ÇEVRE - 10 Kasım 2024 Pazar 13:08

Türkiye’deki anıt ağaçlarda mantar tehlikesi

A
A
A
Türkiye’deki anıt ağaçlarda mantar tehlikesi

Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy; Avrupa’da görülen ve özellikle anıt ağaçları olumsuz etkileyen mantar hastalığının ülke sınırları içerisine girdiğini söyleyerek; yayılma ihtimaline karşı gerekli önlemlerin alınması uyarısında bulundu.


Ağustos ayında Kayseri Ağaç Fosili Yüzeyi Araştırması çalışmasında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Prof. Dr. Ünal Akkemik’in; Avrupa’da ağaçlar arasında hızla yayılan bir mantar hastalığından ve özellikle anıtsal ağaçları etkilediğinden bahsettiğini aktaran Prof. Dr. Özsoy; heyet ile birlikte Kayseri’de araştırma yaptıklarını söyledi. Araştırmalarda Kayseri’de mantar hastalığının olmadığını tespit ettiklerini ancak bu olmayacak anlamına gelmediğini ifade eden Prof. Dr. Özsoy; "Ünal akkemik; İspanya’da, İtalya’da, Fransa’da, Yunanistan’da böyle bir salgının olduğunu ve tek çaresinin maalesef ağaçların kesilerek yayılmasını önlemek olduğunu söyledi. Dolayısıyla biz bundan endişeleniyorduk. Fakat bu mantar hastalığı Türkiye’ye de ulaştı. Hatta bazı şehirlerimizde herkesin gözü önünde olan ağaçlar, mantarın yayılmasının önüne geçebilmek için kesildi. Bu bilgi bizim için yeni, özellikle anıtsal ağaçlar arasında yayılan mantar hastalığının varlığından haberimiz yoktu. Kayseri olarak ağaçlarımızın güvende olup olmadığı aklımıza geldi. Prof. Dr. Ünal Akkemik hoca ile şehrin içindeki bazı anıtsal ağaçları beraber dolaştık. Kayseri’de şuana kadar gözüken bir hastalığın olmadığını söyledi. Bu gelmeyecek manası taşımıyor, bunun için bir farkındalık olması gerekiyor. Türkiye’de yayılma yerlerinin takip edilmesi gerekiyor. Marmara’ya ulaştı ise Türkiye’ye de yayılma ihtimali çok yüksek" ifadelerini kullandı.



Türkiye’deki anıt ağaçlarda mantar tehlikesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.