir; "Zihin Okuma, Felaketleştirme, Ya Hep Ya Hiç Tarzı Düşünme, Duygudan Sonuca Atlama, Etiketleme, Zihinsel Filtreleme, Aşırı Genelleme, Kişiselleştirme, Zorunluluk İfadeleri, Olumluyu Azımsama olarak 10 farklı düşünce şekilleri olarak gruplandırılmıştır. Ayrıca davranış kalıpları da vardır; her işi mükemmel yapmak isterler. Kusursuzluk arayışı en küçük hatayı bile büyütmelerine neden olur. Aşırı çalışırlar. Fazla sorumluluk alıp kontrolcü davranma eğilimi gösterirler. Yeni bir zorlukla karşılaşınca kendilerini kolayca yetersiz hissedebilirler. Ayrıca grup çalışmalarından kaçınmayı, bağımsız çalışmayı tercih ederler" dedi. "Nasıl başa çıkabilirsiniz?" Uzman Klinik Psikolog Özge Bilir, imposter Sendromu ile başa çıkma konusunda kişilerin şu adımları atabileceğini belirterek şu önerileri dile getirdi; "Gerçekçi beklentiler oluşturun ve başarılarınızı göz ardı etmeyin. Olumsuz iç sesinizi sorgulayın, eleştirilerinizi kanıtlarla destekleyin. Kıyas yapmaktan kaçının ve hatalara alan tanıyın. Performans anksiyetesine neden olan düşünceleri fark edin. Bir uzmandan profesyonel destek almaktan çekinmeyin. Kendinizi sürekli olarak başarılarınızı sorgularken buluyorsanız, bu düşünce kalıplarının sizi gerçeklikten uzaklaştırdığını fark etmek ve psikoterapi desteği almak, öz-güveninizi geliştirme yolunda atılacak en önemli adımlardan biri olabilir. Bu noktada bilişsel davranışçı terapiler, kişinin olumsuz düşüncelerini fark etmesine ve gerçekçi beklentiler oluşturmasına yardımcı olabilir"
Antalya Antalya’a bayramda isteğini bulamadı, gözler paskalya tatilinde Antalya’da otelciler, 9 günlük bayram tatilinde yakalayamadığı doluluğu Paskalya’da telafi etmeyi hedefliyor. POYD Başkanı Hakan Saatçioğlu, hava şartları ve tatilin son anda uzatılması nedeniyle bayramda beklenilen yoğunluğun oluşmadığını ifade ederek, rotayı 11 Nisan’da başlayacak Paskalya tatiline çevirdiklerini açıkladı. Saatçioğlu, "Paskalya’da otelleri hemen hemen yüzde 100 dolduracağız" dedi. Ramazan Bayramı tatilinde Antalya’daki oteller hedeflediği doluluğu yakalayamadı. Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Saatçioğlu, açık olan tesislerde doluluk oranlarının yüzde 80-85 seviyelerinde kaldığını belirtti. Hava şartlarının etkili olduğunu vurgulayan Saatçioğlu, "Maalesef beklenen yüzde 90-95 doluluğa ulaşamadık" dedi. "Tatil kararı geç açıklandı" Bayram tatilinin son dakika 9 güne çıkarılmasının sektördeki beklentileri karşılamadığını söyleyen Saatçioğlu, "Bu karar daha erkenden duyurulsaydı, tatil planları daha önce yapılır, doluluklara da olumlu yansırdı" ifadelerini kullandı. Hedef, Paskalya tatili Turizm sektörü şimdi 11 Nisan’da başlayacak Paskalya tatiline odaklandı. Avrupa pazarından gelecek misafirlerle birlikte Antalya’da yoğunluk yaşanması bekleniyor. Saatçioğlu, "Paskalya döneminde doluluk oranı hemen hemen yüzde 100’e ulaşacaktır. Şimdiden oteller bu tarihe konsantre olmuş durumda" diye konuştu.