POLİTİKA - 11 Aralık 2025 Perşembe 12:48

Başkan Altun: "Sorun, asgari ücretin artması değil, alım gücünün yok olmasıdır"

A
A
A
Başkan Altun: "Sorun, asgari ücretin artması değil, alım gücünün yok olmasıdır"

Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Erdal Altun; yaptığı basın açıklamasında asgari ücretin artmasının değil alım gücünün yok olmasının sorun olduğunu söyleyerek, "GSS uygulaması yeniden düzenlenmelidir" dedi.


Saadet Partisi olarak alın terini savunmaya devam edeceklerini söyleyen Erdal Altun; "2026 yılı asgari ücret görüşmelerinin başladığı bu günlerde, milyonlarca çalışanımızın geleceğini ilgilendiren son derece kritik bir süreçten geçiyoruz. 2025 yılı için net 22.104 TL olarak belirlenen asgari ücretin, 2025 yılının son günlerine geldiğimizde alım gücü ortadadır ve maalesef açlık sınırının dahi altına düşmüştür. Bugün 2026 yılı için konuşulan rakamlar ise, ülkemizde enflasyonun bu denli yüksek olduğu bir dönemde 27 bin olsun mu, 28 bin mi olsun tartışmalarının ötesine geçememektedir. Oysa mesele yalnızca rakam tartışması değildir. Mesele asgari ücretlinin insanca yaşayabileceği bir gelir seviyesine ulaşmasıdır. Ne yazık ki bugün geldiğimiz noktada asgari ücretli çalışanlarımız bitmiş, tükenmiş, nefes alamaz hale gelmiştir. Sorun, asgari ücretin artması değil, alım gücünün yok olmasıdır. Evet, asgari ücreti artırmak önemlidir ama asgari ücretlinin alım gücünü korumak daha önemlidir. Her yıl aynı tabloyu görüyoruz. Asgari ücrete zam yapıldığı günün ertesi, iğneden ipliğe tüm ürünlere gelen zamlarla, işçinin maaşı daha cebine girmeden erimekte, birkaç ay içinde eski seviyesinin bile altına düşmektedir. Bu kısır döngü, çalışanlarımızı yoksullaştırmakta, aileleriyle birlikte hayata tutunmalarını zorlaştırmaktadır. Saadet Partisi olarak meseleye sadece eleştiren değil, çözüm üreten bir anlayışla yaklaşıyoruz. Bugün burada üç temel çözüm önerimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Birincisi asgari ücrette sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması. Asgari ücrete yapılacak artışın işveren üzerinde ciddi bir yük oluşturduğu bilinmektedir. Bu nedenle asgari ücret sigorta primlerinin tamamı veya bir kısmı devlet tarafından karşılanmalı, işverenin üzerindeki yük hafifletilmeli, böylece işçinin maaşına doğrudan yansıyacak net bir artış sağlanmalıdır. Bu model hem çalışanı korur hem işvereni ayakta tutar. İkincisi enflasyonla etkin mücadele ve zamların zammının önlenmesi. Asgari ücrete zam yapılır yapılmaz tüm sektörlerde fiyatların artması artık kronik bir sorundur. Bunun için enflasyonun gerçek ve kalıcı şekilde düşürüleceği bir ekonomik program, asgari ücret artışını fırsata çeviren fiyat dalgalanmalarına karşı etkin denetim mekanizmaları, zamların otomatikleşmesine engel olacak güçlü bir piyasa kontrolü ve enflasyonla mücadelenin en birinci şartlarından olan üretimin desteklenmesi ön plana alınmalıdır. Unutmayalım ki ücret artışı değil, fiyat istikrarı kalıcı refah getirir. Son olarak da vatandaşın alım gücünü artıracak kapsamlı sosyal politikalar üretilmelidir. Asgari ücretlinin alım gücünü korumak adına temel gıda ürünlerinde fiyat istikrarı, kamu hizmetlerinde fahiş fiyat artışlarının durdurulması, ulaşım, eğitim, enerji ve barınma alanlarında vatandaşın yükünü hafifletecek politikalar, dar gelirliyi koruyan hedefli sosyal destek programları hayata geçirilmelidir. Biz Saadet Partisi olarak emeği savunmaya, adil paylaşımı savunmaya ve alın terinin karşılığını savunmaya devam edeceğiz. 2026 yılı asgari ücret görüşmelerinin, çalışanlarımızın hayat şartlarını iyileştirecek bir anlayışla sonuçlanmasını umuyor; hükümete, ilgili kurumlara ve tüm paydaşlara sorumluluklarını hatırlatıyoruz" dedi.


Altun, gençlerin borçlanmalarına son verilmesi gerektiğini söyleyerek; "Bir diğer konu GSS primine yapılan yüzde 100’lik artış. Hepinizin bildiği üzere, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararnameyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim oranı yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkarılmış, yani tam iki katına yükseltilmiştir. Bu düzenleme sonucunda 780 TL olan GSS primi, 1.560 TL’ye yükselmiş; hiçbir geliri olmayan yüz binlerce vatandaşımız için adeta ödenemez bir yük haline gelmiştir. GSS primi artışı, geliri olmayan vatandaşlarımızı borç kıskacına almıştır. GSS kapsamında en büyük mağduriyeti şu kesimler yaşamaktadır; üniversiteden mezun olmuş fakat henüz iş bulamamış gençler, sağlık sorunu veya işsizlik nedeniyle çalışamayan vatandaşlar ve hiçbir sosyal güvencesi olmayan dar gelirli aile bireyleri. Bu vatandaşlarımızın hiçbir geliri olmamasına rağmen, sistem tarafından otomatik olarak GSS kapsamına alınıp her ay 1.560 TL borçlandırılmasıdır ki yılbaşı itibari ile bu rakam daha da artacaktır, bu sosyal devlet anlayışı açısından kabul edilemez bir durumdur. Bu durum geliri olmayan vatandaşlarımızı borçlandırmakta, birikmiş prim borçları nedeniyle sağlık hizmeti alırken ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. GSS gibi bir sistem, gelir düzeyi düşük vatandaşın yükünü hafifletmek için vardır; artırmak için değil. Genel Sağlık Sigortası, çıkış noktasında sosyal devletin bir gereği olarak tasarlanmış bir uygulamadır. Ancak bugün karşımıza çıkan tablo şudur; geliri olmayan vatandaşa prim borcu çıkaran, gençleri borç listesine ekleyen, sağlık hizmetine erişimi kolaylaştırmak yerine zorlaştıran, borcu olanı cezalandıran, bir sisteme dönüşmüştür. Bu haliyle GSS, amacını aşan, sosyal adalet ilkesiyle uzlaşmayan bir yapıya bürünmüştür. Saadet Partisi olarak uyarıyoruz. Bu zam geri alınmalı, GSS uygulaması yeniden düzenlenmelidir. Gençlerin otomatik borçlandırılmasına son verilmelidir. Vatandaşını borçlandıran değil, vatandaşını koruyan bir devlet anlayışı gereklidir. Saadet Partisi olarak açıkça ifade ediyoruz; GSS primleri üzerinden gelir elde etmek sosyal devlet anlayışına aykırıdır. Biz vatandaşlarımızın sağlık hizmetine kolayca erişmesini, gelirinin olmadığı dönemde borçla karşılaşmamasını, GSS sisteminin adil ve insani bir şekilde yeniden düzenlenmesini savunuyoruz. Bu çağrımız bir eleştiriden öte, ülkemizin sosyal adalet ilkesi adına bir sorumluluk çağrısıdır. Milletimizin hak ettiği insanca yaşam şartları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Tekirdağ’da gülümseten anlar: Arabasız kaldı, neşesini bozmadı Tekirdağ Çorlu’da süresi geçmiş ehliyetle direksiyon başına geçen otomobil sürücüsü trafik kontrolüne takıldı. Direksiyondan men edilerek araçsız kalan sürücü ve arkadaşlarının neşesini hiç bozmaması dikkat çekti. Çorlu Bölge Trafik ekipleri, gece saatlerinde Çorlu çevre yolunda yaptığı denetimlerde kurallara uymayan sürücülere taviz vermedi. Denetimler vatandaşlardan tam not aldı. İstanbul’dan Edirne’ye yola çıkan bir otomobil sürüsünün ehliyetinin süresi geçtiği belirlendi. Sürücü Bilal A., araçtan men edildi. Otomobil de çekiciye konularak yedi emin otoparkına bırakıldı. "Altımızda araba gitti, yaya kaldık" 2 yıl tanınan süre içinde herhangi bir işlem yapmadığı için kendisini eleştiren sürücü Bilal A., "Silivri’ye gezmeye diye gitmiştik, sonra Edirne’ye doğru yola çıktık. Polis ekipleri Çorlu girişinde durdurdu. Yani süresi geçmiş ehliyetle direksiyona geçemeyeceğimi biliyordum. Devlet bize 2 yıl süre vermişti. Biz o sürede değiştirmedik ve böyle de sonuçlarına katlanıyoruz. Şimdi sürücü belgesi de gitti, altımızdan araba da gitti ve yaya kaldık. Çağırdığımız taksiye binip yola çıkacağız." diye konuştu. "Ben de seni haber yapacağım" diyerek kameraya el salladı Kameraya el sallayan sürücü Bilal A.’nın, çağırdığı taksi ile yola çıkarken muhabire de, "Bak sen arabaların yanında çok geziyorsun, ben de seni haber yapacağım." demesi gülümsetti.
Karabük Karabük’teki şüpheli ölümde 1 kişi tutuklandı Karabük’te kendisinden haber alınamayan Abizer Yanar’ın ölü bulunmasına ilişkin gözaltına alınan bir kişi çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, kentte kaldığı otelden hastaneye gitmek üzere ayrılan Abizer Yanar’dan bir daha haber alınamadı. Beraber yaşadığı S.Y.’nin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulunması üzerine polis ekiplerince arama çalışması başlatıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda Yanar’a ait aracın Cumhuriyet Mahallesi ile Kapullu Mahallesi bağlantı yolunda olduğu tespit edildi. Araç çevresinde yapılan aramalarda Yanar’ın, yakınlardaki ağaçlık alanda hareketsiz halde yattığı belirlendi. Olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Yanar’ın hayatını kaybettiği tespit edildi. İlk incelemelerde Yanar’ın vücudunda darp, kesici ya da delici alet yarasına rastlanmadı. Cenaze, olay yeri incelemesinin ardından Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Başlatılan soruşturma kapsamında Yanar’ın, otelden ayrıldıktan sonra Y.A. ile ormanlık alanda buluştuğu belirlendi. Y.A. gözaltına alınırken, Yanar’ın buluşma sırasında fenalaşarak yaşamını yitirdiği ve şüphelinin olay yerinden kaçtığı öne sürüldü. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Y.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soruşturma sürüyor.