GÜNDEM - 19 Kasım 2025 Çarşamba 22:36

Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Topal: "Savaş ve çatışmaların belirli kurallara bağlanması hem dini hem hukuki hem de ahlaki bir yükümlülüktür"

A
A
A
Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Topal: "Savaş ve çatışmaların belirli kurallara bağlanması hem dini hem hukuki hem de ahlaki bir yükümlülüktür"

Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen "Uluslararası Hukuk Bağlamında Savaş ve Çatışma" konferansında Rektör Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, "Savaş ve çatışmaların belirli kurallara bağlanması ve bu kapsamda tarafların belirli kurallarla sınırlandırılması hem dini hem hukuki hem de ahlaki bir yükümlülüktür" dedi.


İstanbul 2 Numaralı Barosu ve Anayasa Hukukçular Derneği tarafından Türkiye Hukuk Platformu, Uluslararası Hukukçular Birliği (UHUB) ve Kastamonu Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen "Uluslararası Hukuk Bağlamında Savaş ve Çatışma Konferansı" Kastamonu Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen konferansa, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, İstanbul 2 No’lu Baro Başkanı Av. Yasin Şamlı, Uluslararası Hukukçular Birliği Başkan Vekili Av. Uğur Faruk Tüzün, İstanbul 2 No’lu Baro Başkan Vekili Niyazi Paksoy, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.



"Savaş ve çatışmaların belirli kurallara bağlanması hem dini hem hukuki hem de ahlaki bir yükümlülüktür"


Konferansta konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, uluslararası hukukun savaşların çıkmasını önleme, çıkması halinde ise sivillerin korunmasını sağlama gibi kritik bir misyonunun bulunduğunu ifade etti. "Savaş ve çatışmaların belirli kurallara bağlanması hem dini hem hukuki hem de ahlaki bir yükümlülüktür" ifadelerine yer veren Rektör Topal, "Uluslararası hukukun silahlı çatışmaların önlenmesi, bu çatışmalar esnasındaki acıların asgari düzeyde tutulması, sivillerin ve sivil hayatın korunması için gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesi kapsamında önemli bir rolü bulunmaktadır. Dünya genelinde çatışmaların devam ettiğini, savaşların yaşandığını ve maalesef gelecekte de yaşanacağını açıkça görüyoruz ve söylüyoruz. Savaşlar sadece bugünün ve dünün meselesi değil, geleceğin de meselesidir. Çünkü insanoğlunun olduğu yerde maalesef savaşlar ve silahlı çatışmalar kaçınılmaz. Uluslararası hukuk bir yandan savaş ve silahlı çatışmayı yasaklamayı en azından savaş ve çatışmaların çıkmasını azaltmayı amaçlarken bir yandan da bu çatışmaların mevcudiyetini kabul eder. Esas amaç, çatışmaların asgari bir insaniyet zemininde sürdürülmesi, sivillerin ve sivil hayatın korunmasıdır. Bu sistemin temelinde insan hasiyetini korumak olduğu sıklıkla dile getirilmektedir. Modern hukukun bu çerçevesi, aslında çok daha erken dönemlerde İslam’ın savaş ahlakında da ortaya konmuştur. Peygamber Efendimiz, savaş esnasında kadın ve çocukların öldürülmemesi, sivil halka dokunulmaması, ağaçların yakılmaması ve mamureler ile meskenlerin tahrip edilmemesi uyarılarını bizzat kendi yapmıştır. Bu emirler, savaşın bile bir ahlakı ve sınırı olması gerektiğini açık bir şekilde ortaya koyar. Bugün uluslararası hukukun sivilleri koruma, orantılılık ve gereksiz acı çektirmenin yasaklanması ilkeleriyle bu öğretiler arasındaki benzerlik aşikardır" diye konuştu.


Savaş ve çatışmaların insanoğlu var oldukça yaşanacağını söyleyen Rektör Topal, "Bize düşen ise insan olma erdemine sahip bireyler olarak bu tür gayri ahlaki olumsuzluklara karşı tavır koyabilmek. Mazlumun ve zalimin kimliğine bakmadan, buna karşı insan onuruna uygun bir davranışı sergilemek hakikatidir. Buna uyduğumuz taktirde bizde, bize düşen vazifesi yerine getirmiş oluyoruz. Arzu ederiz ki bu çatışmalar son bulur" şeklinde konuştu.



"Mısır’da darbe başarılı oldu ama ülkemizde başarılı olmadı"


Konferansta konuşan İstanbul 2 No’lu Baro Başkanı Yasin Şamlı ise Gazze ve Filistin’de yaşananların insanlık sorunu olduğunu vurguladı. İstanbul 2 No’lu Baro olarak Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurduklarını ifade eden Şamlı, mahkemenin Gazze konusunda verdiği kararın yetersiz olduğunu dile getirdi. Şamlı, "400 bin nüfusun yaşadığı Gazze, şu anda yerle bir edilmiş durumdadır. Soykırım yapan akıl, Suriye’de de Filistinlilerden başlamıştır öldürmeye. Suriye, Irak, Filistin ya da Arap ülkelerinde yaşananların aynısını Türkiye’de de yapmak istediler. 2013 yılında Mısır’da gösteriler yapılırken Türkiye’de de gezi olayları vardı. Mısır’da darbe başarılı oldu ama ülkemizde başarılı olmadı" dedi.


UHUB Genel Koordinatörü Uğur Faruk Tüzün de UHUB’ın yapısı, faaliyet alanları ve özellikle Filistin konusundaki çalışmaları hakkında bilgi verdi. İsrail’in geçmişten bugüne Gazze ve Filistin’de işlediği suçların birbirinden ayrı değerlendirilemeyeceğini vurgulayan Tüzün, bu ihlallerin tarihi süreç içinde devam ettiğini ifade etti.


Açılış konuşmalarının ardından konferans, Dr. Öğretim Üyesi Hamza Yavuz modaretörlüğünde Dr. Öğretim Üyesi Elşan İzzetgil, Dr. Öğretim Üyesi Şenel Sarsıkoğlu ve Araştırma Görevlisi Dr. Harun Koçak’ın sunumlarıyla devam etti.


Konferansın ilk konuşmacısı Dr. Öğretim Üyesi Elşan İzzetgil, "Rusya’nın Ukrayna Saldırısının Gerekçelerinin Rus Dış Politika Kültürü Bağlamında Analizi" başlıklı sunumunda, Rusya’nın tarihi süreçte güney ve batı sınırlarından tehdit algıladığını belirterek, güvenlik politikalarını bu eksende şekillendirdiğini ifade etti. Ukrayna’nın 2000’li yıllarda Batı ile yakınlaşmasının Rusya tarafından tehdit olarak görüldüğünü vurgulayan İzzetgil, bu nedenle Rusya’nın yayılmacı stratejiler geliştirdiğinin altını çizdi.


Dr. Öğretim Üyesi Şenel Sarsıkoğlu ise, "Uluslararası Ceza Hukuku Kapsamında Gazze’de İşlenen Fiillerin Değerlendirmesi: Savaş Suçu mu, Soykırım mı" başlıklı sunumunda savaş hukukunun savaş devam ederken dahi insan hakları hukukunu devreye soktuğunu ifade etti. İsrail’in 2023’ten bu yana okul, hastane, ibadethane ve mülteci kampları gibi tarafsız alanları bilinçli olarak hedef aldığına dikkat çeken Sarsıkoğlu, bu eylemlerin uluslararası hukukta savaş suçu kapsamında değerlendirildiğini söyledi.


Konferansta son olarak konuşan Araştırma Görevlisi Dr. Harun Koçak da, "Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanımının Dönüşümü: BM Rejiminin Sonu" başlıklı sunumunu yaptı.


Konferans, konuşmacılara teşekkür belgelerinin takdimiyle sona erdi.



Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Topal: "Savaş ve çatışmaların belirli kurallara bağlanması hem dini hem hukuki hem de ahlaki bir yükümlülüktür"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Yerli Malı Haftası, Hüsamettin Kulaklı İlkokulunda coşkuyla kutlandı DENİZLİ (İHA) – Denizli’de Hüsamettin Kulaklı İlkokulunda Tutum, Yatırım ve Yerli Malı Haftası kapsamında düzenlenen etkinlikler, öğrencilerin yoğun katılımı ve ilgisiyle gerçekleştirildi. Etkinlikler çerçevesinde okulda düzenlenen sergide, geleneksel motiflerimiz ve yerli ürünlerimizin yanı sıra, ülkemizin son dönemdeki milli teknolojik gelişmeleri de tanıtıldı. Öğrenciler, bu sayede hem kültürel hem de teknolojik alanda farkındalık kazandırırken; yerli teknolojik araçlardan ilham alarak hazırladıkları özgün çalışmalarla da yenilikçiliklerini gösterdi. Birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri olan aşure geleneği de etkinliklere renk kattı. Dostluk, kardeşlik, emek ve paylaşmanın mutluluğunu simgeleyen aşure, öğrenciler, öğretmenler ve velilerle büyük bir memnuniyetle paylaşıldı. Etkinliğin en dikkat çeken unsurlarından biri ise okul bahçesinde sergilenen ve öğrencilerin büyük ilgisini çeken yerli otomobil oldu. Öğrenciler, milli teknoloji hamlesinin bu önemli sembolünü yakından inceleme fırsatı bularak ilham aldı. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte öğrenciler hem eğlenip hem öğrenirken, aynı zamanda toplumsal değerleri pekiştirdi. "Birlik ve beraberliğimiz güçleniyor" Programa ilişkin bir açıklama yapan Okul Müdürü Abidin Mutlubaş, "Bu anlamlı hafta dolayısıyla düzenlediğimiz etkinliklerde emeği geçen ve katkı sağlayan tüm destekçilerimize teşekkür ederiz. Öğrencilerimizde yerli malı bilinci ve milli değerlere sahip çıkma duygusunu pekiştirmek bizler için çok önemli. Birlik ve beraberliğimizin güçlenmesi, milli değerlerimizi yaşatmak, son derece insani ve kıymetli bir duygudur" ifadelerini kullandı.
Ordu Ordu’da üşüyen küçük kıza polislerden yürekleri ısıtan hareket Ordu’nun Ünye ilçesinde görevli trafik polisleri, jimnastik kursuna giden 7 yaşındaki küçük kızın üşüdüğünü fark edince kendi montunu çıkarıp giydirdi. Polisin sergilediği örnek davranış, görenlerin içini ısıttı. Olay, Ünye ilçesi Liseler Mahallesi’ndeki kapalı spor salonu önünde yaşandı. Fatih Meydan İlkokulu Müdür Yardımcısı Murat Kirman, Atatürk İlkokulu 2’nci sınıf öğrencisi 7 yaşındaki kızı Zeynep Nida Kirman’ı jimnastik kursuna bırakmak üzere kapalı spor salonuna getirdi. Baba Murat Kirman, kızını spor salonunun önünde araçtan indirdikten sonra uygun bir park yeri aramaya gitti. O esnada dışarıda bekleyen minik Zeynep Nida’nın soğuk hava nedeniyle üşüdüğünü fark eden Ünye İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Denetleme ve Büro Amirliği ekipleri, üzerlerindeki resmi polis montunu çıkararak minik Zeynep’e giydirdiler. Babası aracı park edip geri döndüğünde, kızını polis ağabeylerinin sıcak şefkati altında, devasa polis montuna sarılmış halde buldu. Gördüğü manzara karşısında teşekkürlerini ileten öğretmen baba Kirman, "Kızımı kursa bırakıp aracı park etmeye gitmiştim. Döndüğümde polis arkadaşlarımızın gösterdiği bu hassasiyet beni çok mutlu etti. Türk polisine yakışan bir tabloydu, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum" dedi. Duyarlılık gösteren trafik polisi, "Bizim işimiz vatandaşımızın üşümemesi ve özellikle çocuklarımızın üşümemesidir" diye konuştu. "Çok güzel kalpli" Zeynep Nida Kirman ise polis ekiplerinin yaptığı hareketin kendisini mutlu ettiğini belirterek, "Çok güzel kalpli bir polis. Bence cennete gidebilir. Çok teşekkür ediyorum, önünüze iyi kalpli insanlar çıksın. Onları çok seviyorum" ifadelerine yer verdi.
Bursa Osmanlının ilk başşehri Yenişehir’de Osmanlı dönemi yaşatılacak Orhangazi tarafından Osmanlı’nın ilk başşehri Yenişehir’e bağlı Yarhisar köyüne yaptırılan Nilüfer Hatun camii, hamamı,ve çeşmenin olduğu tarihi köye Yenişehir Güneşin Kadın kooperatifi tarafından Avrupa Birliğinden onaylı ICMPD’ninEnhancer Projesi kapsamında tarihi dokuya uygun çadırlardan oluşan "Oba Pansiyon" alanı yapılıyor. Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı Yarhisar köyünde köyün doğal ve kültürel dokusuna uygun olarak kıl çadırlardan oluşan "Oba Pansiyon" alanı oluşturuluyor. Proje, bu yönüyle Türkiye’de kadın kooperatifleri tarafından kurulacak ilk işletme olma özelliğini taşıyor. Kıl çadırlardan oluşan oba pansiyon kuruluyor Yenişehir Belediyesi tarafından desteklenen Güneşin Kadınları Kooperatifi tarafından yürütülen "Güneşin Kadınları Yarhisar Turizm ve İstihdam Projesi", tüm hızıyla tamamlanıyor. Kooperatif Türkiye genelinde seçilen 50 başarılı kooperatif arasında yer alarak Avrupa Birliği’nden hibe almaya hak kazanmıştı. Proje kapsamında yürütülen çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulunan Güneşin Kadınları Kooperatif Başkanı Naciye Özdemir, altyapı çalışmalarının tamamlandığını belirtti. Proje alanında gerçekleştirilen zemin düzenleme çalışmaları ile katlı proje alanının şev taşı düzenlemeleri tamamlandı. Proje 4 bölgeden oluşacak proje alanında; ilk bölümde, restoran, yönetim ve idare ofisi, resepsiyon, mutfak, çamaşır odası, veranda ve tuvaletler olacak. İkinci bölümde, kafe ve oturma alanları, üçüncü bölümde, her biri 4 kişilik ailelerin kullanımına uygun, içerisinde banyo ve tuvaleti bulunan 10 adet kıl çadır yer alacak. Dördüncü bölümde ise aktivite alanları yer alacak. Proje kapsamında, Yarhisar’ın doğal ve kültürel dokusuna uygun olarak kıl çadırlardan oluşan "Oba Pansiyon" alanı oluşturuluyor. Proje, bu yönüyle Türkiye’de kadın kooperatifleri tarafından kurulacak ilk işletme olma özelliğini taşıyor. Toplamda " diye konuştu. Başkan Ercan Özel: "Kadının emeğiyle büyüyen her projenin arkasındayız" Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, proje ile ilgili yaptığı değerlendirmede kadın kooperatiflerinin yerel kalkınmadaki önemine dikkat çekerek şunları söyledi: "Yenişehir’in kalkınmasını yalnızca tarım ve sanayiyle değil; turizm, kültür ve kadın emeğini merkeze alan projelerle birlikte düşünüyoruz. Güneşin Kadınları Kooperatifi’nin, Avrupa Birliği destekli böyle güçlü bir projeyi ilçemize kazandırmış olması bizler için büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Yarhisar’ın tarihi ve doğal dokusuna uygun şekilde hayata geçirilen bu proje, hem kadın istihdamına katkı sağlayacak hem de ilçemizin turizmde hak ettiği yere ulaşmasına önemli bir ivme kazandıracak. Kadının emeğiyle büyüyen her projenin arkasındayız."