SAĞLIK - 19 Aralık 2025 Cuma 09:47

Öksürüğü kesmek isterken zehirlenmeyin

A
A
A
Öksürüğü kesmek isterken zehirlenmeyin

Alternatif tedavi yöntemi olarak bilinen bitki çayları, ballı limonlu karışımlar ve benzeri yöntemler bazı hastalık durumlarında kullanılabiliyor. Bu tarz yöntemleri özellikle çocukların tedavisinde kullanırken iki kere düşünmek gerektiğinin altını çizen Medicana Sağlık Grubu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Gülnar Kerimova, "Bitkisel, aktardan alınan ürünlerde toksisite, alerji ve ilaç etkileşimi riski bulunur. Antibiyotikler sadece bakteriyel enfeksiyon varlığında ve doğru endikasyonla kullanılmalıdır" ifadelerini kullandı.


Kışın çocuklarda öksürük şikayetinin sık tekrarlamasından kaynaklı çoğu ebeveyn çareyi doğal yöntemlerde arıyor. Kimisi pekmezli ballı limonlu yöntemlere başvurabilirken kimisi de ıhlamur, nane limon gibi bitkisel yöntemlere yönelebiliyor. Söz konusu yöntemlerin özellikle çocuklar üzerinde uygulanması noktasında dikkatli olunması gerektiğini dile getiren Medicana International İzmir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Gülnar Kerimova, öksürüğün en sık viral üst solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle meydana geldiğini aktararak, yeterli sıvı tüketimi ve dinlenme ile hastalık sürecinin çocuklar için hafif geçirilebileceğini ifade etti. Öksürük şikayetinin yanında; nefes darlığı, morarma (dudak ve çevresi), yüksek ateş ve genel durumda kötüleşme, kanlı ya da şiddetli balgam, çok küçük bebeklerde emmekte zorlanma gibi semptomların görülmesi durumunda hemen bir doktora başvurulması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Gülnar Kerimova, sosyal medyadaki sözde doğal yöntemlerin hastaların hekime başvurma süreçlerini geciktirdiğine dikkat çekti. Uzm. Dr. Gülnar Kerimova, "Sosyal medyadaki doğal reçeteler nedeniyle tıbbi değerlendirme gecikebilir veya gereksiz ürün kullanımı olabilir. Bu yüzden herhangi bir semptom varsa bir hekime görünmeli. Çünkü bazen dakikalarla yarışılabiliyor. Dolayısıyla popüler tavsiyeler yerine semptomun şiddetine ve süresine göre sağlık profesyonelinin yönlendirmesi çok önemli" mesajını verdi.



Reçetesiz ilaçlardan uzak durun


Öksürüğü hafifletmek amacıyla evde uygulanabilecek yöntemler hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Gülnar Kerimova, viral hastalıklarda ilk ve en önemli desteğin yeterli sıvı alımı olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Gülnar Kerimova, "Çocuklardaki öksürüğü hafifletmek için bal kullanacaksak çocuğun 1 yaşın üstünde olması gerektiği unutulmamalıdır. Bal için, akut üst solunum yolu öksürüğünde yatmadan önce sadece bir tatlı kaşığı tüketildiğinde öksürük ve gece uykusuna kısmen iyi gelebildiğini gösteren çalışmalar var. Ama 1 yaş altında kesinlikle bal kullanılmaz. Ayrıca çocuğun burnunun tıkanık olmamasına ve evin nem oranının yüzde 40 ila yüzde 60 arasında tutulmasına özen gösterilmeli. Aksi takdirde burun tıkanıklığı ve beraberinde de öksürük görülebilir. Bununla birlikte evin yüzde 60’tan fazla nemlenmemesine de özen gösterilmel. Çünkü bu da evde mikroorganizmaların çoğalmasına ortam hazırlar ve çocuğu daha da hasta edebilir" açıklamasını kaydetti. Uzm. Dr. Gülnar Kerimova, öksürüğü hafifletmek amacıyla önerilen doğal çaylarla ilgili de uyarıda bulunarak, "Bazı bitkisel ürünlerin uzun kullanımı veya fazla dozu irritasyon, alerji, ishal veya etkileşimlere yol açabilir. Bu nedenle özellikle 2 yaş altındaki bebeklerde ve kronik hastalığı olan çocuklarda hekiminizle danışmadan bitkisel karışım vermeyin" dedi.



En doğal çözüm; dengeli beslenme ve düzenli uyku


Çocuktaki öksürüğün hafiflemesi veya çocuğun iyileşmesi adına doğal çözümlerle harekete geçen ebeveynlerin en sık yaptığı hatalara dikkat çeken Uzm. Dr. Gülnar Kerimova, sözlerini şöyle sürdürdü: "1 yaş altına bal vermek, botulizm riski oluşturur. Gereksiz veya hatalı antibiyotik uygulaması, hem faydasız hem de antibiyotik direncine neden olur. Reçetesiz öksürük-soğuk algınlığı ilaçlarını küçük çocuklara vermek, nemlendirici cihazı temizlemeden kullanmak veya aşırı nemlendirmek, gereksiz pek çok bitkisel karışımı aynı anda vermek gibi durumlar ebeveynlerin en sık yaptığı hatalar olarak öne çıkıyor. Çocuklarda öksürüğü hafifletmek ve de bağışıklığı güçlü tutmak için yeterli uyku, dengeli beslenme, el hijyeni ve aşılar oldukça büyük önem taşır. Bu önlemler, solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını ve şiddetini azaltır. Şunu unutmayın; bağışıklığı güçlendirmek için özel bir iksirimiz yok. Çocuğunuzun beslenmesine, el hijyenine, yeterli uyumasına, aşılarını yaptırmaya özen gösterin. Takviye edici gıdalar alırken, lütfen doktorunuzla görüşün. Okul öncesi ve okul çağı çocuklarında yeterli uyku süresi enfeksiyon riskini düşürür; uyku yoksunluğu bağışıklık fonksiyonunu zayıflatır. Özetle düzenli, yeterli uyku ve sağlıklı beslenme semptom yönetiminde ve korunmada yardımcıdır."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Sındırgılı depremzede çiftçilere hayvan yemi desteği Balıkesir Büyükşehir Belediyesi sosyal belediyecilik anlayışıyla gerçekleştirdiği çalışmalarına her geçen gün yenisini ekliyor. Başkan Akın, geçtiğimiz haftalarda Sındırgı’da birbiri ardına gerçekleşen depremler sonrası mağdur olan Sındırgılı depremzede vatandaşlarımıza hayvan yemi desteği vererek, depremin yaralarını bir nebze de olsa kapatmaya yardımcı oluyor. Sındırgı ilçemizde meydana gelen depremlerden etkilenen vatandaşlarımızın her anında yanında olan Başkan Akın, 183 üreticimizin yaralarını sarmasına destek oluyor. Toplamda 915 çuval yem desteği sağlanmıştır. Sındırgı ilçemizde meydana gelen depremden etkilenen ve hayvancılık ile geçimini sağlayan 53 küçükbaş, 130 büyükbaş hayvan yetiştiricisi olmak üzere 183 üreticimize, toplamda 915 çuval hayvan yemi desteği sağlanıyor. Depremden sonra çok zor durumda kaldıklarını söyleyen depremzede çiftçi Ahmet Can, "10 Ağustosta ve 27 Ekimde meydana gelen depremlerde evlerimiz, ahırlarımız hep hasar gördü. Büyükşehir personeli gelip bizim hayvanlarımızın yem ihtiyacını karşıladılar. Allah razı olsun." diye konuştu. Hiçbir talepleri olmamasına rağmen hayvan yemi ihtiyaçlarını karşıladıkları için Büyükşehir Belediyemize sonsuz teşekkür eden bir diğer depremzede çiftçi Özcan Turhan, "Hepsinin ayaklarına sağlık sağ olsun, var olsunlar" dedi. ‘Ahmet başkanımıza çok teşekkür ederiz’ "Bizi dar günümüzde yalnız bırakmadı. Var olsunlar, sağ olsunlar. Biz de her zaman onların yanındayız." diyen depremzede çiftçi Lütfü Dündar sözlerini Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’a teşekkür ederek bitirdi. Depremzede çiftçi Mehmet Can "Depremden etkilenmiştik. Birkaç kez Büyükşehir personeli geldi. Hasarımızı sordu, bir ihtiyacınız var mı dediler. Biz de yem ihtiyacımız olduğunu söyledik. Allah razı olsun bütün ihtiyacımız karşılandı. Çok memnun olduk. Büyükşehir Belediye Başkanımıza çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Büyükşehir Belediyesinin destekleri için çok teşekkür eden Sıdıka Şenlik, mağduriyetlerinin giderilmesinden oldukça memnun olduğunu söyledi.
İstanbul L’Oréal Grup, CDP’den üst üste 10’uncu kez üç ’A’ notunu aldı Dünyanın önde gelen tekno-güzellik şirketlerinden L’Oréal, dünyanın en kapsamlı çevresel raporlama platformlarından Carbon Disclosure Project (CDP) tarafından iklim değişikliğiyle mücadele, ormanların korunması ve su güvenliği alanlarındaki performansı ve kurumsal şeffaflığı sayesinde üst üste 10’uncu kez 3A notu almaya hak kazandı. 2025 yılında CDP’ye raporlama yapan 22 bin 100 şirket arasından yalnızca 23’ü 3A notu alabilirken, L’Oréal bu notu 10 yıldır aralıksız aldı. Bununla birlikte, şirketin sürdürülebilirliği uzun vadeli iş stratejisinin merkezine yerleştirdiği ve tüm değer zincirine entegre ettiği belirtildi. Şirketin 2024 yılına ait sürdürülebilirlik performansı, çevresel dönüşüm alanında kaydedilen somut ve ölçülebilir ilerlemelerle öne çıkıyor. Grup, faaliyet gösterdiği tesislerinde yüzde 97 oranında yenilenebilir enerji kullanımına geçti. Formül ve ambalajlarında kullandığı biyo-bazlı içerik ve malzemelerin yüzde 92’si sürdürülebilir ve izlenebilir kaynaklardan temin ederken, endüstriyel süreçlerde kullanılan suyun yüzde 53’ü geri dönüştürülmüş veya yeniden kullanılmış kaynaklardan sağlandı. "L’Oréal, sürdürülebilirlikte istikrarını liderlik vizyonuyla sürdürüyor" L’Oréal Grup Kurumsal Sorumluluk Direktörü Ezgi Barcenas ve Operasyon Direktörü Antoine Vanlaeys, bu önemli başarıyla ilgili yaptıkları ortak açıklamada sürdürülebilirliğin L’Oréal’in iş yapış biçiminin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. Barcenas ve Vanlaeys, bu başarının, sürdürülebilirliği iş stratejisinin kalbine yerleştiren yaklaşımlarının ve ekiplerin özverili çalışmalarının bir sonucu olduğunu belirterek, inovasyon ve güçlü iş birlikleriyle daha sürdürülebilir bir gelecek için kararlılıkla ilerlemeye devam edeceklerini ifade etti. L’Oréal Grup CEO’su Nicolas Hieronimus ise dünyanın en büyük güzellik şirketlerinden biri olarak gerçek ve kalıcı bir etki oluşturma sorumluluğuna sahip olduklarını belirterek şunları söyledi: "CDP’den üst üste 10’uncu kez 3A notu alan tek şirket olmak, sürdürülebilirliğin iş modelimize ne kadar derinlemesine entegre edildiğinin güçlü bir göstergesi. Bu başarıda emeği geçen ve dünyayı harekete geçiren güzelliği oluşturmak için durmaksızın çalışan tüm ekiplerimize ve değer zincirimiz boyunca katkı sunan iş ortaklarımıza teşekkür ediyorum." Şeffaflık ve güçlü veri, uzun vadeli değer oluşturuyor CDP’nin değerlendirme süreci; TCFD çerçevesiyle uyumlu, bağımsız ve titiz bir metodolojiye dayanıyor. Bu süreçte şirketlerin çevresel riskleri anlama düzeyi, raporlama kalitesi, iddialı hedefleri ve doğrulanmış aksiyonları kapsamlı şekilde analiz ediliyor. CDP, dünyanın önde gelen çevresel veri havuzunu yöneterek net-sıfır ve doğa-pozitif bir küresel ekonomiyi destekleyen yatırım ve tedarik kararlarına rehberlik ediyor. 2025 yılında, toplam 127 trilyon dolar varlığı yöneten 640 yatırımcı, çevresel etki, risk ve fırsatlara ilişkin veri toplanması amacıyla CDP’ye başvurdu. CDP CEO’su Sherry Madera ise A Listesi’nde yer alan şirketlerin çevresel hedeflerle ticari başarının birlikte ilerleyebileceğini kanıtladığını belirterek, yüksek kaliteli çevresel verilerin şirket liderlerinin uzun vadeli rekabet gücünü koruyan, sermayeyi çeken ve doğal sistemleri güvence altına alan kararlar almasını mümkün kıldığını vurguladı.
Elazığ Havaların soğumasıyla birlikte vatandaşların balığa olan rağbeti arttı Elazığ’da havaların soğumasıyla birlikte vatandaşlar balık ürünlerine yönelirken, vatandaşlar tarafından en çok rağbet gören balık çeşitleri hamsi, istavrit, alabalık ve somon oldu. Elazığ’da havaların soğumasıyla birlikte vatandaşların balığa olan rağbeti arttı. Günden güne zenginleştiği balık tezgahlarına vatandaşlar rağbet göstermeye devam ederken balıkçılara gelen vatandaşların en çok tercih ettiği ürünler ise hamsi, istavrit, alabalık ve somon oldu. Hamsi 180, istavrit 200, alabalık 250 ve somon 280 liradan satışa sunuluyor. Çarşıya balık almak için çıktığını belirten vatandaşlardan Hüseyin Tümen, "Havanın soğumasının yanında, piyasada et malzemelerine baktığımız zaman balık daha hesaplı. Ondan dolayı da vatandaşın balığa yönelmesi ekonomik durumları açısından çok iyi. Ben de bugün balık almaya geldim. Balığın her türlüsünü yiyorum fakat evde istavrit yedikleri için ondan alıyorum" dedi. Havaların soğuduğunun altını çizen balıkçı Ramazan Erdoğan, "Verimli bir sene oluyor. İstavrit ve hamsi bu sene bol miktarda geliyor. Bizim tatlı su balıklarımız, alabalık ve somon balıklarımız oldukça bol. Fiyatlarımız diğer gıda ürünlerine göre gayet uygun. Müşterilerimiz en çok hamsiyi tercih ediyor. Elazığ’da 100 liraya kadar düştü. Onun yanında şu anda istavritin sezonu olduğu için onu da çok tercih ediyorlar. Elazığ’da üretilen alabalık ve somon balığı da vatandaşlar tarafından çok tercih ediliyor. Balık satışları iyi. Vatandaşların rağbeti fazla. Sağlık için haftada en az iki defa balık yiyin diyoruz. Hamsi ve istavrit balıkları sağlık açısından fosfor ve kalsiyum içeriyor. Dişlere ve kemiklere kılçığıyla birlikte yenilirse çok fayda sağlıyor. Şu anda hamsi 180, istavrit 200, diğer balıklarımız da 150 liradan başlıyor 500 lira bandına kadar yükseliyor" ifadelerini kullandı.