POLİTİKA - 14 Eylül 2024 Cumartesi 14:05

Özgür Özel’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ’özür’ cevabı: "Bu ülke yüksek tansiyon istemiyor"

A
A
A
Özgür Özel’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ’özür’ cevabı: "Bu ülke yüksek tansiyon istemiyor"

İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarında başlayan özür dileme polemiği hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Özel, Erdoğan ile arasındaki özür dileme polemiğine ilişkin son kez konuştuğunu ifade ederek, "Ben kavga etmem, vatandaşın derdiyle dertlenirim. Bir kavgam varsa vatandaşın yoksulluk, işsizlik kavgasıdır" dedi.


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, işgal altındaki Batı Şeria’da katledilen Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi’nin Aydın Didim’deki cenaze törenine katılmak üzere İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na indi. Burada basın mensuplarına açıklama yapan Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında geçen özür polemiğine ilişkin sözlere değindi.



Özel: "Vatandaşımız kutuplaşma değil kucaklaşma istiyor"


CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ’Gezi Olayları’ nedeniyle özür beklemesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Gezi olayları ile ilgili tarih ve bağımsız Türk mahkemeleri hükmünü vermiştir. Ağaç bahanesiyle ayaklanmanın Türkiye’ye maliyeti 1,4 milyar dolardır. Ekonomimizde en parlak dönem yaşanırken bu olayların alevlendirilmesi bir komplodur. Bir özür bahsi açıyorlar. Gezi olayları için çıkıp özür dilemesi gerekenler varsa milletin otobüsünü yakıp yıkanlardır. Gezi olayları ile ilgili çıkıp özür dilemesi gereken biri varsa, asıl özeleştiri yapması gerekenler haftalarca sokakları kargaşaya boğanlardır. Çıkıp özür dilemesi gerekenler AKM duvarını hakaret pankartlarıyla kirletenlerdir. Çıkıp özür dilemesi gerekenler polise ve esnafa saldıranlardır. Çıkıp özür dilemesi gerekenler, faizlerin tarihimizin en düşük seviyesine indiği IMF’e borcumuzun kapandığı başarılarla dolu bir dönemde Türk ekonomisine milyarlarca dolarlık fatura çıkartanlardır" cevabını vermişti. Bununla ilgili açıklama yapan Özel de, “Erdoğan’ın ne dediğini ben anlıyorum da Türkiye’de kimse anlamıyor. Çünkü Erdoğan’ın bir tane derdi var. Kutuplaşma, gerginlik ve onun üzerinden siyasi düşüşüne engel olmak. Kendisine bir akıl vermişler. Normalleşme süreci muhalefete ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne yarıyor. Aman eski kavgalara dönelim. Her hafta haftanın gerginliğini icat ediyor. İlk önce ağzına Dilruba’yı doladı. Sonra katıldığı onur ve gurur duydum dediği teğmenlerin mezuniyet törenine 8 gün sonra haksızca saldırdı. O gencecik teğmenlerin gelecekleriyle oynamaya çalışıyor. Yetmedi şimdi de gezi diyor. Müflis tüccar döner döner eski defterleri karıştırırmış hesabı. Ona ’Gezi için özür dile, bir şey söyle’ diyen yok. Benim derdim bambaşka. Dilruba’nın kullandığı bazı ifadelerden dolayı tutturdular, Dilruba Özgür Bey’in yanında oturdu. Özgür Bey, CHP bize bunları dedi. Biz birinize bir şey diyeceksek yüzüne söyleriz. Geçmişte çok söyledik. Bir kelimede eksik söylemedik. Ama vatandaşımız bizden 31 Mart tarihi itibariyle artık kutup Değil kucaklaşma istediğini ve kendisinin gerçek dertlerinin konuşulmasını ve kendisi yoksulken, açken, işsizken, geleceğinden kaygılıyken siyasi tartışmaları istemediğini gösterdi. Bunu sürdürenleri 22 yıl sonra ikinci parti yaptı. Vatandaşın derdini konuşan Cumhuriyet Halk Partisi’ni birinci parti yaptı" dedi.



"Bu ülkede kavgayı bırakmak, vatandaşın derdine eğilmek cesaret işi"


Özel, konuşmasının devamında, "2 gün önce de söyledim; Benim söylediğim ve özür dileyecek bir kelime lafım yok. Varsa söylesinler. Dilruba söyledi ama ben kalbini kırdıkların vardır bu sözleri düzelt diye cezaevinde ve çıktığında söyledim. Dilruba yanıma oturmuş. ‘Dilruba kimi kırdıysa Tayyip Bey’i ya da bugün polemik arayan arkadaşları aşan bir şey bu. AK Partilileri üzdüyse o gençtir, onun adına ben özür dilerim. Tayyip Bey de onun yanındakilerin, çevresindekilerin ya da kendisinin Cumhuriyet Halk Partilileri ve muhalefeti kırdığı ifadeler için özür dilesin. Dünya hakaret duyduk. Dünya küfür işittik. Hepsini birden geride bırakmak için Tayyip Bey de bir adım atsın. Özür dilemek, normalleşme çağrısı yapmak, bu ülkede kavgayı bırakmak, vatandaşın derdine eğilmek cesaret işi. Bunun maliyetini hesaplarsanız sonunuz geldi demektir. Çünkü her şeye oy diye bakarsanız bu hale düşmüşsünüz demektir. Şimdi yanındakiler diyor ki evet Özgür Bey özür dileyecek bir şey söylemedi ama yanına oturttu. Yanına oturtmayla yanına varmayla oluyor olsaydı, o zaman partinin sözcüsü ya da genel başkan vekili ayrı ayrı konuştular. Atatürk heykelleri yerde köpek leşi gibi sürüklenecek diyen adamı, ’Atatürk’e zerre muhabbet besleyen ne ölüme ne dirime gelsin’ diyen adamı, Tayyip Bey dirisine gitti ziyaret etti. Yatağının ucuna oturdu. Elini tuttu, gözüne baktı. Ölüsüne de 5 tane bakan yolladı. Tayyip Bey o zaman Kadir Mısırlıoğlu’nun ifadeleri için bir özür dilesin bakalım. Yanına gitmekle yan yana oturmakla, yanına varmakla bu ifadelerin hepsi sahipleniliyorsa. Ayasofya’ya ilk atadıkları imam döndü İsmet Paşa İblis, CHP’lilere kafir dedi. Atatürk’e dolaylı yoldan döndü ve bunların hepsi kafir, iblis dedi. Ne diyeceğiz bunlara?" ifadelerine yer verdi.



"Kavgam varsa vatandaşın ekmek kavgasıdır"


CHP lideri Özel, "Birkaç meczup ki bütün diyanet personeli tenzih ederim. Cami cami gezip bütün CHP’lilere sövüyor’ diyen Özel, “Kadınların namusuna dil uzatıyor. Hadi onlar için özür dileyin. Benim anlatmaya çalıştığım bu ülke yüksek tansiyon istemiyor. Bu ülke iktidardan icraat istiyor. Muhalefetten hizmet istiyor. Bugün muhalefette bulunan son seçimlerin ikinci partisi olan genel seçimin CHP, yerelde iktidardır. Arı gibi çalışıyoruz. Gece gündüz çalışıyoruz. Ben açmaya yetişemiyorum. Belediye başkanlarım, her bir yerde kimi kent lokantası açıyor, kimisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir başka ildeki en iyi projelerini getirip uygulamaya sokuyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin her bir belediyesi hizmette yarışıyorlar. Evveli gün Bornova 16 açılış yaptım. Dün Kocaeli’nde 4 tane açılış yaptım. Her birisi birbirinden değerli projeler. Biz işimize bakıyoruz. Tayyip Bey kavgaya bakıyor. Vatandaş bu kavgadan vatandaş illallah dedi. Tayyip Bey size verilen akıl yanlıştır. Kavgayla bu olsaydı. 31 Mart öncesi ağzınıza geleni söylediniz, bu iş olurdu. Bundan sonra olmayacak. O devirler geride kaldı. Gezi gibi 10 senelik eski bir defteri açacak, oradan kutuplaşma çıkaracak. Gezi’den bir özür dilenecekse Vera babasız okula başladı. Vera’dan özür dilemek lazım. Bu konuda daha Tayyip Erdoğan’a bir kelime daha laf söylemeyeceğim. Ben kavga etmem. Kavga isteyen gerginlik oluşturan sizi de geriyor. Kavgam varsa vatandaşın ekmek kavgasıdır, yoksulluk kavgasıdır. İşsizlik kavgasıdır, diyen Cumhuriyet Halk Partisi’ni geriyor. Çare, Cumhuriyet Halk Partisi" dedi.



"Bugünden seçim tarihini söyleyelim"


Özel konuşmasında ayrıca şu sözlere yer verdi: “Nasıl 31 Mart’ta millet, doğruyu gördüyse doğru bir karar verdiyse o kararından da fevkalade memnunsa, yapılan bütün ölçümlerde yerelde, genelde bunu gösteriyorsa gelecek sene Kasım ayı son tarihtir. Tayyip Bey gelsin, vatandaşı rahatlatsın. Bugünden seçim gününü söyleyelim. Bir sene boyunca hepimiz bu milleti, bu cendereden, bu çıkıntıdan nasıl kurtaracağız, anlatalım. En büyük hakem kararı versin. Kavga etmeden, hakaret etmeden, küfür etmeden. Biz yeterince küfür, hakaret duyduk. Bunlara cevap vermediğimiz için milletimizin teveccühünü gördük. Bundan sonra da böyle devam ediyoruz."



Özgür Özel’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ’özür’ cevabı: "Bu ülke yüksek tansiyon istemiyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Işıkhan, Paris’te OECD Genel Sekreteri Cormann ile bir araya geldi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Fransa’nın başkenti Paris’te OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann ile bir araya geldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Paris’teki temasları kapsamında ilk olarak OECD Genel Merkezi’nde OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann ile bir araya geldi. Bakan Işıkhan, OECD’nin kurucu üyelerinden biri olarak Türkiye’nin OECD ile sürdürdüğü yakın ve güçlü işbirliğine verilen öneme dikkat çekerek, görüşmede ele alınacak konuların bu işbirliğinin daha da güçlenmesine katkı sağlayacağına yürekten inandığını ifade etti. OECD’nin küresel düzeyde ekonomik ve sosyal refahın artırılmasına yönelik kapsamlı analizleri ve kanıta dayalı politika önerilerini yakından takip ettiklerini ve bu katkıları son derece değerli bulduğunu söyleyen Bakan Işıkhan, “OECD’nin sunduğu veri ve analizler, sadece üye ülkelerin politikalarına değil, küresel çapta uluslararası politika geliştirme sürecine de yön vermektedir. OECD ayrıca ülkeler arasında deneyim paylaşımına olanak tanıyan bir platform sunarak, küresel düzeyde karşılaştığımız sorunlara ortak çözümler üretmemize olanak sağlamaktadır. OECD’nin ortaya koyduğu analiz ve politika önerileri, yalnızca üye ülkeleri için değil, aynı zamanda uluslararası kuruluşlar için de bir kılavuz niteliği taşımaktadır. Bunun en son örneği, geçtiğimiz temmuz ayında G20 Dönem Başkanı Brezilya’nın ev sahipliğinde düzenlenen G20 Çalışma ve İstihdam Bakanları Toplantısı’nda OECD’nin ILO ile birlikte G20 hedefleri kapsamında sunduğu kapsamlı analizlerdir. Bu çalışma, bir yandan bu hedefler kapsamında G20 üyesi ülkelerdeki ilerlemeyi analiz ederken, diğer yandan da ülkemizin kadın istihdamı konusunda başarılı bir şekilde yürüttüğü İş Pozitif Programı gibi G20 üye ülkelerinin iyi uygulama örneklerinin paylaşılmasına olanak sağlamıştır” açıklamasında bulundu. “OECD İstihdam, Çalışma ve Sosyal İşler Komitesi çatısı altındaki faaliyetler Bakanlığımızın vizyonu ile tam bir uyum içerisinde” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak OECD ile uzun yıllardır devam eden güçlü işbirliğinden duyduğu memnuniyeti belirten Bakan Işıkhan, “Özellikle İstihdam, Çalışma ve Sosyal İşler Komitesi (ELSAC) ve bu komite altında faaliyet gösteren İstihdam, Sosyal Politika ve Göç Çalışma Gruplarındaki aktif katılımımız, Bakanlığımızın bu işbirliğine verdiği önemin en somut bir göstergesidir. ELSAC çatısı altında çalışmalarımız, nitelikli istihdam fırsatları oluşturma, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri azaltma, uluslararası göçü yönetme ve sosyal koruma sistemlerini güçlendirme gibi kritik konuları kapsamaktadır. Bu hususlar, Bakanlığımızın vizyonu ile tam bir uyum içerisindedir” şeklinde konuştu. Bakan Işıkhan, OECD’nin sunduğu uzmanlık, analiz ve analitik desteğin Bakanlığın politika geliştirme süreçlerine doğrudan katma değer sağladığını ve karar alma mekanizmalarını daha etkili ve isabetli hale getirdiğini söyleyerek, bunun da Türkiye’nin sosyal ve ekonomik gelişimine önemli katkılar sunduğunu ifade etti. Bakan Işıkhan ayrıca, ELSAC kapsamında yürütülen bazı çalışmaların gönüllü katkıya dayanmasının verilerin karşılaştırılabilirliğini ve elde edilen sonuçların kapsayıcılığını sınırlandırdığını vurgulayarak, bazı kritik alanlarda gönüllülüğe dayalı faaliyetlerin tüm üye ülkelerin katılımını içerecek şekilde genişletilmesi gerektiğini vurguladı. "Bakanlığımız, OECD ile yeni işbirliği fırsatlarını değerlendiriyor" Bakanlık olarak OECD ile yeşil dönüşüm alanında Türkiye’deki bölgesel işgücü piyasaları için fırsatlar ve zorlukları ele alacak projeler üzerinde çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Bakan Işıkhan, “Bu çalışmaların 2024-2028 dönemini kapsayan Ulusal İstihdam Stratejimizin yeşil dönüşüm odağına önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Bakanlığımız, ELSAC dışındaki OECD komitelerine ve programlarına da katılım ve katkı sağlamaktadır. Örneğin ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde iş oluşturma, sosyal katılım ve ekonomik büyümeye yönelik yenilikçi yaklaşımlarla desteklemek için oluşturulan OECD Yerel İstihdam ve Ekonomik Kalkınma Programı kapsamında aktif olarak rol almaktayız. Bu ve benzeri programlardan Bakanlık olarak daha fazla yararlanmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. “2026 yılında OECD Beceriler Zirvesi’ni ülkemizde gerçekleştireceğiz” Dijitalleşme ve yeşil dönüşümün üretim süreçlerinden çalışma modellerine kadar işgücü piyasasını her yönüyle etkileyen köklü değişimlere yol açtığını ifade eden Bakan Işıkhan, “Bu dönüşüm, mevcut mesleklerin gerektirdiği becerilerin hızla değişmesini zorunlu kılarken, yüksek teknolojiye dayalı yeni meslekler için yeni beceri ihtiyaçlarını da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla işgücü piyasasının gereksinimleriyle uyumlu becerilerin geliştirilmesi, ülkelerin sürdürülebilir kalkınması için kritik bir öneme sahiptir. Bu inançla ülkemiz, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyoner liderliğinde hem geleceğin işlerine yönelik insan kaynaklarının geliştirilmesi hem de istihdam hizmetlerinin dijitalleştirilmesine yönelik birçok önemli adım atmıştır” diye konuştu. “2026 Beceriler Zirvesi somut kazanımlar sağlayacak bir başarı hikayesine dönüşecek” Bu çerçevede işgücü piyasasının gereksinimlerine uyumlu becerilerin geliştirilmesinin her zaman Bakanlığın öncelikleri arasında yer aldığını söyleyen Bakan Işıkhan, “2016 yılından bu yana düzenli olarak düzenlenen OECD Beceriler Zirveleri, toplumlarımıza değer katan ve ekonomik büyümeyi destekleyen beceri politikalarının geliştirilmesi açısından önemli bir platform olmuştur. Bu çerçevede Türkiye olarak 2026 yılında ev sahipliğini yapacağımız OECD Beceriler Zirvesi’ni gerçekleştirerek, bu küresel çabayı güçlü bir şekilde devam ettirme konusunda büyük bir heyecan duyuyoruz. Zirvenin OECD üyesi ülkeler arasındaki işbirliğini güçlendireceğine, en iyi uygulamaların paylaşılmasına ve beceri reformlarının etkilerinin değerlendirilmesine olanak sağlayacağına inanıyoruz. Bu bağlamda Türkiye olarak zirvenin başarılı geçmesi için her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğumuzu belirtmek isterim. OECD’nin de desteğiyle 2026 Beceriler Zirvesi’nin katılımcı tüm ülkeler için somut kazanımlar sağlayacak bir başarı hikâyesine dönüşeceğine eminim” ifadelerine yer verdi. Bakan Işıkhan, kanıta dayalı politika geliştirme süreçlerinin küresel düzeyde olduğu gibi Türkiye’de de giderek daha fazla önem kazandığına vurgu yaparak, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak ulusal ve uluslararası iş birliklerine dayalı sürdürülebilir sonuçlar hedefleyen politikalar oluşturma konusundaki kararlılığımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda ülkemizin kalkınma hedeflerine katkıda bulunacak sosyal ve ekonomik politikaların geliştirilmesinde, bilimsel verilerin ve analitik yaklaşımların rehberliğinde hareket etmekteyiz. Kanıta dayalı politika yapımının başarısı; doğru, güvenilir ve güncel verilerin yanı sıra, bu verilerin etkin kullanımı için gerekli olan analitik becerilerle yakından ilişkilidir. Bu bağlamda, uzmanlarımızın analitik becerilerini geliştirmek ve dünya standartlarında yetkinlik kazanmalarını sağlamak amacıyla uluslararası kuruluşlarla yakın işbirliği içinde çalışmaktayız” şeklinde konuştu. "OECD birimlerinde geçici görevlendirilmelerinin çok değerli katkılar sağlayacağına inanıyoruz" OECD’nin başarılarının arkasında alanında uzman iki binden fazla ekonomistten ve sosyal bilimciden oluşan geniş bir insan kaynağı olduğunu vurgulayan Bakan Işıkhan, “Bakanlığımızın insan kaynağını da bu yetkinlik seviyesine ulaştırmak için, uzmanlarımızın OECD birimlerinde geçici görevlendirilmelerinin çok değerli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda, uzmanlarımızın geçici görevlendirilmeleri konusunda vereceğiniz desteği takdirle karşılayacağımızı belirtmek isterim” değerlendirmesinde bulundu. "Dünyanın neresinde ihtiyaç sahibi görse imdadına koşan bir ülkeyiz" Değişen bölgesel güç dengeleri ve gelişen teknik araçlarla birlikte ortak hareket imkanının her geçen gün daha kolaylaştığına dikkat çeken Bakan Işıkhan, “Dünyanın neresinde bir ihtiyaç sahibi görse imdadına koşan bir ülke, koruyup kollayan büyük bir medeniyetin mirasçıları olarak, yurt dışında yaşayan soydaşlarımız, vatandaşlarımız elbette bu kabiliyetin nimetlerinden yararlanan grupların başında geliyor. Bu hususta özellikle yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaç, talep ve sorunlarıyla ilgilenme noktasında ülkemiz oldukça ilerlemiş durumda” dedi.
İstanbul Esenler’de evine gittiği arkadaşını öldürüp, cesedin fotoğrafını çekti Esenler’de bir evde bilinmeyen bir nedenle çıkan kavgada yabancı uyruklu biri, evine çağırdığı arkadaşı tarafından sırtından bir kaç kez bıçaklanarak öldürdü. Ardından arkadaşının cansız bedeninin fotoğrafını çeken şüpheli, polis ekipleri tarafından evde yakalandı. Olay saat 13.00’da Esenler Tuna Mahallesinde yaşandı. İddiaya göre korsan taksicilik yapan 52 yaşındaki yabancı uyruklu İbrahim Alobeid, yine yabancı uyruklu olan arkadaşını evine çağırdı. Evde bir süre oturan iki arkadaş arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Arkadaşını sırtından bıçaklayarak öldürdü Kavga sırasında şüpheli şahıs, arkadaşı İbrahim Alobeid’i birkaç bıçak darbesiyle sırtından bıçaklayarak öldürdü. Şüpheli daha sonra arkadaşının fotoğrafını çekti. Olayın olduğunu duyan vatandaşlar, durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, İbrahim Alobeid’in hayatını kaybettiğini tespit etti. Olay yerine geldiklerinde şüpheliyi yakalayan polis ekipleri, şüphelinin kaçak yollarla yurda giriş yapan biri olduğunu tespit etti. “Bıçakla arkadaşını kesmiş” Mahalle sakini bir vatandaş ise, “Vatandaşın biri burayı kiraya verdi, sahibi rahmetli oldu. Bunlar sokaklarda satıcılık yapıyor. Şimdi duyduğuma göre bıçakla arkadaşını kesmiş” şeklinde konuştu. Gözaltına alınan şüpheli ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. İbrahim Alobeid’in cansız bedeni otopsi için Adli Tıp Morguna kaldırıldı. Polis ekipleri, olayla ilgili inceleme başlattı.
Denizli DTO personeline işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi verdi Denizli Ticaret Odası (DTO) personeline C Sınıfı İş Sağlığı Güvenliği Uzmanı Arslan tarafından iş yerindeki güvenliği arttırmaya yönelik temel bilgiler, iş kazalarını önlenmesi ve acil durumlarda yapılması gerekenlerle ilgili eğitim verildi. İş sağlığı ve güvenliği eğitimi DTO hizmet binasının 6’ncı katındaki toplantı salonunda gerçekleşti. C Sınıfı İş Sağlığı Güvenliği Uzmanı İsmet Orhun Arslan, çalışanların iş yerindeki güvenliğini artırmaya yönelik temel bilgiler, iş kazalarının önlenmesi ve acil durumlarda yapılması gerekenlerle ilgili ayrıntılı bir sunumda bulundu. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine dair konuların ele alındığı eğitim, DTO personelinin tamamının katılımıyla gerçekleştirildi ve oldukça verimli geçti. Eğitim boyunca, iş yerinde alınması gereken güvenlik önlemleri, çalışanların yükümlülükleri ve iş sağlığı güvenliğinin önemi vurgulandı. “DTO, ulusal ve uluslararası standartlara sahip bir oda” Periyodik olarak personele yönelik çeşitli hizmet içi ve odanın sahip olduğu standartların ihtiyaçlarıyla ilgili eğitimler düzenlediklerini söyleyen DTO Oda Yönetim Temsilcisi ve Akreditasyon Sorumlusu Mutlu Sözgen, “Oda olarak birçok uluslararası standardı kurumumuzda uygulamaktayız. Bunlardan biri de ISO 45001 İş Sağlığı Güvenliği Standardı. Gerek standardımız gerekse ilgili mevzuatlar çerçevesinde bugün tüm personelimizle iş sağlığı güvenliği eğitimlerimizi tamamlıyoruz. İş sağlığı güvenliği ve iş yerinde yapacağımız birçok faaliyette nelere dikkat etmemiz gerektiği ile görevimizi yaparken hangi kurallara uymamız gerektiği konusunda ayrıntılı bilgileniyoruz. Bu sayede bireysel farkındalığımızı da arttıracağız. Bize bu eğitim imkanını sağlayan başta yönetim kurulu başkanımız olmak üzere tüm yöneticilerimize teşekkürlerimizi sunarız” dedi. “Acil durum planları da yapıyoruz” Uygulamalı eğitimi veren C sınıfı İş Sağlığı Güvenliği Uzmanı İsmet Orhun Arslan ise “Bu eğitimlerin temel amacı burada iş yaparken iş yerinden kaynaklı personelin sağlığına zarar verecek etmenlerden korunması ve sağlıklarını daha güncel seviyede tutulmasını sağlamak. Bu konuda çok sayıda eğitim verdik, veriyoruz; risk analizleri de yapıyoruz. Acil durum planları yapıyoruz. Tamamen çalışanların sağlıklarını korumak için tek tek ve toplu halde çeşitli konularda kendilerini bilgilendiriyoruz” ifadelerini kullandı. “DTO, eğitimli bir odadır” Oda personelinin üyelerine en iyi şartlarda, hızlı, hatasız ve güvenli bir hizmet vermesi için mesleki gelişimlerine yönelik eğitimlerin yanında kalite standartlarıyla mecburi kılınmış iş güvenliği ve işçi sağlığı gibi konularda da düzenli eğitimler aldırdıklarını belirten DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği, çalışma hayatının en önemli unsurlarından biridir. Bu tür eğitimlerle, personelimizin bilgi ve farkındalık seviyesini artırarak daha güvenli ve güncel bir çalışma ortamı oluşturmayı hedefliyoruz. Denizli Ticaret Odası olarak çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği her zaman ilk önceliklerimizden biridir” şeklinde konuştu.
Kars Kars’ta HAP tatbikatı nefes kesti Kars’ta HAP Tatbikatı (Hastane Afet Planı) nefesleri kesti. Kimyasal atıklara maruz kalan yaralıların, hastaneye sevkleri ve yapılan müdahaleler gerçeği aratmadı. Kars’ta, Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer (KBRN) afetlerden etkilenenlere daha hızlı müdahale edilmesi ve koordinasyonun sağlanması için saha tatbikatı gerçekleştirildi. Eğitim, Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tatbikatta senaryo gereği, 112 Acil Çağrı Merkezine Paşaçayır mevkisi Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan çimento fabrikasında kimyasal varillerin, HCL asit, nitrit asit analizi yapılırken devrilmesi sonucu 6 kişi olay yerinde kimyasala maruz kaldı. Şahısların hastane KBRN ünitesi ve Acil Servise getirileceği bildirildi. Bunun üzerine kısa sürede KBRN ünitesi hazır hale getirildi. Hastaneye sevk edilen yaralıların dekontaminasyonları yapıldıktan sonra triyaj alanlara dağılımı gerçekleştirilip gerekli müdahaleler yapılarak tedavi altına alındı. Düzenlenen tatbikatla ilgili açıklama yapan Eğitim, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Samet Kırat, "Biz de bir sınır şehri olarak bu gibi durumlara her zaman hazırlıklı olmalıyız. Bu yüzden kamu kurum ve kuruluşlarıyla bir tatbikat gerçekleştirdik. Tatbikatımız başarılı bir şekilde sonuçlandırılmıştır" dedi. Kars’ta düzenlenen HAP Tatbikatı’na AFAD ekipleri de destek verdi. Tatbikat daha sonra sona erdi.