GÜNDEM - 18 Kasım 2024 Pazartesi 15:05

Köse: “2024 yılında arıcılarımıza 1,1 milyar lira gibi bir desteği vermeyi planlıyoruz”

A
A
A
Köse: “2024 yılında arıcılarımıza 1,1 milyar lira gibi bir desteği vermeyi planlıyoruz”

“Arı Sağlığı ve Koloni Yönetimi” konulu panele katılan Tarım ve Orman Bakanlığı Kanatlı ve Arıcılık Daire Başkanı İslam Köse, bakanlık olarak 2003 yılından itibaren arıcılara destek vermeye başladıklarını belirterek, “Sadece arılı kovan desteği anlamında 1,6 milyar lirayı artan bir destek verdik. Bu yıl yani 2024 yılında arıcılarımıza 1,1 milyar lira gibi bir desteği vermeyi planlıyoruz” dedi.


Kastamonu Üniversitesi, Kastamonu Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü ile Kastamonu Arı Yetiştiricileri Birliği tarafından “Arı Sağlığı, Arı Ürünleri ve Koloni Yönetimi” paneli düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Salonu’nda düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Tarım ve Orman Bakanlığı Kanatlı ve Arıcılık Daire Başkanı İslam Köse, bakanlık tarafından arıcılara verilen destekler hakkında açıklamalarda bulundu.



“2024 yılında arıcılarımıza 1,1 milyar lira gibi bir desteği vermeyi planlıyoruz”


Türkiye’nin bal üretiminde önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Köse, “Ülkemiz arıcılık ve bal üretimi anlamında dünyada ikinci sırada. Dünya çam balı üretiminde de birinci sıradayız, yüzde 90 çam balını biz üretiyoruz. Neden kestane balı da böyle olmasın, inşallah Kastamonu bölgemiz kestane balı üretimi noktasında hakikaten önemli bir bölge” dedi.


Arıcılık sektörünün 2003 yılından itibaren desteklendiğini ifade eden Köse, sektöre verilen destekler hakkında bilgiler vererek, şunları kaydetti: “Sadece arılı kovan desteği anlamında 1,6 milyar lirayı artan bir destek verdik. Bu yıl yani 2024 yılında arıcılarımıza tespitlerimiz bitti, icmal süreçleri başladı, 1,1 milyar lira gibi bir desteği vermeyi planlıyoruz. Geçen yıl 60 TL olan kovan desteği, bu yıl gezginci arılara verdiğimiz destek ve genç kadınlara verdiğimiz desteklerle 190 TL’ye kadar ulaştı. Desteklemelerde yüzde 217 oranında bir artış oldu. Özellikle bakanlık politikası olarak ortaya koyduğumuz yeni hayvancılık desteklemelerimiz de arıcılarımızı unutmadık. Yıllarca konuşulan gezgince arıcılara ilave olarak mazot desteği adı altında ilk defa ilave bir destek vermiş olacağız. Sözleşmeli üretimi yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Arıcılık yönetmeliğinde bu yıl birkaç değişiklik yaptık. Değişiklikten biri de arı konaklama noktalarıydı. Üreticilerimiz gittiği yerlerde sorunlar yaşayabilir. Bu konuda tedbir alıp 2024 yılı sonuna kadar tüm konaklama alanlarını sayısallaştıracağız. Sistem üzerinden belirleyip üreticilerimizin rahat şekilde uygun alanlara konaklamalarını sağlayacağız. Bu yaptığımız çalışmalarla birlikte hep arıcıların yanında olmaya çalıştık verdiğimiz destek ve projelerle”



“Arı ürünleri noktasında nihai katma değerli ürünler, bizim esas hedefimiz olmalı”


Kastamonu Üniversitesi olarak arıcılara sürekli destek olmaya gayret ettiklerini söyleyen Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük ise, “Kastamonu, biyo-çeşitlilik bakımından zengin bir il. Bu zenginliğe bağlı olarak bizlere çok farklı nimetler sunuyor. Bizlerde bu nimetlerin farkındayız. Özellikle TÜBİTAK projeleri noktasında arı ve bal üretimi ile ilgili yürütülen proje çalışmalarımız bulunuyor. Ayrıca üniversitemiz tarafından desteklenen ihtisas projeleri var. Bilimsel araştırma projeleri bakımından desteklenen projeler var. Biz, üniversite olarak arıcılarımıza, birlik üyelerimize sürekli destek olmaya çalışıyoruz. Kastamonu balının markalaşması noktasında ortak çalışmamız oldu. Kestane balının tescillenmesinde destek verdik. En önemlisi de ilimizde önemli bir merkezi araştırma laboratuvarına sahibiz. Türkiye’de 50’den fazla ilden çeşitli bal üreticilerinin gönderdiği bal numuneleri burada TÜBİTAK tarafından akredite edilen laboratuvarımızda analiz ediliyor. Bu kapsamda arıcılarımıza hizmet sunmaya çalışıyoruz. Sizin ürettiğiniz balın kalitesini bir noktada tescillemiş oluyoruz. Sektörel bazda katma değerli ürünlere yönelmemiz lazım. Sadece bal değil, arı ürünleri noktasında nihai katma değerli ürünler, bizim esas hedefimiz olması gerekiyor. Kastamonu bu çerçevede sahip olduğu biyolojik çeşitliliği yansıtması gerekiyor. Kestane ormanları Türkiye’de ilk sırada gelen orman varlığına sahip. Çok zengin biyo-çeşitliliğe sahip ama üreticilerimizin sadece bal değil, propolistir, arı zehridir gibi farklı alanlara yönelmemiz gerekiyor. Çünkü artık vakti geldi, yurtdışına gittiğinizde 300-400 dolar olan balın kilosunu biliyoruz. Hususi yetiştirilen ballar var bu manada. Bu yıl elbette kestane balının fiyatı biraz yükseldi ama rekoltesi düştü bu sefer. Kovan başı üretimde bu manada istediğimiz seviyede ne yazık ki değil” ifadelerini kullandı.



“Arıcıların sorunlarının başında hırsızlık geliyor”


Kastamonu Tarım ve Orman İl Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu da, arıların insanoğlundan daha önce var olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar olduğunu belirterek, arı popülasyonu hakkında bilgiler verdi.


Koloni varlığında dünya genelinde şu anda 101 milyona ulaşıldığını belirten Tanrıkulu, “Hindistan 12 milyon üzerinde kovanla ilk sırada. İkinci sırada Çin, üçüncü sırada Türkiye gelmekte. Yani biz dünyada hem kovan varlığında hem de bal üretiminde adı geçen ilk üç ülkeden birisiyiz. Kovan varlığında üçüncü sıradayız ama bal üreten ülkeler arasında Çin birinci ülkemiz ikinci sıradadır. İran üçüncü, Hindistan dördüncü sıradadır” diye konuştu.


Kastamonu’da yıllık 375 ton bal üretildiğini ifade eden Tanrıkulu, Kastamonu’nun zengin flora çeşitliliğine sahip bir olması hasebiyle bal üretiminde daha üst sıralarda yer alması gerektiğini kaydetti.


Arıcıların sorunlarının başında hırsızlık geldiğini kaydeden Tanrıkulu, “Dünya genelinde arılarla ilgili en büyük riskin hırsız olduğu tespiti yapılmış.” dedi.



“Kestane balı üretiminde dünya lideri olmalıyız”


Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Entomolojisi ve Koruma Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sabri Ünal ise, “Kastamonu, doğasıyla, iklimiyle, toprağıyla, kestane varlığıyla hem de zengin flora çeşitliliğiyle bal üretimine çok elverişli bir il. Fakat baktığımızda bal üretimi olarak çiçek balından yılda 10 kilo, kestane balından da kovan başına 2 kilo gibi düşük bir verim var. Çam balının yüzde 90’ınını Türkiye üretiyor. Geri kalan yüzde 10’luk kısmını ise Yunanistan üretiyor. Neden kestane balında da zirvede olmayalım. Bunun için çalışmalarda bulunarak verimin neden düşük olduğu noktasında çalışmalar yapmalıyız. İnşallah bu panelde bugün bu sorulara da yanıtlar arayacağız” şeklinde konuştu.


Gün boyu sürecek olan panelde 3 oturum şeklinde gerçekleştirilecek.


Arı sağlığı ve sürdürülebilir koloni yönetiminin ele alındığı etkinlik ise arı yetiştiricileri tarafından yoğun ilgi gördü. Panelde, arıcılık sektörüne yönelik önemli konular ele alınarak ve arıcılar için faydalı bilgiler paylaşıldı.


Programa, Vali Yardımcısı Ahmet Atılkan, Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, TKDK İl Koordinatörü Ahmet Kuyulu, Kastamonu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cem Başar, Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Ünal, kurum müdürleri, akademisyenler ve arı üreticileri katıldı.



Köse: “2024 yılında arıcılarımıza 1,1 milyar lira gibi bir desteği vermeyi planlıyoruz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TİKA’nın destekleriyle Afganistan’da “Bilim Yıldızları” programı düzenlendi Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Afganistan Bilim Merkezi İdaresi iş birliğiyle başkent Kabil’de düzenlenen programa katılan 35 öğrenci arasından “Bilim Yıldızları” seçildi. İlk aşamada, iller içerisinde gerçekleştirilen sınavlar ve seçmelerde başarı gösteren adaylar arasından birincilik elde edenler 3 gün boyunca Kabil’de TİKA Yerleşkesinde bulunan Sürekli Eğitim Merkezinde (SEM) konaklayarak, buradaki sınavlara katılım sağladı. Düzenlenen sınavlarda Kimya, Fizik, Biyoloji ve Matematik alanlarında değerlendirmeye tabi tutulan Afganistan Bilim Yıldızları arasından, bu alanlarda ilk üçe giren öğrenciler arasından Afganistan Bilim Yıldızları seçimi yapıldı. Afganistan Bilim Yıldızları birinciliğine Herat ilinden katılan Sultan Gıyaseddin Lisesi Öğrencisi Samiullah Mirza ikiciliğe ise Bamyan İlinden katılan Azizullah Ramazan üçüncülüğe ise Kabil’den katılan Hüseyin Kadir Afganistan Bilim Yıldızları olarak seçildi. Program kapsamında düzenlenen törene, Afganistan Eğitim Öğretimden sorumlu Bakan Yardımcısı Şeyh Mevlevi Sahaullah Said, Eğitim Bakanlığı İdare ve Kaynak Bakan Yardımcısı Elhac Mevlevi Sibgatullah Vasil, Ekonomi Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Abdul Latif Nazari, Türkiye’nin Kabil Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Cengiz Aydemir, TİKA Kabil Koordinatörü Fazıl Akın Erdoğan, Afganistan Bilim Merkezi İdaresi Başkanı Dr. Muhammad Omar Dawranzai, veliler, öğrenciler, basın mensupları ve diğer misafirler katıldı. Törende konuşan Dawranzai, düzenlenen programın önemine vurgu yaparak Afganistan Bilim Merkezi olarak ülke genelindeki öğrencilerin gelişmesine katkı sağlamayı amaçladıklarını ülkedeki eğitim seviyesini geliştirmeyi amaçladıklarını belirtti. Koordinatör Erdoğan, TİKA olarak Afganistan’da birçok proje gerçekleştirdiklerini, bunlar arasında en çok eğitim projelerinin yer aldığını belirtti. Afganistan Bilim Yıldızlarını görmekten gurur duyduklarını ifade ederek, “Eğitimin önemini biliyoruz. Gençlerimize başarılar dilerim. Bu başarılı bireyleri yetiştiren değerli velilerimize teşekkür ediyorum.” dedi. Bilim Yıldızları yarışmasında ilk üçe giren öğrencilere çeşitli hediyeler verildi. Katılım sağlayan tüm öğrencilere sertifika takdiminin ardından program sona erdi.
Eskişehir Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan, Uluslararası Tasarım Konseyi Başkanı seçildi Uluslararası Tasarım Konseyi ICoD’un Çin’de yapılan genel kurulu sonucunda, 2024-2026 dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan oldu. Uluslararası Tasarım Konseyi ICoD, 2024-2026 dönemi Yönetim Kurulu’nu belirledi. Tsinghua Üniversitesi Sanat ve Tasarım Akademisi’nin ev sahipliğinde Çin’de Qingdao’da toplanan genel kurul sonucunda Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan başkan seçilirken Ting Xu (Çin, Geçmiş Başkan), Jonas Liugalia (Litvanya) genel sekreter, Annsi Khr (Finlandiya) ve Qin Du (Çin) kurul üyesi olarak belirlendi. Taşcıoğlu’nun yeni yönetimde üstlendiği bu görevle ICoD tarihinde ilk kez Türkiye’den bir temsilci konseyin başkanlığında yer alıyor. “ICoD ile birlikte çalışmak büyük önem taşıyor” Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan şunları söyledi: “Tasarım farkındalığı, tasarımın önemi, tasarımda etik, profesyonellik gibi konularla bölümümüz ve üniversitemizde ilgili alanlara yönelik eğitimin önemli bir parçası olacak konuların güncel olarak takibi adına ICoD ile birlikte çalışmak büyük önem taşıyor. Tasarımın günlük hayatı yönlendiren temel bir alan olması, teknoloji ve sürdürülebilirlik gibi alan ve kavramların temelinde tasarımın yatıyor olması günümüzde yadsınamaz bir gerçektir. Bu alanların gelişimiyle ülkenin kültürel ve ticari gücü ve verimliliği, kuşkusuz, önemli derecede artar.”
Eskişehir Anadolu Üniversitesinde bakım, onarım ve yenileme çalışmaları Anadolu Üniversitesi, çağdaş eğitim anlayışı ve öğrenci odaklı hizmet politikasıyla mevcut kampüs alanlarını daha işlevsel ve modern hale getirmek amacıyla başlattığı bakım, onarım ve yenileme çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Eğitim, kültür, sanat, spor ve bilimsel etkinlikler gibi pek çok alanda daha iyi hizmet vermeyi hedefleyen üniversite, geniş çaplı projelerle geleceğe hazırlanıyor. Anadolu Üniversitesi bu süreçte Yunusemre Kampüsündeki binalarının yapı performans analizleri ve dayanıklılık testlerini de yaparak gerekli görülen yapılar için güçlendirme çalışmalarını da hayata geçiriyor. Bu çerçevede, Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nin yenilenmesi ve güçlendirilmesi için önemli hazırlıklar sürdürülüyor. Modern bir tasarımla yeniden düzenlenecek olan Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi, Üniversitenin ve şehrin sanat, kültür ve bilimsel etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Konferanslar, seminerler, çalıştaylar ve diğer bilimsel toplantılar için daha işlevsel bir hale getirilecek olan Merkez, teknolojik altyapısı ve geniş kapasitesiyle ulusal ve uluslararası etkinliklerin düzenlenebileceği bir cazibe noktası olacak. Eğitim alanında ise Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ve Kongre Merkezinin yer aldığı binada güçlendirme faaliyetleri ile birlikte sınıf kapasitelerinin artırılması ve mevcut sınıfların yenilenmesi planlanıyor. Bu projeyle birlikte, lisansüstü öğrencilerin daha geniş, konforlu ve teknolojik altyapıya sahip dersliklerde eğitim alması sağlanacak. Özellikle bilimsel araştırmaların ve akademik faaliyetlerin desteklenmesi amacıyla yeni sınıflarda gelişmiş sunum ve iletişim teknolojileri kullanılacak. Böylece, öğrenciler ve akademisyenler için daha verimli bir öğrenme ve çalışma ortamı oluşturulacak. İnşaatı hızla devam eden kapalı spor salonu, yalnızca üniversite bünyesinde değil aynı zamanda bölgesel spor etkinlikleri ve organizasyonlar için de kullanılabilecek modern bir tesis olarak planlanıyor. Uluslararası standartlara uygun şekilde tasarlanan salon tamamlandığında, geniş bir kitleye hitap edecek. Spor salonu, üniversitenin spor faaliyetlerine önemli katkılar sunarken, Eskişehir’in spor altyapısını da güçlendirecek. Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü, devam eden bu projelerin yalnızca fiziksel mekanların iyileştirilmesiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda öğrencilerin, akademisyenlerin ve bölge halkının yaşam kalitesini artırmayı amaçladığını da belirtti. Bu kapsamda Üniversite, kampüs alanlarını daha modern ve çok yönlü bir yapıya kavuşturarak, eğitim, kültür, sanat, spor ve bilimsel faaliyetlerdeki öncülüğünü sürdürmeyi hedefliyor.
Trabzon Hulusi Akar: “Bizim tek hedefimiz, derdimiz teröristler” TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, “Terörist neredeyse bizim hedefimiz orası. Biz bunların peşindeyiz. Mehmetçik bunların korunaklarını, sığınaklarını tek tek buluyor ve bunları imha ediyor. Teröristlere etkisiz hale getiriyor. Teröristlerin önünde iki yol var. Birincisi bulundukları çukura gömülecekler. İkincisi adalete teslim olacaklar. Başka yolları yok” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen “Türkiye’nin Savunma ve Güvenlik Meseleleri” programına katıldı. KTÜ Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa Hulusi Akar’ın yanı sıra Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, AK Parti Trabzon Milletvekili Vehbi Koç, eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Açılış konuşmalarının ardından öğrencilerle buluşan TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, anavatan, gök vatan, mavi vatan, yavru vatan ve dijital vatanın bir bütün olduğunu belirterek, “Hiçbir zaman fidandan çınara Söğüt ruhunu Çanakkale ruhunu, Milli Mücadele ruhunu, 15 Temmuz hain darbe girişime karşı mücadele ruhunu unutmayacağız. Bunların daima hatırlayacağız. Bunlardan ders alacağız. Ülkemizin bekası, asil milletimizin refahı için. Bunların yapılması bizim için hayati önem taşıyor. Bu parti meselesi değil, zihniyet meselesi. Ülke tek, vatan tek bu vatanın, milletin, devletin bekası için bu milletin refahı için birlik ve beraberlik içerisinde bakmamız gereken hadise. Nedir bu? Anavatan, gök vatan, mavi vatan, yavru vatan, dijital vatan bunlar birdir, bütündür. Bunlar parçalanamaz. Bunları Allah’a çok şükür bugüne kadar parçalamak isteyenler ya denizlere döküldü ya da bulundukları çukurlara gömüldüler. Bundan sonra da gömmeye hazırız” ifadelerini kullandı. “15 Temmuz’un olma sebeplerinin en başında gelen konuların biri bu din konusundaki zafiyet” “Artık söz dinleyen değil, sözü dinlenen bir ülke var” diyen Akar, “15 Temmuz sebepleri ile ilgili birçok şey söylenebilir. Buradaki temel konu din. Eğer dini bilen toplum olsa bunun cevabını verir. Değilse aldatılırsınız. Aldatılmamak için gerçeği bilmek lazım. Trabzon’un nerede olduğunu bilmezsen İstanbul’da kahvede seni işletirler. 15 Temmuz’un olma sebeplerinin en başında gelen konuların biri bu din konusundaki zafiyet. Bunun bir an evvel giderilmesi ve temizlenmesi lazım. Bütün bunlara rağmen Söğüt, Çanakkale, Milli Mücadele ve 15 Temmuz’a karşı mücadele ruhuyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir övünçle, güvenle ve gururla ifade ediyorum uluslararası arenada şuanda özne haline geldi. Sevenler var, sevmeyenler var. Fakat özne haline geliyor. Artık söz dinleyen değil, sözü dinlenen bir ülke var. Şuanda 3 kıtada etki alanımız var. Avrupa, Asya, Afrika’da etki alanımız var orada işler yapıyoruz. Türkiye’nin kıymetini bilelim” şeklinde konuştu. “Allah’a çok şükür Mehmetçik teröristleri kazdıkları çukurlara çatır çatır gömdü” Çözüm sürecine değinen Akar, “2013-2015 senesinde bir çözüm süreci başlatıldı. Bu devletin zafiyeti değil, devletin alicenaplığı. Devlet diyor ki teröristler ben sizi yeneceğim, etkisiz hale getireceğim, ben sizi gömerim. Fakat ben size bir şans veriyorum silahlarınızı bırakın gidin adalete teslim olun diyor. Bunu teröristlerin ele başları, arkasındaki akıl verenler bu bir zafiyet gibi gördüler, zafiyet gibi gösterdiler ve şımardılar. Neler yaptılar. 24 Temmuz 2015 oldu yeter artık. O katliamlardan sonra yeter artık denildi ve harekata başlandı. Hakkari Yüksekova İkiyaka dağlarında, Şemdinli bölgesinde büyük operasyonlar yaptık. Bunlar dağlarda gömüldüler. Dağlarda Mehmetçikle baş edemeyeceğini anlayan teröristler şehirlere kaçtılar. Çukurlar kazdılar. Bu çukurlarla başarı sağlayacaklarını zannettiler. Allah’a çok şükür Mehmetçik teröristleri kazdıkları çukurlara çatır çatır gömdü. Türkiye’yi terk ettiler. Tam o sırada 15 Temmuz hain darbe girişim oldu. Buna karşı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, polisimizin, jandarmamızın gerçek, vatansever evlatları ve asil milletimizin hep beraber Cumhurbaşkanımızın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde teröristleri, FETÖ’cüleri yerle bir etti” diye konuştu. “Bizim tek hedefimiz, derdimiz teröristler” Teröristlerin önünde iki yolun olduğunu belirten Akar, “Bizim tek hedefimiz, derdimiz teröristler. Hiçbir şekilde bizim yaptığımızı maalesef bazı ülkelerin devlet başkanları, bakanları, genel kurmay başkanları dahil orayı çaptırıyorlar bizim Irak’ın kuzeyinde, Suriye’nin kuzeyinde yaptığımız operasyonları oradaki Kürtlere, Araplara karşı yapıldı şeklinde ifadelerde bulunuyorlar. Bu kesinlikle doğru değil. Biz hiçbir ordunun göstermediği kadar planlamada, icraatta büyük bir ciddiyetle, samimiyetle dikkat ettik. Hiçbir sivile zarar vermedik. Kültürel, dini, tarihi yapılara, çevreye zarar vermemek için her türlü tedbiri aldık, almaktayız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Terörist neredeyse bizim hedefimiz orası. Biz bunların peşindeyiz. Mehmetçik bunların korunaklarını, sığınaklarını tek tek buluyor ve bunları imha ediyor. Teröristlere etkisiz hale getiriyor. Teröristlerin önünde iki yol var. Birincisi bulundukları çukura gömülecekler. İkincisi adalete teslim olacaklar. Başka yolları yok” ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından KTÜ Rektörü Çuvalcı tarafından Hulusi Akar’a hediye takdim edildi. Program toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi. (OK-