GÜNDEM - 04 Eylül 2024 Çarşamba 09:48

Otuz yıl sonra yenilenen kardeşlik

A
A
A
Otuz yıl sonra yenilenen kardeşlik

İzmir Ticaret Odasının (İTO) en eski kardeş odaları arasında yer alan Küba Ticaret Odası ile 1994 yılında yapılan anlaşma, tam 30 yıl sonra İzmir’de yeniden imzalandı. İki ülke arasındaki iş birliklerinin geliştirilmesi amacıyla düzenlenen organizasyon kapsamında İzmir Ticaret Odası’nı ziyaret eden 11 Kübalı firma ile İzmirli firmalar 65 iş görüşmesi gerçekleştirdi.


93. İzmir Enternasyonal Fuarı özel konuğu Küba’nın Ankara Büyükelçisi Dr. Alejandro Francisco Diaz Palacios, İstanbul Başkonsolosu Ral Ernesto Madrigal Crdenas ve Küba Ticaret Odası Genel Sekreteri Omar de Jess Fernandez Jimenez İzmir Ticaret Odası’nı ziyaret etti. Ziyarete İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özkardeş ev sahipliği yaptı.


Küba heyetinde yer alan Küba Cumhuriyeti Roma Büyükelçiliği Turizm Ataşesi Janet Mora Ferguson da turizm ile ilgili konuları görüşmek üzere İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özkardeş ve Meclis Üyesi Kıvanç Meriç ile bir araya geldi. Toplantıda, İzmir’in turizm ve sağlık turizmine ilişkin bilgilendirme yapıldı. Küba ve İzmir arasında başta sağlık turizmi olmak üzere işbirliği yapılmasına ilişkin görüşmeler gerçekleştirildi.



30 yıl sonra yeniden


İki ülke arasındaki iş birliklerinin değerlendirildiği makam ziyareti sonrasında, “Küba Cumhuriyeti ile İş Yapma Toplantısı” düzenlendi. Açılış konuşmasında, Küba’nın Türkiye, İzmir ve İzmir Ticaret Odası için özel öneme sahip bir ülke olduğuna dikkat çeken İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özkardeş, “Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mahmut Özgener hem yerelde hem de ulusalda kurumlar arasında “birlikte iş yapma kültürünün” gelişmesini çok önemsiyor. Bizler de bu vizyon doğrultusunda ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Küba Ticaret Odası, Odamızın en eski kardeş Odaları arasında yer alıyor. Küba Ticaret Odası ile 1994 yılında ilk temasları kurduk, ilk kardeş Oda anlaşmamızı da yine aynı yıl imzaladık. Anlaşmamızın 30. yılı sebebiyle, Odalarımız arasındaki iş birliklerinin daha da derinleşmesi amacıyla anlaşmamızı yenileyeceğiz” dedi.



Küba ile Türkiye arasında "sağlık" iş birliği


Küba ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin artması gerektiğini vurgulayan Özkardeş sözlerini şöyle sürdürdü: “Küba; sağlık sektörü ve özellikle kanser tedavisi konusunda dünya çapında başarılar elde etmiş bir ülke. Küba’nın geliştirdiği aşılar, akciğer kanseri tedavisinde önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Biz de İzmir Ticaret Odası olarak “sağlık turizmi” ni çok önemsiyoruz. Bu noktada, ülkelerimiz arasında sağlık alanında iş birlikleri geliştirebiliriz. Türkiye’nin sağlık alanındaki sahip olduğu saygın kimliği, güçlü akademik altyapısı ve başarılı sağlık profesyonelleri ile tıp alanındaki mükemmeliyet anlayışının, Küba’nın inovatif bakış açısıyla birleşmesi halinde yeni ve etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sunabileceğimiz kanaatindeyiz”



Büyükelçiden destek mesajı


Konuşmasına iki ülke arasındaki bağları güçlendirmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek başlayan Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alejandro Francisco Diaz Palacios, “Türk ve Kübalı şirketler arasındaki ilişkileri geliştirmek için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Yatırımların devamının gelmesi konusunda da sonuna kadar destek vereceğiz. Ben, şu anki iş birliği çalışmalarının sonuçlarını yakında beraber göreceğimize inanıyorum.


Misafirperverliğiniz ve ilginiz için teşekkür ederim. Burada sizler huzurunda bulunmaktan gurur duyuyoruz. Bugün pekiştireceğimiz Küba-Türkiye ikili iş görüşmelerinin meyvelerini yiyeceğimiz günü iple çekiyoruz” dedi.



65 ikili iş görüşmesi


Açılış konuşmalarının ardından Küba Ticaret Odası Genel Sekreteri Omar de Jess Fernndez Jiménez bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda Küba’nın özellikle sağlık alanında yaptığı çalışmalar anlatıldı. Ülkedeki yatırım fırsatları hakkında bilgilendirme yapıldı. İzmir Ticaret Odası ile Küba Ticaret Odası arasında işbirliği anlaşması imzalandıktan sonra yapılan ikili iş görüşmelerinde ise, 11 Kübalı firma ile İzmirli firmalar 65 iş görüşmesi gerçekleştirdi.



Otuz yıl sonra yenilenen kardeşlik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Paraşütle kemençe çaldı Tekirdağ’ın Şarköy ilçesinde sıradan bir yamaç paraşütü uçuşu, genç bir müzisyenin sanatıyla unutulmaz bir gösteriye dönüştü. 19 yaşındaki Gökdeniz İncehasan, Uçmakdere’nin yükseklerinde Karadeniz türküleri eşliğinde kemençesiyle havada süzülerek izleyenlere eşsiz bir deneyim yaşattı. Arkadaşlarıyla birlikte Tekirdağ’ın popüler yamaç paraşütü merkezlerinden biri olan Uçmakdere Mahallesi’ne gezmeye gelen Gökdeniz, Ganos Dağı’nın eteklerinde yamaç paraşütü yapanları görünce bu maceraya katılma kararı aldı. Ancak bu sıradan bir uçuş değildi. Gökdeniz’in aklında başka bir fikir vardı, gökyüzünde kemençe çalmak. Uçuş için hazırlıklar başladı. Gökdeniz, profesyonel yamaç paraşütü pilotu Okay Güzel ile birlikte 600 metre yükseklikten tandem (ikili) uçuş yapmaya hazırlandı. Havadaki özgürlük hissini kemençe melodileriyle birleştiren Gökdeniz, hem müziğin hem de uçuşun büyüsünü yaşadı. Yükseklerde yankılanan Karadeniz türküleriyle 15 dakikayı aşkın süre boyunca gökyüzünde süzülen genç müzisyen, izleyenleri büyüledi. Yamaç paraşütüyle kemençe çalmanın heyecanını anlatan Gökdeniz, “Bu benim için eşsiz bir deneyimdi. Hem uçmanın özgürlüğünü hissettim hem de Karadeniz’in ruhunu gökyüzüne taşıdım. Kemençemi yanımda getirdiğim için çok mutluyum. İnanılmaz bir anı yaşadım” dedi. İncehasan, başarılı uçuşunun ardından güvenli bir şekilde yere iniş yaptı ve bu unutulmaz deneyimi arkadaşlarıyla kutladı. O anlara tanıklık edenler ise hem uçuşu hem de melodileri hayranlıkla izledi.
Konya Toplum Ruh Sağlığı Merkezi ve Sağlıklı Hayat Merkezi açılışa gün sayıyor Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi sağlık alanındaki yatırımlarına bir yenisini daha eklemeye hazırlanıyor. Selçuklu Belediyesi, Konya İl Sağlık Müdürlüğü ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü işbirliğinde Yazır Mahallesi’nde yapımında sona yaklaşılan Toplum Ruh Sağlığı Merkezi ve Sağlıklı Hayat Merkezi vatandaşların sağlık hizmetine daha modern ve konforlu alanlarda ulaşmasına imkan sağlayacak. Merkez çatısında yer alan 80 KW’lık GES panelleriyle ile de kendi elektrik ihtiyacını kendi karşılayacak. Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, merkezde incelemelerde bulundu ve yetkililerden çalışmalardaki son durum hakkında bilgi aldı. Başkan Pekyatırmacı, Toplum Ruh Sağlığı Merkezi ve Sağlıklı Hayat Merkezi’nin Türkiye’ye örnek olacak nitelikte olduğunu söyledi. “Türkiye’de örnek olabilecek bir sağlık tesisini şehrimize kazandıracak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” Konya’ya çok önemli bir yatırım ve hizmeti kazandıracak olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Konya’da sağlık standartlarının daha da yükselmesi vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine en hızlı ve en kolay şekilde ulaşabilmeleri, bu hizmetleri en nitelikli, en kaliteli şekilde alabilmeleri noktasında elimizden gelen desteği gösteriyoruz. Bu noktada kurumlar arası işbirliğine büyük önem veriyor, bu işbirliklerinin en güzel örneklerini sergilemeye devam ediyoruz. Konya İl Sağlık Müdürlüğü ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü işbirliğinde Yazır Mahallemizde yapımına başladığımız ve Sağlıklı Hayat Merkezi ve Toplum Ruh Sağlığı Merkezde bunlardan biri. Artık merkezimizde sona doğru geliyoruz. Burada iki farklı bölümümüz var. Sağlıklı Hayat Merkezi’mizden hemşehrilerimiz beslenme, fiziki aktiviteler ve ruh sağlığı konularında hizmet alabilecekler. Burası aynı zamanda önleyici sağlık hizmetlerinin de uygulanabileceği farklı birimlerle önemli bir merkez olacak. Toplum Ruh Sağlığı Merkezimiz de Beyhekim Bölge Hastanemizde bulunan psikiyatri bölümümüzün ihtiyacını karşılayacak şekilde oradaki hastalarımızın rehabilitasyon anlamında ihtiyaçlarını giderebilecekleri, rehabilitasyon hizmetlerinin en sağlıklı bir şekilde verilebileceği bir merkez olacak. Türkiye’de örnek olabilecek bir sağlık tesisini şehrimize kazandıracak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Toplamda 7 bin 500 metrekarelik alan üzerinde inşa edilen merkezimizin iç teşrifat ve çevre düzenleme çalışmaları devam ediyor. İnşallah en kısa sürede hizmet vermeye başlayacak merkez Konyamıza ve Selçuklu’muza hayırlı olsun” dedi.
İstanbul Doğuşlu akademisyenler “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde Stanford Üniversitesi’nin her yıl hazırladığı “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” 2024 listesine Doğuş Üniversitesi’nden iki öğretim üyesi, bilimsel çalışmalarıyla ilk yüzde 2’lik dilimde yer alarak uluslararası arenada büyük bir başarıya imza attı. Doğuş Üniversitesi, iki öğretim üyesinin Stanford Üniversitesi tarafından açıklanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları 2024” listesine girmesiyle bilim dünyasında önemli bir başarıya imza attı. Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Shahram Minaei ve Bilgisayar Mühendisliği ile Temel Bilimler Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kazem Azizi, prestijli listeye layık görüldü. İki kategoride değerlendirildiler Akademisyenlerin nitelikli yayın sayısı, yayınların yer aldığı derginin etkisi, patent sayısı, yapılan atıf sayısı, h-indeks, hm-indeks, makale sayısı, atıf alan makale sayısı ve yayınlandığı derginin etkisi gibi kriterler doğrultusunda hazırlanan liste, bilim insanlarını “kariyer boyu etki” ve “yıllık etki” olmak üzere iki kategoride değerlendiriyor. Prof. Dr. Shahram Minaei hem kariyer boyu hem de yıllık etki kategorisinde sıralamaya girerek, "Elektrik ve Elektronik Mühendisliği" alanında 119 bin 204 bilim insanı arasında 311’inci sırada yer aldı. Bu sıralama ile yüzde 0.26’lık dilimde yer alan Prof. Dr. Minaei, akademik alandaki başarısını bir kez daha kanıtladı. Prof. Dr. Kazem Azizi ise “Nükleer ve Parçacık Fiziği” alanında yıllık etki kategorisinde, 151 bin 105 bilim insanı arasında 1884’inci sırada yer alarak, yüzde 1.24’lük dilime girdi.
Sivas Sit lideri Sivas, 458 sit alanı bulunuyor Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılına ilişkin "Kültürel Miras İstatistikleri"ni açıkladı. Buna göre birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, bilinen 4 bin yıllık geçmişe sahip Sivas’ta 458 sit alanı bulunuyor. Sit alanlarının 453’ünü arkeolojik sit alanı, 3’ünü tarihi sit alanı, 1’ini kentsel sit alanı, 1’ini ise karma sit alanı oluşturuyor. Sivas Turizm Derneği Başkanı Hakan Bakar ise yaptığı açıklamada bu tür yerlerin bakımlarının tam anlamıyla yapılamadığını ifade ederek, “ Çevre düzenlemesi, restorasyon çalışmaları yapılıyor ama sonraki dönemlerde ne yazık ki mevsimsel olarak bu restorasyonlara çok sahip çıkamıyoruz” dedi. “Birçok tarihi eseri Sivas’ta barındırmaktayız” Sivas Turizm Derneği Başkanı Hakan Bakar, birçok tarihi eserin Sivas’ta bulunduğunu ifade ederek, “Şimdi bildiğiniz üzere Türkiye İstatistik Kurumu geçtiğimiz günlerde Türkiye genelindeki sit alanlarıyla ilgili çeşitli verileri paylaştı. Sivas’ta da 458 tane yanlış bilmiyorsam sit alanının olduğunu, 2023 yılına ait verileri paylaştı. Tabi 2019 yılında ise bu veriler 388 civarındaydı yanlış hatırlamıyorsam. Demek oluyor ki bir ortalama 60-70 tane daha yeni sit alanları eklenmiş. Sivas bildiğiniz üzere geçmişi milattan önceye dayalı bir şehir. Birçok tarihi eseri Sivas’ta barındırmaktayız. Tabi burada yeraltı zenginliklerinin esas önemli olduğunu düşünmemiz lazım. Aslında her şey yerin altında. Araştırmaların daha yoğun yapılmasıyla yeni yeni sit alanları ortaya çıkıyor” dedi. Kaldırımdan kaldırıma tarih değişiyor Bakar, bir kaldırımdan diğer kaldırıma geçince tarihi yapının değiştiğini belirterek, “İnsanlar Sivas’a geldiğinde özellikle tarihi kent meydanı olarak nitelendirdiğimiz Cumhuriyet Meydanı’nda birçok eseri aynı anda görebiliyorlar. Bu da aslında böyle gezen ve gerçekten gittiği şehri bir an evvel her şey elimin altında olsun diyen bir gezginler için çok ideal bir fırsat. Neden? Çünkü çok fazla bir vasıta ihtiyacı olmadan her yeri rahatlıkla görebiliyorlar. Bu alanda Osmanlı eserleri, Selçuklu eserleri, Cumhuriyet Dönemi’ne ait eserler var. Hemen şöyle baktığımız zaman bir tarafımız Kongre binası hemen bu tarafımızda Kale Cami var. Aslında İnönü Bulvarı dediğimiz bu İstasyon Caddesi ile bu aradaki otuz kırk metrelik mesafe arasında tarihi yapıdan yaklaşık bir yedi yüz elli sekiz yüz yıl bir geçiş yapabiliyoruz. Sanki böyle kendimizi Cumhuriyet döneminden işte Selçuklu’ ya veya Osmanlı’ya ışınlama gibi bir söz konusu olabiliyor. Aslında bu da çok önemli bir fırsat. Bir kaldırımdan bir kaldırıma geçince tarihi bir yapının değiştiğini de fark edebiliyoruz. Bu da tabii ecdatlarımızın bize bırakmış olduğu bu şaheserler sayesinde” şeklinde konuştu. “Tabelalarımızda hala bir eksiklik var” Tanıtım tabelalarının eksik olduğunu söyleyen Bakar, “Peki biz bu eserlere düzgün bakabiliyor muyuz? Gerçekten önemli konulardan bir tanesi bu. Çevre düzenlemesi, restorasyon çalışmaları yapılıyor ama ne yazık ki bu restorasyonlara çok sahip çıkamıyoruz. Burada mısırcılar, mısır satmaya çalışıyorlar. Kimileri çocuklara burada araba sürdürüyorlar. Bunlar ilk etap çok güzelmiş gibi görünüyor ama gerçekten çok dağınık ve anlamsız bir şey ortaya çıkıyor. Benim yetkililerden ricam da şu en azından bu çevredeki ticaret veya iş yapan bu küçük büfelerin veya araç sürdüren kişilerin bu eserlerimizin arka tarafında bir boşluk var, o bölgeyi alarak en azından o bölgede hepsinin bir bütün halinde olmaları da bu şehre değer katacaktır. Tabelalarımızda hala bir eksiklik var. Bu varlıklarımızın, eserlerimizin ne anlama geldiği, hangi yıllardan bugüne geldiği yazıyor ama örneğin Buruciye Medresesinin içine giriyorsunuz yan tarafında. Tabelaların insanların sağlıklı görebileceği yerlere koyulması da çok önemli” diye konuştu. Tarihi eserler karanlıkta kalıyor Bazı tarihi eserlerin karanlıkta kaldığına değinen Bakar, “Bir de meydanı en azından tak yapılabilir. Onun altında bir Sivas’a hoş geldiniz. Sivas hatırası şeklinde bir fotoğraf çekileceği alanlar oluşturulması lazım. Geçtiğimiz yıllarda biliyorsunuz tarihi eserlerimizin ışıklandırılması konusunda çalışmalar yapıldı. Bununla ilgili çeşitli mimari ışıklandırma projeleri basınla paylaşıldı. Tabi burada yapılanlar var. Tarihi Jandarma binası, valilik binası ve Kongre binası bunlar ışıklandırıldı. Ama görüyoruz ki Kale Camii olsun hemen Çifte Minare ve Buruciye Medresesinde hala bu ışıklandırmalar gerçekleşmedi. Esas gerçekleşmesi gereken yerler de burası. Neden? Hem çukurda kalıyor hem de gece insanlar burada bir karanlık içerisinde kalıyor. Aydınlatma sayesinde bu bölge daha da kendini göstermiş olacak” ifadelerini kullandı.