GÜNDEM - 30 Mart 2025 Pazar 10:27

Şifalı Osmanlı şerbetleri sofralara renk katıyor

A
A
A
Şifalı Osmanlı şerbetleri sofralara renk katıyor

Osmanlı döneminde saray mutfaklarının vazgeçilmezi olan şerbetler, Ramazan Bayramı’nda da sofraları süslüyor. Lezzetli tadının yanında birçok faydalı bitki, meyve ve baharattan yapılan geleneksel şerbetler, içeriğindeki vitamin ve antioksidanlar sayesinde şifa veriyor. Yaşar Üniversitesi Gastronomi Mutfağı Şefi Selin Güloğlu, demirhindi, ramazan ve hibiskus şerbetlerinin faydalarını anlattı.


Osmanlı döneminde özellikle saray sofralarında, iftar vakitlerinde ve bayramlarda sıkça tüketilen şerbetler, bugün de geleneksel bir lezzet olarak varlığını sürdürüyor. Doğal malzemelerle hazırlanan bu şifalı içecekler hem serinletici hem de sağlık açısından faydalı olmasıyla biliniyor. Bayramlarda misafirlere sunulan şerbetin, paylaşımın ve bereketin bir sembolü olarak kabul edildiğini söyleyen Yaşar Üniversitesi Gastronomi Mutfağı Şefi Selin Güloğlu, "Bayram sofralarında şerbet tüketmek geçmişten günümüze uzanan köklü bir geleneğin parçasıdır. Osmanlı döneminden beri bayramlarda misafirlere şerbet ikram edilmesi, misafirperverliğin ve paylaşımın en güzel göstergelerinden biridir. Bayramda tüketilen ağır yemeklerin ardından mideyi rahatlatıcı bir içecek alternatifi sunar. Şerbetlerde kullanılan baharatlar, meyveler ve bitkiler, bağışıklık sistemini destekleyen doğal bileşenler içerir. Tatlı bir içecek olmasının yanı sıra, insanların bir araya gelmesini, sohbet etmesini ve geleneklerini yaşatmasını sağlar. Bayram sofralarına Osmanlı mutfağının bu zarif ve şifalı içeceklerini eklemek hem lezzet hem de kültürel değer açısından büyük bir zenginlik sunmaktadır. Şerbetlerin hazırlanışında beyaz şeker yerine daha doğal tatlandırıcılar tercih edilebilir. Hurma konsantresi veya şeker otu gibi doğal alternatifler kullanılarak şerbetin besin değeri artırılabilir ve daha sağlıklı bir içecek elde edilebilir" dedi.



Bağışık sistemini güçlendiren şerbetler


Ayva ve demirhindi şerbetinin sindirimi destekleyip bağışıklık sistemini güçlendirdiğini aktaran Güloğlu, "Ayva, yüksek C vitamini içeriği sayesinde hastalıklara karşı koruma sağlarken, demirhindi ise karaciğeri destekleyici ve bağırsak sağlığını düzenleyici özellikleriyle bilinir. Tarçın ve karanfil, doğal antibakteriyel özellikleri sayesinde vücut direncini artırır ve kan şekerini dengelemeye yardımcı olur" diye konuştu.


Ramazan ve hibiskus şerbetlerinin içeriği ve faydalarından bahseden Şef Güloğlu, şunları kaydetti:


"Vişne, karadut, kuru erik ve kuru üzüm gibi meyvelerle hazırlanan ramazan şerbeti, yüksek antioksidan içeriğiyle dikkat çekmektedir. Kuru erik bağırsak sağlığını desteklerken, kuru üzüm enerji verici etkisiyle bilinir. Tarçın ve karanfilin sağladığı doğal tat, bağışıklık sistemine katkıda bulunarak şerbeti daha faydalı hale getirir. Hibiskus ve reyhan ile hazırlanan şerbet ise kan basıncını düzenleyici ve böbrekleri temizleyici özellikleriyle bilinir. Hibiskus, toksinlerden arındırıcı bir içecek olarak öne çıkarken, reyhan sindirimi destekler ve mideyi rahatlatır. Osmanlı döneminde soğuk kış günlerinde bağışıklığı güçlendirmek için tüketilen bu şerbet, günümüzde de sağlık açısından büyük bir değer taşımaktadır."



Şifalı Osmanlı şerbetleri sofralara renk katıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara RTÜK Başkanı Şahin: "Reytingler düştü iddiaları dezenformasyon içerikli, kamuoyunun kasıtlı olarak yanlış yönlendirme çabasından başka bir amaç taşımıyor" Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, "Bugün ATV’de yayınlanan Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final mücadelesi ile ilgili ‘reytingler düştü’ iddiaları ise dezenformasyon içerikli olup, kamuoyunun kasıtlı olarak yanlış yönlendirme çabasından başka bir amaç taşımamaktadır. Gerçek, bilimsel reyting oranları elimize ulaştığında kamuoyu ile paylaşılacaktır" dedi. RTÜK Başkanı Şahin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Galatasaray Spor Kulübü’nü derbide sergilediği mücadele ve elde ettiği başarı nedeniyle tebrik ediyoruz. Öte yandan CHP Genel Başkanının Fenerbahçe-Galatasaray derbisi öncesinde yaptığı ‘boykot’ çağrısı, sadece futbolseverlere değil, spor ekonomisine ve yayıncılık sektörüne yönelik manipülatif bir yaklaşım olup, spor müsabakalarının özünde var olan dostluk, sportmenlik ve centilmenlik değerlerine tamamen aykırıdır. Bugün ATV’de yayınlanan Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final mücadelesi ile ilgili ‘reytingler düştü’ iddiaları ise dezenformasyon içerikli olup, kamuoyunun kasıtlı olarak yanlış yönlendirme çabasından başka bir amaç taşımamaktadır. Gerçek, bilimsel reyting oranları elimize ulaştığında kamuoyu ile paylaşılacaktır" ifadelerini kullandı. Reyting ölçüm sisteminin nasıl gerçekleştiğini aktaran Şahin, "Öncelikle Türkiye’de reyting ölçüm sistemi, RTÜK denetiminde, bilimsel yöntemlere dayalı ve uzun vadeli panel uygulamasıyla yürütülmektedir. Televizyon izleme ölçümleri, RTÜK’ün yetkilendirdiği TİAK A.Ş. tarafından gerçekleştirilirken, radyo dinlenme oranı ölçümleri ise RİAK A.Ş. sorumluluğunda yürütülmektedir. Ülke genelinde 40 ilde, 5 yaş ve üzeri yaklaşık 15 bin kişiyi kapsayan 4 bin haneye yerleştirilen peoplemeter cihazlarıyla toplanan veriler, günlük olarak analiz edilmekte ve bilimsel raporlamalara konu olmaktadır. Bu sistemde, bireysel çağrıların veya kısa vadeli yönlendirmelerin reyting verileri üzerinde etkisi bulunmamaktadır" açıklamasında bulundu. Kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik manipülatif bilgilerin, bir kez daha doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmasının önemini gözler önüne serdiğini söyleyen Şahin, "Ayrıca, izleyici ve dinleyici davranışlarını etkileyen sosyo-ekonomik statü, cinsiyet, yaş, çalışma durumu ve hanehalkı büyüklüğü gibi değişkenler, reklam stratejilerinin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Araştırma panellerinin hedef nüfusu doğru temsil etmesi zorunluluğu, mevzuat kapsamında denetime tabi tutulmaktadır. Kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik, güvenilir kaynaklara dayanmayan manipülatif bilgiler, bir kez daha doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmanın önemini gözler önüne sermiştir" dedi.
İstanbul TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Akar ve AK Parti İl Başkanı Özdemir esnafı ziyaret etti, alışveriş yaptı TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar ile AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, Sarıyer’deki esnafı ziyaret ederek alışveriş yaptı. TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, AK Parti Sarıyer İlçe Başkanlığını ziyaret ederek, partililerle bayramlaştı. Ziyaret sırasında AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ile bir araya gelen Akar, Sarıyer Merkez’de bir kafede oturup vatandaşlarla sohbet etti. Ardından Akar ve Özdemir, esnafı ziyaret edip bir marketten alışveriş yaptı. "Ayrıştırmanın ne kadar kötü olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz" AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, "2 Nisan’da ayrıştırmanın ne kadar kötü olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz. Ülkemizde ’Kutuplaştırılmasın’ diyenlerin nasıl kutuplaştırdığını, nasıl komedyeninden sanatçısına, alışveriş mağazasından kahvecisine ötekileştirdiğini, kendisi gibi düşünmeyen insanları başka bir boyutta değerlendirdiğini görüyoruz. O yüzden hem bayramlaşma hem de Sarıyerli esnafımızla alışverişimizi yapacağız. Bu boykot girişiminin aslında ülkenin ekonomisine ve ülkenin evlatlarına ne kadar zarar vermek istenildiğinin fotoğrafını ortaya koyma gayreti içinde olacağız" diye konuştu. "85 milyonun menfaatlerini önceliyoruz" Yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu, anayasa çerçevesinde, akıl ve bilimin ışığında çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Akar, "Artık söz dinleyen değil, sözü dinlenen Türkiye var. Buna herkes alışacak. Cumhurbaşkanı’mızın yaptığı şey bu. Amerika’ya, Avrupa’ya, NATO’ya, AB’ye kafa tutmuyoruz, kimseye efelik yapmıyor, dikleşmiyoruz ama dik duruyoruz. Ülkemizin, milletimizin, 85 milyonun hak ve menfaatlerini önceliyoruz. Tüm dünyaya, olaylara hak ve menfaatlerimiz açısından bakıyoruz. Vatandaşımızın hakkını, hukukunu kimseye peşkeş çekmedik, çekmiyoruz" dedi. "Kimse dosyayı, suçlamayı bilmeden ahkam kesmesin’’ "Tarafsız ve bağımsız yargı hükmünü yapıyor" diyen Akar, "Dünyada, Türkiye’de bunun örnekleri var. İSKİ davası ne oldu hatırlayın. Paris Belediye Başkanı ne oldu, tutuklandı. Bugün parti Genel Başkanı Le Pen ne yaptı? Siyasetten men edildi, hapis cezasıyla karşılaştı. Dolayısıyla yolsuzluk yapılırsa, teröre destek sağlanırsa, ahlaksızlık varsa, yasa dışı bir işi varsa bunun peşine yargı gider, gereğini yapar. Kimse dosyayı, olayları, suçlamayı bilmeden, delilleri, tanıkları görmeden ahkam kesmesin ve bunu başka yönlere çekmesin, çocukları sokaklara dökmesin. 301 genç bayramda anne-babasından ayrı yaşadılar. Üzüntü verici ama bunlara sebep olanlara bakmak lazım. Polise, devlete karşı çıkarsanız, onlara molotof atarsanız, yakar yıkarsanız polis tabii ki görevini yapacak. Burada mesele polis ne yaptı değil, bu çocuklara, gençlere bu aklı kim verdi, bunları kim sokağa sürükledi? Orada kimlerin çocukları var bakın. Konuşanların, akıl verenlerin çocukları yok. Garibanları oraya sürdüler ve onlar geriden keyiflerine baktılar. Ne için? Kendi şahsi ihtirasları, makamları, mevkileri, gelecekleri, yanlışlarını örtmek için" dedi. Boykot çağrılarına ilişkin Akar, "Sarıyer’de sabah saat 06.00’da açmış dükkanını, akşam 24.00’e kadar çalışıyor, evladının rızkını sağlamak için. Sen nesini boykot ediyorsun? İsrail’de 70 bin kişiyi kestiler. Hukuk bitti, insanlık da bitti. 17 bin çocuk. Torunlarınızı gözlerinizin önüne getirin. Nerede boykot, o zaman neredeydiniz? Bunların gözleri var görmez, kulakları var duymaz. Bunlar vicdansız. Ama onlar kendi menfaatleri olduğu zaman, kendi istikballeri, koltukları söz konusu olduğu zaman ona buna sataşmaya başlıyorlar. Bizim milletimizin aklıselimi, feraseti buna müsaade etmedi, etmeyecek. Biraz sonra hep beraber cebimizdeki son kuruşa kadar harcayacağız" şeklinde konuştu.